19 Temmuz 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

19 Temmuz 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

NM ———ğ—ş——. — K ORA a MEMLEKETTE TAN ml Akşehirdede Ayrı Ayrı Esnaf Cemiyetleri Kuruldu A vermişlerdir. Ayakkabıcılar, Berberler idare heyeti ca fiyat levhaları da astırmıştır. Halin yanında inşasına başlanan topdancılar kısmının yapı- sı bitmek üzeredir. Kütahya Şehir Uzmanı istiyor Kütahya, (Özel aytarımız bildiriyor) — Bayındırlık işlerini Irk bir şehircilik mütehassısı ça- * iş, ilbaylık bu kararı onay satı ve yeni yapılar mütebassısın tetkikatına gi Konyada Bir Define Çıktı Konya, (Özel aytarımız bildiriyor) — Konyada Gazi Âlim Şah mahallesinde oturan Mihal'ın evi bir düzene koymak Zırmağa karar veri in şarba; mühim bir define bulu: eve gitmişler, yapılan aramada bir kavanoz ç 3,5 İngiliz, 7 Alman, 3 13 beşi bir yerde, | tane los altını, 3 miştir, Bakanlığın Dediği yapılamıyor Giresun, (Özel ay' gok iyi i rik gönderilmiştir. Fındık ürününün yıl daldan değil, yerden toplanmasını üzerine, üretmenler, tecimel ve ekonomsal kur başkanlığında * toplanmışlardır. Kentin toprak, durumu göz“önünde tıtularak; bu isteğin tatbile uzak olduğu sonuncuna varılmıştır. Tecim ve Endüstri Odasında üretmenlerin toplantı yapılmıştır. Bu toplantıda yen rafında gi fındık Fabrikalarda fındık ayıklanıyor No. 61 Etem İzzet BENICE Şişli'deler. Şen apartmanın ikinci katın- da oturuyorlar. Sokak kapısı çalınınca doktor hizmetçiden önce kendisi kapı- ya koştu ve kendisi kapıyı açtı: — Neredesin Güney, Saat yirmi — Kocacığım çok mu üzül dün?, Diye tatlı bir bakış ve tatlı bir söyleyişle kapıdan içeriye girdi, Fazıl'ın elini sıktı. O'ne kadar güzel, tatlı, şen, cıvıl cr- vılsa, Fazıl da o kadar buruşuk, asık suratlı idi. — Karıcığım, her vakit artık senin bu geç kalmalarının kav- gasını mı yapacağız?, Diye Güney Tini gevşek gevşek sıktı, yürüdü. Genç ka- dın sanki söylenenler kendisine değilmiş gibi hiç oralı bile ol ehir, (Özel aytarımız bildiri Başkanının daveti üzerine, ayrı ayrı cemiyetler kurmağa karar ahveciler, marangozlar, boyactlar, arabacılar ve berberler cemiyetleri derhalfaal Hüseyin Hü; Ayna, Ahmet Bacak, Veliyüddin, Nuri seçilmişlerdir. Ayıntap Halinde Fiat Listeleri Ayıntap, (Özel aytarımız bildiriyor) — 19 bin Jira sarfile meydana getirilen hal, büyük bir ihtiyacı gidermiştir. Şarbay- Ik, sebze ve etin temiz satılmasına azami itina gösti duğu ihbar edilmiştir. Defineyi eden Artopulos ile hükümetçe tayin olunan Rifat, Maliye Memuru İhsan, Kor Kavanozda, Fransız buçuk liralık altın saat, 7 altın köstek ve tar da kron ve drahmi bulunmuştur, Define, tutulan zabıt varakasile beraber ilbaylığa teslim edil- ız bildiriyor) — Yeni yılın fındık üşmeler olmuş, rakamlar tesbit edilere! Jara bildirilmiştir, Rekolte miktarını duğu için gizli tutulmakadır. Edindiğim malümata göre, bu yıl inü geçen yıllardan daha çok ve bereketli olacaktır, | madan kocasının adımlarını iz- YOSMA! | or) — Şarımız esnafı Parti ete geçmişlerdir. vü Günay, İsmail, Ahmet rmiş, ayrı- de bir kavanoz sar Birinci Komiser Müzesi Direktörü Yusuf dolabın altımdan hakikaten 295 buçuk Osmanlı, lirası, İİ ziynet altını, 3 Kiramis, 1 Venize- kaç yüzük, bir mik- tiyen bu bildirik mlar ilbayın iklim ve işçi abiisyetinder irak ettiği iki dık rekoltesi et- igili makam. çığa vurulması zararlı ol- yılım fi ledi ve sesini eze eze söylendi — Gezmeden gelmiyorum Yi Terzideydim. Ne olur, biraz geç kalırsam. Sabahtan akşama ka- dar hep evde oturacak değilim. Fazıl yazı odasına girdi, ma- röken bir koltuğa kendisini bı- raktı, Sinirli sinirli, gücengin söyleniyordu: — İyi, güzel, terzi, urba, fis- tan hepsine peki. Fakat, bir ka- dın bu saate kadar sokakta kal- maz, Genç kadın, gece ile bir örnek, keskin, katmerli gö lerini doktorun bakışlara dü- gümliyerek mantosunu sırtm « dan çıkardı, onun karşısındaki koltuğa oturdu, söyledi: — Kocacığım, benim için bu kadar üzüldüğüne içimden se- vinmiyorum da değil Üzülmek, beklemek, kıvranmak, sızı düy- mak sevgi belgeleridir. Ama, sen de birazcık bana hak ver. Daha doğrusu kadınlığa, Güney bu cümleyi söyler söy lemez, sesine bayıltıcı bir kı- Gözönünde tutu- lacak üç nokta Ankara ile Çankırı arasında iş- liyen gezinti trenleri, büyük rağbet görüyor. Çankırı aytarımızın bil- dirdiğine gö: rağbetin derecesi ümidin çok üstündedir. Yalnız ge- rek Devlet Demiryolları (daresince, gerek Çankırı Şarbaylığınca göz önünde tutulması gerekli bazı is- tekler vardır: 1 — Geçen hafta Ankara'dan gelen tren 4 saat gecikmiştir. Bu- nun sebebi, söylendiği gibi makine- nin eskiliği ve bozukluğu ise önüne geçilmelidi. 2 — Ankara'dan pazar günü binden fazla gezici gelmiştir. Fa- kat, daha beş yüz kadar yolcunun | bilet aldıkları halde yers yü -| zünden Ankara'da kaldıkları anla- sılmaktadır. Demiryolları Direk- törlüğü, rağbı karşılamak için icap ederse ikinci bir tren kaldır. mak imkânını hazırlamalıdır. ,3 — Çankırı gazinolarına ve me- sire yerlerine yayılan geziciler, ih- tikâr yapıldığından şikâyetçidirler. Hatta bu yüzden bazı hadiselere bile rastlanmıştır. Şarbaylık, esnafa ve gezicilerle temasta bulunan ga- #ino sahiplerine, kazancın hiç ol- mazsa insaf derecesini aşmaması lâzımgeldiğini ihtar etmelidir. —— Yağlı direk bayrak birinciliği Görele, (Tan) — Denizcilik bay- ramı münasebetile yapılan yarışlar - da Yeşilay: idman, ocağı gan yağlı direk bayrak birincil kazanmıştır. KÜÇÜK TELGRAF HABERLERİ * Ayıntap. (Tan) “— Şarbaylık mezarlık yolunu açarak fidanlar dik- tirmiş, bozuk yol ve kaldırımları ta mir ettirmiştir. Yapılmakta bulundn Şehitler Anıtına bin lira yardımda bulunmuştur. o Şarbaylık, bir Aym- taplı genç tarafından başlanan Ata- türk heykelinin fırka kurağı önüne dikilmesine karar vermiştir * Akşehir, (Tan) — Gençler spor yurdu takımı bir maç yapmak üzere İlgım'a gitmiştir. Gelecek hafta Ka- dırhan Yıldırım spor gençleri buraya gelecekler, sinema binasında vere- cekleri temsilden sonra bir de maç yapılacaktır. vam verdi, yarı şaka bir söyle- nişle sözünü sürdürdü: — Kadınlar geveze olurlar. Bir de buna model düşkünlüğü- nü kat, düşün. İnsan bir saatte, iki saatte, üç saatte terziden çı- kabilir mi?. Belki kırk tane mo- delin içinden bir tuvalet seçtim. Sonra bütün kışlıkları gözden geçirdim. Doktor bütün bunları dinle - miyor gibi bir başka tarafa ba-| kıyor, somurtuyor, sinirden a-| yağını sallayıp duruyordu. Genç kadın yerinden kalktı: — Kocacığım!. “Diye bütün göğsünü dışarıya döken bir ses ve jestle Fazıl'ın yanıma gitti, onun kır düşmüş, ak, uzun saçlarını okşıya okşıya: — Bir daha geç kalmam Fa- zıl, haydi barışalım., Dedi. Fazıl: — Ben dargın değilim ki, ba- rışalım,. Diyor, fakat genç kadının, güzel kadınm, krvrak, büyülü, tılsımlı kadınm gözleri içine bakmadan tekrarlıyordu: — Bir kadın bu saate kadar! jodın #itnlarl, AN HAKYERLERİ iki doktor hakkın- i da dava açıldı Gerze Jandarma o Kumanda: Yüzbaşı Hamdi Taşar, karısını yan- lış bir ameliyat yi ç esi alında bıraktı Galip ve Doktor Donikyan hakkında müddeiumumiliğe bir müra- caat yapmış ve hasta Adliye Tabibi Salih Haşim tarafından muayene edil. miştir. Y doktorlardan 3, istemektedir. * Heybeliada önünde Füruzan va purunun batmasile neticelenen deniz faciasının muhakemesine dün Ağır Cezada devam edildi. Müddeium! mi, evrakı tetkik etmek | istedi- ğinden duruşma 8 Ağustosa bırakıldı * Eski Adliye (o Müfettişlerinden Avukat Ali"Şevket tarafından fazla telefon ücreti aldığı iddiasile Telefon Şirketi aleyhine açılan davaya dün Sultanahmet Birinci Sulh o Huku Mahkemesinde bakılmıştır. Telefon Şirketi Müdürüne yemin için tebligat yapılamadığından duruş- ma 8 Ağustosa kalmıştır, aş cüzdanı çal dün Hüseyin ve Fatma adla: koca Birinci Sulh Ceza Mahke- şı Hamdi Taşar dava ettiği 000 ira zarar ve ziyan mahkemede şunl — Üçler bir elizdan rse ma aş cüzda: . İçinde bir de adres vardı. Kapı kapı dolaşıp adresi bul- dum, kapıyı çaldım; bir kayıpla olup olmadığını sordum — Var, dediler, bir maaş cüzdanı, pantalon, bir ceketl.. Ben de: — Maaş çüzdanından başkasını bil- miyorum. İşte cüzdanmız dedim. Dedim amma, ev sahipleri yakamı bı- rakmadılar. İlle karako'a gideceğiz deyip tutturdular. İşte olmuşu bitmi- giderken, bir mevkuftular. Hâkim Re- kendilerinin serbest bırakılması- na karar verdi ve bir şahidin çağırl- ması için duruşmayı başka güne bi- Taktı. Muhteviyatı komünistliği tahrik mahiyetinde görülen Yeni Gidiş is- minde bir mecmua çıkardığından do- layı bu mecmuanın Neşriyat Müdürü m Şehabettin aleyhine bir dava aştı, Dava, dün.neticelenmiş, mahkeme, Kenan Şehabettin'in beraatine karar vermiştir. şit ——BoLis Kırmızı kordelâya bağlı 5i biryerdeler Beşik Köy içinde helvacı çı rağı Şükrü, dün âşıklar yokuşi lelâya bağlı iki altın b iş ve Beyiktaş m: li Beşi bir yerdelerin kendisine duğunu id dia eden bir kadın çıkmış ve bu ka- beraber işin tahkiki için Beşiktaş sulh mahkemesine ve - rilmiştir. Bu dolandırıcı kim ? Haber aldığımıza göre ,son günler de İstanbulda kendisine emlâk tah- rir komisyonu âzası, maliye memuru, elektrik tahsildarı süsü vererek say lav, fabrikâtör ve hattâ polisi bile dolandıran bir adam peyda olmuştur. Muhtelif oyunlarla, kurnazlıklar - la bir çok kimseleri aldatan bu ser- seri adam, polis tarafından şiddetle aranmaktadır. Her gün bir başka semtte Yapılan şikâyetten anlaşıldı - Eına nazaran, bu adam, dolandırı pek mahirane beceren ve izini scak kaybeden bir dolandırıcı - gibi oynak dola: üzerindedir. sokakta kalmaz.. Güney birden duruşunu, gö- rünüşünü değiştirdi. Ayakları - ni yaramaz bir çocuk gibi yere vura vüra; Ne olmuş sanki.. Terziye m, tuvalet beğenmişim. biraz geç kalmışım. Ne çikar bundan? Ben yüz binlerin arası- na gitsem, gece yarısı gelsem, kahvede, gazinoda bile otursam yine bir şey olmam. Bana gü- venin yok mu?.. Şimdiye kadar bana, benim karakterime inan ve güvenç dı.ymadınsa bundan sonra hiç duyamazsın. İnsanm karısını merak etmesi, tasalan- mast için ondan şüphe etmesi gerektir, Ve birden sesinidaha çok sertleştirerek sordu: — Sen benden şüphe mi edi- yorsun?. Bu soruş ve soruştaki sertlik Fazıl'ı birden sıkmtılı bir duru- ma düşürdü, hemen dikeldi, ya- vaştan alarak: — Bunu da nereden çıkarı Evlenmek düşmanları ! Bekirlar üzerinde en fena sir yapan ve onları evlenmekte olmaları, bazı âlimlerin de pro- pagandalarıdır. Okuyucuları - mızdan birisi hem kendi tecrü- besini, hem Cenap Şehabettin'in bir sözünü ileri sürerek evlil karşi nefretini anlatıyor: i defa evlendim, ikisinden de elaman diyerek kaçtım. He- İe ikincisini “Tan” ın evle: sütununda ikide bir methi gö- | rüldüğü gibi anlaşarak, sevişe- rek kurulmu: Fakat bu öte- | kinden daha yavan çıktı. Bir se- il n sevgiler nefre- | diğimiz za- man sevgilim de, ben de bütün kes- miş, yalnız kendimiz için yaşa mağa başlamıştık. Sonunda ribirimizle de alâkayı kestik. Ce. nap Şehabettin merhumun çok İshaklı bir sözü vardır. “Nikâh hayatı içtimaiyeye karşı bir vasiyetnameye benzer, | ” Hem) dünyaya karşı alâkamızı evlenmek biraz ölmekti. de kahrolup ölmek... Bu mektup buna benzer bir- İ çok kahırlar, sitemler, acılar devam ediyor. Anlaşılan U darlı okuyucumuz artık evlen. mekten çok yılmış. Yalnız bize Cenab'ın sözünü yazarken biraz da kendi tahliline göre mes'ut ölamamı ım sebeplerini anlat- saydı ç iyı, ederdi. ato evlenmenin, bedbaht olmak için kâfi bir sebep olduğu kanantin-” de de görünüyor. Onun fikrinde olan âlimler eksik değildir. İ Prayer diyor ki: Cennette tur, evlenmekte cennet olmadı. ği için... Voon da şu tur: Evlenmek dilimizle bağladı- Zımız bir düğümeür 4, sonra Bu düğümüdişlerimizle kopar» mağa çalışırız... Bunun gibi binlerce vecize evlenmenin başılbaşına bir felâ- ket olduğunu, evlenmenin sev- giye mezar olduğunu bildirir. Fakat hiçbirisi milyonlarca evlinin bahtiya masına mâni olamamıştır. Buna | mukabil otuzunu, kırkını geçen | kaç bekârm hayatından mem- nun olduğunu gördünüz? En yolunda vecizeyi söylemiş. Hani şu meşhü ma âlimi Şarlo. Bu zat birkaç kere evlenip bo- ik irde bulunmuş- yorsun karıcığım. Aramızda bir kerecik bile olsun bu tarzda ko- nuşmayı istemem. Karı koca diline şüphenin lâkırdısı bile düşmemelidir. Şüphenin girdi- ği yuvadan gönenç çıkar. Ben böyle bir şeyi aklımdan bile ge- çirmem. Sokakta geç kalmama. nı istemem sana güvensizliğim- den değil sadece karımı evde bulmam isteğindendir. — Peki niçin öyle ise uzatı- yorsun?, — Uzatmıyorum. Fakat sinir. leniyorum, Üzül evde bulamayınca bin çeşit şey aklımdan geçiyor. Acaba bir yerde hastalandı kaldı mı, bir arabaya, otomobile mi çarptı, şu mu oldu, bu yüreğim burkuluyor, Güney yeniden gevşedi, yü- zünde gülücükler dağıldı, beyaz pembe teni kızardı: — Üzülme kocacığım. Ben ne tramvay altında kalırım, ne oto- mobile çarparım, Hiçbir şey ol- mam, Dedi, sonra daha çok şenlen- | dar... Ben ü 3 li n evlenmek yok. İ mu oldu diye | di, kocasının boynuna sarıldı: 19.7.0935 şanmış. Her karısındali iü kahır çekmiş imiş. ği ne evlilikte nasıl me$ cağını sormuşlar: i Bana böyle bir sorgüygi biraz da alay etmek değliğ Bunu talihli evlilere SÖ Biz de Usküdarlı ok za evlenmekte talihli örnek almasını tavsiye ği e 20 inci asırda # Zamanımızda spof dans, sevgiye pek mey yor. Aşkta hafif bir Gigi luk var. Bunu itiraf etm Fakat Çengelköy, Hav den $. Salihin iddiası doğ Bakmız, bu genç bize Mİ yor: 5. kide bir sevişerek mekten bahsediyorsunüğğ sevişmeden evlenenler fl lamazlarmış gibi... Bİr ecdadımız gözü kapalt © ve pekâlâ mesut olurlatf nu geçelim; fakat zamsi sevişmeye vakit ve if var sanıyorsunuz? Bil me yerine sempati & Hoşa gitmek... Işte hepsi ncü defa &” rum, Tecrübem var: EVİ işmenin hiç bir yoktur ve zamanımızdâ ne bir antikadan başk te sev in tecrübeleri iki satır içinde istifad€ kolay bir iş değil. Fakatğği altından anlıyoruz ki iii şinde inkisara uğramışt#Ü zi 4. o © bi? Bunun sebebi sevgi Yoksa yanlış adımlar mii sanı izahı etmediğim. İÇİ iz. Zamanımızda $ ettiğine gelince, AĞ gibi aşk ta yirminci asi ran geçiriyor. Fakat bi atlatacağına şüphe cr p büyük A iri GAR Mep remdiman edi a iyorlar ki mest Dana olanlar cehenneme gidi dir. Bu yanlış bir iddi. lüm buna inanamaz. i lar ve mestler cehennefa cek olsalardı yarın c€ vucumun içi gibi bom” İdi... YENİ NEZ Resimli Perşemb? 5 e gazetesinin İğ Tevfik Paşa'nın het şistanda Bir Türk v rabia ii tikaları, Ormanda Si | luk Arkadaşı yazıları val — Baksana benim piri şeytan gibi. Bana İiSN olmaz... yü Diye kocasını gü barıştırmağa salıştı: e çe — Haydi bir gülüci kayım., Bir gülücük! Ve ince, kadın elle if parmaklarile Fazıl” karıştırdı, karıştırdı İten Fazıl'ı güldürdü — Ama bir daha gö | caksın. En çok en 6 de eve geleceksin. , Derken, o da yeni. zaferi kazanmış kah“ dilinin ucu ile: p — Peki kocacığı” yaparım.. iyi Diyor ve sözüne “if — Haydi yemeğe £. Onl€.” Yine o yediği tel Fazıl, yurttan ev€ “ği Karşısına hizmetçi 28 — Güney yok — Yok bayım — Nerede?, d

Bu sayıdan diğer sayfalar: