2 Ağustos 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

2 Ağustos 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No. 98 "Aziz Hüdayi AKDEMİR Herekeye Gelen İngiliz Ve Yunan Zabitleri Köylüyü Soymuş, Evleri Yakmış, Polislerin Ceplerindeki Paraları Bile Örede beride böyle Türk çeteleri | karak düşmanlarımızın kanatları al - köyleri basarken Rurclar se- yirei kalırlar me ya? İşte derhal 150 kişilik bir Yunan Rum çetesi Kemerburgaz köyünü ba- siyor, para, erzak, eşya, hattâ can, ırz, Bamsı... Ne varsa alıyor, köylü- leri öldürünceye kadar döğüp ku- duzlar gibi köyden köye saldırıyor. Mister (Bland) val'a yerine yeti. siyor. İşi inceliyor ve karar veriyor: Bu çete Rum köylerini basan Türk çetelerine karşe köyleri korumak için kurulmuş bir şey. Meşru bir müdafa (?) vasrtasıdır. Gene bu tarihlerde (20 mayıs 337) Herekeye resmi bir çete hücumu! Bume o zamanki mevki komiserinin zaporundan okuyalım: Gebze z “Bugün öğleden evvel saat beşi kırk geçe biri İngiliz, diğeri Yunan bandırasın: taşıyan iki büyük istim- Herekeye ge- İngiliz ve Yunan zabitleri ku- rak ve heniz bviyeti tahkik edile- iye Bir şahan denizde mavzerle vurarak öldürmüşlerdir. Fabrikaya ait üç eve gaz dökerek yakmışlar, bütün kasabayı korku ve heyecan işinde bırakımı;lardır. Bun- dam sonra karaholumuza gelerek ta- bamealarımızı ve meçlerimizi aldıktan haşha cüzdanlarımızdaki hüviyet va- kendi paraları ile beraber > Yanlarında smuzeda alp gittiler. Gebze ingiliz tere efendi de vardı. Giderken Herekede buluman hıristiyan ahaliyi de bera- berlerine aldılar. Hereke polis mevki memuru No. 2337 Size işgalin İstanbul köylüleri ü- zerindeki çirkin işlerinden birine ait son bir vesika daha vererek bu bah- si kapatacağım: Köylü tarafından kaza kaymaka- mma verilen bir Evet, artık " lala Kalnler Da bahsini bitirelim. Fakat hainler bitmiş değil ve kansızlar vardır. Bunlar olmasay- dı işgal bu kadar ağır, bu kadar uzun, bu kadar yıpratıcı olmuyacak.. Ana- dolu savaşı bu kadar yokluk içinde, bu kadar kanlı ve bu kadar uzun sür- miyecekti. “Bizim hainler” düşman casuslarından kat kat kötü çıkmışlar, bu yurda ve bu yurdu kurtarmak için çalışanlara düşmanlarımızdan bin kat ağır tehlikeler ve güçlükler çıkarmış- lardır, Bunları hangi ulus, hangi tarih bağışlayabilir? İşte bunun içindir ki İ.âusanne muahedesi yapılırken “affi #mümi beyannamesi” £ Ağustos 1914 den 20 Teşrinisani 1922 ye kadar silel ve siyasal suçluları aflettiği halde A- nadolu hükümeti bunlardan 150 kişiyi affedemiyeceğini bildirmiş ve bunda rar etmiştir. AAffi umumi protoko- lünde deniyor ki: “,. , Türk hükümeti fıktai mezkü- re (1) de istihdaf edilmiş olan kısım eşhasa dahil bulunan yüzelli kişinin Türkiyeye dühul ve orada ikametini menetmek hakkını muhafaza eyler. Binacnaleybi zalik Türk hükümeti mevzuu bahsolan eşbastan elyevm kendi arazisinde bulunanları oradan avdetlerini menedehilecektir.., Bu hesapça büyük harbin Başlanır cından İstiiği barbinin sonuna kadar Türkiyede hainlik edenlerin ve bağış- lanmayanların sayısı nihayet 150 dir. Hayır, sayın okuyucularım ve de Zerli gençlerimiz, bu sayının önüne bir sıfır daha koymak mümkündür. Bunu söylerken mutlu yurdumuzun ve büyük ulusumuzun bu kadar çok hain ürküyor, kizarıyorum. Yalnız beni bir Az yatıştıran ve sizi de ferahlatabile- çek olan bir nokta var ki oda bu ha- rıdır. (150) sayısı o zamanın seyyâl durumu, hainlerin tam olarak anlaşıl- mamış, tesbit edilememiş olması gibi zorluklardan ve zaruretlerden ileri gelmiştir. Böyle olmakla beraber bugün bu sa yı kendiliğinden, birk:; misli artmış- tar. Yüz ellilikler Histesine adları yazılma mış olmakla beraber Türk yurduna ve Türk ulusuna yaptıkları kötülükler » den dolayı uğrayacakları sondan kor- tında kaçan ve 150 lerin yane e lerin sayısı birkaç yüzü bul, Tarihimiz ve hele ki ve istih- barat tarihimiz için gerekli gördüğüm için 150 lerin adlarını mümkün olursa gene bu sayıfalara alacağım. Bu akrepler, zebirledikleri kurbağa nın sırtından iner, Türk kanlarına bu- ladıkları son lokmaları yerken bü- yük ümitleri vardı: Sanıyorlardı ki burada bıraktıkları tohumlar filizlene- cek, ıkları kuvvetler kendileri - ni besliyecek, bu mutlu yurt tekrar hainlerin üreyip türediği bir arsa ola- cak ve onlar gene kanlı lokmalarile midelerini şişirecekler. Öyle olmadı ve olmayacak. Onlar düşündükleri şeylerin tepesinden yu- varlandılar. Üzerlerindeki insanlık gömleği düştü; altından çıplak ve iğ- renç bir yılan gövdesi çıktı; başı ezil- miş bir yılan ki sürünüyor ve hainlik cezasının açtığı yaralar üzerinde, ge- ne kendileri, leş kurtları gibi biribiri- ni yiyorlar, Bugün liste yüz ellisini arayacak olursak yarısını ancak buluruz: Kimi- si düştüğü çukurda havasızlıktan ve açlıktan, kimisi yaptıklarının kötü ol- duğunu, güvendiği dağlarn bir sine- ma aldanışından başka birşey olmadı- İni görerek döğünmekten, kimisi u- zak ve sıcak yerlerde ekmek ve kan- dıracak adam ararken ümitsizlikten çürüyüp gittiler, Almışlardı Ne merhametli hükümetimiz var... Bundan iki yıl önce, Cümuriyetimizin onuncu yıldönümünde, bunlardan ba- zılarını affetmek istedi, Gerçek bu 150 içinde suçu hafif ve gittikten sonra pisman olarak canlarını feda edecek kadar çalışmak isteyenler görüldü. On yılık saadet ve terfisi uğuruna bağış” İanabilecek bir durum görülmüştü. Fakat, Büyük Millet Metlisi bu lâyi- hayı geri çevirdi. Yurda hainlik her suçun Üstünde görüldü ve suçlular bağışlanmadı. Burada da üzülecek bir nokta var ki o da bu bağışlanmayanların içinde, seytana uymuş, yanlış düşünmüş ve yanlış hareket etmiş olduğunu anlaya rak “Ah, vatan!.. Ah, bayrağım!.” diye dövünen; uçan kuşlara bakarak: “Uçun kuşlar uçun, yurdda vefa yok, Öyle akar sular, öyle hava yok, Feryadıma karşı aksi sada yok Bu yangm yerinde soğuk gül vardır., Diyen Türkler ve Türklüğü arayan basretliler bulunmasıdır. Bunun tersine olarak buradan ça- labildiği ve gittiği yerlerde dolandır- dığı paraları şıkırdatarak: “Ben 150 lerden değilim, fakat yüz elli birinci olmak isterim.,, diyen Don Kişot ve imam kabadayıları da yok değil TArkası var) (1) Affr umumi beyannamesinin birinci maddesi, İstanbul ikinci ticaret mahkeme sinden $ Niko Karaman oğluna ait ölüp mahkemece satılmasına karar verilen Cibalide Korpi değirmeninde mevcut 50 ton Kemer buğdayı 5 A- ğustos 935 pazartesi günü saat 11 de satılacağından £ talip olanların tayin olunan gün ve saatte İstanbul Zi- hire borsasında hazır bulunmaları i- lân olunur. (13506) ilân Üsküdar Hukuk (Hâkimliğinin 25-7-935 günlü ve 934/1042 sayılı ilâmi mucibince 305 doğumlu Düzce nin Kuşoğlu Çökeler (Ukariyesinden 330 senesinde askere sevkedilen Mu sa Oğlu Recep'ten bu ane kadar bir haber alınamadığından yerini bilen- lerin ve hayatından haberi olanların Üsküdar Hukuk Hak yerine bildir- meleri. ŞARK DEMİRYOLLARI İLAN Veliefendi at yarışları münasebe- tile seyrüsefere muntazam bam trenlerinden mada ayrıca pazarları 4,11, 18, 25 Ağustos ve 1 Eylül 1935 tarihlerinde $u katarlar vaz&- dilecekdif : İstanbuldan Veliefendiye Tren 24 mükerrer İstanbul | kalkış : 13,50 Kumkapı ik A Yenikapı Mei Samatya . 1408 Yedikule "MOS Zeytinburnu ©, 14,14 Veliefendi varış : 14,18 Veliefendiden İstanbula Tren 41 mükerrer Veliefendi o kalkış: 18,10 Zeytinburnu ” 18,14 Yedikule ” 18,19 Sımatya > SE Yenikapı m o, 18.26 Kumkapı m 1829 İstanbul © varış: 18,36 İstanbul, 1 Ağustos 1935 MÜDİRİYET: Hayat Sigortalarında Değerli Bir Yenilik Bundan böyle, en büyük felâket olan ölüm ve malüliyetin acılarından çoluğunuzu, çocuğunuzu, kendinizi ve yakinlerinizi: Malüliyeti de Temin Eden Senelik Te- mettülü Tam Muhtelit Sigorta yelek ema Bu sigortayı memleketimizde yegâne tatbik ANADOLU ANONIM Türk Sigorta Şirketi yaptığı bu yeni nevi ile hayat sigortalarında mühim bir inkılâp yapmıştır. Çünki bu sigorta ile : Ölüm ve malâliyet temin olunur — her sene nakdi temettü verilir — velat halinde müemmen meblâğ derhal ödenir — mukavelenamenin hita- mında sigortalı hayatta bulunursa ve malüliyete uğramamış ise mücm- men meblâğ 96 10 fazlasiyle tediye olunur — muvakkat ve dalmi malüliyet müddetince ücret alınmaz — daimi malüliyet halinde miüemmen meblâğın 95 10 u senelik irat olarak verilir ve velatta ve ya mukavelenamenin bita- munda müemmen meblâğ yene tamamen ödenir. Diğerlerinden çok üstün faideleri olan bu sigortanızı yaptırmak üzere şu adreslere müracaat ediniz Anadolu Sigorta Şirketi Muamelât merkezi : İstanbul, 4 üncü Vakıf han; Telef.: 20531. Umumi acentalığı : Galata, Ünyon han. Telefon: 44888. 4927 SAGLIK ÖGÜTLERİ Sporculara Yemek Yakin vakitlere gelinceye kadar, insanların hepsinde yerleşmiş bir fi- kimselerin kuvvetli et yemekleri ye- meleri lüzumlu olduğu sanıldı. O- nun için sporcular da daha ziyade et, balık yerler, kuvvet verir diye, içerlerdi. Bir zamandanberi bu yönden fikir- ler çok değişti. Bir taraftan fiziyolo- jistler ispat ettiler ki, spor hareket- İeri azotlu maddeleri eritmezler. Şu balde sporcuların et yemeklerine ihtiyaçları yok demektir. Bir taraf- tan da büyük hekimlerin keşifleri gösterdi ki adale kuvveti en ziyade şekerden çıkar, Sebze yemeklerinin de spor için etten ziyade faydalı ol- duğu meydana çıktı. Bunda şaşılacak bir şey de yoktur. Bir gün, Fransa Başbakanı Clemen- ccâu ile İngiliz Başbakanı Loid Ge- orges arasında geçen konuşmayı bel- ki bilirsiniz. İngiliz başbakanı « otur. muş, kanlı bir fileto yermiş. Fransa başbakana da bundan ikram et- mek ister. Halbuki hiç et yenediğin- den ikramı kabul etmez. İngiliz baş- bakan: * — Ama, der, sığır kuvvetli bir hayvandır, siz de sığır eti yerseniz kuvvetli olursunuz ! Fransız başbakan hemen cevap verir? — Ben, der, kuvveti kendim yapa- nm. igin, zaten sığır kadar kuvvetliyim Onun dediği gibi, insarfrda kuv. üzerine de, gene ispirtolu içkiler kir vardı: Büyük kuvvet sartedecek | 2-0-333 evişMeler , y Jenve! ig” İyiliğin karşılığı nikâh mı? Bandırmadan Güner imzasile: “ Yanımda ayda on lira mu- kabilinde hizmetimi gören bir genç kadın var. Onu İstanbul - dan alıp buraya getirmiştim. Dört senedir, pek nadir canımı sıkan bu kadın geçen senedenbe- ri bana en büyük fedakârlıkları gösterdi. Bir senedenberi aya - ğım kırılmış, yatağa serilmiş- tim. Kımıldıyamıyordum. Bu kadın benden para da beklemi- yerek canını verdi. İyi olduktan sonra ona yalnız manen değil, paraca da borçlu idim. Fakat o bunları borç olarak kabul etmi- yen ve kendisine bir vazife gibi yüklenen bir hal gösterdi; bazı imalar yaptı ve anladım ki ni- yeti benim karım olmaktır, Ben bunu aklımdan geçiremiyorum. Iyi ve merhametli bir kadın gö- rünmekle beraber o tahsili ol- İ veti, sebze yiyerek kendisi yapması | Miyan, iptidai bir kadındır. Ken- onu hazır olarak et yemeklerinde aramasından daha iyidir. Hazır ola- rak bulunan hiçbir şey, mahsus ya- pılan ayni şey kadar İyi olamaz. Adale hareketleri için sebzenin ve şekerin et yemeklerinden üstün ol duğu ordularda yapılan tecrübelerle de sabit olmuştur. Bir hekim bir ta- taltan 25 piyade, bir taraftan da 15 süvari askeri alarak onlara şeker ye- dirmiş ve haftada üç gün onları koş- turduğu halde etle beslenen askerler. den daha iyi dayandıklarını ve yo- rulmadıklarını görmüştür... Yalnız, şeker farla yenirse iştah azalır, in- #an başka bir şey yiyemez olur. Onun için sporculara lüzumlu olan yemek sebzelerle (şekerdir. Günde olmazsa ım şeker. Fakat, doğru & yerlerin de ayrıca bir keyfi vardır. Pakat, ünlü bir alpinist olan Le- fevre hiç et yemeden, yalnız ekmek, tatlı yemişler, şeker, sıze peynir, yumurta ve çikolata ile günde sek- sen kilometre dağ yolu yürümlüş ve et yiyen ar dan daha iyi| gidermiş. Şu halde etten büsbütün vazgeçebilirsiniz. Lokman Hekim Dr. Hafız Cemal Dahiliye mütehassısı Pazardan başka günlerde saat (2,30 dan 6 ya) kadar İstanbu! Divanyolu No. 118. Muayenehane ve ev telefonu” 22398. Yazlık telefonu Kandilli 38; Beylerbeyi 48. 4918 MEVLUD Sadırazam Tunuslu Hayreddin pa- şa merhumun kızı merhum Bayan Behiyen'in ruhu için bugün Cuma namazından sonra Nişantaşında Teş- vikiye damiisinde mevlud okunacak- tır, Ahbap ve akrabalarile arzu çden- lerin bulunmaları rica olunur. TAKSİM , BELEDİYE BAHÇESİ Muhterem müşterilerimizin arzusu üzerine ispano Pariziyen / ROVUSU 4 Ağustos pazar gününe kadar temsiilerine devam edecektir. | Cumartesi ve Pazar saat 17 de dine karşı minnettar ve borç- lü olüj#m beni onunla evlenme- ğe mecbue etmese bile onun böy- le bir birleşMeği aklına koyma: sı beni düşündürüyor, Bu vazi - yette bir kadın Zevce olabilir mi?” Kadınm bunu aklına koyması için yanında çalıştığı adamdan vadeden sözler işitmesi, hare- ketler görmesi icap etmez mi? Görmeden yaptığı hizmetlerin mukabili nikâh değildir. Hiçbir münnettarlığın nikâhla ödenme- sini kabul edemeyiz. Sevilmi - yen, eş olarak münasip görül- miyen kadın — veya erkek — hiçbir meoburiyetle insanın öm- rünün sonuna kadar bağlana- maz. Bir tren arkadaşlığı Bebekten Sevim imzasile: “Avrupadan İstanbula gelir- ken onunla trende tanıştık. İs- tanbula gittiğini, Türk olduğu- nu anlayınca hepsi ecnebi olan restoran kalabalığı arasında o- nunla konuşmaktan zevk alıyor. dum. Bu üç senedir Avrupada ticaret yapan kültür sahibi gü- zel bir gençti. Kendisine tanı- şır tanışmaz nedense evli oldu- Zumu, çocuklarım bulunduğunu söylemek Püzumunu hissettim. Bu yalanı neden söyledim, bil- miyorum. Fakat o da bana: “Ben de evliyim, fakat karım Istanbulda...” demişti. Iki gün ve iki gece içinde bu gençle çok tatlı bir arkadaşlık yaptık. Eğer ikimiz de evli olduğumuzu söy- lemeseydik belki bu arkadaşlık devam edecekti, Konuşması, ka. dınlara karşı muamelesi, neza - keti beni çok bağladı. Sirkecide ayrılırken bana İstanbuldaki ya- zıhanesinin adresini vermekle iktifa etti. Ondan sonra bir da- ha biribirimizi görmedik. Ara - dan iki ay geçti. Bir mecliste onun muhitinden bir zat ile ta- nışarak sordum ve anladım ki o || da evli değildir. Istanbulda bir karısı olduğu yalandır. Bu ya- Devlet Demiryolları matine, Bahçe kısmında sinema - Ademi iktidar Bel gevşekliğine : HORMOBİN nacakdır. zımdır. Bu işe aid şartnameler Tafsilât : Galata posta kutusu 1255 —— lanı bana niçin söyledi? Benim le kur yapmak istemiyor mu idi? Sanıyorum ki beni evli s8“ nan bu genç ayrılırken göstet- diği lâkaydiden anladığıma gö- re benim yazacağım mektuba cevap vermiyecektir.. Halbuki ben ne Avrupada, ne İstanbulda onun kadar ince bir adamla t& nışmadım. Onun bekâr olduğu" nu öğrendikten sonra onun bek- lediği mukabeleyi göstermemiş olmama o derece pişman oluyo rum ki...” Anlaşılıyor ki bu küçük seya- hat esnasında genç kızın nasılsa #| söylediği bir yalan ikisinede iyi bir eş tanımak fırsatını kay- bettirmiştir. Evli bir kadınla ta- nıştığını sanan genç, onunla kur yapabilmek için evli görünmeği faydalı bulmuş, fakat genç kız da karşısındakinin sahiden evli bir genç olduğunu sanınca onunla sevişmekte hiçbir fayda bulmamağa başlamıştır. Şimdi bu genç kız, adresini bildiği gence seyahat günlerini hatırla» tan, kendisine o günlerde neka- dar Şen saatler geçirdiğini ilâve eden bir mektup yazmalı ve bv sırada onun evli olmadığındat haberi olduğunu gizliyerek ken disinin yalan söylediğini açıkça itiraf etmeli. Hatta mektubun sonunda ondan cevap bekledi - ğini bir adresle yazarken zevce sine gıyabi saygılar bile gön - dermeli, Bu suretle şüphe yok ki genç tüccar da yalanını itiraf hir beg yarım kalan arkadaş- kızın istediği gir bi devamı öce Z * Bir bekârın dileği Cağaloğlu Y. A, imzalı inek iğ Sl 37 yl bir bekâr, ser» veti yolunda a h e alde evle- Şimdiye kadar “birçok sebepler yüzünden geri kalan bu dileği, bugün tanışma güçlüğünden do- layı temin edilemiyor: Gazetelerle ilân mı vereyim? Bundan dolayı beni takip et. mezler mi? diye soran Y. A, biz» de evlenme kulüpleri de olma - yınca bir bekâr ve kimsesiz ada- mın nasıl evlenebileceğini anla- mak istiyor. 'Vakıâ evlenme kulüpleri yok âma İstanbulda kimsesiz bekâr- ları evlendiren vasıtalar eksik değildir. Hatta bir de cemiyet olduğunu, hayır seven bir ihti yarm ömrünü bu işe bağladığı. nı gazeteler yazmıştı. Sorira ga- zeteler arasında evlenme ilânı koyan da vardır ve onun sandi- ğı gibi evlenme ilânları yasak değildir, Asıl mesele bütçedi dir; Y, A nım bize haber verdiği bütçe ona istediğini çabuk bul- duracaktır; merak etmesin. (kuçuk iLANLAR | Müderris Doktor Raşit Tahsin Tugsavul. Akıl ve Sinir hekimi Bostancıda Tepe mahallesinde 88 numaralı hanesinde pazardan masda hasta kabul eder. Telefon: 52 « 232. ... Senelerdenberi ev işlerinde gayet mütehâssrs bir bayan ucuz bir mââş” İa aile nezdlerinde çalışmak arzu” sundadır. Sirkeci Mersin otelinde N? bayan Şemsi. amana amma amman ve Limanları işletme Umum İdaresi ilânları Muhammen bedeli 18700 lira olan 425 ton ham dö- küm piki 2 Eylül 1935 pazartesi günü saat Ankara'da İdare binasında kapalı zarf usulile satın al” 15,30 da Bu işe girmek isteyenlerin 1402,50 liralık müvakkat teminat ile kanunun tayin ettiği ovesikaları, kanunu" 4 üncü maddesi mucibince işe girmeğe kanuni manileri bulunmadığına dair beyanname ve tekliflerini aynı gü? saat 14,30 a kadar komisyon reisliğine vermeleri lâ“ parasız olarak Ankara'de malzeme dairesinden Haydarpaşada Tesellüm ve Sevk Müdürlüğünden dağıtılmakdadır. (4454), a et. ediyor. n

Bu sayıdan diğer sayfalar: