3 Eylül 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

3 Eylül 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

iğ e MEMLEKETTE TAN zi .. un .. . . se .. iki Öküz, Böğürtüler . . v. .. içinde Diri Diri Yandı Merzifon, (Özel aytarımız bildiriyor) — Geli köyünde yürek- ler acısı bir facia olmuştur: Uzun Mehmet isminde bir köylü, tarladan sap getirmek üze- re komşusundan bir çift öküz almış, sapları arabaya yükliye » rek yola düzülmüştür, Tekerleklerin yağsız oluşu, yolda, araba- nın mazısını tutuşturmuş, alevler iki dakika içinde etrafı sar- mıştır. İşin feci tarafı ateşin hayvanları da tutuşturmasıdır. Öküzler, acı bağırmalar içinde ve peşlerinde sürükledikleri ara- bayı ovanın ortasında döndüre döndüre tüyler ürpertici bir tarz- da yanmıştır. .. - Lüleburgaz Işığa Kavuştu Lüleburgaz, (Özel aytarmız bildiriyor) — Lüleburgaz, niha - yet elektriğe kavuşmuştur, 30 Ağustos gecesini yüksek bir can- İılkla yaşatmağa vesile olan elektrik, ilk ışığını o akşam ver- miştir, Bir Mahküm Yakalandı "Aydın, (Özel aytarmmız bildiriyor) — Evvelki gece Aydın ce- za evinden bir mahküm kaçmağa yeltenmiş, fakat derhal yaka- lanmıştır. Sahtekârlıktan mevkuf Raşit, ceza evinin avlusunda gizlenmiş ve hücresine girmiyerek gecenin karanlığını fırsat bilmiştir. Raşit, avludan dışarıya kaçmak isterken nöbetçi ta - rafından görülmüş, ateş edilerek durdurulmuştur. Adliye, tah - kikata el koymuştur. Dört Haydut Ele Geçirildi "Aydın, (Özel aytarımız bildiriyor) — İki gün önce dalama kamununa bağlı Kozalaklı köyünde bir vaka olmuştur. İbrahi - min karısı Ayşe, kızı Fatma ve Zehra ile evin avlusunda yatar- ken ellerinde çifteler ve tabancalarla dört kişinin hücumuna tığramışlardır. Ayşeyi biçaklıyan mütecavizler, 21 zinet altınmı ve 12 banknotunu alarak savuşmuşlardır. Jandarma, Süleyman, Ali, Halil ve oynaklı Ali isminde mü- tecavizleri derhal ele geçirmiş, dördünü de adliyeye teslim et - miştir, Yolunu Beklemiş ve Öldürmüş İzmir, (Özel aytarımız bildiriyor) — Çeşmenin Alçatı nahi- yesinde bir cinayet olmuştur. Mehmet oğlu Mustafa, tarlasına zarar veren başkasına ait bir ineği uraya teslim etmiştir. İneğin sahibi Hüseyin buna kızmış, Mehmed'in yolunu bekliyerek ta- banca ile öldürmüştür. Katil yakalanarak tahkikata başlan- mıştır. Bir Çocük'Tren Altında Ezildi İzmir, (Özel aytarımız bildiriyor) — Evvelki akşam Selçuk istasyonunda bir tren kazası olmuştur. Demiryolu kenarında duran Hasan isminde 3 yaşlarmda bir çocuk, İzmire hareket eden marşandiz treninin altma düşmüş, ayak ve kolları kesile- Tek ölmüştür, Kuşadası adliyesi tahkikata el koymuştur. Merzifon Takımı 1-1e Kaldı Merzifon, (Tan) — Merzifon Halkevi sporcuları, bir maç yap- mak üzere Samsun yolu ile Bafraya gitmişlerdir. Sporcular, Bafrada büyük bir misafirperverlik görmüşlerdir. Maç, 1 - 1 bera bere bitmiştir. Bafra sarbayı, dönüşte sporcuları yarı yola kadar uğurlamıştır.. Halkevi, Bafralılara bir teşekkür mektubu gön - dermiştir. Aşağıdaki resim Bafra spor futbolcularını gösteriyor. Yy ie ME SL Ğİ Acıpayamın Üç Dileği Acıpayamdan yazılıyor: "Acıpayamlıların üç isteği var - 70 bin nüfusu vard *, İdari teşkilât da bağlı olduğu Denizliye 150 hi- lometre uzaklıkta köyleri vardır. Acıpayam a bir a- ğır ceza teşkilâtı yapılması, halka kolaylık ve yakınlık bakımından çok faydalı olacaktır. 2 — Kazada bir sihhat memura vardır. Bu memur, henüz mezun bulunmaktadır. 4 - $ senedir kaza | dahilinde hiçbir aşı ameliyesi ya - pılmamıştır. Acıpayama bir değil, sıhhat memuru vermek lâzım - er. 3 — Kazadan gecerek Dalaman körfezine dökülen Girendiz çayın - dan hiç istifade edilememektedir. Bu çayla, yüzbinlerce hektarı ge - çen ovayı sulamak mümkündür. Tarım ve Bayındırlık Bakanlıkları - nın bu noktayı tetkik ettirmeleri faydalı olacaktır... Fevzi Çakmak Lüleburgazda Lüleburgaz, 2 (Özel aytarımız bil diriyor) — Genel Kurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak, yanlarında ordu ispektere General Fahreddin ve Trakya Genel ispektere Kâzım Dirik olduğu halde buraya gelhiş- lerdir. Mareşal Fevzi Çakmak tören- şılanmış, süel mahtelde öğle yedikten sonra kentimizden göşmen ev- göçmenlerle | ayrı ayrı görüşerek ihtiyaçları etra - finda notlar almıştır. Altınordu şampiyon oldu * Aydın. (Özel aytarımız bildiri. yor) — Aydın grup birincilikleri 89- na ermiş, Altınordu şampiyon ilân | edilmiştir. | KÜÇÜK TELGRAF HABERLERİ ml payam mağsulât geçen seneye zaza» ran yüzde 60 noksandır. * Lüleburgaz, (Tan) — Yeşilova spor klübü yeni idare heyetini seç- miştir. © Bafra, (Tan) — Bafra şarbayı, ilçeyi güzel bir suya kavuşturmak i- çin hazırlıklara girişmiştir. Burada Yakında büyük bir bando teşkilât yapılacaktır. © Denizli, (Tan) — i Eylüldeni- tibaren başlayacak olan yol işlerine ait bütün noksanlar bitirilmiştir. Kış başlamadan evvel vilâyetle kazalar arasmdaki yollar bitirilmiş olacaktır. * Sinop (Tan) — Sinop Halkevi tarafından bir daktilo kursu açılma sı kararlaştırılmıştır. Kursa 15 kar dın kaydedilecektir. Kursta yakın da çalışmalara başlanacaktır. © Sinop (Tan) — Vali Süreyya burada kol ve vilâyete bağlı bütün kaza ve nahiyelerde geniş bir tet - kik seyahatine çıkmış ve köy yolla- rını gezmiştir. Noksan yerlerin he- men tamamlanması için icap eden tedbirler alınmıştır. Kotra dönemiyor Moda deniz klâbünün Pireden dönmekte olan Ipar kotrası, fırtına yüzünden Marmara adasından dün de hareket edememiştir. Geç vakite kadar, hareket edildiğine dair bir malümat gelmemiştir. Kotrada, spor klübünün üç deniz - cisi bulunmaktadır. YINE KiŞ VE MAT Dün Kiş ve Mat üzerine bir misal vermiştik. Kiş ve Mat oyunun sma- & (gayesi) olduğu için bugün de başka bir misal vererek Şatranc'ı ye- ni öğrenenlere bunu iyice anlatmak istiyoruz. (1) numaralı şekle bakınız, bu şekil, dün verdiğimizin hemen he- men aynidır. Yalnız ak Şah dünkü misalde (a8) hânesinde idi, bugün (b8) hanesinde bulunmaktadır. Aklar, (d4) hânesindeki Fil İle Kara Şaha Kiş demiştir. Burada kâ- ralar, (Alma, kaçma veya kapama) suretlerile yapıdan korunma yolların- dan üçüncüsünü tercih ederek ve (e7) deki paytağın: (c5) hanesine getirerek hem şahım önünü kapatır, hem de bu opaytağın yerinden oy- namasile önü açılan (d4) teki kara Filin Akşah'a (Kiş demesine fırsat verir, Bu sefer Kiş'ten korunma sırası aklarındır. Aklar bu korunmayı (al- ma) yoluyla yapar: (h6) daki Ruh Kara Fil'i alır ve kara şaha Kiş der. Korunma sırası karalarındır. Dikkat ederseniz görürsünüz ki artık Kara Şahı (Alma, kaçma, veya kapama) yollarile korumak “imkânı yoktur. Şu halde karalar Kiş ve Mat olmuş, oyunu aklar kazanmıştır. Acı bir sonuç — Şatranç partile- rinde çokluk meydana gelen acı bir sonuç'tan bahsedeceğiz; (2) numa- ralı şekle bakımız: Oynama #ırasınm aklarda oldu- ğunu farzedelim. Aklar, (g7) deki paytağı (48) hanesine sürer. Pay- tak son haneye eriştiği için, evveli yazılarımızda anlattığımız üzere mü- kâfat olarak Ferz, Ruh, Fil veya At olur. Oyuncu burada paytağı Ferz yapar ve kara şaha kiş der. Kara şah, önünü kapatamaz: şahı- yn, Mead le Me ğe al hm kaçabileceği yegâne hane (h6) dır. Oraya gider gitmezak Feız, (g6) hanesine gelir ve ikinci bir kiş der. Artık zavallı kara şah için kur- tuluş yoktur. Böyle bir duruma düşen bir oyun- cu, çok defa Matt beklemeden tes- lim olur. Süt talimatnamesinin talbi- kıns başlandı evvel İstanbul sıhhat di - 3 iğÜ tarafından bütün hükü met ve belediye (tabiplerile kayma» Şar lklara bildirilen led süt fali. matnamesi tatbikatı üzerinde ilgili. ler meşgul olmaktadır. Yapılan etraflı bildirikler üzerine sütçüler cemiyeti başkanlığı hare - kete geçmiştir. Kuruma bağlı bütün sütçülere talimatnamenin yeni hü - kümleri ayrı âyrı-izah olunmuş, ce - zaj noktalar gösterilmiştir. Baz: ilçebaylıklarda belediye ta - biplerinin Sk kontrolleri altında teftişler başlamış ve hattâ talimat - namenin bazı hükümlerinin tatbikin de suçu görülmüş birkaç sütçü ceza- landırrlmıştır. Halkım iyiliğine ve sağlığının ko runmasına âit olan talimatname mad deleri üzerinde şarbaylık hıfzıssıhha direktörlüğü de incelemeler yap - maktadır. sektör! HAKYERLERİ Haydut Mustafa dün mahkemeye Çıkarıldı Gâzeteler, bundan bir ay kadar ev- vel Amerikalıların kovboy kıyafeti ile dağlarda gezen bir adamdan bah- setmişlerdi. o Adliyece yakalanarak mahkemede sorguya çekilen bu a- dam, Rumeli Feneri, Sarıyer, Us- kumruköy, Kumköyü ve civarında muhtelif yerlerden hirçok eşya aşır- maktan suçlu olan Rizeli Sacit oğlu Mustafa adında biridir. Omuzunda bir kırma tüfeği ile kırlarda dolaşır- ken yakalanan Mustafa, dün birinci ctzada yapılan duruşmasında suş! rını inkâr etmedi. — Bunların hepsini yapan benim! Ne yapayım, işsiz ve parasız kaldım. dedi. li Mahkemenin dünkü celsesinde bir- kaç şahit dinlendi ve öteki şahitlerin çağırılması; için duruşma başka bir güne birakıldı. © Arzuhalci Sahabettinin oğlu şo- för muavini Rüştüyü öldürmekten suçlu palabıyık Ahmetle arkadaşı Ha sanın duruşmalarına dün ikinci ce- zada devam edildi ve şahitler dinlen- di. Birkaç şahit gelmemişti. Bunlara teblizat yapılmak için duruşma başka güne kaldı. © Arnavutköyünde Hacer ve Hati- cenin evine girerek 3500 lira değe - rinde altın ve mücevher aşırmaktan suçlu hizmetçi Gülterle nişanlısı Muh sinin duruşmasına dün birinci ceza- da devam edildi ve bazı müdafaa şa- hitleri dinlendi. Duruşma, iddia ve müdafaa yapılmak üzere başka güne bırakıldı. © Silivrikapıda Mehmet ve Neşet isimlerinde 17 yaşlarında iki çocuk sarhoş olmuşlardır. Bu aralık Neşet Mehmede yirmi kuruş vererek: — Gel, seni öpeyim! demiş, Meh- met bu teklife hiddetlenerek cebinde bulundurduğu bıçakla Neşeti baldı- rından yaralamıştır. Mehmet yakalan mış, adliyeye verilmiştir. © İrfan isminde biri, Panorama bahçesinde rastladığı Lâskaridis is- minde bir çocuğa, kötü bir teklifte bulunmuş ve buna razı olmadığı için çocuğu, bıçakla kalçasından yarala - muştr. İrfan, adliyeye verilmiştir. Dördüncü istintak hâkimi tahkikata el koymuş bulunmaktadır. © Valde hanında halkın din duy - gularını uyandırmak suretile, inkılâp aleyhine tahrik etmekten suçlu hoca Musanın duruşmasına, dünde ağır ceza işlerine bakan ikinci cezada de- vam edildi. Musanın sabıkası olup ol- mağ Bale Me bİr Şönt bırakıldı. POLiS Bir fundalık yandı Hekimbaşı çiftliği yanındaki sık fundalıkların tutuşmasile evvejki sa» bah başlıyan yangın, pazar akşamı yirmi üçe kadar sürmüştür. Yangını haber alan Üsküdar ilçe- bayı ve jandarma komutanı çiftliğe giderek tedbirler almışlar, o sırada &€sen rüzgârm siddeti ve itfaiyenin çağırılmasma ve getirtilmesine mü - sait bir yol bulunamayışı yüzünden temizlik amelesini yangın yerine sevketmişlerdir. Biraz sonra, büyük bir sahayı tu- duşturan ateş, genişlemek istidadını göstermiş ve civar halkın yardımları na rağmen birkaç koldan ilerlemeye başlamıştır. Binbir geyret ve fedakârlrk kar - şısında ateş, gecenin 24 inde bastı rılmış, fundalıktan çıkan yangın kıs men ormanı da yakmıştır. Biraz sonra Beylerbeyi mıntaka - sında Topağaç denilen yerde de ate- şin çıktığı görülmüş, bu da gece ya- rısına kadar sürmüştür. Bazı gazetelerin yazdığı gibi, ya - nan saha, yirmi hektar değildir. Öğ - rendiğimize göre, 159 hektarlık bir fundalık ve kısmen orman yantmış - tır, Yangın sebebi henüz kesin ola No. 107 sordu: — Yatağma girdin mi?, Gözlerini yumdun mu?, YOSMA! Etem İzzet BENİCE Beni demdeğişik bir yüzle gö- rünce ne söylesem inanmazdı. Yine epey yoluna koydum. Ve Güney yıkanmasını, arın- masını bitirince lâmbaları sön- dürdü, karanlıkta koridora çık- tı. Yine yatak odasına girdi. Bol kolonya ve esansla göğsü- nü, gerdanmı uğdu, saçlarımı kabarttı, Perde yerine kullanı- Jan bir fileye sarındı, ayakları- nm ucuna basa basa doktorun oda kapısına gitti. Doktor yatağına uzanmış, bekliyordu. Güney kapıdan ses- lendi — Lâmbaları söndür!. Sen de yatağına gir, Gözlerini yum! bir dakika Doktor dilinin altından: — Allah Allah ne tuhaf şey!. > derken bu soruyu karşılıyor- iz — Girdim.. Yumdum!, Bundan sonra taze kadm ka- ranlıkta odaya girdi. Doktor elinde olmaksızın. gözlerini aç- tı, seyre daldı. Taylân, çıplak, bembeyaz, en güzel, güzellerin ecesi, ecelerin sen görünüşlüsü kadın bir tülün içinde kollarını germiş, sihirli, sik “raks ilâhesi” gibi karyola- ya doğru ilerliyordü. Doktor bu raks perisine, onun odanın karanlığına ışık veren duru beyaz görünüşüne, kıvri- lışlarına, bükülüşlerine, dönüş - lerine baktı baktı, kendisini tu- Diye haykırdı. Bu haykırış- ta bir üzüntü, bir kıvranış ve on- ların sız:sı değil, bir keyiflen- menin, bir isteğin, bir iç gıcık- lanmasınm dile gelişi ve bir an- gıyı göz önüne getiriş, sevinç, şenlik dolan bir için boşalışı var- dr. “İlâhi rakkase” hiç görünü- şünü, kı.rılışmı, bükülüşünü, dönüşünü bozmadan ve ses çer karmadan raksede ede karyola- nın kenarma kadar gitti ve san- ki bütün günahlarından, vicda- nını karartan dolgulardan, içi- ni yoran üzüntülerden sıyrılı- yormuş gibi bir silkinişle tülü omuzlarından attı, bir kuş hafif, liğile karyolaya atladı! Sabah olurken Sabah olurken Güne; — Kocacığım ben artık yata- ğıma gideyim.. Diyordu. Fazıl; Gelmeseydin. Sabah oldu işte.. Derken ilâve ediyordu: — Ne iyi ettin de bana böyle şen, keyif, zevk dolu bir gece geçirttin karıcığım. Neydi o odaya gelişin?.. O şiirli, büyülü, tılsımlı görünüşün ?. Böyle sür- prize can kurban.. Güney kısılan gözkapakları - nın altından kocasını, onun him: bıllığa kaçan bön, temiz bakış- larını seyrediyor ve apak, ışıklı, güneş benzeri yüzünde gülü- cüklerini dağıta dağıta kocası” nm bu sözlerini karşılıyordu: — Kalp kalbe karşıdır dedik- leri ne doğru söz. Ben senin yanına gelmek için hazırlanır- ken sen de benim kapımın önü ne geldin. Ama yine istediğim gibi olmadı. Ben sana hiç dü- yürmadan birdenbire öyle peri kızı gibi odana gelmek, yatağı- na girmek istiyordum. Doktor birden sordu: — Peki ama böylesi nereden aklına esti? Güney hiç şaşırmadan bu s0- ruyu karşıladı: — Kocacığım senin yalnızlı- ğına, geceleri boynunu büke bü- ke çekilip odana gidişine artık dayanamaz oldum. Bunda hem sevgi, hem acımak var. Doğru- su biraz da kendim, kendi istek- lerim karışmıyor değil. Onun için böyle yaptım! Bütün bu konuşmalar sürer- ken doktor sevinmenin, keyif duymanın, şenlikle içini doldur- manın bütün doyuruculuğuna varıyor: — Sağol karıcığım... Yaşa karıcığım! Bir taneciğim.. Kocasının karısı. Diye sevgisini taşırıyordu. Bir aralık Fazıl: 3-9-035 —S SON HADİSE Vapurlardaki sağlık Kutuları tahkikatı Bitirildi a Burgaz vapurunun srhhi imdat d” labındaki ilâç şişeleri üzerinde bulunmadığı ve bir kriz sonucun ölen Namık İsmaile bu yüzden va tinde sıhhi müdavat yapılamadığı if dinları üzerine, Sıhhat direktörlüğü bâdiseyi tahkik ettirmiştir. Sıhhat rektörü Ali Rıza Baysun, tahkikst” sonucunu bir tezkere ile gi bildirmiştir. Tezkere aynen şudur” “30-8-935 cuma günü akşamı Haf” daspaşadan kalkan Burgaz vapurun” da İsmail Namık'ın geçirdiği kriz © zerine geçen hâdise hakkında yapi” ğımiz tahkikatta: 1593 No. k Um mi Hıfzıssıhha kanununun 141 ii maddesine göre gemilerde yolcular #hhi emniyetleri hakkında 18-11-9939 tarih ve 15231 sayıl kararname kümlerine göre vapurlarda ilk ve & cil vakalarda gerekli olan ilâç ve zemenin tamamen mevcut olduğu V şişelerin üzerinde mubhteviyatını gö” terir etikederin bulunduğu ; mış olup hâdisenin vukuu anımda bi” let kontrol memurunun, orada bulu” nan ve İsmini bilmediği sülel bir dök” tora derhal müracaat ettiği ve bU ânda Bursa saylavr bakteriyoloğ Re fik ile Alman profesörünün hasta muayene ettikleri ve lâzımgelen davatı vakit kaybetmeden yaptıkl; anlaşılmakla beraber vapurlardaki shhi malzemenin .kontrol vazife Sahil Sıhhat idaresine ait bir iş oluf Sahil Sıhhat baştababetince de kapı trol vazifesinin seksık yapıldığı ve İ vaka akabinde icra olunan kontroldâ | da bulunması gerekli olan ilâçlaf tamamen mevcut olduğu gibi etike”” lerinin de şişelerin üzerinde bulur * duğu ve ilâç dolabının kırılmak suf& tile değil anahtarı ile ve derhal açı” dığı anlaşılmış olmakla keyfiyetin bi suretle tavzih olunmasını saygıları” la dilerim. 2-9.935,, Diğer taraftan, Akay idaresi öf dolaptaki ilâçların tamam bulu” duğunu ve şişelerde etiket me olduğunu tesbit etmiştir. İdare, ec dolabından alınarak Namık İsmail yapılan şırıngayı, her ihtimale karşi” saklamaktadır. ——————— rak anlaşılmış değilse de, o civardf kömür yapan köylülerin ikmalinde9 ve alâkasızlığından ileri geldiği a“ ver. ilçebaylık ve jandarma komutan © lığı iki yandan incelemelerine de“ yam etmektedirler. Tetkikat, düğü kılarım bugün yakalanacığı umul* maktadır . i Aleksandra yüzünden K Sarıyerde, yeni çeşme sokağın! Mehmet ininde bir adam, dün, İEİ kişiyi ağır surette tabanca ile yarâ * Jamıştır, Oğrendiğimize göre, Mehmet, eski metresi Aleksandra ile onun dostü Saimi takip etmiş, dün akşam yakalı” yarak rakiplerini yaralamıştır. Mehmet yakalanmış, yaralılar hs# taneye kaldırılmıştır. : * Yağkapanında oturan Göztep? motörü Hacı İnebolulu Haşan, karisi le beraber Salıpazarından geek. Abdülkadir adrnda birisi karşılarin* çıkmış, Hasanı biçakla sırtından yö” ralamıştır. ği Yralı Senojrj | hastanesine ka derrlmiş, suçlu Hasan yakalan? tır. © Bir kıskançlik yüzünden dö öğle üzeri Hasekide Birağa sokağı da bir koca, karısını ustra ile yüzü den yaralamıştır. Ayakkabıcı Hidayet ismindeki 8“ dam, âyrıknak için mahkemeye vurduğu karışı Müşerrefi dün evin © de aramış ve kadını görünce çıkard” ğı ustra ile üzerine hücum etmiş yüzünün muhtelif yerlerini kesmi$” | tir. ; Hidayet kaçmıştır. Polis tahkiks tını derinleştirmektedir.. Müşerrt Cerrahpaşa hastahanesine kaldırı!" ştır, Dedi, ilâve etti — Evlendiğimiz gündenbefi ne vakit bunu söylesem sinirl6" niyorsun. Fakat, gel şu sözüm” uy. Genç kadm birden kızdı, si“ nirlendi: — İmkânı yok. İmkânı yok! Rica ederim, bunun lâkırdıs* nı etmiyelim. — Niçin ama?. — Niçinişsaması yok. , — Bu söylediğin de iyi ve akla yap ir şey söylemiş muyorsun ki.. , — Ne olutsa olsun doğu” mam; a Ve genç kadm sinirliliğifi arttırarak sözünü sürdürdü: — Ben evlenir evlenmez mencecik çocuk yapamam. Hef istemiyor, sevmiyorum dâ! arkası

Bu sayıdan diğer sayfalar: