3 Eylül 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

3 Eylül 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

No. 57 Nizamettin NAZIF “Çar, İşkence Etmek İstediği Betbahtı Yakalamış Bir Cellât İnadile Konuşuyordu. ,, Bu sefer de sapsarı kesilmele sırası Şah Ali'ye gelmişti. Acaba ne olmuş- tu? İvan'ın sorusunda hiç te bir fev- Yalâdelik yoktu. Kötü işler başarniakta pişkin bir usta olduğunu anlatan avurtlarını bi- ribirinden ayırmak için güçlük çekti- gi besbelliydi. Çar onu bamtelinden yakalamış olduğunu gösteren bir şey- tanirkla — Eey, dostum? - genç mi? — Ha. ha hangi adam? — Hangisi olacak canım... İşte 0... Şu Batır dediğin. o Başka birisinden bahsetmiyoruz ki, Ve yine meçhul bir elle ve hora- #âhlı kireçle srvanmışı andıran o netli gülümseme yüzünde belirirken ilâve etti: — Her balde genç bir adam cak... Genç, sevimli ve belki de sevi len bir adam. Kasım Hanmm seyrek sakallı çe- hesinde bir titreme vardı. Bir bub- ran geçirdiği meydanda idi. Nihayet büyük bir kudret sarfederek kendini toparladı ve — Hayır... « dedi » hayır Çar Ivan. Yanılıyorsunuz. Batır Han genç ve güzel değildir. Ivân her kelime üzerinde dura du- Fa sordu: — içek hastalığı geçirmiş midir? — Suratı çiçekbo: Neye cevap vermiyorsun diye söylendi - Bu adam uu mudur? — Sakalı senin sakal diye çenen- den sarkıttığın bu dört kıla benzer — Görüyorum ki cevap veremiyor- sun dostum. Bu suskanlığın Batır Han'ın lehindedir. Ve ben: Kazan Hatunu Süyun Bike'nin kendisine bu kadar yardımı dokunan ve bilhassa giçekbozuğu bir suratı olmıyan bir Batır Han'a bir parça tatlı bir bakış- la göz çevirebileceğini sanıyorum Kasım Hanı 80l elinin orta parma ğmr sağ elinin şehadet ve orta par- makları arasına sokmuş, bir nalın çi- visini sökmeğe uğraşan bir nalbant gibi sıkıyor, kıvırıyor, kıskaçlıyordu. Och... Ivan'ın bu sözlerini duymak, dinlemek istemiyordu her halde. Fa- kat Çar' işkence “etmek istediği bir bedbahtım en can acısı duyduğu yeri yakalamış bir cellât inadile ayni mev- Zu üzerinde işlemeğe devam et — Süyun Bike'yi ben hiç görme dim. Onun son derece güzel bir ka“ dın olduğunu... Güzel ve haris bir ka- dın olduğunu bana yalnız siz söyle- miştiniz ve siz söylersiniz. Mazma. fib.. Bilmem... Belki hakikatte güzel değildir de, siz onu çıldırasıya seven bir âşık olduğunuz için, ufaktefek ku- surlarını göremiyecek derecede gör- leriniz dönmüş bulunduğu için böyle söylersiniz. Şah Zli'nin srkık dişleri ve bitişik |, dudakları ile bu dudakları kapıyan seyrek telli bıyıklar arasından, bir ti kacı itip taşan su gibi şu sözler fış kırdılar: *— Öyledir. Güzeldir. Çoook, çok güzeldir Çar İvan! Güzel kâdmların en güzeli, en güzel sevgililerin gözbe- beği bir güzel... Çar gürültülü bir kahkaha savur- Mmaktan kendini alamadı: — Hahhhahhhahhhaaa!... ateş, bu ne ateş! — Öyledir. Ne yalan söyliyeyim. Çok güzeldir Çar İvan... Çok güzel, — Alâ... Ben aksini iddia edecek değilim. Yalnız bu güzel kadının Ba- tır Han'a karşı nasıl bir alâkası ola- bileceğini öğrenmek istiyorum. Aca- ba Batır Han Süyun Bike'yi sevdiği için mi başını böyle tehlikelere sok- maktan çekinmemektedir. — Hayır. & Adamlarımdan gelen haberlerden böyle bir mana çıkarmak zordur. Batır, Kazan'ı seven bir adamdır. — Kazan'ı sevenin Kazan Hatunu- nu sevmiyeceğini nereden kestiriyor adamlarınız? Hele Batır'n çiçekbo- zuğu olmadığı da meydanda iken, Artık mesele apaçık anlaşılıyordu. Bu geniş omuzlu, sağlam yapılı Türk hanın; bir Türk devletini temellerin- den kazımak istiyen Moskof Çarile yanyana bulunduran sebep görülü. yordu: Kasım Han: Şah Ali Süyun Bike- yi seviyordu. Her halde Kazan Hatunu bu sev- giyi hiç te güleryüzle karşılamışa benzemiyordu. Eğer çok ufak bir ümidi olmuş olsaydı, bu kadar içten seven şu adam sevgilisinin kuyusunu kazanlara kazalarının yardımını Su- nar mıydı? Odada kısa bir sükü: oldu. Çar al- Tanı sağ avucuna dayamış. güya dü- Bu ne şünür gibi duruyor, fakat hakikatte parmakları arasmdan tilki bakışlarile onu süzüyordu. Bununla berabör de düşünmüyor değildi. , Belki de bu adamın, ken- disile bu kadar sıkı bir siyasi dostluk kurduğu şu adamın günün birinde ve hiç beklemediği bir in bir anm- da kendisine çok büyük bir fenalığı dokunabileceğini düşünüyordu. Vaziyet gayet açıktı. Kasım Ha nı Süyun Bike'yi seviyordu, Süyun Mİİ BORSA 2 EYLÜL PAZARTESİ PARALAR Sterling Delar 20 Pane frangı » Belcika frangı 20 Drahri 20 İsviçre fr, Florin 20 Çek Kuron Avusturya şiling Mürk Zi Pengo 20 Ley 20 Leva 20 Dinar Yen İşvaç Kuron Alim Mecidiye Banknot ÇEKLER Paris ürere İngiliz lirasi lar Lirot Belga İsveç frangı Lera Florin Çekoslovak kuronu Avasıraya Pezeta Mark Ziçti Pen Ley Dinar Yen Çernoveta İsveç kuronu , ESHAM 0,18,577 9.13.50 41385 İş Bankası Mü Amadolü 60 - “e 100 Şirketiahyriye Tramvay Bomonti » Nektar Aslan Çimen to Merkez Bankası Osmanlı Bankası Telefon İvtihat Değirmencilik T.A.Ş, Şark Değirmenleri Şark Merkez Eczanesi ————— isSTiKRAZLAR Türk borca 1 deri e> Aİ . M 2025 2525 25,0 Te 0425 salya size anyammakşkilmeklni TAHViLAT Rahim K i Anadolu E ve TE ar Anadolu Mümissil Rihtim İstikrazi dahili Bike ondan nefret ettiği için Kaza nın düşmanlarile yanyana gelmişti. Eğer Kazan'ın Nogay kanı taşıyan çok uzak bir günde, belki hiçbir b san hayatının yaklaşamıyacağı kadar uzaklıkta bulunan bir günde yumşak- | lığından bir parça tattıracağı ö »k olursa bu çopur su- r İvan Çarlığına kim düşman olabilirdi? LArkası var| Buimacamız. SOLDAN SAĞA VE YUKARDAN AŞAĞI 1 — Genç ölü (10). 2 — Beyar (2). Kör. (3). Nota (2). 3 — Mumvenet (6). 4 —Senet (2). Ful edatı (2). 5 —Zarar değil (3). Hücre (3). 8 —Genç ölüyü aimiyan araba (11). 7 — Önden giden (3). İsyankâr (3). 8 — Hayret nidası (2). İstiham edatı (2). Bakı değil (4) 9 — Minareler arasındaki vecize (5) Er- kek (2). 10 — Vilâyet (2). Ev (4) 11 — Dadı (4). Cerahat (4). Dünkü Bulmacamızın halli SOLDAN SAĞA VE YUKARDAN AŞAĞI 1— Sişli (5). Üzüm (4). 2—İri (3). Sen (3). 3— Şişe (4) Alan (4). #— Eğe (3). Le (2). 5 —İs (2). Elek (7). Mis (3). 6—EN (2). Kü (2). 7—Un (2). Konak (5). B— AL (2). Ak (2), Nota (2). 9 —Üflemek (7). Nota (2) 10—İU (2). Pare (4), 11 —İn (2). Şaka (4). Ek ( ———— — Otomobil bir adamı öldürdü Henüir numarası öğrenilemiyen bir otomobil, dün gece, Florya yolunda birisine çarpınış ve zavallıyı öldür- müştür. Hüviyeti tesbit edilemiyen bu a- dam, çarpmada ağır surette yaralan- fakat daha hastahaneye henüz ülmüşken ölmüştlir. Polis ve adliye incelemelerini derinleştirmek tedir. Olen adam, ifade verememiş, hattâ ismini dahi söyliyememiştir. Mei ©tomebi laranmaktadır. güzel kadını ona günün birinde, ama | | Ekrem — FAYDALI BiLGiLER BUGÜNKÜ PROGRAM İstanbul Sındyo orkestrası tango orkestralar borsalar. 2145 Şebir etinden İ, Galip, Konuş” griyatı Bükreş 13: Duyumlar, 13.05: Orkestra öanseri, 3.55: Konserin süre 14.35: Kowserin si. teği. 18: Plâk - Duyumlar. 19.15: Plâk Sönler. 20: Plak. 2020: Plik (Bark par. çaları) 21: Sözler. 21415: Senfonik konser 22.15: Konserin süreği, 2. duyumlar. 232 yn Radyo cn ve ma. 22. Plâk Budapeşte 19.30: Salon eskectras. 21: Saint Sen ns'in eserlerinden konser. 2230: Duyam- lar, 22.50: Çingene müziği. 2345: Aylık duyum toplantısı. 23: Cazband, Varşova 21.10: Orkestra konseri. 22. lar. 2220: Operet piâkirat 23.05: müziği, Dayam- Salon Belgrat 2030; Ulusal yayım. 21: Konser. Duyumlar. 23.15: Çar orkestrası ROMA -NAPOLİ-BARİ 21.15: Sözler - Plâk. 21.30: Konfera 2140: (Bari): Rumca ya, yete, 2245: Sözler. 23: Oda müriği, 2 Duyumlar. Roma - Napoli - Bari 21: Duyamlar. 21.10: Ulusal yayım. 22 Karışık müzik İanterileri. 23: Doyumlur, 21.20: Program arası, 23.30: Karışık mali zik. Breslav 20: Şarkılr konser. 21: Ulusal yayım. lar. 23: Duyumlar. 23.30: Karı gk müzik, e NÖBETÇİ ECZANELER Bu gece möbetçe ecraneler şanlardır. * Sirkecide Beşir Kemal — Fenerde Vi- tali — Divanyolunda Esad — Kumkapı da Belkis — Zeyrekte Hasan Hulusi — Aksarayda Pertev — Karagümrükte Suad — Modada Sıhhat — Pazaryolunda Rıfat Muhtar — Şehradebaşmıda Hamdi — Sa- matyada Rıdvan — Bakırköyde Hilâl — Beşiktaşta Nail — Şehremininde A. Ham- di — Hasköyde Halk Kasımpaşada Merker — Büyükadada Şinasi Rıza Heybelide Yusuf — Kurtulaşta Necdet Karaköyde Hidayet — Tak- simde Kanzuk — Eyüpte Hikmet eczane heri. SİNEMALAR TİYATROLAR © Tepebaşı Belediye bahçesinde her baita Cuma, Cumartesi, Pazar ak- şamları saat 9 da Şehir Tiyatrosu Artistlerinden Hazım tarafından “Karaköz” oynatılacaktır. Türk Hava Kurumu Beylerbeyi Kamu» tu tarafmdan çarşamba günü akşamı, Beylerbeyi Yazlık tiyatrosunda bir mü” samere verilecektir. Müsamerede Rİ- talya ve Kemani Sadi tarafmdan kon- ser ve Komik Fahri Kumpanyası tara- İmdan temsiller verilecektir. İpek : Bulunmıyan Adam. Yıldız : Çin Sesi — Moskova çocukları Al Çıldırtan dudaklar — Ölüm Kervanı, Asri : Ekmekçi Kadn — Petrol Mu- barebesi, Malek : Karak Sevdalılar, Şık « Otuz günlük Prenses — Meçhul adam. Milli : Cici Berber — Hafiye, Sümer: Bitmemiş Senfoni — Kadın se- verse. Osküdar Hüle: Sahane Vals, Alkazar : Batakir dam kızı, Milli ; Çilgin kan — İntikam, LIMAN HAREKETLERİ imanımızdan gidecek vapurlar: Ayten İzmite Kocaeli Mudanyaya Izmir İskenderyeye Ankara Karadenize Saadet Bandırmaya Bugün liminmıza gelecek vapurlar: Saat Mersin Karabigadan Bandırma Ayvalıktan Antalya Bartmdan ı 17— Asya Mudanyadan. Etibba Odası Başkanlığından: Müddeti bitmekte olan odamız idare hey'eti ve Haysiyet divanı üye ve yedek üye seçimi nizam- namenin 3, 4 ve 5 inci maddelerine uygun olarak 4 birinci teşrin 1935 Cuma günü saat 13-156 ka- dar Cağaloğlunda odamız bina: pılacaktır. Sayın üyelerin gelmeleri. salonlarında ya- (5254) | le atladı, eve gitmeden HİKAYE Feriha, Galata bankalarının önün- deki durak yerinde on dakikadanb ri bekliyordu; hakikatte bekle şey tramvay değildi. Gözleri, karşı sokaktaki büyük bir şirketin kapısı” na dikilmiş, sabahleyin havayı açık buldukları için şemsiye almadan ve empermeable giymeden ise gelip te | âkşam üstü sokağa çıkarken yağmu- Ta tutularak ne yapacaklarını şaşıran memurlar arasında kocasını arıyor - d riha, ömründe ilk defa olarak kocasım, hem de kendisinin haberi olmadan böyle bir yerde beklediği i- gin, şemsiyesinin altında birçok sa» bırsızlık hareketleri yaptı. Arada bir, kocasının şirketten çıkan arkadaşları tarafından görülmemek için şemsiye- sini yüzünün hizasına kadar indirdi- ği oluyordu. Bir ay kadar var ki Nazmi, çok muntazam bir adam olduğu halde he- men her akşam eve geç geliyordu. İddiasına göre, şirkette, birçok arka- daşları saat beşte işleri bittiği halde, kendisi saat sekizlere, dokuzlara ka- dar kalmıya mecbur oluyormuş, Fe- riha bu iddianın arkasındaki hakika- ti gözlerile görmek için, orada, on beş yirmi dakika kadar beklemeği gö ze almaktan başka çare bulamamıştı. Şimdi, ötekilere beraber Nazmi de çıkar da dosdoğru eve gitmezse yalan söylediğine ve yeni bi peyda ettiğine şüphe kalmı si takdirde Feriha onun ni | günabini girmiş olacaktı Kadının mütecessis ve hırslı ba - kışları, şirketten çıkarak caddenin büyük akıntısma karışan dağınık ve şaşkın memur kalabalığı içinde ora- dan oraya hızla çevrilmekten yorul- muştur. Artık içerden çıkan bir tek memur kalmamıştı ve Feriha kocasını göre- medi. Acaba kalabalık ara kıp gitti de kadın dı, yoksa iddia ettiği gibi içeride ça- lışmaya devam mı ediyor? Feriha, şimdiye kadar hiç yapmak istemediği şeyi yapmıya mecbur ol. du: Bulunduğu kaldırımda radyo ve elektrik âletleçi satan büyük bir ma- gazaya girerek şirkete telefon etti: — Nazmi bey çıktı mı? diye sor- du. — Çıktı! dediler. — Her vakit bu saatte mi çıkar? — Hayır... Plânço zama: di sekize, dokuza kadar kalıyor. kat bu akşam çok işi olduğu halde ansızın çıktı. Siz kimsiniz? Feriha hemen telefonu kapadı. Ağır ağır ve tereddüdün yorduğu adımlarla mağazadan çıktı. Nazmi &- ve mi gitti acaba? Neden “bu akşam çok işi olduğu halde, birden bire şir- ketten ayrıldı?,, Ferikanm bütün bu zahmeti, şüphesinin lehine ve aley - bine hiçbir netice vermediği için bo- şuna gitmiş sayılırdı. Kadın bekler en çok yorulduğu için bir otomobi- Beyoğlunda bir pastacıya uğradı. oturdu, bir iki gato yedi, tekrar otomobile bindi ve eve reldi. Kocası yoktu. Belki henüz tramvaydadı: diyerek aleyhine bir büküm vermekte acele etmemişti. İyi düşünmüş. Netekim bey on dakika senii Nazmi geldi. | bir A. TECESSÜS MI- FA. | “ Yazan : Fakat çok öfkeliydi: gündenberi ilk d: şü, Ferihayı kucaklam: Ellerini arkasına koyarak odan işinde bir iki dolaştıktan sonra karı sının önünde ve Jâkayıt bir tavırla: -— Bügün sokağa çıktın mi? diye sordu. Belli ki canınm sıkıntısını gizle mek için havai bir mevzu arıyordu. Onu büsbütün öfkelendirme, ni zamanda tecessüsünür. kurtulmak için Feriha biraz tered « dütten sonra: — Hayır! dedi Nazminin bir bağlı duran elleri çözüldü ve kolları aşağı sarktı. Rengi uçmuştu ve başı öne düştü. Ağır ağır yürüdü, kendisini bir kol tuğa attı ve başını avuçl larak, boğuk bir sesle mırıldandı; — Anlıyordum... Benim bissim nılmaz... Anlıyordum... On beş yirmi gün var ki sen çok değiştin... Evet. Ateş olmıyan yerde duman çıkmaz... Bir kere seni pasajda gümüşi elbiseli bir adamla konuşurken görmüşler... Sıksk yeni açılan pastacıda oturu » yor ve “O,nu bekliyorsun. Feriha şaşırdı ve bağırdı: — Ne söylüvorsun, Nazmi? — Sus! İnkâr etme! Nefretim ar- tıyor! Sus! Neyi inkâr edeceğim Nazmi? Neyi ET vee — Sus! Gözlerimle gördüm. — Neyi gözlerinle gördün? Bugün, bizim şirket pencere» le, daha yarım (saat evvel seni gördüm. Tramvay yerinde duruyor. dun. Şirketten çıkan arkadaşlardan birini bekliyordun. Fakat Hangisi acaba? Hangisi?, Ben seni gördüm. Gurtlağıma kadar işim olduğu halde evlendik İ sirketin takip ettim. Bir mağazaya girdin, “O,.na telefon ettin, ona... İnkâr €- debilir misin? Sonra bir otomobile at ladın, ben de bir otomobile atisdım ve yine peşinden ayrrlı yine o pastacıya girdi bikledin. Fakat... Feriha bir kahkaha cile Nazminin ağzinı kapa: — Sus, budala, beni dinle! Diye bağırdı, kendisini orada bek- lemeğe sevkeden şüphenin sebebini ve gayesini anlattı, şirkete telefon ettiğini söyledi: — Aptal! dedi, onu, şanı, bu değil, seni aradım, seni!.. İnanmaz - san git, sor! Pastacıda da yalnız 0- turduğumu gördünse daha şüphe © deceğin ne kalır? Nazmi bi iki ölkesindi ansızın teslime geçmenin kom ğinden kurtulmak için kaşlarını çat mıya güçlükle devam ederek Neden bugün sokağa gizledin? diye sor - » ettiğimi söylemek « ten utanıyordum; bir de sen çok öf keliydin. ön kı tan korktun « hacet! Şirkete sor: Telefon ettiğimi sana söylerler. Bakıştılar. Gözler sözleri tekzip etmediği za» in de yüzünde karşılıklı dın İlk tebessümü doğarken laştıar. itim; küca| Türkiye 'Büyük Millet Meclisi idare Hey'etinden: Türkiye Büyük Millet Meclisi matbaası için 45 Kırk beş kalem kâğıt mukavva ve sair malzeme kapa- hzarf usuliyle alınacaktır. Eksiltme 12 Eylül 935 Perşembe İdare Heyetinde yapılacaktır. günü saatl5 te Muhammen bedeli 5000 liradır. Nümune ve şartnamesi Mecils Daire Müdürlüğün dedir. İstekliler bu işin yüzde 7.5 tutarı olan 375 liralık muvakkat teminatlarını teklif mektuplarile birlikte ay- nı günde saat 14 de kadar Türkiye Büyük Millet Mec- lisi İdare Hey'etine verilmesi ve teklif mektuplarr üz€- rine “Matbaa için alınacak eşyaya aid teklif mektubu” yazısının yazılması. (2256) (4944) # 63)

Bu sayıdan diğer sayfalar: