4 Eylül 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

4 Eylül 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

m 8 HABEŞISTANDA Verilen İmtlyaz sahasını Le Petit Parislen'ien: Habeş İmpatatorumun Habeşistan | daki bütün petrol ve madenleri işlet mek imtiyazını bir İngiliz - Ameri kan sosyetesine verdiğine dair bazı gorzetelerde görülen haber Londra- «a hayret uyandırmıştır. Bu imtiyaz Mabeşistanın hemen de yarısını ihr #iva etmektedir. Bu mıntaka Eritre hududamdan başlıyan 40 derece arz öziresinden geçerek Havas nehrine kadar uzanmaktadır. Yani Adisaba- ba ile Cibutiyi biribirine bağlıyan demiryolu üzerinden geçerek Ken ya hududunda nihayet bulmakta - dır. İmtiyazı alan şirket 10 milyon dngitiz Hralık bir sermaye koyma - ö: düşünmektedir. Bu şirketin acen #alığını yapan M. F. W. Rickett se- kiz gün kadar Adisababağa kalmış- &ır. Mukavele geveleyin müzükere * edilmiştir. Bu suretle Rickett ve &endisile mukaveleyi müzakere e - en Habes ricali, mütecessis nazar - dardan kurtulmuşlardır. Mukavele safakla beraber imza edilmiş, ve #Rickett sabahleyin Cibutiye hareket etmiştir. Oradan Kalite ve Paris #ârikile Lofidrüya gitmiştir. Bu im tiyazı almış olan şirket Africaia #Exploitation Developmen Corpora- *ion adımda bir Amerika sosyetesi - dir. Bu haber, Londra finansal ve & - | yasal mahafilinde şiddetli akisler husule getirmiştir. Bu sosyete, ve- rilen haberlere göre arsıulusal bir sösyetedir. Sermayenin yüzde kır - &ı Almanlara aittir, Mütebakisi de dngilir, İtalyan ve İsviçre sermaye” darlar: tarafından konulmuştur. * Şirket direktörü Rickett'e tı fından resmi veya gayri resmi hiç bir vazife verilmemiştir. Ve ken- disine hiçbir veçhile müzaheret ese ri gösterilmemiştir. Le Metin'den: Pariste toplanan içler konferansı ekim kaldığındanberi, İtalya - Ha- beş anlaşımamazlığı etrafında ©c » reyan eden müzakerelerde hiçbir ülerleme kaydedilmemiştir. Fransa » da efkâri umümiye İtalyaya karşı ecri tedbirlere müracaat edilmesi- me müarizdir. Cenevrede uluslar pak tının maddeleri üzerinde münakaşa | dar olacaktır. Ve muvakkat bir su » seti tesviye bulunması da mühtemel dir. İtalya, Habeşistena tarizlerde ölmeli iyi Biahaşletim delegesi de Mp mtiyazlar ARABİ STAN! © gösteren harita «YER HABEŞ İMPARATORÜ sevap verecektir. yÂzaları bu mesele hakkında kati bir hüküm ve rebilecek kadar kuvvetli delillere malik olmadıklarından meseleyi bir tahkik komisyonuna havale etmek - te hiçbir mani kalmıyacaktır. Böyle bir komisyonus teşekkül e- deceğini farz ve kabul edelim, o za man muayyen bir müddet zarfında dtalya ve Habesistanın silkha mü « racaat etmiyeceklerine dair kendi- İerinden teminat almak lâzım gele - cektir, Bu taahhüde riayet edilme diği takdirde kabul! edilecek usule göre mltcarrizin kim olduğunu tax yin etmek lâzrm gelecektir. İtalya, arsıulusal zecri tehditlere şiddetle mukabeleye hazır olduğunu beyan etmektedir. İngilterenin Sü- göndermesi meye al ine mukabil, İtalya Akdenizde deniz ve hava kuvvetleri toplamağa başlamış- tir. Aldamayalım, bu hal neticesiz kalacak bir gösterişten ibaret değil dir. Bilâkis alınan ati kararların, her ne pühasına olursa olsun, kat #urette müdafaası için smevcut azim we izadenin ifadesidir. Habeşliler yabancı asker de alacaklar Londra, 8 (A.A) — Habeş hükü- metinin İtalyaya karşı bir harp takdi rinde orduya yabancı asker alınmama sma karar verdiği bildirilmektedir. (Amerikalı Bir Haydudu Müstah- i kem Kaleyi Andıran Şatosu American Weckiy den: — Bakınız mahzende” bir topruk İ tabakası kalkıyor! Birleşik Amerika hükümeti polis ajanlarından biri bağırıyordu. Ar - | kadaşı diğer bir polis ajanı mahze- nin duvarında bir tesadüf eseri ola rak buldukları ve bir deliğe konmuş olan fonoğraf kolunu çevirmekte iken birdenbire durdular. Mahzende çimento ile kuvvetleş- tirilmiş büyük bir toprak parçası birdenbire yükselmeğe başladı. Po- Hisler bunun Ölüm, İşkence odasının gizli kapısı olduğunu gördüler. Bu- Taya bugün Rhade İsland'da “cima. yet sarayı, adı veriliyor, Bu malikâ menin bir sahibi olan Nevyorkun zengin o zannedilen oCari Rettich iki yat, iki metörlü sandalı, on ©to- mobil, güzel bir tablo kolleksiyo - mu ve Nevyorkta güzel bir konağa maliktir. Güneşli ve serin bir günde için- de Rhode İsland'ın polis müfettiş- leri bulunan üç kamyon Rettich'in malikânesi önümde durdd. Bunu ne komşuları, me de mahalli hükümet memurları görmemişlerdi. Mâlikâne önünde mükemmel bir zâbıta kuvveti toplanmıştı. Memur- lar şatoya sahibinin bulunmadığı bir zamanda geldiklerinden dolayı mem nun oldular. Şatoda beş metrelyoz, elli rovelver 1$ - makineli tüfenk, 15000 hartuç, üzerinden kurşun işle- miyen 12 caket, modern gırhlar bul amuşlardır. Memurları bir uşak kabul etmiş ve 8 yaşında bir ibtiyar olanRettich in babasma haber vermiştir. Ayni zamanda Rettich'in kayin bi raderi olan İya Steele'de gelmiştir. Bunlar memurlarm taharriy; yapacaklarına dair olan emri gör- dükten sonra memurlara vazifeleri ni yapabileceklerini söylemişlerdir. Memurlar taharriyata başlayınca nce yanlış bir yere geldiklerini, zengin bir kolleksiyon meraklısının evine girdiklerini zannetmişlerdir. Fakat biraz sonra gösterdikleri se- batın müldfatını görmüşlerdir. ... Kütüphanede bulunan bazı kitap- ların ağırlığı nazari dikkati celbet- miştir. Bu kitaplar muayene edilin- ce ciltler arasmda otomatik tülenk- ler, rövelverler bulunmuştur. Bu silğhlar mükemmel bir sirette te - mizlenmiş ve yağlanmıştı. Hiç bek ienilmiyen yerlerde, meselâ Ming devzinden kalma kıymettar Çin va- ilâhlar bulunmuştur. Bir yatağın somya yayları arasın - dan bir mitralyöz, masalar içinden tüfenkler çıkarıtmıştır. Bir kasada TAN 190 bin dolarlık evrakı nakdiye ve | 200 bin dolar kıymetinde mücevhe balımmuştur. Bunlar Fall Ri - ver'de yapılan hırsızlıktan elde € - dilmişti | Birkaç memur mahzeni muayene etmiştir. Burası temizdi ve hiçbir hususiyet arzetmiyordu. Fakat bir memur dıvarda bir çiviye asılı bir fonograf kolu görmüştür. Acaba, es- ki modelde'bir fonoğraf kolunun bü rada ne işi vardı?, Ünen uzadıya ya pılan tahkikat neticesinde. dıvarda bir delik nazari dikkati celbetmiş tir. Memurlardan bir fonograf kolu- Du deliğe koyarak çerirmeğe başla- müşter. Biraz sonra duvardan bir ta- bakanın harekete geldiği görülmüş- tür. Memur kolu döndürmekte de - vam edince Rhode İsland zindanla rından birinin kapım meydana çi- kmuştır. Burası 20 metre urunlu- ğunda ve 13 metre genişliğinde bir salondu. Buraya üç metre yüksek - Jiğinde bir merdiven ile iniliyordu. Bu salon 1929 senesinde yeraltı şimendüferleri salonlarım andıran bir tarzda İki haftada inşa edilmiş ti. Burasını İnşa eden (emniyetli ço cuklar) (Richt Guys) caniler ordu- sünm kıymettar o yardımcısıdırlar, Bunlar haydutlara fürumla olan bü- tün işleri yüksek ücretle yapan ve her gördüğünü tunutan amelelerdir. Bunlar meyanında her mesleğe men raklar da vardır. Amerikanm her şehrinde bu amelenin bir acentası bulunur. Bu acentalar ameleleri bul mak için hangi şehirde kime müra- taat etmek lâzım geleceği hususun- da haydutlara malümat verirler, Amerikada içki yasağı kaldırı! - mazdan evvel Cari Rettich içki ka- çakçılığı yapıyordu. Yatlar. motörlü sandallar, otomobilleri hep bu öşler- de kullanıyordu, Fakat içki yasa: ğ rlmca Rettiek'e alıştığı tehlikeli #akat kolay para kazan - mak hayatına nihayet verdi. Rewtich bunun üzerine soygunca - luğa ve yol kesiciliğe ve bilhassa 0 cek hırsızlığına başladı. Bu gizli msahzen haydutların çok işlerine ya radı. Haydutlar, yakaladıkları kim- meleri, fidyei necat verilinciye ka - darşbu dı. Ken dilâfP vey Çita! için biz teklike teşkil eden leri de orada öldü- rüyarlardı. 1934 senesinde bir ziya- fetten kaldıyılıp götürülen Danny Valsh 90 bin dolar fidyei mecatı ver- mediğinden burada öldürülmüştü. Va'sh, iyi bir kumarcı ve Rhode İsland'ın karanlık işlerine vakıf bir adam olduğundan Rittich'in evinde bulunduğunu anlamış haydutlar da kendisini serbest bırakmaktan ise öldürmeği tercih etmişlerdir. Za - vallıyı tahtadan bir sandığa koy - muşlar ve sandığı çimcuto ile dol- durarak denize atmışlardır. Va'shın sevgilisi olan bir kadın dostunun öldürüldüğünde şüphe etmiş ve bundan bir kadına bahsetmek ihti - yatsızlığında bulunduğundan © da kaldırılmış ve ayni mahzende öldü rülerek ayni şekilde denize atılmış- br, Memurlar, bahçede hafriyat yap- tırmışlar ve madeni bir kutu içinde insan kemikleri bulmuşlardır. Diğer bir yerde öe içinde 10 bin dolar bu- Junan bir kasa ele geçirmişlerdir. Rettich, muvaffak olama- dan güzel karısile beraber yakalar mıştır. Nevyorkta bulunan birçok dostlari adliyenin bu işte bir hata- ya düştüğünü zannetmişlerdi. Bi - raz sonra bütün çete efradı da tev- kif edilmiştir. sup olanlar vardır. Hattâ duvarcı amelesinin yüzlerini değiştiren cer- BELÇIKA KRALIÇESİNİN ÖL rıya çıkmamıştır. Halk çok sevdik- leri kraliçelerini bir defa daha gö - rebilmek için cenazesini ziyaret et | muhavereye devam sememiş “a mektedir. Kral uzun müddet bir İ çocuğu kolları arasına alarak | kısıklarla ağlamağı başlarmış Pi koltuk üzerinde oturuulduğundan bitik bir haldedir. Gözleri dalgın - dır. Kimbilir hangi derin hayallere dalmıştır, Kral kahvaltısını ettikten osonma yalnız kalmak istemiş ve rahatsız edilmemesini emretmiştir. En yakın larma bile kapısını kapamıştır. Kral, sarayın mikellef bir salonuna konulmuş olan kraliçenin “tesedini bir defa daha ziyaret etmişlerdir. Bir müddet sonra kraliçenin k tarafından iyice görülebilmesi için yüzü açık olduğu halde bir yatağa yatırılmasını emretmiştir. Kraliçe Astrid'in çebresi, geçirdiği kazaya rağmen bozulmamıştı. Kral bundan sonra hususi dtiresi re çekilmiştir. Brüksel'e geldiğin denberi hiç kimseyi, hattâ çocuklar rını bile görmemiştir. Kral önce, ço cuklarma, anneleri öldüğünü bizzat anlatmak istemiş - tir Fakat bilâhara bundan vaz mişwe dam 'denörlerinden bi Prenses Ükürlette'a ve diğer birinin küçük Prense bu feci vak'ayı anlat masını münasip görmüştür. Prenses Charfotte yakında sekiz yaşına gircecktir: Cenazenin Brük- sele getirildiği gün sarayın bahçe- sinde oynamakta idi: Kardeşi ve veliaht olen Prens Bawdoin hemşiresinin yanma git - mek istemiyordu. Çocuklarm böyle ce yalnız başlarma kalmaları, mü - rebbiyelerinin iki gündenberi ken - dilerile oynamak istememesinden ileri geliyordu. Biraz sonra kraliçenin dam dönör lerinden Kontes Rerde Blicguy gelmiş ve Prenses ve Prensi çağır - miştar, Kontes çocuklari yanmda İikoymak için mühabbetkir bazı sözler sarfetmiş ve onlara kendi ço cuklarından bahsederek “çocukları- mm anneleri vardır, demiştir. Prenses Charlotte bemen vermiştir : — Bizim de annemiz vardır. — Evet sizin anneniz bir azizdir. Fakat şimdilik uzun bir seyahate çıktı, Ne yarın, ne de öbür gün bu seyahatten dönemiyecek. — Fakat biz onu ne zaman göre- ceğiz? — Bilmem. — Acaba babam da bilmiyor mu? — Babanız da çok müteessir bir haldedir, cevap No. 48 Abanoz Bilezik RENE CHAMBE Ben de çocuk gibi her şeye inan: mış ve avı elimden kaçırmıştım. O santte Moewe ve Framond çoktan hududu aşmışlardı. Kimbilir, kendi aralarında bemimle nasıl alay ediyor. dardı. O asabiyetle mektubu buruştarup buruşturup denize fırlattım. Bu ba- reketime sonradan da pişman oldum ya.. Raporuma mMâve edilecek kiy- etli bir vesikayı kendi elimle imha etmiş muydum? Sandal karaya yanaştı ve bu 29 temmuz sabahında ayağım Fransa toprağma basmca, duyduğum sevin- ci hâlâ tnutamam. Framond bu seler yaları söyleme- mişti, Kuvvetli bir limuzin otomobil bizi bekliyordu. Etrafta hiç ses seda yok. Günce yavaş yavaş Yükseliyor. Şoför kas- keti elinde, Werner Golovine'e yak- aştı: — Emirlerinize hazırım, dedi, ta- bil size malümat vermişlerdir, değil wi endim” — Evet, biliyorum. — Doktor Framond biraz acele buyrulmasını bilhassa rica ettiler. nkü Fransada vaziyet © gittikçe ğa basladı. Werner Goloviene'in sesi titredi: — Ah, dedi, yeni bir haber var mi? — Galiba burada seferberlik baş- n için acele etmek Jâzim, n istasyonlar nezâret âltıdal Jandarmalar memleketin ber tarafı- nı dolaşıyorlar. Hudutlar neredeyse kapanacak. Otomobil hazır.. Bugün, en nihayet öğleden sonra hemca ha- Teket etmeliyiz. Werner Golovine sallanarak bir iki adım yürüdü, yanıma geldi: — Ne müthiş şey! dedi, Fi dan hırsızlar gibi kaçıyoruz. Kolundan tuttum : — Peki, yolları yutuyordu. Ö- nümüze saman yüklü bir köylü ara- bası çikti. Şoför Arabacı yolun ortasmda gidiyor, arkadan ge İen bir otomobil geçecekmiş, geçmi- yecekmiş, aldırış bile etmiyordu. A- damı terelemek için otomobilden at lağım. Dik &k yüzüme baktı: h, ah, biz sizin ne mal oldu- gunuzu Mi yer dedi, yürüyün, geçin bakalım, o kadar kafa tutma . Sizin de ginünüz gelir. Neredeyse adamcağız: kucakla - yıp öpecektim. Bu sözler, bir harp halinde, Fransanın hangi dille ko- Buşacağını ifade eden ilk işittiğim sözlerdi. Framsa, kendisinden emin di. miçin burada mus? dedim, Fransa size düşman bir | olabilirdi. memleket değil ki, — Mümkün değil Vazife beni Bekliyor. İnsanın evvelâ kendi mem- Jeketi, öyle deği mi De Soliers? Lautfen » e hiikim bir sesle: yakit geçiyor. Bazajlar yertestirilmişti. Bindik. O. tomabil yürüdü. Pitrafı çayırlık, ormanlık, kayalık yollardan geçiyorduk. o Buraların hep tanıyordum. Hatıralar, kafamda birer birer canlandılar. Şu bir buçuk ay içinde neler, neler olmamıştı, yarabbi! ie- ler, neler görmemiştim? Tekrar otomobile bindim, arabayı Di tam süratle (o Almanarre ve ridaya doğru uçuyorduk. —5— : “Yizrka kurmandannın emri müci- binçe, derhal kıtanıza iltihak edi niz. Imza: Yedinci süvafi alayı kumandanı,, Başım ateşler içinde, telgrafı bir kere daha okudum. Kelimeler gözü- mün önliade âdeta canlanmış gibiy- diler. Ev sahibi Madam Pezarg arkım- da, Vki ellerini kavuşturmuş, bekli - yordu. Dilinin taşralı şivesile: — Telgraf dün akşam geldi, de- di, ben de şaşırdım, kaldım. Sizi ne- | reden bulayım da, haber vereyiri. | Cevap vermedim. Küçük sarı tel- | graf kâğıdı parmaklarımın arasında gitriyordu. Maden Pizarg bir adım daha raklaştı — Muharebe wi olacak? dedi, Vah, vah! İşittim, öyle söylüyor - tar. Ne diyelim yavrum, Atlah biri korusun! Elimle İşaret ettim, pancarlıri açtı. Güneş odayı doldutuyordu. O- kaliptüsün yaprakları arasmda ser- geler cıvıidıyorlar. Bahçede hâli ge <e tütübetinin bıraktığı serirlik var. Otlar daha ziyade büyümüş. He men hiç bir çiçek kalmamış. Artık bülyaya dalacak saman de- gildi, Küçük masamın başma geçip oturdum, Mektuplar, bir yığın beni bekliyor. Hep . cevapsız, kimbilir, belki de olkunamadan kalacak mek- tuplar. Dakikalar geçiyordu. “Acele mek lâzemde: — Madam Pezarg. dedim, ben ar- tık gidiyorum, Şimdi sen evveli şu telgrafı al, doğru postaneye götür. Ve bir kâğıda şu telgrafı yazdım: “Yedinci sövari alay kumandanı Pontainblcau iltihak emrinizi aiden. Et Kıtaya derhal hareket ediyorum. Mülârım: De Soliers,, — Ondan sonra eşyamı yerleşti - rirsin. Şu büyük ve küçük bavul, bir de şu iki valiz. Fazla bir şey ka hırsa, bir sandık satın alırsın, hepsi- ni içine tukarsın. Fontainblemu'da beniz adresime ogönderirsin. İşte adresimi de yazıyorum: Rur du Bois, 20.. Bu işin o kalır acelesi yok. Vaktin olduğu zaman gönder. Nasıl olsa bana erişir. Buz- İar sivil elbiseler... Artık mız kalmadı. Haydi Madam Pezarg o kadar düşünme, Şu masraf parası” aidaal Efine dolgunca bir para tutuştar- um. — Benim bir küçük seyahat gari tam vardı. O nerde? Hah! Ben yal- niz bunu alıp gideceğim. Sen ne'ka- dar varsa, imi bavullara sokarsın. Yalnız stilografımı ver, bir de şöyle kocsman bir blok. Bü- yücek olsun. Çünkü yazacak şeylerim var. O da iyi! Şimdi dam Pezarg Allaha ısmarladık, e bet yine görüşürüz. Bana çok iyi baktın, teşekkür ederim. lik top ses leri duyulduğu zaman, beni hatırla, olmaz mı? Iki ellerini kuvvetle sıktım. Ka- dmcağız ağlamağa basladı. Son defa olarak, küçük bahçenin harap ka- pısından drorıya çıktım. TArkasi var) “Annemiz Gelmiyecek mi?» | | | Giz ünya Gazetelerine Göre Hâdiseler dt 0) — Kontes dü Rey de Sekiz yaşmda bir çocuk şeyler anlamağa müktedirdir. ses Charlotte ellerile kontes? Jarıma asılarak: — Acaba annem hiç mi gel cek?, O da büyük babam gidi gelmiyecek mi? pa — Zavallı çocuğum, Zavallı ğümt!.. Bunun üzerine Gere p phine bir çığiık kopardı ii Kendisine geldiği zaman uzun e det ağlamıştır. Küçük kardeği si ketin acılarını duyacak bir le madığından hemşiresini yere teselliye çalışmıştır. Biraz sonra saraya bir tersi rılmıştır. Yarın sabah bu siyahlar giyinmiş oldukları babalarile beraber annelerini! nazesi önünde ağlamağa gi ys infaz ediliyor o Koelnisehe ZeitanE gi Estonyanm Reval şehrinde ide” Voigemast adında bir katil İlğe mahküm olmuş ve hüküm, Kii cellât tarafından verilen zehiri Öğ sile infaz edilmiştir. Taribt? idara mahkümunun zehirle © bulduğu ilk defa olarak görüğüy” tür. Hükmün infazına hazır nan doktor mahkümun ani öldüğünü tesbit etmiştir. Kati. rilen zehir siyanür de potasyol * Estonyada 1 şubat 1935 d£ gö? ripete giren yeni ceza kanunu “yi cibince mahküma verilen zebif dakika zarfında tesirini göste hükmün, mahkümu aşmak “4 tile infaz edilmesi lâzımdır - 4 Amerika Sovyet lerle münasebat! Kesecek mi? ye Led 2 Bütün Amerikan matbuatt sevelt'in ücüncü ent Amerihadaki propagandalar", testo için Sovyet hükümetini, < Selyetlerin üçüncü Erde ovyetlerin üçüncü lin Amerika topraklarındaki yetine nihayet vermedikleri de, Amerikanın Sopyetleri na dair olan taahhüdünü cağıha dair bir ihtar add. dir. Sovyet hükümetinin bu toya üçüncü eni di İN t A surette 1933 senesinde Amerik& AN FS ELEZELSEİŞİŞEEĞ EEE ELLİ ŞAL GA LASLELEĞ, EVE LA BESE İC m mi tir: Biri siyasal münaseb e kesilmesi, il “re ikinci bir nota gönder &i notayı göndermeği hâdirelerin sayılması ve de Amerikanın Mosk« rine gayri muayyen bir Ni & i ya FEEL BEZ, EİN ta © ,. por “Cr. Zİ EE; 4 Zağf* ETİ İİİ 77 li ii 4

Bu sayıdan diğer sayfalar: