6 Eylül 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

6 Eylül 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| m pe 6-9-935 çi ka LAM BELEDİYELERE YARDIM Belediyeler Bankası Genel! Kurulu Dün Toplandı “Ankara, 5 (Özel aytarımız bildiriyor) — Belediyeler Bankası genel kurulu 1934 hesap devresine ait olmak üzere bugün saat onda Devlet Şürası Deavi ve Nafia dairesi Başkanı Ali Rizanm ikanlığında alelâde toplantısmı yapmıştır. Toplantıda bu hesap devresi bilânço ve kâr, zarar hesabını in- eleyerek müzakereden sonra, safi kârdan sermayeye ayrılması lâzım gelen 28,819 liradan yirmi bin liranın fe akçası olarak ayrılmasına, raporda gösterilen $ i kârm nizam- Mamenin 26 ıncı maddesine göre dağıtılmasına, 935 yılı hesap i için de eski mürakıp Avukat İhsanın seçilmesine karar A nkaraköylülerinintohum borcu Ankara, 5 (Özel aytarımız bildiriyor) — Geçen sene Ankara « İlinde köylülere tohumluk buğday tevzi edilmiştir. Bakanlar He Yeti bir kararname ile tevzi edilen buğday bedellerinin tahsilini NF sene daha tecil etmiştir. Muallim alan vilâyetler Ankara, 5 (Özel aytarımız bidiriyor) — Muhtelif vilâyetlerin Ususi bütçelerile kabul edilmiş bulunan 71 muallimin 16 ıncı Tece ile teadül cetveline alınmaları Bakanlar Heyetince kabul €dilmiştir. Kadrolarma yeni muallim alan vilâyetlerle muallim. erin sayısı şunlardır: Afyon 10, Amasya 1, Çankırı 4, Çorum 5, İçel 6, Kütahya 10, alatya 8, Maraş 3, Mardin 2, Muş 1; Samsun 5, Seyhan 5, Si- Vas 10, Tokat 1. Ankarada bir yabancı uçak düştü , Ankara, 5 (A.A.) — Bugün öğleden sonra uçak alanında tec- ibe uçuşları yapan bir Hollanda uçağı başaşağı iniş sırasında üşerek parçalanmıştır. Pilotu Gerhart Santberg ölmüştür. ÜZÜM VE FINDIK Yerli Ürünlerimizi Tutacak Bir Kurul Ankara, 5 ALA, — İzmirde üzüm retmenlerile temas eden, Ekonomi Bakanı Celâl Bayar, üzüm fiyatla- ya istik: ri sağlamak ve normal b e y- İren İştirakile bİE dereli yapı Masını tensip etmiştir. i,Pügün Ziraat ve İş Bankaların güirakile yapılan toplantıdâ böyle pi Kürülun kurulmasına karar ve- İmiştir. Bu hususta Celâl Bayar e bdisile görüşen bir muharririmi- aşağıdaki diyeyi vermiştir: ed Üzüm meselesini bütün alâka- Belrı dinlemek suretile inceledim. (rt eskidenberi konulmuş teşhiz- id başka bir şey değildir. Bu dert Ma bir ifade ile arz ve talep ara - ki muvazenenin arasıra bozul- sadır, Lüzumsuz piyasa temevvüçlerini “ekülâsyonu, ortadan aldriike tâlep arasında normal bir mu - ime kurmak için gereken tedbir- ğ almak zamanının gelmiş oldü- “ha kani bulunuyorum. #mir arsıulusal panayırının ağıl. panda söylediğim gibi, biz dünya ayyasalâcına sun'i yüksek fiyatlar öğ mek fikrinde değiliz. Ancak id taraftan o piyasalarda cari o- ti, gormal fiyatlardan tamamen is- imge ötmek yolunu bilmek ve bul mecburiyetindeyiz. €rşeyden önce dış piyasalarda- Rg tcolarımızı bize bağlayan &- İsrden biri ve belki en milhim- hin, satış fiyatlarımızdaki de - ü Arz ve —— İki orman yangını Söndürüldü taş nüşeme, $ A.A. — Torul ka. m,nin Erikbeli ve Sume ormanla- vira 28-935 de çıkan yangın bü- biy, Söyretler sarfı ve diğer ted- * alınması suretile 31-6-93$ da tarı Grülmüştür. Yanan saanın mik 230 orman mühendisi tarafından Yaş hektar olarak tespit edilmiştir. yi ,#inda Damlıköy halkından Fah mügyele olarak bulunan hayır oğul Üç dan Tevfik, başma yanmış 2- in biri düşerek hemen öl - K Taşköprü panayırı Stamonu, $ (A.A.) — 7 birinel- Büyıni€ açılacak olan Taşköprü pa- Kar yi isin Pimak olan hazırlık- tir. Beş sürecek olan ppiyarda tecimel Pearl açılacaktır. Teyi, 79 günlerinde at yarışları ve gü Mükg, yapılacak ve kazananlara bol atlar verilecektir. Kuruluyor vamlı ve ciddi istikrarın verdiği em niyet havası olduğunu gözönünde bulundurmalıyız. Çok önemle karşı- ladığımız piyasamız nizam ve istik- | teğbizleri aie| mak üzere Tarım ve İş Bankaları. nın ehemmiyetli nispetlerde iştira. lerile milli bir kurum vücüde geti- rilmesi kararlaştırılmıştır. Bu ku - rum satış kooperatillerinin teşek - külüne kada rdevam edecektir. Ku- rum demin belirttiğim düşünceler - den mülhem olarak piyasadan, zum hâsıl oldukça üzün satın ala. cak ve bu nizımlık vazifesini yap, mıya çalışacaktır, Kurum deruhte ettiği işte muvaf- fak olabilmek için lâzım gelen ser- maye ve tiçarj teşkilât kuvvetini haiz bulunacaktır. Kuruma diğer milli bankaların da arzu ettikleri takdirde iştirakleri kabul edilecek- tir. Müstahsile malını tam , değerile satmak imkânını vereceğin! ümit et tiğim bu kurumun husule gelecek piyasa istikrarı bakımından ayni zamanda alâkadarlar için de fayda- dı olacağıma şüphe etmem, Bundan başka, bağcılardan dinle- diğimiz bazı dilekler vardır. Meselâ borçlu olanların mahsullerini en müsait zaman ve şartlar altında sâ- tabilmeleri imkânlarının temini ye lunda daha müsait bulunması için gereken temaslarda bulundum. Bu hususta kendilerine mümkün ölen kolaylıkların yapılacağını alâ- kadarlar ifade ettiler.,, rarıms temin edarniz Kâzimi Han. Bugün Geliyor (Bi. ; tarafı 1 incide | elçisi Hüseyin Han olduğu halde bu sabahki Toros ek&presile şehri » mize gelmi: ve durakta Dış Bakan- Mik ileri gelenleri ve İran sefareti erkânı tarafından karşılanmışlardar. ,Kâzımi Han, duraktan doğru ek giliğe Ritmişler ve istirahat etmiş- lerdir. Bu akşamki trenle İstanbula ha- reket eden Vezir, ayni zevat tara - fından uğurlanmıştır. ———— a Salranbolu'da çarşaf ve peçe kaktı Safranbolu, 5 (A.A.) — Kadınlara peçe ve çarşaf için belediyenin verdi- ği mühlet bittiğinden, peçe kalkmış, çarşaf ta yerini mantoya bırakinıştır. Atatürk'ten İsveç Kralına! Ankara, 5 A.A. — Yeğenleri B. çika kraliçesi Astrid'in acıklı ölü mil dolayısile Relsicumhur Atatürk ün İsveç kralına gönderdiği başsa- gı telgrafr ile buna gelen cevap a- şağıdadır: “Yeğenleri Belçika ( kraliçesi Majeste Astridin ölümü dolayısile mejestelerile yüksek ailelerinin uğ- radıkları acıklı keder karşısında en samimi başsağılarımın o kabulünü majestelerinden rica ederim. Kamil ATATÜRK “Çok nazik başsağılarından dola- yı içten teşekkür ederim... GÜSTAV Turizm kongresinde murahhasımız Ankara, $ (Özel aytarımız bildi- riyor) — Gümrükler genel direktör vekili Mahmut, Peştede toplanacak arsıulusal turiam kongresine İştirak etmek üzere bu akşam İstanbula git miştir. Maraş defterdarlığı Ankara, 5 (Özel aytartımız bildi yor) — Maraş defterdarlığına Fi- nans Bakanlığı maliye muhaseb: bi rinci mümeyyizi Namık tayin .dil- niş, Mardin d Muş defter ne alınmışları Salih vekâlet emri- İki mahkümun cezaları atied idi Ankara, 5 (Özel aytarımız bildi- riyor) — Kasten adam öldürmek suçundan dolayı Sıvas hapishanesin de 3 sene, 8 ay ağır hapse mahkâm bulunan Ayancıklı Halit Reis oğlu Mustafa ile af kanunundan istifa- de ettirilmek suretile 10 sene ağır hapse mahküm ve Kocaeli hapisha- nesinde bulunan Yusuf oğlu Meh - medin hastalıkları dolayısile geri kalan cezaları Bakgalar heyetince aifedilmiştir. Ma.müdürleri arasında tayinler Ankara, 5 (Özel aytarımız bildi- riyor) — Üsküdar icra memuru Na mik Üsküdar mıntalessı tahsil baş- memurluğuna, Üsküdar tahsil me- muru Şevket İzmir tahsil başmemur luğuna, Şarkışla malmüdürü Ziya Orhaneli malmüdürlüğüne, Mardin merkez malmüdürü Mustafa terfi- an İşkilip malmüdürlüğüne, Tekir- | dağ merkez mslmüdürü Hasan İs - parta merkez malmüdürlüğünc. Gü- müşhane malmüdürü Reşit Gazia - yıntap malmüdürlüğüne, Seyidgazi #nalmüdürü Tahsin Geyve malmü- dürlüğüne, Karaburun Malmüdürü Enver Söğüt malmüdürlüğüne, Bul- dan malmüdürü Vasfi Sandikli: mal müdürlüğüne tayin edilmişlerdir. Fındık fiat.arı da tutulacak Ankara, 5 A.A, — Haber aldığı- mıza göre, Ekonomi Bakanlığı züm işinde olduğu gibi fındık ü: nü Üzerinde de ürünün normal fi - yatla satışını sağlamık için incele- meler yapmaktadır. Bu amaçla fin- dık işile İlgili olanlar telgrafla An- karaya çağrılmış ve bir yandan da Türkofis çalışmalara başlamıştır. Amaç, normal fiyatları bulmaktır. Hava tehlike- sini bilenler Ankara, 4 A. A, — Hava teklike- sini bilen üyeler listesi: Adını yaymak östemiyen bir zat Istanbuldan 1009; Selim Keskinden 20; Mehmet ve İsmail 25; Fuat 25; Mustafa aspoğlu 27.50; Mahir 25; Hilmi 25; Riza 20; Ali Rıza 25; Ömer 25; Bayan Emine 25; Hüseyin 25; Mehmet Kaleli 20; Mustafa Antepli Tahir Istanbuldan 20; Toma 20; Ava- 50; N. H. Eroe ve mahdumları 100; dis 45; İstepan 20; Süleyman Zeki 20; Karnik 20; Antonyo 20; Tiyas Li- râns 20; Vangel 20; Nikola 26.04; Habip 20.28: Yani Çürükçis 26.04; Teodor Vafyadis 24; Tahir Dereliza- de 20; Ali Rıza, Bezirgânoğlu 20: Mehmet Turhan Bözüyükten 25; Mehmet Akar 20; Hüseyin derici 20 Hidayet Yalova 30; Hüseyin uncu 20 ve senelik yökeni 100; İsmail Haklı 50 ve senelik vükeni 300; Hasan f9- toğrafçı 50: Mustafa Gönenden 100: Ayaköyü adma 20; Hacı Hasan 20; Münür Erzurumdan 20; Salâhattin Kutman Kütahyadan 30; Osman Mustafa Koç 72.11; Kâzım arat 25; İbrahim Kepezelioğlu 30 AN BiR ATINA GAZETESİNE CEVAP Gagauzlar Romanyada oturan müslüman Türk- ler için de şöyle bir tabir kullanıyor: “Bir Türk lehçesile konuşan Ro- manya müslümanları, Acaba bu lâstikli cümlenin okuyu- | cuyu ulaştırmak istediği hedef ne © | lal rek, Mesajedaten muharririnin lar da türkçeyi öğrenmeğe zorlanmış birtakım e greklerdir ki katliamlarla ürkütülerek üstüne üstelik dinlerini de değiştirmeğe mecbur olmuşlar- dır,, iddiasmı ileriye sürdüğü meydan dadır, Ne büyük cüret! Bir kısmının Bizans devrinde Tara | yanın ülkesine yığılmış Karaman Türkleri olduklarını yukarıda bildir. diğimiz bu müslümanların öbür kısmı | da halis muhlis Nogay Türkleri de- nin suratında en ufak bir Elen çizgisi bulmak mümkündür? En az yirmi beş göbekten beri Karadenizin Batı kuze yinde yerleşmiş bir Nogay Türk aile- nin çocuğu olan Köstencenin meş- hur doktoru Osmun da mı grektir? Karol parkındaki Gül camiini ve Kösteneenin büyük bir âbidesi olan güzel mabedi kuranlar ve hâlâ oralar- da müslümanlık güdenler de mi grek- lerdir? ba çekilmeğe zorlanmış olan Türkler» dir. Ve bunlara, yüzyıl evveline kadar bugünkü Moldavya - Besarab- ya sinrmi kendi sınırı olarak kullan- mağa tenezzül e iv Türk i torluğunun erat, di olarak oralarda bulundurulmuş ve kalmış Türklerinden bir parça döl ka tılırsa “Romanyada bir Türk lehçesi konuşan müslüman" ım tam fiziyolo- jik formülünü gözönüne çıkarmış olu ruz. Bunu da geçelim, Mesajedaten o Atinada çıkan bir | güzete değilmidir ki biz, üzerine yığı- lan yılların henüz unutturacak kadar çoklaşamadıkları bir tarih devrinde orayı en küçük rütbeli bir imparator- uk memurunun idaresi altında bulun makta ısrar ettikleri için dedelerimiz | tarafından dilleri kesilmiş kaç kahra- man gösterebi'ir? Daha dünkü günün apaçık ve mukaveleli, protokollü, ar- #rulusal komisyonlu bir işi olan “müz badele”nin Türk Trakyadan Elen di | yarına taşıdığı Rumlardan “Trakyada greklerin kökü kazımdıktan sonra, tabirile bahsetmeğe kalkışan bu mu- | harririn, Balkan n sonra Se- | lâniği, Dramayı, Serezi, Kavalayı, | Gümülcüneyi, İskeçe ve Dedenğacı ele geçiren Yunan otoritesinin bu şe- hir ve kasabaların bugünkü istatistik lerde gördüğümüz Elen topluluğunu yaratmak için ana Yunan yurdun. dan vagon vagon. gemi gemi Halis. pie aşmalı lüzum gördüğünü in etmiyor? Hayret ediyo- vaz doğrusu, e > Gağauz'lara Skitya Türk imparator sHğunun bin bir felâket terpanmdan artakalmış bedbaht evlâtları arasın - da yer vermek için uzun uzun tarih delilleri çıkarmak odünyann birçok dillerinde yazılmış ve bizde de birkaç vesile ile tekrarlanmış bazı eserleri bir daha ısıtıp sunmak olacaktır, Ok. Lissof imzasına, istediği anda bütün Da listesi verebiliriz. lüşman yazıda da: ğ. ricik delil şma: ha ıyanılan bi. yazılmış olduğu bildirilen bir vesika- ünebilmelerine meydan bırak - | Uzun lâfa lüzum yok. Ok, Lissof, Mesajedaten ve bu frenkçe gazeteyi © kuyanlar bilmiyorlarsa öğretelim ki Gagauzların Türk olduklarını redde- dilemez hakikatlere ve tarihi “dom. ne” lere dayanarak ileriye sürenlerin ve onları toplu bir halde anava! evet.. anavatanlarma göç ettirmek olduğu ağacı inkâr eden bir Bulgar | gibi bağlı olduğu son Avar kabilesinin ırki varlığına ve ulusal benliğine ha- inlik etmiş sayılır ki (ölmüş bulundu. Türktürler | nı Yazan : Nizameddin Nazif ğu için) dilerim hemen Isanın Allahı, kendine bezeyenlere o katışmak iste- yenleri tuttukları doğru yoldan çevir meğe çalışmış olan o bedbahtın taksi râtmı bağışlasın. Gelelim Gagauzların Bulgar düş - manlıklarına; Eh, bundan daha tabii ne olabilir? Slavlaşan her Bulgar içinde bir Kor kunç İvan belirmiş değil midir? Ga- gauzların bir Bulgar eksarhlığı kurul duğu günlerde yapılan kavgaların “Fener” cephesini kuvvetlendirmi o'maları da bundan ileri gelir. T. rihin çöllerde Türk kesen, Türk or. dasunu arkadan vuran bir Arap ve Bedevi saldırışı kaydettiği günlerde muntazam bir Türk süel kuvveti aç, susuz, islâm kâhesini, son kurşununu İ atmcaya kadar korumuş değil midir? | Inandıkları bir mezhebe, bir dine kar şı gösterdikleri alâka o günkü Türk kahramanların on yıl sonra Araplıkla rmı idida ettirebilecek bir delil mi - dir? Deniliyor ki Yunan istiklâli kavga larında bu Hıristiyan Türkler bize silâh kullanmışlar... Birkaçı kullanmış olabilir, Farzedelim ki, hepsi de karşi mızda carnışmın rlenelar. .Bundan ne çıkar? Yunan istiklali kavgalarında Osmanlı saflarında bulunanların için- | de temsil edilmemiş olan milleti ba- na gösteriniz. Arnavutlar mı? Bulgar İm mı? Araplar mı? Suriyeliler mi? Hattâ Osmanlı imparatorluğu bol para vererek Rum çeteleri, Rum ca- slar, Rum propagandacrları bile ca- turmaş değil midir? Rus-Türk harbin de Ortodoks Rusları müslüman Os. manlılara tercih etmi olan Gagauzla rın, alevhinde çalıştıkları kuvvetten korkarak o Varnadan kacmış olmaları da tabiidir. Bu öyle bir ihanet'ir ki en azdan otuz “umumi af” ile bütün hâtıraları ve izleri ortadan kaldırılmış ve silinmiş bulunuyor Kaldı ki, bu an cak dedelerin ve büyük dedelerin Fe. ner ortodoksluğu ile gözleri karara - rak devirlerinde srki sınırdan uzak » laşmış olmalarını ifade eder, Ve biz hurün bir Rulearistan müftüsünden, Şumnu “Nüvab” iresesinin bir softasından daha çok onları kendimi- ze yakın buluyoruz. * Rum sevmekten bahseden Gagawz türküsü ne kudretli ifadesi olan bir fo'klor vesikasıdır! Evet Ok. Listof, Gagauzlar Rumla ri severler. Nasıl biz en azdan yedi yüz yıl böyle bir sevgiyi bu ulusun içinde duymuş ve hâla da yaşatmak» te devam eiyo-se'k Garnuzler da bi- rakılamaz bir Türk an'anesi halinde Rumu sevmekte ve Bulgara üstün tut makta devam ediyorlar. Rugürkü sivasal dostluğumuz bel. ki bazı Yunanlılarda yalnız siyasal. dır ama, bizde, bu yüzlerce yıllık sev giden kavnağmı almış olduğu için, çok kökleşmiş bir duygudur. Bulgar harflerile yazılmış bir inci. Bin en müthiş istilâ turpanlarına gö - ğüs gererek Türk kalan Gagauzları Bulgarlaştıramıyacağını Mesajeda - ten'e temin ederken bu makalesinde bütün çalışmasına rağmen (Türk - Elen) dostluğu üzerinde en ufak bir şüphe uyandıramamış bulunduğunu da bildirmek isteriz. Ve vadediyoruz: Gagauzları, anavatana geldikleri za man da Arhimandiritin gözönüne çı- şarkılarını söylemekten me - İkinci Piyer'in Yıldönümü (Baş tarafı 1 incide) dan geçen yıllar içinde derinleş miş ve şümullenmiştir. Ö kadar ki artık siyasa sahnesinden İki ulusun kalbine intikal ettiği id- dia edilebilir. Avrupa barışı için bu derece önemli olan anlaşmayı yapmak- ta önayak olduğu içindir ki Mar İ silyadaki facianın acısını Türk ulusu bu kadar derinden duydu. Taacıyı tadil eden bir nok- ta şudur ki büyük kraldan son- Ta Yugoslavyanın mukadderatı. nı idare edenler onun çizdiği yoldan ayrılmamışlardır. Bu da bize anlatmıştır ki Yugoslav - Türk dostluğu, Türkiyede oldu- Zu gibi, Yügoslavyadada bir parti mesclesi değil, ulusal bir siyasadır, Yugoslavyada o za - mandanberi gelip geçen hükü- metler bu siyasadan ayrılmamış lardır. Ve iki ulusun ;htiyaçla- rından doğan ve menfaatlerine uygun olan bu dostluk barışmın en önemli istinatgâhlarından al TRAMVAY ANGARYELERİ Kapılar kapandı. Artık kazaların önüne geçildi demektir. Amma basa- maklar üzerinde türlü türlü, rengâ - renk adamlar biniyor. O bize gerek- mez, Mademki; kapın dışmdadır. Dün sıkışık bir tramvayda kapı ex olcunun biri biraz açmak istedi, Biletçit — Olmaz, yasak. dedi Oleki de: — Biraz hava alalım, Cevabın! ver- di. Halbuki kapı, parmaklık malüm ya! Ne olsa demir parmaklık adamın ne- fesini kesiyor. Hayır, içeriye acele yolcu bavulu gibi adamları tıkmasalar pek sıkılmıyacağız arma, hele Emin- önünde istasyonda arabaları sevke- den, kapıları kapayan birisi var, mu- hakkak vektile denk bağlamakta ça- lışmaş olmalı; beş kişi kişiyi öyle bir tıkıyor ye uğradığını anlamadan kutu inciri biribirlerine yapışıp, yekdiğeri- girinti çıkıntılarına uyuyorlar, Sıcak havalarda bunun nr kader belâ bir durum olduğunu söylememe lüzum görür müsünüz?.. Dahası var... Bir aralık bir tramvay pencereleri- win bir tarafı açılır, bir tarafı kapanır- dı. Şimdi iki taraf ta açık... Terli terli içeri giriyorsunuz... Bir mükemmel cereyan var ki; değil sizi bütün bir şehir halkını nezle etmeye yetişir, Bi- letçiye: pencereyi kapar muısmız? de diniz mi? Şu veya şuna yakın bir ce- — Yolcular var. — Canım yolcular müsazde eder... — Ağırdır, kaldıramam... Hakikaten öyle. Pencere değil kâ- bus, Bunların şöyle denk ağırlığı (cortrepesid) olan sistemi yok ru - dur?. Ya kapılara ne diyelim? Şu günlerde çok açılıp kapanmadan makasları bozulmuş, ortalardaki civa taları çıkmış, kapanırsa açılmıyor... Hasta iştihası gibi, Açılırsa kapanmı- yor; Fıkara bütçesi gibi, Denildiğine göre tramvay biletçilerinden yüzde #l lisinden fazlası kol ağrısından muzta- rip imiş. Allah yardımcıları olsun. *. “Cumhuriyel,,e cevep Bizim şazetelerin en küçük futbol haberini en büyük öteki spor vakala rına tercih ederek gün evvelki bir' yazımda yazmıştım. “Cümhuriyet” bu yazıma cevap vere- rek üç sütun hasrettiği futbolün Uçak kurumuna ait olduğuna yazıyor ve asıl Tüzumsuz futbol | tafsilâtınm “Tan” da intişar ettiğini söylüyor. Gazeteleri; n spor meyilleri sebel le aralarındaki rekabete karışmak ni- yetinde değilm. Eğer “Tan” lüzum suz ve yersiz haber veriyorsa, benim .Cümhuriyetin yazısı hakkındaki şikâ yetim gibi ondan da şikâyet eden el- bette bulunur. Fakat insafla etrafa bakarsak Altıncı Balkan oyunlerma hazırlanan bir Milli Takımın Türkiye şampiyonasında aldığı neticelere üçte bir sütün verip te herhangi üçüncü # nf bir futbol maçına üç sü'ün ver- mek anormaldir: Amma bu Tayyare kurumu içindi diye izah olunuyor. Sü tunlar çok olursa Tayyare kurumu fazla kâr mı eder?.. Neden kabul et- miyoruz ki; elimizdeki spor yazıcrla- rı his ve gözlerile çalışırlar ve atle - tizm gibi, yüzme gibi, hattâ güres gi bi teknikli sporlara ilişmezler. Miaa'e- sef bütün yara buradadır. Ve Türk matbuatına Balkan oyunları gibi bir büyük spor imtihanına giren Türk gençleri hakkında Documente bir yazı hâlâ çılımış değildir. Spora ve halka hizmet bu muder?. OP, FELEK İkinci Piye r (Baş tarafı 1 incide) da direktör bulunduğu halde, onu uy- kudan uyandırarak kendisine müt- hiş haberi bildirdi, Profesör sörünü bitirdiği zaman, genç Kral sapsarı ke silmiş, -sabit bakışlarla onun yüzüne bakakalmıştı, Derhal ulusunun yanma dönen İkinci Piyer, hararetle karşılandı, Yu goslav ulusu, Kral Aleksandra bağ- İsadığı büyük sevgi ile ona bağlandı Kral Piyer, bugün Yugoslav ulusunun ü ümididir. Onun şahsında bu mes'ut gün bize Türk - Yugoslav illetlerinin kiymetli dostluğunu ve işterek menfaat bağlarının sağlam- lığını bir kere daha tebarüz ettirmele fırsatını vermiş olüyor. şa biri olmuştur. Türk - Yugoslav dostluğu yii- reklere bu kadar derin işlemiş olduğundandır ki Yugoslav ulu- su için bir sevinç vesilesi olan bu yıl” ümü,bi için 'ebir sevinç günü olmuştur. Bu yıldö- nümü münasebetile İkinci Piyer Hazretlerine uzun ömürler di- lerken, dost Yugoslav ulusuna da candan tebriklerimizi su narız. A. Şükür ESMER

Bu sayıdan diğer sayfalar: