12 Ekim 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2

12 Ekim 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YINE MEKTEP KITAPLARI Saffet Arıkan, Kültür Bakan. ığma geldiği gündenberi, he defini hiç şaşmıyan, çök net gö- rüşlü, isabetli, tam zamanında verilmiş kararlarile, şimdiye ka- dar ihmal edilmiş meselelerin si- nir noktalarına parmağını mu » vaffakiyetle basmış bulunuyor. Fakat bu meseleler arasında bozuk esaslar üstüne kurulmuş olduğu için müzminleşmiş ve her sene biraz daha tehlikeli ih -- tilâtlarla tepen öyleleri, hele bir tanesi vardır ki, neresine hafif» çe dokunulsa, merkezindeki ilti- hap hemen dişarıya patlak ve - rir: Yine mektep kitaplarından bahsetmek istiyorum. Önceden tahmin edilerek yıl Jardanberi yazıldığı gibi, tek ki- tap usulü, ilk neticelerini ver * meğe başlamıştır: (Ortalıkta devletin bastıklarından tek ki- tap bulmak mümkün değildir! Talebe kitapsız kalmıştır. İlk okul kıraatlerinden ancak 2 inci smıfınkiler, o da, ihtiyacım ya - rısına karşı gelecek kadar hazır. lanmıştır. 3 üncü, 4 üncü, 5 inci smıf kitapları ortada yoktur ve ancak bir aya kadar hazırlana - cağı söyleniyor, Kıraatten baş - ka “mecburi,, ir kitapları ol- mıyan 150.000 ikinci smıf tale - besinden 70.000 kadarı ve bütün üçüncü sınıf talebesi “tamami - le,, kitapsız kalmışlardır. Orta okul kıraatlerini bir hey et hazırlıyacakken seviyesi da - ha yüksek ve daha edebi olan bu eserlerin hepsini telif etmek isi bir tek adamın üstünde kal - mıştır, 6, 7, 8 inci sınıf kitapları hâlâ hazır değildir. Her sene mektepler 1 Eylül» den | ilkteşrine kadar açılır ve tedrisata başlanırdı; 20 Ağus - tosta sevkine başlanan kitaplar, nihayet Eylül sopuna kadar en uzak vilâyetlere giderdi. Halbu- ki bu sene mektepler İlkteşrinde açıldı. Kitaplarm ancak bir ay sonra hazır olacağı söylendiği - ne göre uzak vilâyetler 1936 se- nesine kadar kitap yüzü görmi- yeceklerdir. Çünki otülara' ki tap sevki bir, bir buçuk aylık iş tir, Kültür Bakanlığı Ağustos ayı içinde kıraat kitaplarından baş- ka bütün ötekilerinde hiçbir tadi- Jât olmuyacağını ve kitapçıların bunları hemen basabilecekleri - ni bildirmişti. Bu kitaplar hazır- landı, Fakat sonradan bakanlık ilk tamiminin aksine olarak gra” merlerin okutulmıyacağını ve öteki eserlerin metinlerinde e - saslt tadilât yapılacağını haber vererek bir talimatname hazır - Tadi. Bunlar ancak Eylül niha - i Şoförler birçok Yenilikler istiyorlar Oğrendiğimize göre, bir şoför oku- İ lu açılması üzerinde ilbaylık'a devam | eden tetkik'er yakmda son bulacak - tar, Bundan sonra, şoför olabilmek is çin behemehal bu okuldan diploma 'al Yalnız böyle bir okul açmıya şars baylık bütçesinin müsait olup olmadı- ği da incelenecektir. Şimdiki otomobil okulu direktörü Fikri Tevfik ilbaylığa başvurmuş ve şarbaylık tarafından verilecek prog- ram çerçevesi içinde kendi oku ynun genişletilmesi suretile idare edilme - sini teklif etmiştir. Fikri Tevfiğin ö- nergesi, tetkik olunmaktadır. İç Bakanlıkça değiş irilecek olan belediye talimatnamesinde de seyrü seler esasları üzerinde de bazı yeni- likler yapılacaktır. Türkiye otomobilciler kurumu, uz- man sıfati e kurumdan da bir heyetin bulunmasını dilemiştir. Kuruma göre, şoförlerin en az İlkokul mezunu ol - ması İstenecek ve bilhassa esnaf hak- kında yapılan zabıta tahkikatının e- saslandırılması şart koşulacaktır. Her bir şoför hakkında esaslı ve tam bir tercümei hal dosyasının bulunmasını gok faydalı görenler, bugünkü imti « han şeklinin değiştirilmesinin de şart olduğunu iddia etmektedir er. Bugün şoför olabilmek seyrü sefer talimatnamesinde yüz küsur so: guya basma kalıp dahi olsa cevap vermek kâfi gelmemektedir. Halbuki kurum, ameli bilgiye dayanan daha pratik bir tarr bulmak kastile imti- hanların şehir dahilinde, içinde imti- han heyetinin bulunduğu bir oto - mobille yapılmasını İleri sürmektedir. Birçok şoför er muavinlikten yetişme oldukları cihetle kendilerinin hususi- yetlerini bilen tecrübeli bir üyenin de imthanlara katıştırılması gerekmek - tedir, Bilhassa yeni hazırlanmakta olan talimatnamede ötomobil durakları na- zarı dikkati çeken bir meseledir. Bu- günkü duraklar, ihtiyaca kâfi değil- dir. Istanbulda hergün çarşan 500 taksiye mukabil mevcut duraklar an- cak 300 otomobilliktir. Bu yüzden, şoförlerin çoğu zaruretle, durakyeri dışında kaldığı için sıksık caddeyi ka- | pama cezası vermektedirler, Iddia olunduğuna göre, eski seyr | sefer talimatnamesinde yasak oan şeyler de muayyen ve kesin dığildir. Bugün bir şoför, hangi şeyin, nsce- yese Şi DAKAR olak Klee) mektedir. Çöhkü, bü yasaklar yünün i muhtelif saatlerinde değişen zab belediye memurlarının her biri tara- fından ayrı ayrı telâkki tarzlarına bağ lanmaktadır. Yeni talimatnamede, bilhassa han- gi suçlarda şoförlük ehliyetnamesinin istirdat edileceği hakkında da sarih hükümler bulunacaktır. Şimdiye kâ- dar üstüste üç kaza yapan şolörün « linden ehliyetnsmesi geri alın'yordu. Otomobilciler kurumunun düşündü - ğüne göre, mahkümiyet, kazada esas olmamalıdır. Kazanm sebebi sarhoş» luk ve uyuşturucu madde ere karşı İp tilâ ise, kurum, ilk kazada ehliyetna- yetine doğru alâkadarlara bildi- rilmişti. Şimdi, bir yanda, bakanlığın tebliğile hazırlanmış olan mil » yonlarca kitap, ambarlarda kala- rak Türk sermayesini, Türk ze- kâsını, Türk muharririnin e- meğini ve yaşama hakkını haps- ederken öte yanda Türk talebe- si ve Türk öğretmeni de kitap » sizliktan eli kolu bağlı durmak- tadır. Böyle kültürün kime hay» ri var, söyler misiniz? Talebe “No. 56 Cumbadan Rumbaya Server BEDİ Cemile önüne bakıyordu. Etkekle- re, olduğundan büsbütün başka tür- lü görünmenin tabiye faydalarını ara- yan bu ilk tecrübe içinde kalbini si kan büyük öfkeyi, gizli bir mücade lenin verdiği keyfi ve lezzetleri Seli- me hissettirmemesi için gözlerini saklamak lâzım olduğunu anlıyordu. Alçak sesle: — Evet, sonra?” dedi. — Sonra... Fiwet, araya Atf girdi. Bana bir fedakârlık diişüyordu: Çe. kimek. Nitekim öyle yaptım. O za- man seni tanımıyordum. Selim durdu. Hatıraları gizli bir boktaya takılmıştı. Devam etti; — Daha o zamandan Nahide ile Acamda hiçbir şey kalmamıştı, — Ondan evvel ne vardı? — Sevişiyorduk. — O kadar mı? Selim gene durdu. vesle: — Bana bunu sorma, dedi. senin. Yalvaran bir menin geri alınmasını faydalı bulmak» tadır. Yeni talimatnamenin tasdikin- den sonra yapılacak kaza, ehliyetsiz- likten doğmuşsa şoför imtihana sev- kedilecek ve bu, bir defaya inhisar e- decektir. i » yemi? Öğretmene mi?” kitap müellifine “mi? Tabiine omi? 'Türk neşriyat sanayiine mi? Hiç kimseye; zararsa, toptan, hepsi- İ— KALE Yazı kaleminden görüşmek is - | temiyoruz. Daire dediğimiz bey- İ| ik kalemlerin çalışma tarzından bahsetmek isteriz. I İ “Tan” « gelen birçok mektuplar | İİ arasında göze çarpan bir kısım i var hi, halkın rahatı ve işlerin dü: | zeni namına doğrusu üstünde dur- maya değer. Bu mektuplar hemen hemen “kalem”lerde işlerin ağır ve düzensiz gittiğinden şikâyet e- derler. Hatıralarımızı biraz harış- tırırsak hepimiz böyle kalemlerde kalyuş birtakım imizi hatırla. rız. Bütün resmi dairelerin böyle olduğunu kimse iddia etmiyor. Fa | kat hâlâ birtakım kalemlerin eski tarzda işlediğini de görmemek | mümkün değildir. Bu eshi tarz ne- dir?.. Bu eski tarz, halem elen, lerinin, kale odasının, defterle- rin ve çalışma sisteminin lâübali- | liğidir. Bugün bir kaleme verdiği- niz (dilekçe) nin oradan ne vakit ve ne şekilde çıkacağını bilmezsi. | niz, İş var iki saatte ülür, iş war, iki ay keler. Kalemlerde işi başından aşmış memurların yanın- da rahat rahat cigarasını içen ar- kadaşları, ekmeğine bir salkım ya pıncak katık eden kapı yoldaşları vardır. Bizim kalemlerde çoğu, memur ve masalarda ya bir avare Un ve buğday fiatları yükseliyor Son zamanlarda bazı kimse'erir Anadoluda mal toplamağa başlaması buğday fiyatlarının tekrar yüksek mesini intaç etmiştir. Bu yüzden f- rıncılar piyasadan un almıyarak es- | ki stok unlarını kullanmak'adırlar. Firıncıların yeni ekmek narhından za rara uğradıkları iddiasile belediyeye yaptıkları müracaatı belediye varit görmemektedir. Be'ediye tarafından son zamanlarda bazı francala fırınla- rında yapılan muayenelerde buralar- daki fırancalaların ekmek ünile yapıl dığı anlaşilmışter. Bunun Üzerine be- lediye #rancalâ firılarma satılan tn çuvallarının üstüne etiket yapıştırtma ğa karar vermişti — ans Bakanı İstanbula geldi Yaz tatilini geçirmek üzere Paris- te bulunan Suriye Finans Bakanı Henri Hindie evvelki gün şehrimize gelmiştir. Bakan mezuniyetinin geri kalan kısmını şehrimizde geçirecek ” buradan doğru Suriyeye gilecek- ir, Suriye Fini Henri Hindie, dün Perapalas ote- linde kendisile görüşe! r muharri. timize şunları söylemiştir; — Suriyede iktisadi ve mali vazi- yet gok mükemmeldir. Suriyenin ik- tisadi teması en ziyade .Silistinledir. Müâsmafih Italyaya da mal ihraç et - mekteyiz, fakat İtalyaya olan ihracs- tamiz ondan aldığımızdan azdır. Türkiye ile münasebetimiz Suriye | fevkalâde komiseri M, Martel'in mem | leketinizden geçerken söylediği gibi her cihetçe çok iyi durumdadır. Ben Türkiyenin terakkisini çok ya kından takip edenlerden bisiyim. Ks- kiden Halepte tüccarlık yaptığım st ralarda pek sevdiğim o memleketinire çok ge'irdim. Yeni Türkiyenin bügün kü tek kültür ve tek ruhla dev adım- nedi Peyami SAFA | le aramda böyle şeyler konuşulması. nı İstemem. Peki, madem ki sevişiyordunuz, bir başkası girdi diye İzi ne çabuk unuttun? İnsan bı ce ya soğur, ayrılır; büsbütün sever. Sende iki ok. y — Hah! iyi söyledin, Pek doğru. Gördün mü ya işte, bravo, bütün bir aşk ruhiyatının anahtarmı buldun. Evet. Demek ki ben Nahideyi halriki bir askla sevmiyormusum. Ben de Onu çabuk unutuşumdan, kıskanma» yışımdan anladım. — O da seni sevmiyormuş demek. Selim bunu da tasdik ürere tdi. Fakat gururu zeklsmdan üstün çık- tı ve Cemilenin meharetle aradığı bir noktayı farkında olmadan itiraf etti: — Hayır! dedi, bütün mesele bu- rada: Atif onu, o da beni seviyor. Cemile şuh bir kahkaha atarak: « — Sen de beni seviyorsun. Ta- mam. Ben en önde, Atıf en arkada, Zavallı Atıf. Dedi ve Selimi şaşırtan kahkaba- larına devam etti, Bu gülüşte garip bir kasit, manası anlaşılmıyan bir is- tihaa. ve müsamaha, kadın ruhunun şeytanileştiği anlara mahsus ve aşkla kinin son hadde birleşmesini temsil eden mırıci bir kendini bırakış vardı. larla ilerlemesi yalnız benim gibi bik. kaç kişinin değil hütün dünyanın tak- dirini celbetmi N Selim, tereddüt mecbur oldu: — Evet, — Ben de bütün ömrümde bu ka- tarı çekeceğim ha? — Değil, Hayır. Nereden çıkarı yorsun bunu? — Nereden mi? Sen beni tanıdık. tan sonra da Nahide ile arkadaşlığına içinde, tasdika -—— Ne Dersiniz? —. M... lik manzarası göze çarpar, yahut düzensiz bir halde yığılmış kâat- ların perişanlığı... İ Dün bize bir mektup yazan bir ; İ genç talebe bütün bu yazdıkları. || mızdan act acı şikdyet ediyor ve | Istanbul Kültür direktörlüğü ka. || Y*! lemleri arasında kaybolan istidası | nı aramak için o kalemden o kale- me nasıl dolaştığını ve kalemlerde | memurlardan nasıl muamele gör- | düğünü pek te tatlı olmayan bir İ dille anlatıyordu. | Otedenberi söylüyoruz, halk ile | temas eden memurları ve daireleri çok daha hassaş ve daha işlek yap malıyız. Bir idare sisteminin iyilik | lerini direktörler, yardirektörler | değil, küçük memurlar temin e- der, Çünkü Hükümet elinin par. makları onlardır. Parmak iyi tut- | mazsa kol ve kafa ne yapabilir? İ Onun içindir ki; idare ehrâminin kaidesini teşkil eden küçük me- murları ve bunların çalışma tarz- larını çok sıkı kontrole tâbi tut. malı ve halkı rencide edecek tarz. ları,hele pasif çalışma sistemi olan eski usül o kalemden öteki kaleme havale tarzlarını kökünden kazı malıyız!. Biz böyle düşünüyoruz, * Siz ne dersiniz ? | | i | — Üniversitede kayıt uzatıldı Üniversite kayit ve kabul mua. melesi ayın onunda bitecekti. Şımdi- ye kadır yazılan talebenin azliği ve İinelerde mazeret imtihanlarının he- müz bitmemiş olması dalaymi e kayıt müddeti 15 birinciteşrine kadar uza» tılmıştır. Genel nüfus lecekrirBu 3rada sayımın nasil ya- pıldığı anlatılacak ve ehemmiyetin » den bahsedilecektir. Belediyeye memur alınacak mur alınacaktı. Bunun için açılan mü sabaka imtihanını bir kişi kazanmış - tur, Fakat imtihanın tekrarlanması ka- rarlaşarak keyfiyet i ân edilmiştir. Belediyeye evrak mahzeni yapılıyor Belediye fen heyeti evrak mahzeni yokluğundan sıkıntı çekiyordu. Son defa Nuruosmaniye medresesinin bu işte kull Yapılan keşif sonunda burada 6 bin liralık bir tamirat yapılması gerek » miştir. Tamir işi bitirilince medrese fen heyetinin mahzeni olacaktır. Stajiyerler şikâyet ettiler Tecim ve Endüstri odasındaki sta- jiyerlerin çıkarıldıklarını yazmıştık. Cıkarılan stajiverler. Ekonomi Bakan lığı başmüfettişliğine müracaatta bu- lunmuşlardır. Yapılan tetkikat, bu ka» tarın oda idare heyeti tarafından ve. rildiğini göstermiştir. Ticaret mekte- bine devam eden talebelerin odadaki #taj devrelerini tesbit eden ta'ebe en- elimeninin üzün zamandanberi toplan madığı anlaşılmıştır, Encümenin, oda nizamnamesine aykırı olarak filen kaldırıldığı iddiaları da bu arada tets | kik edilmektedir. Baş müfettişlik, mes seleyi tetkike başlamıştır. i Pe e devam ettin de ondan. — Fakat biz mektepsarkadaşıvız. — Sevsşinler. Göbeğiniz beraber mi en kesildi? Yüz tane mektep arkada var, mektepten onlarla beraber ne: çıkmıyorsun, — Hepsini tanımam. Tanıdıkla. rımla da çıkarım. Bir akşam biriyle, başka bir akşam ötekiyle. İli Iç Bakanlığı Kenanın isteğini kas ması o kararlaştırılmıştır. | # leşi İ KUÇUK HABERLER * Dün sabah Adalârla Anadolü ya- kasına oldukça sürekli yağmur yağ - mıştır. İstanbula yağmur düşmemiş- tir. * Yabancı ve azlık okullarındaki i| bütün öğretmenler Hava kurumuna yardımcı üye yazılmışlardır. * Milli Emlâk direktörlüğü, elinde bulunan emlâk arasında satılmasını faydalı gördüğü emlikin bir İlstesini” praktadır. Bun'ar ileride satılığa çıkarılacaktır. © Genel nüfus sayımı hakkında İl yum memurlarına konferanslar veril. mektedir, Beyoğlu ilçebayı Deniş te ün memurlara bir konferans vermiş- vir. * Geçende, Divanyolunda bir tram vây kazası olmuş, Muharrem Şevki isminde biri yaralanmışır. Yaralı dün Cerrahpaşa hastanesinde ölmüştür. 9 Çokluk olmadığından dolayı ge- riye bırakılan Etibba odası ikinci yıl ık kongrösi 21 Birinciteşrin pâzarte. si günü saat 14 de yapılacaktır. © Emniyet direktörlüğü ikinci be birinci kısım sivil üçüncü kömüse- ri Hakkı, ikinci komiseri.ğe terfi çiti. tileniş ye Beşiktaş ikinci kömiserliği- ne tayin edilmiştir. © Üniversite Fen fakü'tesi genel kimya Soçentliğine Kreplin adi: bir Al man getirilecektir. ç * İstanbul ilbaylığı muhakemat di. rektörü Kenan, teksülüğünü istemiş- | bul etmiş”ve tekatit edildiği dün ik baylığa bildirilmiştir. * Beyoğlu Belediye hastanesinin yeni yapılan kısmına ka'örifer daire- si yapılacaktır, Belediye buraya 1728 lira sarfedecektir, 8 Deniz küçük nakil vasıtaların. dan sandal, kayık, mavna, motör ve sairenin * belediyece muayenelerine yar e Ankârada toplanan Türkiye Tip köngresine iştirak eden Üniversite profesörleri dün şehrimize dönmüş- | lerdir. * Eczacı okulunun birinci sın Tip faküllesinin pesien sınıfda ted- risat yapıyordu. Okulun enstitü bali ne konması üzerine bu smıfın da ken- idi okulunda ders yapması katarlaştı- İ rrmaştır. | «9, Fatihteki itfaiye direktörlüğü bi ussmda. yapılan İtfaiye müzesinde ösafi"arika-imikmüne girmişveskiden kalma yangın söndürme âletleri ve it- İsiyeye ait birçok eserler bulunmak- tadır. Belediye bunları talebere ve hal ka göstermeğe karar vermiş, dün İs- teyen mek eplilerin müzeyi gezebile- sallan ERİK: Mireiekiieinöline blade) miştir. Halkın gezeceği gün'er, pa * zar, salı ve perşembe olmak Üzere üç gündür. * Teftişlerde bulunmak Üzere Edir neye giden gümrük başdirektörü Sey- fi, bazı tetkikler için daha on gün ka- dür Edirnede kalacaktır. * Fransanın memleketimize ayırdı- ğı dördüncü üç aylık kontenian mik- darı alâkadarlâra bildirilmiştir, ! Şehzadebaşında yapılacak | konservatuvar Şehzadebaşında yeni bir konser - vatuvar binası yapılacaktı. Binanm Plânmı yapmak üzere çağırılan Al manyalı Pö'irik yakmda şehrimize ge İecektir. Mimar şehrimize gelince plâ- nı hazırlıyacaktır. Yeni binada sekiz vü irisi alaesk madern bir tiyatro sa- lonu da yapılacaktır. Doktorlar yeniden tasnif edilecek > Ekibba odası dek'orlarn kazanç vergisi için ikinci bir tasnif daha yap- mağa karar vermiştir. Bunun sebebi, bir kısım doktorların kabine ve muâ- yenehanelerini değiştirmiş olmaları- dır. Yeni tasnif 936 senesi vergilerine olacaktır. Allah versin... Peki | ra? — İşte bu. Artık benim için Na hide yoktur. — Fakat Nahide için sen varsın. — Onu ben bilmem. — Pakat ben bilirim. — Sen de bilmemelisin. O bizi alâ- kadar etmez. — Eder. Benim basımdan bövle şeyler geçmedi, Fakat bu işlerin al- ından capar oğlu çıkacağını bilirim. FI İ armin apartımanı — Hayır, benim elimdedir, çıkmaz. Cemile gitdi; >< Ha. Senin elinde! dedi. crk- maz, sen İstersen erkar, değil mi? — Ben istemem ki. — Ha... Sen istemezsin. İyi ç0- cuksun sen, İstemezsin. doğru, ora gür unutmuştum, doğru... Cemile #ene önüne bak'vordu. Bir- denbire basınr kaldırarak dedi ki: — Sana bir sey soracağım, doğru sövle, yoksa bir daha yüzüne bak- mam. — Sor! — Nahide ile gizli buluştuğunuz yer neresiydi? Selim şasırdı. Cemtle ayağa kalktı: — Söyle, yoksa fena olur. Ayakta olmanm artırdığı bir tel Kinle Selime tepeden bakıyordu. El 915 T MAhPUSLAALA UPUŞN Bir gazetede şöyle bir bi okudum: “Bir müddettenberi bazi pisanelere ziyaret için gelen! selerin, esrar içtiklerinden Şİ he edilen bir takım mah; fazla muhabbet göstererek $ ıp ağızlarından öptükleri m8 rı dikkati celbetmiştir. Ufak kontroldan sonra mahpusl karşı olan sevgileri gittikçe i tan bu ziyaretçilerin gözyi içinde sevgililerini öperlerkef ğızlarının içine ufak esrar tof larr koyuverdikleri o meydi çıkmıştır. Bunun üzerine Adli Bakanlığı bütün hapisaneli gönderdiği bir tamimle, N pusanedeki tanıdıklarını ziyâ te gelenlerin mahpuslarla sari öpüşmelerini .yasak etmişti Bu yasağa benim aklım f ermedi. Esrar hapisanelere âb gelmiyen birçok yollarla giri Ekmeğin, kömür #çuvalındal herhangibir kömür parçası! içinde, bir kundura ökçesinin seleleri arasında, hattâ gelen | dınlarm koyunlarında... Hapisanelere gelen insan! erzak sıkidan sıkıya, kadmlar ve erkeklerin en mahrem yeri rine varınciyadek kontrol ve # ayene edilir. Bu şerait altın yine içeri esrar giriyorsa, öpüşen bir ağızın içinden ziyaf başka yerlerde aramak icabed€ Bir mahpusu kendisini ziyat te gelen karısı, kızkardeşi ve â nasiyle öpüşmekten menetmi€ cezayı bir intikam telâkki etmi ği son haddine çıkarmak d€ mek olur. j Ekmeğin içinden esrar çık! yor diye, hapisaneye ekmek mamağa kalkışmak nasl bir ti haf olursa, ağızdan esrar veril biliyor diye, o kontrol sisteffi içinde, o kadar gariptir. Orhan SELİM Mahpuslarla sarışıp öpüşmek yasak Ankaradan bildirildiğine göre Ai liye Bakanlığı. bütün hapiahanel İ puslarla sarılıp » öpüşmelerini y: etmiştir. Bundan maksat son zâma: larda öpüşürken ağızdan ağıza gi tor halinde esrar kaçakçılığının ne geçmek içindir. Gümüş paraların basımı bitirilmek üzere İ Darphanede basılan yeni gü 25 ve 50 kuruşluklar Cümuriyet bağ” rammda tedavüle çıkarılacaktır. P? falar tedavüle çıkarıldığı günden İf baren, eski 25 kuruşluk'ar yavaş Yö vaş piyasadan kaldırılacaktır. Ekin* teşrinden itibaren de 10, $ ve 1 © ruşlukların basılmasına başlanaca! Tahvil fiatları yükseliyor Italya - Habeş barbi başlayalıdıf beri bütün dünya borsalarında old? ğu gibi Istanbul borsasında tahvil yatları hayli düşmüştü. Fakat harbi mevzii kalması tahvil fiyatlarının € rar çıkmasını temin etmiştir. Bu YÜ den 280 franga kadar düşen ünitürl dün 291 franga kadar yükselmişti Bu suretle diğer tahvillerin de bugü lerde tekrar eski fiyatlara yüksel€ cekleri tahmin edilmektedir. lerini de arkasına koydu. Selim de önüme bakarak mırıli — Beyoğlunda... Bir... bir a d unda. Fakat bir da sadece oturup konuşuyorduk. « — Pek âlâ, Simdi, hemen o aj mana gidecektin ve bana adresi reçeksin. Ben de bir saat sonra eğim. i — Nicin? — Sorma, — Anlamıyorum. ; — Anlama Ben böyle — Fakat, Cemile... — Nedir, ne mâni var? Korkuyorum. — Neden korkuyorsun? — Gene bir sinirlilik... Cemilenin sesi tatlılaşıyordu. © Selimin elini bul &y, — Havdi, ya “ — Peki. Selim de avağa kale ve if vararak Cemileye verdi ere kağnı cıkarlarkın Cemile gülü” Selim tekrar ediyordu! — Anlamıyorum! TArkası vari? j

Bu sayıdan diğer sayfalar: