25 Ekim 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

25 Ekim 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

mmmmmmmzlâ. No. 12 <x GK a 2 MA OLAN Yanan; Ziya ŞAKIR O anda talih müsait olursa, Kara Mustafanın kellesi kestirilir ibret #aşının üstüne konuluverilirdi — Peh... peh... Paşa erlâdımızın cidden bize muhabbetleri varmış. Böyle hazine artığı bir nesne, değme vezirde bulunmaz. Bizlere armağan etmesi de, sahavetlerindeki kemale delâlet eder. Hele buyrun. Oturun Bekir Ağa, Demişti. Bekir Ağa, Hocanm dizleri dibine, hürmetle diz çöküp oturduktan son- ra; adeta fısıldar gibi söze girişmiş — Sultanım!.. Paşa evlâdınız, bil- bassa selâm edip dua ve himmetimizi dilerler. Sadrazam Paşa ile meyane- lerinde mevcut olan münaleret ma- Iâmdur. Burada bulman biraderleri, AN Bey ile sair bazı zevattan kendi- | lerine mektuplar gelip, “Sıvas illerin | de ne eyleşüp durursunuz. Bu canip- te bulunan Gümle ulema ve suleha ve âyan cümle sana ragıp ve taliptirler. Hemen durmayup bu tarafa gelesin. Saadetlü hünkâr, vezirinden Neyi değildir. Sen bu tarafa revan oan mührü şerif, katı, gelecektir. He“ men, ayağın merdane bas.” diye, ni ce nite eş'ar vaki olmaktadır. Malö-| #mu şerifinizdir ki devlet mansıbı, le- 3iz bir meyvaya benzer. İnsan oğlu, ze rütbe tok olsa da, yine nefsi çe- Ker. İmdi, velinimetim, paşa mahdu- munuz her nekadar hazineler değer al ve emvale malik iseler de, yine sayenizde vezaret zevkin sürmek di. İerler, Ve eğer mezdi şahanede şefa- at vait buyurulursa, buraya gelmek dilerler, Cinci Hocayı, derince hir düşünce almıştı. Bir taraftan sâkalını karıştı. rp inceden inceye düşünürken, ya- nındaki bakır tepsiye ceviz ağacından yapılmış küçük bir tokmakla vür- muş; gelen küçük bir Habeşi köleye aşlama iki demirhindi şerbeti ısmar- İamıştı. Mesele, mühimdi. Buna, birdenbire karar verilemezdi. Çünkü işin içinde, Sadrazam Kara Mustafa Paşa vardı. Şayet, bu adam Nasuh Paşa zade ile bu girli ittifakı duyacak olursa, hiç şüpbesiz ki, saraym ortasında bir kumbara gibi patlıyacaktı. Eğer o anda talih müsait olursa, Kara Mus- tala Paşanın kellesi kestirilir, ibret taşlarınm üstüne konuluverirdi. Fax kat eğer işe bir aksilik karışırsa; © zaman Cellât Kara Alinin dev cüsse- W vücudunun, kendi ensesine çökü- vermesi de muhtemeldi. Küçük Habeşi kölenin getirdiği aş- lama demirhindi şerbetini yudum yu- dum içen Cinci Hoca; Bekirin kula- ğına eğilmiş: — Evlât!.. Paşa evlâdımızın bak- kında hayırlısını dileriz. Hele sen, simdi varıgit. Biz, bir kere maslahatı teemmill edelim. Elbet size bir ceva- bı savap veri Demişti. Hocanın maksadı; © kıymettar yü- züğü parmağına taktıktan sonra, Na- suh Paşazade Hüseyin Paşanm kâh- yası, (Şeytan Bekir) denilen bu bü- cür bacaklı zeki adamı başmdan sa- vuvermek değildi. Bilâkis teklif, ken- disine gayet mülâyim gelmişti. İkide birde kendisine engel olmak istiyen Sadrazam Kara Mustafa Paşayı bir hamlede tepeleyivermeği. elbette ar- zu ederdi. Fakat mesele, mühimdi. Sabiye sıbyana muska vermeğe, kör pecik bakirelerle, tazecik gelinlerin önünde diz çöküp esmeye es neye, gerine gerine nefes etmeğe benzemezdi. Filhakika, şunun şura- sma bir dolap kurmuştu. Tıkır tıkır dönen bu dolabın suyu, nereden ge- Jip nereye gidiyor; diye soran yoktu. Bu arada da suya sabuna dokunulk madan kralar gibi un öğüdüyordu. TAncasak; şimdiye kadar bu derece İ azim bir devlet işine müdahale edil memiş; böyle ağır bir “yükün altına girilmemişti. Buna binâen Hoca, Şeytan Bekire karşı hiç ekini belli etmeden bir ce- vap vermiş; işin sonunu, uzun Uzö- dıya düşünmek istemişti. Ertesi gün Hoca saray kapısnıda katızdan indiği zaman, Silâhtar Yu- suf Paşanın ağası, ; Mocan eteğini öpmüş: — Paşa biraderiniz, mübarek ku- Gumunuza intizar buyururlar. Demişti, Hoca: —Varayım, Harem Dairesini bir do Jaşayım. İnşallah, kuşluk taamını be- raberce yeriz. Ve, Harem Dairesinde, şöylece bir dolaşıp Hobyarr tenha bir köşeye si- kıştırarak: — Bir fırsat kollayıp tezce bizim haneye gelesin. Seninle Bir müşave- rem var, Dedilten senra, | Valide Sult İma da arzı hulüs etmiş; padişahın Şi- dan ime SİKE Yül'Bi: şanın odasına gitmişti. Yemişler, içmişler; Bilecik çatması sedirde karşı karşıya geçerek çubuk- ları gellemilemile Yusuf Paşa ağasına emir vermi: — Efendi hazretlerile devlet umu Tuna dair müşaveremiz vardır. Zin- har, İzin olmadıkça kapıya kimse ta- karrüp etmesin. Mukayyet ol. Diye tenbih etmisti. Ve sonra, bu tertibattan merak içinde kalan Hoca- ya dönerek: — Bak; efendi hazretleri! Size, pek mühim bir madde arzedeceğim. Şu, Svastaki Nasuh Paşazade Hüse- yin Paşayı bir takrip ile İstanbula celbetsek te, sadrazam olacak kara suratlıyı bir hale yola benzetsek acep nasıl olur? Demişti. Zeki Cinci Hoca; kendisine müra- cnat eden Kâhya Şeytan Bekirin, a: ni zamanda Yusuf Paşaya da baş vur duğunu hissetmişti. Fakat her ihti- male karşı lâkayt görünerek: — Hoş buyurursun, paşa birader Amma ve lâkin; malüm ya, Hüseyin Paşa evvelce gazabı sahaneye uğ! mıştır. Sıvas Valisi İbrahim Paşayı katletmeşi, henliz unutulmamıştır. — Fakat, elendi hazretleri. Bu kabahat kimindir?.. Sadrazam Paşa- nın değil midir. Eski bir kan devası güderek bu adamcağızı katlettirmek için Ibrahim Paşaya gizlice hazırlık gördüren ve'sonra da Hüseyin Pasa- ya sahte bir ferman gönderip: “Va- Hi oldun” diye onu Falepten Sıvasa | revan edip'orada İbrahim Paşanın pususuna düsürten iim?.. Kara Mus- tafa Paşa değil mi?.. Bereket ki, Hü- seyin Paşa tetik davranıp kendisini pusudan kurtardı. Hem dahi, Ibrahim Paşayı tepeleyip vilâyet, kenduye | Hüksezlike ir er vezir merdane davransaydı, Ibrahim Paşa gibi bir beylerbeyi, nahak yere İ zayi olup iş bu dereceye varmazdı. Hüseyin Paşa da böylece gazaba uğ- ramazdı. — Vallahi. Hak söylersin, paşa bi- rader: Hay ağsmı seveyim. Cinci Hocanm bu takdir ve teşviki Silâhtar Yusuf Paşayı coşturndağa kâfi gelmişti: — Amma. buyurulacak - ki, şimdi Hüseyin Paşa fermanlı olmustur. Hakkındaki gazabı şahanenin önüne şimdilik geçilemez. Paşa da, bir müd- det daha Istanbula gelemez. — Filhakika, öyle... — Öyle amma, mevlâna.. Bu müd. det zarfında da sadrazamı zaptetmek, bu kara suratlı herifin tafralarma ta- T AN İ SEVIŞMELER EVL ENMELER Sevgide Kendikendine Gelin Güvey Olmak Her meselede, her işte bir kendi kendine gelin güvey olmak vardır. Fakat 'en acıklısı gönül işlerindeki- dir, Sevişiyoruz. Beni deli gibi sevi- yor sanırsınız. Halbuki kendi kendi- nize gelin güvey olmuşsunuzdur. O- mun haberi bile yoktur. Sevdiğinden değil, bazan sizin tarafınızdan sevil diğinden bile.. İşte bu acıdır. Fakat nekadar çok gencin başına gelir. İşte bir tanesi: “Bir müddet evvel bir genç kızla tanıştım, Oİlkönce ehemmiyet bile vermediğim bu kırı son derecede sevdiğimi anladım. Sonraları onun da benimle alâkadar olduğunu ve en nihayet beni sevdiğini öğrendim. Fakat, zannetmeyin ki kendisine aş- kımı İtiraf ettim! Hayır, gözlerimiz. ie anlaştık ve seviştik. Ona ğm zamanlar iki kızıl alev gibi çarpar, onun bebek yüzünde bir tebessüm peydah olur, sonra bu tebessim dağılırdı. Son zamanlarda bu kızı, bir deli. hit oldum. Artık sevdiğim. kıza bu gençle beraber raslamıya başladım. Kıskanmanm basitlik olduğunu iğim içindir ki bunlara hiç ehem- miyet vermiyerek, gene onu sevdim ve ayni mukabeleyi gördüm. Hatta, sevgilimin benim ken onunla alay etti # hallerini de gördüm. Fakat şimdi onları biribirlerine gok yaklaşmış görüyorum. Ben kendim için değil, onun için gözyaşı döküyorum. Çünkü biliyo. tum ki bu delikanlı tiyakârdır. Eğer böyle olmasaydı, ben olun böyle olduğunu bilmeseydim onların gö- nençleri için kendi aşkını feda eder- dim.,, Şu mektuptan anlaşılıyor ki biri. birlerine sık sik sokakta Tasgelirler- miş. Gözgöze geldikleri de olurmuş. Fakat ne bir defa görüşmüşler, hat. ta ne de selimlaşmışlar. Göz göze konuşmuş, anlaşmışlar. Ama genç kız ihanet etmiş; bir başkasile seviş. miş, hatta galiba nişanlanmış ve ev. lenmiş de. Şimdi bu genç bize ne yapayım? diye soruyor. Bereket ki kızm bu ihaneti karşısında asabiyet gösterip ondan intikam almıya kalkmıyor ve mütevekkil, kıskançlığı basit göre- rek onu sevmekte devam ediyor. Fa- kat mukabele gördüğünden de emin. Şimdi ne yapacak? Bizce yapılacak şey şimdiye kadar yaptığı gibi, onu kanlının takip etmekte olduğunu sez dim. Daha sonraları da bu gencin| onun ailesi içine kadar girdiğine şa- | kendi haline bırakmak ve bu vefasız sevgiliden bu suretle intikam almak- tır), ran Ki Seray a e m ara FAYDALI BILGILER RL EL BUGÜNKÜ PROGRAM İSTANBUL 18: Dans musikisi (pik) 10: Ambama- dör yazinosundan (nakil) müzik neştiya- t. 10.50 Ege caz, Fehmi Ege w daşiarı, 20.30: Stüdyo arkestrast. 2! » Borsalar. 21.50: (Trowatöre) oper. (plâk). BUKREŞ 13-13: Plâk ve duyumlar. 1840: Radyo orkestrasr. 19: Sözler. 1820: Konserin #üreği, 20: Duyamlar. 20.15: Piyano kon- seri. 20.35: Operadan röle, 2145: Alm, ve ir. duyumlar, VARŞOVA mare gar ema see Debesay'nın sonalarından > Sözler. 19L8$ Şarkılar, 21.15: Sesli ilm parçaları - Söz- ler. 2215: Hafif müzik - Sözler. 2345: Konser. 24.05: Dans plâkları, LAYPZİO 40: Müz akan, 1900: Gözler 20: Ken lara dair, 21: Dayumlar, 2215: Ulu: müzik. ÇA ” Duyumlar, 2530: Olimpiya servisi, 24; Orkestra, BUDAPEŞTE 1830: Harpa konseri, 19: Spor, Sie- nografi, 1945: Plâk. 2015: Söylev. 2045: Eski Macar şarkıları 22: Duyumlar. 22.20: Opera orkestrası. 2325: Car - Söyler. 24.25: Konserin süreği. YEYANA 1830: Karışık müzikli yayım. Spor bahal, —— Seyyah Çocukkuğum. 20: Duyumlar, Duyumlar. 24.10: Kuartet ve erkek ko roşu. 2340: Sual - cevab. 2405: Gece müriği,, : NÖBETÇİ ECZANELER Cağaloğlandı Abdülkadir — Küçükpe- yarda Cemil — Lâlelide Sıtkı — Fenerde Emilyali — Karışkarikia A, Kemal — Aksarayda ihya Nuri — Sehzadebaşımda İsmail Hakkı — Eminönünde Axop Mi- masyan — Eyüipte Mikmet — Sehreminin. de Nazım — Samatyada E. Rulvan— Mah madiye caddesinde Mişel Solranyad# — Taksimde Taksim — Kalyoncu Kullağun- da Beyoğlu — Hamamda 5. Baranak- yen — Hasköyde Yeni Türkiye — Ka yn Yeni Turan ecsazeleri, SİNEMALAR TİYATROLAR NAŞİT - ERTUĞRUL SADİ Şehzadebaşı TURAN Tiyatrosunda Bu gece naat 20,30 da TAŞ PARÇASI ve KOMEDİ. Yakmda: Baba, Her tarafa tramway. Telefon 22121. - ŞEHİR TIYATROSUNDA 25 Birinciteşrin cuma günü akşamı san 20 de Ölçüye ölçü — 26 cumartesi gün- düz saat 13 de çocuklara. 26 cumartesi akşamı saat 20 de Yarasa. 27 pazar gün- düz saat 10 da çocuklara. 27 pazar gün- düz saat 15 de Yarasa. 27 Pazar akşamı saat 20 de Yarasa. TEPEBAŞI BELEDİYE GARDENBAR Kışlık salonu açıldı. Her akşam müzik, dans, varyete numaraları, Kabare nefis #akart ve tabidot yemekler ehven fiat lar, ml nm yle dana, veryete, Gay 15 kuruş. * FRANSIZ TİYATROSUNDA SÜREYYA OPERETİ Bu akşam 20,30 da EMİR SEVİYOR mut Yeşari ve Necdet . “ee : Kırık Hayatlar 9 Melek :. Bir aşk böle biti . Türü Ben seninim * Sümer: gözler. 8 Eler » Yürüyüş — m şarkısı, Yıldı. : Moskova gecel © Sarayı Monte Kristo LIMAN HAREKETLERİ Mersin Ayvahktan 16,35 Uğur İzmitten 17— Asya Mudanyadan 17— İzmir Iskenderiyeden 25.10.935 —— İHEMŞERİ A a a A BORSA e e 24 Birinciteşrin Perşembe PARALAR Sterlin Delar 20 Fransız franstz l 20 Liret : 29 Belçika frangı Bö 20 Drahmi 20 İsviçre fr. Fi İ lerin, 29 Çek Kuron Avusturya gilin Mark Zioti Aslan çimento Merkez Bankası . Osmanlı Bankası yüzen tihat Değirmencilik T.A.Ş. Şark Değirmenleri en İsveç kuronu Altm Mecidiye Sim Banknot 231.— ÇEKLER TAHKViILAT Paris üzerine Yirası 8; Dolar Anadolu 1 ve TI Kupon kesik | 40,59 Liret ere BE 41,50 ve Anadolu mümessil 44,50 enevre Lova i Forin isSTİiKRAZLAR Çekoslovak kuromu Avusturya Türk Borcu 1 2645 Pazeta “ 24,45 Mark isi FAK 24,60 Zet İstikrar dahili 00— Pengo Ergani Sö M. M. V. Hava müsteşarlığından: Hava Müsteşarlığı inşaat şubesi için bir mühendis& ihtiyaç vardır. Ücret bidayeten 126 liradır. İstekli olan lar nüfus tezkeresi, hal tercümesi ve diploma tasdikli suretleri ile bonservis sıhhat raporu ve istihdamına ma* ni bir hali olmadığı hakkında Emniyet Md. Hüsnühal mazbatalariyle Hava Müsteşarlığına müracaat etmeleri talip fazla bulunduğu takdirde müsabaka imtihanı ya” pılacağı. (377) (6578) 8386 MUMLİS SABAHADDİN CEMAL SAHİR OPERET REVU TRUPU Yarından itibaren her akşam saat 21 45 de MAKSiM'iN ışığa boğulmuş olan böyük salonunda temsillere başlıyacak İlk eser: BiR MASAL Opereti Bugün W çi vaparlar: mn amma | Barim Mudanyays ANNABEL LA-JEAN GABIN e a tarafından emsalsiz bir surette temsil ve önümüzdeki am | Pazartesi Ss matinelerden itibaren SY A DAR SUMER SİNEMASINDA Kasımpaşa Spor Birliğinden: | ei > Umumi kongrenin fevkalâde ola- şlanacak rak toplanması 27-10-935 pazar gü- nü saat 10 da olarak İararlaştımi. muşta. O gün Birlikte kayı bütün üyelerin bulunma *TICI ei Federasyo- undan! VI Balkan oyunları için milli takı- ma seçilmiş olan Atletlerin Atletizm Federasyonu bürosuna müracaat et- meleri; ÖLÜM Trabzon eşrafından Hacı Arif Ağa Zade merhum Bahacddinin kızr mü- teksit binbaşı merhum Mustafanm karısı Istanbul pul direktörü Zeyne- İŞ lâbidin Akşam gazetesi muharrirle- tinden Hüseyin . Avninin Symi Bayan Naciye dün vefat etmistir, Ce- nazesi bugün saat İli raddelerinde Şehzadebaşı civarmdaki Kemal Paşa mahallesi Mektep sokağında 30 nu- maralı evinden kaldırılarik Fatih ca- miinde namazı kılmarak Edirnekapı- daki aile kabristanına defnedilecek- tir, — Allah rahmet eylesin, ÖLUM Hatırlı tüccarlardan Bay Abdulla bın zevcesi, ve merhum Bay İlyas za- de Bay Receb'in kay valdesi Bayan Nimet evvelki gün vefat etmiştir. Ce- nazesi bugün saat 10 da Kiziltoprak- daki evinden kaldırılarak Eyüp Sul- tan camiinde namaz: kılmarak — aile makberesine defnedilecektir. BÜYÜK iHTiİLAL indera ) büyük. filmi | hakkında Rae tenkitlerle | seyircilerin takdir ve sitayışları tatabul edecektir. Bu film. Paris'in 3 böyük sinemasında birden gösterilmektedir. iü AKŞAM SARAY Sinemasınd ALEXANDRE DUMAS'nın meşhur Romanı İMonte Kristo ki Fransızca sözlü şaheserinin İlk iraesi Oynıyanlar: ELiSA LANDI - ROBERT DONAT İle büyük figüranlar ve dekorlar heyeti 2 Safha Hepsi Birden Paramount Jurnalde: Adua'nın İtalyanlar tarafından zabti, Yunanistanda Krallığın rejimi hareketleri vesaire SA RE A A AYA MARTHA EGGERTH KIEPURA SEVGİNİN Sezal ve Seyfeddin ge bammül eylemek gerek. Arkası var © Alkazar : Şandu — Sibirli Ada, gezin lüle ir aker İpek : Altın Zimsir. MELEK -SE si Senenin en c'izel filmi

Bu sayıdan diğer sayfalar: