27 Ekim 1935 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

27 Ekim 1935 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| İGMAL İngiliz Parlâmentosu dağıldı İngiliz dış siyasası üzerinde üç süren münakaşadan sonra İn- #iliz Parlâmentosu feshedildi. Teş- rinisaninin on dördüncü perşembe #ünü seçim yapılacak ve bu seçim üzerine de yeni İngiliz hükümeti mento münakaşa, , kümetinin bu aralık parlâmentye ieshederek seçimi yenileştirmek ka- Tarmı neden i anlatmağa i ii dırlar, Hi bu sartlar altnda *eçimi tazelemeği politika bakımın- dan elverisli bul a na geçen şimdiki hükümet, meclis te şu fırkalara dayanmakta idi: Meclisteki mevcudu Muhafazakâr Partisi 481 Ulusal Liberal) 3R Ulusal İşçi Vn İngiliz Parlâmentosunun mevcudu küsur olduğuma göre, hükümet v0 ğ Hğlayoma, a bap... ekseriyeti te- etmiş eti Şal iz evvelce hükümet kovslisyonuna dahil olup ta Ottava konferansından tonra kabineden ayrılan otuz kadar Sir Herhert Sammel'in başkanlığı al- tindaki Tiberaller, elli yedi işçi parti- *i mab'usu, Lloyd George silesi des | nilen dört liberal, birkaç ta müsekil MAbüs Kalıyordu. Görülüyor ki hükü- ; i ii sf i i iş ; rf pi ii izli el y ingilterede Seçim Kavgası FAR Dündenberi Başladı Londra, 26 (A.A.) — Parlâmentonun kazanması ile seçim mü- namzet gösterilmiştir metin namzetleri 600 kadardır. ise 530 dur. çılmıştır. Parlâmentonun 615 üyeliği için şimdiye ka. ki bunun 37 si kadındır. Hükü- Ayrış işçi nartisinin namzetleri ingiltere, Hava Müdafaası İçin İyice Hazırlanıyor Londra, 26 (A.A.) — Daily Telegraph gazetesi Hava endüs- trisinin İngilterenin hava ihtiyaçlarını giderebilmek için tam verimi ile çalışmakta olduğunu yazmaktadır. Saatte 480 kilomet re sür'atle gidebilecek yeni bir harp uçağına ve makinelere ait dır. | plânlar bitmek üzeredir. Sonra bir stratosfer balonu yapılmakta. Çerkes Etem Ammanda Yakalandı ilik ve muhabbet duygularını her vakit ve her vesile ile izhar etmeği kendilerine mukaddes bir vazife ola» tak telâkki etmektedirler... demiş ve devam etmiştir: “— Sulkastçiler bilmezler ki: A- tatürke suikast yapmak Türk vatanı» na, Türk OCümhuriyetine su. kast Ooo yapmaktır. Zira, o Türk vatanımı ve milletini zilletten, esa- retten kurtaran sevgili Cumurbaş- kanımız Atatürttür. O mel'un he - rifler bilmezler ki: Atatürke suikast yapmak insanlığa, medeniyete, tari- he ve İstikbale suikast yapmak de - mektir, Çünkü kendilerince en me » deni olduklarını iddia eden devletle rin yüz senede bile yapmada mu- vaffak olamadıkları tarihi, ilmi, içti. maf ve iktisadi inkılâpları Atatürk On sene gibi pek kısa bir mliddette yapmağa muvaffak olmuş ve Atatürk ulusuna yeni bir tarih ve yeni bir is tikbal hazırlamıştır. Bu hainler bilmezler ki: Atatürk çoktan nefsini Türk milletine hasret- miştir, Artık Atatürk bütün o Türk milletinin mukaddes bir emanetidir. Atatürk demek Türk milleti ve Türk Milleti demiek te Atatürk demektir. Ey saygılı ve ulu Atatürk, emin ol ki, şaha mevzuubahis oluned bü - tün millet hep birden çelik bir kale teşkil edeceklerdir. Emin ol ki, mil- letin duyduğu teessür kolayca zail olmıyacak ve dalma seninl ve senin göstereceğin yol yecektir. Ariz yurddaşlarım, hepimiz birden Büyuk Atatürkün ömrünün uzanma- 81 işin dua edelim ve hepimiz birden pa bin yaşa varol Atatürk diye. m. , Bundan sonra Beneberit Musevi lisesi direktörü Dr. Marküs de Mu- sevice bir nutuk söylemiş ve arka - sından haham Rafael Saban'ın baş kanlığı ile ibranice bir duada bulu- nulmuştur. Ayine Musevi talebele « rinin söyledikleri Onuncu nihayet verilmiştir. YAŞAR Atatürke telgraf Ayinden sonra Beyoğlu Türk Mu. sevilöri Cumur Başkan: Atatürke a- ve telyazmını çekmişlerdir; ürkiye Ber TE Başkanı Kamâl “Kudsi varlığınıza karşi uzanmak istiyen hain elleri tel'in etmek ve v- şahsiyetinize bağlılıklarını göster- mek üzere bugün Türk Musevileri toplâtarak can ve gönülden sağlığı nıza duğ”ettiler. Ömrünliz çok olsun, varolün pekgevgili Büyük Önderi. miz. Hayfadaki tevkifat ve komşu Fransa- ii dan beklediklerimiz Ankara, 26 (Hususi muhabirimi. zin telgrafı) — Hayfadâki tevkifatı haber veren Kudün telgrafı altına Ulus refikimiz bu sabahki nüshasın- da şu mütaleaları yazmaktadır: “Yukarıda neşrettiğimiz telgrafı, günlerdenbıri gal içinde bulu- nan Türkiye halkının derin bir mem- nuniyetle okuyacağına şüphe etmi- yoruz. İngüterenin Rilletindeki otori- tesi, Türkiye devlet reisinin şahsına ve Türkiyenin sükün ve saadetine kasdetmiş olanlara karşı hakiki dost- luk icaplarına ciddi bir itina göster- miştir. plo hakkında iye ka dar alman tafsilât, Ataetirkün, yani Türkiyenin düşmanlarının Suriyede ve Filistinde müsait hazırlık ve teşeb- büs muhiti aradıklarını ye Atatürkün şahsında kendi bütün müu- kadderatının timsalini gören Türkiye halkın gözü, İster İstemez, fesatçı ların oturmak, toplanmak ve hazırlan mak İçin fırsat arayıp buldukları bu muhite çevrilmiştir. Kendi müsama- ha ve misafirperverliğini suiistimal eden serseri ve sefil paceraperestlere (Baştarafı birincide) | karşı dost Fransanın da gereken ted. bir.eri almasından tabii birşey yok. İ tur. Türkiyenin bütün sınırlarında, bütlin komşuların yeni rejimin kurul. son derece dikkatli bir güvenle sami- miyet hareketi tutulduğunu bilirler, Biz de bu köomşularımızdan asla baş- ka bir hareket ne bekler, ne ümit eder, ne de komşularımızın dost bir siyasa dışında menfaatleri olduğunu kabul ederiz. Ancak böyle uzak yer- lerde bu güven ve samimiyet politi- selerin, sefil ve serserilerin teşebbile- lerine ve hareketlerine göz yumarak onları teşçi edebilecek mevkiler elde edebilmeleri de imkânsız değildir. Hiç şüphe etmeyiz ki pek yakın za manda dost Fransanın Suriye ida: si dahi bir daha bu gibi serseri) re meydan vermiyecek ve bu gibi al gakça teşebbüs tavassutları önle. yecek kat'i ve cezri tedbirler almakta tereddüt etmiyecektir.., Suikastçileri tel'in Son swikast dolayısile yeryer yapı- lan miting ve top'antılarda Atatürke çekilen bağlılrk telgraflarım bugün de neşre devam ediyoruz: Yalovada köylülerin tezahüratı Yalova, 26 (“Tan'ın hususi telgra valılar ve Yalova köylüleri kucakla- rında gocükları ile Cümüriyet a'anın- da toplanmışlardır. Bu toplantıda bir gok heyecanlı söylevler verilmiş, par ti namina Safa tarafından bir hitabe söylenmiştir. Yalovaklar, saygı ve bağlılık telgrafı çekmişler. dir. Mezbahada Dün sabah Karaağaç mezbahasın- da kanl: bir cinayet olmuştur. Saba leyin erkenden bütün mezbaha işçile- ri toplanınış ve herkes vazifeleri başı na dağılmıştır. Saat 8 e doğru kesim işi başla. bir taraftan o ayvanlar rilirken diğer taraftan hayvan- ların kesildiği yerde hazırlıklara de- vam edilmiştir. Bu sırada koyun Şişi rici Karip oğlu Murat ile kesicilerden Şakir oğlu Bekir karşılaşmışlar ve s€ bebi > bilinmeyen bir mesele © sünden kavgaya tutuşmuşlardır. Be kir, Şakire dargın olduğu için yüz vermek istememiş ve Muradı re dan savmak istemiştir. Bu esnada Mu rat, belinden çektiği keskin bıçakla Bekirin üzerine atlamış ve biçareyi göbeğinin üstünden çok ağır surette yaralamıştır. Cansız bir halde yere serilen Bekir inlerken Murat bir ko- layını bulmuş ve üzerinden iş elbise sini attıltan sonra kaçmıştır. Vak'as dan, mezbaha idaresi haberdar olun ca sıhhi imdat ötemebili çağırılmış ve derhal yetişen doktor ilk bakımı yaparken zavallı yaralı ölmüştür. Ci- nayetin oluşu Hasköy zabıtasına bil dir ve İlk soruşturmalar da ora- da yapılmıştır. Polis, bütün inceleme- lerini sil ve şiddetlendirmiş, Emniyet Direktörlüğü de katilin he- > için esaslı tertibat almıştır. Aramaya Hasköyden başlar mış ve orada bulunamayınca katilin herhalde babasının Aksaraydaki evin ilendiği umutları İewvvetlenmiş- tir, Vaziyet, Aksaray polisine de bir emirle bildirilmiş, ikinci şube sivil me murları da eve gitmişlerdir. Katil Mu rat, gizlendiği evde bulunmuş ve ora- da tevkif adiletek Emniyet direktör. lüğüne getirilmiştir. Murat, cinayeti işlerken üzerinde bulunan siyah kas- keti, hâiki ceketi ve lâcivert pantalonu TA 'N duğu gündenberi bizim tarafımızdan | kası işlerine gelmeyen birtakım kim- | fr) — Bugün saat 11 de bütün Yalo- | Atatürke | i Girit i Karışmamış Ancak geneloy. hazırlığı var Atina, 26 (A.A) — Atina Ajan- #ı bildiriyor: Girid'de karışıklıklar çıktığı ve oraya aüel kuvvetler i tılardan Yunan efkârnımumiyesi müteessir olmuştur. Bütün seçim devrelerinde oldu - ğu gibi yalnız Girid'de değil, bü - tün adalara süel kuvvetler gönde - rilmektedir. Bunlar yapılacak “Ge- viye edecekler ve asayişin bozul - masına mâni olacaklardır. Hükü - met Geneloyun tam bir bitaraflık | içinde istemektedir. Dışarıda dol bu- nun sebep olm; pek muh- İ temeldir. Yunanistanım har tarafım: da olduğu gibi Girid'de de tam sü- İ könet vardır. Deniz konferansında Japonya Tokyo, 26 (A.A) — Kabine Ja- konferanıma karşi ile uğraşmıştır. o Ya- İ rilecektir. Japon heyeti murahha. sasma yüksek harp kurulu üyesi Parisdeki Japon büyük elçisi Sato'- İ nun da ayni zamanda başkan ol - ması muhtemeldir. Mübadele edilen casuslar Strasburg, 26 (A.A) — Fransa. da casusluk yüzünden hapse Alımı yada biri casusluk ve diğer ikisi pa çakcılığından mahküm bulu - üç Fransız mübadele edilmiş- Bir haftalık kaçakçılık Ankara, 26 (A.A) — Geçen bir hafta içinde gümrük muhafaza ör. gütü, 61 kaçakçı, 1516 kilo güm - rük, kaçağı, 20 kile inhisar kaçağı, 33432 defter sizarn kâğıdı, gümüş mecidiye, 7 Türk li fek, 40 mermi 4 Mu ii le kaçakçı hayvanı ele geçirmiştir. Alman cep zırhlıları Berlin, 26 (A.A) — Deutschland ve Amiral Seheer adlı Alman cep zırhlıları Atlantikte yapmakta ol- dukları tecrübe gezisi sırasında Mader adalarda Funchal limanı» na varmışlardır. Zorlu bir fırtına Managua, “Nikaragua. 26 (A a#ua'nm şimeli garbi ğ msırga ko muştur. Birçok muz bahçeleri rap olmustur. Telgraf muhaberatı kesilmiştir. Simdiye kadar insanca ! zayiat kaydolunmamıştır. maninamaazı POLİS Bir Arnavut Arkadaşını Öldürdü! atmış ve hemen kıyafetini değiştir miş, hattâ üstüne giydiği paramparça | bir elbiseden başka başına da açık renk bir şapka satın almayı unutma- miştir, | Murat, 25 yaşlarında bir Arnavut- İ tur. İşlediği cinayeti saklamamış ve erman #öylemiştir. Murat, demiş- ir kiz “— Mezbahada şişiriciyim, Sabah- levin tulumları giydim. İse başlaya- caktım. Evvelki gece kardeşile bera- ber beni sokskta kovalayan Bekir ya mma geldi. Kendisine; “Git, sokul - maf” dedim. Bu sırada Üzerime atla- mak istedi. Ben de kendimi korumak maksadile bıçak'a mukabele ettim. Ötesini bilmiyorum. Katil adam dün sorguya çekilmiş ve Cimuriyet Genel Savamanlığına teslim olunmuştur. Genel savaman, Muradın tevkifi sırasında mesbahaya giderek yerinde tetkikat yapmış ve katil hakkındaki ilk tahkikat dün geç vakit ikmal olunmuştur. . Kemerburgazda £ yakalandığını Yazdığımız Yusufun yapılan rahkika- hi olduğu anlaşılmıştır. Yusuf, İş ara- mak maksadile Kemerburgara gider- ken hasta bir vazivette tutulmustur. Maamafih, tetkikler devam etmekte- dir. Yusuf dün Tıbbı Adliye gönde- rilmistir, o, * Geçenlerde Sirkecide Bayköskün de demir malzeme dükici- nin kiremitlerini seri giretek bir kasa ren ve avın 21 İnci aksamı tekrar bir hermzlık daha vapan Rıza tutul- muştur, 15 vaslarında olan İırsiz, su- Şunu İtiraf etmiştir. © Galatada oturan Hâşim dün çok larla içmiş ve Necatibey caddesinde barı kadınlara saldırırken yakalanmış iter. neloy,, için mahalli kuvvetleri tak- | miral Nagano başkanlık edecektir. | ta göre Eyüpte işsiz ka'mış bir zaval- | Grand- No. 16 İ Fransız Reisicümhüru Puvanhare Rusya seyahatinde İkinci Nikola ile beraber. — Amirı/, Mikadonun gemicileri- le &'üv edeceğinize, bunu çok evvel- den düşünmeniz icap ederdi. Röcestvenski kafa tuttu: — Ben hiçbir zaman alay etme- dim. Bana düşen her fedakârlığı kâ- bul ediyorum. Bir dan fazla, İşte, bi mın zihniyeti; o, intiharı kafasına uştu. Titredim ve büyük amiralimizin pek malöm olan kârâkterini, bir an, unutarak onun iş odasına atıldım Onun keyfi yerindeydi. Mikadonun orduları da, atları da, donanmaları da amca Aleksinin umurunda değii- ALEKSANDR' adamdan, bün- | ın z HATIRALARIN Çeviren: M, Rasim ÖZGEN Kimse Kimsenin Farkında Değildi, “Cepheyi Yolda Soruyorlardı Kruvazörler harbi Rus-Japon düşmanlığını, bir defa daha, anlatmanın ne faydası var? On sekiz aylık bir zaman zarfında boz- gundan bozguna uğradık. Her şey bittikten ve Vitte, bi! kuvvetile, Portemut müsalehasımın, hayret edi- lecek derecede hafifletilmiş olan şartlarını fâponlara kabul ettirdik. ten sonra, bizim büyük sevkülceyg Alimlerimiz baş kaldırdılar ve köndi. lerine, biraz daha, zaman verilseydi, harbi kazanacaklarını iddiaya başla. dılar, Bana göre, bunları yirmişer se ne kürek cezasına mahküm etmek ve O suretle taniyane ihmallerini, onla ta, uzun uzun hatırlatmak lâzımdı Arkasından, bir ihtilâlle hançerle nen herhangi bir millet, on bir bin kilometro uzaktaki bir düşmana ne galebe edebilir, ne de galebe edebil. miştir. 1904 ve 1905 senelerinde mânevi kuvvetim çok sarsıldı. 1904 şubatın- da, Niki, beni Japonyaya harp mal- zemesi kaçakçılığını menetmek için teşkilât yapmıya memur etti. İstih- barat dairelerinden aldığım malüma- göre bir plân tertip ettim: has meclis de bu plârımı tasvip etti: Si- lâhlandırılmış vapurlardan mürekkep bir küçük filo Japonyaya giden baş- Uca yolları nezaret altında bulundu- racaktı. Hamburgdaki ( acentelerim, Hamburg-Amerika arasında, işliyen ve herbiri on iki bin ton hacminde olan dört vapur satınaldılar. Bunla- ra, ticareti bahriye gönüllü kumpan- yasının verdiği birçok gemileri ilâve ettim; böylece, uzun menzilli top- larla mücehhez ve şahsi | teşekhilen di. Muttasıl sevgili vecizelerini kul- lanarak “bana hepsi vız gelir, “kar- tallarımız,, “Japon maymunlarına, iyi tokat atacaklar! sözlerini tekrar ediyordu. Bu cihet, sonra Kotdazur'un san berlerini anlamıya sıra gelmişti: Bu anda Mo- nakoda bulunmak ne emsalsiz bir bahtiyarlık olurdu. Madam (x)i görmüş müydüm? Madam (Y) hak- kındaki fikrim neydi? Onun evinde yemeğe gitmek ve tatlı eski zaman lardan bahsetmek ne tadına döyul. maz şeydi? Ahçıbaşısı öyle bir yeni balık pişirmesi keşfetmiş, ki bu usul İ de pişen balıktaki nefis kokuyu, Yu- nân ilâhları, en kudretli zamanların- da bile duymamışlar. MAĞLUP OLMAZ KUROPATKİN | amirallerin aksine, o, içinden kaynı- yordu ve daha treni, Sen-Petersburg garından hareket etmeden, bütün cephelerdeki | Japonları darmada, etmişti, Bu, harp mektebinin tam Bazariyeci timsali idi, Plânlarma, tertibatına, hesaplarına itimadı niha- yettizdi. Düşmanın her hareketini böylece ralledildikten Grandük Aleksandr ile karın Ksanya ve cesarete malik sabitlârin emrine verilmiş küçük filonun kısmı küllisi teşkil edildi. Bu küçlik donanma, maksadını gizliyecek surette hareket etti ve Şap denizine, tam, Almanya ve İn- giltereden tephane ve iptidai mad- deler yüklemiş olan ve Japonyaya giden ön iki kçı gemisini yaka» liyabileceği zamanda geldi. Elde edi- len bu neticeğ plânımın tatbik: için sarfolunan paraya ve katlanıan zah- mete tekabül ediyordu. Ben, tebrik bekliyordum. Öyle olmadı; hariciye nazırı, elinde bir sürü telgrafla çarın | evvelden keşfediyordu. SemPetersburg gazetecileri onu takdir ediyorlardı: Onlara dâlma “Güzel makale müsveddeleri,, | te- min ediyordu... b Askerle dolu sayrsız trenler, Ural dağlarını tırmanıyorlardı. Harbetme. ye giden askerlerin yüzde yetmişi, Japonyanın mevcudiyetini, ancak si. İâh altına alındıkları zaman öğren- mişlerdi. Bu askerler, kendilerine biç fenalığı dokunmamış olan bir millete karşı köylerinden ayrılmala- rınr ve hayatlarmı tehlikeye koyma- larını pek garip buluyorlardı. Hepsi de zabitlerine: — Cephe nekadar uzaktadır? diye soruyorlar ve: — On bir bin kilometroya yakın bir uzaklıkta... cevabı önünde şapırı- yorlardı. On bir bin kilometro! metli bir didinme İle güç temin edebildikleri yerlerinden ayrılarak, ta on bir bin iilometro uzakta harbetmek ne demekti? Bu cahil adamların suallerine, cerbezeli başkumandanları bile cevap veremi- yordu. Ni Bir yenilik olarak harp meydanına giden alaylar, Sinodun, o sırada, alz- 7c meyanına Sen Serafin Sarovski'nin resmi ile takdis edili- yorlardı. Kimsenin bilmediği bu (Aziz) in çehresi önünde askerlere uyuşukluk çöküyordu. Madem ki al- lah ve azizleri uzak şark cinayetini müsamaha ile karşılamıya mecbur kalıyorlardı, Niki ile Peskoposu ni- çin imparatorluğu Üç asırdanberi her tehlikeden korumuş olan, eski ve emin Sen Nikola'dan istimdat etmi- yorlardı? Pek zah- sarayına koğtu. Berlinde, Londrada kıyametler kopuyormuş, Büyük Bri- tanya hariciye nazırı şiddetle protes- to ediyor.. Beride, imparator Giyom daha aşırı giderek filomuzun “deniz ortasında mm e ci bir korsanlı; iğini ve bu en eke e a alarm Yol açabileceğini, bildiriyordu. Telefonla saraya çağıldım. Oraya gittiğim zaman hariciye nazırını ü- mitsiz bir halde buldum. Amca Alek- si ile Avelân, sandalyeleri üzerinde — mürebbiyeleri tarafından rsçel & şırırken yakalanan çocuklar gibi — büzülmüşlerdi. Gran-dük Aleksandr (yani ben) de, onları bu sevkeden yaramaz kü-üx Çar, bu felâketin meydana gelme- sinde, kendisinden başka suçlu olm dığını anlamalıydı. Halbuki “Kruvn. sörler harbi,, İlkrinin onun önünde ileri sürüldüğünü ve Yu fikri tama- miyle tasvip ettiğini unutmuş görü- nüyordu ve izahat istiyordu o Ciddi bir şaşkınlıkla : — Ne gibi izahat? dedim. Na »a- mandanberi, büyük bir devlet, düş- manına alt olan askeri kaçakçılığı menedemiyor. Bunda, kabul"olunabi- lecek hiçbir mazeret olamaz. Biz, Şap denizine niçin kruvasörlerimizi önderdik? Kaçakçılar: yakalamak değil mi? Anlamıyorum, ne de- mek İsteniyor? Bir harp mi bahis mevzuudur; yoksa hariciye meraret- eri arasında zekâ oyunları mı? Hariciye nazırı öteden bağırdı: — Fahametmeapları anlamıyor'ar mı? İngiltere ve Almanya ile harbe ürüt" m teblikesindevir. Kavsr- rin dehsetli telgralnamesini ar'#ma- mış görünüyorsunuz. (Sonu va”)

Bu sayıdan diğer sayfalar: