14 Nisan 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

14 Nisan 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— 14.4-936 TAN kalmış insanları ziyaret etmek fırsa- l İKRONİK | ar Hava Tarihin en eski devirlerine kadar çıkarsanız, bugün de iptidai halde e ir İK re ei TE Bl © ni kete 8 inci spor kongresi dün açıldı 3 1 " Saracoğlunun açılış söylevinden: " Spor z zaman hatıra gelen mana, masa, söz değil, sadece harekettir!" Şükrü dediğimi sandalye, nizamname Ankara, 13 (Tan) — Sekizinci spor kongresi bugün saat 11 de Halkevin- de toplanmıştır. Adliye Bakanı Sara- <oğlu Şükrü bir nutukla köngreyi #6- uktan sonra başkanlık divanı intiha- bma geçilmiş ve başkanlığa Şükrü Sa Tacoğlu, asbaşkanlıklara saylavlar - dan Genersl Ali Hikmet ve Rahmi A- Pak, kâtipliklere delegelerden Şerif İzmir - Osman Müeyyet İstanbul - Ha #im Uşak - seçilmişlerdir bundan #on- Tâ Umum! merkez ve Hödeimeyonlar Taporlarını tetkik encümeni, ni - Müme encümeni adlariyle encümenler ayrılmışlardır. Başta Cümhurbaşkanımız Atatürk Olmak tizere memleket büyüklerine kongre tazimatinm sunulmasına müt tefikan ye alkışlar arasında karar ve Tildikten sonra yarn saat 9 da top * lanmak üzere toplantıya son verilmiş tir, Toplantıya nihayet verildikten son Ta Sovyet sporcularının memleketimi Mİ ziyaretleri intibamı gösterir bir İm gösterilmiştir. Saracoğlunun nutku Şükrü Saraçoğlu kongreyi gu mu - takla açmıştır: “Arkadaşlar, Sekizinci kongreye rejslik etmek Şerefini bana verdiğiniz için sizlere teşekkürler ederim. Eminim ki, kon Erenin verimli olmasi için burada ça. İşmak borcumuzu öderken sporculu- Zumuzan ve sporcularm temiz. ruhu hepimize rehberlik edecek ve sporcu- lirm ve gayemiz olan ve bareketli Türk gençliğine biran evvel kavuş - mak için ayni safta ve ayni istikamet te yürüyeceğiz. Arkadaşlar, Spor dediğimiz zaman hatıra ge - mâna masa, sardalya nizamname özdeği, sadece harekettir. Onun Şin lee belkemiği, mevguları Mizm mihveri hep hareket olmalıdır. Masa etrafındaki münakaşalarla g0 Gen zamanlarımızı tasrruf edip hre- kete, saha ve meydanlara vermeli - Yin Ru benim sizlerden birinci te - Mennimdir. İkinel temennim de bu âreketi genişletmek ve hızlanır - Maktır, Mahdut insanlarm yaptıkla- N müstesna hareketler spor değildir. Canbazlıktır. Spor her gencin yapa - Kongre: pp Reisi Aziz bileceği hareketlerdir. Ve bu hareket ler evin kapısını çaldığı zamanda ha- kiki manasını alır. Muhtelif Istatistik lerin mütaleasmdan anlaşılmıştır Ki, | her millete 17 26 yaş arasında her yaşta umumi nüfusun 6 20 si kadar kadın erkek, genç vardır. Bü hesaba göre Türkiyemizde spor Ya" şında üç milyon gen vardır. ki, bi-| zim harekete geçirmek istediğimiz ra kamin ik hedefi bu olmalıdır. Bütün yeryüzündeki milletlerin İ- dare dizginlerini ellerinde buluduran- | lar masa sandalya salon devirlerinde | wtişmişlerdi. Yarım idare dizginleri olarak sözüme nihayet veriyorum. yı , Kamutayda bir sual takriri Berç Türker emlâk kıymetleri hakkında bir Ankara, 13 (Tan) — Afyon me- busu Berç Türker, emlâk kıyn etleri hâkkımda Kamutaya bir şifa takriri vermiştir. Takrir şudı “Saygı de Haşan. ser vet BALEYE EE vatandaşı, ver maksadiyle mevduatı kaman miştir. Yakm bir zar manda bu gibi kanunlar mevkii tat- i vi i ir, hiye amade Biyik şehirlerde şahsi servet iki türlüdür: Biri, nakit olarak bankalara yatırılan paralar, diğeri emlâke yatırılan paralar. Bugün gö- rüyoruz ki Türkiyede emlâkin ky, meti vasati olarak yarı yarıya İnmiş tir. Yeni bir kısım halkın emlüke tah TAN Oblektifi | Yukarıda solda: pılan gaz gemisi — Yukarıda sağlı San bir görünüş — Aşağıda solda: yi bir nutukla açan Adliye Vekili Şükrü Saraçoğlu, kongre as- ına seçilen General Ali Hikmet, İdman Cemiyetleri ittifakı | ğer hükümetimiz, Türk ' de, bunun başlıca sebebi şudur: Hal kit vakit yer değiştirmek insanlar ! bir ihtiyaçtır. Iptidal insanlar bu ihtiyacı otur- dukları yeri kirlettiklerinden dolayı duyarlar, Medeni olanlar ise bütün kı şın oturduğu şehirden bıktığı için bir az manzara değiştirerek istirahat et- mek üzere, daha ziyade modaya tâbi olarak hava tebdiline gittiklerini sa- uırlar. Halbuki medeni insanların hava tebdili ihtiyacını biraz tahlil ederseniz, onun da gene çok oturdu. umuz yeri kirletmekten ileri geldi- gini anlarsınız. Vaklâ bugün mükemmel kanalizas- yanları, geniş ve taşlarla yahut tah- İtalarla örtülmüş sokakları, ucu bu - cağı görünmiyen büyük parkları bu- lunan şehirlerde, her türlü temizlik ve konfor gözedilerek kurulmuş apar tımanlarda oturan medeni insanların bulundukları yeri kirletecekleri ilkin biraz aykırı görünür. Fakat, sokaklar nekadar geniş ol - sa, parklar nekadar büyük olsa şe - hirlerde insanların oturdukları evler, apartımanlar vardır. İstanbulda aha- linin sayısına göre şehrin plân Üze- rinde genişliği epeyce büyük olmakla beraber, Beyoğlu taraflarının birçok- larında, İstanbulun bazı yerlerinde sıkışıklık Hispeti Avrupa şehirlerinde İ kinden aşağı kalmaz. İnsanların #ikı- İ şık oturmaları biribirleri için neka- İdar zararlı olduğunu ispata lüzum İ yoktur. İ Hele gazler! Ust üste kurulmuş a- İpartımanlarda yemek pişirmek, Kışın havayı ssıtmak için yakılan ateşlerin erkardığı gâzler şehrin havasını ne « kadar bozarlar! İstanbul henüz Av. rupa veya Amerika şehirleri gibi bü- yük bir endüstri merkezi değilse de her yil şurada, burada kurulan fabri- BEZ Akyürek tutmaya hazırlanan Avrupalı genç - ler büyük ve geniş bir hareket için- de yetişiyorlar. Bu çekilde yetişme - nin mânası gözönünde tutarak ayni silâhlarla hazırlanmak ve gençliğimi- ri hazırl lâzım geleceğini daima gözünlnde tutarak işe başlıyoruz. Şu nu da ilâye etmek isterim. Evlâdın babasına teşekkilr etmesi eğer bir a- det olsaydı bu salonu tahsislerinden dolayı halk partisine ve Halkevine te şekkür etmemiz lazımdı. Buna lüzum görmediğimi tabii bulacağınıza emin kalarm herbiri bir zararlı gaz kaynağı oluyor ve şeh- havasını kirletiyor. rin iy Sehirlerde otomobiller de çıkardıkla- rı törlü türlü ve hepsi az çok zararlı gazlerle şehrin havasını kirleten bi - rer sebeptir. İstanbul bir büyük. endüstri şehiri değilse de, Boğaziçi, Kadıköy, Adalar ve Haliç vapurlarınn herbiri büyük. tyacını ven birer fabrika gibidir. Bunların eml nniyer Sandığına va di | çıkardikla ig mey ğer bankalara ve sarraflara | İpotek | mamanın ettiklerlemlâkin, vadesinde borç öden | menkulenin mütemadiyen tedenni et- memesinden dolayı, satılığa çıkarılan | mesine ikinei bir âmil teşkil ediyor. emlâkin çokluğundan ve mali buhran | Oo Acaba saygı değer Finans Bakanı- dolayısile fevkalâde dun bir fiyatla | mız, emlâk sahiplerinin servetini ko- haraç mezat satılmasından İleri gel-/ rumak için ne gibi tedbirler almak mektedir, Hattâ Maliye Vekâletinin | niyetindedir. de ikide birde emvali metrükeye ve| Finans Bakanı Fuat Ağralı, yakm- emvali miriyeye ait emlâk ve arn-| da Kumutayda bu takrire cevap ve- ziyi satılığa çıkarması emvali gayri | recektir. takrir verdi vil edilen ve milyonlarca liraya baliğ olan serveti yüzde elli mahvolmuştur. i olan Ankara, Is İzmir gibi büyük şehirler- tını elde ederseniz görürsünüz ki, va- | tebdili bilirsiniz ki, her vakit Bazı günlerde deniz ke le köprüye, yakın yerler duman için- de kalırlar ve ondan pi buk kür- tulamazlar. Londrada fabrikaların çıkardıkları o dumanlardan (dolayı Londra havas bir mil murabbam- da, ayında yirmi dörtten otuz sürüklemez. arları, he tona kadr — güz değil — sulp ya bane: cisim bulunduğu hesap edik miş, İstanbulda da vapurların çikar. dıkları dumanlardan dolayı köprüye yükm yerlerin havasmda nekadar Sulp cisim bulunduğu hesap edilmeğe değer bir şeydir. Vak lerin havasını bozan se- beplerin, imkün olduğu kadar. geçmek üzere her memlekette hükü - metler tedbirler alırlar.Bizde de umu iyi düşünmüş ve her yeni fabrika kuruldukça kanunun hükmü tatbik e dilmekte bulunmuştur. Ancak, butedbirler şehir havasmı bozan sebeplerin önünü imkân oldu- ğu kadar alırlar. Bir aralık gene bu sütunlarda yazdığım gibi. ya cümhurreisinin bulduğu ci - her apartımanda her türlü za- azden ari, İstenilen sicaklıkta dağ havası gibi temiz bir hava temin etmek bir gün mümkün olursa, 6 va- kit şehir evlerinin içinde teneffiis e- dilen hava temiz sayılabilecektir. Ze- ten o vakit de sokakların havası ge- ne şimdiki gibi kirli kalacaktır. Şehirlerde havanın kirlenmesi me- deniyet neticesidir. Bu kirlenmenin önünü büsbütün almak için şimdilik bir çare yoktur. Daha yüz yıl önce, fabrikalar bu kadar çoğalmamışken, | hele otomobiller hiç hatıra gelme- mişken bir İngiliz siyaset adamı, Ro- bert Peel, makinelerin çoğalması in - sanlar arasında yeni bir irk meydana çıkardı, demişti. Bu yeni rk makine devrinin mah- sulü olmakla beraber ırkm adamların dan hepsi şehir iklimine alışamamış- lardır. Makine devri yeni bir irk mey dana çıkardığı gibi, bir de yeni has- talik meydana çıkarmıştır. Şehirlere alışamıyanların hastalığı Bu v en ziyade çocuklarda olur. Hastalı şehir ikliminden ileri | geldiğine en delil, hasta çocuğun şehir - arılmça hemen iyi oluvermesi- dir. Senenin bir kısmında şehirden çıka rak açık havalr yerlerde oturmak, bazılarının sandıkları gibi, şehir mu - hitinden bıkmaktan dolayı, yeni bir muhit görmek arzusundan çıkmış bir moda değildir. Hava tebdili şehir için de, kalabalık arasmda oturan, hava» daki türlü türlü gazlerden, türlü tür- Wi dumanlardan az çok zehirlenen şe- birliler için tabil bir ihtiyaçtır.Şehir- Vi çocuklarda bu ihtiyaç daha büyük- tür. Prenkler bu hava tebdili £ yerine getirmek için senede bir iki ay bütün işlerini güçle- rini bırakarak oköylere, dağ- İlara, kaplıcalar giderler. Kimisi- nin karaciğeri bozuktur, öteki böb - İ reklerinden şikâyet eder, bazısnm İ akciğerleri zayıftır, bir başkası ro - matizma ağrılarından ıwtırap çeker. Herkes kendisine göre, (o şikâyetini gidereceğini sandığı, yahut hekimle - rin öyle söyledikleri bir yeri, yahut kaplıcayı seçer, Bizde de kaplıcaların faydaları çoktanberi bilinmekle beraber kaplı- calara gitmek âdeti — belki kaplıca- larm birçoğunda yakın vakte kadar konfor eksikliğinden dolayı — frenk- lerdeki kadar yayılamamıştır. Fakat yazın hiç olmazsa yaylâya çıkmak â- deti memleketin birçok tarafında yerleşmiş ve pek iyi bir âdettir. İstanbullular hava tebdili lüzumunu, daha İstanbul fabrikalı, vapurlu, kt li havalı bir yer olmadan pek çok ön- ce, iyice anlamış olduklarından bura- da orta halli ailelerin bile biri kış- ik olarak, öteki yaz için şehre yakın köylerin birinde ikişer evi bulunması gene pek iyi bir Âdetti. Şimdiki orta halli aileler için böyle iki mak dayanılamıyacak bir lüks sa- yılmakla beraber, çocuklarının ve kendilerinin sağlıklarını düşünen İs- tanbullularm gene yazm hava tebdi- line gitmek adetini bırakmamaları sağlık bakımından şüphesiz takdir e dilecek bir şeydir. Ancak hava tebdiline gitmeyi unut- mıyan İstanbullular, mühim bir nok- tayı çok defa unutuyorlar. Birçokla- tiyaemı Ilk defa gelen ve bu münasebetle içinde bir toplantı ya- | de teşhir edilen fotoğraf ve resimler — Aşağıda sağda: Iki kişinin ia: Halkevinde dün akşamki konferans- | ağır yarlanmasiyle neticelenen evvelki akşamki kavganın suçluları Adli. Unyon Fransezde açılan resim sergisin | yeye verilirken. rt yazm gidecekleri yeri, eşya götür. mekteki kolaylığa, ahbaplarınm ne - rede bulunduğuna yahut bir modaya İmf sağlık kanunu bu tedbirleri pek |; şimdiki | İ YA) Ir SELEK Yeni belediye vergileri — Istanbulda ne yenilik var? Diye sordukları zaman artık bir ce İ vap verebiliriz: — Yeni belediye vergileri var. Hükümet bir taraftan emlâk vergi- lerini yüzde yirmi beş indirirken be - lediyenin zaruri istihlik maddelerin- den bazıları üstüne vergi koyması ger çekten bir yeniliktir. Gerçi ben de be- lediye reisi olsam, muttasıl artan, bir türlü eksilmiyen belediye | bütçesini denkleştirmek için yeni varidat mem- baları arar ve yüzde doksan, ben de, havagazi, telefon ve elektrik sarfiya- tı üzerine beş on para zam yapar - dım. Çünkü en az ağırlık veren ver- gi tarzı budur. Lâkin ben belediye re- rinde olsam kendi ken « — Ben bu dünyaya hep bu belediye ye varidat bulmağa, Istanbuldan ye- ni vergiler almıya mı geldim?.. diye | düşünürüm. Bir fıkra anlatayım: Bir bektaşi babası varmış. Fıkara» İdan birisi bir gün gelmiş — Birkaç mangır?.. istemiş. Baba ilerideki postu göstererek: — “Altını kaldır da istediğini al!,, demiş, Fakir de almış gitmiş. Aradan bir- kaç zaman geçmiş, ayni adam yine gelmiş ve tekrar para istemiş. Baba yine ayni sekilde: ostu kaldır da altından al!, demiş. Fakir de öyle yapmış. Böylece ayni adam birkaç defa parm almıya gelmiş ve postun altından almış. Son defn yine geldiği zaman, bermutat Bektaşi babası yine: — “Postu kaldır da al!,, demiş; fa- kat fakir postun altında bir şey bula maymca babaya demiş kiz — Baba efendi! Postun altmda bir sey yok! Baba da cevap vermiş: — Tabii bir şey kalmaz! Çünkü muttasıl aldm! Hiç koymadım kl. Bir şehrin tediye kabiliyeti buna benzer. Muttasıl almır da bir sey kon mazsa günün birinde tükenir. Diyeceksiniz ki: — Bir belediye şehirlinin cebine pa ra koymaz ya! Bilirim onu. Lâkin başka şeyler yapar, Hayat sartlarmı kolaylaştırır. Yaşamayı ucuzlatır. Bizde hayatın pahalı olduğunda ve bunun da mun - hasıran vergi ve sdir tekâliften İleri gelmediğinde şüphe yoktur. Belediye himmet etse de İstanbulda hayat yüz de 10-15 daha ucuzlasa, © zaman hal. kın tediye kabiliyeti daha fazla olur, Bundan başka şehrin masraf büt. sesi de işlerimizde ötedenberi söküp gelen kalem zihniyet ve sisteminin ye ni ve ter“ edilmiş bir tarzla değiş tirilmesi surctile ufaltılsa artan para İlle artık bir seliirden ziyade maalesef İ bası tarafları bir harabe manzarası arzeden güzelim İstanbulu azıcık dü- zeltmeye imkân bulunurdu. Şimdilik bütün bu sözlerin alâkadarlar nezdin de müsbet bir tesir yapacağını ümit | edelim. B. FELEK ————— San'at mektepleri Ankara, 13 (Tan) — San'at ve İmeslek mekteplerinin Baymdırlık Ba kanlığına devredileceği yolunda bir Istanbul gazetesinde çıkan haber hak kında, kültür bakanlığından salâbi « yettar bir zat bana şunları söyledi: 5:— Muhtelif bakanlıkların murahi haslarından mürekkep bir komisyon bu mekteplerin umumi tedrisat ve in kişafı çarelerini araştırdı. Bu husus- ta bir rapor hazırlıyarak Başbakan- ğa verdi, komisyonda meslek ve san at mekteplerinin bayındırlık bakanlı ğına devri hakkında bir söz geçme « miştir, ——— aa sin haline göre değişir, onun için, ha- va tebdiline gitmek üzere herhangi bir yeri kararlaştırmadan evvel, he « İkime danışmak, riayet edilmesi lüzum İlu, pek iptidal bir ihtiyat hareketi o- tur. Bir de İstanbulda havatebdili yer- lerinin asıl şehre yakın olmasından mühim bir netice çıkıyor. Havatebdili müddeti başka şehirlerdekinden daha uzunca sürüyor, burası iyi. Fakat hiç olmazsa ailenin reisi ve iş sahibi olan başkaları her gün uzunca yolda gidip gelmeğe katlanarak işlerini bi- rakmıyorlar. Halbuki hava tebdilin- de istirahat etmekde lüzumludur. Hele fikirleriyle çalışanlar için isti- rahat ihtiyacı daha büyüktür, Onun göre seçiyorlar, Halbuki İstanbula | İçİn, hava tebdiline gidilen yer iş ye- yakm yazlık yerlerin kenarında, düzlük bir sahada yahut yüksek bir semtte bulunduğuna göre şartları az çok değişen birer iklim de- herbiri deniz | fine yakın olsa da, daha ziyadesine imkân bulunmayınca, bir ay olsn işi de bırakarak zihni dinlendirmekle havatebdili daha faydalı olur. mektir. Her iklimin tesiri de herke - Dr, Galip ATAÇ Pa a İs “sün iğ) ibs ein eee Dx İİİ

Bu sayıdan diğer sayfalar: