18 Nisan 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

18 Nisan 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ez 13-41-86 No. 60 Maliye Nazırıın sessiz konağına kırk kafesin deliğinden u lâkayi gök parçası bir avuç nefes gibi giriyord Bakaretin karşısında Adnan müz Vetini unuttu. Kızdı. Fakat ii tiyetin çirkinliğini arttiraca A çi -E ek aruretine bile a 5 Fazla küçülmemek için işi tuha yön vurdu; kahkahayla: — Ne yz çocukeun Süheylâ! dedi Sübeylâ de H gibiydi: — Ya sen, deği; ve Ben, dünyanın bütün üzmez Adamları gibi nekadar akılsız ada: 8ın! N Adnan şaşırdı. Birdenbire in oldu. Temindenberi iri ta kurnaz çizgilerin * laştı. Süheyli kanepeden ir — Gidiniz, dedi; sizin için gitme! daha iyi olacak! Adnan. kımuldarır- Yordu. Buradan bü hakaretin meni #mı azaltacak bir vak'ayla e istiyordu. Ve bu vak'a Süheylâ ile dudak dudağa Elan dan kızım kollarında bi a yetle çıkarsa, gördüğü haka Da hükmü kalmıyacaktı- Kibirli a z şimdi şehvetini değil, kibrini my ve sai peki — Se- ve dargın bir el Ve ni sevdiğime inan! an de' Üy le im... Sübeylâ: İri ee Ev sahi- bi gibi söylüyorum size... adi kovuluyordu. Kibirli adam şimdi şehvetle münasebeti olmıyan başka bir heyecanla, Süheylâ'yı öp mek istiyordu. Hakaret etmek öpecekti. Gözlüğünü cebine koydu; yerinden fırladı: ' — Demek ki aşkımın derecesini denemek İstiyorsun? O halde yorla! dedi, Süheylâ'yı kollarınm arasınör ekte dudağın başı göğsünde : .— Avaz ayaz haykırırım.. Dn halkını başımıza toplarım, diyordu. Adnan bu sessiz konakta sesten korktu. Süheylâ'yı bıraktı, başörtüsü sıyrılmış, çok siyah saç ları kalm dalgalarla omuzlarma düş- müştü. Demindenberi oda kapısı yavaş dık edilmişti. İkisi de EE yavaş arü. kında değildiler. şısımdakinin gül! ekşi tebemsimiler. çepe nin altımda başka bir adamınmış iyimi yüzü ile soğuk, beceriksiz- di, Süheylâ, Adnan'a dik za baktı. Bir şey söyl Kendini tattu. Sonra tuhaf tuhaf güldü: ği — Siz beni, beyefendi, 8iz er bir hafta, bir ay, bir #€0* W — relddek İ Me değil ml? de Eri Adnan cevap vere cekti, Sözünü kestit — 'Tabiir hakkınız var, bu başör- tölü kaan bu kafesli evinde 8iZ yi dinize bir zevce sanada bir odalık gibi... Beni. BİF- |» Süheylâ sustu. Gözleri büyüdi Öfkenin içinde büsbütün güzelleşen Yüzü birdenbire korkunç çizgi N sirkinleşti. Çığlık çığlık ylym — Sen beni bir ei i istiyorsun değil mi? Alçak'- vi Ka; aralığı birdenbire büyü- Ati. Hacı Kâhya girdi: sizi pe dedi. Ve Adnan'a baktı. Süheyl haykırdı: , —Çık dışarı! Kâhya — Valideniz... ; Blk Çık... Şimdi çık diyo- rum. Fena yaparım? Hacı Kâhys Adnan'a ay Fi dadan çıktı. Süheylâ eğ iy pısmı kilitledi. Anahtarı m yanma koydu. lu, Omuzun- cebindeki elmasın Odanm dmmın boynuma R ey yen sanıyorsun öyle mi ? Beni bu kafesli odada dişi hay- van sandın öyle Mİ? diyor, pense; ye koşuyor, iki yu! vura ra kafesi kırıyor” yvan!ı Süheylâ sen di- si ha ve e hiza “i İl gık çığlık haykır li pri Si araklarile kafesi Ç ye, Z sil mineli maskars» | kir, Bu ode-| müvaffakı-i ı İ seslerle kalkıyordu. Kadınlar pence- | relerde, erkekler kapılardaydı: Kibir- | İli kanaktan küçük evler intikam alr- yorlardı. ii Oda kapısı vuruluyordu. Adnan ” bembeyazdı. Titriyordu, nasıl ölmedi ğ şiyor: | g5 Çed musun Süheylâ Hanım? Ev halkma, komşulara rezil oluyoruz, diyordu. Süheyla hâlâ haykırıy ai — Söyle, diyordu. 8 iyle, ben dişi- yim, ben hayvanım, ben orospuyum değil mi... Söyle, söyle... Oda kapısının tokmağı kurcalanı- yor, Süheylânm anası kapının dışın. İ dan: Pire bakar ramı ?—Büheyik” Kizim! diyor, duyuramıyordu. Süheyli bütün sesiyle ağlıyor, yer- de başörtüsünün parçalarını ayakla- rile çiğniyordu. Adnan yere diz çök- müş, Süheylânm dizlerini öpüyor: | Affet beni! Ben dilnyanm en al- k adamıyım! diyor. yalvarıyordu. Birden bire oda kapısının Hiz ların sesleri “su!"diye hay elik e anası bayılmıştı. Ksronın önünde gürültü parçaları | iy toplanıyor, uzaklaşıyor, çal ri faciayı büyütüyor - kapısının önünde sesler kö- aylin anasını yukarıya çı karmışlardı. Süheylâ, sessiz, bir hayal gibi oda- kapısının anahtarmi Adnanâ uzattı. Büyülü bir kabrin siyah talanı gibi bu anahtarla Adnan, ölü gibi sapsarı kapıyı açti, kayboldu. Süheylâ bu e- ve gelmiyecek olan adamım arkasın» dan bakarak ayakta, olduğu yere mh landı. Kapıyı yine arkasından kilitle- di, Pencerenin kenarına oturdu. Ma liye yazırının sessiz konağına kırık İkafesin deliğinden lâkayıt gök par. avuç nefes gibi giriyordu. Sü en üzün pencerenin kenarma İ dayadı, düşündü, düşündü. Akşam ol muş, ortalık kararmıştı. Uzaktan bo- bir ut sesi hafif bir kadın sesiyle birleşerek bir şarkı söylüyordu: Sen bu yerden gideli ey saçı zer, söyler bana dağlar, dereler... el kenarmda Süheylânm yarı görünen çehresinde bir damla yaş titredi. | Üç konak Hidayetin konağı Adnanın ha- yatma bir insan gibi karışmıştı. Bu salonların alaca karanlığı, Koltukla- rm, iltihab kadar canlı yaldızlariyle karışıyor, bir Üzme dinin mihrap- iara yalan söyleten mabeğindeki Joş- Toğa benziyordu. Bu konaktan dön - düğü vakit Adnana evi biraz daha küçük görünüyor, kendi odasmâa misefir gibi kısa hareketlerle oturu. yor, duvarların çıplaklığına kendini alıştırdıktan sonra yayılıyor, evine karışıyordu. Adnan, Hidayetin pen- çesinden çehresiz sarkıyordu: Rüz » gâr gibi içi boş, şekilsiz... Bu konak Adnanm hayatını, kul lanılmış su gibi istediği yerlerden 4- kıtıyordu. Onu, mermer yalıya hoca l MITHAT CEMAL Yazan: reniyordu. Çalınmış paranm altın sedirinde bir peygamberin sakaliyle oturmak... Adnan onu da bu konakta gördü. Ve bu konaktaki teneke adam lar arasında Adnan her gün yüzünün bir kısmını kaybediyor, kendini her gün biraz daha talihsiz buluyor, her ne pahasına olursa olsun bir saadet bekliyordu. Tarkası var) İl Hiçbir hamal işsiz kalmıyacak , Hamalların sırtlarında yük taşıma- larının yasak edilmesile gürültü ile mücadele olunması hakında Dahiliye Vekületinca verilen kar sonra hamalların kâffesi işsiz kala - eak değildir. Bunlardan bir kısmı â- raba veya kamyonlarda yükleme ve boşaltma işlerinde kullandırılacak, | diğer bir kısmıda memleketlerine gönderilerek toprak sahibi edilecek- lerdir. Sıhhiye müsteşarı gitti Sihhiye Vekâleti müsteşarı Hüsa- mettin Ankaradan şehrimize gelmiş “ İve Cemiyeti Akvam sıhhiye bürosu- nün içtimamda bulunmak üzere dün | Cenevreye gitmiştir. 9 n SOLDAN SAGA VE YUKARDAN AŞAĞI 1 — Şark resmi (8) Kırmızı (2) 2 — Ayı yuvası (2). Sersem (4). 3 — Dünya (4). 4 — Mar (5). Mü (3). 5 — Çok nefis (5). Mevta (3). 6 — Eksik değil (3). Kabile (3). Emmekten emir (2). 7 — Sonuna bir “tos,, ilâve eder- seniz meşhur yunan filozofu Ezopun efendisi meydana çıkar (4), $ — Bir içki (4). 9 — Bir hece (2). Nakkare (5). 10 — Bir hece (2). Rabıt edatı (2) | ii — Beyaz (2). Davulun arkada- gı (8). DÜNKÜ BULMACAMIZIN HALLİ 1 — Düdük (5). Lala (4), 2 — Uye (3). Entari (6). 3 —De (2). Mar (3). 4 — Dar (3). 5 — Keman (5). 6 — Nar (3). Bir (3). 7 — Bit (3). $—la (2). Tük (4). 9 — Araba (5). Alan (4). a“ trim ZA TAN EE Lİ FAYDALI BİLGİLE e Ni Bugünkü Program Istanbul &; Dana musikisi santi. hikâyeler; 19.30: siki (nik): 70: Viyolonsel win ve miv. no (Mesut Cemil ve Laşenski); 2030 Stüdyo orkestraları; 21.30: Son hab Sant 22 den sonra Anadolu Ajansının garetelere mahsus havadis servisi verile- cektir. Bükreş 645 . 8: Haber cimnastik plâk 13 Piâk ve haberler, 18; Askeri bando. 1915: Plâk, 20.20: Cift piyano ile modern mmesi ki. 2105: Radyo carı, 2245: Konser nakli | Buraneste —— i 15: Reportaj. 1850: Çingene musilimi.| 20; Salon orkestrası, 2050: Skeç, 2180: Haberler. 22.10: Macar balet emasikisi 23.30 Çar, 4.10: Çingene musikisi, | Berlin 1915: Küçük konser. 20: Skeç 2045:| Aktiialite 21.10: Karışık şarkılı konser. | 15; Haberler, 2030: Sopran, beri: Or. | kestra. 1: Varşova 19: Solist konseri, 1940: Muhtelif, 21. | Musikili mozaik. 21.45: Haberler. 22: Uzak taki vatandaşlara. 2230: Karışık masikili neşriyat. 2405: Plâk, Moskova ; Şarkılar. 18.30: Komser. 19.45: Plâk. 20; Şarkılı konser (sopran). Zi: Konser 22: Yabancı dillerle neşriyat. Seçme program Bükreş, saat 20.20: Çift piyano ile mo- 2. Radyo cari ik kı az. “Budapeşte, 2210: Macar Balet musiki. si. Berlin, söat 2110: Karışık şarkılı kon.) ser; 2330: Sarkılı koriser Masha, saat 20; Şarkılı konser (sop- ran sesle). Belgrat, saat 21; Karışık hafta sonu eşriyati U "Viyana, saat 21.30: Operet popurisi; 23.30: Piyano müriği, Kısa Dalgalar İz Sant 1045 — 1420; Sam 15.00 — 1855: 25 49 m ve * ŞEHİR TİYATROSU : Saat 20'de (Tosun). * HALK OPERETİ : Sant 16 da (Çar- daş) ve 20,45 te (Florya). * TURAN TİYATROSU ; Naşit-Halide at 15 ve 20,30 da (Naşit Gecesi) *'TAN : (Kadınlar Gölü) ve (Paga- nini). * TÜRK £ (Jan Dark). * YILDIZ ; (Serenad), * SARAY :; (Mişel Strogof). * SÜMER: (Yataklı Vagon Kontrolörü) * IPEK: (Adalar şarkısı) ve (Bir aşk böyle geçti) * MELEK : (Akşım Güneşi). * ELHAMRA: (Kraliçenin aşkı) (Prenses Strogof) * ASRİ: (Karyoka). * MİLLİ : (Samson) ve (Tarzan Yam. yamlar Aras,nda). * FERAH : (Kle.Klo). * AZAK : (İlihlar Eğleniyor) ve (Bir Gönül Böyle Avlandı). * KADIKÖY HALE : (Golem) ve (Fır. tinadan Sonra). * KADIKÖY SÜREYYA ; (Samson) Yarm akşam (Mayerling) * USKUDAR HALE: (AH Baba) ve (Harun Reşit). KUŞDİLİ LALE sinemasında Cuma akşamından itibaren TARZAN YAMYAMLAR ARASINDA Kadıköyünde ilk defa Askerlik İşle ÜSKÜDAR ASKERLİK ŞUBESİN. DEN » v. Mentir askerlik o yapmamış 316 - 529 doğumlu 329 dahil gayri İslâm erlerin 28-4-536 gününe kadar behemehal şubeye gelmeleri, Sanatkârları tastikli vesika. İarı ile gelmeleri, KADIKÖY ASKERLİK ŞUBESİNDEN: 1 — Konyadaki Gedikli okuluna okur kayda | Nisan 936 da başlanmış ve mayıs 936 sonuna kadar devam edilecektir. .,2 — Doğumları 332, 333, 334 olanlar ve ik okulun üçüncü o dördüncü ve beşinci sınsflarmu bitirmiş olanlardan almacaktır. Şubemiz çevresinde oturup da bw »*w girmek İsteyenlerin işlerine ( bakılmak Üzere birer dilekname okul | taslmnsmen. mahalli enaniyet memurluğundan ahlâk kâ gıdı nüfus cündas Üçer fotograf alarak yu bemize müracaatları, Miaiye Telefonları İstanbal İtfaiyesi 24272 Kadıköy itiaiyesi 80020 Yeşilköy, Bakırköy, Büyükdere, Üsküdar itfaiyesi Beyoğlu itisiyesi 44040 Büvükada, Hevbeli, Bersaz Kamalı sm. - İzütlmüştü. Beni görünce hemen yanı- 9 BALO GECESİ eride GELÂL Küçüklüğümden beri tanıdığım Sa-!tı. Fakat tamir kabil değildi. O: det ismi bir arkadaşım var. Or-; kapanıp akşama kadar ağladım. te halli bir aile kızıdır. Son zaman - | essürle Hasana, beni onda Neci larda Hasan isminde bir mühendisle ! lerin kapısında beklememesini & vor, bana onunla nişanlanmak | vermeyi unutmuştum. Balonun ertesi günü ondan bir tup aldım. On ikiye kadar beni ikaklarda beklediğini, Tâkayrti hayran olduğunu yazıyordu. Bu seden sonra kırılarak benden uz! 1. Ben de aramadım. Zaten bu dan sonra içime garip bir hüzü se ümidinin kuvvetli olduğunu söylüyor du. Yine bir gün sevinçle gelerek Ha- senm onu balova davet ettiğini söy- ledi, O gree mühendisin nişanlanmak için ilk teklifini yapacağını ümit edi- diktireceği elbisenin sarifliğin. n, güzelliğinden hararetle bahsedi- yordu. İteksizlik dolmuştu. O günden sonra Saadeti on beş gün | Bir şeye kızıyordum, O kadar kadar görmemiştim. Bir gün sokakta | diğim balo gecesinin bir vals ri rast geldim. Yüzü hafifçe sararıp, sü | halinde geçmesi yüreğimde şan karşı müthiş bir hmç yaratmıştı! Snadet sözünü bitirdiği zamar rim kalan bir balo gecesi yüzü bu kadar üzülmesine, duyduğu te re hafifçe gülmekten kendimi 2) dım. Fakat gözlerim, onun yürü; şinee tebessümüm hemen dai Çünkü arkadaşım mahcup ma gülümseyerek parmaklarile gözl toplanan yaşları kuruluyordu. mealamkay Polis Bir tramvay araba yolda tutuştu Dün, Lâleli yokuşunda yolc telâşa düşüren bir tramvay ya olmuştur. Edirnekapı - Sirkeci tında işlemek Üzere Aksaray di sundan çıkan 4 numaralı tramvi rabası, Lâleli yokuşundan çika kontak neticesi araba yanmağa lamıştır. İçinde bulunan yolcuları büyü Jâş aldığından can korkusile ker! rini dişarı atmağa başlamışlardı! Bu esnada depodan ameleler miş, yangın da sönmüştür, Arab poya çekilmiştir. Bu yüzden tr | vayların bu hatta işlemesi on da| | kadar durmuştur. Balkondan sokağa düş Kumkapıda Mehmet Hatun mi) lesinde Çeşme sokağında 59 nun! da oturan Ankaralı âmele Artir buçuk yaşındaki kızı Mari ikinc! balkonunda oynarken sokağa d müştür. Mari, hastaneye kaldırı tır, ima geldi. Sormaya vakit bırakma « dan : Biraz yürüyelim, hem de konuşu ruz." dedi ve beraber ilerlemeye baş- laymca anlatmaya başladı: — Sana baloya gideceğimi, ora- da Hasanm hayatımızı birleştirmek için ilk sözü açacağını muhakkak gör | düğümü anlatmıştım. Elbisemin çok | güzel olmasını istiyordum. Tabii Ha- sanm beni her zamankinden cazip! görmesi lâzımdı. Tuvalet terziden ge lince giydim, ev halkı pek beğendi Vücudüme sıkt sıkı sarılıp topukları ma dökülen bu pembe tafta tuvaletle aynada kendimi gördüğüm zaman doğrusu ben de pek mennun oldum. Evden benim baloya, şu bizim Nec- miyelerle hep beraher gideceğimi bi- liyorlardı. Halbuki Hasana saat onde beni Necmiyelerin evinin önünde bek İemesini söylemiştim. Zaten meseleyi Necmiye de biliyordu. Annemi balo- ya gitmeme kandırmak için o da benimle beraber uğraşmıştı. Baloya bir gün kalmıştı. O gece karyolamın karşısındaki pencere per vazma yakın bir çiviye uyuyuncaya kadar karşımda görmek için çocuk- ça bir hevesle astığım elbiseye baka- rak hülyalar kura kura uyumuşum. Gece Hasan beni Necmiyelerden al dı. Bol ışıklarla aydınlanmış, süslü, zarif kadınların doldurduğu balo sa- lonuna girdiğimiz zaman, kulağıma eğilerek, balonün en güzel kadını ol- | duğumu söyledi. Müzik oynak bir vals çalıyordu. Çiftler çılgın gibi dön meve baslamıstı. Biz de aralarma ka- tıldık. Öyle dönüyor öyle dönüyorduk ki eteklerim pembe bulutlar gibi et- rafımızı sarıyor, başım sersemliyor- du, Bir arılık Hasanın nefesini yü - #ümde hissettim. Yavaşça “Karım 0- lacakem değil mi Saadet?" diyordu. Ona cevap vereektim, Birdenbire ö xn basladı. Dan Mi İİİ fildılar. Bana | Sokağa çıkmıştır. Vahana git bi, ışıklar da eski parlaklığmı kaybetmiş | Pek te Sürpiğin Üzerine hücum gibi geldi. Salonun geniş pancerele » | rek;hem kadını ve hem köpeği | rinde şimşekler çakıyor, şakır şakır mıştır. Köpekler müşahade altı yağmur yağıyordu. Immiştır. Saadet birdenbire susarak yüzüme . baktı. “E... devam etsene dedim. Yağ pla imar , caddesi müur neşenizi İactrdr galiba!,, Acr acı Olga ui Babi el seyerek d etti: Kar, pieeğ tında 10-12 numaralı dairede gı — Sen asıl gülünç, acıklı tarafını dinle, Birdenbire uvanarak sreradım | <ağından taşın macunlar odaya, yılarak yangın çıkmışsa da söndi ve yatağımda doğruldum. Odamm pencere kapaklarmı rüzgâr açmış, malişti siddetle carpıyor, salar salar yağan Seherin izi aranıyor vağmur damlaları iceri savruluyordu Anadaoluhisarında kaybolan or ve zavallı tafta elbisem sırsıklam ©İ-İ ği yaşında Seher adındaki kız h muştu. Karyoladan telâsla fırlavarak | bulunmamıştır. Seherin Kalayet vencereyi kapatıp elbisemi askıdan liğinde büyük bostan havuzunur indirince ne göreyim! Elbisem sade narında çorapları iskarpi wlanmakla kalmamss, nasıl oldıt#un0 | bulunmuştu. Bugün, Beykoz far hilmivorum, herhalde pencere kars" İma kumandanı ile sulh hâkimi te ör. açıldığı zaman takılarak boydan | oraya giderek tekrar havuzda 1 malar yapılacaktır. “ova vertilmist. Saadet mısmurtu. Yavasca! “Peki sonra” dedim. Esefle omuzunu silk. Bir katil yakalandı > Dün, Sarıyer jandarması Ri —'Tabit o elbiseyle baloya gidemez | bir adamı öldürmekten suçlu Os dim. Yağmur altmda ılanmaktan â- | ile kardeşi Ömeri yakalamıştır. | Aetn paravrava dönmüstü. Hela vertr. | ları, öldürülen adamm kardeşi #1 kocaman hip vara eihi etakini enn. | rada görmüş ve jandarmaya b Wvordu, Roska elhian bilmek ta tm. | vermiştir. Yalnız, bunlardan bir Tiner. Frtasi elini benim eni ü - katil ile alâkası olmdaığmı,maktı Köpek ısırdı Usküdarda Selâmi Ali mahal de Selimet sokağında oturan Sİ kadın, kucağında beyaz ev köp İ

Bu sayıdan diğer sayfalar: