16 Mayıs 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

16 Mayıs 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

H TAN azirandaki kKüsuf Güneş varken bazı yıldızların hakiki yerlerini tayin edemiyoruz Kasatane direktörü Fatin 79 Haziranda vuku bulacak küsufun ehemmiyetini izah ediyor Haziranın 19 unda bir (Tam gü-| neş tutulması) hadisesi olacaktır. Bütün dünya rasathane ve üniversi- | telerinden müteaddit ilmi heyetler, bu hadisenin tetkiki için muhtelif yerlere hareket etmişlerdir. Memle - ketimizde ve bilhassa Rusyada şim- diden Ohâzırlıklara (başlanmıştır. "Tam güneş tutulma hadisesi ilmi te- kâmüllerin yeni bir büyük tecrübe ye ihtiyaç gösterdiği dönüm nokta- lsrındaki düğümü çözebilmek için büyük bir fırsat vermesi itibariyle çok mühim görülmektedir. Ezeümle Aynştaynm ilimde bü - yük bir reform vücuda getiren rela- tivite (izafiyet) nazariyesi, ancak tam güneş tutulması hadisesi ile tahkik olunabilmektedir. Istanbul üniversitesi rasathanesin de yapılan hesaplara göre küsuf 19 haziran sabahı saat 4.58 de başlrya- cak ve 6.53 e kadar devam edecek- tir. Küsufu tam ise 5 i 52 dakika !8 saniye geçe başlıyarak 1 dakika 28,9 saniye sonra bitecektir. Memleketimizin birçok yerlerin- den gayet vazıh olarak görüleilecek olan bu güneş tutulmasını rasat et- mek için memleketimize birkaç ec - nebi ilim heyeti de gelecektir. Rasathane Direktörü Fatinin beyanatı Bu hususta bilgisine miracaat et- tiğimiz Kandilli rasathanesi direk- törü Fatin bize şu izahatı vermiş- ü “.- Haziranm 19 nda vukubula- cak olan külli küsuf, merkez hattı Yunenistandan başlıyarak İzmir, 1 - nebolu hattı ile memleketimizden geçecek ve Karadeniz üzerinden Rusyaya atlıyarak Sibiryadan Man- çuri ve Japon adaları vasıtasiyle Pasifiğe kadar uzıyacaktır. (Mezkez Sattı) karadan esl ititiariyle rasada müsait pek çok noktalar bu- Tanabilecektir. Bu noktadan bu de - faki küsuf hususi bir ehemmiy haizdir. Küsufun külliyet müddeti, yani güneşin tamamen kapalı kal - ması memleketimizde seksen saniye sürecektir. Bu miktar Sibiryada 2 dakika 28 saniye olmak üzere azami yi bulmaktadır. Küsnfun ehemmiyeti bu külliyet müddeti ile ölçülür. Çünkü yapıla- cak bütün ince rasadatın bu müddet içine sıkıştırılması zarureti vardır. Bu itibarin bu defaki kilsuf ikinci ve hattâ üçüncü dereceye düşmektedir. Çünkü vasati külliyet müddeti an - cak üç dakika kadar sürer. Küsufun tam olarak vaki olacağı yerlere bande totalite (külliyet şe- ridi) denir. Bu külliyet şeridi mem- leketimize Bergama civarından gire- rek, Balikesirin 25 kilometre aşağı" sından ve Bursa ile İneboludan ge- gerek İnebolunun 25 kilometre şi - malinden denize girecektir. Bu şe - riğin kalmlığı memleketimizde 102 kilometredir. Bu şerit üzerinde bulunan yerler küsuf devam ettiği müdetçe tama- men karanlık kalacaktır. İstanbulda güneş tutulması kısmi olacaksa da güneşin kutru yüz iti- bariyle 98,7 si tamamen kapanacak- tır. Ve en azami zamanını 5 i 55 ge- çe bulacaktır. Güneş tutulmasının ehemmiyeti Bu defaki küsufa ait bu umumi malümatı verdikten sonra güneş tu- tulmasına verilen ehemmiyetin se- bebi hakkında şunlar söylenilebilir; Küsuf tetkikinin ehemmiyeti he - nüz pek İlerlememiş olan güneş fi- ziğinden karanlık kalan bazı yerle- rin tenvir olunması bakımmdan ge- Bir. İçinde bulunduğumuz tabiat ta- havvülleri tamamen güneş fiziğine bağlıdır. Arzımızdaki tabiat tahav- vüllerinde kapalı kalan noktelarm ayâmlanması için güneş fiziği üs - tündeki bilgilerimizi çok ilerletmek, yani tabii tahavvüllerini iyi anlama- miz lâzımdır. Bugünün fiziki terak- kiyatı, bilhassa bu lüzumu gittikçe kuvvetlendirmektedir. Gözönünde tutmak lâzımdır ki, bütün ilmi tetkiklerde kullanılan tecrit usulünü güneş Üzerindeki tet- 'kiklerimizde de kullanabilmek imkâ- nmdan mahrumuz. Çünkü güneşte- Rasathane Direktörü ki bütün tabint kuvvetleri müştere- ken gelip, beraber icrayı tesir et- mektedirler. İşte bu kuvvetleri tec- rit edebilmek ancak külli küsuf hâdisesi vaki olduğu zaman mümkün olabiliyor. İşte küsufa verilen bü- tün ehemmiyet bu nokta üzerinde toplanır. Rasat edilmeğe müsait külli kü- suflara üç dört senede bir raslıyan küsufun tetkik zamanı ise Üç daki- kava münhasırdır. Bu itibarla güneş, güneş fizikini tetkik edebilmek için senede bir da- kikalık bir zamana malikiz demek- tir. Işte on binlerce lira sarfiyle, uzak memleketlere müteaddit heyetler göndererek ve küsuf şeridinin her tarafına dağılarak bu kadar zahmet lere girişilmesi bu çok kısa müddet- ten azami istifadeyi temin edebil - mek gayesine matuftur. Neler tetkik olunacak? Fatin #letlerinin başında Bu küsufta ayrıca yeni bir usulü tetkik daha ilâve edilmiştir ki oda beş altı bin metre yükselerek sani- yede üç dört bin kilometre ile koşan klisuf gölgesinin sinemasını almak- tır. Büsbütün başka bir tipte olan bu heyeti rasattan şayanı dikkat bazı neticeler almabileceği umulmakta - dır. Bütün bu tetkiklerin yapılması küsuftan evvel ve sonra olmak Üze- re bir aylık bir zamana ihtiyaç gös- terir, Bunun için her yerde hazırlık- Jara başlanmıştır. Biz, rasat mevkii olarak Uludağı intihap ettik. Gerek mevkiin yük- İsekliği ve gerekse intihap ettiğimiz yere kadar muntazam bir ose bulun İ ması bütün âletlerin kolaylıkla nak- line imkân verdiği için en iyi bir ra- #at mevkiidir. Biz oraya on beş gün sonra hareket edeceğiz. Bu iş için İ- cap eden büyük âletlerle mileehhez değilsek de tetkikatımızın büyük bir kısmını başarabileceğiz.,, Kümuflarda © um “ bilin meal aa EE İN üniversite Resahemesinde lan tahavvülleri, havadaki elektri - kiyet, arzm mıknatısiyet ve elektrik ahvali tetkik olunduğu gibi günesin gönderdiği radyasyonlarda görülen tahavvüller velhasıl arz fiziğine ait bütün hadiselerin küsufla müterafik olarak gösterdikleri tahavvüller öl- çülür, Bundan başka ziyadar gördüğü- müz güneş sathmın Üzerini kanlıyan muhtelif tabakaların fotoğraflarla zaptı ve bilhassa İspektrograflarla bünyelerinin tetkiki çok mühimdir. En ziyade ehemmiyet verilen nokta da bu bünye tetkikidir. Bunun için pek büyük âletler bin türlü meşek- katle uzak yerlere götürülüyor. İzafiyet nazariyesi Küsufta tetkik olunacak en mü- him noktalardan biri de relativite (izafiyet) nazariyesidir. Bugün fen- nen sabit olmuştur ki gördüğümüz ziya gibi şua kudretleri maddenin küçük birer cüz'üdürler ve madde evsaf ve havasını haizdirler. Şu hal- de, cazibeli umumiye kanununa gö- re bu şuaların, yanımdan geçtikleri herhangi bir cisim tarafından cez- bolunmaları lâzımdır. Bizim semada gördüğümüz yıldız lardan bazılarmın güneş civarında görünmeleri demek, bu yıldızlardan gelen şua mâhreklerinin güneş ci- varından geçmesi demektir. Şuala - rın müsavi oluşunu ve binaenaleyh güneşin cazibesine tutulacaklarını kabul edince ziya mahrekinin gü - neşe doğru iğrilmesi lüzumunu da kabul etmek lâzımdır. Şu halde biz, yıldızları hakiki yerlerinde göremi- yoruz demektir. Küsuf zamanında bu yıldızlar gö- rülebileceğinden, bunların büyük â- letlerle fotoğrafları alınır ve malüm olan mevkilerinden inhiraf edip et - medikleri tetkik olunur. Bu teerü- belerden alman neticeler de izafiyet nazariyesi ile tevsif edilmek isteni- Jir, Şimdiye kadar yapılan tecrübeler den bazıları bu nazariyeyi tevsik et- miştir, Fakat bu o derece ince bir ame- liyedir ki, kavis saniyesi ile bir bu- çuk saniye olan, bu tebdili mevkiin meydana çıkarılması, işin içine ka- rışan birçok hatalardan dolayı kabil olamıyor. Bu küsufun külliyet müddeti bin- nisbe az olacağından bü tetkike pek müsait değildir. Diğer taraftan İstanbul üniversi- tesi rasathane heyeti de küsufu tet- kik etmek üzere hazırlıklara başla- | mıştır. Üniversite heyeti, profesör Freundlieh ve Veber ile Dr. Gleise- mir ve bayan Pişmiş'ten mürekkep olmak üzere altş kişilik bir heyet halinde Bilecik Oo yanmdaki Kırklar tepesine gidecektir. Heyet on beş gün sonra hareket edecektir. Bu he- yetten Dr. Gleissberg şu izahatta bulunmuştur: “ Güneş tutulma £ hadisesinde tetkik olunacak bütün şeyleri tetkik etmek için icap eden âletlere tama - men malik değiliz. Bunun için yapa- cağımız tetkikler, bulunduğumuz noktanın coğrafi vaziyetlerinin tam bir sıhhatle tayin edilebilmesinden ibaret kalacaktır. Bu iş için harita umum müdürlüğü ile beraber 'çalı- şıyoruz. Uç hafta evvel üç kişilik bir heyet en müsait yeri aramak üzere tetki- kat yaptı ve Bilecikteki Kırklar te- pesini muvafık gördü. Bu tepenin coğrafi mevkiinin tem bir sıhhatle tayini haritacılığımız için büyük bir kazanç olacaktır.,, Memleketimize gelecek heyetler Güneş tutulmasmı memleketimiz den rasat etmek üzere iki ecnebi heyet bugünlerde şehrimize gelecek- lerdir. Bunlardan biri Fransa astro- nomi Cemiyeti reisi kont Plonivelin diğeri de Bükreş rasathane müdürü Profesör Doniç'in riyasetinde olmak üzere birer heyet halinde gelecek - lerdir. Bunlar rasat için en müsait yerin neresi olduğu hakkımda Kandilli ra- İetmişler ve kendilerine Uludağm İ vaziyeti bildirilerek burası tavsiye | olunmuştur. ——————— Feci bir tayyare kazası Atina, 15 (Tan) — Tatoy askeri tayyare karargâhma mensup bir ta- lim tayyaresi talimler yaparken ma- param parça olmuş ve içinde bulunan zabit ölmüştür . Kral Jorj'un Korfo seyahati Atina, 15 (Tan) — Kral Korfo ada sma yapacağı seyahati önümüzdeki sali gününe talik etmiştir. berg, asistan Okyay, Nüzhet Toyde- | sathanesi direktörü Fatin ile temas! SAĞLIK ÖĞÜTLERİ Kanda şeker azalırsa Kanda şeker lüzumundan fazla | olduğu vakit herkesin bildiği şeker hastalığı peyda olur. Bilirsiniz ki şeker adalelerin işle- mesi, bedenin hareket etmesi için lüzumlu bir gıdadır. Yeni bir keşfe göre beyin bile kandaki şekerden kuvvet alarak fikir hasıl eder. Bu işler için kanm içinde dalma bir lit- re kana nisbetle bir buçuk nihayet bir gram lâzımdır. Kanm içindeki şeker bu nisbet- ten aşağı düşünce kara ciğer kendi sinin sakladığı ve şeker hâsıl eden maddeyi kullanarak kana hemen şe ker gönderir. Bu da yetişmezse yağ- dan, hatta etten şeker yapar. Yine kanm ihtiyacını temin eder. Fakat kara ciğerin böyle cömert- liği, okadar faaliyeti bedava ol- maz. Kanda şeker azalmca bütün vücutta birtakım rahatsızlıklar mey- İ dana çıkar: İlk önce insanın şiddet- le karnı acıkır, mideye burkulmay- la birlikte sancılar gelir, midenin Jigindeki ekşilik birdenbire (o artar, Sonra bütün bedene derin bir yor- gunluk basar, zihin uyuşur, insan siyade sinirli olur, sebebsiz olarak her şeye kederlenir. titreme gelir, yukardan aşağı ter basar, kanda şe kersizlik devam edrse adaleler çid- detli sancile burkulur, tıpkı şekerin fazlalığından gelen hastalıkta oldu- ğu gibi, ıspazmez ve en sonra derin baygınlık gelir, Bazılarında şeker eksikliği böyle şiddetli hallerle belli olmaz da pek hafif, hemen belirsiz gibi olur. Bun- lara sadece sinirlilik derler, kanda- ki şeker miktarı tahlil edilse bile çok defa tabii nisbette bulu- nur, Halbuki bu halleri gösterenle- re şeker yedirilince sinirlilik hemen kaybolur, sinirliliğin bu türlüsünün kanda yeker azlığından ileri geldi- ği tahkik edilmezse insan gittikçe zayıflar, erir. Şeker hastalığınm aksi demek o- lan bu hastalık şekeri yahut şeker yapacak maddeleri az yemekten ile- ri gelir. Bazıları da şiddetli ve de- vamlı çalışmalarla fazla şeker ya- eker ekirirlade —Ranvşelerdağl lir. Çocuk emziren annelerin de süt- leri içinde fazla geker çıkar- dıkları olur. Fakat kan- da şeker eksikliği en çok defa, kanı eriten dahili guddelerin büzülerek şekeri fazla eritmelerinden ileri ge- lir. Az çok şeker yiyince (o bütün bu rahatsızlıklar, hiç olmazsa kısa bir zaman İçin, geçer. Demek olur ki bu hastalığın rahatsızlıkları acı olsa da ilâcı tatlıdır. Ancak, sadece ge- ker yemekle iş bitmez. Kanda şeker azaldığını anlamak için idrarı tahlil ettirmek te yetişmez. Çünkü (O böb- rekler fazla şeker çıkarır da kanda yine şeker az olabilir. Bundan dolayı, kanda şeker azlı- ğını anlamak için, mutlaka kandaki şekeri tahlil ettirmek, sonrada bü azlığın hangi sebepten İleri geldiğini araştırmak lâzımdır. Bunlar da #i- zin kendi yapacağınız işler değil, an- cak hekim işidir. Zaten sebep bulun- duğu vakit ilâcı da yalnız şeker ye- mekten ibaret kalmaz. Yine ancak| hekiminizin tayin edeceği başka tür- lü ilâçlar da vardır. Sizin yapacağı- nız şey, kanda şekerin azlığından şüphe ettiğiniz vakit, hekiminize müracaat etmektir. Lokman HEKİM Mora yarımadasında müsellâh miting yap- mağa hazırlanıyorlar Atina, 15 (Tan) — Liberal parti- sine mehsup Selânik saylavları dün buraya gelerek grev esnasındaki kan kı hâdiseler hakkındaki kanaatlerini İ parti lideri Sofulise o anlatmışlardır. Sofulis de Başbakana bunları izah €- decektir. Ahali partisi gazetelerinin Selânik teki liberal saylavlarının hâdiselere sebebiyet verdiklerini yazmalarma karşı gazetecilere beyanatta bulu- nan Selânik saylevları kendilerinin hükümetin malümatı tahtında bu işe müdahale ettiklerini ve bu suretle Selânik zabıtasmna bizmet etmiş bü. lundukları söylemişlerdir. Prolya liberallerin Selânik hâdiselerine karışmış oldukları hak- kındaki şayiayı şüpheli görerek ko- münistlerin More yarmadasi Üzüm - cülerini müsellâh bir miting yapma- ğa teşvik etmekte olduklarmı yazı- yor. 16-5. 86 HERGUN BIR ROPORTAJ Pilotsuz tayyare nihayet icad edil iyor mu? Bir genç, “Ben, bir tayyareyi otomatik surette ve iste- nilen hedefe sevkedebileceğimi iddia ediyorum!,, diyor Boylu boslu bir delikanlı idi. Ağır başlı bir adam gibi konuşuyordu. Koltuğunun altındaki (o çantadan üzeri birtakım hendesi şekillerle do- lu kâğıtlar çıkardı: — Bunlar, projelerim... Sonra ilâve etti: — Keşfime ait projeler... Bu “keşif, sözüyle, kafamın hsl- kasına nasıl bir istifham çengeli tak- tığının farkında değildi. Kendi kendime: — Yoksa, bu da “onlar, dan biri mi? diye düşündüm. Ve memleket msliyesini (ıslaha karar veren mü- tahassıslar, altın yapmağa kalkışan fen adamları; devri dalm makinesi kâşifleri birer birer gözümün önüne geldiler. Delikanlıya sordum: — Keşfim dediniz, değil mi?.. — Evet!.. — Demek, bir keşifte bulunduğu- nuzu iddia ediyorsunuz ?.. Yüzü hafifçe kızardı: — Heniiz tatbikata girişmedim. Fakat; bu işi, bir fen heyetinin hu- zurunda, ispata hazırım. İçimdeki şüpheyi bir türlü yene- miyerek: — İlkin adınızı öğrenelim... de dim. — Adım Muzaffer İlterman... Sen Benuva Fransız mektebinin son #i- nıfmdanım. Ayasofyada, Soğukçeş- me sokağında (2) numaralı evde 0- turuyorum. — Gelelim keşfinize... Muğaffer İlterman, haröketlerine hiç bir gayri tabilik Okatmadan, keşfi hakkında şu izahatı verdi: — Ben, bir tayyarenin içinde pi- lot, makinist, telsizci olmadan, oto- matik surette, istenilen istikamette, istenilen hedefe sevkedilebileceğini idiz ediyorum. Tayyare, bir merkezden kalkacak, evvelce mesafesi tayin edilen (o her- hangi bir nokta Üzerine gelince, ken di kendine orasmı bombalıyacak, an gere öğ bulaş AREA noktaya dönecek... Tayyarede lüzum görülecek yerlerin fotoğraflarinı çı- karmak için otomatik makineler de bulunduracağım. Böylelikle düşman toprağı üzerinde, hiç bir fedakârlık yapılmadan, istenilen malümat alı nabilecektir. Otomatik makinelerle teçhiz edi- lecek olan bu tayyareler, insan eli değmeden, bütün uçuşlarını — yapa” cak, bombalarını atacak, zehirli gaz larını kullanacaktır. Benim projesini çizdiğim tayyare, bir insan dimağı kadar hassastır. Bütün ihtimalleri en ince teferruatı- na kadar tesbit ettim. Hesapları ön- ceden yapıldığı için tayyarenin me kadar zamanda, ne sür'atle, seyre- derek hangi saat ve dakikada, hangi istasyonda bulunacağı bellidir. Tsy- yare, içinde kimse bulunmadığı hal- de, havalandırılır. İki merkez arasm daki mesafeyi, muayyen zaman için- de kateder ve tam tesbit edilen sa- niyede hedefine varır. Düz uçuşlarda ve iniş seyri esna- ında tayyarenin otomatik telsiz ci- hazları, mütemadiyen işler ve mer- kezleri, vaziyetten hâberdar eder. Merkezler, tayyarenin hangi saat ve dakikada, kaç metro irtifada, sey- rettiğini böylelikle anlarlar. Tayyare, uçuş esnasında, fırtma, yağmur, kar, cazibe ve şimşek gibi hâdizelerin tesiri altında kalırsa, bunu da merkezlere telsizle bildire- cektir. Otomatik tayyarelerin, harpte bil- hassa büyük yararlıkları dokunaca- ğını tahmin ediyorum. Çünkü, bun- lar, hiç el dokunmadan, istenilen he- def Üzerine, bombalar atabilecekler, araziyi gaza bulayacaklar sun'i bu- lut istihsal edebileceklerdir. Seferini yapan tayyarenin istas- yonlardaki telsiz alıcı o makineleri vasıtasiyle, sesin! bile işitmek müm- kün olacaktır. Bu sayede, tayyare- Bin yolda bir kazaya uğrayıp uğra- madığı da kolaylıkla anlaşılacak- tır.,, Genç küşif, bana bunları anlatır - ken, falan kapılmıyordu. Gayet basit bir mevzu üzerinde ko - nuşuyor gibi idi. — Keşfiniz, mükemmel... Değim, fakat sanırım henüz tatbikatına geç- mediniz ?.. — Hayır... Çünkü tatbikala geçe- bilmek için herşeyden evvel para İs- ter. Bende ise para yok... Para olma- dıkça da korkarım, projelerim, kâğıt Muzatter titerman üzerinde kalacak. Şimdi, benim bir | mesai arkadaşma ihtiyacım var. Bu arkadaş, keşfimi ispat edebilecek va» | sıtaları bana temin ederse, keşfimi | bir mütahassıs heyet huzurunda is“ pata hazırım!....,. Bay Muzaffer'e: — Tayyarecilikle meşgul oldunu$ mu? diye sordum. — Hayır! dedi. — Şimdiye kadar tayyare (le uçup uçmadığı sualine de, henüz buna fir” sat bulamadığı cevabını verdi. Bununla beraber, (o alâkadarların yerinde olsaydım, bu çocuğu, bir he“ yet huzuruna çıkararak, iddialarmı ispata davet ederdim. Ummadığın taş, baş yarar, derler. Bazan böyle umulmadık bir çocuk Obaşmda di dünyanm seyrini değiştirecek hari kalar doğabilir. Salâhaddin GUNGOB ———————— > Poliste Perver dili tramvay »- otobüs kazası oldu Eminönü ile Kurtuluş arasında iiyen Nahidin idaresindeki birin mevki tramvay arabası, Pangaltı pöf tanesi virajnı dönerken yanında geçmek istiyen Mahmut Nedimin 48* re ettiği kamyonla çarpışmıştır. Çe” pışmada tramvayın ön sahanlığı” tahta kısımları kırılmış ve kms” camlardan da vatman Nahidin yüfü yaralanmıştır. Otobüsün de ön lekleri hasara uğramıştır. Şoför VW kalanmış ve tahkikata başlanmışi”” Bıçakla ağır yaraladı Beyoğlunda Ağaçeşme sokağı İki ahırlarda çalışın Yaşayi ile met kırık bir şişe yüzünden ka' ya tutuşmuşlardır. Kavga esi Ahmet Yaşariyi biçakla sol bö den ve kolundan ağırca yaralamıdil. Yaralı hastaneye kaldırmış #059 İl yakalanmıştır. Mücevher hırsızları henüf tutulmadı Aksarayda Nadirenin evine BE İ kadının mücevherlerini alarak kasi” iki meçhul hırsız henüz Yi mıştır. Polis tahkikatmı geni ve meselenin tahkikine emniyet ei şube direktörlüğünün her ÜŞ si de memur edilmiştir. Polis İS rindedir. Karısını ağır yaralad! > Gibalide Osman Bey hanındt ir ran Ismail, dün gece karısle “e ga etmiş ve karısı Adnanı Kadı” iki yerinden yaralamıştır. yarası ağır olduğundan kaldırılmış suçlu yakalanmıştı” Başparmağını kaptırdı. Gazlıçeşme deri fabrikasmd? g telik Hasan, dün, fabrikiğu, * hşrken elini makineye kapri Ar car ir Otomobil çarpt! Zeki adında on iki yaşar çocuk Galata köprüsünden 1831 numaralı otomobilin den iğ ne uğramış, muhtelif yerl a) ralandığından bastaneye | tar, Kaçan şöför aranmaktsÖ””.

Bu sayıdan diğer sayfalar: