23 Mayıs 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

23 Mayıs 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

mm EKONOMİ PİYASA VAZİYETİ Yumurta satışlarındaki hararet devam etmektedir. Dün bir Ispanyol vapuruna 7000 sandık yumurta yük- lenmiştir. Ayni vapur İzmir Himanın- dan da İspanyaya götürmek Üzere yumurta alacaktır Almanya ve Çeko #lovakyadan yumurta talipleri art- maktadır. Tiftik piyasasında satışlar ayni harareti muhafaza etmektedir. Birkaç gündenberi piyasada yeni se- ne mahsulü satılmaktadır. Geçen se- re mahsulüinden piyasada “stok kal- mamıştır. Bu sene Ege mıntakasın- da Üzüm mahsulünün çok İyi olacağı anlaşılmaktadır. Amerikadan alınan haberlere göre, Amerikada çekirdek siz üzüm yetiştiren mıntakalarda bağlara don vurmuştur. Bu yüzden üzümlerin yüzde yirmisi ziyan gör- müştür, Modesto eyaletinde donlar yüzünden üzüm bağları yüzde sek- sen derecesinde ziyana uğramıştır. Netice itibarile bu sene Amerikada üzüm rekoltesinin tahmin edildiğin- den çok eksik olacağı tahakkuk et- mektedir. Buğday fiyatlarındaki düş künlük devam etmektedir. Borsada ekstra yumuşak © buğdaylar üzerine 6 kuruşla 6 kuruş 30 para arasında Tayamele olmuştur. Mısır fiyatlarm- daki yükseliş henüz durmamıştır. İs- tanbul borsasında fiyat 6 kuruş 10 paradır. Yeni mahsul idrak edilince- ye kadar bu yükselişin devam edece» ği anlaşılıyor. Kambiyo borsasında Kambiyo ve esham ve tehvilât borsasında ünitelerin fiyatları düş- mektedir. Dün Paris borsasından Ünitürk üzerine 221 franka kadar fiyat gelmiştir. Halbuk! evvelki gün gelen fiyat 223 franktan son günler- de Cümhuriyet Merkez Bankası tah- villeri üzerine çok iş olmaktadır. Bir hafta evvel 66 lira 25 kuruşa ka- Gar satılan tehviller, bir iki gün için- de 67 liraya kadar yükselmiştir. Filistin bizden buğday alacak? Tu sene Filistinde Telâviv şehrin- de açılan sergide Türk pavyonu bü- yük bir rağbet . görmüştü. Pavyon- da Türkofis tarafından hububat-kol- leksiyonu teşhir edilmişti. Kolleksi- yon alâkadarlar tarafından büyük bir rağbet görmüştür. Alman haber- lere göre, Filistin bu sene memle- ketimizden mühim miktarda buğday alacaktır. Ziraat Bankasına Filistin- deki firmalar tarafından müracaat- lar başlamıştır. Telâviv panayirinde Arap firmalarmdan biri Türkiye mallarını Arabistanda satmak için Türk pavyonundaki Türkofisin mü- messiline müracaat etmiştir. Bu mü racaat ehemmiyetle tetkik edilmek- tedir. Telâviv panayirine Türkofis tara- fından yumurta kolleksiyonu da gönderilmişti. Türk pavyonuna mü- racaat eden firmalar, Türkiye yu - murtalarından alacaklarmı bildir - mişlerdir. Türk opaviyonunda tuzlu ve tütsülenmiş balık nümuneleri de çok rağbet görmüştür. Telâviv panayirindeki Türk pav - yonundaki Türkofisin o mümessili yazdığı bir raporda, Türk pavyonu- nun büyük bir rağbet gördüğünü, gerginin iki memleket arasmdaki mü nasebetlerin inkişafın bir vesile teş kil etiğini yazmaktadır. No. 81 Âdemle Havva Pazar günkü gezintiden sonra bu fabrika şehri bana pek sıkıntılı gel- meğe başlamıştı. Hayalle beraber ol- madiğimiz akşamlar canım sıkılıyor. Madam Hanriyet soruyor: — Misafirleriniz bir daha gelme- Aller. Davet etsenize! Az kalsın üstüne atılıp ağzımı ka- Nezaketsizlik etmemek, bir şey hissettirmemek için sert bir hare - ketle başımı salladım. — Yalnızlıktan şikâyetim (yok madam. Şeytan kulağma kurşun derler, he derler. Aleksandrm yine bir ml- nasebetsizlik edeceğinden öyle kor- kuyordum ki! * Bu hafta uğursuz geldi. Hayalin babası hastalanmış. Tel- graf çekti. Gece Hayalle telefonla konuştuk. Yarım Nise döneceği için ilk trenle beni istiyor. Hayal babası çok sever. Zaten ba ba kız adeta arakadaş gibiydiler. Kr | üç milyon kilo Türkiye - Çekoslovakya arasında yeni imza olunan ticaret anlaşması, 1 Hazirandan itibaren tatbik edile- cektir. Yeni anlaşmanın iki memle- ket arasındaki ticari münasebetlerin daha ziyade inkişafına hizmet ede- ceğine şüphe yoktur. Bu münasebet- le miemleketimizle Çekoslovakya ara smdaki ticari münasebetler hakkm- da yaptığımız bir tetkiki aşağıya dercediyoruz : Çekoslovakya Türkiyeden en ziya de tütün ve kuru meyve almakta « dır. Bu seneki ticaret anlaşması mu- cibince, Türkiyeden 3 milyon kilo tü tün alacaktır, Bu mikdarın bir mil- yon kilosu işlenmiş olarak ihraç edi- lecektir, İstatistiklere göre, Çekoslo vakyaya olan tütün ihracatımız art- maktadır. 930 senesinde Çekoslovak ya bizden ancak bi milyon liralık tütün alıyordu. Son senelerde aldığı tütünün kıymeti bir milyon 158 bin lirayı bulmuştur. Çekoslovakya, ku- İru meyvelerimizden en ziyade fm - dık, ceviz, üzüm ve incir almaktadır. Fındık ihracatında, Almanyadan son ra Ikinci derecede bir müşterimiz sa yılmaktadır. Bu sene Çekoslovakya ile olan ihracatımız daha zi: nişlemiştir. Kuzu derisi, ti ye kadar Çekoslovaky mezdi, Bu mallar Üzerine ilk defa olarak talepler başlamıştır. Pamuk ihracatı da artmaktadır. Son sene- | lerde, Çekoslovakyaya halı satışları azalmıştır. Maamafih, halı ihracatı- nin azâlışi daha umumi bir sebepten ileri gelmektedir. Çekoslovakyadan İ Türkiyeye gönderilen malların ba - şında pamuklu mensucat ve pamuk ipliği gelmektedir Maamafih son bir kaç sene içinde, Çekoslovakyanın İnm hususiyetlerini Çekoslovakya - Türkiye ticareti Çekoslovakya bizden bu sene tütün alacak bize olan pamuklu mensucat ithalâ- tında bir azalış görülmektedir. İsta- tistiklere göre 930 senesinde Çekos- lovakyadan bize 306 bin küsur lira- ik pamuklu dokuma gelmişti. Bu mikdar 932 senesinde 165 bin liraya diğer seneler daha az bir mikdara düşmüştür. Bunun böyle oluşundaki en biyik sebep, Türkiye pazarında, Çekoslovakya mallarının rekabet €- dememesidir. Bilhassa 934 senesin - den sonra Japon dokumaları pek u- cuz fiyatlarin Türkiye pazarmı İsti- lâ etmiştir. Bundan yalnız Çekoslo- vakya pamuklu dokumalar: değil, ay ni zamanda İtalyan pamukluları müs teessir olmustur. Pamuk ipliği itha- lâtı da ayni derecede azalmıştır. 930 senesinde Çekoslovakyadan bize 1 milyon 589 bin liralık pamuklu do-| kuma gelmişti. Bu mikdar 932 sene- | #inde 828 bin liraya, bunu takip eden senelerde dahr mz bir mikdara düş- müştür. Japon pamuk iplikleri de Çekoslovakya satışlarma büyük dar- be vurmuştur. Maamafih Çekoslovak ya mallar; Türkiye piyasasında bü- yük bir mevki tutmaktadır. Japon malları kalite itibarile aşağı olduğu için, alıcılar, Çekoslovakya malları- gözönünde tut- maktadır! Çekoslovakyanın bize sattığı eşyanın arasından porselen ve zücaciye eşyası da büyük bir ye- kün işgal etmektedir. Geçen sene içinde Çekoslovakyadan bize 103 bin liralık porselen ve zücaciye eğ yası İthal edilmiştir. Çekoslovakya» nın bize olan kfığıt satışları da azal- mıştır. Buna da sebep, Feninadiys- nın dünya piyasalarına, diğer mem- leketlere nisbetle daha ucuz kâğit vermesinden ileri gelmektedir. Orta Anadolu için » İdeal bir buğday tipi aranıyor Ankara Ziraat enstitüleri, Orta A- nadolu iklimi için yeni bir buğday Gpi aramaktadır. Buna şu sebepler- den dolayı ihtiyaç görülmüştür: Ku- raklıktan en çok muztarip olan yer- ler orta Anadoludur. Orta Anadolu- daki buğday mıntakaları yaz sıcak- larmdan çok müteessir olmaktadır. Henüz kızgın sıcaklar ve kuraklık - lar başlamadan evvel buğday mah - sulünün idrak edilmesi lâzımdır. Bu suretle kısa bir zamanda neşvünema bulacak buğday tipi aramak için, enstitünün lâboratuvarlarında, bah- gelerinde tecrübelere devam edilmek tedir. Bulunacak buğdaya ideal buğ day denilmektedir. Ankara Ziraat enstitüleri, araştırmalar neticesinde idesl buğday tipli bulunacak olursa, Orta Anadolu buğday müstahsllleri, kuraklıktan kurtulacaklardır. Ziraat Enstitüleri buna muvaffak olursa bu, Türkiye ziraat hayatında bir dö nüm yeri olacaktır. zından ayrıldıktan sonra Şevket Va- mık Beyin neşesi kaçtı. Sık sık ta has talanıyor. İstanbul dönüşü de mühim- ce bir anjin geçirmişti. Şimdi artık villânın ev kadınlığını gören Hayalin eski mürebbiyesi altmışlık Mis Janet nekadar olsa Şevket Vamık Beye ba kamıyor. Zaten telgrafı çeken de Mis Janet miş. Hayalle buluştuğumuz zaman o sa- bahm on buçuk trenine yetişmek için hazırlanmıştı, Çok müteessir. — Babam beni korkutuyor Küm. İran, dedi. Bu anjin sıklaşmağa başla-| dı. Onu teselli için dilimin döndüğ”" kadar bir geyler söyledim. Hattâ: — İstersen ben de geleyim! Dedim. Razı olmadı. Lüzum görürsem seni çağıracağım, dedi. Onu trene bindirdiğim zaman çok dalgmâr. Hislerine hâkim olmağa ça- Tışıyordu. Hayalin yüzü gittikçe küçülerek kaybolduğu zaman benim de gözle - rim yaşardı. Bu kadın benim için herşey. » Sevinçler gibi acılar da sıra dalga- lar gibi biribirini kovalıyor. Zeytinyağı Dünya mahsulü geçen senekinden noksandır Istanbul zeytinyağı piyasası dur- gunluğunu muhafaza etmektedir. Mevcut stokların gelecek mevsime kadar kifayet edeceği bildirilmekte- dir. Flatlar bir değişiklik arzetmiye- rek şöyledir: Ekstra 60 kuruş, Sa - bunluk 41 kuruş. Ege mmtakası zeytinyağı piyasa- sında durgunluk ve gevşeklik devam etmektedir. Fiatlar şöyledir: 5 asit- li 38, 5 - 39 kuruş, yemeklik 41 - 44 kuruş, Muhtelif Avrupa, Asya ve Afrika memleketlerinden alman haberler - den, cihan 1935 » 36 zeytinyağı istih- salinde umumiyetle 1934 - 1935 mah sulüinden noksan olduğu anlaşılmak- tadır. İtalyada 1935 - 36 mevsiminde 1s- tihaal olunan yağ miktarı normal- den ve bir evvelki sene mahsulün - den aşağı olarak tahakkuk etmiştir. İtalyadaki piyasa durumu, bazı bölgelerde hazır mal tükenmiş oldu- undan fiatlarda hafif bir yükselme hareketinden başka kayde değer bir telşa düşürmüşken İstanbuldan da- ha aci bir haber aldım. Babam son mektubunda annemin hastalığı ağırlaştığı yazmıştı. Bir hafta sonra bizim İzmirdeki amca- mın damadından bir mektup aldım. Doktorlarm artik ümit kestiklerini söylüyordu. Bu sabah yine o bir mek tup yazdı ve felâketi haber verdi. Ba bam çok müteessir olduğu için bana haber vermesini söylemiş. Zavallı annem! Melâlke gibi kadmdr. nce ruhlu, zevk sahibi bir kadındı. Bizim eski terbiyenin iyi taraflarmı benimsemiş açık fikirli bir kadındı. Beni de nekadar severdi. Bütün şi- marıklıklarım ve sonra çapkınlıkla- rım onun hoşuna giderdi. Beni bir gün olsun yüzlemedi. Fakat bu ağır başlılığı ile o kadar da kendini say - dırırdı ki! Çok ağladım, Bu fena haberi Nise, Hayale yaz mak istemedim. Kızm zaten sinirle- si bozuk. Şevket Vamık Bey da has- talıktan yeni kurtuldu. Onlara böyle bir ölüm haberi vermek doğru değil. Şevket Vamık Beyin anjin krizi böyle korkulu gibi gelip geçiyor. Bir iki hafta perhiz, istirahat, sonra unu- BORSA - PİYASA 22 MAYIS CUMA Para Borsası ALş Sterlin 422 1 Dolar 125 20 Fransız frangı 163/— 30 Belçika frangı 80,— Bim 20 Drahmi 20 İsviçre fr. 20 Çek kuron Yen İsveç kurana İsveç kürenu İspanya pezeta Eshoam İş Bankası Mü. , N 3, (09,16 5,0, 2 A, Harnilim Anadolu “& 60 100 Bomonti Nektar Terkon Aslan Çimento Merkez Bankası amanlı 0 kası Sarı Merkez Eczanesi İstikrazlar Türk Borcu İ Kupon kesik me iel İstikrazı dahili Kupon kesik Ergani A BC. Sıvas Erzurum ein kesik Mısır Tahvilleri 1886 4 — 1903 1) K. kesik 8850 1911 II K. kesik 83,50 Tahvilât Rihtm Anadolu 1 ". Kupon kesik S0 84,50 10,35 43,50 47.50 51,20 me Sergi nerede açılacak? Bu sene yerli mallar sergisinin ne rede açılacağı hakkında bir karar verilememiştir. Sergi, Haziran orta- larında açılacağı için, Galatasaray sesinde olmasına imkân yoktur. Çünkü Galatasaray lisesinde imti - hanlar bitmemiştir. Taksim stadyomu hatıra gelmiş « tir, Fakat Haziran ortalarında bura- da müsabakalar yapılacağı için bu- rada da sergi açmağa imkân görüle- memistir, "Taksim bahçesi hakkmda henüz bir karar verilememistir. Bugün Sa- nayi Birliği idare heyeti toplanarak serginin nerede açılacağı hakkımda görüşecektir. Anadolu Mümessil tımlar yerli ihtiyaçlar içindir. Son fiatlar şunlardır: Ligurla fins İmperla rafinato Puglia ekstra Adi 620 Liret 620-825 580-590 550-565 Hayal, babasının biraz iyileştiğini yazmakla beraber deha bir müddet onu yalnız bırakmak istemediğini de ilâve ediyor . Annemin haberini versem koşup gelecek! Fakat biliyorum ki, babası. ni çok sever. Istanbula zaten Şevket Vamık Be. yin rahatsızlığını yazmıştım. Bu va ziyette annemin haberini vermediği mi de ikinci bir mektupla bildirdim. Duydular da alâkadar olmadılar demesinler, Fakat insan acılarile yalnız maktan sıkılıyor . Yanımda Hayal olsaydı herhalde bu kadar muztarip olmazdım. Tesa - düf işte! Bir iki gün mektebe de git- medim, "Evden çıkmadım. Uçüncü günlü bizim baş belâsı A- leksandr damladı. — Hasta musıri, görünmiyorsun! Diyordu. Dedim ya. Acılı zamanlarda İnsana bir kedi bile dost görünüyor. Aleksandra anlattım. Çok alâka - dar oldu. Beni bırakmadı. Oyaladı. Gevezelikler etti, Adeta açıldım, fe- rahladım. Şimdi ben onu bırakmak istemiyor kal. Şevket Vamık Beyin hastalığı bizi tup gidiyor, dum. Evl Ankaradan O. M. V. imzesiyle: “On sekiz yaşındayım. Çok höşu- ma giden bir genç var. Onu pek nü- dir görüyorum ve konuşamıyorum. Pek sert bir annem var. Başımdan rum. Ne yapayım da bu gençle görü. BEYİM, Küçük bayan. Anneniz çok İyi Yapıyor. Sizin gibi afacanlar ancak sıkı bir nezâret altında bulundurul - malıdır. Yoksa, bundan en evvel, piş- man olacak gene sizsiniz. Anneniz si- İzin hesabınıza, emin olunuz ki, daha iyl düşünüyor. Ona kızmayınız. Te-| şekkür ediniz. Sevdiğiniz gence ge - Vince, bunu annenize söyleyiniz. Çe- kinmeyiniz. Anneler, kızları için ay» ni zamada bir arkadaştır. O, arar, $orar, tahkik eder, bu gencin sizin gösterdiğiniz alâkaya lâyık olup ol - madığını anlar ve icap ederse, O kal- İbinizin düğümünü çözer. * Gönül kocamaz Istabuldan Halit imzasiyle: “Benim yaşımda bir adamın siz - den, bahusus böyle bir mevzu üserin- de nasthat iştemsini biraz tuhaf bu- lacağınızı biliyorum, | fakat belki de bu mektubu size, nasihat beklemek - ten fazla, içimi birine dökmek ihti- yaciyle yâzıyorum. Tendim. Birinci karım öldü, ikinci - sinden ayrıldım. Yirmi senedir bekâr hayatı geçiriyorum. Tam dört sene evvel, felâket burada başlıyor, kom- gumuza bir aile taşındı. Bir ana, bir baba, bir de kızdan mürekkep olan bu aileyle tanışıyoruz. Kızları şimdi yirmi yaşındadır. Anlıyorsunuz de - gil mi, işle dört senedenberi, ben bu kızı, ama nasıl, ondan başka hiçbir şey dilşinemiyecek kadar çok sevi - yorum. O, benimle şakalaşıyor, yor, konuşuyor, fakat, daha başka ne bekliyebilirim, her halde beni sev- (mesini değil! Böyle bir aşk tabiidir ki açığa vu- rulamaz. Fakat hislerimi gizlemek de bana bir cehennem hayatı yaşatıyor. Beynimin içinde mütemadiyen onun ismini tekrarlıyan bir plân var, Ban- ki, onu düşünmediğim, onun hasre- tini çekmediğim bir anı hatırlıyamı- yorum. Çok defalar, sevdiğim Kısa kalbimi bütün çıplaklığı ile açmayı düşündüm. Belki bana merhamet e- der diye, Görüyorsunuz ya, aşk di - lenciliğine çıkacak kadar düştüm. Fakat müthiş bir korkum var, ya be- nim sözlerimi müslehsi bir kahkaha ile karşılarsa, ya beni merhamete lâ- yık değil, fakat sadece gülünç bu - İursa, o zaman, o zaman benim için ne müthiş bir darhe olacağını şimdiden tahmin ediyorum, ve bu dar beye tahammül edemiyeceğimi de bi- Tiyorum. İşkence içinde kıvranan bir eni. sisyon mahkümu gibiyim. Hiç, bir farkh değil, Benim vaziyetimde olan bir adam ne yapar? Daha fazla his- lerine mukavemet edemezse, kendini mi öldürür? İşte derdim. Sizden bir şifa tummu- yorum, Fakat işte gene yazmış bu - Tundum, Hem de nekadar kısaltmıya, laşımısı ağrıtmamaya çalışarak. Madam Hanriyetin meşhur içkile- rini şimdi karşılıklı içiyoruz. Adamakıllı sarhoş oluncaya kadar içtik. O gittiği zaman ben de ancak yatağa yuvarlanacak takat kalmıştı. > — Matmazel Alis Tanger. — Evet, i — Salonda, Sizi görmek istiyor. — Peki geliyorum. Yeni traş olmuş, giyiniyordum. Bu- gün artık dışarı çıkacaktım. Sabahın böyle erken bir saatinde ziyaret pek hayra alâmet değil, aşağıya indiğim zaman genç kızı ayakta buldum. Aleksanârdan aldığı haber üzerine beni teselliye, teessürlerini bildirme. ğe gelmiş, Nazik, samimi kız. Ona birçok teşekkürler ettim. Oturmak istemedi. — Ben de çıkıyorum Matmazel! de dim . — Mektebe mi? — Hayır. Bilmiyorum ki, dört gün dür çıktığım yok. Bugün biraz hava almak istedim, — O halde müsaade edin, sizi ben gezdireyim, — Teşekkür ederim. Bilmem neden bugün Alisten kork Imuyorum. Böyle en fena bir zamanim hiç ayrılmıyor. Berbestçe çıkamıyo- | Altmış yaşımdayım. Ti defa ew -| ye ŞE en. Nadır görülen sevgili Y Bir kadın, bir genç kadın, hiçbir vakit, kimden gelirse gelsin, temi” bilyik ve kuvvetli bir aşka karşı Mü kayt kalamaz. Yalnız, siz de pek #lâ kabul ediyorsunuz ki, sizin hafideniz olacak yaşta bir genç kızdan tama * men manevi bir aşktan başka bir 969 istemeniz, nç olabilir Frasızcâ bir darbrmesel vardır “Gençlik bilse, ihtiyarlık kadir olabilse, ne doğru söz değil mi? Bu genç kıza olan his- lerinizi “baba,, muhabbeti cereya0” na sokunuz, göreceksiniz ki, bu SİZİ daha çok tatmin edecektir. Li Bay Yıldırıma Izmitte Gölcükten Yıldırım imz#” sma © bu sütunlarda “evlenmelere sevişmeler, dair mektuplara cevap veriyoruz. Sizin uzun mektubunuzU okuduk. Hiçbir mana anlıyamadık. Sizi, evden niçin istemediler? BunuB sebebi nedir, bilmiyoruz ki bir ceva? verelim, * Benden uzak duruyor Samatyadan C. N. P. imzasiyle “28 yaşındayım. Otuz üç yaşmdö bekâr birisini seviyorum. Fakat 9 benden uzak duruyor, soğuk davra * or. Bana kalırsa aleyhimde yö * n dedikodular, onu bu suretle MW rekete sevkediyor. Ne yapayım?, ; Hareketlerinize ciddiyet vererek © na, bu dedikodular yanlış olduğun /ispat ediniz. Başka çare yoktur, * Nasıl görüşeyim? Istanbuldan Cevat K. imzasiyle! “Iki senedir. çıldırasıya sevdiği? bir kız var. Bana karşı hareketleri garip. Bazan çok iyi, Bazan tamamet lâkayt, Alin ay evvel, bir vazifeye 08” yin edilerek taşrarya gittim. Fakat“ duramadım. İsfija , ederek, burayd” geldim. Mali. vaziyetim pek iyi de “ ğilse de pek de fena değildir. Yani kendi kendimi geçindirebilirim.Onu* vasiyeti benden daha iyidir, Ailesii de tanırım. Beni çok severler, Bu K# beni hasta edecek. Daha geçenlerdö vazifemden ayrılıp da buraya geldi” ğim zaman ona ümitsiz bir meki yazmıştım. Derhal gelip beni te etti, Fakat aradan bir bir hafta 99” meden gene lâkayt olmağa Ne yapayım? Her şeyden evvel aşkmızı biri gizleyiniz. Bu güç, çok güç bir şef” dir. Fakat kat'i bir karar verert# bunu, muvakkat bir zaman için yâ” piniz, o zaman, hoppa olduğu mü hakkak olan bu genç kizın size Nİ sıl bağlanacağmı, daha doğrusu zin bugünkü vaziyetnize nasıl di ceğini göreceksiniz. » Bir şehir artisti hakkındö Kadıköyünden 5. G, imzasına: “Mektubunuzu meşretmiyoruz. Ge, kü mevzuubahs ettiğiniz gehir UY rosu artisti evlidir ve yakinen bi ğimize göre mı da sevmekteği” da gelip beni seselli etmeğe çalışm” hoşuma gitti, Dalgınım. Beni o götürüyor. Nereye gidiyoruz. Alis beni meşgul etmek için ireoi deylerden bahsediyor. Çok konuf fakat konuşmasını bilen bir KIZ Bana babasından bahsediyor. p Şimendüfer kumpanyasında miş. Almanlar, Belçikayı istilâ © leri zaman birkaç ay da hapiste Y* mışlar, Günlerce aç, susur m dört harp senesini bin türlü mah. Şetler içinde geçirmiş, bunu ani* ken: iyi — Ben daha bir buçuk yaşmdf pi şim. Almanlar babamı işten gi lar. Geçinmek için bebam günl” gi iş yapmış. Muharebeden #sonrs we yerine geldiği gibi dört yıllık pd larmı da birçok ta.minatla DÖ ,( almış. Fakat o dört yım gi kadar sarşmiş ki, ben daha bes da iken annemi yalnız bırakmif gd Alis bunu anlattıktan sonr& j çekti: l — Hayatta neye ve kime gre ir? Genç kiz çok doğru söylüyo” Gesi

Bu sayıdan diğer sayfalar: