20 Haziran 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

20 Haziran 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

k O ei | e İ N d Propagandanım en mühim vasıla- Tarı, (Fetavayı şerife) idi. Ellerine bü fetvaları alan o imansız hocalar, bu cahil ve mutaassıp halkın karşı- Bina geçişler; fetvalarm münderi - catını kendi mel'un ve matun fikir- lerine göre cümle cümle tefsir et - mişler; zavallı saf 'Türk köylüsünün pak ve temiz kalbine avuç avuç fe- gat zehiri serpmişlerdi. Bu vaziyeti haber alan Düzce mü- dufaai hukuk heyeti. başlarına gelen felâketi hissetmişler; bu hale karşi ne yapılabileceğini düşünmek için a- ralarında bir içtima akteylemişler- di.. Bu içtimada; ne mahalli hükü - metinden ne de mutasarrıflık pierkerinden hiçbir muavenet göre- miyeceklerini anladıkları için, evve - Wi kendi silâhlı kuvvetlerine İstinat €derek hariçten kuvvet gelinceye kadar müdafaaya karar vermişlerdi. Fakat, dört bini tecevüz eden atir ve silâhlı asi kuvvetlerine karşı ne dereceye kadar mukavemet edebile- ceklördi?. Fikirler, dağılmıştı. Ve sonra, bir noktadâ toplanmıştı. Beyhude yere kan dökülmesine meydan verilmemek için eşraftan Hacı Hamdi Bey (mer- hum) ile dayavekili Rasih (OEfendi gönderilecek; asilerin vicdanlarına mürasaat olunacaktı. Karar, derhal) tatbik edilmiş; bu İki zat, köprübaşı köyüne gönderilmişti ATİN kasaba, endişeli bir intizar dinde idi. Aradan epeyce zaman ge: ği halde gidenlerin avdet etmeme: süvari bölüğü kumandanı Hüsey Avni Beye de menfi bir düşünce ver- misti, Şayet kasaba bir tecavüze dü- çâr olursa, ne suretle hareket edile- ceğine dair talimat almak için, kasaba sindeki (müfreze kumandanlığı) dairesine gitmisti. Ve, oraya gider gitmez, -hic bir lüzum olmadığı hal- de- piyade bölüğünün .muhtelit müf- yeze kumandanı tarafından köm Kakmak için dağa göndetildiğini ö; yenmişti. Hiseyin Avni Bey, maksadın ne olduğunu hissetmiş: artık kumandan Ja temas etmenin beyhude olacağıma i. Derin bir yeis ve inde sür'atle kasabaya av- şti, Maksadı; hükümet da- iresi karşısmda, Hacı Halil o Ağanm hanında oturan bölüğünü derhal ka- #aba haricine çekmek: şayet (o asiler kasabaya tecavliz ederlerse, bunlara karşı orada bir müdafaa hattı vilende getirmekti. Hüseyin Avni Bey, bu endişe İle avdet ederken yolda, asilerin yanm- dan dönen Hacı Hamdi Beyle Rasih Efendiye tesadüf etmişti. Bu iki zat,| heyecan ve teessrden solan renkler titreyen dudakları ve elleriyle, vazi- Yeti iki kelime ile izah etmişler: — O kadar nasihat verdik. Kâr et- Medi, Bu adamlar fena halde alda- tılmışlar .Padişahtan ve İstanbul hl- kümetinden başka hiç bir kuvvet ta- nımsyız; diye ayak direyorlar. Fikir- lerini cebren kabul ettirmek için ar - kamızdan kasabaya geliyorlar. Demişlerdi. Hüseyin Avni Bey; bu sözleri işi- tir igitmez verecek cevap bulamamış; derhal atını şiddetle mahmuzla! Dörtnala kasabaya gelmiş; böl Dün bulunduğu hana girmiş: — Silâh başına!.. Emrini vermişti. Hemen o anda cephane sandıklarmı Açtırmış; cephane dağıtmağa başla” muştı. Pakat o anda, kasabanın her tarafını korkunç naralar ve silâh ses- leri sarmıştı. Sokakları, sürü sürü asi kafileleri kaplamıştı. Meydana gelir gelmez, asiler derhal #ki kola ayrılmıştı. Bir kolu,jandar- | ma dairesine yürümüş; diğer kol da süvari bölüğünün bulunduğu hanı ihata ederek hanın üzerine sürekli bir ateş açmışlardı.Böylece ani bir “askina uğrayan efrat, birer müda- faa mevzii bulmak için derhal et- rafa dağılmışlardı. Bu anda; jandarma dairesinin pen- cerelerinden Üç jandarma neferi, hü- kümet dairesini şiddetle müdafaaya başlamışlardı. Bu üç jandarmadan Zahit ismindeki nefer, ilk müdafsa kurşununu atmış; bu suretle göster- diği cesaret ve vazifeperverlikle © günden bugüne kadar devam eden- kıymetli bir nam kazanmıştı. Süvari bölük kumandanı Hüseyin "Avni Beyle takım kumandanı Rühsar Bey, derhal bombalarını almışlar; ha- n üst kat odalarına çikarak bura- 1 müdafaaya başlamışlardı. / SALTANAT Ziya ŞAK" Düzce Müdafaai Hukuk Heyeti fevkalâde bir toplantı yapmıştı tutulmuşlardı. Hüseyin Avni Bey; lemir vermiş: — Ben, asileri burada Ruhsar Beyi oyularım İyapalım. Belki asileri püskürtürüz. Demişti, Bu emri slan Ruhsar Bey, alt kâta inmişti, Fakat, avlu kapısın. İlim ateşirle tutularak kanlar içindi yerlere serilmişti. (Bu zavallı bir hafta sonra kavuşacağı bir izdivacı beklemekte idi.) daha bulunduğu deva: yerde tepelemis ise de nihayet her faraftai hileum eden asilerin mişti, Asiler, Hüseyin Avni Beyi iple be, lamışlar; sürükliye sürü kümet dairesine götürmüşlerdi. kümet dairesini müdafan edenoü: İli de asi tenelemek suretile son v; asilerin ellerine geçmisti. Asiler, muhtelif yerlerde buldukla ri perakende asker ve zahitleri topla mıslar; hanis etmislerdi V tirmişlerdi. darma kumandanı, eski bir tahsilda: rı malmüdürü, çete reislerinden biri İni mevki kumandanı nasbetmişlerdi Ve ondan sonrk da mişlerdi. icraata . giriş 'Arkası var makineleri ve âletleri iki âdet demi soba ve yazıhane eşyası ve üç adet elektrik dinamo makinesi bir dakti. 1 yapılacağından gün ve saatte yerinde bulunacak m | muruna müracaatları ilân olunur. (23838 OTEL, GAZINO ve Büyük Bahçe SAHİPLERİNE : Radyoları Gür ve tabii seslerile rağbet kazanmıştır. Meydan oparlörleri, mikrofon ve her türlü radyo tesisatı MİKA RADYO Voyvoda caddesi, Nazlı Han Galata, Telefon: 49021 büyük TAN ABONE VE İLAN ŞARTLARI Sigortalı Normal Türkiye için o Deşartiçin Lira K. Lira K. Lira K. 10 135 450 4— 7s0 u— 1 aylık 3, 4, s0 1 ydlk 1700 iin ide Blielik izbitlirine mi racaat edilmelidir. a doğrudan doğruya rik ilânlarm 5 satırlığı bir defalık 30 kuruştur. 5 satırdan faz last için satır başına 5 kuruş almır Bir defadan fazla için yekündan “e 10 kuruş indirilir. Memleket barıcma sigortalı abone yazılmaz. Günl geçmiş nüshalar 5 kuruştur. Evvelâ asilere nasihat vermek için bazı şeyler söylemişlerse de, duyura- mamışlardı. Onun üzerine, asi safla- rmm gerilerindeki boş yerlere -kor - kutmak için- birkaç bomba atmışlar. dı... Fakat, şiddetli yaylım ateşlerine Sen, aşağıya koş. Bölüğü toplıyabil - diğin kadar topla. Bir huruç hareketi derhal çıkar çıkmaz, asilerin şiddetli bir yay- Hüseyin Avni Bey ise, bir müddet milendeleye etmiş; ve hattâ, sekiz nefer a-| siyi öldürmek ve yaralamak suretiyle | ellerine geç liye sip hüm Hü- fedakâr jandarma neferi, son fisek-| lerine kadar sarfettikten -ve bir hay- ri. andan itibaren de; Düzce hükümeti araların İdan da derhal bir teşkilât vücude ge- İçlerinden cahil bir köy muhtürm kaza kaymakamı; bir korucuyu, dan- aa Istanbul Uçüneli Tera Memurluğun dan: Mahcuz olup paraya çevrilme sine karar verilen muhtelif düğme lo ve sair eşya 226036 Pazartesi günü saat 14de birinci açık arttır- tayin edilen | KUŞBAKIŞI i Hiç olmazsa. bizde musiki ve edebiyat hitap edecek, kımıldatacak bir kütle, nefes alacak bir saha bulmuş da re- sim ve heykel böyle cüce kalmış? Ni- çin, bize şimdiye kadar iyi kötü bir edip veya muslkişinas yetiştirebilen Sıvas, Erzurum veyahut Trabzondan bir heykeltraş, bir ressam çıkmamış ?. Cevabı, “Çul” kazasından bir “Çal 4” nin nasıl çıktığını anlatan hocam Çallıya bırakıyorum. O bize atölye- de resme nasıl başladığını anlatmış ve: — Çocuklar, demişti. Benim anam resmin günah olduğuna beni o kadar inandırmıştı ki, ben küçükken, kibrit n. kutuları üzerinde gördüğüm insania- rın gözlerini oyar, yüzlerini karalar- dım! Bizi, kibrit kutularınm üzerindeki zeri lere bile düşman elen zihni- İyeti fırlatıp atalı daha çok olmadı. Heykele “put” demekten vazgeceli de çeyrek asır geçmedi, Fakat bugün ie | bizde güzel sanatların bu iki mühim e a genç, / kolu henliz tamamlanmamış ve öte mes'ut | ki kolların hizasına gelmem ir. Bu iki kolun bütün Türkiyeyi kucakla- | #zası, resmin ve heykelin memleketi- mizde edebiyat ve musiki kadar se- vilebilmesi için birçok tedbirler alma- mız bâzmgeliyor. Bence almacak bu tedbirlerin en mühimmi: Bütün vilâ- yetlerimizde birer resim ve heykel müzesi açmaktır. Bu müzeleri neyle dolduracağımıza gelince: Onları bü- yük dünya müzeleri gibi orijinal eser- lerle doldurmamıza imkân yoktur, biz bu eserlerin kopyalarını bile satın alamayız, çünkü bu eserlerin güzel kopyaları bile bizim kesemize sığamı- yacak rakamlar ister, Fakat hiç ol n İl! felerini de ifa evledikten sonra- arka | mazsa bu eserlerin büyük eb'attaki pencerelerden atlamışlar; hayatları. | baskılarını getirterek müzeler yap- 1 güçlükle kurtarabilmişlerdi.. Ve o | malıyız. Maksat resmi memleketimi- 76 tanıtmaktır, Primitiflerin, klâsik- lerin ve modernlerin orijinal hakkın- da güzel bir fikir verebilen renkli ve mükemmel baskıları rdır. Hiç ol mazsa bunlarla bütün vilâyetlerimiz. de birer galeri, birer müze açalım. Repordüksiyon müzesi adını vere- bileceğimiz bu evlerde Türk çocukla” rı resmin ve heykelin ne demek oldu- Zunu öğrenecek ve orta mektebi bi- tfirdikleri zaman, geniş bir nefes alar “Trak: — Hele şükür şu soğuk resim ders- lerinden kurtulduk! demiyecekler. Bütün vilâyetlerimizde, hattâ kaza - tarımızda bile, hiç olmazsa bir Repro- düksiyon müzesi bize Rafaelin ufak İbir deseni pahasına bile mal olmıya: cak, i ir t Bedri RAHMİ Mesud bir tesa- :ı düf neticesi olarak bir kimyagerin | Cildi beyazlatmak .çin şayanı hayret bir keşii Parisli bir kimyager, lâboratuva- rında tecrübe ve meleketlerle meş- İ gul iken tesadüfi olarak kolu üzeri- ne düşen biraz “Beyaz oksijen" in beyazlatıcı bir hassası olduğunu gö- rerek hayrette kalmıştır. Cildin kır- miztirkları ve lekeleri hemen zail ol- mus, beyaz,saf ve açık bir cild mey- dana çıkmıstır. Birçok kadınların yüzlerinde tecrübe edilmiş ve cild- flerini 3-5 levin daha o beyazlatmış | ve yumuşatmış ve vücudün nazik ve İ son derece itina edilmiş azalarına tamamen benzemiştir. ! li e YY İ Hususi imtiyaz olarak bu “Beyaz İ oksijen” (yağsız) beyaz yeni Toka- ton kreminde mevcuttur. Cilde nüfuz ve bütün siyah benleri hal ve izale eder. Açık mesameleri kapatır ve tene yeni ve kamaştırıcı bir manza- ra verir. Beyaz rengindeki yeni To- kalon kremine bü oşayanı hayret “Beyaz oksijen” İn ilâve edilmiş ol- masına rağmen fiatı arttırılmamış- tır. Hemen “bu; kullanmağa başlayınız ve seri ve müsmir tecrü- belerini görünüz. TAN MELEZ 7S MEMLEKETTE MANZARALARINDAN Bir hamal üç yüz kiloluk kasa altında can verdi Sıvas, (Tan) — Şehrimizde feci bir kaza olmuş, bir hamal, 300 kilo- luk kasa altında can vermiştir. Had isenin tafsilâtı şudur : Tüccardan Bekir, Taşhanda bulunan kasasmı pastırmacı dükkânma nakletmek için bir araba tutmuş, fakat tam arabaya (konulacağı sırada Deli Mehmet isminde bir hamal bunu kendisinin götürebileceğini söyle- miştir. Deli Mehmet, bütün milmanaate rağmen kasayı taşıyacağını iddia etmiş ve Üç arkadaşımın yardımı ile omuzlamıştır. Tam, pastırmacı dük- kânına beş on adım kala, Mehmedin muvazeneyi kaybettiği & görülmüş, yardıma vakit kalmadan yere yuvar lanmıştır. Boşta kalan kasa, derhal Mehmedin başma düşmüş ve parçalıyarak ölümüne sebep olmüştür. Tütün kaçakçılarıyla çarpışma Balıkesir, (Tan) — Mustafa ve Ahmet isminde iki köylünün Susuz yay- lâ ile Yolcu pınar arasından kaçak tütün geçirecekleri haber alınmış, va- ka gecesi icap eden tertibat almmıştır. Mustafa ile Ahmet: iki yüklü hayvanla geçerlerken jandarmalar tarafından “dur!” emri verilmiş, fakat bunlar kaçmağa koyulmuşlardır. Açılan ateşte beygirlerden biri yarala- narak ölmüş, Mustafa yakalanmıştır. Diğer kaçakçı karanlıktan istifa- de ederek kaçmağa muvaffak olmuştur. Yakalanan tütünler, birer kilo- luk paket halinde ve hepsi 130 kiln kadardır. Diğer kacakcı aranmakta- dır. Aydın pamuk ıslah istasyonu yeni yıl için hazırlık yapıyor Her gün yeni yeni binalar yükselen Aydin, (TAN) — Nazilli pamuk 18-| Aydının Umümi manzarasından Bundan başka 1300 dönümlük te lah istasyonunda bu yıl yeni bir çe- İğaşka cins İyi tohum dağıtılmıştır. lışma vardır. İstasyon, yeniden İlâ- | pu yıl elde edilecek tohumla gelecek ve edilen iki pavyonla genişletilmiş- tir. Bu psvyonlara çıkrık makineleri onulacaktır. İstasyon, bölgemizin üretmeği kabul ettiği cins Amerikan tohumundan geçen yıl 500 dönüm ekmiş, 4900 kilo tohum almıştır. de edilen 30 ton cins pamuk İzmir borsası piyasası 40 -4i kuruşken Nazillide 48,5 kuruştan satılmıştır. Bu yıl 1000 dönüm istasyon tarla- lara, 7000 dönüm istasyon muhi- tindeki rengberlerin tarlalarına, 300 döntim Burhaniye ve 400 dönümde Aydında olmak Üzere 8700 dönüm damızlık tohum cinsi tohum ekilmiş tir. yıl 40 — 50 bin dönüm saha ekile- bilecektir. Bu tohumlar, istasyonun meki» nelerile ve asistanlarm nezareti al tında ekilmekte ve istasyon çapa makinelerile “çarpalattırılmaktadır. İstasyonun direktörü Celâlden oöğ- rendiğime göre; ilk aylarda soğuk ve rütubetiten pamuklar hastalan- mış, fakat son günlerdeki sıcaklar- dan neşvünema normal duruma gir- miştir. Bugün durum ©4 70 normal bir haldedir. Eğer son bahar yağış - 1 gitmezse bu S4 30 anormal durum telâfi edilebilir. Sol yoğ murlar Sıvas, (T, — Son hafta içeri- sinde Sıvasa fazla yağmur yağmış, bu arada dolu da düşmüştür. Ha- ber alındığına göre, dolu, mahsul üzerine 4 20 kadar zarar vermiştir. Bu arada, Bengiler mevkiinde çocuk bahçesine yıldırım düşmüştür. Baş kaka bir hasar yoktur. Tuhaf bir yaralama Sivas, (TAN) — Hafikte tuhaf bir yaralama hâdisesi olmuştur. Güç mahallesinde oturan Şaban karısı- nm halinden şüphelenmiş, “sen mu- hakkak bir başkasına göz koydun!,, diye kadını tabanca ile yüzünden ve | Küçük Haberler * Bozdoğan, (TAN) — Aydın Hal- kevi gösterit kolu, Halkevi bandosi- le birlikte dün İlçemize gelerek (o (İ- kizler) piyesini temsil etmiştir/Tem- silin verildiği parti salonu tamamen dolmuştur. Bando, gündüz parkta, gece salonda halka bir çok parçalar çalmıştır. Gerek gösterit kolunu ve gerekse bandoyu halk çok alkışla mıştır. üç —— ma a göğsünden yaralamıştır. Şaban evlidir. Kadın hastaneye kaldırılmış, tahkikata başlanmıştır. TEA Ng Gi zel Karaman Sıvas - Erzurum hattı inşaatı ilerliyor Sıvas, (TAN) — Sıvas - Erzurum yolu üzerindeki çalışma günden gü- ne ilerlemetkedir. Geçen yıl açılan o Sıvas - Tecer hattında haftada iki sefer yapı - maktadır, Tecerden ileriye yol iler» lemiş, » fakat henüz işlemeğe açıl. mamıştır. Halen 90 ıncı kilometre üzerinde ray döşenmesine devam e- dilmektedir. Çetinkaya istasyonuna kadar inşaat bitmiştir. Bir Eylülde yol Çetinkayaya varmış bulunacaktır. Hat, oradan Divriğe kıvrılacaktır. Divrikten iti- baren 2 inci ve 3 üncü kısımlarda galışılmağa başlanmıştır. o Malâtya iltisak hattının kalan kısmında inşa» ata devam edilmektedir. Çetinkayadan itibaren, kıştan ön- ce ray döşenme ameliyesine girişi- lecek ve 20 - 25 hilo metrelik bir Ksm bu yıl tamamlanacaktır. Hat Boyuman, kindle #003 BUZUN Bi sevinçle harşılamaktadırlar. Sıvasta ilkbahar at yarışları başladı |, Sivas, (Tan) — İlkbahar at koş» Jlarınn ilk haftasına Ormantepe ko- ışu alanında başlanılmıştır. Bu sene- | ki koşunun bir hususiyeti de yeni tri bünlerin yapılması olmuştur. Koşu- lara büyük bir kalabalık önünde baş lanılmış, 1000 metre üzerine tertip İ edilen birinei koşuya iki tay iştirak , etmiştir. Neticede, binbaşı Naimin j Sema adındaki doru dişi tayı bir da- İ kika 16 saniyede birinci, polis İsma» İlin Serab'ı ikinci gelmişlerdir. İkin- İci koşuda derece alanlar şunlardır: | Tarsuslu Yakubun Yıldırım adlı kır atı iki dakika üç saniyede birin- el, Kayserili Hakkının Uçarkızıl kır atı ikinci, Musa oğlu Cemilin Kame- ri üçüncü olmuşlardır. Uçüncü ko * şu çok heyecanlı olmuştur. Sivaslı Faik Akçenin Doru at birinci, Ma- nisalı Tevfiğin Havası ikinci, Adana- u Hüseyinin Yıldırımı üçüncü gelmiş lerdir. Dört ve daha yukarı yaştaki yerli yarımkan Arap ve heliskan Arap atlarma mahsus olan dördün- cü koşuya 11 hayvan iştirak etmiş- tir. Birinciliği, İhsânm Ceylin adm- daki, doru atı kazanmıştır. Yüzbaşı Eminin Necibi ikinci Mustafanm Gar zası üçüncü gelmişlerdir. Öküz yüzünden bir cinayet işlendi Sıvas, (TAN) — Zara ilçesine bağlı Karacasar köyünden Mehmet oğlu Kadirin öküzü köy içinde öl- dürülmüş, fakat bu işin kimin tara- fından yapıldığı anlaşılamamıştır. Kadir, bunu Abdürraltman adından birisinden şüiphelenmiş ve eline ge- girdiği balta ile üzerine hücum et- miştir. Abdurrahman baltadan ( $a- kmmak istemiş, fakat kurtulamamış tır. Balta, sağ kaburgasına İsabet etmiş, derin bir yara açmıştır. Tah- kikata devam edilmektedir. * Sivas, (TAN) — Şehrin içerisin- den akan Mindar ırmağını, belediyâ, temizlettirmeğe karar vermiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: