20 Haziran 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

20 Haziran 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 EKON Pamuk piyasası Egede pamuk üzerine hararetli işler oldu Ege mıntakası pamuk piyasası son hafta içinde oldukça hararetlen- miş ve fiyatlar yeniden yükselmek- tedir. Tlgililerin Almanyadan aldık- ları haberler memnuniyet vericidir. Bu itibarla piyasa sağlam telâkki e- dilmekte ve fiyatlarm yükseleceği kuvvetle umulmaktadır. Son fiyat - Jar: Perse birinci 41,75 kuruştur. Mersin mmtakasında son hafta içinde bazı pamuk cinsleri üzerinde hafif fiyat yükselişleri kaydedilmiğ- tir. Adana borsasında yapılan muamo- leler geçen hafta ve geçen yıla naza- ra ndaha fazldır. Mmtakadaki son fiyatlar aşağıya yazılmıştır: Adana Borsasrâda: Jane 1. 33-36 Parlak 35 Temiz 31 Ceyhan piyasasmda: Jane 35 Mısır, pamuk piyasası son hafta isinde hararetlenmeğe başlamıştır. Dahilde İskenderiyeye nisbeten faz- la mal gelmesine rağmen hazır mal üzerine yapılan muamelelerin art » ması fiyatları da yükseltmiştir. Amerikan pamukları piyasaların - da son hafta içinde bazı yükselmeler görülmüş ve.bunun neticesi olarak fiyatlar, Nev-Yorkta 8 den 16 pun-| toya, Liverpool'de ise 7 den 12 pun- toya çıkmıştır. Amerikadan gelen ticari haberler- | den anlaşıldığına göre Birleşik A- merika Devletlerinin garp bölgele- rinde yağmurlar ve suhuhet, mahsul için son derece muvafık olarak de- vem etmekte ise de havaların evvel» ce haddinden fazla soğuk olması yü- zünden yeni mahsulün idraki biraz daha gecikecektir. Yeni mahsule ait tahminler tebel- Tür etmedikçe piyasanın durumunda kayde değer bir değişiklik olmıyaca- ğı bildirilmektedir. Amerika ve Fransa arasında âhi- ren akteğilen * ticaret mukavelesile Ispanyanın takas suretile Brezilya- 'dan pamuk alması, Amerikan pamuk piyasasının salâh bulacağını ümit ettiren hâdiselerden maduttur. Hint pamukları rekoltesi evvelâ yağmursuzluk, sonra da hâddinden fazla mevsimsiz yağmurlar yüzün - den pek fazla Sarsılmıştır. Tekmil rekoltenin 5.679.000 balya tutacağı bildirilmektedir. —————— YENİ NEŞRİYAT Ağaç Sanat ve fikir mecmuası (Ağaç)ın 12 inci sayısı çıkmıştır.Bü sayıda Ne cip Fazıl Kisaklirek'in o (ahlâkımız) makalesi bilhassa dikkat ve alâkayr çekmektedir. Bu nüshada ayrıca Ne- cip Fazil ve Feridun Fazılm birer şii- ri ve Abdillhak Şinasi Hisar, Bedri Rahmi Eyüpoğlu,Asaf Halet Çelebi, Selmin Tevfik, Salih Zeki, Cevdet kudret, Ayetullah, Miraç ve Şerif Hu- lüsinin makale ve tetkikleri vardır. Ege mmtakası, İzmir üzüm piyasa- #i son günlerde sağlamlaşmağa doğ- ru meyletmeğe başlamıştır. Almanya da stokların hayli azaldığı ve orta Avrupadan gelen taleplerin o müsait olduğu bu duruma sebep gösterilmek- tedir. Son hafta fiatları ise aşağıda gösterilmiştir: No, Son hafta 7 1601015 8-8,25 8,50-8,75 11,50 Bu yl mevsim başlangıcından 3,6. 936 akşamına kadar Izmir borsasın- da satılan üzüm miktarı 73,260,257. kilodur. Son hafta içinde Hamburg piyasa» sında hazır mallar üzerinden mua meleler normal derecede bulunmuş- tur. Kuvvetli tahminlere göre, halen Hambutgta 1935 rekoltesinden mev - cut stoklar 190.000 sandık raddesin- de olup bunun 150.000 sandığı Türk 20.000 sandığı Yunan - Kandiye ve 20.000 sandığı d& İran mahsulüdür. Tigililerden bazıları bu stokların an- cak yeni mahsule kadar olan zaman zarfmdaki ihtiyaca kifayet edebilece- ği mütaleasındadır, | Yeni mahsul üzerinden mühimce| İ miktarlarda satışlar olduğu ve bu - İnun neticesi olarak piyasanm kuv - vetlendiği haber verilmektedir. Geçen İhaftaya nazaran yeni mahsul fiatları İ yükselmiştir. Eski mahsul üzümler Jiçin son hafta içinde İzmir ihracatçı- İlarmın 100 kilo başına cif Hamburg istedikleri fiat şunlardır: No.T Extrissima Karaburun 13,00 Türk lirası, No 8 Kirup Karaburun 8 9 0 Üzüm ve incir pıyasası son günlerde sağlamlaştı Ege mıntakası piyasası 12850 Türk lirası, No. 9 Auslese 14,00 T'frk lirası, No 10 Nec plus ultra 16 Türk lirası, No 11 Exelelor 18,00 T. Mirası, acir Ege mmtakasında stoklar tama- İmien tükenmiştir. Bunun neticesi ola- rak bittabi muameleler de durmuş - tur. Hamburgda ithalâtçılar elinde bir müktar daha stok bulunduğu bildiril. meletedir. Bununla beraber ilgililerin çoğu mevcut stokların yeni mahsul İpisşasası üzerine herhangi gayri mü- sai, tesirler yapması ihtimâl dahilin- de vgörmemektedirler. Maliyet fiyatları i Sanayi maddelerinin maliyet ve sa- İtiş fiatlerinin kontrolu hakkındaki kanan, ticaret odasına tebliğ edilmiş tir. Bu kanunun hükümlerini tatbik etmek için oda hazırlıklara başlamış tur. Bu işle uğraşmak için ayrıca bir İkonvisyon teşkil edilecektir. Komis - yon. sanayi mamulâtmm satiş fiatle- rini fabrikalardan soracaktır. Ehından başka fabrikaların mali - yet ıfintleri de tahkik edilecektir, i a Yumurta ihracatı Yişmurta ihracatındaki hararet de- vam etmektedir. Dün lspanyaya, bir Ispa ayol vapurile 3500 sandık yumur ta ikmaç edilmiştir. A Paralar Sterlin Del Banknot Çekler Paris üzerine e eri Florin «Çekonlavak Avusturya İsveç kurona İspanya pezeta BORSA İ9 HAZIRAN NG CLOA Es/iam Iş Bankası Mü N Hamiline An sdolu 9 60 00 Şirl asthayriye Tera vavay Bor sonti Nektar Ter kos Asir m Çimento Kupon kesik Mer feex Bankası OÖsr'tanlı Bankası Sari: Merkez Eczanesi ilstikrazlar Türke Borcu 1 n Erg mi A. B.C, Siva: MErraram T iMısur tahvilleri 1986 1 1903 TI Bu in Tahvilât Ritm Anadolu 1 . 5 94.50 .— Ana Folu Mümessili No, AÂdemle Havva Bürhan CAMI) iyi bir muhit bulunamadığını söylü- yordu. Yetişmiş kızları olan bir & nanın duyacağı bütün endişeleri o - nun gözlerinde okudum. * O bunu söylerken direktör; — Dostumuz Kâmıran artık sizi galnız bırakmaz, dedi, Samimi dost- lara kapımız her zaman açıktır. Hürmetle eğildim. Bir aralık Mösyö Dâclozler bana dönerek: — Nasıl, dedi, hâlâ otelde misin? Bu suali zaten bekliyordum. — Evet, dedim. Fakat niyetim ar- tık bir apartman tutmak. Otel ha - var. Ev gibi olmaz tabil. Biz ilk gel- diğimiz zaman bir ay kadar otelde kaldık. Nekadar rahatsız olduk, — Hem masraflıdır da, dedi direk- tör. . Apartman tutarsanız iyi edersi- Bi Bu meseleyi dostça ona anlatacı tım. Fakat şimdi sırası değildi. Onun için lâkırdı değiştirmeyi tercih ettim: — Her halde bir şeyler yapmak lâ- am. Siz ne zaman döneceksiniz? — Yarm istirahat edeceğim,. Öbür gün sabah treniyle gidiyorum. Bu hürmet edilecek aile babasının mazbut ve sakin hayatımda ne tatlı bir sükünet ve emniyet var. Mery'nin klüpte beni beklediğini düşünmeseydim bu sevimli yuvanm gittikçe derinleşen, tatlılaşan samimi havasını bırakmıyacağım. Saat on bire doğru İzin istedim. Hepsi beni kapıya kadar getirdiler. Madam Doklozye tekrar tekrar kendilerini ziyaret etmemi söyledi Onları gözle görülen coşkun saadet- lerinde bırakarak bir taksiye atladım. heyecanı var, * Mery'yi kalabalık bir tanıklar grupu arasmda buldum. Avrupa seyahatinden yeni gelen prehs Hasan bir aslan avr hikâye- sini dinliyorlar. Prens Hâsan Misir pamuk çift- Tiklerinden sekizine ve Kahire ile İs- kenderiiyenin en büyük beş onuma sahip olan bir mirasyedi. Prenslik tarafı pek zayıf olmakla beraber: parasının azameti bu şata- fatlı lâkabı ona az bile gördürüyor. Zatcız buras prensler diyarı. O ka- marka'k cigaraları, zarfları hattâ oto- mobillesri var, Prerts Hasan ben geldiğim zaman cenubi Sudan hikâyesini şöyle anlatı- yordu: — #lslan avcılığı bir muharebeden daha tehlikelidir. Bu vahşi hayvan en müthişssilâhlara yelesi kabararak hü- cum eder, Onun için de tehlikesi faz- ladır, Ateş etmek için saklandığınız pusuyu: sezdiği anda onu tutacak bir kuvvet yoktur, Bütün hırsı ile saldırır ve sizi kımıldamanıza bile fırsat ver- meden parça parça eder. Kadmliar prensin hikâyesini hay - retle, takdirle, dehşetle dinliyor, er- kekler soruyorlar: — Siz hiç tehlike peçirdiniz mi? — Müthiş! Hele bu son seferde ge- çirdiğim tehlikeden nasıl kurtulduğu ma hâli şaşıyorum. Yanında iki avcr daha vardı. Bun- lar öylesbildiğiniz bildırem aveıside- n Fotoğraf Tahlilleri Fotoğraflarınızı bize gönderiniz, karakte- rinizi size söyliyelim! Kuvvetli bir iradeye sahiptir. Ar | zularının yapılma- sı İster, çalışkan | dır. Fazla kızdır. maya gelmez, ar- kadaşlarına kar - şı çok sadıktır, i- yi bir aile elsi olabilir, Kuyvet - li bir muhayyilesi vardır. Büyük bir eser (o yapacak - Tevfik Uslier (tır. * Zeki ve mildekkiktir. Temizliği | sever, bilhassa vazifesinde azam! İ dikkat (o gösterir, iyi bir fabrikatö İ olmak istidadı vardır. Ayrıca gü zel sanatlara kar- şı sevgisi ve bir o kadar da isti - dadı vardır. Bir az muhafazakâr - dır. Ani karar - Zekidir, Kendini en korkunç teh- Hkelere (atabilir. Çalışkandır. sanları ikna ede bilecek kudreti vardır. İyi bir si- nema artisti ola bilir. Ayrıca riya. ziye — kabiliye- ti kuvvetlidir. meclisle - Musiki- ye kabiliyeti var- dır. o Birdenbire İspiro Delioğlu zengin olacaktır. # Çok hassastır. Ticaret işlerini se- İ ver. Bahçeye çok meraklıdır. Güzel söz söyleme ka - | Yiliyeti vağğır Ma ceralar yaşamış - ter. Fakat iyi bir aile reisidir, Seya» hati sever. Bazan bedbin görünür. Buna rağmen İra- desi her şeyden İ üstün olarak onu | tabii bayata sev- keder, Edebi kabi İiiyetleri © vardır. Birinci | derece - de roller oynıyabilir. Ural * Kendinden memnun, hayatından, İmuhitinden memmun bir karakter. Sarıyerden A. 8. Imzasile : Bir aile efradı gibi her zaman be- yaber vakit geçirdiğimiz bir aile kı- ayle bir aylık bir aşk neticesi uğ- radığım müşkülâk izah o edeceğim. Evimize girip çıkan ve hattâ aile eğ- lencelerinde gaye? samimi hatta bir kardeş gibi geçen o samanlarımız bundan on beş gün evvel, hatta bir aydan beri değişti, kızda bası gayri tabit haller, bana karşı utangaç ve sıkılma halleri var, Beni şüpheye dü , bir mektup yazıp fikrini an- şekilde verildi. Uçüncü mektubumu okurken valdesi ele geçiriyor, Sami mi olduğumuz için bana getirip olu! mak istedi, ben de açık olarak imek- tubun tarafımdan yazıldığını ve sev diğimi, sevgimin alay tarzında ol- mayıp, samimi olduğunu söyledim. Akşam ailece toplandı; Ben fikrimi açık olarak anlattım, sevdiğini tek- rar ederek müsaadesini istedim. An- nesi buna "pek âlâ senden daha yisine mi vereceğim,, diyerek kabul etti. Tabii benim (fikrim şimdi de ğil, Yine hiç olmazsa 3 sene kadar beklemek, vaziyetimi düzeltmek lâ. sım olduğunu da söyledim kabul e- dildi, Fakat bir kaç gün sonra bu in | üiç seneyi bekleyemeyeceğini ve bu i- gin bir seheye kadar olmasını istedi. Ben de mesut bir aile yuvam kur- mamız, için bu kadarlık hir zamana ihtiyaç olduğunu tekrarladım ve bu yüzden aramızda bazı kalbimizi ren- cide edecek sözler sarfedildi. Ve ne- tipe bu şekilde kaldı. Yalmz kım İ beni çok sevdiği ve gece gündüz uy- kularını terk ettiği, yemeyip içme. diğini de ilâve ediyorlar, fakat ben Mz da bu kadar derin bir aşk oldu- ğuna dair bir emmare görmüyorum. Biz biribivimizi görmilyoruz. Ailele- rimiz görüşüyorlar. Sizden çok rica ederim, bu husustaki düşüncelerini si çok açık ve doğru sözlerinizle der dime ortak olmanızı derin sayğıla- rımla candan dilerim. “İsim wiyetinizde “dert” sayacak | bir gey yök: Hususi ve malt vaziyeti- izi bilmediğimiz gibi yaşınızı da bil- miyoruz ki size kat'i bir şey söyliye- lim, Fakat, sizin doğru ve mantıki dü- şündüğünüzü zannediyorum. Bununla beraber, meselenin hallini kendi sile- tanıdıkları için, sizin en ziyade lehini- ze ve vaziyete uygun şekli bulurlar, si ki bir iş görmüs, hem de ailenizi mem- mun etmiş olursunuz. * lamak istedim. Cevap, müsbet bir! nize bırakmız. Onlar, sizi ve kızı da| ze de bildirirler, Böylece hem mantı. | Ağırlık istemişler İzmirden H. K. R. imzasile : Yaşım 27, tahsilim ortadır. Ser- best meslek sahibiyim. Bir aile ge- çindirecek kadar kazanıyorum, Ai lemin muvajakatiyle tanımadığımız bir ailenin kısıma evlenmek üzere ta- lip oldum. Kızın ailesi cap eden tah» ikikah yaptı ve münasip buldukları nı söylediler. Yalnız nişan olmadan kızı takımadığım için görmek tekli fini yaptım, Onlar da bu teklifimizi Mes'uliyetsiz işler - de muvaffak olabi- lir. Cemiyetin muh telif tezahürlerine kargı lâkayrttır. E- Zer bunu büyük bir hakikate ermişli - ğinden yapıyorsa çok kuvvetli bir şahsiyet demektir, Dostlara karşı müsamaha- © kârdır. Halik dar bol prens var ki! Hepsinin taçlı, | Ali Ruça kotleri insiyakıma bağlıdır. Yorulmak istemez. Kolay muvaffakıyetler arar. Birkaç kereler Kongo Y8 Çad gö- li taraflarında hattâ Hindistanda av- cılık etmiş enternasyonal avcılar, At- tuğmı vurur ve bilhassa aslan &vla - sİrmda tecrübeli, Uç kişi gündüzden hazırlanan oba- ya gün batarken girdik. Oba; aslan yataklarma yakm ve bilhassa parçalanıp kokutulmuş bir ö- küz veyahut beygirin leşine yakm. hemen hemen yirmi metre yakinda, dallar, yapraklar, otlarla kapatılmış bir yerdir. Biz böyle- mükemmel bir oba yaptık, içine yerleştik. * Gündüzden silâhlarımızı yirmi met- ro ilerdeki leşin merkezini âteg altına alacak şekilde tesbit ettik, Bu şekilde yırtıcı sahralar kralmı tepelemek im- kânt vardı, Akşam karanlığı ile bersber üç aver ve İki yerli hizmetçi obaya yer. Teştik. tabiatlidir. Hare - doğru buldukları için göstermeyi va dettiler. Biribirimizi gördük ve be- ğendik. Kız güzeldi. Derhal annemi, lerine gönderdim. Nişan kârar- dım önümüzdeki leşir çirkin kokusu burnumuzu kırıyor. Fakat buna ta- hammül etmek lâzım. Çünkü aslan bu kokuya gelecek, Midemiz bulanıyor, arasıra yanımı» za, aldığımız rom sişesinden yudum Aslan o kadar hassastır ki, yirmi adım ilerdeki leş kokusunun arkasm- da insan kokusunu bile sezebilir. Cigarasızlıktan sıkılıyoruz. Fakat ateş yakmak yok. Bizi korkutan baş- ka bir şey daha var, Aslan için koyduğumuz leşin ondan evvel başka bir hayvan tarafından ye- nilmesi. Bu takdirde ne yapacaktık. Onu vursak silâh sesi belki de pek uzakta olmıyan aslanı ürkütecek. Vaşhi hayvanlar biribirlerinin sesi- ne ve kokularına o kadar çimi İki, sahrada herhangi bir yabancı ku onları tedirgin eder. Karanlık çöktükçe sahranm, deh- çikmağa | geti arttı. Obaya yerleştik. Ihtiyat silâhları. mız da dolu olarak hazırız. Yirmi a» Korkunç ulumalar, böğürtüler ve yakmımızdan geçen iri yılanların dal- ları,çalıları ezmelerinden duyulan ça tırtılar. Üç sene bekliyeyim mi? laştıramlar diye. Fakat önnem hiç beklemediğimiz bir teklif karşısın- da kalınca şaşırıyor. Bizim vasiye- timiz fenadır, eğer 200 lira ağırlık erirseniz, kızımızı | veririz, diyor- lar. Bu samanda ağırlık kimde var rica ederim? Annem israr karşısın- da ağırlık veremiyeceğimisi ve om lardan bir şey de istemediğimizi, yalnız ufak bir ihtiyaçlarını karşıla- mak üzere 50 lira kadar bir yardı yapabileceğimizi söylemiş, Onlar da kabul etmemişler. Bittabi biz de om- ların iste veremiyeceğimizden bu işten vazgeçtik. Bizden sonra kı- m başka birisi istiyor. Yalnız bu zat taşrada olduğundan ailesi söz kesil- meden, araya vasıtalar koyarak bu işin bitirilmesini rica (ettiler. Fakat ağırlıktan yine vazgeçmedi- İler. Mesele de öylece kaldı. Bir gün kiç tanımadığım bir kadın gelip fi- Un yerde yine tanımadığım bir İa- dının ismini kak beklediğini, onu gidip görmemi İyor. Mesai saafıma tesadüf e- den bu daveti yerine getiremiyecek- Hm, çünki randevu verilen yer ça- Uıştığım yerden gidip gelme bir saat tan fazla tutardı. Zaten böyle bir kadın da tanımıyordum. Tanımadı- im için de gitmedim. Eğer pek mü- him ise onun beni gelip o görmesini söyledim. O da gelmedi. Meğer som- radan anlaşım ki beni bekleyen ve görüşmek isteyen talip olduğum kız mış. Bunu öğrendiğim zaman da kız diğer talip olan gence ağırlıksız ve- rülmiş. Hatta nişanları bile olmuş. O zamandan beri ikl ay geçtiği halle geçen gin yine bir haber gel- di. Kız soruyormuş ve verildiği yer- den memnun değilmiş, Eğer benim kendisini hâlâ almak fikrim varsa bil dirmemi, gizliden bildiriyor ve ben- den haber bekliyor. Ben hâlâ cevap vermedim ne yapayım ? Bu vasiyet karşısında o hasıl ha- reket edeceğimi bilmiyorum. Vic- dünem, da unu nişanlısından, ayırma ğa müsaade etmiyor. Halbuki o be- İni sevdiği gibi bende onu aynı sev- gi ile seviyorum. Ve birleşirsek me- sut bir yuva da kuracağıma kaniim. Yalnız nişanlısından ayırmağa vio- denim bir türlü vas olmayor... Şimdi ben ne yapayım? Beni bu hususta lütfen o tenvir edermisiniz rica ederim we yolda hareket ede- yim? Mademki kızı seviyorsunuz ve oda sizi seviyor, derhal kendisine herhan- gi bir vasıtayla müracaat ederek 0- nunla bir mülâkatta bulununuz. Bu görüşmede anneniz de bulunursa iyi olur. Hattâ yalnız snnebiz görüşür- se daha iyidir. Anladığımıza göre, ailesi bu “kırı, kendilerine bir nevi gelir vasıtası yap- mak istemiştir. Bunu, hiçbir ebevey- nin yapmağa hakkı yoktur. Vicdan azabı meselesine gelince, söylediğini- ze göre kiz, evvelâ, nişanlısını görme- miştir. Sonra, görmüş bile olsa İste- miyor, sizi istiyor. Bunda fazla has- sas olacak bir vaziyet olmadığı gibi, izin hareketiniz bir ihkakı hak ola - caktır. Bu kızla yukarda söylediğimiz sartlarla son bir görüşme yapınız. Ve eğer şifahen de anlaşırsanız der- hal evleniniz. Size saadetler temenni ederiz. Şu sırada bir tehlike de arkadan, yandan bir yılan hücumuna uğramak. Bu takdirde bütün plânlarımız a üst olabilir, Yanımızdaki iki yerli aver ayni za- manda bizi muhafaza edecekler. On- lar gayet mükemmel bıçak kullanı- yorlar,. Keskin, geniş yüzlü uzun br çaklariyle en büyük yılanlara karşı koyarlar, Bekliyoruz. Sesler gittikçe artıyor, yakınlaşı- yor. Fakat aslan sesi yok daha! Ayni vaziyette durmak ne zahmet- li şey. Olduğumuz yerin: her tarâfı çalı çırpı ile kapalı. Yalnız eşin ol duğu tarafta birer mazgal) deliği gibi pencereler var. Karanlıkta aslanm geldiğini görmek de kolay değil fa- kat onun parlıyan gözlerini görme- mek kabil mi? Yarım saat, bi rsaat, iki saat, Leş kokusuna dayanmak imkânı yok. Bu kadar tehlikenin üstüne bir de bu leş kokusunu (o çekmek (Arkası 452,

Bu sayıdan diğer sayfalar: