23 Mart 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10

23 Mart 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Suriyeli Bazı Unsurlar Trablusşamı (Başı 1 incide) Hâfız Mahmut Celâlettin, Türkiye aleyhinde vâz ver mek için para ile tutulmuş tur. Satılmış yubaz ilk vâzı nı vermiştir. Taşnaklara üniforma giydiriliyor Halep, 22 (Hususi) — Fransızlar tarafından teşkil edilen Taşnak çete- lerine şimdi de resmi üniforma giydi- landı, Bunlardan zabit kı. yefetinde ve kolları formalı olan çe» tebaşıları 2 otomobille Hatikten Ka. giderek etrafı tetkik etmiş- Hâlâ tevkifat! Hama, 22 (Hususi) — Reyhaniye bâdisesi dolayısiyle hâlâ Türkler ara- #ında tevkifat yapılıyor. Altuni zade Halil, Neşet oğlu Ömer Şemseddin, Abdurrahman, Şeyh Mehmet, Kılı Mehmet oğlu Abid, Mehmet oğlu Sıt- ki Hâmit, Halepli zade Memduh, Rey. haniye belediye kâtibi Hasan ve Re- git ve Ihsan birkaç gün evvel tevkif edildiler, Bunlardan başka birçok kimseler daha tevkif edilmişlerdir. Demirgömlekliler Sancakta Hama, 22 (Hususi) — Sancağa ye- niden Demirgömlekliler gönderilmek- tedir. Gerek Şamdan, gerek Halepten gtlenlerin tahaşşüt mevkii şimdilik Muratpaşa mıntakasındadır. Haklarında hiç müsamaha göstermiyeceklermiş! Adana, 22 (Tan muhabirinden) — Paristen Suriye hükümetine bir mek- tup gelmiştir. Bu mektupta Suriye heyetinin Cenevredeki faaliyeti hak- kında uzun tafsilât verilmektedir. Mektuba göre, Suriye heyeti, Isken. derun için şimdiki nizamın kabul e- dilmesinde israr etmiş, Hatay cemi- yeti tarafından kararlaştırılan husu- #i Sancak bayrağını kabul etmemiş ve Iskenderun nizamınm üç devlet an. laşması halinde kararlaştırılmasını, yani her hangi yeni bir kararda Su- Tiye hükümetinin da imzss' bulunma Bini A Bu mektubu yâğsn Câmi) Mürdüm. dür. Mektubun sonuna şunları ilâ - ve etr r: “— Biz, bu mühim devrede vazife- 'mizi yapacağız. Haklarımızda müsa- mahâ göstermiyeceğiz.,, Suriye Heyeti İskende- run Yerine Trablusşa- mı İstemiye Çalışmış Londrada çıkan Great Britain and the Eost gazetesinin Suriye muhabi, Fİ, Suriyede hüküm süren bugünkü vaziyet hakkmda dikkate değer bir mektup yazmıştır, Bu mektupta bil dirildiğine göre, Suriyeli birçok un- Surlar Şa'ntrablusunun Suriyeye ia. desi üzerinde israr etmektedirler, Bir sebebi, Trablusun bir müslüman şeh. Ti olması; diğer sebebi, İskenderunu kaybetmenin bu suretle telâfi edilebil- mesldir. Suriyede hüküm süren ka- mâate göre, Suriye Başvekili ile Ha. riciye Nazırının Parise gitmelerinin — #ebebi de budur. Fakat Fransa hi. kümeti bunu resmen tekzip etmiş ve © Fransa Dışbakanı Lübnan Cümhurre- isi Bay Edde'ye bugünkü Lübnan hu- dudunun bozulmıyacak bir tarzda tes. bit edilmiş olduğunu temin etmiştir. Suriye ile Lübnanın müşte- rek menfaatleri Suriye ile Lübnan arasındaki müş- terek menfaatler meselesi de çok kes. kin ihtilâflara sebebiyet vermektedir. Beyrutta çıkan Orient gazetesi, Li- manm “İktisadi milliyetçilik, siyaseti- © ni takip etmesini istemekte ve Suriye. İle Filistine karşı kuvvetli gümrük manialarmmn tesisini müdafaa et. mektedir. Bu gazeteye göre, Filisti. ne karşı serbest ticaret usulünü tat- bik etmek ancak Filistine fayda ve- rir. Himaye usulü sayesinde Lübnan ganayi sahibi olur ve Pilistinin ihraç maddelerinden kurtulur. Suriyeye gelince, Lübnanlı gazetenin söyledik. leri şunlardır: “Suriyeye ihraç ettiğimiz malların beş mislini kendisinden satın almak. tayız. Gümrüklerden müsavi bir his. #e almadıkça, tamamiyle serbest kal- mamız daha iyi olur. Bu sayede Lüb- Ban, bütün Yakm Şark için bir depo marker: teşkil eder. Hülâsa komşu, aman SE SN İstiyorlarmış! larımızla mllşterek gümrük sahibi olmaktan kurtulduğumuz takdirde is. tifade eder ve gümrük tarifelerinin maniaları arkasında sanayiimizi ser. bestçe inkişaf ettiririz.,, İngiliz muhabiri bu mütalealara şunları ilâve ediyor: “Nüfusu bir milyon bile tutmıyan bir memleket için, iktisadi milliyetçi. jik siyasetinin takibini, iftihar mahi- İyetinde sayanlar çoktur.,, İngiliz muhabiri daha sonra şu ma. lhmatı veriyor: “Suriyede yaşıyan milli unsurlar, Sancak Türkleri gibi kalkınmakta ve statüko aleyhinde tezahür yapmak- tadırlar. Yukarı Cezirede yaşıyan Kürtlerle Asüriler muhtariyet veya İrak ile bir. leşmek istiyorlar. Hattâ Helebin de idari muhtariyet istemekte olduğu iddia ediliyor ve Şimali Suriyedeki memuriyetlerden çofuna Şamlıların tayin olunmalarından şikâyet edili yor. Bü gidişle Suriye şehir devletle rinden müteşekkil bir kolleksiyon ola cak. Siyasi bir buhran mı? Paris ve Cenevrede dolaşan nazır Jar geri döndükten sonra bir hayli ka- rışık meselelerle karşılaşacaklarılır. Mühim bir siyasi buhran da vukubu labilir. İktisadi vaziyet te kat'iyen iyi değildir. Hükümet 26 eylülden evvel alman borçlar hakkında bir se- nelik moratoryum ilân etti. İşsizlik günden güne artmaktadır, Birçok ai. lelerin ekmeğini, bir mağazada, veya fabrikada çalışan on, on Iki yaşında çocuklar kazanıyor. Ve bunlar 12 saat çalıştıkları halde yevmiye otuz kuruş bile alamıyorlar. Bütün bunlara şunları da ilâv» et- meliyiz. Ilk müslüman avukat kadr | nı, Şam barosuna kabul olundu. İ Fransa ile Lübnan arasındaki mua. | hedenin imzasındanberi, Beyrut lima hma giren vapurlar, Fransız bayrağı yerine Lllbnan bayrağı taşıyor. Almanya, Memleketimize İhracatı Menetmedi Ankara, 72 (A.A.) — Almanya bü- yük elçiliği tarafından neğri ricasiyle gönderilmiştir: Son günlerde bazı Istanbul gazete. leri Almanyadan Türkiyeye ihrucat yapılmasına Alman hükümetince mü- sande edilmediği hakkında bir haber neşretmüşlerdir. Bu haber, doğru de. İ ğildir. İcra Teşkilâtının Tanzimi İçin (Başı 1 incide) | karşılanamıyor. Hattâ Devlet Demir. yolları için Almanyadan kömür alın- masına müsaade emek lâzım gelmiş. tir. Adliye Vekâleti buna mukabil bir. çok kuvvettli kollarm hapisanelerde muattal kalmasından teessür duymuş ve devamlı amele diye çalışmak üze. re nümune olarak 50 mahküm gönde- rilmesini, kömür havzasına teklif et-| miştir. İ Bu mahkümlar, ceza meseleleri hak kında tetkiklerde bulunmuş, genç bir hukuk mezununun riyaşetinde ve İm ralı ve Edirne hapisanelrinden en İyi halli olanlardan Zonguld ğa gönderilmişlerdir. Orada evvelâ evlerini yapmışlar, sonra çalışmıya başlamışlardır. Alman randıman en uslu amelenin verimi derecer” edir. 'Mahkümlar, büyük bir şevk ve heves. le çalışıyorlar. Mahkümların etrafm. da jandarma falan yoktur. Muayyen bir sahada tamamiyle serbesttirler, Yalnız kendilerine sarı kollu, yeşil ya» kalı, pamtalon paçalarmdan her biri başka renkte birer elbise giydirilmiş: tir. Böyle elbiseli bir adam, muayyen bir sahanm haricinde görülürse jan. darma kendilerini canlı veya cansiz tutmıya mecburdur. İlk 50 amelenin verdiği iyi netice Üzerine maden müesseselerinden Adli. ye Vekâletine mahküm siparişleri yağmıya başlamıştır. Kimi 300, kimi 400 mahküm istiyor. Adliye Vekâleti siparişleri strasiyle ifa ededek ve mik. tarı 2500 raddesine kadar çikaracak- tır. Mahkümlar, hallerini yelâh etme “İrin arkasından girip yanmdan çıktığı ji İzmiri sevenler, si velden hazırlanan beş ekipin oyna: fokstrotu va Ege tangosu orada bul! hayranlıkla dinlenmiştir. Tıbbiyeden Naşit Adnanın zeybeği miş delikanlılarını Egeliler Gecesinde Egeliler gecesinde bulunanlardan bir grup E geli gençler, evvelki alonlarında çok güzel bir gece yaşadılar. Ege gecesi için ev- gece Maksim zeybek, iki cazın çaldığı İzmir unanlar tarafından takdirle alkış- lanmış, bilhassa Karşıyakalı Mümtazın “İzmir akşamlarında,, tangosu de, herkese, Kızıl cepkenli Öde. hatırlatmış ve toplantı sabaha kadar ayni neşe, ay- ni samimiyet ve canlılık içinde devâm etmiştir. Hazırlıy (Başı 1 incide) Yataklı vagonun kapısını açıp, sefi- rin vagona atlamasını kolaylaştırmak Üzere elini uzatan kondüktör garm gürültüsü arasında kamçı gibi bir se8 işitiyor. O anda da sabık sefir isti. İrap içinde iki kat olmuş bir halde ka- iyor. Kondüktöre bağırıyor : — Vuruldum, şu arkada duran ka. dını tevkif ettirin!.. Kondüktör sefirin dediği tarafa bak tığı vakit, çok şık giyinmiş, esmer güzeli bir kadının, sağ elinden, heniz namlusu tüten bir tabanca düşürdü- ünü ve donmuş gibi sapsarı bir yüz. Ie tevkif edilmek üzere beklediğini gö- rüyor. Polisler kadınm yanma yaklaştık - ları zaman, hiç telâş göstermeden: — Tabancayı ben attım.. Sizi takip ediyorum, cevabını veriyor. Kadmı karakola götürürlerken s6- firin yarasını tedaviye çalışıyorlar. Kadının attığı kurşunun eski sefi-| ve yaranın ehemmiyetli olduğu anla. şılıyor. Öldüremediğime mütees- sifim Karakolda isminin Madeleine Co. rabeuf olduğunu Söyliyen kadın i. kinci söz olarak: Sefir! öldüremediği- ne çok müteessir bulunduğunu itiraf ediyor. Otuz yaşlarında görünen ve enda- mı, giyinişi pek zarif olan Madeleine Corabeuf eaki sefirin en büyük aşkı. a BAŞMAKALEDEN MABAT ——— Hollanda İle Ticaret (Başı 1 tncide) Hâdiselere tamami realist bir gözle bakmak şaı edebiliriz ki, son i laşmalar, Türkiye ile Hollanda! sarsılmaz bir döstluk kurmuştur. Bu köprü üzerinde gittikçe hareket ve fa- eliyet artacak ve İktisadi müna- sebetleri candan dostluk hisleri ve kültürel münasebetler takip ktir. Hollanda İle kurduğumuz açık ve dürüst işbirliğinin diğer memleketler. le olan münasebetlerimize örnek ol- masmı dileriz. Iktısadi münasebetle. rin devamlı olması için iki tarafın a çık kalple hareket etmesi ve biribiri. ne karşı tam emniyet telkin etmesi lâzımdır. Bu şartı tamamiyle haiz ol. leri beklenenler arasından seçilecek. | mıyan münasebetlerde, inkişafın dai- Eski Elçiye Suikast an Kadın Suikastçi kadının Romada bulunduğu günlere git fotoğrafisi na mâni olduğunu ve hayatı Okadar gevdiği büyük bir adamı kendinden ayırmıya sebep olduğunu istintakta söylüyor. Mussoliniyi mi seviyordu? Kadmın istintakta, münasebetini i- tiraf ettiği halde ismini sakladığı Av. rupanın büyük hükümet adamın kim olduğumu anlamak üzere Madelei- nin hayatını biraz tetkik edelim. Son zamanlarda siyasi mahfillerde, Avrupanın sayılı diplomatları arasın- da, Avrupa siyasetinin idare edildiği merkezlerde hususi ve mühim müna. gebetler tesisine muvaffak olmuş olan bu kadın Roma mükâfatını kazanmış kıymetli bir Fransız Ressamın kızı idi. 19 yaşmda iken evlenmiş ve ko- casmdan hemen ayrılarak macerap&- rest bir hayata atılmıştır. Bir zamanlar tiyatrolarda küçük roller oynamış, film çevirmiş, daha sonra muhtelif gazetelerin muhabirliğini yapma küzere politika merkezlerinde siyasi adamlarla sıksık temasa başlamıştır. Mussolini ile mülâkat Geçen temmüzda Mussolini ile ga- zetesi samına mühim bir mülâkat yap mak üğere Romaya giden bu güzel kadın, Mussolini tarafından Venis 58- rayında kabul edilmiştir. Tik mülükatmdan itibaren Mussoli- ni'nin zekâsma, kadınlara karşi gös terdiği vakur hezâketine hayran ka- lan Madeleine Corabeuf, Venis sarayı ziyaretlerine devam etmiştir. Fakat günün birinde Mussolini'nin kapıları birdenbire kadına kapanmıştır. Kadının iirafı Güzel kadmı sulkasta kadar göt ren hâdiseyi Madeleine Corabeuf İstin takta şöyle anlatmıştır : — Roma sefirimiz, bana büyük biz hükümet adamının aşkını kaybettir- miştir, Avrupanın pek maruf bir si- KISA RADYO DALGALARI İLE ENERJİ NAKLI ! Profesör B. Salih Muratla Konuştuk Dünkü ajans telgrafları, Marko . ninin kısa radyo dalgaları İle enerji nakli üzerinde sraştırmalarda bulun. duğunu bildirmiştir , Verilen haberlere göre, filhakika kısa radyo dalgalariyle enerji nakli işinde, Markoni, bazı pratik formüller bulmuştur. Dün, bu hususta fizik profesörü Bay Salih Muratla görüştük. Bize şun ları söyledi: “— Kudretin telsizle nakli meselesi yeni değildir. TTelsizin icadındanberi kudret telsizle naklediliyor. Kudretin bu şekilde nakline (Elektro manye tik dalgalarla nakil) deriz. Kudretin bü tarzda naklinde bir alıcıya giden kudret, verici ile alıcı arasındaki me. safenin mürabbaiyle maküsen müte. yasip olarak gittiği gibi istifade edi. len kudret (prensiplerinden biri de İnaklolunan kudretin dalga vüsati ve | fpekans hasılı darbımm mlürabbalyle mütenasip olmasıdır. Bu halde kısa dalga ile kudret nak. li daha randımanlıdır. Yani müsavi kudretteki iki verici istasyonundan kısa dalgalı neşriyat yapan, uzun dal! Diğer bir nokta da, kudreti nakle. den vasat dar bir sahaya inhisar et. mezse, alıcıya giden kudret azalır. Kudretin etrafa yayılmasını men için kudreti mümkün olduğu kadar müs. tekime yakm bir .stikamette neşret. mek lâzımdır. Nitekim seste, mega - fonlardan bü suretle istifade edilir.,, Profesör Bay Salih Murat, Marko. rinin bundan evvel telsizle kudret naklindeki randmanı nasıl arttırdığı nı da İzah ederek şu İzahatı vermiş tir; “e Bundün evvel Markoni keşfet. tiği Beam telsiz dalgalarını takriben | 10 derecelik bir mahrut içinde sev - ketmiye muvaffak olarak bu suretle i telsizle kuğret naklindeki randımanı | artırmıştı. İngiltere ile Kanada, A. vustralya, Hindistan ve Cenubi Afri. ka arasında bu usulle muhabere edil mektedir: Şimdi Markoninin daha kısa, belki bir kaç santimetrelik dalgalarla ve büzm > sisteminde tecrübeler yaptığı nı sanıyorum. Maamafih, ne de olsa dalgalar kı. İ saldıkça bunların da kendilerine göre mahzurları vardır. Diğer bir mesele. de, naklolunan kurretin alınmasıdır. Uzaklardaki alıcıya gelen kudret da. ima'pek küçüktür. Bunu büyültmek için resonanstan istifade edilir. Bu halde alıcı ile vericinin senkronize ol ması veya edilme: eder. ———— ———- Fransanın Roma sefaretine de mun. tazam bir şekilde devam ederdim. Bir gün sefirden namus sözü ala- rak, sırrımı ve büyük adamı sevdiği- mi kendisine açtım. Sefir, bana söz verdiği halde, alâ. nim mazimin kirli olduğunu, birçok| kişileri macerâlarım mevcut bulun. duğunu anlatarak itibarımı sıfıra Girdi. Ve oüdan sonra sevdiğim ada-| mi göremez oldum. o Romadan avdet Kadın Mussolini buafından müâ. kat İçin dabi kabul edilmeyince 200 gram veroval içmiştir. Fazla mikter- da siâiğı İçin bir hastan:de kurtarı. borçlarmi ödiyemiyecek bir vaziyete düşmüştür. Nereden geldiği malüm olmıyan para Kaim sıkıntı içinde, Romadan Fransaya dönmek üzere bir plân arar- ken meçhul bir yerân 15.000 livet gönderilmiştir. Bu para ile borçla, nı tedive eden ylizel kadını hareketin. den evvel polisler hususi hatıra def - terini vermişler ir. “Ü hatıra defteri, kadın hastaneys nakledilirken odasında “Talyan polis. lari tarafından bulunmuş ve kadının mahrem notlarıyle dolu bir defteri. Winde sevdiği bityük hükümet adamı» na ait notlar da mevcuttu. Buna rağmen sivil polisler kadma nezaketle defterini iz-la elmişlerdir. Ve hakkında hü-metkâr teamele gös termişierdir. Kadtam gizlemek İstediği büyük kadar olduğum hükümet adamını be-|. lap güzel Fransız kadını İtalyadaki|; "İT. T: Debassy'nin #ir. Bu sâyede Zonguldakta mütehas. sıs bir amele sınıfı yetiştirileceği ümit edilmektedir. miyetini bozacak âmiller eksik ola maz. Ahmet Emin YALMAN ması olduğu için ismini söyliyemiye. | hükümet adamınm kim. olabilereği eğim bu büyük adamla münasebeti-| vak'anm cereyan tarzından açıkça an mizin devam ettiği dört ay icinde |lasılmaktadır. 3.3031 Ameikadaki Son Facianın Tafsilât (Başı 1 node) sokakta idi. Binlerce otomobil yOlt? rı tıkamıştı. Doktorlar, sıhhi ü i zorla hareket ediyordu. Vaziyet Pİ isin idare edebileceği mahiyetten Sİ muştr. Herşey felce uğramıştı. Her #99 baba çocuğunu bulmak için cup hiv Tiyle uğrasıp didişiyor, yardıma X9* ganlar ne yapacaklarmı bilmiyorisi * dı. Bağırışanlar, çığlık koparanlar, #ö* laşanlar, hadsiz hesepsızdı. Bitişik ** sabalardan gelen sıhhi imdat otom?” billeri, mütemadiyen ölü taşıyor!” * dı. Kendilerini yığın yığın ölü smda bulanlar, bu feci manzars' o kadar sarsılmışlardı ki steş€ e kavemetten kesilmişler ve bin gü le kendilerine gelebilmişlerdi. Zabit" yolları açmak, için radyo cihazlı Ot” mobiller kullanmış, ve bu cihazlar “8 #ıtasiyle sesini işittirerek vaziyeti re İmkânmı bulmuştur. Enkazdan çıkarılanlar içinde ba9sf ta olanlar hastanelere, ölenler mor$* lara gönderiliyorlardı. Çok geçmeden hastanelerdeki 299 yatakların hepsi de doldu. Ölen cuklarm çoğu 7 ile 15 yaşları ar: da idiler Bina, bir lâhzada berhav9 oldu İnfilâk son derece korkunçtu. E*” zan patlar patlamaz tâ çatıya K8 varmış ve çatı derhal (yıkılmış 2200 talebeyi alan bina bir Jâb: ufalanırcasma berhava olmuştur © İnfilâkten yakayı kurtarabilen çok çocuklar, kaçtıkları sırada tut” ma veya dumandan boğulma, YAl başlarına bir şey yıkılması yüzünd” ölmüşlerdir. Hâdiso vuku bulduğu * rada çocuklardan çoğunun konfer' salonunda bulunmaları hâdisenin f€* caatini arttırmıştır . Mektep, iki katlı bir bina idi. BW tün bu binadan yalnız şimal tarafi” daki duvar © yıkılmamış bulunuyof” 300 kişi enkoz üzerinde çalışmaktı Bunların tesadüf ettikleri manzarf * lar son derece fecidir. Araşt devam etmektedir . Iİ Bugünkü program Istanbul: Öğle neşriyatı: 12.30 Plikla Türk kisi; 12.50 Havadis; 1305 Mehteli neşriyatı; 14 Son. a Akşam neşriyatı: 17 Konferins: Üniv siteden naklen inkrlâp dersleri: Mahmet & sat Bozkurt; 18.30 Plâkla dans musiki 1930 E Halkevi sosyal yardım # beni namına Bayan Şuküfe Nihal (Çemir silik bakımından sosyal yardım); 20 Be ve arkadaşları tarafımdan Türk musikifi halk şarkıları; 20.30 Biy Ömer Rıza M7 fından arapça söylev; 20.45 Ker ege, arkadaşları tarafından Türk musikisi b saat ayarı; 21.15 Şehir İY tosu operet kısmı (Lüküs Hayatın 2 nci PER eti); 22.15 Ajans ve borsa haberleri ve & tesi günün programı; 22.30 Plikia sololâ” opera ve operet parçaları; 23 Son. ii mask g yi Günün program özü Senfonik Konserler: 2145 Var (Angelo, Carol, Ovi no); 21.30 Bükreş: Senfoni (Pancio WX digherolt'un idaresinde); 2320 Viya” Sehumann - Pfitzmer. Hafif Konserler: 1310 Bükreş; Sibiccano orkestrası; Z Prag: Schubertin eserlerinden konmefi İiy als ve operet musikisi: Ur, Konservatnardan nakil (Org & seri); 1815 Varşova! Karmen operas” parçalar Çplâk): 19 te: kon” seri; 1940 Kolonya: Küçük orkestra, S0 Bükreş: Mandolin örkestrt” peyte: Çizan musikisi; 21.10 KE 2 d ge ve an; 20, 2030 Buda, lonya: İlkbahar havaları; 22 Stokholm: yo orkestrası; 22.10 Sahti: Hafif musik dans; 23.15 Bükreş: Konser makli; 23.20 grat; Radyo orkestrası; 23.30 Berlin, saire: Gece musikisi. Operalar, Operetler: 2030 Prag: Tirak'in “Kadın ve AlİsİK ar 30.50 Budapeşte: Wagner 22 Roma: Gilbert. « 9pereti; 22.30 Paris “Pellças et melisa operası. ; Oda Musikisi: 181$ Roma; Küartet (Scarlati, Pagazifi” Ramean vs); 2 Viyana: Kuartet. Resitaller: 18 Budapeşte: Piyano konseri (ChopİNİ 18.1$ Varşova: Keman sonatları; 18.33, yana; Sonatlar (Waber) ; 20.55 Bükreş: 59” kr resitali; Dan Mwafkisi: 1615 Milano: 2845 Kolonya; 419 #” ma, Milano. Radyoda Konferans Önümüzdeki perşembe akşamı F8” darpaşa lisesi tarih muallimi Kaynar tarafından radyoda bir kO” ferans verilecektir. Konferansın zuu “Terbiyede tenkidin rojü,, düf © Reşat

Bu sayıdan diğer sayfalar: