29 Mart 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

29 Mart 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mahmkermelerd TAN ax Kronştad Bahiiyelileri Çukur bostanda Sofra Kuran İki Kafadar Çok İçtikleri İçin “ Ayakları Dolaşmış ve Bu Yüzden Yakalanmışlar Evvelki gece Şehremininde Çukurbostanın bir köşesinde rakı İçmekte olan iki kişi cirmü meşhut halinde yakalanmışlardır. Hüsnü ve Fahri ismleirinde olan bu iki kafadar tedarik ettikleri rakı ve mezelerle beraber Çukurbostanı boylamışlar ve tenha bir ç köşeye sinerek kafayı çekmiye başlamışlardır. Fakat kendilerini kaybedecek bir —— hale gelen kafadarlar, uzaktan biri. sinin geldiğini görünce şaşırmışlar - Dirileri Olü Gösterenler Asliye dördüncü ceza mahkeme- (sinde evvelki gün dirileri ölü gibi gös tererek sigorta şirketlerini dolandır- dıkları iddiz edilen 14 suçlunun mu- hakemesine devam edildi. Mahkeme- de suçlulardan Unyon Sigorta şirke- ti şeflerinden Voçino, doktor Asaf, komisyoncu Artin, Didar, İbrahim, bakkal Niko, diğer suçlularla avukat. ları vardı. Şimdiye kadar bulunamı- yan son şahit te dinlendi. Bu dedi ki: 2.3.9817 —— Büyük Rus ihtilâlinin en dehşetli sahifeleri de geçmiş, bir çok Halkevi üyeleri de Halkevi balosu, evvelki gece verilmiştir. Tokatliyan salonlarında gü. ide davetlilerin iştirak ettikleri bu balo, çok neş'eli ve samimi bir hava baloda hazır bulunmuşlardır. Resimde balonun neş'esi arasmda bir köşecik gözümüze ilişiyor . Öğle neşriyatı: Saat, 12,30, Plâkiz Tür masikisi, 12.50. Havadis, 13,05, Muhtelif Son, Sant, 15,30, Plâkla ÖTE i, 19.30, Çocuklara masal, 1 Öğün Arcan, 20, Rifat ve arkadaşları tarafr 30, Türk mmasikisi ve halk ( yarkıları, XCÜ Örner Rıza tarafından Arapça söyler. 2lü. Safiye vw daşları tarafından TÜ musikisi ve şarkıları, Saat ayarı 3100) Şehir tiyatrosu dram kısmı (Samson Dali 72,15 Ajans ve borsa haberleri ve «rt günün prograrm, , Pldiklar, sololaf opera ve operet parçaları, 23, Son. *. Günün program özü Hafif Konserler: i m plik musikisi, 17. Varşova: , 1730, Lâypsi&i Neşeli paskalya havaları ve dans musikisi, konseri, 18, Varşova; G9 15, Bari, Karışık dır. Hüsnü ve Fahriyi uzaktan du: © var dibine saklanmış bir vaziyette gören mahalle bekçisi vaziyetlerin - © den şüphelenmiş, bunları hırsızlar zannederek yavaş yavaş yanlarma yaklaşmağa başlamı, Fakat iki sarhoş görünce birdenbire yerlerinden fıri © müşlar ve tabanları kaldırarak kaç- mağa başlamışlardır. Bekçi bu vazi- yet karşısında derhal düdük çalma- ğa ve arkalarından kovalamağa baş- Jamıştır. Düdük seslerine yetişen po- “ Misler de takip işine iştirak etmişler “ve biraz sonra da iki sarhoş düşe k ka kaçar bir vaziyette yakalanmış- lardır. Zabıta Hüsnü ve Fahriyi derhal cürmü meşhut mahkemesine gönder- miştir, Mahkemede her İki suçlu: “ — Bay hükin im hiçbir kaba- imiz yok. Sessiz, sadasiz bir kö- “gede eğlenmek istedik. En münasip — yer Çukurbostandar. Güzel güzel zev. “kiimizi yapıyor, çekiyorduk. o Fakat aksi tesadüf bekçi bizi gördü, biz de yakalanacağımızı anlayınca kaçmak tan başka bir çare bulamadık. Fakat çok sarhoş olduğumuzdan mıdır, ne “dir, bir türlü ayaklarımız iyi koşmu- “yordu. Nihâyet yakalandık. Beraeti- mizi isteriz. dediler, Mahkeme her ikisini de birer lira para cezasına mahküm ederek ser- besi bıraktı, Hüsnü ve Fahri mah - >kemeden çıkarken böyle hafifçe kur tulduklarından memnun, gülüyorlar. Bir Eroin Suçlusu İhtisas mahkemesinde OAHRr za adında bir eroin müptelâsınm mah. mesine bakılmıştır. Yapılan tahki. katta Ali Rızanm uzun zamandanbe- ri eroin içmekte olduğu anlaşılmıştır. Mahkeme, Ali Rızayı iki ay o hapse küm etmiş, fakat kendisinin 15- hihal edeceği görülerek cezası tecil işti İki Küçük Arasında Boğuşma Dün Aksarayda ik! genç kavga etmişler ve biribirlerini yaralamış-| lardır. Gençlerin isimleri Semih ve Şerafeddindir. Iddiaya göre Semih, bir müddet - tenberi Şerafeddinin kızkardeşine takılmağa ve rastladığı yerde söz atmağa başlamıştır. Bu yüzden iki gencin araları açıktır. Ve bir kaç defa da biribirlerile kavga yapmış- lardır. Nihayet iki genç, dün sokakta hi- ribirile karşılaşmışlar, bu sırada Şe- rafeddin dayanamıyarak Semiha: “.— Bu ne fıyakalı geçiş! Kızkar- 'deşime takıldığın yetişmiyormuş gibi bir de bana caka mı yapıyorsun?, diye söyleniyor. Bu lâkırdılara kızan Semih İse e- line geçirdiği büyük bir taşli Şera- feddinin üstüne hilcum- ediyörVe rastgele yerlerine vurmağa başlıyor. Bunun üzerine Şerafeddin de yerden bir taş kapıyor ve iki genç biribirle- rine giriyorlar. Semih bü sırada Şe rafeddini yüzünden ve Şerafeddin de Semihi başından yaralıyor, neticede yetişen polisler iki genci yakalaya rak derhal clirmii meşhut mahkeme- sine getiriyorlar, Mahkemede her iki | genç kabahatli görülmüş, fakat ge- rek talebe olmaları Ve gerekse yaş- larınm küçük bulunması yüzünden hâkim tarafından barıştırılmışlardır. Yalnız kendilerine bir daha bu şekil- — Ben bir gün refikamı musyöne ettirmek İçin doktor Asafın £ evine gitmiştim. Suçlulardan Artin, Asafa hükümet doktorlarından bir tavsiye mektubu getirmişti. Ben gördüm, Artin bu şehadeti kabul etmişti. Muhakeme müdafaalarınm yapılma- si için tehir edildi, Karar 10 nisan- da verilecektir. Bir İşkence Davası Asliye üçüncü ceza mahkemesinde bir işkence davasma başlandı. Dava- « Kadıköyünde Mühürdarda oturan bakkal Dimitri idi, Kendisine kaçak- çılık bürosu memurlarmdan Hakkı| Şinasi, Neşet, Cafer ve Ibrahimin da. yak attıklarmı iddia ediyordu. Davacı mahkemede yoktur. Yalnız bir şahit dinlendi. O: — Ben'bir gün sabah Dimitriye Galatada rastladım. Yanmda bira - dom vardı. Akşam üzeri de Dördüncü. Vakıf hanınm önünde kendisini üç memurla gördüm, Gözünün. üstünde lekeler Vardı. Dövülmüş olduğunu Sü IN Diğer şahitlerin çağırılması için Mu hakeme talik edildi, ©” Pul Paketleri İle Döviz Kaçakçılığı Pul paketleri içinde döviz kaçak- cılığı yapıldığını ve Angelidis ismin- | de bir puleu hakkında takibata bu- lunulduğunu yazmıştık, Bir ihbar üzerine başlıyan tahki- kat, Angelidisin kaçakçılıkla alâkası olmadığını göstermiştir. Bu zat, Yu- nan hükümetinin” pul ithali hakkın. daki resmi müsaadesi Üzerine kendi- sinde bulunan emanet Pul paketleri- ni Atinadaki kardeşine göndermek istediğini iddir etmiş. yapılan tetkik- ler, bunun doğruluğunu meydana çi- de kavga etmemeleri ihtar edilmiş tir. Hastaneyi hacze kalkmış! Evvelki gün İkinci ceza mahkemesin- de salâhiyetsiz olarak Burgazadasm. daki Medenibey hastanesini hacze gi. den Adalar tahsildarı Hasanla zabıtai belediye memuru Ekrem ve mahalle mümessili Kondilisin muhakemesine | başlandı. Tahsildar Hasan ayni za- İmanda da ihtilâs yaptığı için mevkuf. tu, Belediye tahsildarı haciz: yapmak salâhiyetini haiz olmadığı halde ya. nım Kondilis ve Ekremi alarak has. taneyi hacze gitmiş ve cürmü meşhut halinde de yakalanmıştır. Muhakeme şahitlerin çağırılması için tehir edil di. Sinirli Bir İhtilâs Suçlusu Ağır ceza mahkemesinde evvelki gün bir ihtilâs davasına bakıldı, Suç- Yu eski evkaf tahsildarlarından Fer- di idi. Ferdi, kendisinde sinir hasta- Uuğı bulunduğunu, vaktile Hüseyin Arif eczanesinden de sinir ilâçları yaptırdığını iddia ettiği için dün mah kemeyeye eczanenin defterleri getir - tildi, Fakat Ferdi adına yapılmış hiç bir reçeteye rastlanmıyordu. Suçlu kendisini tedavi eden doktorun öldü- Zünü, fakat doktorun defterlerinde tetkikat yaptıracağını (o söyliyerek bunun üzerine mu- Turfanda Sebzeler Istanbula gelmekte olan Adananm taze sebzelerine rakip olarak Tuzla ve Gebze havalisinden de turfanda bak. la ve enginar toplanmış ve İstanbul piyasasına getirilmiştir. Baklanm top tan 10 - 12, enginarın ise tanesi 8 - 10 kuruş arasmda satılmıştır. Hayvan Borsasında Bu hafta içinde hayvan borsasında Büker satılan kasaplık hayvanlar 1179 be. yaz karaman, 219 kızıl karaman, 10 dağlıç, 2519 kumu, 44 tiftik (keçisi, 65 karakeçi, 80 öküz, 7 inek, bir da, na, 3 boğadan ibarettir. Yortular ha. sebiyle ve hıristiyanların perhizde bu- lunmalarmdân et fiyatlarında 2. 3 kuruş kadar düşüklük olmuştur. Fındık Piyasası Hareketli Yindık piyasasmâa biraz hareket başlamıştır. - Tombul iç fındıklara 48 kurüş Ve sivri fındıklara da 24 kuruş fiyat verilmiştir. Çürük çoraplar işi Ankarâda çoraplar hakkında yapıl mış oları tetkikat nihayet bulmuştur. Çoraplarm İstandardize edilmesi usu. lünün kısmen neticelendirilmiş oldu. ğu haber verilmektedir. Bu işin biti- rilmesi ve tatbikat sahasma konul . ması yakmlaşmıştır. e ŞEHİR TİYATROSU onarat kısmı akşam > 2 yeyin Yazan: Ekrem Reşit ren: Cemal Reşit iz ij SAZ-CAZ een $ , Radyo orkesirnii 19,30 Kolonya: Konser saati, 19,50, B9 peşteı Böler va Çizen havaları, 20, Lif prg: Şen plâklar, 2020 Romanya postasi 2010 Varşara Koro, Leh havaları 2 ig! Örkestra, tenor, Sopran. 2 'omanya postası, bando ve piyand 2150, Budapeşte: Orkestra, 22, me konseri; 2320 Belgra”” 05, Budapeşte; Salon © 20, Prag: Furat İgor operi holm: Öperet piyesi nakli, 20; Avusturya operetlerinden parçalar, 2 Kolonya: Kacipin Spicl in Süden İsi Opereti. Oda Musikisi? 20.25: Viyana: Çift piyano dilesu. 2115, Varşova: Keman resitali, eşi im musikisi, Dans Musikisi; 17,20, Budapeşte, 22,45, Varşova (elöke 23, Stoktolm, 23430, Lâyprig, Viyana, Ke laaya, 24,15, Milâno vesaire, B. İsmail Hakkının Cenazesi Merasimle Kaldırıldı Vefatını teesslirle haber aldığımı? miralaylıktan mütekait Güneş - Dil komisyonu azasından B. İsmail Hak kının cenazesi evvelki gün İstanbul Biçki yurdu binasiridan askeri mera” pil zl İşmen müfrezesinin iştirakile kaldırılmiştiğe Cenaze romorkörle Sirkeciden Ha * rem İskelesine götürüldükten sonr& orada Selimiye komutanlığı tarafın” dan yapılan merasimle Karacaahmet teki aile makberesine defnedilmiştir. Merasimde emekli generaller, profe* sör, doktor ve zabitler bulunmuştur. Değerli askerin ölümü, tesssürler uyandırmıştır. Kederli ailesine tazi” yetlerimizi bildiririz. N 22,9» KONFERANS Şehremini Halkevinden: Şehremini Halkevinde 31 - 3 - 1937 çarşambâ günü saat 17 de İhsan Konger tar fından “Cemiyette ülküler ve müreb» binin rolü,, adlı bir konferans verile cektir, Herkes gelebili ” çirkin bir sürü yüzler geliyor, ve kendisine doğru uzanan elleriyle bir sürü insan, biribirinden müstekreh, biribirinden korkunç yüzler. €e, binlerce insan... Fakat içine dolan bu bin bir ha yali kızkardeşine anlatmayı beceremiyecek... Anlıyor bunun neden fena olduğunu, vüöcudünü © Salmanin neden fena olduğunu kendi sakat vücudün © de bile duyuyor, Fakat söyliyemiyor. Yalnız büyük bir tiksinişl: — Allah vermesin. Allah düşmanımı sokağa dü - — şürmesin. Diyor, Bir kahbenin kızı olarak dünyaya gelmiş © Olmanın acısı kalbinde titrerken: İ — Kötülük hiç iyi olur mu? Diye tekrarlıyor. Fakat Nazlı hep kendi düşünce- Binin peşinde ayni sözü söylüyor. — İnsan kötü olmalı vesselâm ». Artık ne ut çalmıyor, ne şarkı söyleniyor, Gece sonsuz bir sessizlik içinde, Nazlı hâlâ yatağında dönüp duruyor: — Bu akşam da bir parçacık olsun esmiyor. Gün- düz öyle yorulmuştum ki, vücudüm pelteler gibi idi. Böyle olduğu halde yine uyuyamadım, — Ben de uyuyamıyorum. — Anam da hâlâ gelmedi. — Evet kız doğuramadı galiba". — İçi çıksın kızm... Bize ne konudan komşudan. © Fakat ne yaparsın karı mahalle karısı.. Hem gündüz git çalış, hem de akşam anan önüne bir katığınla ek- © meğini hazırlamasın... Sana bile yemeği ben yedir - “dim... Sanki bizim valde ebe!.. Elin evinde anlamam 'ki bu saate kadar ne kalır işi nedir?.. — O gitmek istemedi... Faziletin anası geldi çok yalvardı, Kadının eli ayağı boşanmıştı. Pek korkuyor. “du, Ebeye haber yollamışlar, Daha gelmemiş. Hem iliyorsun son zamanlarda pek hastaydı Fazilet... © Hasta olur yal, Üç gin oldu evleneli hemen ço « cuk doğurmıya kalkıyorlar. Karılar eğer çocuk do - Zurmasalar patlıyacaki Nazlı bu sözü her söyleyişinde kendini dünyaya ge tiren anasına karşı duyduğu hiddeti ifade ediyor, dünyaya gelmesine sebep olan babasına karşı hisset. tiği kini boşaltıyor: Evet o ana ve babasına kendini dünyaya getirdikleri için düşman,. Ve ne zaman fa- kir bir kucakta bir çocuk görse, ne Zaman kendi muhitinde bir gebe veya bir lohusa olduğunu işitse bu hiddeti yine birdenbire parlıyor. Şimdi Faslletin çocuk doğurmasma karşı duyduğu hiddet ona babasını hatırlatıyor: — Bizim moruk ta hâlâ gelmedi. Bizim paranm dibine darı ekmiye uğraşıyor galiba, , Kimbilir nerede gıkkımlanıyordur?,. Melek hafif bir sesle: — Ben de onu merak etmiye başladım diyor. — Nesini merak edeceğim. İnşallah içip, içip bir yerde patlamıştır. Sakat kız: “Allah esirgesin, Diye düşünüyor. “”.. Nazlı, kerevete yeniden uzandı. Uyumak fetiyor. Fakat sımsıkı yumduğu gözleri uykunun rehavetine bir türlü kavuşamıyor. Sanki biraz evvel uyanmış, kadar uykusuz, o yal- nız parasını ve babasınm dayağmı değil ayrıcada Mahmudu... Hayır dahe fazla Mahmudu düşünüyor. Onun sarı benekli yeşil gözlerini onun kendine doğru eğilişini düşünüyor. Gömleğinin omuzundaki kocaman yırtığı hatırlıyor: Ve içinden: “Kopuk, kopuk diye söyleniyor ceplerinde beş para Yazan: SUAT DERVİŞ yoktur, bir de sevdalanmıya kalkarlar, Bu gece kalbi çok kuvvetli atıyor. — Amanm sıcaktan boğulacağım, diye inliyor. ter içindeyim... Pencereler de açık amma bir fayda Yok, Sokakta sürünür gibi yürüyen ayak sesleri var. Yatağmın içinde heyecanlanan sakat kız: — Galiba babam geliyor diyor. Kerevetin üstünde birdenbire doğrulan ayak seslerini dinliyor Gelen bir kişi değil... En aşağı iki kişi. Çünkü yere asker gibi talimli adımlarla basan bir ayak sesinden başka, Sağa Sola sendelediği taşa, teneke parçalarma çarptığ' duyu - lan başka ayakların sesi de var. Eğ?' Eelen babası Ise bu akşam pek sarhoş olmalı, çünkü ayak seslerinden sağa sola doğru yalpa vurduğu besbelli, — Babam geliyorsa, yalnız değil geliba,.. Biraz daha dinliyorlar, Ayak sesleri sustu, Kapıya vuruluyor... Nazlı çirkin, kalm sesiyle bağırıyor: —Eim 01! Kimo?!, Bir erkek sesi cevap veriyor: — Aç kapıyı, aç, — Bu babam sesi değil, Ve bir an içinde biraz evvel ettiği beddusY! düşünü. yor, “İnşallah bir tarafta patlamıştır..,. Kalbi acr, acı çarparak yerinden kalkıyor, Fakat te- Miş ve alâkasmı kardeşine göstermemek İçin: Nazlı da Tuyor: — Inşallah cenazesini getiriyorlardır, diyor, âdeta telâş ve alâkasmı kızkardeşine göstermekten büyük bir hleap duyuyor, > Nazlı telâşiı, heyecanlı ve gedişeden titriyen bir sesle: — Allah esirgesin, diyor, Ve Nazlı bu sözü, istemediği halde büyük bir kor- ku içinde tekrarlıyor: — Allah esirgesin, Ve yine o çirkin, o kalm sesiyle soruyor: — Ne var, ne İstiyorsunuz? — Osman Dayıyı getirdim, “Sıcaktan mı, yorgunluktan mı nedir?,, Yine kak bim böyle acı acı bu kadar telâşlı çarpıyor,, diye Nazir bir an düşünüyor ve yüksek sesle: — Kibrit nerede, diyor, Da ki adama cevap vermeden odanm İçinde tekrarlıyor: vk — Kibrit nı Te Ve şir 'da kendi helecanmı, kendi endişesini susturmak istiyen bir emelle ilâve ediyor: — Kör kütük sarhoştur yezit! Eileri kendi bağucunda,., Ve odanm karanlığı için. de bir körün elleri gibi sağı, solu karıştırıyor: — Kibrit, kibrit, e — İşte, yastığımm altında varmış, 8i,, Ev e imi altımdan çıkardığı bir kutu kibriti, terleri biran buz olmuş ellerle ona uzatıyor, 'Nazlınm parmakları karanlıkta bu kutuyu zorla tutu» yorlar, Kutuyu açarken de hafif hafif titremekteler, Nazlı bir kibrit çakıyor, Küçük bir alevcik, karanlık odanın içinde titri — Idare nerede?.. — Sen, kendin söndürmedin mi? Orada, gaz sandı. ğnm üzerinde,... “".. Kapıya kuvvetli bir yumrukla mütemadiyen vuru. (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: