April 23, 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

April 23, 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Vali - H. Cahit Davasında Dün Şahit Dinlendi B. Necmettin Kocataş Tavassutunu Anlatıyor Muharrir B. Hüseyin Cahit Yalçın tarafından Vali ve Belediye Reisi B, Muhittin Üstündağ aleyhine açılan ve B. Üstündağ tara- fından da mukabele edilen hakaret davalarında Kocaeli Ceza mahkemesi B. Necmettin Mollanm İstanbulda istinabe suretile şe- hadetinin tesbitine karar vermişti. Dün sabah saat onda Asliye İkinci Ceza iy B. Necmettin Kocatası die Mahkemede fe avukatı, V Kocataşa söz ver usulen yemin mra kelimelerin Metinde durarak ve talâkatle şehadetini şöyl anlatir: , Necmettin Kocataşın sözleri — Akşam gazetesindeki mevzuu bahis yazıyı Bay Hü in Cahit Yal - çının yazdığını görmedim. Hüseyin Cahitle 40 senedenberi dostuz. Bu dostluğa dayanarak kendisinden #u- Teti mahsusada malümat ta almış de- yı da, Muhiddin Üstünde- mütenasip bir şekil bulamadım, Va linin vekili bulunan avukat Necatiye telefon ettim ve şunla: — Siz valinin vekilisiniz. Kendi - sile görüştüm. Bilvesile bu davadan bahis açtım. Valinin vez ve tavrma bakarak bir itilâf teminine imkân Necati bana telefonla teşekkür et. di ti ve: gi vafık olan hal şekli iki taraf ta mah. | kemeye gitmezler, Davalar düşer, Me j sele de kapanır.,, dedi. Hüseyin Cahidin evinde Bundan bir gün sonra Hüseyin Ça | hidin evine gittim, Kendilerini gör . düm. Yalnız ben Hüseyin Cahidin eyi ne giderken onun böyle bir şey yaz . mış ve Valinin de kendisine mukabe le etmiş olduğu zihniyet ve kanaa. tile ikisine de “vaz geçin, tarzında | söz söylemeyi kuruyordum. Aksi mü lâhaza edilmesi lâzımgelse; Cahide böyle bir şey teklif etmek doğru ve ni di » taraf ta birer şey yazmış oldüklarma ki İnanarak: “vaz geçiniz,, demiye gidi. yordum. ve şunu da ilâve edeyim ki, o tarihte valinin açtığ dava henlir İzmite intikal etmemiş ve mahkeme. mitte vali ile karşılıklı muhakemede iken akşam avdette valinin kerimele- rinin bizim evde bulunduğunu duy - değ idim. Ne peki ir | dam Alec b an o ml İSA| ARAY Sineması! olduk. Fakat, görüyorsunuz ki, şid - — Çok isabet edetsiniz. Bence mu- | fediniz. İri Hâkimlerin hakkı takdiri ge lir.,, dedim, Hüseyin Cahit, cebinden yeni matbunt kanununun 27 inci mad va edemez. Çünkü, 27 inci maddeye lardan dolayı dava edilemez.,, dedi. makul bir hareket olmazdı. Ben jk; | old. Kanunları takip edemedim ka- kalım. Belki ilerde genin arzun hâsıl Bugün İŞ EZE sinemasında BAŞLIYACAK MACERALARLA, MÜTHİŞ SERGÜZEŞTLERLE ba'ta görmemiş ormanların ve binlerce vahşi hayvanm hakimi , HAKİKİ ve YEGANE TARZAN JOHNNY WEİSSMÜLLER Tarzan Kaçıyor TÜRKÇE SÖZLÜ * Aynca: İsmet İnönü'nün Belgrad seyahati ve Istanbula evdetleri TURK. ÇE SÖZLU hâdisat filmi, Bayram münasebetile bugün, yarm ve Pazar günü s#bahları saat 11 de ve 1 de ucuz matineler vardır. Yalnız bü seanslarda biletler birinci 20 - Balkon 25 - Hususi 35 kuruştur. öyledim; 4 ez i Bugün bütün İstanbul halkı gidecek ve sönenin en güzel 3 filminin müsabakasına aid biri mi olan ve dünya filmleri arasmda şeref mükâfatını kazff BAKIR DELiKANİ Fransızca sözlü şaheserini görmeğe koşacaktır. Baş Rolde: GARY COOPEİ Heyecan, nükte, aşk ve beklenmiyen vak'alarla dolu bir şah Hamiş: Müsabakaya iştirak edebilme kuponunun muhafazası lâzı inde “a SÜMER! HANS MOSER - LEO SLEZACK - ADELE SANDROCK © ile Pat ve Pataşon gibi 5 büyük komik tarafından oynana PAT ve PATAŞON SIRKTE güzel ve neşeli komedisini görenler hoş iki saat geçiriyor! Tâveten: İSMET İNÖNÜ'nün BELGRAD SEYAHATI | kçe sözlü film, Çocuk haftası münasebetle etli bir uma uğradım. Davadan imdilik vaz geçemiyeceğim. Beni af. | NAMI MÜSTPARLA YAZILAN i YAZILAR Ben yine ısrar ettim. “Dava iki ta- iştir. İki tarafın davası da düşebi - > esinin bir kopyesini çıkararak: “— Veli benim aleyhime ikame! da öre nami mistaarla yazılan Yazı - Ben yine ısrar ettim ve: — Vekâlet hayatından ayrılalı çok uni bid düştince ile değil hissi bir fi- irle müdahale ediyorum dedim. Hüseyin aChit: — Rica ederim, Bunu burada bıra ıda güzetede okudum. ay evvel bir gün işim için Vali Muhiddin Ustündağın yanma git miştim, Masarım üstündeki üç, dört telefon mütemadiyen işliyordu. Ve dâlre şefleri de ellerinde “kâğıtlarla gelip istizahta bulunuyorlardı. Yine bir telefon çaldı. Söyleneni tabiatile duymuyordum. Yalnız Vali şöyle dedi: “.— Bay Faruki. Benim aleyhim- de Hüseyin Cahit tarafından yazılan © yazıda kanunsuz vergi almak suretile hakkımda halkm husumeti (ocelbe - dilmiş olduğu içintmahkeme huzurun ds davamı kendim teşrih etmek ve hissiyatımı izah etmek İsterdim. Halbuki, muhakeme salı gününe ta ik edildi, Denim de salı günl maze - © retim var. Başka bir güne talik ettir mek mümkün değil midir?.,, © Muhavere bitti. Muhatabmn ceva © biz işitmedim. "Muhittin Üstündağ da devamını istemiyor,, Ben bu muhnvereden Hüseyin Ce-| hit tarafından açılan dava mevzuu - “na İntikal ettim, Davanm talik edilip edilmediğini bilmiyorum. Bunun ü- Vali Muhiddin İle edecektir. Tarafeyni memnun ede- B. Necmettin Kocataş rabbet ve hürmetimi düşünerek de- dim ki: — Birçok mühim ve ardı arkası gelmiyen meşgaleler arasında bir de bu daya ile uğraşmak değer mi? Ne olacak, nihayete kadar gitmek igin kat'i bir azminiz mi var? Acaba bu muhasama Mahkemede bizzat bulunacaksınız, teheyyüç ve teessürle birçok geyler söyliyeceksiniz. Hüseyin Cahit te mukabe- cek bir çare bulunamaz mi? Muhiddin Üstündağ, bu meşgale a- rasında bü davanm devammı istemi yor gibi idi. Bunun Üzerine ben ken- disine: — Müsaade ederseniz bir tav; sutta bulunayım dedim. O, ne “tavassut yapmız,, ve ne de | valiye bir itilâf fikrini zımnen kabul İettirdiğimi #üve ettim. “yapmayız... demedi. Bendeniz bu- nu müsbet bir şekilde telâkki ettim. İki tarafa karşı hüsnüniyetle meşbu olarak bu ihtilâfın bir tesviye sure - ti bulunup bulunmıyacağını düşün - ce Cahide yazınm kendisi tarafından yazılıp yazılmadığı sorul itibarla, Cahitle gö İ'bu yazı senin midir?, diye sorma - dım ve zaten buna mahal yoktu. İsti. zah mevkiinde değildim. Cahidi heyyiç gördüm. Fazla müteessirdi, Eski hukukuma İstinaden biraz ken- olur, dedi, Müteessindi, Kendisine ve- da ettim ayrıldım. Bu mülâkatimın netleesi müspet olmadığı için vali ile görüşmedim. Yalnız avukatı Necati ile görüştüğüm zaman: — Ümit ettiğim şekil hâsü olma. di. Maamafih ümidimi kesmiş deği- lim. Siz de mahkemede şiddetli söz - lerden kabil olduğu kadar tevakki e- müte disini teskin edecek telkinatta bulun- ortadan kalkamaz mı? |mışar yaşımın gectik, San mamlaka Otuz, kırk söhedenberi elinde kalem İdığını unuttun mu? Bu Kadar toss#sü dan dolayı çok müteessirim. dum. — Birader, dedim, yaşrmızı başı- | i muzı almış adamlarız. İlimiz de alt tin eni yüksek bir kâlem sahibisir..| boyuna yazdın. Birçok otenkitler de yaptm. Hattâ meşrutiyetten evvel yaptığın kalem münakaşaların! top- liyarak kavgolarım adir bir kitap yaz | d rün mânası nedir? Görüyorum sen de muztaripsin. Bir şekli hal bula - ama. Bundan sonra valiyi hasıl gördüğü mil etraflıca kendisine anlattım. Ve * Hüseyin Cahit: “ — Vallah, dedi. Ben de bu dava- Hattâ, ds diniz, dedim. Ondan sonra, valiyi şim iye kadar görmüş değilim. Muhake| menin safhalarını herkes gibi gazete lerde okudum. Necmettin Kötâtaş şenrüetmü bi - tirdikten sonra Hüseyin Cahidin yü- İzüine bakarak: — Böyle değil ml? Namus ve vic- snıma yemin ederek söylüyorum, edi. Bundan sonra Hilseyin Cahit si aldı: . — Bay reis dedi. Söylenenler aynen zapta geçmiş midir? Lütfen zaptı 0- utunuz. Reis zaptı tekrar okuttu. Hitseyin Cahit, bir naktanm vazih yazılmadı ğını söyledi, Necmettin Molla, burasmı tekrar Yad: — Ben bu yazıyı Hüseyin Cahit kendisinden | Kocaeli cezâ mahkemesine gönderi! - İdi, © da kısaca: RR Kk. ZN YY AZI 72 ÖLÜM HABERLERİ mama almana slm ÖLÜM Tüccardan merhum Ardıhanlı Bay Mehmedin refikası, hâkim bayan Muaztezin büyük annesi, mühendis Hasan Haletin kaym validesi, Bayan Zeliha va mua) hayvan Adilenin, baytar Cemil ve belediye murakıpla- | ni ondan Abdülkadirin annesi Naile 22, 4, 937 tarihinde vefat etmiş- tir. Cenazesi 23, 4, 937 cuma günü Beşiktaş Akaretler 80 numaralı ha. neden saat 11 de kaldırılarak Yahya Ef, türbesindeki sile mezarlığma def- nedilecektir. medi, “yazdım,, da demedi, Reis son sözü Hüseyin Cahide ver — Bu, bir iİstinabedir. Burada bir gey söylemek Sadet haricinde olur de di. Mahkeme, tesbit edilen şehadetin ni harflerle üçüncü defa zları Türk karilerince &8 rilen romancımız Burhan eseri eski harflerle 2 def £ Kin İyi bular ina Bayan | teren bu çok beğenilmiş **“ Kitaphanesi tarafmdan harflerle ve çok temiz bir Bugün, Pazartesi ve Salı günleri çocuklara Birinci mevki NEŞRİ) Aşk Bahçesi Burhan Cahidin bu rağ pas zl Ga 1400 Krş. 1 Sene Cahit Yalçma — Kimdi beraber içtiğin hergele? Zengin mi? Ne- ci? Güzel mi? Bu ağzı rakı kokan, bu dayak yemiş, yüzü gözü parçalanmış kız, Mahmudun kolunu bırakmıyor. Bözlerini duymuyor, sade kesik kesik. —Bıktım ben, bıktım, diyor, usandım artik.. Artık kurtulmak istiyorum... Kurtulmak... Yatalak kardeşten, sarhoş babadan, açlıktan, yorgunluktan on Üç saat makine başında it gibi didinmekten kur- tulmak istiyorum... Ben! sevdiğini söylüyorsun.. Ku- Tu, kuru sevgiden ne çıkar? Haydi işbulsana... İş bul.. Bir oda tut... Bir oda yeter bize... Beni kurtar Mahmut.. Bana ev tut.. Ben tenbel değilim. Çahşı- rım.. İşe de giderim.. Peki, peki amma.. İşin de bir akla uyarı olur. Mahmut yavaş yavaş başmı önüne eğdi, Artık de. minki hırçın, kıskanç adam değil.. Nazlı elini onun kolundan çekti. — Biliyorsun, beş saat değll, on saat değil, tam on iç saat, durmamacasına... Gözümü açıp makinenin © obaşma geçiyorum, Akşama kadar.. Eve güç geliyo © rum, Ölü gibi döşeğe seriliyorum. Verdikleri de bir © gey olsa bari, Kırk kuruş. Bana mı yeter, anama mi, © yatalak kıza mı, yoksa moruğun zıkkımına mı?, Kimse bize sermıyor, kimsede insaf yok!. Evdeki « lerde yok, fabrika sahibinde yok.. Sen de bile... Hıçkırıyor. Durdu, derin derin soluğu, Sonra yine ayni sesle, kinli, içli, kırık sesle devam etti: — Öleceğim be... Görmüyor musun, tahammülüm kalmadı artık. Öleceğim diyorum sana... Yaşamak is- tiyorum ben Mahmut.. Yaşamak... Yaşımak istiyo - rum. Beni seviyorsan kurtar. Kurtar artık. Sürün. miye tahammülüm yok... Yüzünü erkeğin gömleğine dayadı. Omuzları sar, siliyor... . © Mahmut göğsünde sıcak bir ıslaklık duydu. Sar - #lan omuzları avuçlariyle yakaladı, Nazlının başi. “sı ışığa çevirdi. Bu dudağı kanamış, gözü morarmış © yüze baktı. Sonra kızı birden bire kendisine doğru No. 41 çekti. Göğsünde sıktı. Basit bir İnsanm bütün hırçm azmiyle 8öz verdi; —iş bulacağım! Muhakkak Iş bulacağım... Sen be- ni İstersen İş ararım, bulurum da.. Nazir... Alırım seni! Nazlı duymamış gibi mırıldanıyor: — Vallahi esvaplarda hevesim var. Plâjda, çiçekli şapkada, her şeyde hevesim var, Kuru fasulyeden, * yağ kokusundan, yırtık, siyah önlükten bıktım. Ya. şamak istiyorum, ben. Yaşamak... Yaşamak.. Öteki insanlar gibi yaşamak istiyorum. — Haklısri Nazlr.. İş bulmam lâzım, Muhakkak iş bulacağım. Sus artık... — Boş lakırdı bunlar, Mahmut, boş.. Kaç zaman - dır boştasın.. Herglin de iş ariyorsun . Durdu, biraz düşündü, sonra şuurla insiyak ara. sında bucalıyan bir hızla devam etti: — Onlar size iş vermiyorlar, Onlar anafordan Iş « çi arıyorlar.. Bak sizden sonra bunca senedir çalışan usta kadmları da kovdular, Bizim gibi acemi kızları, bizden daha kilçüklerini çalıştırıyorlar. Anamızı, ba. 'bamızı, kardeşimizi bize besletiyorlar. Bizim Ayşe kocasiyle çocuklarımı, neden besliyor? Kocası da se- nin gibi usta olduğu halde bir senedir İşsiz. Emine dostuna cigara parası, rakı parası, bayramda göm . lek gravat slmıyor mu? Onun dostuda kaç aydır işsiz.. Halbuki biz, geberiyoruz. Tekrar hıçkırrmağa başladı. Mahmut kolunu genç kızm beline doluyor. Yavaş yavaş yürüyorlar. Her aptıkları sokak biraz daha karanlık, Nazlı sustu. Artık ağlamıyor. Kendisini Mahmudun koluna öyle boydan boya bırakışı, var ki delikanimm içi aciyor. Yazan: SUAT DERVIŞ Aklima o geldi, O, Nazlı ile beraber içen herif. imdi o beraber içtiğin? Söylesene. Seviyor musun onu? — Vallahi sevmiyorum.. — Demek birini buldun ha? Demek biri var.. Sesi titriyor. Kızı, kinle, Ihtirasla, kıskançlığın en keskin hıziyle kucakladı, Göğsüne ezmek İster gibi bastırdı, Sonra dudaklarını ayni kinle uzun uzun hır- palıyarak öptü . Yürüdüler, Nazlı gitgide berraklaşan sesiyle sor - du: : — Nereye gidiyoruz, Mahmut? — Şurada bir yer var. Yürü.. geldik. Teride alçak bir duvarın karaltısı görülüyor. — Neresi orası ? — Gel, diyorum sanal Yürüyorlar, Duvarm yıkık yerinden içeri girdiler, Ayakları taşlara takılıyor, çukurlara gömülüyor. — Nereye gidiyoruz ?. Dudaklarmı erkeğin ağzımdan kurtardıkça böyle sorüyor: — Nereye Mahmut 7. — Gel. Kurşuni karanlığm Üstüne siyah endamı çizilmiş kubbeli bir bina.. Kimbilir, belki bir medrese, belki bir mesçit harabesi.. Nazi: nerede bulunduklarmı, ne- reye girdiklerini kestiremiyor. Mahmırt onu bir kapıya doğru sürükledi, — Yürü Nazhr... Tekrar öpüyor. — Ah.. Seni öyle seviyorum ki... Bir kapıdan içeri girdiler, Mahmut titriyen bir sesle: — Seni seviyorum, diyor, seviyorum seni Uzun bir öpüş.. — OL, ağzım acıyor. Geri çekilmek istedi, Mahmut bileğini bi Kız soruyor: — Nereye geldik?. Burası neresi?. Lâmb& yaksana.. Onun sesi de titriyor. Vücudu çevikleşti. Imm sıcak nefesini yüzünde hissedince tekrs” lemek istedi, Bir yere çarptı. Tahtadan, bir şey.. Dayandı. Dayandığı tahta, taş 26! yiyor. Kaydı, nihayet başka tahtalara G8: durdu. Mahmut ta bu gerileyişi adım adım diyor. Tekrar omuzunu kavrıyan kati avuca” o Mahmudun dudakları... Nazlı gözlerini açtı. HE sabahki #ilyadiste yor. Vücudu öyle kızgın, damarları öyle g€ Güneş çoktan doğmuş. Tepedeki pence giriyor. Nazlı kendini toplamağa çalışıyor. Yattığı yer neresi?. 1 Tavanda kubbe, kubbede örümcek ağl9r1 Te yyifi Gözlerini tavandan karar duvara indirdi. Ty ge Karşıda tabutlar var! Ustüste koyulmuş: i yahlanmış, bir sürü tabut. i —Ayı. Düfe Baykıratalk doğruldu. Gözlerini sapi yor. Sakm riyada olmasın! Sol tarafma döndü man Allahım! Teneşirler... Sağında Mahmut yatıyor. Nazlı o zaman İşi anladı. Ve müthiş Dİ” yerinden sıçradı. Nazlı kapıya doğru atıldı. tabuta çarptı. Bir feryat ve bir kuyu tahts Nazlı kapıdan çıkarken Mahmut ri san VEN

Bu sayıdan diğer sayfalar: