28 Nisan 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10

28 Nisan 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e 0 Millet Meclisind AN -4- 55 e nafıa işlerimiz üzerinde bir münakaşa oldu (Başı 6 merda) lâ daha önce başımızdan defedilemez miydi? “Aleyhimize yığılmakta olan bü borç şâyet bu hal devam edip te im- tiyaz sonu olan 1958 yılma kadar sür Be İdi halimiz nice olurdu? Devletin Üzerine-10.15 milyon gibi bir borç yüklenecekti.,, Bunu Çetinkaya söy lüyorlar. Bu asla doğru değildir. Arkadaşlar, 10-15 milyon 10.15 Biranın bile yüklenmesine İmkân yok tur. Çünkü böyle kabul edilince biz eski devirlerde olduğu gibi mukavele yapacağız, onun İçerisi güveli bir ka bım sarı yaprakları arasına defnede - rek ve ağzını mühürliyerek nesille - re devredeceğiz, nesil değişecek aça cak, bakacaklar ki burada bir facia metfundur. Geçmiş devirlerin her tasavvura imkân var mi? , Biz hakikatler arıyoruz “Arkadaşlar, bizim yaptığımız mu - 'kavele hayat için yapılıyor. Bizim ya- şayışımız müddettinee her gün bizim hayatımıza bağlı olarak hayatiyetini muhafaza ediyor. Biz her gün haki - katler aramakla meşgulüz. Binaenaleyh Recep Peker 929 mu- kavelesini yaptığı vakit devlete inti zar hesabımdan 10 — 15 milyon yekü nunda bir yük bırakılmasına münte - hi bir facia yapmıştır. Bu doğru de gildir, Vekâlet mukavelenin bu ihti - malleri karşılıyan diğer maddelerini tatbik edince hiç buna imkân yok - tur. Bu mukavelenin demin arzettiğim prensiy bakımmdan her maddesi tek başına bir hüküm ihtiva etmez, Biri diğerine bağlı olarak hepsi bir küldür. Mukavelenin birinci maddesinde dev- ete mühim bir fayda temin ediliyor, Geçmiş hesapları tafsil ettmiyeceğim. 923 de Veyil gelmiş, altın farkı olarak beş misli tarife yapmış ve eski he » sapların tanzimi de kararlaşmış bu - lunan bu hesaplara göre, 927 de beş milyon diye konabilmiş olan yekünu 929 mukavelesinde birinci maddede bir buçuk milyon altın frank artırı- mış. Bunları söylememin sebebi me- suliyetini taşıdığım bir işin yolsuz bir tarafını değil, her tarafmı göster mektedir. Encümen ve bütün alâkalılarla si- kı bir iştirek ile çalışıyorduk. O ze manm başkanı galiba sayin maliye bakanı Fuat Ağralı mazbata muhar Tiri de Mithat Aydmdı. Enciimenle #iki iş "birliği yapıyorduk. Pncümen 5 milyon altı milyon çıkarabilirsek çok iyi olacak diye düşünüyordu. Bu nu gizli olarak konuşmuştuk. Altı milyonda encümenin memnun ola - cağı mutabakata varmıştı, Ben şirke ti daha fazlası için sıkıştırdım. Bu - rası tamamen hatırımdadr. : 8 sene içinde ! 'Aramzda inkita oluyordu. Şirket #murahhaslarr o anda encümene bir bitim hediyesi olmak üzere istediğin den yarım milyon «tm frank ki, bi- zim para ile 200,000 liradır. Daha koparmıştım. Encümene getirdiğim zaman arkadaşlar memnun olmuşlar “dı. Çünkü bizim encümenle mutabık kaldığımız yekünu 200,000 Türk li - rast kadar geçiyordu. Nihayet hepsi ni mukayese ile söylenmesi icap eden bir argüman olarak kaydediyorum. 929 da ben bu kadar söktüm. Daha sonraları başka bir arkadaş belki da tunç bir heykel gibi bozulmadan kal- dığın: iddia edemez. Zaman herşeyi asındırıyor. 927 projesinde de benim Milli Müdafan Vekili olarak imzam vardı, O vakit Başvekil yine İsmet İ- nönl idi. Nafıa Vekili Behiç Erkin maliye vekili Abdülhalik Rende o va kit biz kilometre başma on üç bin sökebilmişiz. Oradan iki sene daha şikten sonra kilometre başma 1000 altm frank daha indirebildim. 356 kilometre 1000 3563... altın frank eder. Bizim paraya tahvil edersek 142,500 lira, bu bir senede kârrmız. O zamandan bu zamana kadar ge - pon air senevi hesap edin. Yekünu 1.139,20 Türk lirası eder. Yapılmış ksa bir Kesanem hatırmızda küçük bir yer, iz bırakması için bu hesap- ları söyledim. Başınızı ağrıtmamak Için aşka maddelere geçmiyeceğim. Zaten onlar mevzu değildir. Raşa meselesi Raşa geçen müzakerede bu kürsi | de çok mühim bir şahsiyet almış 0- lan kelimedir. Ben evvelâ demin a- lelümum anlaşmalar bahsinde yap - tığım gibi raşanm ne demek olduğu nu izah edeceğim, Haknaşinaslık say mamanızı rica ederim. Raşanın ne ol duğunu anlamak ta benimle bugünkü sayın bakanımız arasında esas İti - barile büyük fark vardır. Rasa ne - dir? Raşa kelimesi devlet varlığı içe risinde hususi antrprizler fikrinden doğmuştur. Bilhassa ecnebi antrpriz bir devlet varlığı içinde hulül etti mi oraya koyduğu sermayeyi korumak ister, O sermayenin işletmesi için kendişine verilmiş olan imtiyaz müd deti çerisinde bir kazaya uğramama sını temn ihtiyacındandır. $u halde yurdumuza herhangi bir ecnebi antrp rizi, gerek demiryolu yapmak gerek fabrika ve salre tesis etmek için ken disi işletmek üzere bir iş yapma va- zyetinde olunca birine iş olarak der ki: “Buna bizden hangi tarihe kadar satm simryacakamız? Çünkü ben bu raya kür maksadile sermaye koyaca ğım İşimin en feyizli zamanında yap tığım işe bakarak ne kârlı iştir diye satım almıya kalkabilirsiniz. Onun İ- çin siz bunu benden ne zamana ka - dar satın almıyacaksınız. Bunu söy- İeyiniz., O zaman konuşulur, o he-| sabmı yaparken sen de hesabını ye - parsm, O, 100 der sen, 70 dersin. O, 70 der sen 50 dersin, Mutabık kalı - nır. Ondan Sonrası için satm gacak- sın amma imtiyaz müddetinin bana getirmesi muhtemel olan mefruz he- aabı, kârı da nazarı dikkate almak mecburiyetindeyim. Çünkü ben or&- da kalsaydım, yine kazanmıya de - va medecektim, buna karşı tazminat vereceksin der bu kaydı koydurma - dan hiçbir kimse, hiçbi pecnebi ser- maye, devlet sınırı içinde gelip iş ya pamaz. Bir taraftan raşanm tatbiki işl devlet için de'faydalıdır. Uç sene fülen kalacak fakat nihayet bir gün gelip devlete mehifaati icap ederse olmamak çin... Yusuf Kemal arkada şımla nasıl konuştuk ve nasıl mu - tabık kaldık, Ben hatıramı söyliye - yim, Buna Türkiyedeki başka ecne- bi antrprizlerine benzemez. Esesen bu hat devletin malı idi. Şirket bu - rada sade bir işletme unsuru idi, Bi- maenaleyh hattı satın almak mevzuu bahis değildi. Mevzuu bahsolan şey, olsa olsa İşletme hakkımın satm alın ması İdi, Bu bir ikincisi raşanm ne demek olduğu hakkmda demin ma- lümat arzettim. 1572 den benim mu- kavele yaptığım 1929 4 kaadr yani 57 sene zaman bu hat tabii sahipleri değişiyor Avusturya oluyor, Fran - sız oluyor, devlete geçiyor. En &on yalnız işletme hakkı son şirkete ka- yor. Şimdi burada yurda yeni gele rek bir iş yapan ecnebi bir şirket i- çin mevzuu bahsolan müddeti ve im- tiyaz sonuna kadar tazmiantlı klâ- sik bir raşa meselesini bu vaziyette düşünmiye imkân var mr? 929 mu - kavelesinden sonra şirketin 20 sene zaman: kalmış. Klâsik raşa şekli dü şünürsek bu müddetin meselâ üçte İkisi veya yarısı kadar bir zamanda raga hakkımız olmadığı yağmak lâ - zimgelecektir. Yalnız 929 dan 49a bu olmazsa 195 e kadar Türkiye şir ketler işletme hakkımı alamıyscağı Bununla kalmaz 1958 senesine kadar da tasavvur edilen sene için bu kadar hesabile şu kadar para vermeyi taah hüt edecektik. Böyle şey yapılır mı? Hergün değişen hayat ve raşa Arkadaşlar, raşa diye zihnimizde bir heyulâ var, bir vahime var, Ve bunlar kıymeti onların hayattaki rollerinden fbarettir, Mefhum diye Migattaki mânasile anılın herhangi bir kelimeyi her gün değişen bir ha yatta aynen tatbik edemeyiz. Tatbik ettik mi mahvoluruz. Avrupalı ada- min karşısma böyle aldatıcı fikirler le gelir avlar, alır beraber götürür. Şurasını da arzedeyim ki, raşa me- nazarı dikatimi bilhassa raşa teklifi önce onlardan geldi. Ozamanki maz- ben bunu satın alacağım der. Raşa şartlarını koymakta sermayedar için fayda, sermayenin kuver olması, ya- ni mahfuziyeti için bir kapak bir müddet teminidir. 1872 den 1929 a kadar Şimdi mevzus gelelim. Evvelâ Yu suf Kemal Tengirşenk arkadaşları - mızdan başlıyarak konuşmayı daha uygun görüyorum. Tengirşenk arka daşımız, o zaman devlet demiryolla- emın hukuk müşaviri idi. Ben Nafıa Vekâleti mesuliyetini üzerimde tutu- yordum. Hatırımda bulunan bir nok: tayı arzetmeyi vecibe sayarım. Na - fın Vekili sıfatile çalışırken devlet demiryolları hukuk müşaviri olarak çalışan o Tengirşenk arkadaşımızın Nafın Vekâletine ait bütün işlerde kendisile konuşmak mecburiyetini hissediyordum. Bu yardım talebini hiçbir vakit reddetmezdi. Bilâkis te miz br özver ile istşareler kabul etti. Hepsinde İstisnasız devlet Için fayda verici şartları bulmak yolunda bana bir aydınlık tesiri yaptı Burada söz söylerken herhangi bir arkadaşm im mi mevzuu bahsolunca ve bilhassa müzakerenin portresinde de bir İnsa nm hüviyetine ve şeref saydığı taraf larma tesir yapıcı bir koku sezerse titizlenir, hakkıdır. Ben de bu müza bata muharriri arkadaşımız bilmem hatırlarlar mı? Bir arkadaşımın hs- tırasını bu kadar 2a'amak istemem. Bana raşa maddes'ri onlar Açınca ben uyandım, ben devlet hayatında 40 mukavele yapmış tecrübeli bir a- dam değildim. Derhal dedim ki, bu teklif onlardan geldiğine göre, bun- da bir marifet var, Başvekille konuş tum, belki Saracoğlu ile de konuş - tum, öyle hatriryorum, Tengirşenk- le konuştum, korkularımı söyledim tamam dedi. Tengirşenkin tekrar ha tırasını ihya etmek isterim. Onlarm İstediği ve şimdiki bakanm bahsetti- Zi şekilde bir raşa için yok yok dedi. Yalniz bizim raşa diye br hakkımız devletin hükümranlık hakkı olarak vardır. Bu böyledir amma, bir dev - İetin repimi buna müsait olmazsa ar kadaşlar, bu devletin rejiminde müs | sadereye gidilemez, Türkiyede mal, | İ mesken masumiyeti vardır. Hiçbir; sermayenin ve şirketin malr bu mem | lekette kendi akdettiği mukavele -| İnin tahmil ettiği külfetler karşısm- da müsadere edilemez. Türkiye reji iminin simasmı dünyada bir parlak İ güneş gibi iltisam ettiren, ışıldatan şeraitten birisi de budur. O halde ra şa hakkı diye istedikleri tarzda müd detli bir madde konsaydı ne olurdu? Şimdi mukavele maddelerinin biribir kerede olsaydım, bu arzettiğim şey- lerin esas safhaları karşısında titiz lenmiş olacaktım. Fakat bir adam 1 - çin o titizlenecek hususlarda milda- faada bulunmak tabii bir haktır. Yusuf Kema! arkadaşımız da ken dlsine taallük eden hususlarda fik- rini ir. Kendilerinin söz €8 nasında titizlendiklerini söylediler. Fakat zaptı okuduğum zaman sözler min tamemile tarafından serdeğilen noktalara mutabık olduğunu gör - düm. Kendilerinden rica edeceğim, Şark demiryolları mukavelesinin bu esas safhaları hakkında kendi fikirle rini tekrar arzeylesinler. Belki o za- man birdenbire hatırlamamış olabi - lerine eklenmesi sırası geldi. Mukaveledeki emniyet maddesi Öte taraftan intizar hesaplarım - dan aleyhinize borç toplanacak, on- dan sonra KÂnunusanide senelik he- sap gelecektir. Bu hesap gösterecek ki, zarar devam ediyor, Halbuki ko nan müddete göre raşa zamanı gel- memişti, O zaman bu çıkmazdan na| sıl kurtulurduk. İşte beni memniyet | supabı dediğim budur. Benim muka veleye koyduğum 13 üncü madde mu cibince istediğim zaman şirkete “gel buraya hesap göreceğiz, benim aley- hime borç toplanıyor. Şersiti iktisa- diye değisti hattı satın alacağım,, de Wirler. Fakat o günden bugüne kadar geçen #amanda hatırlarme gelmiştir Zennederim. Sırası geldiği zaman bu #afhaya temas buyursunlar, şunu da arzedeyim ki, o günden bugüne ka- dar Yusuf Kemalin şehsile hiç görüş medim. Bir konuşma mevzuu bahsol duğu zamanda kendisinin serbestçe rim. Böyle almır ve slmdı da. Burada Ali Çetinkayayı tebrik 6 derim amma, şunu da tasrih edeyim ki, eğer Al Çetinkaya zanrediyorsa ki ben onları zorladım da satm alın maz bir seyi ben aldım. Arkadaşlar, bu yanlıştır. Sermayenin, hakkın ne demek olduğunu Avrupa bir şir - selesini mevzuu bahsetmedik değilkİdemintirr Raşa hakkr18 üneli madde. keti bu devletin smırları içinden ve hakkım vermediği yoldan hakları zor yarak sürüp atmıya imkân yoktur. Şunun için imkân yoktur diyorum, çünkü o gitmez. Zorlanırsa, beynel - milel hak tahsilinin yolları ve çare- leri vardır. Nihayet hakeme gidersi- NİZ ve zorlayınca haksız olursunuz. Çetinkaya diyorlar ki, şirket adam- ları söze başladıkları zaman “sizin raşs hakkınız yoktur,, dediler. Tabii arkadaşlar, Avrupalı adamlar böyle konuşur Ali Çetinkaya sâde raşa me selesinde bunu dememişler. Kendi İ- zahları arasmda bulduğum birkaç $a tırı aynen okursam bu baptaki fikri mi tavziha medar olur ümidindeyim. Benim 929 mukavelesiyle yaptığım işlerden birisi Alpullu - Yeşilköy hat tı takası idi. Bitmiş, halledilmiş bu yolda alacak verecek kalmamış idi. | Fakat şirket Çetinkayanm önüne o- nu da tekrar getirmiş ve demiş kl, be nbunu da İsterim. Bu kaç paradır biliyor musunuz arkadaşlar 955 bin Hira, Şark hattının soyucu şahsiyeti Ali Çetinkaya diyor ki: “kendimizi zorladık, dosyaları karıştırdık aradık ve nihayet anladık ki, bizden takas olmuş şeyleri de tekrar İstiyorlar. Reddettik.,, Evet isterler, sizden takas olmüş şeyleri de isterler. Baron Hirşin ve tarihe bugünden itibaren defnedilen Şark demiryollarmın soyucu ve sö- mürücü şahsiyetinde bu bir anane - dir. Soygunculuk ananesi. O müesse 86 karşımıza gelip konuştuğu zaman, sizin halinize, irfanmıza, © günkü vaziyetinize bakar ve getirmiş oldu- ğu kırk türlü oyunlu teklif içinden vaziyetinize göre olanı seçer ve ken disinin hakkı imiş gibi yüzü kızar - madan ister. Evet, evet öyle demiştir, “alamaz #miz, raşa hakkımız yoktur, demiş- tir. “Bana bu milyonu vereceksiniz. de en faydalı şekil olan mutlak bir tarzda varken yok demeleri de tıpkı böyledir. Arkadaşlar, raşa hakkımız vardı ve raşa hakkımız olduğu içindir ki, Ali Çetinkaya bu işi başardı. Yoksa karşımıza gelen adamlar bu huku - kun sizde olmadığına kani olsalardı alış mukavelesinin neticesinde de ken dilerine bir zarar olacaksa bu anlaş maya yanaşmazlar. Ve son anlaşma yapılamazdı. Raşa hakkı var mı, yok ma? 1929 mukavelesinde raşa hakkı var mıdır, yok mudur? Tekrar üs- tünde duruyorum. Çünkü bunun bir pürüzlü noktası kalıyor. Saym hu- kukçu arkadaşlarım bilhassa dikkat buyursunlar. Bundan evvelki müze. kerelerde vekâlette bir takım zatla. ın reyleri almıyor, istişareler yapı lsyor. Vekilin zabrttaki ifadelerinde bu kayıtlar vardı. Hattâ Mustafa Se ref arkadaşımızın, Tengirşenk arka daşrmızm mitaleasmda da bu kayıt vardır. O noktayı bilhassa aydmlt - mıya ehemmiyet veriyorum: “Raşa hakkı vardır. amma bu hükümran. lık hakkma müstenit raşa hakkıdır. Yani bu hakla devlet her şeye sa - hiptir. Devlet tazmin eder ve sen hattâ zarar verdin çık Eİt,, der. Bu hak akde müstenit değildir. Yani “akde müstenit raşa hakkı yoktur. diyorlar, Belki ben yanlış anladım. Aflerini rica ederim. EKsiği varsa tamamlasmlar. Bence 929 mukave - lesinde axde müstenit raşa hakkı vardır. İzah Mi di Arkadaşlar, akid neye derler? Mu kavelede 13 madde Vördir. Bilhassa 13 Üneli maddeyi koyan benim. Bu maddede “maddeyi okuyarak, her iki tarafın bağlı kaldığı para cinsi noktaj nazariyle beraber mutlak ra- şadan bahsedilmiyor mu? Bu madde İle zaten mevcut oldu- Yusuf Kemal Teşgirsenkle mu ttefik kaldığımız raşa hakkı alelhu- #us kaydı İle ibare arasmda ismi gaçe- rek temin edilmiştir. Bir kül teşkil e- den bü mukaveleşin içerisine sokul- muştur, | Arkadaşlar demin #ırası gelmişken. gün kullanılabilecek bir hakkımız 0-! larak koymuşum . Bu bir ekittir. Akidin 13 üncü maddesi de mukavelenin ayrılmaz bir cüzüdür. Şu, halde bü mukavelede âkte müstenit raşa hakkı yoktur de-| meğe imkân var mıdır? Bunun aksini | söylemeğe imkân gören hukukçu, po- litikacı her ne olusa olsun hepsi İle ömrümün sonuna kadar boy ölçüş - meğe hazırım, Demek ki bu mukavelede (o &kte müstenit raşa. vardır. Şimdi yoktur. dedikleri o iki şarttan zaman ve tazminat kayıtlarını ihtiva eden bir madde koymuş olsaydım, bugün es. kiye ait bin türlü çirkinliklerin te - mizlenmesi silsilesi içerisinde onlar. danbir güzel eser olan bu satın alışm halen vukuuna imkân olur muydu?. Şu halde raşa için benim koydu « Zum usul en doğrusudur. O zamanki Başvekilime sordum “Not,, meselesine gelince ,burada sayı nbaşkanımızm da adı geçmiştir. Dün kendilerine de maruzatta bu » lundum. Uzun bir çalışmadan gel - mişlerdi. Burada da büyük çalışma - larla meşguldüler. Ben huzurunuz - da bunu arzetmeden evvel o zaman benim mes'uliyetine müşerek olmak şerefini haiz bulunduğum zaman be- nim imzamla yapılmış olan bir işin yanlışlığı bakımmdan yapılmış olan tarizleri bilmeleri için zaptı verdim. Baştan aşağı okudular, Kendileri- ne maruzetta bulunmadan evvel 6 zamanki Başvekilim sıfatiyle benden Boracakları bir nokta olup olmadığını sordum. Evvelâ sizde hâsıl olmuş bir ukde varsa, bu hususta zatıâlinize cevap vermek ibirinci borcumdur.,, dedim. Kendileri izum görmediler. Bundan | sonra vaziyetin Kamutaya da arzet- mekte olduğum mahiyetini hulâsa et tim söylemek istemedim. Ayrı bir mevzu yapmak “istemiştim. Bönim Başba - kanla konuştuklarım not olarak dos yada mevcuttur, Ali Çetinkaya bul - muş Başbakanım kendi huzurlarında bulunduğumu da şimdi görüyorum, © zaman benim içinde çalıştığım hü- kümette bilhassa birçok mühim ig- lerdo gecesi gündüzü olmaksızm, yer ,zamân kaydı bulunmaksızm ken disini rahatsiz ederdik. O zaman, bu meseleyi Heyeti Vekilede, encümen de konuşuyorduk . Kendilerinden sıksık ve her mü - zakere safhasında emirlerini alıyor- dum. Klüp binasında bir gece ziyaret için vakit bulabildim. Bu fırsattan istifade edip kendile. rine maruzattta bulunacağım söyle- dim, koluma girdiler, bir odaya gir - dik, raşa hakkında konuştuk. Vakti. le bu hat yapılırken raşa mevzuu bahsedilmemiş, readaptayon müna - sebetiyle bir kayıt koyalım diyorlar. dı. Çalıştım, tetkik ettim, adamların bunu benden isemesi de nazarı dik . katimi celbediyordu. Raşa diye yeni ve hususi bir madde koyarsak bütün mukavelenin şeraiti devletin aleyhin- de müeesi olacak şekilde zarar veri - partide, vekâletlerde mılihim işleri? ayni suretle yazılarım, notlarım ve” dır. Binaenaleyh Çetinkayanm okudu ğu notları görmüş olan arka bu not şunun da ifadesidir, yolundf bir yanlış zan gelmesin diye birs# zun İzahat vermiye lüzum vaf yaydı” Fakat arzettiğim diğer esas taları tebarüz ettirirken > eksiksiz ve intizamlı şekilde göst” mek icap etmiştir. Bir temdit rneselesi vardır, uzat” yacağım, bana aittir. fakat zabıt bizden evvelki idareye taallâk noktalar var. Temdit işi 1009 da iradeli eniyi” arzedilmiş teyit edilmiş ilâ.. haricinde kısaca | arzedeceğim VE nokta mevcuttur. Zaptın 72 inci s8 fasında anlatıyorlar. Baron Hİ böyle olmuş, şirket şöyle olmuş #air fenalıklar.. Son vaziyete k3€ geliyorlar, Çetinkayanm ifadesiyi? tâ — 1872 de başlıyan işletme im” yazı gittikçe şirketin lehine, hÜKÜ metin aleyhine dönüyor — Bunu Pİ sıl söylerler?. Yarın Devam Edeceğiz B, Recep Pekerin cevabı bitmedi. Mütebaki kısmına yarın Ö vam edecek ve ayrıca Recep Poke den sonra söz alan Nafıa Vekili # Çetinkayanın verdiği cevabı da ÖĞ” cedeceğiz. Dünyanın En Büyük Binası Moskovanm tam merkezinde Bele. inşa edilmekte bulunan muasii Sovyetler Sarayı, dünyanın en vüyüs binasını teşkil eyliyesektir. e Bu saray yüksekliği 420 metre © lacak, 6.5 milyon metre mikâbi Xl minde bulunacak ve umumi satb! İ bin metre murahbamı bir miktar 8” gecektir, Bu büyük saray, yukarıya doğ” darlaşan, biribirinin üzerine kozmif üç dairevi parçadan terekküp sie ve nihayet bütün bina, Lenin'in metre irtifada yapılacak vir heykeline, heykelle mütenasip muhteşem kaide teşkil eyliyecekt” Sovyetler Sarayının €sas kıs tam merkezini, 100 metre ira ki Büyük Salon işgal edecektir. #alon 20.000 kişi istiap debileceki Yerler, 51 sıra Üzerine tertip ed” büyük bir anfiteatr halinde di gö Tunacaktır. Salonun sathi, metre murabbaı olacaktır, Kongreler ve içtimalar ona bu salonun mildevver şekildeki O, kısmında sandalya ve koltuklar vw Junucak, fakat lüzumu takdirinde ie koltuklar, kendiliklerinden hususi 5 makineler gebekesi vamtasiyle My düşerek, bu orta mahal, her likler için büyük bir aren halini 9” ci bir gekilde olmasın diye düşündük. Klâsik raşa şeraitinin kabulüne im - kân olmadığını gördük. 13 tincü mad de de kabul ettiğimiz tarzda bir satm almanın devletin hakkı olarak kon - ması müraccah olduğunu daima ileri- ye slirdilm. Ve bunu malüm olduğu veçhile içinde bulunduğumuz şartlara uygun | olarak yaptığımızı söyledim. Başba - kanla mutabık kaldık. Ben vekâlette bulunduğum zamanlar notlu olarak çalıştım. Hepsinin Ali Çetinkayanın elinde bulunduğuna emin olduğum hotlarıma yegâne temas etmiş olduk. larını zannederim . Arkadaşım (o Çetinkayanm elinde bulunduğuna emin bulunduğum bü - tün vekâletin dosyaları içerisinde be- nim notlarıma, yazılarıma rastgel - diklerini zannederim. Şose ve köprüler kanununa, milli göseler programlarına, köprü prog - Madfeyi okudum. Dinlediniz. De- mek k! raşayı ecnebi şirketin menfaa tini temin edici uzun müddet satm al mamak kaydını koymadan, ve uzun senelerde tazminst yllkletici tipine girmiyerek gayet tabil yoldan herl Ondan sonra ve evvel bulunduğum | tir. ramları ve oplânlarma ve sulama programlarma ait olmak Üzere ta - rafımdan yazılmış notlara, yazılara ve şekillere, hesaplara rastlamışlar. lardır. Bu büyük salondan başka, al ler Sarayında ayrıca başka bir ye daha olacaktır, 5.775 kişi istiap si cek olan bu nisbeten ufak salonu? "yy hı, 3500 metre murabber tutacs* Td salonun tavanınm yüksekliği 32 re tutacaktır, gi Bu küçük salonun etrafımda bin kitaplık muazzam bir ri büyük bir mlütalea salonu, alışma odaları bulunacaktır. uri Bu sarayda, ayrıca, bittabi, büyük daireler, salonlar, bürolar Sovyetler Saraymm muhtelif g parçasmm Üst kısımları taraç8 yi ne sokulacak ve bu taraçalardı? P kovanın muhteşem pe aramaz retmek mümkün olacaktır. muazzam heykelinin kaidesind? > metre irtifada, en Ust taraça, MÜ va ve elvarı üzerine çok geniş bİ” zar sahası açacaktır. Sovyetler Sarayı, ayni zamanöt bin kişiyi istiap edebilecektir. Bu binada 62 tane yürüyen diven ile 99 tane asansör

Bu sayıdan diğer sayfalar: