June 16, 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

June 16, 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Karısını Tabanca Kurşu Vuran Kuşdilinde karısını tabanca ile öldürmekte suçlu hamal Meh. | medin muhakemesine dün Ağırceza mahkemesinde devam edildi, | nu İle Suçlu Mehmedin öveyi babası Hüseyinin poliste verdiği ifade ile mah- kemede verdiği ifade arasında a' yrılık görüldüğünden hakkında | takibat yapılması için Müddejumumiliğe tezkere yazılmıştı. Mah- keme, neticenin sorulmasına karar verdi. Bu sırada, maznun vekili, Hüse nin öldüğünü söyledi. Suçlu, şahi lerden Feride ve Zeynebin dövül, dik | lerini, Kadıköy belediyesinin bu ikisi hakkında verilmiş raporu olduğunu, tekrar dinlenmelerini istedi Müddeiumumi! evvelce dinlenen bu * rin tekrar çağrılmalarına lü « zum olmadığın: söyledi. Mahkeme, Suçlunun isteğini reddetti ve duruş - me, başka güne talik edildi. Bir ihbar Yapıldı Sürpagoptaki Fransız hastanesi hakkında zabıtaya bir ihbar yapıl - mıştır. Iddisya göre hâdise şudur; Bundan bir müddet evvel Galatada Oturan Nikoli isminde birisine araba çarpmış ve yaralanmasına sebep ol. muştur. Nikoli, Fransız hastanesine kaldırılmış, fakat, tedavi sırasında ölmüştür. Hastane, bu ölümü zabıtaya haber derhal göimtiştür. Bu ihbar üzerinde tahkikata devam edil- mektedir, Defterleri Tetkik Edilen Noter Yok Dün, müddeiumümilikten şu mek. tubu aldık; Gazetenizin 14.6.937 gün ve 774 sa, yılı nüshasının 4 üncü sahifesinin, “Mahkemelerde,, başlıklı ilk sütunun- da ve çerçeve içinde; “Bir noterliğin defter ve hesapları tetkik ediliyor, yazısı altında yazılmış olan yazıda; Müddekumumilikce Beyoğlu Beşinci © noterliği hakkında tahkikat yapıldığı © ve defterlerinin ehli hibre marifetiyle tetkik ettirilmekte olduğu yazılma. tadır. © Mezkür noter hakkmda memuriye- timizce ne bir tahkikat, ne de bir tet. ” kikat yapılmamış olduğundan ve böy. e bir hâdise de mevcut bulunmadığın- dan bu yazının tekzihini isterim.,, Dün ağır ceza mahkemesinde bir maliye memurunun son duruşması yapıldı. Su gazenin 16,25 üzerinde tahrifat yapmak 6000 liraya indirdiği iddia & Muhakeme, iddiayı sa Suçlunun bera: suretile iyordu. ? görmedi. e karar verdi. Bir Posta Memurunun Muhakemesi Posta idaresi memurlarından Ki- zım, havaleler üzerinde tahrifat ya- parak zimmetine para geçirdiği iddia sile ağır cezaya verilmişti. Dün lunun muhakemesine de ği Muhakeme, tahrif edile sahibinin dinlenmek üzere şahit ola- rak mahkemeye çağrılmalarına ka - rTra verdi ve duruşma başka güne bi- rakidı, Bir memur arıyoruz Gazetemiz yazi kısmı için evrük me“ murluğu ve daktilo vazifelerini göre- bilecek bir bayan arıyoruz. Büro tec rübesi ve bir &nebi dile vukuf şarttır. Bu işe talip olanlar, tahsillerinin dere cesini, şimdiye kadar bulundukları iş leri, bildikleri ecnebi lisanı, bekle- dikleri maaş miktarını gazetemiz yazı işleri mildürlüğüne inektuplz bildir. melidirler. MEVLÜT Imar Yurdu Müessislerindi kum Niğdeli Bay Emin Benlini huna hediye edilmek üzere 17 Hazi- ran Perşembe günü öğle namazından | sonra Eyüp camii şerifinde mevlüt 0. kunacaktır. Merhumun hatırasmı tâ- ziz etmek arzusunda bulunan dostla. | rının teşriflerini ailesi rica ederler. — Islanbulda,. — Demek o da oralı?. — Hımmm.. — Oyle ise davayı kazandım Bekir, — Hakkiyle Efendi. Bekir bir defa daha kıpkırmızı o ldu. Bereket ver Askerlik işleri Yedek Subay Okuluna Gönderilecekler Eminönü askerlik şubesinden: Kısa etli ve orta ehliyetname- liler 1 Temmuzda yedek subay oku- luna sevked dir. Haziran yir- şubeye müra- caatleri, Öğle Neşriyatı: 1230 PI ürk Havndis, 13,45 Muhteli ta, 14 Son, Akşam Neşriyatı; 18.30 Plâkla dans musikisi, 19,30 İ Mandolin orkestrası Berk ve arka - daşları 20 Nezihe ve ürkedaşları ta- rafından Türk musikisi ve hal şar- 0 Ömer Riza tarafından pça söylev 2045 Bimen Şen ve »lâk nesriya ik şarkıları 21, 15 Orkestra e borsa haberleri v i ünün programı 2230 Plâkla s0 lolar, opera ve operet parçaları Senfonik ala 5 İ 20,10 Hafif senfoni solo), 22,25 Prag oni (Mozart) TLâyp (Tenor ve kem kısa dalgası; S afif Konserler Pik keza. 13,10 Bükreş; Karışık 'plâk müsikisi, 14,16 Paris kısa dalga- $ı: Konser nakli 16,30: Orke 15 Holanda kısa Filips laboratuarmndan musiki 15,30 Roma kısa dalgası; Giter musikisi. 16.10 si: Bando muzi- 5 Prag &ısa dal As- keri bando. 15,30 Roma kısa dal- eğlenceli Yüzyorut Şüsni msi" sibalklei iplâk) 19/10 Bükreş: Radyo (orkestrası Orkestra (Vals ve operetlerden). 22 Milâno, Florana: Bando muzi- ka, B salon or. keslrası (Şarkılı). 23,15 Roma Konser (Bach, Brahms). 23/15 | Belgrad: Radyo orkestrası, ) Opera, Opsretler 19,25 Viyana: Vagner'in “Ring det Nibelüngehi,, “operası; “2Pog- Vagner'in. “Bidelio, “öper: 22,10 Lâypzig: “Die 14 Nothalfer Oda Musikisi 15 Prag kısa dalgası: Hafif mu- siki kuarteti. 1 Prag kısa dal- gası: Kentet konseri (Mozart). va: Salon kusrteti (Strauss, r, Sshubert vesal. re). 21,40 Prag kısa dalgası : Ku artet, Kayıp: Konya Umit Idadisi Altmcı ıdan aldığım tastiknameyi ve Ts- tiklâl madalyesini ve vesikasını ve İh. tiyat Zabiti terhis vesikası kaybet- tim. Yenilerini çıkartacağımdan hük- kümleri yoktur. 11518 Kayıt No. 16 » 6 gesaeseasemesmanaaaaseasaaaaaeeeaseeaeeşeeeeaeeeereeeereeekeekeeeeee i ATATÜRK Kızının Uçuş İntıbaları Bayan Sabiha Gökçen uçuşa hazır yö, ziyettedir ve Başvekliimizin de elini öptükten sonra tayyaresinin aşma koşacaktır., Şef Atatürk. hu ucuslarla çok yakmadan alâkadar olarak kahramss tayyareciyi, tayyaresinin başında teşci ediyorlar,, Bayan Gökçen tayyaresine atlamak üzeredir ve Başvekâlimiz kendisini Bu resimler, dün Yeşilköy. € den Hekişehire havalanmak i z6re olan kahraman Atatürk kızı Sabiha Gükçenin hareket hazırlığı esnasında “TAN, fo to muhabiri tarafından tesbit edilen kıymetli İntibalardır. Atatürk kızı Sabiha Gökçen, uçuş vazifelerini tin olarak başarmak hususunda Türk ka. dımının fıtri cesaretine sahip olduğunu ispat etmiş bulunu- » yor. İZ PE sevgi dolu sözlerle uğurluyorlar.. Ve tayyare Fskişehire doğru hareket etmek üzeredir. Sen eve git, ben birazdan varırım. Geldiğimizi 8in, sokaklara sapmışlar ve Hacı Efendinin evi önü ne gelmişlerdi de lâfı değiştirebilecek vesile vardı. “Erden: — Hacı Efendi, dedi. Kapının önünde... — Gördüm. Sen yavaş yavaş İlerile, ben geliyo- rum. Bekir, Hacı Efendiye saygı olmak üzere, atmı kar- gi duvarın dibine sürterek geçti. Erden eniştesine doğru sürdü. Hacı gördü; aralarında hiç bir şey ol Mamış gibi davranarak: — Hoş geldin! Nereden böyle? — Yukarı çiftlikte idim. — Gece de yoktun.. — Hâlama kadar gitmiştim, İkisi de zorla ve soğuk soğuk gülümsemeğe çalı- giyorlarr. Erden, Hacı Efendinin yanında duran besleme kızı görünce zihnen verdiği bir kararı tatbik etti; — Kız! dedi. Güner yukarıda mı? — Yukarıda. Ve Hacı orada yokmuş gibi — Söyle pencereden biraz baksm. Eniştesi hiç ses çıkaramadı. (Ne söyliyeceksin ?) bile diyemedi. Tesbihi ile o; rak söyliyecek söz bulmağa uğraştığı belli oluyordu: — Hâsılı nasıl buldun? — Çok iyi. Yalnız geçen yılm kozalarmı buraya #ndirtiyorum. Geçerken vilâyette müşteri bulmuş- tura. Şayet istiyen çıkarsa nakli kolay olsun diye... Daha, abuk sabuk birkaç lâf ettiler. Erden, arada sırada pencerelere bakıyordu. Gü- her kafesin arkasma geldi. Erden atını biraz daha A GUNDUZ — No. — Güner, Güner, Ince ve mütereddit bir ses: ? Göremiyorum. Sür şu &afesi! Sp. kararlarından, emirlerin ediyordu. Ve bu su - eniştesine Okar bir ihtar ocağı zannında idi. Hacı, ileriden ge- lecek birisini bekliyormuş gibi, arkasmı dönerek yolun köşesine bakmağa basladı. Güner ayni tered- dütle kafesi sürdü, aralığından başını çıkardı: « Buyur! — Sarottan geliyorum. Kanhalada bir gece kal - dım, Sana öyle küsmüş öyle küsmüş ki. — A.. Neden? — Bir yıldır yüzünü gü laşırsam, örgülerini keseceği özlemiş. Sana hediye gönde olduğu için yalnız selim gön gilelik bir selâm söyle. hdmi enişt den, ahvalinden retle (ohareki mahiyetinde te 'memişsin, (Bir karşı- 1) diyor, Seni o kadar ekti, Amma dargın edi, Hem dedi ki kü- Beni de zorladı. Bunları de- di, mutlaka sen kendi ağzınla söyliyeceksin. Ben de sana söylüyorum bak, sen bilirsin, Kanhalayı bilir « sin, keser mi keser, sen de güdük saçlı birşey kalır- sın sonra... Ve tuzun, İltizami bir k — Ninene de selim si di Ona da dargm. Be- 35 — nim yellerim. tuttu diyor, bari ninesi akıl Işte bu kadar; etse de .. Benden söylemek. Elçiye zeval yok. Ve yavaş sesle heval birkaç söz daha mırıldandık- tan sonra saklı, tuhâf birşey konuşmuşlar gibi tek« rar bir kahkaha Savuraruk pencerenin altından ay- rıldı. Eniştesinin yanına gelince tekrar dönüp hav- kirdi; — Akşama bize gelecök m Güner kafesi indirmişti, Fakat Erden, eniştesine karşı, Günerden cevap almış gibi davranarık: — Bir sürü muharebe resimleri var, dedi. Hem ye- ni gramofonu da çalarız... Hiddet ve gazabından gi arının rengi kaçan, sakalı te) tel olan eniştesi titrek bir sesle: — Gal âedi. Sizin keyfiniz yerinde, — Ne yaparsın enişteciğim. Gençlik bu.. Siz de bizim yaşımızda iken dünyayi bu kadar dilşünme- diniz ya... Hacı cevan vermedi, yalnız acı acı gülümsedi. Er- den atını sürdü. Pazar yerini geçince Bekiri gördü Klübün önünde iki kişi ile konuşuyordu. Klübün bal konunda birkaç bildik oturuyordu. Bunlar, Erdeni yukarıya davet ettiler. Erden saatine baktı. Henüz akşama iki gsat v: : — Bekir! — Buyur. Attan indi: nineme haber ver, Merdivenleri çıkarken kendi kendine : Bu; diye konuşuyordu. O kadar di mamakla beraber, herhalde gene eni e bir ültir matom oldu. Bakalım sonu ne olac: Aferin hala. Bu iğler miskinliğe gelmiyecek, bereket versin vak tinde anladım. Klübün salon gibi kullanılan sofası epeyce kala” balıktı, Erden selâm verip balkona doğru ) du. Küçük balkon bir fazla sandalye alacak hald? değildi. - Zaten biraz terliyim, Diye büylk yeşil masanm kenarında oturdu. Bal kondakiler de içeri girdiler, Salonda birkaç ihtiyar, bir iki memur ve halktan üç beş kişi vardı Yan gözle vergici Ali Efendiye baktı: ? . Ali Elendi, hafif bir göz İşaretile masanm ö5Ür başında oturan zayıfça birisini gösterdi. Yanında sa» rıklı, orta yaşlı birisi daha vardı. İkisi de gazetelere dalmış gibiydiler, Oturan, vaş sesle selim ver lomatça ok dedi kaç gündür göreme" işlerim vardı Tahir Efendi. Malüm ya, çoktanberi burada yoktum. — İnşallah işlerinizi yoluna koydunuz?. —— Hirmmetinizle., Lâf kapısı açılmıştı. İstanbuldan havadis yorlar. Mektepten malümat istiyorlar, kasabanın velini anlatayorlardı. Tah lendi, bir iki öksürd ten sonra mâsanın başındaki zayıf zetın nazarı dik- katini celbetti, Kendisine bakar bakmaz Erdeni tal dim et Eten, fından.. sorü- dedi. Memleketimizin kıymetli eşr3” (Arkası ver)

Bu sayıdan diğer sayfalar: