6 Temmuz 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

6 Temmuz 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

reji ; © Arabalar mi 4 Başka Yoldan idiyormuş ağır ceza mahkemesinde bir davasına devam edildi. Suçlu hde evkafm Taşdelen suyu me- ü Bay Osman vardı. İddiaya gö- 8 Bay Osman damacana başıma ev- Wafin aldığı su paralarını almadan arabaların geçmesine müsaade suretile ihtilâsta bulunmuş” Halbuki, suçlu Taşdelendeki ev- kulübesinin membadan 300 met- geride bulunduğunu ve mühürsüz İmacana taşıyan su arabalarının yollardan kaçtıklarını iddia e- ordu. Mahkemenin tayin ettiği ehli if membada tetkikat yapmış ve unu da mahkemeye vermiştir. Ni rapor dün okundu. Evkaf idaresi kulübesinin geride olduğu, Alem- i İban ileceği muhtelif yollar bulunduğu kulübeden 200 metre geride baş- i& bir yol daha olduğu için gece bu- lan kaçan arabayı kulübedeki me- ün göremiyeceği bildiriliyordu. deiumumi, evrakı tetkik için is- Muhakeme başka bir güne bıra- elumumiliğin yaptığı bir istatis İle göre sulh mahkemelerindeki ce. davaları hissedilecek derecede &- | ee Bunda meşhut suçlar ka- tesiri olduğu kabul edilmek Horhor Cinayeti Davasında Yüzleştirme 45 Dün, Ağırceza mahkemesinde esararlı bir ölüm davasınm du- a yapıldı. Suçlu yerinde mevkuf olarak kunduracı Kemal İ. Geçen sene Horhorda Ramazanın kahvehanesi önünde 1 isminde bir genç öldürülmüş, Abdullah adlı başka bir deli- Hanlı da yaralanmıştı. İşte o vakit hâdise yerine yetişen polis Ha- 2 ii b Basri suçlu Kemali yakalamıştı. : 2d ——| Geçen celsede Yusuf oğlu Fethi, mahkemede, istirtak hâkimliğinde ve poliste verdiği ifâdeyi değiştiren bir şekilde söz söylediği için mahkeme hakkında takibat yapmıya Jüzüm görmüş ve müddetumumiliğe teslim etmişti. Şimdi komiser olan eski po- Us memuru Hasan Basrinin muhtelif ifadeleri arasmda tenakuzlar göze çarpıyordu, Mahkeme dün, eskiden dinlenen şahit Ahmet Fethi, elektrik şi Kâmille komiser Hasan Basriyi ve şikâyetçi Abdullahı tekrar dinledi, yüzleştirmeler yaptı. Abdullah diyordu ki: “— Bir gün evvel kahvehanede da- yızadem Abmet Fethi ile elektrikçi Kâmil kavga etmişler, Sebebi de bir kadın fotoğrafı imiş. İkinci gün yine gittim. Ahmet Fethi ile Kâmil yine kavgaya başlamışlar. Kahveci Ra- mazan bunları dışarıya attı. Bu sira- da Kemal araya girdi. Necibi vurdu ve beni yaraladı. Bu kavgaya niçin girdiğini Necibi ve beni niçin vurdu- ğunu hâlâ bilemiyorum... Ahmet Fethi şöyle şahadette bu- Tundu: — Ben elektrikçi Kâmil ile kavga ettim, Dışarıya çıkmıştık. Bu Kemal geldi. Necibi vurdu. Abdullahı yara- ladı. Sonra bıçağını önlüğünün altı- na koydu polis yetişince ben bıçağı koynundan, kınını da cebinden çıkar dım. Elektrikçi Kâmil ise: — Ben Neciple kahvehanede tavla oynuyordum. Abdulah içeriye girdi. Boynuma bir yumruk vurdu. Sonra Neciple dışarıya çıktılar. Orada Ne- cip ölmüş, Abdullah ta yaralanmış, diyordu, Abdullah, Kâmilin boynuna tokat vurduğunu inkâr ediyordu, Komiser Hasan Basri şöyle söylü- yordu: “.— Nokta yerinde idim. Beni Ah- met Fethi çağırdı. Gittiğim zaman Necip ve Abdullah yaralı idiler. Ah- met Fethi suçlu Kemali göstererek “Bunları bu yaraladı, Bıçak koynun- dadır.,, dedi. Ben kendisine arattım. O Kemalin koynundan 25 santim bü- yüklüğünde bir bıçak çıkardı... Halbuki Hasan Basri, dosya içinde ki başka ifadelerinde: — Ben Kemalin elinde bıçağı gür- MUTİ İki anal Çocuk Altıncı hükük mahkemesinde, Ş dün, bin bir safhadan geçen meş- 4 hur iki analı çocuk davasına de- g vam edildi. Davacı, Fatma, ço- $ cuğum kendisine ait olduğunu id- # dia ediyor, neslinin tesbitini ve # tatlıer Aliden de hem çocuğunu,f ; hem de nafakasını istiyordu. ; ; Mahkeme, geçen celsede Fatma ile Alinin çocuğun — Tıbbındlide kan muayenelerinin yapılmasına karar vermişti, Tıbbradli, Alinin refikası Fatma Nezihenin de ka- Ö mını almış ve çocuğun Nezihe ile K Aliden olduğu neticesine vardığı © hakkındaki raporu da dün mah- & kemeye © göndermiştir. o Reis j & raporu okuttu. Fatma, yeni bir g W avukat tutmuştu. Reis, rapor N hakkında fikrini sordu. Avukat W dosyayı tetkik için mühlet iste- R di. Mahkeme ayni zamanda ra- X porda hafif silintiler olduğunu € gördü. Bu silintilerin karşılarına X hakiki kelimelerin vazıh olarak AN yazılması için raporun tekrar & Tibbındli müessesesine indesine & karar verdi ve muhakemeyi baş- g & ka bir güne biraktı. 4 Va i Yaralı Genç Yolda Öldü Abdüllah isminde bir genç, vakti- le Balıkesirde bir kurşunla vurul- muş, kurşun içeride kalmıştır. Fakat, yara iyileştiği için Abdullah rahatsız | lık hissetmeden dolaşmıya koyu muştur. Son zamanlarda bu kurşun ıztırap vermiye başlayınca Abdullah Gayret vapurile İstanbula gelmek ü- zere yola çıkarılmış, fakat buraya varmadan ölmüştür, Müddelumumi- lik, bu ölümü şüpheli gördüğü için tabibiadil Enver Karanı vapura gön- dererek cesedi muayene ettirmiştir. Ceset, morga kaldırılmıştır. —— —— —————e düm ve yakalıyarak aldım, diyordu. Reis bu ifadeleri telif için kendisine muhtelif sualler sordu. Ve en son sözü suçluya verdi. Suç us — Bunların hepsi yalan söylüyor- lar. Asıl katil bu şahit olarak dinle- nen Ahmet Fethidir. Polis Hasan Basrinin dalgınlığından, yahut heye- | Eski polis müfettişlerinden Bay canından ve acemiliğinden istifade ederek kendi bıçağını benim koynum. dan çıkarır gibi gösterdi, diyordu. Yalan şahadetten hakkında taki- bat yapılan ikinel Fethi hakkındaki takibat neticesi gelmişti. Reis bu neticenin alınması için muhakemeyi talik etti, sın ran la TAN 4 belini 23 Son. | £a. 11.50 Keza. 11,30: Holanda ki-, i Sa dalgası: | 2060 Ee Bugünkü Program Oğle nesriyatiz < 12,30 Plâkla Türk mvsikisi. 1250 Havadis, 13,05 Muhtelif plâk neşri- yatı, 14 Son, Akşam neşriyatı: 18,30 Konferans: Kızılay Cemiyeti nâmına Bayan Şüküfe Nihal, 1930 Konferans: Eminönü Halkevi neşri- yat kolu nâmına Bay Nusret Sefa, 20 Belma ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları, 2030 Ömer Rıza tarafından arapça Böylev 20,45 Cemal Kâmil ve arkadaşları ta rafından Türk musikisi ve halk şar- kıları (Saat âyarı) 21,15 Radyo fo- nik temsil (Maruf) 22.15 Ajans ve borsa haberleri ve ertesi günlin prog ramı, 2230 Plâkla sololar, opera ve 21.25: Prag: Çek filharmonisi (Smetana'nın poem senfonisi). 21 30: Bükreş: Senfonik radyo orkes- trasr, 2230: Paris P.T.T. : Sen- fonik konser (Boyee, Veber, Vag- Der, Gaübert, Debussy, Tehalkovs- ky). İnghelbrecht'in idaresinde. FİF KONSERLER 1,10 Berlin kısa dalgası: Plâk. 730: Orkestra. 9,20 Paris kısa dal güsı: Plâk. 9,45: Kezr. 1030: Ke- Filips stüdyosundan eğlenceli program. 13 Paris kısa kısa dalgası: Plâk”könseri, 13,10 Bükreş: Jonel Giurgea orkestrası. M.15: Paris kısa dalgası: Konser. 15: Keza, 15,35 Roma kısa da eğlenceli program, 13 Paris dalgası: Orkestra. 18,30; Roma kı- Ba dalgası: Orkestra, #0; 18. Bükreş: Plâk konseri, 19,20: Peş- te: Koro musikisi, 20 Moskova: Karışık musiki. 20 Paris kısa dal- Zasr: Konser. 20,15 Bükreş: Man- dolin orkestrası (Fantazi parçalar) 20,30: Holanda kısa dalgası: Filips stüdyosundan çok karışık program 21 Varşova: Hafif musiki. 21,40: Prag kısa dalgası: Hafif musiki, 22,15 Lâypzig: Küçlik aksam Kon- seri (Orkestra, piyano, fiüt). 22,15 Peşte: Askeri bando. 22.30 Roma, Napoli, Bari, Bando muzika. 30. 23.05: Prag kısa dalgası; Hafif mu siki konseri. 23,20: Prag: Plâk mu sikisi, 23.30 Varşova: Macar musi- kisi plâkları. 24 Peşte: Çigan mu- ikisi, OPERALAR, OPERETLER ODA MUSİKİSİ 10 Vargel: Tuvre0e İsamessi. RESİTALLER Şarkılar dtalyan havaları). 22. Roma, Napoli, Bari: Org resitali, 22: Stokholm: Şarkı, Viyolonsel, 22.40 Milâno, Florans: Şarkı resitali, 22.05: Prag kısa dal- gası: Viyolonsel resitali, 22 Varşo- va, Macar şarkıları, 23 Lâypzig: Piyano konseri, (Schubert). 23.05 Peşte: Almanya - Macaristan artis tik piyano konseri mübadelesi. Şüpheli Ölüm Radi, iki gün evvel ansızın vefat et- mişti. Müddetumümilik, bu ölümü göpheli bulmuş ve tabibi adillere ce- sedini muayene ettirmiştir, Cesette vazih bir âraz tespit edilemediği için morga nakline lüzum gösterilmiştir. Ğ-T-1 el Sıhhat ve içtimai muavenet Vekâletinden : | Bu yıl, Istanbul Leyli Ebe talebe Yurduna girmek lerin kaf ve isteyenlerin kabul 1 — Yaşı 20 den aşağı 30 dan yukarı olmayacak; Orta mektej kiyi ve iyi derecede mezun olacak, gerek tahsilini, gerek ileride vönlar hizmetini yapmağa engel bir hastalığı ve arızası bulunmuyacaktır. El mem ar m vesikaları ile birlikte 15 - Eyldi. ihine , Sıhhat ve İçtimat Muavenet Vekâletin, gönd ar ar a Ve e, erme 3 — Dilekçe ile birlikte gönderilecek vesikalar: A) Nüfus hüviyet cüzdanı alir, B) Mezun bulunduğu mektep şehadetnamesi aalr, C) Hüsnlhal sahibi ve hiç evlenmemiş olduğunu gösteren mahalli Hü. kümetçe tasdik edilmiş ilmühaber, & vi xe boyunda üç tane fotoğraf. it ssısları tam bir hastane heyetinden, basılmış örneğine uygun ve üstünde tasdikli fotoğrafı bulunan bir sıhhat raporu. (Bu rapor has- “e baştabiblikleri tarafından zarflanarak üstü mühürlenecektir.) 'uayene yapılacak hastaneler Ankara, Sivas, Erzurum, Diyarbekir, Haydarpaşa Nümune hastaneleri; İstanbul Çocuk hastanesi; li Bar sa, Konya, Adana, Samsun memleket hastanelerdir. isteklilerin hastanenin bulunduğu yerlerdeki sıhhat ve içtima? muave- b Bizzat müracaat etmeleri İâzimdir. rneği aşağıda gösterilen Noterlikçe tasdik edilmiş taahhüt senedi. (3599) gi TAAHHÜT SENEDİ ÖRNEĞİ Leyii Ebe talebe yurduna kabul edilerek Istanbul Ebe Mektebinde oku» yup mektepten çıktıktan sonra Sıhhat ve İçtinini Muavenet Vekâletinin göstereceği yerde, üç yıl müddetle hizmet edeceğimi ve bu hizmeti tama- men yapmadığım veya tahsil sırasmda sıhhi sebepler dişmda yurttan çi karıldığım, yahut yurdu terkeylediğim takdirde kendim için hükümetçe yapılan masrafları ödemeği ve bu taahhüt senedi mucibince benden iste - nilecek paralar için ödemek mecburiyetinde olduğum tarihten itibaren 96 | 9 faiz yürütülmesini kabul ve taahhüt eylerim. Sarih ikametgâh adresi Yukarda adres ve hüviyeti yazıl olan ......m bu taahhüdname | Mucibince faizile birlikte ödemek mecburiyetinde bulunduğu her ders yrir için ikiyüz lira olmak Üzere bütün tahsil müddeti için ceman 400 Mraya kadar parayı borçlu » İle birlikte müteselsil kefil ve müşterek müteselsil borçlu sıfatile ödeyeceğim. Kefilin adreşi —e maine Istanbul Barosu Başkanlığından: Baromuzun 51 kütük sayısında adı yazır ve İstanbul Bahçekapı Bi. rinci Vakıf Han, 32, 33 numaralarda bulunan avukat Şekip Adut bir sene müddetle muvakkaten avukatlıktan menedilmiş ve keyfiyet Istanbul C. Müdâeiuinumiliği tarafından 2 temmuz 1937 tarihinde mahkemelerle ad- diye ve icra dairelerine tamimen tebliğ olunmuştur. istanbul Sıhhi Müesseseler Arttır- ma ve Eksiltme Komisyonundan : içn ler kanala alına lazım, olan bir. adet aokukhaya dolabı. —İ 2 — Muhammen fiyat (1375) liradır. Muvakkat garanti (103) lira (12) kuruştur. 3 — Eksiltme 12-7-1937 Pazartesi günü saat (16.30) da Cağaloğlunda sıhhat ve içtimai Muavenet Müdürlüğü binasında kurulu komisyonda yapılacaktır. 4 — İstekliler şartnameleri Çemberlitaş civarında Fuatpaşa türbesi karşısmda Leyli tip t sebe yurdu merkezinden parasız olarak alabilirler, 5 — lsteklilerin cari seneye aid Ticaret Odası vesikasiyle (2490) sayılı kanunda yazılı belgeler ve bu işe yeter muvakkat garanti makbuz veya banka mektubiyle belli gün ve saatte komisyona gelmeleri, (3558), Yüksek öğretmen Okulu Direktör- lü v.. d RK üğünden: Okulumuzun Senelik gezintisi 10-7-1937 Cumartesi günü Suadiye'de Koru parkında yapılacaktır. Bu gezintiye okulun Istanbulda bulunan eski mezun talebesile, eski ve yeni öğretmenleri davetlidirler. Gelecek- Morgun vereceği raporla hakikat an- laşılacaktır, | ları rica olunur, lerin, Cumartesi günü saat 9,25 te Köprünün Ada iskelesinde bulunma» (3034) üzerine fırlatarak; t K di i re m REZ — Estağfurullah. Si zde, bizdensiniz. Çam sakız nm ne demek olduğunu bilirsiniz, — Onün namına teşekkür ederim. — Birşey değil, hem dikkat ettiniz mi? Bu adam aslından fena bir adam değil. Mesleğinin berbatlığı, hayütın icapları onu fena yapmış, hattâ yapmamış öyle gösteriyor. — Siz bizim mesleği bilmezsiniz, bizde yaşamak, gü bir lokma kuru ekmekle yaşamak için, fenalık et- melidir, İyi olduğunuz gün, komiserin dediği gibi, önünüze çıkan ve her biri birer âmir kesilen herif- Ter kolunuzdan tutunca kapı dışarı.. Bu meslek bir (esrar) dir; İnsanı dairesine çekince sarhoş ve pe- Tişan eder. — O halde sizden cevap beklemiye lüzum kalmı- yor. Bir iki güne kadar size haber veririm. Bu strada komiser muavini şerbetlerle beraber içe- Tiye girdi. Dudaklarında memnun bir tebessüm var- dı, Çavuş gözünü kırparak sordu, Muavin sol âvücu- nu açtı, içinde küçük bir paket vardı: — Ramazaniyelik.. Bfendi Hazretlerinin hediyesi. Sonra Erdene bakarak ilâve etti: — Görüyorsunuz ya! Gördüğüm işten gayet mem- Bun. — Ne oldu bakalım? — Dur çavuşum, dur, önce şu tatlı buz gibi şer- 'betleri hir içelim de sonra. Şerbetler içildi. Muavin yerine oturdu, soğuyan kahvesini de iki yudumda bitirdi ve anlattı: — Buradaki plân mucibince. hareket ettim. İşin örtbas olmasına o da memnun. Fakat her nedense size pek kızgın. Çıkarken: Dur komiser! dedi. Sana Ramazaniyelik enfiye vereyim. Bu sabah İstanbul postasından çıktı. i Tuttu bir küçük paket uzattı. Bundan muyaffa- kıyetimin derecesini anladım. Sonra enfiye hikâyelerine başladı. Fransız enfiyesi bulunmuyormus hern zamanı olduğu icin gelmiyor. muş, İyi bir Macar enfiyesi buldurmuş.. Falan filân bir sürü lâf. Erden ayağa kalktı: © — Gidebilirim artık değil mi? — Hay hay! ” — Ümit ederim ki artık dost olduk? * —'Tabli değil mi beyim. Fakat rica ederim evvel. ki suitefehhüm... — Hayır hayır, öyle birşey yok emin olun, Çavuş söze karıştır — Erden Beyie tanış çıktık. ” — Ya! Öyle mi? N — Evet, hattâ eski arkadaşlığımız bile var, Fa- kat resmi muameleler arasında söylemek isteme- miştim, Erden, çavuşun bu sözlerindeki nükteyi anladı, Kızıl bununla, muavenet fikrine bir yol hazırlamak istiyordu. Hattâ kendisi de tasdik etti; — Birdenbire tanışamadık. Halbuki dostluğumuz kardeşlik mertebesinden de fazladır. İkisinin de elini sıkarak; — Bu kadarla kalmasın. — İnşallah beyim. Erden çıktıktan sonra bir iki ahbap dükkânma uğradı. Çardaklı bir yerde saçlarmı düzetti, Içinde, sebebini anlıyamadığı bir sıkıntı vardı. Bir yerde duramiyor, havai bile olsa iki Jâkırdı etmek istemi, vordu, Saat iki, Kasabanfn tepesine sarkmu gibi —No.55 — duran kayalardan ağır ve tahammül olunmaz bir sıcak aksediyor. Her tarafta yorgun ve ezik bir sü- küt var, karasineklerin uçuşları bile halsiz, birkaç köylü pazar meydanındaki akasyaların ince gölge- lerine büzülmüşler, uyku ile baygınlık arasında din. leniyorlar, Beş altı köpek, küçük bir kız çocuğun götürdüğü et parçasınm peşine takılmış fırsat gö zetiyorlar, — Fırıncı çırağı peykenin altmdan un içinde, palyaço gibi başını çıkararak haykırıyor: — gı! Anegt! İtlere bak itlere! Kollayıp bakacak» lar, Etini kapacaklar. Küçük kız korkup haykırdıktan sonra et parça. sını iki elleriyle göğsünün Üzerine bastırarak tepi- niyor: — Hoşt! Ane! Hoşt diyom da gitmiyo. Belediye kâtibi Hasan baba, arakıyeli fesini ar- kaya atmış, göğsü bağrı açık. Sako ile ceket arasın- da isim verilemiyecek bir abanm tok kolunu giy- miş, koltuğunda iki koca defter, bezzaz Kadir efen- diden çıkarak karşıda papuççu yanbastmın dükkü. nma giriyor... Erden alnından şakaklarına doğru sızan ter tane- lerini silerek: İnsan durduğu yerde de terliyor, dedi. Bune sr cak. Bugün hepsinden fazla.. Berber Şeyh Murat yeşil bir çaput parçası sarı. Ir, sivri ve ucu delik mevlevi külâhmı bir iskemle — Ya bir kadı öldü, ya bir mebus. Dedi. Erden Şeyh Muradın tuhaflığını bildiği için biraz söylenmek İstedi. Belki canının sıkıntısı ge çerdi: — Neden bildin, Murat dayı? — Görmüyor musun Erden Efendi! Ortalık ya- niyor, — Onlarla ortalığın yanmasında ne münasebet var? — Ne mi? Cehenneme birkaç kütük daha attılar da.. Malüm ya, misafire ikram şeyatini kiramm da vacibei ihtiramıdır. Şeyh Murat böylece secl'li birçok elimleyi ez- 'berlemişti. Sırası gelince söyler ve ekseriya yerin- de düştüğü için karşısındakini güldürürdü. — Demek oranm en itibarlı misafirleri bunlar? — Ba şunu bileydin! Biri elli bin kişiyi kandırıp mebus olur, sonra âlemin başını ateşe yakar. Oteki © iki kişiyi aldatıp kadılık almca vay gittiği kasaba. ya! Buz kuyusuna girseler, yine (aman Allah ya- niyoruz!) diye hüngürdeyip yatırlar. Vasi hekim hincik burada olmalıydı. Bunlarm (masallarından yüz tanesini bir çırpıya diziverirdi. Zavallıyıda alıp götürdüler. — Askere mi gitti? — Yüzbaşı urbaları bile giyindi. Sanki ne? Bir hekim alacağız diye koca kazayı boş bıraktılar, Ke. fere !ki mefere idi ama neme Jâzim hekim idi be. Yedi sekiz yıldır bizim buraları sdam etti, — Eczanesi de kapalı. — Başkasmı bulamadık ki. bilirsin Erden Efen- di, Vasil burada hemi hekimlik hemde eczacılık ederdi. Gittiği günden beri yerine birisini bulama. dık. Müslümanımdan vazgeçtik, isterse farmason ol- sun.. Yok yok yok.. Bilmem ki siz hekimler, eczaci- lar Istanbulda ne yaparsınız? Yüvtmiz vasi

Bu sayıdan diğer sayfalar: