28 Temmuz 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

28 Temmuz 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sahtekârlık Davası Neticelendi Dün ağır ceza mahkemesinde bir Bu davanın Leon Lâtfi, mübaşir Şük İN rü, Cevdet ve Mustafa ndir dört suç- € lusu vardı. Bunlardan yalnız Leon Tatfi mevkuf, diğerleri serbestti. bütün suçlular gelmişlerdi. göre davanın mevzuu şudur: © Leon LAtfI, uzun tahkikat netice- sinde şimdi kendisi (o Yunanistanda bulunan Vasil adlı bir zenginin Sa- imatyada Hacıhüseyinağa o mahalle İİ sinde Karsgöz sokağında 10 numara- “da kıymetli bir arsasmı bulmuş ve bu adam namma sahte alacak senet- leri uydurarak o civarda Vasil adir baska birisine mübaşir Şükrü vası- Ktasile ödeme emri tebliğ ettirmişti Bir taraftan Vasille de anlaşıldığı İçin Vasil, ödeme ve satış emirlerine katiyyen itiraz etmemek suretile bor cun katiyyet kespetmesin! temin et- miştir, Arsanm tam satılacağı bir sirada Yunanistanda bulunan Vasi- Tin İstanbuldaki damadı vaziyeti öğ» © renmiş ve müddelumumiliğe müra- 'cnat ederek kaympederinin hiç kim- £ seye borcu olmadığını ve bu senedin #ahte olduğunu bildirmiş ve tahki- Kat sonunda da bu ihpar doğru çık- için suçlular mahkemeye gönde- rilmişlerdir. Geçen celsede müddei- Umumi suçlulara ceza verilmesini İs- temişti. Dün müdafaalarını yaptır © lar. Muhakeme karar için 24 ağus- tosa talik edildi. Iddiaya Kaybolan Köyü Çuvaldan Çıktı Faik adlı bir çoban, dün Mevlâne- pı haricinde sürüsünü otlatırken bir aralık koyunlardan bir tanesinin eksildiğini görmüş, ve hemen polise müracaat etmiştir. Polis, etrafta a- Taştırmalar yapmış. sırtmda bir valla oradan geçen Muharrem ismin- İ de bir genci çevirmiştir. Çuval açı- İmena içinden taze bir koyun gövdesi çıkmıştır. Muharrem derhal yakala- marak müddeiumumiliğe verilmiştir. Suçlu meşhut suçlara bakan Sultan- shmet sulh birinci cezi hâkimine ve- rilmiş ve tevkif edilmiştir Hakikat Olmıyan Haberler Vermiş Celâl oğlu Nuri isminde biri, bazı yerlere telefon ederek hakikat hilâfı haberler vermiş ve acilen ittihaz e- dilmesi İlzimgelen kararlar aldırmış © tır. Polis tahkikata lüzum görmi 15 Yıl Yattım Tekrar Katil Olamam durler. Yaralılar derhal tabibi adli Tr... Nazire davasını şöy- le anlatmıştır: eşyamı, dı. Beni tahtalar Üstünde Bu da yetişmiyormuş gibi iki ğumu da karısının 3 iken çocuklarımı Üvey ana eline be bıraktı ço: den aldı. Bunları eski men gırtlağıma sarıldı. Kafamda sağ lam yer bırakmadı. Gözümü gişirdi İ Ağzımdan, burnumdan kan boşandı. İO hapisinede yatarken bön çocuk: larını büyüttüm. müdafaa etmitsir : Ben birisini tirdüm. Tam on beş sene hapisanede yattım, Ha- pisanenin ne demek olduğunu öğren- | dim. Hiz, bir daha başkasına el kal İdirir miyim? Hayır bir daha katiy- yen ketil olamam. Nâzireden şüphe- lendim, Mamafih affettim, Eline 20 lira verdim. “Gel Bayan, dedim, £- neboluda çocuklarının yanmda otur,, ben de zaten eski karımla barışmış- tım, Fakat Nazire Ineboluya gelmek istemedi. Şimdi kıskançlıktan böyle seyler uyduruyor. İneboluya gidince çocuklarını da göndereceğim, Varsın ne yaparsa yapsın. Müddeiumumilik bu karı koca da- vaşını tahkik etmektedir. Adliyede Terfi edecek Hâkimler Adliye Vekületinde toplanan tef rik komisyonu, terfin hak ve liya- kat kazanan hâkimlerin listesini ha- İ aırlamıştır. Vekâlet, Istanbulda ter- fi eden hâkimlerin listesini dün müd detumumileğe göndermiştir. 15 kişi- lik olan bu listede hâkimi tercihan diğerleri de kanunun A fikrasma göre terfi etmektedirler. Liste bugün alâkadarlara tebliğ edi- lecektir. | umumilik tahkikata devam etmekte- — Estağfurullah ! Hay hay! Rica değil, emıriniz bâş üstüne, Elden geldiği kadar sâyederim. — Peki efendim, o halde, bu işin olmaması hakkın da da hiç bir muavenette bulunmıyacağınızı lütfen ? Vaadeder mi: — Yani ne demek istiyorsunuz? Yüzbaşı simdi ayni istihza ve sesinde ayni şiddetle: — Yani olmasına karışmadığmız gibi, olmamasına ya- ral olarak göndermiştir. Bu karı ko- ca, biribirlerini yaralamaktarı #üçlü Enver Karana gönderilerek Taporla- kocamdır, Benim bütün mdaki yatağım: bile al- ma götürdü. “Ben sağ rakmam.,, deyince kötü oldum. He yalnız Kadıköy | Bin Küsur i Lira İhtilâs i Eden Suçlu İbtilâs ve zimmet suçile tevkif e- dilen Bakırköy av vergileri tahsilde- rı Fevzi 'Tekinin muhakemesine dü ağır ceza mahkemesinde devâm e Dün, ehlivukufun makbuzlar üze | rinde yaptığı tahkikatı gösteren ra! por okunmuştur. Fevzi 'Tekinin 17 zabıt. varakasile muhtelif zamanlar. da tam 1204 lira 73-kuruşu ihtilâs et mek suretile zimmetine geçirdiği an- yordu, Wevzi Tekin, bu tetkika- bir itirağı söyledi, y (if olmasını İste- İdi. Mahkamede hazineyi avukat Bay Sami temsil ediyordu. O bu rapora itiraz etti ve: Fevzi Tekin ayni zamanda şe- hirli 27 avcıya dö: Kiralık av ruh | satiyesi vermek lizimgelirken Onla. ra birer liralık makbuz vermiş ve bu hazir zarara lu paranın da kendisine tazmla ettirilmesini isterim, dedi. Müddelumumt dosyaysı tetkik et- mek İstediği için m me İ9 eğus- İtos saat on dörde talik edildi eyi Kafatası “Kırılarak Öldürülen Kadın Hacer isminde bir kadını kafata- sını kırmak ve palaska ile gözlerini oymâk suretile öldüren Hüseyinin muhakemesine dün asliye birinci ce- zâ mahkemesinde devam edildi. Mah | keme geçen celsede hâdiseden sonra Hüseyinin kanlı palaskasını ve kanı- nı parkta otlara sildiğini gören Ha- lide isminde bir şahidi (o çağırmıştı. Dün mahkemeye gelen cevapta Ha- lidenin © bulunmadığı anlaşılıyordu. Giriielamdan birisi de Zillfilrme Hasandı, Onun için de Elâziz mah- kemesine İstinabe yazılmıştı. Bunun cevabı da gelmemişti. Muhâkeme, Ha | ildenin ilk tahkikattaki iadesinin okunması ve Hasan istinabesinin tekldi için başka bir güne bırakıl Jar. Balıkesirde Bir İdam Kararı Verildi | Balıkesir, (TAN) — 934 senesin- de Bandırmanın Edincik nahiyesine bağlı Çepeti köyünde kardeşi kahve- ci Kara Mehmetle Mahmut oğlu Meh medi, Mehmet oğlu Mustafayı ve Hacı Ahmedi öldüren ve iki kişiyi de yaralıyan Kara Hasan ağır ceza mah kemesi tarafından idama mahküm ğünüz Bayan Lily Lamb Parisin Henüz 17 yaşındadır. Izmir Yolunda Bir kaza İzmir, 27 (Tan muhabirinden) — Şoför Kâmilin idaresindeki 22 numa. ralı kamyon, İzmire gelirken diğer bir kamyonla yarış yüzünden Abdul- lah Ağa çiftliği civarmdaki köprü - nün korkuluğuna çarptı, parçalandı Kamyonda bulunan 7 yolcudan Me- nömenli Süleyman öldü. Şoför KÂâ- mille karısı Hediye başlarından ağır surette yaralandılar, Hediyenin ha - —— senhler Kandırada İki Kocalı Kadın Kandıra, (TAN) — Burada ki kocalı bir kadın bulunduğu anlaşıl- mıştır, Tafsilât gudur: İç kazadan Reşit kızı Seher bün- den ön sene evvel Kandıra köylüle- rinden bir delikanlr ile evlenmiştir. Fakat pek kısa bir müddet sonra Se- her burada kalmış, kocası başka ye- re gitmiş, bir haber bile gönderme miştir. Bunun üzerine Seher de baş ka birisile evlenmiş ve hu son ko casından iki çocuğu olmuştür. Fakat şimdi Seherin ilk kocasi kendisine haber göndermiştir, O da ikinci kocasmı iki çocuğuyla bırakıp ' edilmiştir. kocesma, kaçmıştır. Paris segisi henüz devam etmektedir. Geçen hafta içinde bu münasebetle güzellik kraliçesi seçilmiş ve burada resmini gördü. güzeller güzelliğini kazanmıştır. MEVLÜDÜ NEBEVİ 'Tüccaranı mutebereden merhum Radyo Bugünkü Program ÖĞLE NEŞRIYATI : Plâkla Türk masiklsi. 12 18,30: Plâkla dans musikisi, 20: Konferans: Beyoğlu Hel*€ za Nizamettin Nazif (Sub iri Türkiye), 20,00: Nesi £ arkadaşları tarafından Türü musikisi ve halk şarkıları, 20305 Ömer Rina tarafından Arapça #ö” lev. 20,45: Bimer Şen ve ark ları tarafından Türk musikisi VE hâlk şarkıları (Sant âyarı). 2419* ve - ve ertesi £ 2230: Plâkla #ololar, Opern ve oPİ ret parcaları, 23,00: SON, Günün Program Ozü SENFONILER 16,30 Paris kısa dalgası; Seni; sik konser (Mozart, Liszt ve.) 23 Milâno - Torino: Senfoni (Ernest0r Halfter, Debusoy, Wagner, Ravel)" 22 Bükreş: Plâklaria Lalo'nun E” panyol senfonisi, 22.30 Strasburğ Rennes: Senfonik konser (Has Sirauss). » HAFİF KONSERLER 930 Prag kısa dalgası: PİğK 10,15: Keza. 11.30 Keza, 13 Kes” 13.10 Bükreş: Plâk konseri, 14/19 Paris kısa dalgası: Bordo'dan KOR? Ber nakli 15: Paris kısa dalgasi” adan konser nakli, 16,20 R9 ma kist dalgası: Cetra orkestra ve şarkılar, 18,30 Moskova: Kon >: Pik konseri, 9 li orkestra musi* ,15 Varşova: Martha B£ th'in plâklarından. 20 Varşovü* Sadıkzade Bay Rüşenin ruhuna ithaf edilmek üzere temmuzun yirmi seki zinci çarşamba günü İstanbulda Ye nicamide öğle namazından sonra mevlüdü nebevi okutulacağından| merhumu seven akraba ve dostlari! le arzu buyuran “ihvanı dinin de teş riflerini rica ederiz. Sadıkzade merhum Bay Ruşen Ailesi Açık Teşekkür Akay idaresinin Kadıköy vapurun. da unuttuğum fotoğraf makinemi al an GG LED PE RTE başmemuru Bay Osman ile Kadiköy vapuru memurlarına teşekkürlerimi gazeteniz vasrtasile sunarım.. Ziya Gürel Ankara Ticaret Odasının Giriştiği Teşebbüs Ankara Ticaret Odasmda Türk Ma adıyla yeni bir servis teşkil edildi. Zini yazmıştık. Bu servis, mahsulâtın İç Pazarlarda sürümü hakkındaki pratik usulü tatbik edecek ve şim- dilik, fındık, fıstık, badem, kuru key 81, kuru'üzüm gibi meyvalarla elma, armut, portakal, kaysı, limon, nar | gibi ambalâj yapmıya müsait madde- leri piyasa şartlarma göre çipariş Verenlere tedarik edecektir. Her tica- ret odası, bu maddelerin yerinde &- Meşhur orkestra şeflerinin plâkis” Karışık kon“ r Viyana, husi. Eski Ve) Z Prf Çek musikisi, 2; ri Igasr: Rafael Kubeliğin id8 konser. 22.45 Bilkres: 1“ kantadan musiki nakli, 22.50 Po” te: Piyano konseri, 23.05 Prag kf” sa di Hermann orkestrafk 28.15 Milâno » Torino; Koco kans&” ri, 23.40 Kolonva: Koro havaları OPERALAR, OPERETLER 22 Roma: Montanari'nt vi” opereti, RESITALLER no konseri, ÂR Varşova; Keman, ii piyano refakatile şarkı resital 21,35 Bükreş: Piyano konseri Se nutlar; Jelescu, Andricu). 22: Prag kısa dalgası: Mill şarkılar 22 Varşova: Chopin'in eserlerinde -ano konseri, 22.10 Bi > men şarkıları, 22.55 Viyana: kılar, 28,35 Peşte: Piya” ri (Brahms, Chopin, B8F* e Fikir Hareketleri İzmit duvası safahatmı yazan Pİ mecmunnın 194 sayılı nüshast iki" defa olarak tabedilmiş ve satışa gi“ rılmaştır. Fiatt 10 kuruştur. “ balâj masrafı ve Ankaraya k3ğ9” nakil Ücretini tesbit ederek on. günde bir fiyatlarla Ankaradaki #9“ iş fiyatlarını, asgari beş kiloluk am- visa bildireceklerdir, ittikçe çiddetlenen bir tarada kükrü” yp — Vi İN â e 1“ SR AG TNDU” yor, kükrüşordü: — Biz sana insaniyet namına mürucaat etti Nüzikâne (Bü işten vazgeç) dedik, Sen bize orost©” polluk satmıya k: bu Allahım delisini almış Bu kadar kişi ii altın. Yanma (Kadıyı göstererek) ondan imdat umdun! çinde Allahım delisi denilen Kadk da karışmayınız demek istiyoruz, — Çok acayip bir söz! — Öyle mi geldi? — Öyle ya! Bana ne ki olmamasına çalışayım? — Size herşey de ondan.. Resmiyet, nezaket, tecahil gibi kayıtların düğümü kopuvermişti. Yüzbaşı şimdi cepheden hücuma karar verdi, Bu hilekâr Dünbeleği hırpalamadan bu işi basa“ tamıyacağına kani oldu. Ayni samanda mebus ta kar. gısındakinin darbesine mukabele etmiye başladı — Bana herşey, ya hiç birşey. Fakat asıl meselede mülâzim efendinin münasebeti ne? — Ben yüzbaşıyım! — Yüzbaşı, ya mülâzim. Ne olursanız olunuz, Belde- mize git bir keyfiyete hangi salâhiyetle müdahale edi yorsunuz? — Insanlık salâhiyetiyle, Biz bu hisle size müraca- atettik. Siz de malüm esbaptan dolayı reddettiniz. Hiç olmazsa buna müdahale etmemelisiniz. Benim müdahale ettiğim yok ki, siz bana geldi- Biz. — Nasıl yok mebus efendi? Bu işi bozan sizsiniz! — Efendi! v! Ne var” — Sönra sizden izahat isterim, — Sonraya lüzum yok, Şimdi vereyim. Evet bu işi #iz istemiyorsunuz. Çünkü bu başınıza, bu saçmıza bu sakalmıza bakmadan, etrafta dönen sözlere kulak ver- meden, iki gencin insaniyetteki mevkiini düşünme- den bu işi siz, bizzat kendinize yontmak istiyorsunuz. Fakat ayıptır Mebus Efendi! Onun kadar kızınız var. İkisinin mecmuundân fazla yaşınız var — Tecavüz ediyorsunuz. —Tecavüz etmiyorum. Hakikati söylüyorum. Kadı sinirlendi. söze karışmak istedi: — Efendim, mesele çığırmdan... Yüzbaşı ters ters baktı ve yüzünü buruşturarak: -— Siz susunuz! Diye şiddetle cevap verdi. Kadı hemen sindi. Fakat burun kanatları körük gibi inip kalkıyordu. Mebus: -— Benim böyle bir işle slâkadar olduğumu ne bi- liyorsunuz? — Yalnız ben mi, bütün kasabalı biliyor. — Ö hâlde bana müracaata lüzum yoktu. — Nasil yoktu ? Biz nezaketen sana bu işten vazgeç demek istedik, sen burasını dağbaşı, yahut Fındıkir sarayı gandın. Göh yüksekten, gh kaşkarikodan yol Aradın, Zannettin ki karşımdakiler söyliyemez, senden çekinir, yaptığın, yapacağın dalaverelere göz yumar. Şaşarım aklma senin! Sen bunlar: git ahmaklara ya- but Salıpazarındaki arkadaşlarma yap Mebus Bfendi! Dünbelek, yolunu değiştirmek lüzumunu hissede- Tek, adi acı gülümsedi. — Sizin, dedi, Başkumandanmız bile bu kadar hid. detli değil, Her sohbet edişimde pek mülâyim, pek dost görünür. Siz nasıl oluyor da. Yüzbaşı gülerek sözünü kesti: — Haydi oradan! dedi. Bunları söylemekle he kas- 75 — tediyorsun sânki? Hele bak karşindakine! Yani baş- kumandanla döst olduğunu, yani Enver Paşa ile sık Bik görüştüğünü anlatarak beni tehdide mi kalkıyor« Bun? — Tehdit değil, şikâyet, Şahsımdan maada sıfatı ma da tecavüz ediyorsun Efendi — Ikislne de tecavüz etmek öyle hakkım var, öyle hakkım var ki, Yalnız benim mi? Biltün milletin, Yüâhü yetişir artık. Ortalığı berbat eltiniz. Soymadı- Emiz, han, yıkmadığınız hânüman kalmadı, Şimdi de gilelere, elin kızlarına mı saldırıyorsunuz? Ne kârın var, gelip burada kız almakta?” Git Istanbula! Geç Şişliye! Dal Cihanyandı Lütfiyenin evine! Bul bir ka- Tı! Et nikâhint! Güle güle yaşa, tepe tepe kullan! Bu- rada Yörük oğullarından kâlma servete göz dikece- ğine, nah, orada esnaf cemiyetleri burnunuzun dibin- de! Levazım reisi elinizin altında! Ne döymaz adam- larmiıssmız yahu! Yüzbaşı o kadar hiddetli, o kadar hızlı söylüyordu ki, bütün meclis donakalmıştı. Etrafa toplananların farkında değildiler. Kahveci çavuş bile, ağzını, gözle- Tini açmış, bunları dinliyordu. Ne eskilerden, ne yeni- lerden, bir kişi, söze karışmak cesaretini kendinde bulamadı. Kadı büsbütün iki büklüm olmuştu. Bu s€- fer pek başka birisine çattığını görüyordu. Dünbelek zade afallamış, redingotunun eteklerini buruşturuyor, tesbihini alıp bırakıyor ve gözlerile et» raftan imdat arıyordu. derhal kaynakam vekili olduğumu hatırladı, fakat b nun genç, İri yarı, sözünü ve elini esirgemez yüzbafi” ya karşı pek âciz bir sıfat olduğunu da düşünerti murıldanmakla iktifa etti, Refik hâlâ söylüyordu: — Işi sonra açığa vurduk. Anlattık, Nah kafa! A9” lamadm, yahut anlamak istemedin. Insaf edin b Vicdan nedir? haysiyet nedir ? Insanlık nedir? AzxI$ öğrenin yahu! Pekflâ mebus oldunüz diye keseleri" mizin hissei şayiasma, vatanın tapu senedine, boğa” larımızın bir lokmasına hik kazandınız. Almız, gözü” müze, dizinize dursun! Satınız, talan ediniz, Allah bö“ lânızı versin! Ortalığı kasıp kavurunuz, milleti bif pula saymayınız, ne haltederseniz ediniz, beri kalip 9* gelelerine, gönül İşlerine karışmayınız. Bunlar ne #8“ ker vagonlarınıza, no buğday vesikalarmıza zarar SÖ“ tirmez. Koca Türkiyeyi salhaneye, ocakları viraneY” döndürdünüz! Hâlâ buraya gelmiş, Mebus Efendi ö” yeelin kızına, anasının servetine, yarınki intihapts” dalaverelere göz dikiyorsunuz. Utanırız! Arlanını” Bugünler ebedi değildir. Bunun bir de yarımı var Kİ İ$* te bugünden kendini göstermiye başladı. Behey bât* harap! Ben burada bir sene bile dolmadan yalnu£ P* şubeden on üç bin asker gönderdim. Bunlardan sek” bini şehit oldu, kalanları de sakat döndü, Madem mebussun, niye bir defa kalanları sormadın? Ne: 0, kimsesiz aileleri aramadın? Kürsüde bir defa #Ö, sanız gırtlağınızdan mı asarlar? Asılsaniz ne olu” Fakat ağzınızı açtığınız vakit boğazmızı birkaç vai bulgur, şeker soksunlar diye açarsnız (Arkınsı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: