31 Temmuz 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

31 Temmuz 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

'TANın Çocuk Mâvesi Sürekli Hikâye: 9 MİKİ İLE KÖPEĞİ Sıcak odada sobanm önünde uza- van Finfinin yerinde başka bir hay- van olsa rahat rahat yatıp keyfeder. di. Halbuki Finfin durmadan siçrr yordu, Zavallmın hakkı vardı. Böyle korkunç bir rüyayi kin görür de sıç ramazdı sanki?. Ni Biçare hayvan bir türlü uykudan büsbütün uyanamıyor, hâlâ ateş üs- tünde sallanan sandalyede img gibi korkudan tirtir titriyor, gözlerini aç- mıyu cesaret edemiyordu. Halbuki 2- çabiise artık ne o vahşi kedileri, ne steşi, ne hâkimi, ne mahkemeyi gö- recek, sıcak oturma odasında soba ba $ında yalnız olduğunu anlıyacaktı Fakat bilirsiniz ya korkulu bir rüya görünce insan birdenbire uyansa bi- le gözlerini açamaz. Hele bu rüyayi gören bir küçük köpek olunca... O zavallı bir sinema gibi gözünün önünden geçen şeylerin rüya olduğunu nastl farketsin. Tabii edemez. Işte bunun için Finfin yarı uyandığı halde bir türlü yerinden kalkmıyor, hâlâ sobanm sıcağı için. de silkinip, kıvranıp duruyordu. Bereket bu sırada köpeği uykusun- dan uyandıran birşey oldu. Bobadan sıçrıyan bir kıvılcım hayvanın Sürte- Ba düştü. Düştüğü yeri azıerk yaktı. Kendini hâlâ o cehennem gibi ateşin Üstünde asılı sanan zavallı Finfin yar aıyorum zannetti. Yıldırım gibi yerin den fırladı. Odanın etrafını deli gibi dört dönmiye başladı. Hem dönlüyor, bem de alabildiğine havlayıp bağrı. yordu. Mutbakta kedisini yıkamıya uğraşan Miki, köpeğin bu garip ulu- Yuşunu, bağırışını duyunca şaşırdı. Kediyi yıkamaktan vazgeçti. Kendi kendine: — Ne var, ne oluyor, ömrümde hiç FİN Sonuncu Hikâye Kedile köpek öpüşüp barıştılar böyle bir ses duymamıştım. Bu gü- çük minderi, duvarlarda hep ayni re- rültüüyü yapan kim acaba?. dedi, Ve simler, Görünürde yalnız Miki ile kü- durup dinledi çük kedi yok, Onlar nerede acaba ? Gürültü gittikçe artıyordu. Çünkü; Pinfin, tam bunu merak edip kendi cani yanan Finfin, rüyanın verdiği kendine sorarken mutbaktaki su sesi. korku ile oturma odasının halısı 05- pi duyduz tünde ard ayaklarile sürünüp duru. — Banyo leğeni.., Oh tam şimdi be- yor, oradan oraya #ıçrıyordu. Miki pim yerim, vücudüm sicaktan amma duyduğu sesten âdeta korkmüştu. da yanmış Miki odada olsa bu 80- Hem bu gürültüyü yapanı merak edi- yayı böyle cehennem gibi yanmıya Yor, hem de korkusundan mutbaktan ırakmazdı ya... Ah Miki, benim sev- daşarı çıkmıyordu. gili sahibim, meğer sen bana ne bü- Nihayet kıvılcmdan yanan yerin yük iyilikler yapıyormuşmun da be. acısıyle köpek yavaş yavaş kendine pim haberim yokmuş. Bir gün beni geldi. Rüya gördüğünü anladı. Sevinç yalnız biraktın. Bak ne hallere düş- ten hoplaya hoplaya etrafına bakın- tüm, Bu rüya beni akıllandırdı. dedi. dı. Her gün sahibinin ayaklarının di- Doğru mutbağa koştu. binde oturup uyukladığı oturma oda Gürültüden korkan Miki köpeğin sında idi. İşte Mikinin koltuğu, İste dolu dizgin mutbağa koştuğunu gö onun hemen önünde kendirinin kü- yance yine kediyi kovalamıya geli yor sandı, hemen kendisini kücakla- dı. Fakat Finfinin bu sefer kediyi kovalamıya hiç te niyeti yoktu. Rü- ya, ona sahiden güzel bir ders ol muştu. Bir daha kedileri kovalar mi hiç? Cuppp!. diye doğru banyo leğeni- nin içine atindı. Bu defa üstü bagı ça- mr yerine köpük içinde kalmıştı. Köpeğinin halini görünce Mikinin Korkusu yatıştı. Gülümsemiye başla. ür: — Anladım, anladım, yaramaz her balde rüya görmüş olacaksm. Yoksa sen birdenbire böyle uslanmazdın. Ne ise umarım ki bundan sonra akıl- lanır da kedilerden vazgeçersin.” de- di. Finfin, Kedi sözünü duyunca başı- nı kaldırdı, kulaklarını dikti. Damar. larında yine eski kedi avcılığının ate- $i uyanmıştı. Fakat Miki ona doğru ekildi ve yavaşca — Yok, dedi. Fipfin, yeniden baş- - FİN Küçük kedi göz ucuyle ürkek ür Kek Finfine bakıyor, sanki ona: — Vazgeç şu fenalıktan, Bak ben De güzel bir yavruyum. Hiç sana rü- yadaki kediler gibi fenalık ediyor mu yum?” diyordu. l Finfin utana utana yerine oturduz “— Hem, şu küçük yavru hiç te çir kin değilmiş, Benim rilyada gördü- ğüm kedilerin yanında bu, güzeller güzell." diye mırıldandı. Miki önce köpeğine, sonra kedisine baktı. Tkisini birden kucakladı: — Sizi gidi yaramazlar sizi, öpün biribirinizi barışın bakalım, Kavga yo 'ter artık.” dedi. ı Kedicik buna zaten çoktan gönül. dü. Köpeğe yan baktı. Bu bakışla sanki: “— Benne güzelim bak Finfini” demek istiyordu. Finfin sevinçle: — Tabi barışırım; tabii! diğe hav ladı. Onun da kediyle barışıp Mikinin hoşuna gitmek canıma minnetli. Miki ; —İşte bupek iyi, Bilir misiniz ben de size ne mükâfat vereceğim. Iki nize birden benim kocaman masal ki- tabımdan güzel bir masal okuyaca- ğım.” dedi, | Finfin 6 fena dakikaları geçirdiği ayni sobanın başında tüçü: Miki, Fin- fin ve kedicik o akşam çok güzel bir vakit geçirdiler, Miki önce onlara va dettiği masalı okudu. Sonra uykula- rı gelince yatmadan evvel köpeğe gü zel, yağlı bir kemik, kediciğe de kay maklı süt verdi, O korkulu rüya da Finfine bir ders oldu, Bir daha Miki Farenin evinde hiç kedi - köpek kavgası duyulmadı. jeeasereaasanesmasasanan Miki ile köpeği Fin-Finin hikâyesini, çok sevdiğinizi aldığımız sayısız mektuplar. dan anladık. Gelecek sayı- dan itibaren Mikinin yeni bir serüvenine başlıyacağız. Bunu okurken de çok eğle — TAN— ÇOCUK KLÜBÜ ESİM: MEKTEP ve Net MEMLEKET: ADRES, 'TANın Çocuk Mâvesi iLT Buldu? Bunu bilen yoktur. Tarih ilk defa kimin barutu keşfettiğini bulup yaz. mamıştır. Yalnız bilinen bir sey var: Araplarla Çinliler yüz. yıllardanberi imuharebelerde yaklcr geyler kullan- mışlardır. Fakat bu yakicı geyleri kim, bildiğimiz barut haline sokmuş tur, Bu, hâlâ bilinmiyor. Bazıları ba rutu (1280) yılında “Roje Bekon,, adında bir Avrupalmm icat ettiğini, #öylemişlerdir. Halbuki bu adam ba- Tutun nasıl yapıldığını Araplardan öğrenmişti. Bazıları da barutu icat edenin Sehvarz (Şvarç) adlı bir papaz ol - duğunü söylerler. “Şvarç,, bu işlerle uğraşmıştır. Amma ancak (1379) yılında... Halbuki barut bundan da- ba çok evvel (1272) yılında kullanıl. muştı, O senelerde Fas Sultanı (Yu- Suf) zaptetmek istediği bir şehrin duvarlarını bir topla atılan barutla yaktırmıştı. Barut benziyen yakıcı şeylerse tâ Yunanlılar zamanında kullanılmıştı. Fukat onu Yunanlılar, bulmuş değil- lerdir, Araplardan öğrenmişlerdir. (673) te Araplar İstanbufu almıya ça Mşıyorlardı.. Araplarm içinde yaşa - mış olan bir Yunan mimari onlardan yakıcı geylerin nasıl yapıldığını öğ - venmişti. Memleketine dönünce “ben buldum. diye etrafa yaydı. Arap do- hanması da o yakıcı şeylerle yok © dildi. Fakat Yunanlı mimar, ne derse desin bildiği şeyi kendisi bulmuş de- di, Araplardan almıştı. Ya Arap- İar, yahut Çinlilerden barutu icat e- den kimdir? şte bunu bilen yok, Barut ta tıpkı vapur gibi bir kişinin icadı değildir. Arka arkaya gelen birçok insanlar Yüz yıllarca uğraşıp onu bulmuşlar. dir. Aslan ve o Ayna "Aslan, kaplan gibi vahşi hayvan. ları yakalayıp ehlileştirmek çok müh him bir iştir, Hayvan mürebbileri bu işte çok zahmet çekip, ter dökerler. Ve bin türlü çarelere başvururlar. Bu usullerin hepsi azçok biribirine benzer, Hepsinde esas, vahşi hayva- BI korkutup ona. istediğini yaptır. maktır. Fakat Fransada bir hayvan müreb bisi yakaladığı bir aslanı, nedense bir türlü uslandıramaz. Ne yapan vahşi aslan kafesine kimseyi yaklaştırmaz, Birini gördü mü kafesi parçalıyacakmış gibi gük- rer durur, Korku, dayak hepsi nafi- le, Günler, haftalar geçer, aslan ilk tutulduğu gün gibi vahşiliğinde de vam eder. . Fakat nihayet bir gün sahibi onu vslandırmanın yolunu bulur. Vahşi aslanı büyük bir ayna ile yola geti- ME i BİLMİYORDUM / E BUNU Şengoloda Bir Cambazhane Zil çalındı. Boks maçı başiyor. Ma- ça girenlerin adı Puopino ile Pedro. Hiç güphesiz iki adam arasnda| bir boks maçı yapılacak sandınız de- | gil mi? Elbette, hakkımız var. Boks başka kim yapar Fakat yanıldınız çocuklar, Bu ma- çın yapılacağı yere insan sığamaz. Pek küçücük. Vâkıa biçimi, etrafın da gerilmiş ipler tıpkı Insanlar boks | yerine benziyor amma o kadar ufak | ki orada iki insan değil, küçük iki böcek dövüşecekler. Böceklerin adı: Makaslı böcektir. Alt ve üst çeneleri dışarı doğru çıkıklar. Ve dişleri var. dır. Erkeğinin çenesi dişininkinden çok daha iktür. cik boks yerinde bunlar dan ikisi boks yapacak. Hem de bi- ribirlerini öldürünciye kadar. Maç 80 Bunda hangisi sağ kalırsa maçı o ka. zanmış olacak. Hayır sakın böyle zan, Betmeyiniz. O yalnız bu defalık canı nı kürtarmış olacak. Maçı kazanıp ükâfatr alan onun sahibi olan adam aopino da işte bu. iki in adlarıdır. Bunlar bö- ceklerin döğüşmesinin sonunu hele- canla bekleyip hangisine mükâfat düşerse onu alrverecekler. Hiç horoz döğüşlinü görmediniz mi? Tapkr onun gibi. Makaslı böcekler ilk doğdukları zaman iki üç ay hep ağaç köklerin- de yaşar, orada büyürler: Sonra in- san eline geçenin vay haline, Böyle maça çıkarılıp döğüşe döğüşe can verir, m lanmıyan aslan bir ayna ile kuzuya dönmüş Bir gün aslen kafesinde gük | teyip durürken sahibi karşısma ko- esman bir ayna koydurmuş. Hayvan aynaya bakinen kendini görmliş, Bu. nu başka bir aslan sanmış. Önce 5a- #ırmış, Sonra yavaş yavaş şaşkmlığı | geçmin. Aynadaki aslana baktıkça içi açılmış, İçi ferahlaymca vahşi aslan huyu tıpkı bir kuzuya dön- müş. O kadar tatlılaşmış, o kadar mu nisleşmiş. O gündenberi bir daha gükreyip the sir rmı görüyorsunuz. Bunları en uygun bize gönderiniz. Kahkaha Potinli > Melek İl Müşteri — Bu tablo fena değil. Fakat hangi acayip fikirle bu me eğin ayağına bu folni giydirmişler. müz mi Ressam — Hayır, görtedim. Ya siz ayakları fotinsiz meleği nerede gördünüz? - Büyükbaba Benim büyük babam öyle mağrur bir adammış ki... Bir gün denize düş- müş. Bağırıp çağırıp imdat isteme: yi gururuna sığdıramamış. Oradan masılsa bir polis geçiyormuş. Büyük babamı — Burada yüzmek yasak edildi. duymadın mı? diye bağırmış, Büyük babam: — Ben yüzmüyorum, boğuluyo- rum demiş. Ve hemen suya batmış ve boğulmuş. . Pire Seyyah — Siz bu otelin sahibi mi- siniz Bayan? Ben çok keskin pire tozu satıyorum. Otelci kadn — Hayır bana lâzım değil, Çünkü benim. otelimde pire yoktur. Seyyah — Tamam işte, ben de bu: nu anlamak istiyordum. Öyle ise bar na bu gece kalacak bir oda ver. . Akıllı Eczacı — Duydun mu bizim eczacı (K-) eczanesini nerede o'ursa olsun hep bir lokantanın yanında açıyormuş. homurdanmanış. Herşey akla gelir amma koca bir — Neye? — Lokantada midesi bozulanları km eczaneye koşuyormuş ta, Müsahakada kazananlardan birinciye bir suluboya talamı, Ilinei ye üçüncüye de birer kuru boya takımı vereceğiz. Köşesi : Biz hiç ayakları fotinli melek gördü-| yaz Yukardaki resimde, Gülü, Gülün köpeği Tontonu ve Gülün oyuncakla renklerle boyaymuz ve resmi kesip Tarih İmtihanında Talebe — Affedersiniz, Bay öğret, meh, bugün ayın kaçı? Öğretmen — Sen şimdi ayın kaç olduğunu bırak ta sorulanlara cevaj Talebe — Hiç olmazsa bir günü olsun tarihini doğru yazmak istiyo rum da onun için bugün ayın ka gı olduğunu sordum... . Ev Sahibinin Sesi Küçük Macit annesile misafirliğe gitmişti, Ev sahibinin kundaktaki bebeği bir türlü uyumak istemiyor. du. Annesi boyuna ninni söylüyor” 'du. Macit: — — Anne dedi, Ev sahibi neye hep şarkı söylüyor? — Küçük çocuk uyusun diye. — Bebek uyuyunen o da susacak m? . — Hayır çocuğum. — Hay Allah bu bebek te ne diye sanki uyuyormuş gibi yapmıyor? . Ne Anlamış? Tekin, Nejada babasmı övüyord — Bir gün Afrikanm en vahşi oi manlarma girmiş. Orada çadır kur muş, Geceliyin pijamasile dışarı çı kıp bir kaplanı öldürmüş. Melis — Ben kaplanı tüfekle öldü rürler sanıyordum. Pijama ile öld rüldüğünü de hiç duymamıştım. . Derece Doktor — Çocuğunuza derece koydunuz mu? © Baba — Evet doktor hem de ti

Bu sayıdan diğer sayfalar: