17 Ağustos 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

17 Ağustos 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e Nafıa Vekilimizin Son Seyahati Ali Çetinkaya Bize İntıbalarını Anlattı Ali Çetinkaya İsveçte geçirdiği günlerde a (Başı 1 İncide) erinin Türkiyedeki sefirleri . vasıta- | ve inkişafnı takdirle yadettiler. | B. Hitler tarafından kabulu daresi altımda mozaar olduğu terakki | yerlerde seyahatte bulunan Reisi Hü- 7 ren 800 e kadar tren kalkmasmin & di işler sırasma girdiğini hayret ve takdirle gördüm. Essen mıntakasm- da şehirler ve köyler genişliye geniş- liye yekpare bir şehir halini almış- tır, Krup fabrikaları muhitinde bu fan. liyet daha büyük ve canlı bir sekilde idi. Krupp idaresinin top yekün büt- çesi 250 milyon Türk lirası ve me- mur ve müstahdemlerinin yekünu 150 bin raddesinde bulunmaktadır. Hamburg'da Tetkik ve müşahadeye lâyık büylik pe olmak üzere Hamburg de- niz, Düisburg, Rhen nehri limanı İ bize gösterdiler. Yukarda söy'ediğim gibi o kadar kesif şimendifer inüna- kalesine ilâve olmak üzere bilhassa ; Rhen nehir limanmda ayni ölçüde nakliyat yapıldığını gördük ve bizim j için istifadeli eihetlerini tetkik ettik. Limana demiryolu ile gelen madde- lerle dolu bir vazonun beş ilâ 6 daki. kada nasıl vapurlara çekilip yüklen- idiğini ve vapurların nekadar büyük bir süratle dolup, boşaldığını gördük. Almanyada da şüphesiz tayyare! meydanlarını, hangar ve fabrikaları- nı vesalresini yakından gördüm. Essen'e geldiğimiz sirada uzak kümet ve Lider Ekselâns Hitlerin be- #ile yapılan davetlerini şahsen tenim ve resmen hükümetimin kabul ve müu- vâfekat etmesi üzerine vuku bul muştur, Danimarkada dahi iki günlük ika- | Bi kabul edeceği ve Berline dönmek- metimizde büyük bir motör fabrika. | liğim Jâzımgeldiği resmen tebliğ o- sını, liman, feribot ve bazi güzel mü | lundu. Bu davet üzerine, Berlin Bü- / esseselerini görmiye fırsat buldum. İsveç hükümetinden ilk davet ge- çen sene eylülünde gelmişti. Davete esas olrak deniliyordu ki: “İsveç topraklarında Nafıa Vektiletini alâ kadar eden resmi ve hususi teknik mülesec seleri ve âmme hizmeti ile a- lâlkası olan işleri yerlerinde görme- miz çok faydalı olur, Böyle bir ziya- ret iki memleket arasındaki dostlu- Gün Ve alışveriş münasebetlerinin inkişafma yardım eder.,, Isveç hükümetinin davetinden son- ra Almanya hükümetinin Türkiyede- ki sefareti de, Isveç seyahatini ya- | Bp: n Alman ümetinin misafiri | olmak üzere Almanyaya'da “uğrıya- rak milesseseleri görnekliğimi teklif etmişti. Iki hükümetin. teklifleri “faydalı iörüldü, seyahate çıkmaklığım, Bükü | metçe kararlaştırıldı. 'Temmuzan 10 unda Tstanbuldan Kâreket ederek ev- velâ doğruca İsveçe gittik ve oradan Danimarka yoluyla Almanyaya dön- dük. Beraberimde Hususi Kalem Midü- rü Nejat, Demiryolları Idaresinden Cer Müdürü ve makine mühendisi Sedat, Nafia Vekületinden Imtiys#u rketi Umum Müdürü Elektrik! mühendisi Emin, silem- ve kızım da bulunuyordu. Bu arkadaşların ikisi Almanyada, birisi Fransada tahsil etmişledir. Bun lar Vekâletin teknik elemanları olup öyni zamanda iyi lisan biliyorlardı. Gerek Isveçte ve gerek Almanya- da büyük alâka ile karşılandık. Ve ber istediğimiz geyi tetkik etmiye im- kân bulduk. Hükümetlerin misafiri olarak ikamet ettiğimiz yerlerde, bi- nalarda ve ziyafetlerde daima Türk bayraklarının çekildiğini memnuni . yetle söyliyebilirim. İsveçteki tetkikler İsveçte esaslı bir programla pos. | ta, radyo, telefon, hava istasyonu, de. | miryolu istasyonlarını dolaştık. Bun- larm hepsinin iş ve muamelelerini ve personel vaziyetlerini ve faaliyetleri. ni yakmdan gördüm ve tetkik ettim. Merkez haricinde olan lokomotif, va- gon tamir ve inşa fabrikalarını, su tesislerini, liman işlerini, feribotları- nı gözden geçirdim. Bizi alâkadar e den cihetlerini araştırdım ve sordum. Isveçten Almanyaya gidişimde Da- simarka hükümeti hususi bir tren | döndül. B, Hitler tarafından kabul e- tahsis etmek ve bir akşam ziyafeti | dildim. Hakkımda çok nazik ve nü- hazırlamak suretile samimi bir dost. | vezişli muamelede bulundular. uk ve alâka eseri göstermişti. Isveçe geçerken olduğu gibi bu de- | sordular ve kendilerine selâm v hükümetinin | habbetlerini bildirdiler, Foto, fa da dönüşte Alman bir memuru ve Büyük Elçimiz tara- fından Alman hududunda karşılan. dım. Tahsls ettikleri bir servis vago- | diler. nu İle Berline vardım. Berlinden iti- baren tertip edilmiş bir program das hilinde evvelâ meçhul asker âbidesi- ne merasimle çelenk koyduktan son- ra Berlin ve civarmda, daha sonra Hamburgda, Münibte ve en mühim sanayi mıntakalarında (istediğimiz herşeyi görmiye ve tetkik etmiye fir- sat ve imkân verildi. Memleketimizde tatbik edilmekte ve oan natın “işlerinde ya kından bir fikir ve malümat edinmiş olabilmek için her türlü zahmet Ve külfetlere katlanarak (istediğimiz şeyleri gördük. Bazı müesseselerin teşkilât ve idaresi Üzerinde durarak birçok cihazı inceden inceye tetkik et tik. Meseli Demiryollar Idaresinde memur almak ve yetiştirmek husu- Bundaki usulleri ve bunların; tahsil dereceleri ve çırak almak ve yetiştir. mek sistemi gibi hususlarda fazlaca tevakkuf ettim, Sehwerte çırak mektebinde bir, iki ve Üç senelik çırakların yaptıkları ig- | leri ve çalışma tarzlarını yakından gördüm. En son posta ustlleri Buna benzer daha meslâ İsveçte | raber çok çalışkan, canlı sevimli bir ve Almanyada en son tatbik edilmek» te olan posta usullerini ve bilhassa Is veçteki Posta Tasarruf Sındığmı ve Almanyadaki posta çek wütmeleleri. nin inceliklerini kavramıya çalıştım. Bu gibi müesseselerin birer. talimat veya nizamnamelerini aldım. Şimen- difer idarelerinde en şayanı dikkat olarak İstasyonların yakınındaki ma- nevra sahalarmı ehemmiyetle tetkik ettim, Bir istasyonda günde 300 tren- den 800 trene kadar hareket vuku. bulduğuna göre, bunların terkip ve tanzimi ve sevkleri hususunda en son sistem olarak imal edilmiş olan oto- Isveç Kralı Majeste Gustav tara-| matik makas tertibatını ve diğer te- fından kabul edildim. Veliahdin Tür- kiyede gördüğü hüsmlü kabulü ve Tür kiye ile olan dostluk münasebetlerini ve Türkiyenin Atatürkün yüksek i- sisatı yakından tetkik ettim ve çok İlaştıran Isveç Elçisi Bay Vinter'in ve istifade ettim. Bu sanayi havalisinin herhangi bir istasyondan bir günde 400 den itiba- Nafıa Vekilimiz Almanyada resmi bir ziyafette arzusu seziliyordu. yük. Elçimiz ve Hususi Kalem Mi- dürüm de yanımda olarak Berline Atatlirkün sıhhat ve afiyellerini mu- hakkımdaki memnuniyetlerini hir da- ha kendilerine götürmekliğimi iste- Istanbula avdetimizde bu şerefli vazifeyi derhal ifa ettim, Türki olan iktisadi münasebetlerin ve bune dair olan müzakerelerin iyi bir mio raya girmekte olduğunu ve gireceği. ni söylediler, Kendilerine şükranla mukabelz et- tim, Sivil tayyarelerinin Ankaraya ke- dar gelebilmesi ve şarka doğru işli- | yahilmesi, İmlefinmen #örnimi mansız. ler. Bunu İz, İlderlerimde sr zedeceğimi cevaben arzettim. Ekselâns Bay Hitlerin, sevimli ve tatlı çehresinden azim ve irade kud- reti ve enerji ifade eden bir intiba aldım. Hitlerin Almanyanm büyük fen ve Sanat kudretine yeni bir hız verdiği va büyük eserler kurmakta olduğu ariz bir surette görülmektedir. Bir hayli söneler ecnebi işgalinin tesiri altında kalmış olan Alman mil- leti de bu halâskâr ve muvaffak li- dere minnet hisleri beslemektedir. Almanyada münakalât tetkikleri Almanyanın oMünakalât Nazırı Dorfmüller benden yaşlı olmakla be- zattir. Bize her türlü şimendifercilik arkadaşlığını yapmıştır. Büyük Harpte, Çinde mütehassıs olarak bulunmuş olan bu zat, oradan kaçarak harbin son zamanlarında Kafkaslara gelmiş ve Erzuruma k&- dar bir seyahat yaparak Türk hal kma ve Türk ulüvvu”cenabına yâkın- dan şahit olmuştur. Bütün hareketle. rinde bizi sevmek ve memmun etmek Elinden gelen her türlü nezaketi göstermiştir. Alışveriş işile uğraşılmamıştır Isveçteki seyahatim esnasında her tarafta bize refakat etmek suretile seyahatimizi ve tetkiklerimizi kolay- Isveçin kıymetli Hariciye Nazırı Bay Sandler'in bizekarşı gösterdiği kibar- lığı ve dostluk ve sevgiyi burada te- sekkürlerle yadetmeği vazife sâya- rım. Gerek İsveçte ve gerekse Almanya- da vazife ve memleketime alt hiç bir alışveriş ve sipariş işile meşgul | olmadım ve buna imkânı kanuni dahi yoktur. Bazı yerlerde esasen su işleri için evvölee yazmış olduğumuz Tür- kiye hizmetine gelmek istiyen mühen- * İda Ispanyol vapurunun tam göbeğin- (Başı 1 incide) geçerek Istanbula doğru yol almıştır. Sovyet vapuru limanımızda Meçhul tahtelbahir tarafından ba- tırimış olan İspanyol vapurunun mü- rettebatını kurtaran Sovyet bandıra- U Varlaam vapuru dün limanımıza gelmiştir. Emniyet Beşinci Şube me- murları derhal gemiye giderek bazı izahat almışlardır. Bundan sonra ba tan geminin kaptanı ile Sovyet ge misi süvarisi karaya çıkarak her bi- Tİ kendi konsolosanelerine gitmişler ve vakayı alâkadarlara nakletmişler- dir. Kurtarılan mürettebat ta kon- #olosaneye gitmişlerdir. Sovyet vapuru süvarisinin verdiği malâmat Kendisile görüşen bir muharririmi ze Sovyet gemisi kaptanı gördüklerini Şöyle anlatmıştır: *“— Ben Bordodan geliyordum. Ka» radenizde Tuapse limanına çıkarıl mak üzere yük almıştım. Saat 10 sı- ralarında Çanakkaleye 32 mil yâk- laşmıştım ki, tam cephemde ve iç mil önlimde Ispanyol vapurunu gördüm. Onun da 200 — 300 metre solunda milleti meçhul tahtelbahir vardı. kisi de bize doğru geliyordu. Ben bir şeyler cereyan edeceğini anladım ve dikkat kesildim, Bu $ira- | de bir infilâk oldu. Meçhul tahtelba- bir Ispanyol gemisini torpillemişti. Arkadan bir torpil daha savurdu. O da isabet edince gemi sağa yattı. Ben Ispanyol vapurunun batacağını an- ladım ve hemen bayrak direğine: “— Mürettebatı kurtarmıya geli- yorum.,, mânasma gelen işareti çek- iki torpille iktifa etmedi. Geminin et- rafında pervane gibi dönmiye bağla- dı ve onu top ateşine tuttu. Bu mer- milerden bir İkisi de bizim geminin önüne ve arkasma düştü. Ispanyol gemisi gittikçe su alıyordu. #5 daki- ka kadar can çekiştikten sonra tepe taklak oldu ve baş taraftan, denize dikilerek Adalar denizinin sularına karıştı. Tühtelbahir İspanyol gemi- #inin battığına iyice emin olmadıkça wzaklaşmadı ve koskoca gemi girdap lar yaparak suya gömülünce, o ana kadar bizöe meçhul olan denizaltı ge- misi âsi General Franco hilkümetinin bayrağını çekti ve bir anda ortadan kayboldu. Biz tam yolla kazazede ge- minin üzerine gidiyorduk. Ispanyol mürettebat, mermilerle oparçalan- maktan okurtulabilen iki filika i- le bir sandala binmişlerdi. Fakat 79 Kişi bu filikalara sığmadıkları için efradın bir kısmı dalgalarla pençele- #iyordu. Biz derhal üç filika güder- dik. Hidise mahalline koşan Danimarka gemisi Fakat buna rağmen ancak 74 kişi kurtarabildik. Ortada 5 kişi kayıptı Bunları aramak lâzımdı. Bu sirada hâdise mahalline yetişen Danimarkalı Merks vapuru da filikalarını indirdi. Kaybolanların üçünü onlar, ikisini de biz bulduk. Bu suretle 79 kisi tamam oldu. Dahimarkalılar o üç kişiyi de bize verdiler. Top ateşinden 16 kişi yaralandı Bizim kurtardığımız 79 kişi içinde 16 sı yaralıdır. Bunlardan 15 i muti- telif yerlerinden ve hafif yaralar ai- mışlardır. Bir tanesi de ağır surette yaralanmıştır. Bunları gemiye alır almaz Istanbula hareket ettik. Yol- da yaralıların yaralarını sardık, De. nizden çıkanlara çorba, yemek, elbi- $#e vesnire verdik, Hattâ efradımız bü beklenmiyen misafirlere yatakları da terkettiler, Gece olunca hep bir dislerin bazılarma orada burada rast geldikçe görüştüm. Eskişehir atölye- miz için evvelce Türkiyede çalışmış olan Gerstter isminde bir zatin tek- tar hizmetimize gelmesini istedim, * kabul olundu. Hulâsa: Seyahatimden çok mem- nunum, Az bir zamanda çok şey gör- müş oldum. Bunlardan istifade ede- ha İyi yapmıya muvaffak olursam bahtiyar olurum. araya toplandık. Hâdise dolayısile teessür hâkim olmakla beraber caw- Jarı kurtulan Ispanyol gemicileri bi- zim şerefimize bir eğlence tertip et tiler, ; İspanyol kaptanı şöyle anlatıyor Batan Ispanyol vapurunun süvarisi dün Sovyet vapurundan karaya çık- tığı zaman, bir felâketten heniz kur * İrek mesuliyetim altmdaki işleri da- | tulmuş olduğunu anlatan bir kıyafet. te idi. Arkasında koyu kahve rengi bir elbise vardı. Ayaklarında çorap Çanakkale Dısında Harp! Meçhul Bir Tahtelbahir | Bir İspanyol Gemisini Top ve Torpil Atarak Batırdı Hâdise yerinin krokisi yoktu ve terlik giymişti. Françesko Mugartegni adımı: taşıyan közazede Ispanyol süvarisi 50 yaşlarında ka- dar vardı. Kaptan, polis beşinci şube- sinde kısa bir müddet kaldıktan son- | Ta bir otomobille Beyoğlundaki Ispan ya konsolosanesine gitti ve konsolo- sa başmdan geçenleri anlattıkları son ra da bir muharririmize başından ge- çen facia hakkında şu izahatı verdi; “.- Rusyadan erzak ve yiyecek iklemiştik. Doğruca Ispanyaya gi- iyorduk. Evvelki gün sabahleyin Ça nakkale Boğazından çıktık. Tam Boz- cnada açıklarında muntazam bir se- yir ile yol alıyorduk. Bozcaada fe- nerile aramızdaki mesafe şöyle bir on | mil kadar verdi. Sol tarafımızda göz- le görülebilecek bir saha dahilinde birdenbire bir denizaltı pemisi belir- vine amman AMMA rr dım, Hissikablelvuku bana bir tehli- ke ile karşılaşmak üzere bulunduğu- muzu anlatıyordu. Esrarengiz harp gemisi gittikçe bize yaklaşmakta idi. Derhal emir verdim, Geminin sürati- ni artırdık ve bütün mürettebalı, bize | yaklaşan gemiyi tarassuda memur ettim. Denizaltı gemisinin sürati biz- den fazla olduğu için her dakika «- ramızdaki mesafeyi biraz daha azalt- mıya muvaffak oluyordu. Bayraksız bir harp gemi Artık tehlike muhakaktı, Dikkat kesildim. Esrarengiz denizaltı gemi- sinde bir işaret ve bayrak görmiye çalışıyordum. Bayrağı yoktu. Fukat baş tarafında (C 8) işareti vardı, 1s- Panya donanmasına mensup gemiler- de bu işaret vardır. Fakat bu gemi- nin Ispanya donanmasına mensup ©- labileceğini pek aklım kesmiyor. Mesafe kısaldıkça kıseldı. Artık bi ribirimizden ancak 3 mil kadar uzak- hkta idik. O, bütün süratile üzerimi- ze gelmekte devam ediyordu. Mest- fe Üç milden 300 metreye kadar in- di. Denizaltı gemisi etrafımızda bi” manevra yaptı ve toplarını üzerlimi- ze çevirdi. Artık şüphe edilecek bir tarafı kalmamıştı. Hayatla memat a- rasında bulunuyorduk. Hayattan (- midimiz pek azdı. Akdeniz kucağını açmış, bizi bekliyor gibi idi, Güverte- de tayfalar biribirlerile helâllaşıyor. lardı, Zaten de yapılacak başka bir şey kalmamıştı.,, Ispanyol kaptan, sözü bu ti. Heyecandan titriyordu. Gi kapadı ve ilâve e! “— Kusura bakmayın. Çok heye canlıyım. Macera hâlâ gözümün ö- nünde... Onu tekrar bir kâbus gibi gö- rüyorum.,, Zavallı Ispanyol süvarisi hir dah& özür diledikten sonra sözüne göylece devam etti: “— Evet, denizaltı gemisinde faa- liyet arttı. Toplar ateşe hazır bir va- ziyette, Belli ki, topçu neferleri emir bekliyorlar. ve bu sırada müth gürültü işittim. Gözüme bir perça 8 lev ve duman gözlktü. O anda da gemimiz şöyle bir sendeledi Ilk to- pu yemiştik. Etrafıma bıktım. Va purumuzun birinci mevki Iramavası hurdahaş. Bunu ikinci bir gürültü ta- kip etti. Tki numaralı ambarımıza da bir top isabet etmişti. Gemi su «lm ya başladı. Yeis içindeyiz. Denizaltı ket “ini İı çekti ve bu son yedi topti e 11.8. 37 i gemisinden bize doğru iki d€ | yola çıktı. Uzerimize geliyor. “sö biran sonra biribirine Kg infilâk daha oldu ve tam bu Sep zaktan bir gömi dahs görül kat bu seferki harp gemisi Üy Bize işaret verdi, “Sizi kut” geliyorum., diyordu. Bizde YAR gi ümidi tekrar canlanmıya DAS e de olsa hayat çok tatl. Hel if bir zamanda insan mutlaka si mayı İstiyor, Obür gemi d8 gr bize yaklaşıyordu. Gemimiz “gel sol tarafa meyil ettikten iy vr tarafa adamakıllı yaslandı. rafa devrileceğimizi anlamakt#. e medim. Hemen ön direğe luyoruz,, mânasma gelen 0 rak çektirdim. Fakat kim dinle yg bombardımanma devam et ok daha attı, Güverte tamamen 7 ii # ve x muştu. İlk hasara uğrıyan Y* den biri de telsiz diremizd. Kg den hiçbir taraftan imdat dik. Gemi batıyor İ Eerarengiz ve katil denizel misi bizim beyaz bayrağımızâ yer bil kendi direğine Asi Fran:9 b ra yarım mil mesafeye kada” rak bizim perişan halimizi 8€) koyuldu. Direğine âsi tart ğını çekmekle bize galebe çal gi şaret etmek istiyordu. “Bati ir mizi terketmiye karar erdi ğe siye sandallârımızı denize # gi Son bir ümitle canımız! basi çoluk, çocuğumuzu, babası, fe siz bırakmamıya çabalıyorduk &ğ zaktan bize doğru gelen diğer #€ 45 la beraber 79 kiginidik. ir mız 19 kisiyi alacak bilye gildi. Mühim bir kısmımız" Jgb elbiselerimizle yüzmiye çalış” g ji Bütün ümidimiz bizi kurta! en 8 len gemiden idi. Nihayet bu facia mahalline geldi ve hen dallarını indirerek bizi kut başladı. Beş kişi ortada yok Sovyet vapurunun güvertesi” yef tığımız vakit arkadaşlarımız. ge il p facia yerine bir Danimarka g9” yef gelmişti. O da yardım etti. Di » arkadaşımızı da bitkin bir b y£ zim yanımıza getirdiler. Ge köpekle kedimiz vardı. Onları mak için denizde fazla kalmışi!' kat onları da kurtarmışlardi- vi” Sovyet gemisinde tekrar © gelince biribirimizle ku enklas laştık. Kurtulmuş olduğum 38 mıyorduk, Acaba başımızda £ ler korkunç bir kâbus muydU” gf İşte size anlattığım bu faci* saat içinde oluvermiğ ve Sili Akdenizin derinliklerine | Kard Biz bir harp gemisi değilki yada aç kalmış birkaç milyon # LA 4 rar tahlisiye sandallarmı aramıya koyuldular. Tar bü asi p karınlarmı doyurabilmeleri yecek taşıyorduk. O ise topl, pilli bir harp gemisi idi, Bize?” bece' hücum etti, pe * Allah Sovyet gemisinde” aya sun, : hayatımızı onlara bord! Süvariye sordum: — Bu tahtelbahirin hangi “fi mensup olduğunu tahmin ci” Şayet Prahco'ya ait bir ei w radan Türk kaka sulurr yağ dar hicbir yere uğramadı" Bir mi? > — Katili gemi, tam mâna dern ve yepyeni bir halde Kİ ç£ Oradan buraya kadar geli ği miyeceği bakkında bir'#0Y. mem: Her halde bu sılmanisi? bni vermek benim için pek “ag” Bunun Üzerinde fazla ısrâf menizi rica ederim.,, Pelâketzede stivari hu sekil if desile esrarengiz denizli SR yi” bâşka bir devlete sit çi ini de ihsas etmek yor Felâketzede gemici'er ki kurtaran vapurla bugün rust decekler ve hükümetlerinde? bekliveceklerdir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: