26 Ağustos 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

26 Ağustos 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— 8 Manevra cephesinden ilhamlar: 2 Orduda | İnkılâp Ruhu «#tirmek hususundaki emeklerden çok yüksek netice aldığının canlı bir delilidir, B aşbakan İsmet İnönünü asker olarak devlet adamı ve dip- olomat olarak tanıyoruz, Fakat az pa- “Ta ile çok iş çıkarmak zarureti, İs- omet İnönünü pratik görüşlü, mükem- > wel bir maliyeci ve iktısatçı yapmış- .tır. Her biri acele mahiyeti olan memleket ihtiyaçları karşısında İs- “ met İnönü, memleketin müdafaası meselesini pek tabii olarak daima baş safta tutmuştur, Fakat memle- ketin iktisadi inkişafmdan doğacak faydaları geri bırakmağa da razı ol- o mamıştır. Büteçedeki tahsisattan ik- tada, sağlığa, maarife gittikçe bü- yük paylar ayrılmıştır. Şeflerimiz birkaç sene evvel harp ihtimallerini büyük bir itina ile ve günügününe etkik etmişler, bunların uzak oldu- o Buna, teçhizat siparişlerini geri br- yakmak ve diğer verimli işlere para ayırmak mümkün bulunduğuna ka. rar vermişlerdir. Bu yüksek, ve ince plânlı ve cüretli sevk ve idare kud- .retinden memleketin ettiği istifade- ler şunlardır; 1 — Teçhizat noksanı doldur. mak için askerin talim ve terbiyesi: | ne büyük bir itina gösterilmiştir. Her asker okur yazar, şuurlu, teşeb- büs sahibi, vazifesini sonuna kadar görmiye miiktedir bir unsur olarak — yetiştirilmiştir. ? — Askeri, teçhizatın çoğu, da. ima tekemmil geçiren eski mev- cudun kıymeti zaman geçtikçe 8. alan şeyler olduğu öçin teçhizat , tedarikinde ihtiyatla hareket edil mesi, memleketin bugün en yeni mal zeme İle teçhizine Enkân hazırlamış tır. 3 — Yukarda söylediğimiz gi. bi arada da iktisadi inkişaf doğu. racak ve netice itibarile memleket , müdafaasını bir kat daha kolaylaş- © tiracak işler yapmak imkânı bulun- muştur, # ki, üç sene evvel dünyanm &- sayişi bir kat daha bozulun- z ca hükümet teçhizat meselesini ele © almıştır. Hazırlanan program muci- ce sipariş edilen yeni silâhlarm “mühim bir kısmı gelmiş, yetişmiştir. Bunlar da kısmen Trakya manevra- olarma iştirak etmişlerdir. Trakya manevraları, hem sevk ve idare, hem subay ve neferin talim ve terbiyesi ve mesleğe alâkası hem de muhtelif silâhların ahenkli bir suret- te beraberce çalışması bakımından muvaffakıyetli bir imtihandır, Manevralara iştirak eden sskerin büyük bir kısmı ancak üç aylık ta. olim görmüş, yani beş talim devresin. 'den'yalnız birini ikmal etmiş bulunu- yordu. Böyle bir askerle girişilen ha- reket harbi manevralarının verdiği netice, cidden ümit ve iftihar uyan. dıracak bir neticedir. Bütün bunları tespit ettikten son- ra bu yazı serisinin esas gayesine gelelim. Gaya bakımından vereceğimiz hü- küm şudur: Ordumuzda, Osmanlı İdaresinin kalmtıları ancak kırtasiye- cilik ve mali usuller şeklinde devam “etmektedir. İnkılâp ruhu Türk ordu- suna tamamile girmiştir. Trakya mı nevralarmın verdiği güzel neticeleri, inkılâp ruhunun orduda tecelli et- , miş olmasının canlı bir alâmeti şek- linde karşılamak caizdir. Ahmet Emin YALMAN —— -—- —— —— tin, sırtımı kim yere getirebilir a- — caba... 'Tozdnn dumandan ferman okun. müyor dedikleri yer, bizim dolaştı- gımız yollar olacak. Tepeden tır. nağa kadar toza toprağa bulandık. 'Bir aralık, arkadaşlardan biri yü. zZüme baktı: — Yahü... Ne olmuşsun sen? Kir » piklerin bile bembeyaz... Güldüm: — Fena mı, vatan toprağını sür - me yapıp gözlerimize çekiyoruz! vi TAN Köylünün Okuma Seferberliği (Çin Galip aarif Vekili Köy Davamızı ii (Başı 1 incide) Tuz, Millet Meclisi köylü için çok gü- zel kanunlar yamıştır ve yapıyor. Fa- kat.bunların hepsi köyün kenarma kadar geliyor, içeri girmiyor. Eski tip köy hocası umumiyetle köyün ya- bancısı kalıyor. O, köye ısmamıyor. Köylü onu benimsiyemiyor. Köylü di- yor ki; — Bizim muallim çok şey biliyor, fakat, benim istediğimi bilmiyor. Köylü nazari malümat istemiyor. | Geçirdiği hayatm seviyesini biraz yükseltecek, ameli işlerinde kolaylık temin edecek bilgilere ihtiyaç duyu- | yor. Köye giden muallim de ekseri-| yetle bunu bilmiyor. Sonra mektebe kızları göndermek meselesi var, Köy kızları açık hava-| da çabuk inkişaf ediyor, erkenden ni- | şanlanıyor, Nişanlısı, kızm şehirli muallimden ders almasmı istemiyor. Bunun için köy mektebi köksüz bir fidan gibi kalıyor, Köyü memle- ketin umumi hayatına o bağlamıyor. Bundan başka kızların tahsil görme- | sine imkân vermiyor. Bir baytarın köy halkı ile konuş- masında tesadüfen hazır bulundum. Baytar birçok şeyler söyledi. Köylü terbiyeli bir tavırla, fakat alâkasızca dinledi. Fakat söz arasmda köylünün karşılaştığı müşküllerden, dertlerden bahsedilinee herkes kulak kesitli Hararetli hararetli sualler sordular. Söylenen sözleri not halinde yazdır. dılar ve sakladılar. Bütün bu alâkadan görülüyor ki, köylü öğrenmiye çok meraklıdır. Fa- kat bu merak şimdilik kendine lâzım olan şeylerin hududu içinde kalıyor. Eğitmen teerlibesi bize birçok şey- ler öğretti. Karşımıza köyün öyle bir mümessili çıktı ki, köylünün ne öğrenmek istediğini biliyor ve kendi- si de köylünün anlıyacağı ve alâka- dar olduğu şekilde öğretmiye hazır-| lanabiliyor. Raporlar Eğitmeni olan köyler 7, 8 Köylük gruplara ayrılmıştır. Her birinin ba- şmda yeni usul köy muallimliği için hazırlanmış hakiki bir muallim var- dır. Bu muallim bir haftalık öğretme faaliyeti hakkında eğitmenlere tali- met veriyor. “Alfabeden, hesaptan ve saireden bu hafta şunları öğrete- ceksiniz., diyor, Hafta sonunda man- ga başınm çavuşa rapor verdiği tarz- da, eğitmenler grup muallimine haf- talık #apor veriyorlar, Bu raporlarda lüzumsuz hiçbir kelime yoktur. Res. mİ bir rapor şekline uydurmak için hiçbir fuzuli gayret sarfedilmiyor. Raporların çoğu şu iki sözden iba- rettir: “Öğrettim ve öğrendiler.,, Eğitmenler, köy hayatı içinde az zamanda büyük değişiklikler uyan- dırmışlardır. Öğrettikleri geyler, köy lünün istediği ve beklediği bilgidir. Herkes bunu zahmetsizce ve zevkle öğreniyor. Sonra kızların mektebe gitmemesi meselesi ortadan kalkmış- tır. Her kız mektebe gönderiliyor. Ba | ” bası, anası, nişanlısı şöyle düşünü- yorlar: — Kizm mektebe gitmesinde mah- zur yok, Çünkü o “Bizim,, Alidir. Iş bu kadarla da kalmıyor. Köyün kadınları da ders istiyorlar. Eğitmen okumak bilmiyen köy erkek ve ka- dınlarma gece dersleri veriyor. Her tarafta köy mektepleri yapı- yor. Eğitmen ve köylüler binada müşkülât çekmiyorlar. Yalnız çatı çatmasmı bilmiyorlar. Sıra oraya ge-| lince Ankaradaki yapı mektebi me-| zunlarından yardımcılar gönderili- yor; Eğitmene köy sağlığı, umranı, köy kanunlarını halka tanıtmak bakımın- dan o kadar iş çıkmıştır ki birçokları yetişemiyorlar ve yardımcı istiyor. lar. Köy muallim mektebi açılıyor Eğitmen, nüfusu 150 den aşağı ©- lan 30 bin köyü bir an evvel bilgiye kavuşturmak için düşünülmüş mu - vakkat bir sistemdir. Fakat bu köy- lerden birçoğu için ister İstemez bir çok seneler bir sistem halinde kala- caktır, Geçirdiğimiz tecrübelerden istifade ederek köyün zekâlarnı inkişaf et- tirmiye karar verdik. İzmire civar beş vilâyetin köylerinden yüz el!! ka- dar çocuk toplıyacağız. Bunlara yüz # Anlatıyor de eğitmen ilâve edeceğiz. İzmirde bir köy muallimi mektebi açacağız. Eğitmenler, tarlada yeni usullerde çalışacaklar, çocuklar evvelâ çömez- Jik edecekler, bir taraftan da ders görecekler, Ameli köy muallimi ye- tiştirmek için bu sistemden çok iyi neticeler alacağımızı ümit ediyorum. Orta tahsil Bundan #onra söz orta mekteplere ve liselere geçti. Saffet Arıkan dedi — Burada kücük bir hesap mese- lesi var: Cümhuriyet devrinin başın- da lise ve orta mekteplerin talebe mevcudu 10 bin, muallim mevcudu 1850 idi. Şimdi 90 bin talebe, 2100 muallim var. Esas dert buradadır. Orta mektep ve liselerde normal mev cutlu sınıf isteniyor. Bina ve hoca olmadığına göre, bu nasıl birdenbire kabil olabilir? İşe liseleri takviyeden başlıyaca - Gız. Sonra ortaya ineceğiz. 36 lise için muallim kadrosunu doldurmak daha kolaydır, Bir taraftan da orta için hazırlıklar yapıyoruz. Düşüncemiz orta mektep muallimlerini, ilk mek - tepte 3, 4 sene muvaffakıyetle mual- limlik edenler arasmdan seçmektir... Tiyatro mektebi Tahranda bir opera binası yapıldı. ğı hakkında söylenen bir söz, konüş- mâyı tiyatro mektebine intikal ettir- di, Saffet Arıkanın verdiği izahata göre, tiyatro mektebinde bir Alman mütehassıs vardır, Vekâlet, mütehas- sıslardan tam bir surette istifade te- raftarıdır. Bunun için mütehasetsm çizdiği program hiçbir müdahaleye uğramadan tatbik edilmektedir. Dram talebesi üç senede, opera ta- lebesi 5 senede yetişecektir. O zama- na kadar da Ankarada bir opera bi- nası vücut bulmuş olacaktır. Alman mütehassıs, Karagöze çok kıymet veriyor. Bu milli oyundan pek çok istifade edileceğine kaildir. Türk sanatkârları arasında Naşidi çok be- Zenmiştir. Tek başra santerce satı- neyi dolduran ve halkı eğlendiren bu sanatkârda hakiki bir sanat kudreti bulunduğuna kail olmuştur, Naşidi, aramış, bulmuş, ve düşüncelerini bil- dirmiştir. Naşit Alman mütehassı- Sının sanatine karşı gösterdiği tak- dirleri, gözleri yaşararak dinlemiştir. Tiyatro mektebinin mânasını halk evvelâ anlamamış, mektebe giden kız larını reddeden aileler olmuştur. Fe- kat sonra mektebin en ciddi bir 86- kilde sanatkâr yetiştirdiği ve bu #e- natkârm hayatta dürüst ve hürmete lâyık bir mevkle sahip olaçağı yavaş yavaş anlaşılmıştır. İlk hamlede kız- larmı reddeden aileler hatalarımı t88- hih etmişlerdir. Gazetecilerden şikâyet? Kültür Bakanı, gazete mubbirle - rinden acı acı şikâyet etti. Nereye gitse arkasında bir muhbir. Gazete- sine hoş görünmek veya diğer gaze- teciyi atlatmak için “beyanat, İsti- yor, Vekil, söylemese bir türlü Söyle- se sözleri yarı anlaşılarak, yarı an- laşılmıyarak yazılıyor. Aymi şikâyeti bütün bakanlar tek- rar ediyorlar. Hakları da vardır. Memleketin esaslı işleri hakkmda a- yak üstünde “beyanat,, istemek hiç- bir yerde görülmüş bir $€Y değildir. Vagondaki bahis, umumi şekilde devam ettiği için maarif meselesi ü zerinde durmadı. Başka bahislere İ geçti. Bunlardan gazete okuyucula- rmı slâkadar edecekleri ayrica ya- 'ağım, iz AâA.E.Y, . Vekil Saffet Arıkan Ankarada Maarif Vekili Saffet Arıkan, dün akşam Ankaraya dönmüştür. Vekil, Ankarada bir hafta kalacak, sonra tekrar buraya gelerek yeni tedris yı- k münasebetile acılacak mektepler ve muallim kadrolarile meşgul olacak- tar. ———— —— — Bol Yağmurlar Memleketin her tarafımda sıcaklar devam ettiği halde üç gündenberi Ri te, Trabzon, Giresun, Ordu, Samsun, Sinop taraflarma bolca, Konya, Kay. seri ve Kırşehire de az miktarda yağ- mur yağmıştır. . Geliyor (Başı 1 incide) mektedir. Fakat en kyvvetli tahminin bu merkezde olduğu anlaşılıyor. Bu. na mukabil Çinliler ihraç mmtakasi olan Voosung'u mitralyöz yuvaları ile doldurmuşlar ve 150 metre geride ikinci bir müdafaa hattı hazırlamış- lardır. Japon kıtaları ilk hatta girer- ken her tarafa serpilmiş olan mayin- ler patlamış ve ihraç kıtaları pek ağır zayiata uğramıştır. Bir taraftan mâ. yinlerin patlaması, diğer taraftan bü tün mitralyözlerin faaliyete geçmesi Japonlar: püskürtmiye kâfi gelmiş ve 30,000 den fazla Japon askeri ge- milerine dönmek ıztırarında kalmış- tır, Bitaraf müşahitlerin hepsi de Ja. ponlarm ağır zayiata ouğradıklarmı söylemekte ve bazıları Japonların, Çe nakkalede İngilizlerin yaptıkları hata yı tekrar ettiklerini anlatmaktadır. lar, |» Röyter muhabirinin Mareşal Şang- Kay-Şekin karargâhmdan verdiği bir babere göre, bu sabah Voosung't ya- pılan ihraç hareketinde 5000 Japonlu imha olunmuş bir Japon Generali ile bir tayyare binbaşısı esir edilmiğtir. Topçu düellosu Diğer bir takım rivayetlere göre, Luiko'ya altmış, yetmiş bin Japon askeri çıkarılmış ve Lotlen'de vuku bulan muharebe Japonlar lehinde ne- ticelenmiştir. Fakat Röyter muhahi- ri, bu havadisi mevsimsiz saymakta dır, Çin ajansı, Şanghayın 30 kilometre şimali garbisine çıkarılan Japon as. kerlerinin mukabil taarruz neticesin- de kâmilen püskürtülmüş bulundu- gunu söylüyor. Japon topçu kuvvetleri nebrin İki tarafındaki Çin mevzilerini bombar- drman etmiye devam etmiş ve Çin ba taryaları bunlara şiddetli mukabele» de bulunmuşlardır. Çin tayyareleri de Pootung'u Nantos'u bombardıman etmişlerdir, Yangtopu mahallesinde Iki büyük yangın çıkmış bulunuyor. Fakat şimali Çinde Japonların nis beten daha muvaffakıyetli bir tarzda hareket ettikleri anlaşılmaktadır. Ja- ponlarm Kalgan'ı zaptettikleri tahak kuk ediyor. Diğer taraftan Pekinden 50 kilometre şimali garbide ve bü- İsük sedde giden dağ geçidinin tam ortasındaki Chouyou - Küan metkil Japonlar tarafmdan işgal olunmuş- tur. Pekin . Tiençin demiryolu hattı Üzerinde Tsinghay'da şiddetli bir mu- harebe başlamıştır. Nankin şehri sekizinci defa olarak Japon deniz tayyarelerinin taarruzu- na uğramıştır. Tayyareler, hava lima nmı, şehrin mahailelerini ve merkez- lerini bombardıman etmiş ve bazi Çin tayyarelerini tahrip etmişlerdir. Japonların Nankay geçidinde kati sayılacak bir muvaffakıyet kazandık ları haber veriliyor. 400 Bin Kişilik Çin Kuvveti Dünkü &abine içtimamda Japon harbiye nazırmın 400,000 kişiden mü rekkep 30 Çin fırkasının Pekin ve Ti. ençin istikametinde şimale doğru iler lemekte bulunduğunu bildirmiş oldu- ğu söylenmektedir. Bütün Dev'etlere İki Nota Verdik (Başı 1 incide) masına mensup bir gemi Marmara denizinde bu namdaki ada yakininde yabancı bir denizaltı gemisinin mev cudiyeti Imkânını farzettirecek şüp- heli bir şey gördüğünü farketmiştir. Gerçi tahakkuk etmemiş bir müşahe- de mevzuu bahis ise de Türkiye hü- kümeti Cümhuriyesi şüpheli mmmta- kalarda deniz tayyareleri vasrtasile iki defa istikşaflar yapılması için lâzımgelen tedbirleri derhal oalmış- tır. Araştırmalar hiçbir netice ver- memişlerse de Boğazların içerisinde bir yabancı denizaltı gemisinin vücu- dü tahakkuk ettiği takdirde Cümhu- riyet askeri kuvvetlerinin gerek bey- nelmilel Boğazlar Mukavelenamesini ve gerek hukuku odüvel kaidelerini ihlâl eden bu geminin derhal teslim olmasını talep etmeleri daha şimdi- den mukarrerdir. Bu talep neticeleri ni tayin etmek hükümeti Cümhuri- yeye ait bulunacaktır. Türk memur- ların talebine derhal ittiba etme - diği takdirde geminin cebren tevkif ve ihtimaiki imha edilmesi esbabma tevessill etmeleri için emir verilmiş” tir. Hariciye Vekâleti yukarıdaki hu- suslarn hükümetlerine iblâğını dip- lomstik heyetlerden rica ederek pek yüksek saygılarını sunar. Iş Bankası "Türkiye Iş Bankası, bugün kuru- Tuşumun on Üçüncü yılını dolduruyor, l on dört yaşına basiyor, Bankanm on üç senelik büyüyüşü, Türk iktısadi hayatında onliç seneden beri nekadar büyük farklar busule geldiğine güzel bir ölçü olduğu gibi iktisadi hayatımızdaki inkişafn da bellibaşlı âmillerinden biridir. Iş Bankası, 1924 te küçlk bir ge- kilde başlamıştır, O zaman Felemenk Bahrisefit Bankasında bulunan Bay Eriş ve İtibarı Millide bulunan Hay- dar Şekip ikişer, üçer Türk arkadaş- larile beraber yeni müesseseye ilti- hak etmişlerdir. Celâl Bayar, ancak 5, 6 memurdan mürekkep küçük bir kuvvetle Ankarada fasliyete geçmiş- tir, Altı ay sonra İstanbul, biraz son- ra da İzmir şubeleri açılmıştır. Bugün İş Bankasının elliye yakın şübesi vardır, Bunlarm biri Ham- burgda, diğeri İskenderiyededir. Lon drada da bir şube açılması düşünül- mektedir, , Sermaye, ilk adımda yalnız dörtte biri ödenmiş olan bir milyon liradan tamamen ödenmiş beş milyon liraya çıkmış, ayrıca üç milyon ihtiyat ser- mayesi toplanmıştır. İş Bankasınm varlığında en ziya- de dikkati celbeden nokta şudur: An- cak ecnebi müesseselere emniyete a- hışmış ve her milli müeesseseyi te- reddütle karşılamış bir halk, İş Ban- kasına az zamanda öyle bir alâka ve emniyet bağlıyor ki, milyonlarca mev duat bu bankaya akiyor. Hem de bu inkişaf öyle bir zamanda oluyor ki, izünden bir aralık dünyada TEDAVOLDEN Ç İyon liraya çıkmıştır. 5.8-97 74 Yaşında | 13 yılınfaaliyet neticesi 8 milyon lira sermay€ gönüy”” banka ve kredi mefhumleri » Amerika ve Avrupada heri rasını almak için bankalara Hariçte kredinin çürüdüğü se de de inkişafa devam şertile 4008 kasına olan normal mevdunt 1“ nesi sonunda 49 milyon lirayâ 22 ik gük tasarruf mevduatı ayrı e. yur bari ya İL aye Için bu rakamlar tasa' de şeylerdir. İş Bankası 1936 bilângosu! mevduattan 41 milyonunu lerde, 12 milyonunu milli sar” tirak suretile kullanmıştır... çük İş Bankasi, milkemmel bi dak bankacı nesli yetiştirmiştir. eyer. rağbetinin başlıca sebebi, 18 “5 ğe sm milli bir müessese ol i gildir. Müşterilerinin işlerini rd çabuk görmesidir, Banka müamelelerindek Gö sayesinde hariçte de itibar “© | met kazanmıştır. : İş Bankasındaki muameliğ, sağlamlık nisbeti ideal bir © ee artmıştır. Son senelerde mem bir ticari muamelelerin mazbut “e le gelmesi sayesinde yeni gil lerde hiçbir zahmete tesadüf fi dikten başka İzmir terli i birçok yerlerde buhran © th bekayaya kalan boreları bil€ etmek mümkün olmustur. vi ye / Memleketin en feyizli ve Ce M8) mali müessesesi sfa“i'e vr Bankasma O muvaffakrvetler ar CN Simdive kadar olan iftihar W / kişafın on dördüncü yılda öt gği i ir çe artan bir nisbette devam ni muhakkak sayarız. EKİLEN PARANI CİHETLE SIZi İLERLETMEZ. ONU BANKAYA YATIR! HER TORLU İZAHATI GiŞELERİMİZDEN ALINIZ İHOLANTE BANK KARAKOY, PALAS J istanbul Liman işletme idaresin d* ir i Pazarlığı 26. 8. 937 Çarşamba saat 10 için ilân edilen Antrepo 0d” nın umumi şartnamesinin 9 ve 33 Üncü maddelerinde yazılı $ 8” > gi 1 tin “çalışılabilir 240 gün olduğu” tavzih ve pazarlığın de 31. 8 10 na talik edildiği ilân olunur. (5585) Istanbul Defterdarlığından ; NIZ PN? 4) Samatyrda Hacı Hüseyin ağa mahallesinin Yalıboyu $0- kağında kâln eski 33 yeni 35 sayılı ve nizama terkedilecek Ki- sım hariç olmak Üzere 86 metre murabba: arsanın tamamı: Boğüziçinde Yeniköyde Ayanikola mahallesinin Köybası caddesinde kâin eski 127 yeni 145 numarataj 151 sayılı 54 metre murabba hane ve sahilhane arsasının 7 de 4 payı: Boğaziçinde Yeniköyde Ayanikola mahallesinin Köybaşı caddesinde kâln eski 192 yeni 190 sayılı ve 216 numaratajlı 65 metre murabbaı derununda su hazinesi mevcut grsanin 7 de 4 payı: Beşiktaşta Sinanpaşa mahallesinin Beşiktaş caddesinde kâin eski 49 yeni 72 sayılı ve altında bodrumu olan dükkâ- nın tamamı: Beyoğlunda Tomtom mahallesinin İstiklâl caddesinde kâin esiri 291 yeni 301 sayılı dükkünm 4320 de 2436 payı: Beyoğlunda Hüseyinağa mahallesinin Aşıklar sokağında kâın esxi ve yeni 3 sayılı evin 40 da 9 payı: Hasköyde Kiremitçi Ahmet çelebi mahallesinde eski hâ- rap çeşme yeni Sinagon Azziz sokağında kâin eski 23 yeni 51 sayılı bahçeli evin yarı payı: Yukarıda yazılı mallar 10—9—937 cuma günü sast 14 de Satış bedeline istikrazı dahili ve yüzde 5 faizli hazine tahville lunur. Tatiplerin yüzde 7,5 pey akçalarmı muayyen vaktinden ev” de Bİ rarak mezkür giin ve saatte Defterdarlık Milli Emlâk Müdürlüğü” teşekkil satış komisyonuna müracaatları. (M.) (0600)

Bu sayıdan diğer sayfalar: