August 29, 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

August 29, 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

GE EE GR A Ye a ye Adıkarış ık'tan Suçlu gelindağına Gelindağda Günah Sevap Komisyonculuğu Yapan Kâhinin Hikâyesi A “nan kasabası bilirsi. “ilg, iden gedikli traho- ün inim, gimdi de ateşli tra- Danaş ğdelesle biliniyor. Bu Adı. Bg erufyada da vardır, hâlâ Rün Kipert'de de, Fakat be Kaygan dediğim yer ne bez “ir. pı,, > Ne kâğıt, Yer üstünde- mkirin Güney - batasmda Verdin, 'ezidir. Ona bu adı ben Niçin oldu; öylersem he Bride mer söyl Gimaniye, Maden, Diyarbekir Os Bi Madendir de kendi adı op ir kazası Maden, Ergani is tay, NE adı Ergani. Buna karış Ssyha, saden Osmaniyesidir bu. Osmaniyesi de başkadır, Ozmanelisi de başka, © ta çıkabilirsen çık. Zar Bak bu tafsilâtı yazmazsan iç Zor gider, Nitekim muhte ka rden Halkevine gönderi Ve neşriyat ta bu yılm Ortâsına kadar buraya ula» a almaz hangi Osma- Iİtp kaldı. Düşündüm, tey. , 1 Adıyaman kazası olur da da, ye karık kazası olmasın ? de > na vaftiz ettim. Beğen- Mi © bu Türk bucağına doğru bir ad bulup takmız. Mi 1 İG oğrusu türkçesi Kit olan bu İİ ei Öz türk İ Tape İstersem grin kasaba öy hi İnanin, ister inanmeym, fak tn ötesindeki Birinci Ger lik bölgesinde hangi kasa- Bitirme tertemiz buldum. (Se w pe duymuşlar da korku- <enizlemişler!) diyemezsi- Miş Demak ki bu kasabaların te Maş, top asiya bir temizlik. Ta- MipaşPrağma kurban olduğum İyi her yerdeki çeşitli ve har, İşlerinin kaldırdığı tozlar iP bile temiz. Ne Fıratın, ne ven yılarında ölümellak bir Maç MİS İskelesi, bir tane Kara- Yarım tane Halici Derseddet 77 YE, B ta o tertemizlerden bir 'U kenarda sipanm an- Atlliyan nalbanttan, öbür ara, testilere su ve- beşi Göşmeye kadar her yer Ümağz temiz, Evlerinin içlerini ley, » Amma insanlarının içleri Baez Burası ağacı biliyor, per Yor ve ağacı altın gibi me kaz. Yoksa Atatlirk par Mei bol ve yüksek ağaçlı, l akan, akar sulu, güzel Yalnız orası eni? Bağları, au ye çaki Manastırı giden dağ keyi eri “vadileri, böyle. NA Yeni kurulduğu için he- Biçen, lamamış. Fakat başkan Benç doktorun bu işi gü- imi ve geçmiş zaman telâfi edileceğini enla- f Sabak Ku devirde Adıkarışık'ın gü- ie kazı ile altın devesi pek ma tey (O devirde henüz fan- Miçay ilâ yoktu. Bunun yeri- ki Sİ çay slk, setresi capraz, vin i ğı ir almaz zaptiyeler vardı ğa Bölükğası binbaşıya ie Miralaya da alaybeyi der arti, di bölüikalarından birisi ki alya altın deveyi icat et- a m) parasmı kaz, al Yanl döve yapmış durmuş! i eği dillerde dolaşıyor. Mete, SİfİNCE sıra ağaya gelmiş, a Süme kattr diye nallamışlar. a Vay Kasabadan elli kilomet- Magi “Ya gidince suçlu geli- i miş dağı görünür, Ge- 5 lecek birşey. Dibindeki © YAZAN: Aka Gü Aka Gindiz| dereden başlıyan dağ yedi sökiz yüz metre yüksekliğe dik çikar. Kos kinliği ihtişamlı bir efsane levhası gibi duran dağın ballı balâsı.ve #91 yamacı tabii büyüklükte . ve tabii büyüklükten daha büyük insan key kelleri ile doludur. Sanki bir hey- keller gülerisidir. Hakikatte hiç bi- ri heykel değildir. Asırlarm, rüzgür ların, yağmurların altmda eriyerek beykele-benziyen taşlar ve taş dev- rine girmemiş yarı taşlardır, Işte bu dağ Gelindağı'dır. Yükselen dağ henliz heykelsizken, kimbilir kaç yüz bin yıl önce, bu dağın öte- sinde bir düğün olmuş, Ceylân züz- lü, Küheylan endamlı, güzel bir kızı; sıska, miskin, sümüklü bir de- lkanlıya vermişler. Gelin bir çetden göpten kocasına bukmış, bir de dağ parçasma, babaç aslana benziyen ka yin babasına. Gelinin gönlü natürel man kayinbabuya #kmış, bayınba- banım içi de inmediyatman gelini çek miş. Hemen ertesi gün gelin bu da- ğın taçveiğinde kayinbabayı ayart mış. Şairin dediği (Benimle bir ge cecik eamehaba girme misin? - Be- ni günaha sokup sen sevaba girme misin?) beyiti mucibince hem gü- paha hem sevaba girmişler.. Fakat sevap şairin mücerret kavlinde kal mış, kayinbaba sıyrılmış, bütün gü nah eoylân gözlü gelinin boncuklu, altnlı başına yliklermiş. rada Tanrılarile insanlar 2. rasında sevap, günah komis yonculuğu eden büyük bir kâhin varmış. Entipüften güvey, Yorula dinlene, “ağlıya (tıksira, değ. neğini kakarak ( kâhine gitmiş, başına gelenleri anlatmış. Me ğer koca kâhin de gelineğ- şıkmış. . Bu çifte hiyaneti gö- rünce fena halde kızmış. Sakalmı havaya dikmiş, kollarını yere sarkıt miş ta : - Hey Tanrılar Tanrısı! Be mi. yen çizmesi yetmezmiş gibi bir de şu dalyan gibi delikanlıya ihanet &den bu suçlu gelini taş eyle! de- miş, Ceylân gözlü, Küheylin endam li gelin hemencecik taş oluvermiz. O gün bugün buraya Gelindağı de- misler, Masal bittikten sonra dağa bir daha baktım. Olur şey değil! Bir tör lü sayamadım. Taş kesilen gelinler ne de çokmuş! — Eski devirler böyle değildi. Şimdi açıldık, saçıldık! Diyen kalm kafalılar bir de bil Çermik'in uzaktan görünüşü Böyledir mem kaç yüz bin seneden kalma şu dağa baksmlar, Hangi devrin açık saçık olduğunu o zaman anlarlar. İşte tertemiz ve günhsiz Çermik küsabası bu suçlu Gelindağının dip ten akan suyunun kenarındadır, De ri tarafında da oldukça sivri bir te pe tek bâşına dikilmiş duruyor. A- dı türkçe olmadığı için aklımda kal madı. Zerzevatçıler ve kasaplar İ- çin eski medreseyi havuzlu bir hal yapan, temiz bir - pazar yeri ağah, sinekler kovan ve kâsabarımi cöple rini alacak yer bulan çalışkan bele- diye Reisi bu tepeye yakışır bir türkçe adı bulmalı. Çermik'in meş- hur yazmalarını da işlenirken gör- düm. Beki Kandilli yazmalarına, Bilecik çatmalarına benzemiyor. Kabaca, fakat sağlam ve güzel. Masalarımıza, divanlarımıza, ya- taklarımıza serersek günha girme- yiz. Temiz ve büyük çarşısı göste. riyor &i bu çevrenin alışveriş mer- kezi Çermiktir. Kasabalı esnaftır. Toprak sahibi değildir. Bütün verim li bağlar; bahçeler, tarlılar hep köy lülerindir, Onun Için Kasabalıya zen gin denemez. Bütün beklenen gey Urfa yolunun toprak tesviyesidir, Bu tesviye bir bitiverirse heni Çer- miğin, hem kaplıcanın benzi deği- şecek. Hele kış gidip gelimi için. Ne çeşit, bol yemişleri var. ize şuracıktaki bedavadan bir urup ucuza Yalova du- rurken, tâ, bin dörtyüz kilometre ö- tedeki Çermik kaplıcasına gidiniz demem. Siz de beni Çermiği övmek ten menetmeyiniz. Bembeyaz bada- nalı, küçücük, temiz evlerile, Sıhhat Vekâletinin istediği biçimde hamam larile, kara sineksiz, süprülmüş yol Jarı, alanlarile, hattâ kocaman te. miz hanı, ve minyatür lokantası ile Çermik kaplıcası ömür bir yer.. Ro matizmeya tutulursam buraya ge- leceğim. On kuruş verdin mi, skşa- ma kadar, sıcak ve temiz havuzun» da ürükleş! Bakmız size birşey söyliyeyim. Daha doğrusu biz gazetecilere ve ga zetelere muhabirlik eden arkadaş- lara bir şey söylüyeyim; Her za- man, herşeyi gözlü kapalı övmek ol maz. Mumumuz yetsıys kadar bile dâyanamıyacak hale geldi. Herşeyi bizim Erciümend Talunun Meşhedisi, 'Toriği gibi şatafatlandırmak belki şahıslarımız için faydalı sanrir, fa kat memleket ve realite için fayda- sızdır. Geçen gün bir muhabir arkadaşın gazetesine gönderdiği bir yazıyı 0- kudum. Sağına soluna bakmadan amma da atmış. Yazıyor dostum: Osmaniye - Çermik arasındaki şose hem yapılmış, hem bitmiş, hem de (Arkası 10 uncuda) Kazaya Uğrayan İşçiler Buna Karşı Alınacak Tedbirler Kararlaştırılıyor Ankara, (Tan Muhabiri yazıyor) — Memleketimizde sanayi hâyatınm gün den güne inkişaf halinde bulunması ve bunun yanında işçi sayısınm art. masi hükümetin muhtelif kollarma kendi sahalarında tedbir almak lüzu- munu duyurmuştur. Bir yandan Iktı. sat Vekâleti Iş Kanunu ile onlarm hit. kukunu ve iş verenle alan münase- betlerini tanzim ederken diğer taraf- tan Sıhhiye Vekâleti de iş kazaları ve bü kazalardan doğan hastalık ve ö - Tümiler tizerinde meşgul olmaktadır. İş kazası Iş kazası, endüstrisi İlerlemiş mem. lekelerde, ölüm sebeplerinin bellibaş. ularmdandır. Bizde heniz smat ha- yat o mertebeyi bulmamış ve iş kaza- st kendisini histettirmemiştir. Maa- mafih devlet bu sahadaki vukuu mel. huz olan ölüm hâdiselerine daha ev- velden tedbirler almak suretile müm. kün olduğu kadar mâni olmak kara. rını vermiştir, Azasınm bir kısmını makineye kaptırma veya düşme gibi ani arızalar bertaraf edilirse, işçi has talıklarının çoğu çalıştığı muhitte sıhhati ihlâl eden kimyevi maddeler. den mütevellittir, Sıhhiye Vekâleti bu türlü hastalık. ların hangisinin daha çok münteşir olduğunu öğrenmek ve tedbirlerini o- na göre almak için hususi fişler yapa rak iş merkezlerine göndermiştir. Fişte iş dolayısiyle işçiyi bedeni bir arızaya uğratan hastalıkların isimleri siralanmıştır. Iş merkezlerindeki hu. | susi memurlar mmtakalarındaki has. talar üzerinde yaptıkları müşahede sokiuüdi Bi kaktatıklarm hizalarına rakamlar koyacak ve bu surecte Ve- Kilete bir #ikİFvermiz olacaktardır. Kimya maddelerinden müteve fakat iş kazası gibi telâkki olunabile- cek hastalıklar şunlardır: Kurşun ve cıva &malgamı veya bunlarm mürekkebatiyle zehirlenme, zehirlenmenin doğrudan doğruya ne. #celeri, şarbon, ciğer veremi terafik olan ve olmıyan slikoz, fosfo: ve mürekkebatı ile zehirlenme, arse- nik, banzen veya mürekkebatiyle ze. hirlenme, radyondan ve röntgen su. amdan mütevellit marazi hastalıklar, cam işçilerinin göz Aâfetleri, karbon suflüzdan husule gelen tesemmüm- ler... Diğer sualler Fişte hasta hakkında tam bir £ edinebilmek için daha birçok * vardır. Bütün bu malümet Vekâ'cite fenni bir tasnife tâbi tutularak Tür- kiyede Iş kozası istatistikleri vücüde getirilecektir. Fişin bir kızmı hastanede yatan hastaya aittir, diğer kısmı ise hasta. nın taburcu edilmesi veya ölmesi ha. linde doldurulacaktır. Bu kısımda Xa- zanın mucip olduğu bedeni tağayyü- rat, mesleki hastalığın sebep olduğu avakıp ve bilhassa hasta ölmüşse ö- Mim sebebi sorulmaktadır. Iş istatistikleri, devletin işçiler hek kında alacağı himaye tedbirlerinin tespitinde esas olacaktır Bu rakamlı malümattan bilhassa şu noktalar üze- rinde istifade edilecektir: ii 1 — İşçi ile iş veren arasmdaki Si. gorta mukavelelerinde sigorts tazmi- natının emin bir surette karşılanması için kaza tehlikelerini ölçmek: 2 — Fabrikalarda, bunun gibi isçi- lerin toplu olarak bulunduğu yerlerde ve küçük büyük diğer endüstri mües #eselerinde kazaya meydan verilme - mesi için almacak mânii tedbirler &- raştırmak; bunun için de kazaların mahiyet ve sebeplerini tanımak... "Türkiye gibi endüstrileşme halinde bulunan bir memlekette işçi hukuku. mun tam bir garanti altında bulundu. rulmasını istiyen hükümet İş Kanunu ile ilk ve büyük adımını atmıştır, Sıh hiye Vekâleti son anketiyle Iş Kanu- nunun ruhuna ve prensiplerine uygun bir ikinci himaye tedbiri almış olmak. tadır. Kemal Zeki er ŞEHİRDEN RÖPORTAJ : Kolu Kopmuş Bir Sporcu 15 Gündür Hastane Arıyor Bu Son Hâdise, Hastane ve Yatak İhtiyacımızı Bütün Çıplaklığile Ortaya Koymuştur Zavallı gencin 15 gün açıkta dolaştıktan sonra kabul edildiği Cerrahpaşa hastanesi etibenzi yemyeşil, gözlerinin etrafmı mor halkalar çe. virmiş, ceketinin bir kolunu giy- miş, ötekini giymemiş. Öteki kolu vücuduna sarılı, kısa boylu bir genç.. Yüzünü gözünü büyük bir acıyla buruşturarak serbest koluyla öte. ki omuzunu uğuşturup inleyip du. Tuyor. — Tam on beş gün, diyor, tam on beş gün oldu... Artık tahammü. lm kalmadı. Izurap yetişir, bak - sınlar bana, — Yaranız çok büyük mü”? — Kolum koptu, abla. Dirse. ğimin altından koptu, gitti, Şimdi kolsuzum, Amma kol gözümde yok, ağrısını, sızısını. -hessinler,. Artık au benim için? — Bu kadar feci bir kazaya uğ- rıyanları hastaneye götürürler. Siz nasıl oldu da ortalarda kaldınız?. Başmıza bu'kaza nerede geldi, na- sil oldu? — Ankarada idim, Bir hafta ça- m diye sevinçle İstanbula dö- ordum. Yaşlı annem var, Iki de kardeşim, Onlara ben bakarım. Y eni ve şiddetli bir acıyla yü. zünü buruşturarak: — Aman, aman, diye inliyor, ta- katim kalmadı. Sabrım Kelmadı artık... Bu kadar iztrap ve azap çeken bir insanı görmek kadar kalbe ü. züntü veren, sinirlerin tahammül e. demiyeceği bir manzara yoktur. — Bu kaza nereden geldi, za”. ursa Pazarcığı İle Burse a- r3s'nda, diyor, karpuz yüklü bir kamyon, leinde bulunduğum otobü se çarptı, Ben kolumu dışurı çıkar. Miştım, Kolumun yarısı uçtu gitti. Beni yarı baygın bir helde Inegöle götürdüler. Hastaneye gittik, Dok. toru bulamadık. evinde, yene. hanesinde de dokt” r, O- radz bir hazt-.. bademesi ai kolumun damarlarını bağladı. Ora. radan Bursaya götürdüler. Bursa hastanesi kabul etmedi. Istanbula geldim, Gureba hastanesine gittim. Cerrahpaşa hastanesine (gittim. “Yer yok çocuğum.. dediler. Şimdi gidip geliyorum daha yarayı dik. meğdiler. Yara işliyor. Kopan kolu- mun acısma yüreğim dayanmıyor. Deliye döndüm artık., Inında biriken ter tanelerini silerek inliyor: — Pansımun yapmıyorlar mı? — Yapıyorlar. — Belki yara daha dikilemez. Onun için dikmemişlerdir. Ne için dikmediklerini söylemediler mi?.. — Dikilmek lâzimmiş,. Fakat dikmek için kemiği törpülemek icap ediyormuş. Kemik türpülenince de hastanede yatmak icap ediyormuş. Hastanede yatak olmadığı için ke. miği törpüliyemiyorlar. Kemiği tör pülemedikleri için yaramı dikemi. yorlar, Hayretle ve merhametle genç de- likanlmın yüzüne bakıyorum. Aci. len bir hastaneye yatırılmak için acaba İnsanın bişma kol kopma. sından daha feci bir kazanm mr gelmesi lâzmm.. — Yatmıya ihtiyacım var,, Beni yatırmıyorlar. Acımı dindirecek bir ilâç verilmiyor bana. Kolum kendi kendine kopuyor mu, çürüyor mu ne oluyor bilmiyorum. #smi Cihat olan bu çocuk an. | cak, yirmi, yirmi iki yaşın. dadır, Kumkapı klübünün sporcu. larındanmış., 53 kiloda Istanbul boks şampiyonu olmuş... Söylendiğine göre şehrimizin bakı sampiyınnu alan hu. hicare zence A. cıyan sporcu. arkadaşları da yok mu? Neden kimse bu gençle meş. gul olmuyor. stanbul şebrinin içinde bir kolu kopmuş bir gencin tedavi edilecek bir hastane bula. mayışı bir facisdır. Bu facianm ö- nüne geçmek için Sıhhat Vekâleti. nin bütçesini genişlettirmek lâzım. dır. Ihtiyaca kâfi hastane, ihtiyaca kâfi hasta yatağı her medeni ins&. nm memleketinde en evvel istiye. ceği şeydir. En birinci ve en müb- rem ihtiyaç budur. O” beş gün iztırapların, acıla.. rın en müthişi İle kıvranan bu genç, kendi gayretiyle bir has tane bulamıyacığını görünce po. lis merkezine ve gazete idarehane. lerine başvurmuş: — Aman derdime bir çare bulu. muz, Diye yalvarıyor. Birçok kişi ona hir hastane ye. tağı bulmak için teşebbüse giriği. yorlar, Hastanelere telefonlar, Pi- calar. Nihayet, Cerrahpaşa hasta. pesinden: “Gelsin,, diyorlar . Bu genç nihayet evvelki akşam. danberi Cerrahpaşt hastanesinâ yerleşmiş bulunuyor. Suat Derviş Antakyada Son Hâdiselerin Yaralıları Adana, 28 (Tan muhabirinden) - İş Bankası, Antakya ve İskenderun şubelerini eylül içinde açacaktır. İs- V e kenderundaki serbest Türk mmtakâ- sını tayin ve tespit için Ankaradan miltehaasıs bir heyet önümüzdeki haf ta Antakyaya gidecektir . YARALANANLAR Adana, 26 (Tan muhabirinden) — Hatayda geçen haftalar içindeki son hâdiselerde yaralananları hastaneler slmadı. Bir kısmı evlerde tedavi edili yorlar. Türkler htkümete gidemiyor« lar. Antakya ile köyler arasında irti- bat kesilmiş gibidir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: