30 Ağustos 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

30 Ağustos 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

mmm 4 Sinema Marlene Ditrich'le Greta Garbo Hiç Görüşmemişler Marlene Ditrich'in cazip pozlarından biri Sinema âleminin garip vakaları yalnız perdede ve filmlerde değ nemaya mensup olanların tabii hayat larında da çok rastlanan şeylerdir. Holivutta da elbirliğiyle tasdik e- dildiğine göre, bugün, Amerikada ve hattâ dünyada, bütün filmleri, istis- Dasız bir surette rağbet görmüş, iki artist vardır. Bunlardan birisi, Al- manyalı Marlene Ditrih, diğeri de 1s- veçli Greta Garbodur. Bu artistlerin her ikisi de doğuş iti bârile Cermen ırkına mensup olduk- ları, Holvutta biribirinin en kuvvetli rakibi iki sanat bürcü olarak tanm- dıkları, yekdiğerini cidden merak et- tikleri ve belki de biribirlerinden net ret ettikleri, biribirlerini karşılıklı kıskandıkları halde hâlâ karşıkarşıya gelmemiş, konuşmamış, biribirlerini görmemişlerdir. Tesadüf bazan iki artisti karşılaş tıracak olmuş, hattâ bu karşılaşma, bâzı film rejisörleri tarafından tertir edilmiş, fakat her seferinde de iki sa: natkâr biribirlerini görmekten çekin- mişlerdir. Ne Greta Garbo, ne de Marlene Dit hiç bir sual sorulmasına tahammül e- dememektedirler. Fakat birçok kimseler, Gretayı, gizlice ve kıyafet değiştirmiş bir hal- de Marlene Ditrihi seyrederken gör- düklerini söylüyorlar. Fakat bu işi aslmdan bilenlerin de- lerine bakılırsa hakikaten iki ar- tist biribirlerini filmde, ne hayatta görmemiş bulunmaktadırlar. içim, gazetecileri Aieminde çi Gazetecileri Azarlıyan i Bir Sinema Yıldızı Colslance Bennett Meşhur Fransız sanatkârı Charles Boyer'nin karısı, Amerikalı sinema ar tisti sarışm ve dilber Pat Patterson'. rih kendilerine bu mesele hakkında | un Normendie gemisinde bir kabine tuttuğu ve Avrupaya. geleceği şayi olmuştu. Fakat vapuru karşılamıya giden gazeteciler, gemiden Pat yerine başka bir sarışm dilberin - çıktığını gördüler, Ve bunu da çabucak tanı. makta gecikmediler. Çünkü bu sarışın kadın Constance Bennett'ten başkası değildi. Genç ve güzel artist yorgun olduğu | Bigada Şap Hastalığı Mücadelesi Konulan Kordon Eylül Sonunda Kaldırılacak Biga, (TAN) — Burada çatal tır talığı” mücadelesine devam edilmek: tedir. Mücadele çok eidal olduğu için olduğu yerde kalmıştır. Tecrit olunan bazı köylerin hayvanlara, son gün- lerde kendi meralarında otlamaları için müsaade edilmiştir. Gün geçtik- çe hastalık hafiflemektedir. Şehrimize oynatılmak üzere geli rilen dört ayı da tedaviye tâbi tutul- muştur. Hastalık dolayısile bütün nakliyatı at arabaları yapmaktadır. İhtiyata rlayeten develer bile hastalıklı mmta kaya sokulmamakta, onlarla da nakli- yata müsaade edilmemektedir. Yeni- den hastalık nüksetmezse eylül niha- yetine doğru kohulan kordonun kal- | kacağı tahmin olunmaktadır. İZMİTE İŞLİYEN VAPURLAR TAN naklı hayvanlara ârız olan “Şap has-| hastalık civar kazalara geçememiş, | gin t / Mellon " Ölüm Döşeğinde KE Günün programı — Istanbul ÖĞLE NEŞRİYATI: 30.8. 37 saat (13) te Zafer Bayra- mi münasebetile konferans. Beyoğlu halkevi başkanı Ekrem Tör tarafından, Akşam Neşriyatı: Saat 18,30, Plâkla dans musikisi. 19,30, Afrika av hatıraları: S. Salâ- hattin Cihanoğlu tarafından, 20, Nec mi ve arkadaşları tarafından türk musikisi ve halk şarkıları. 20,30 30 Ağustos Zafer bayramının 15 inci yıl dönümü münasebetile Cümhuriyet Halk partisi namına konferans: E- mekli . Yarbay Hakkı tarafmdan 20,50 Safiye ve arka, tarafın- dan türk musikisi ve halk şarkıları İ Maliye Nazırı Mellondur. Dünya yü- (Saat ayarı) 23, Son. Amerikanın çok zengin bir adamı var ki ismi nasılsa Rokfellerler, Van- derhiltler mıştır, gibi Bu adem, hariçte duyulma- Ameriksnm €ski siinde zenginlik sırasında ya dördün- cı, ya beşinei gelir. Mellon 82 yaşında olduğu halde ö- lm döşeğinde yatıyor. Bu demir ya- İzmit, (TAN) — İzmit körfezine işliyen vasıtalardan birçok şikâyetler vardır. Devlet Denizyollarının İzmit körfezine tahsis ettiği Uğur isminde. | ki vapur küçük, bakımsız ve yolsuz. dur. İstanbul - İzmit geferini 9 saat gibi pek uzun bir zamanda ve güçlük- le tamamlıyabilmektedir. Körfezde işliyen diğer motörlü va- sıtalardan da şikâyet edildiği görül mektedir. Körfez halkmın pek“eski seneler- denberi çektim bar Yapır arms" | İlet Denizyolları İdaresi” biç değ yeni vapurlarımız geldiği zaman bir| çare bulmalıdır. Ertuğrul Sadi Tek bahçesinde büyük MUSAMERE ——— e sinden yine bazı izahat almak kabil olmuş artistin, 3 hafta kadar Fransa. da kalacağı ve Amerikaya dönünce (Mantıksız aşk) fi) wireceği AN. laşılmıştır. ve bayağı azarlamıştır. Pakst kendi. |indireceğini söylemiş, fakat bakeya: ! pılı adamı yataklara düşüren sebep, Vergi kaçakçısı ithamı altında bulun | maktır. Amerika Maliye Nezareti, Mellondan 1931 senesindenberi vergi | beyannamesinde gösterilmemiş ka- zançlardan dolayı 3,089,000 dolar is- tiyor. Mellor kaçakçı ithemından kurtul- mak için Amerika hükümetine şu tek lifte bulunmuştur: “Benim on dokuz milyon kıymetinde bir eski sanat eser Tri xolekisiyomum var Bunu minete vereyim. Olümümden sonrs tamami- le milletin olsun. Bu suyede Vaşing- ton, Roma ve Paris sanat müzelerile rekabet edebilsin. Bu kolleksiyoru koymak için bir müze binası da yapa- yım. Fakat benden bakaya vergi is temekten vazgeçiniz.” | Amerika Maliye Nezareti 19 mil yon dolarlık teberrü ile binayı mem nuniyetle kabul edeceğin! ve bu sene pi vergiden bu mikdarlarm vergisini | Mevcut İni bir dolarından bile vazgeçmemiş- İğ tadır. tir, İ Bu vaziyetin üzüntüsü demir gibi yapılı 82 ri, (5827) aşında genci ölüm döş tül küder bir giğiversem ayıp olmaz mı ki? Vergici “Dur sana kolayını bulayım" diye mer- âlvenin alt başına gidip trabzanlara yurdu. —— Hemşire hanım, hemşire hanım! Yüzbaşınm karısı merdiven bâşına gelerek cevap verdi: — Beni mi çağırdınız? Ali Efendi! — Evet, Hanım snnemin on dakikalık bir işi var. Kendisine yardım eder misiniz? Gayet mühim bir İş. Ve diğer hirkaç kadının anlamaması için lügatli bir surette ilâve etti: — Evrakı mevrudeyi, odideruintizar olan ma- halli diğere isal ve bilkırae tebsiratta bulunarak he- men avdet vukubulacaktır. Yüzbaşmm hantmı, vergicinin makamla söylediği sözlere gülmemek için mendilini ısırdı ve göğsü fı- lırdayarek: — Başlistline, nisvanı mevcude müddeti muayyene için füruht olunur. Hafız Hanım merakla sordu: — Ay oğul! Öyle arapça ne konuşup duruyorsu- niz? Ben de bileyim. — Karga dili bu hanım anne. Sen gak, guk dedi- ğimize bakma da işin dumanı doğru çıksın, on& hak. Hadi bakalım, Ali giderken Hafiz Hanıma işaretle aşağıda kelıp örtmesini getirtmesini tenbih etti. Yüzbaşının hanımı da, büyük hanımla bir acele işi çıktığından beş on dakikaya kadar geleceklerini münasip bir lisanla misafirlere anlatlı, Onları Bacı nineye birakarak 2- nefes nefese şağı indi. Alelâcele öteki eve gittiler, anlattılar, mektupları okuduler. Onlar da müjdeyi verdiler, Hacınım mektubu tekrar okundu. Yüzbaşınm hanımı: karıda misafirler var, nasıl etsem de öteye mukabil RAD” — Öyleyse, dedi. Iş kolaylaştı. Efendi, Erden Bey- le barışmak istiyor. Ben gider gitmez her şeyi yazö- rım, Erden Beyin güzel bir cevap vermesini bildi- ririm, Sonra Hafız Hanıma dönerek — Hanım teyze! Sen de tesbihini, mendilini, gelen mektubu şu minderin üzerine bırakıver. — O da ne olacak? — Gelen mektup gayet iyi. Hacı Efendi içir fena bir şey yazmamış, Güner Hanımdan, ânnesnden bühsediyor. Güya bunları giderken unutmuşsunuz da Hacı Efendi gelince bir tesadüfle okumuş. Hafız Hanım neşelendi: — Çok akıllısm kızım. —Onun sirası değil, haydi gerisin geriye! Evdekile rin canı sıkılmasın. Hafiz Hanım, Günerin iki saattenberi pembeliğini muhafaza eden yanaklarını öperek çıktı, Arkasından yüzbaşının hanımı Günere döndü, gülerek: — Görüyorsun ya, hep senin için. Duvakladığım gün eğer bohçalığımı (ediye) hazırlamazsan Alf mallah yanakları koparırım, Sonra karşısına pan- car gibi çıkarsın da seni beğenmez, Güner, gülerek başını ince battaniyenin altma sak- ladı. Bacı nine misafirlere, gelinliğine dair başladığı hikâyenin yarısına gelmeden, döndüler. Misafirler arasında hiçbir soğukluk olmamıştı. Bir taraftan Bacı nine, diğer cihetten vergicinin karrsile hemşiresi işi idare etmişler. Bir aralık yüzbaşmın hanımı, Ötedeki meseleyi vergicinin hemşiresine u- sulcacık anlattı: — Hemen gider gitmez ağabeyine bildir. Yarn er- kehden bize uğrasın, mektup vereceğim. Hafız Hanım, erkân minderinde misafirleri şaka- laşiyor, yemiş, şerbet, kahve ikram ediyor. Her va- kitten ziyade hattâ herlces tarafından bilinen sakin tabiatine rağmen genç bir kız gibi fikir fikir misa- firlerin arasında. Hafız Hanımı sevmiyen bulunma» dığı için, ihtiyar kadının bu keyfi oradakilere de s- rayet etmişti. O kadar ki, vergicinin hemşiresi, yen- gesile ağabeyinin taklitlerini bile yaptı. Başta gelin olduğu halde hepsi gülmekten kırıldılar, Eğer ver. gici bunları duymuş olsaydı mutlaka: — Ya! Benimle mi alay ediyorsunuz? Durunuz he- le, ben de size inat gelecek ramazan orucumu baştan aşağı yiyeyim, bütün günahlarımı size yazdırayım, Derdi. Fakat o şimdi, klübün uydurma salonu or- tasmda, halkı etrafma toplamış başka bir alayın en canlı noktasında. Bir ara Xadıdan bahis açmak isti- yenler oldu. Vergici hemen itiruz etti: 21,15, ORKESTRA: 22,15, Ajans ve Borsa haberleri ve ertesi günün programı. 22,30, Plâkla sololar, opera ve operet parçaları . Günün Program, Ozü HAFİF KONSERLER 710 Berlin kısa dalagsı: Ratif Pazar musikisi, (8.15: 9,45 Paris kısa dalgası: Plâk. 10,90 er Keza. 13 Paris kısa dalgası: Kor tabs” ser nakli, 13 Berlin kısa dalgası: 4 Hafif musiki konseri (14.15: De- |kaplar. Hiçbir kimse sehhsf # vamı). 13,10 Bükreş: 14,15 Paris kısa dalgası: nakli, 15,30 Berlin kısa dalgası; Hafif musiki konseri, 18 Varşova: Küçük orkestra. 18 Peşte: orkestrası, 18,45 Berlin kısa dal- |€ gası: Askeri bando. 19,12 Bükreş: | tün gün çalışmız. Romen musikisi. 21 Lâypzig: Bü- yük orkestra, Sopran. 21,15 Bük- İtin gece dans ediniz, tenini? reş, radyo orkestrası, 21,15 Ber- v imi ktır. m e nl mu | aze ve sevimli kalaca 2140 Prag kısa dalgası; musiki, 22,25 Prag kısa dalgası: Halk musikisi, 23,15 Peşte: ç orkestrası. 23,25 Varşova: telif milletlerin milli dans hava larından. Deniz Yolları IŞLETMESİ weenteleri: Karaköy Köprübas Tel. 42362 — Sirkeci Mühürdar aaa ide Han. TEL 22740 yy İzmir Fuarı Münasebetile Fevkalâde posta postalara ANKARA vapuru rinci çarşamba günü saat 15 te rihtonmdan doğru İzmire gidecektir. Fuar a- çık bulunduğu müddetçe fotoğ- raflı gidiş — dönüş bileti alan- Tara yüzde elli tenzilât yapılmak Saym yolcuların Karaköydeki acentalığımıza müracat etmele Buldum Şayanı hayret yeni bir ol 9,20 Paris kısa dalgası; Pi&k. 9,15 | sinde istihzar edilen bu pUĞ'U Berlin kısa dalgasi: Hafif musiki. |dar hafiftir ki, havada uçar. Devamı). ce incedir ki, yüzde gayri ve yüzü İnce bir güzellik kom | ğinizin tabil olmadığımı Göl mez, Hemen bugün yeni “38 pd rılmış,, Tokalon puğrasm! “yi ediniz. Evde veya yazıhane gf Yüzünüzü pariaklık eseri gözükmiyecekti yg Çigan AN cazip ve devamlı bir güzelb$ istiyorsanız yeni “hav Tokaloh pudrasını kullanın | / #5 Maarifçe sam Paristen diplomalı ve ikgsl MEKTEB MÜD! ei hususi, ecnebi ve ekalliyet af tehlerinde müdür, müdür 7 »i veya muallimlik arıyo e Hususi dersler de ver& gi” tâkadarlarm Taksim, YE ei tar caddesi İlkyaz apo “o, 2/1 Bayan Soryano'Yagg) racâatleri; Telefon: igan Muh- ilâveten eylülün bi- kalkarab td ps saatleridir. nf Her yerde arsy 155 birinci mi — Yoo. Olan oldu, giden gitti. Şimdi daş” Bize Allah selâmet versin demek düşer. — Keyifle bir oh çekmek te yasak mi” e — Çeksen bile içinden çek, Makamını, “ muhafaza ederken başka. o Kasap Deli Osman kahve ocağı tarafında idiz dan atıldı: - — AN Efendi haklıdır, mertliğe sığmsZ. yy 0” Lâfı uzatmak istemiyen Ali efendi, şimdi mana çattı: — erkese akıl vereceğine sen divanı, şün. Malmüdürü Beyin şakası yoktur ha; ii diğine bakmâ, haydi şimdi yollanacaksınıZ se faltaşı gibi açılır. Sid, ba man de, herkes tarak DED bana mi sarıyon? .— Ben ne sarayım, divanıharp relsi senin sartimış. — Hemencik ona da başlarım ha! Malmüdürüne göz kırptılar; müdür: |. yin — Osman ağa! diye seslendi. Bu gece bİ” mı? — A.. A.. Nideceksin? > — Yarım saate kadar yola çıkabilir migin” vu Deli Osman kendi kendine homurdanmıY* dı: etin A — Innallahı mahalzabirin! Galiba melme ge p meti hep kaymakam vekillerinden açıldı. gen Efendiye mi uyan müdür bey? Köşeden birisi kalktı: gedir — Candarma kumandanını çağırayım mi Osman dayıyı mı teslim alsm? Deli Osman fırladı. Hem ağırlığına sigör* Af tirmiye:: ya uğraşıyordu. Hem de lâf yetiş e saf) A

Bu sayıdan diğer sayfalar: