30 Ağustos 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

30 Ağustos 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ANN ötesindeki Hermis “a Bin panda misafirliğimin İApeğe, MİL Btütehanaıslar, bana o Ün malümatı verdiler, ag ire ayrı ayrı saatlerce . Bdüği 2 Matmazel Jorda- dan, İşi çok merak ediyor. ttaay halde, görüşmelerimiz en pe, | aaktı, Hye, kendisini atölyesinde Müş pi Büldüm, Ustüste konul Bağ yl paketlerin içinde ren my kalın toprak nümuneler Pide yz Bilylik bir masanm üze. Pp ve bir konarda da vE tüy kullanabileceği balon yam ok asit şişeleri gö- So kap tü. Bu küçük barukanin Mehkaça ine ile slalenimle ki. e İS zamanmda kendisi e şyadan başka bir Biz maaş iniz. Bir tarafta, göz Kitek < > arasmda ciltli, ciltsiz izan yalar, diğer tarafta yine Me, © Yerleştirilmiş dosyalar tan AE türkçe biliyor. Beni, . kapıda görünce çi e, edi, herkes yaptığı işi de anlatayım!,, rte . ettim, Jordanın vazife- * fa Kayunundan çıkan toprak Sümünelerini ve Sondaj faaliyeti devam a İka, oPrağın jeolojik vaziyeti. i Üve takip etmektir. aran, raftan kiçileik v elek aldı, Bir paket top. A Bi bir fırça ile ince top- ed üzerine sürdü, Lâ» ia baktığınız zaman göre ğ #€y, yalnız hafif bır toz- Yğg, * Mikroakobun alta doğru 4 Bekri, düğmesini çevirdi, ln doğru eğildim. Mid. kabuklarınm küçük, Modelleri görülüyordu. m sonra bana önce Olan, kareli Jâmlarda Mina gösterdi. Çeşit çeşit eleği ez Mütehassıs, son tiz her tabakanın fosi- *tmiş, nevilerine göre İlmin hayvaneık ka ülerleri karelere taksim inlara sıralamış... Sondajın son günlerinde Miyan yeni fosilleri de Fi ME e milyon sene evvel- Maç teşekkttili biliyoruz. Bu yi devri de arzın ilk biridir, Petroleüler de ağları da evvel Kre- İosillerini ararlar. Mu Jordan, bir aralık civarmda da petrol Yapıldığını söyledi. Orada ösileri de gösterdi. Ki. Murabbalar içine İtina Mm cegitli fosiller, N AN devri £osillerinin Çi ayi Petrolün mevcudiyetine ka ike, bir detildir., dedi ve tabakalarında bulunan Kösterdi , Ayem, petroltin işaret Bl 5 OL KA muayeneden © e... Yazan: Lâtif Erenel esaeeeaseseeeee isermis petrol kuyusundan bir görünüş bir jeoloğdan sorulacak en mühim nokta şudur: Bu jeolojik vaziyete göre Her- miste petrol var mıdır, yok mu. dur?. Güldü, cevap vermek İstedi ve deği ki: “ Bunun cevabmı ben vermi- yeyim de, şimdi yapacağım tecrü- beyi görünüz.,, Sondejin ilk günlerinde çıkarılan bir nümune ile &n son asfaltlı top rak nümunesini getirdi. Bir tüpün içine biraz klorform” koydu. Tlk Ni e dar karıştırdığı halde ne klorfor- mun rengi değişti, ne de toprak €- ridi. Klorform berrak kaldı, toprak ta tüpün dibine çöktü. Jordan: “— 'Bu ilk numune, petrol olma. diğmi gösteriyor, Petrol olsaydı, klorformün rengi değişecek ve berraklığı kaybolacaktı.,, onra sondaj kuyusundan son alman toprakla klor. formu kariştırdı. Nümühenin top - rak kısmı dibe çöktü. Yağ kızmı da yukarıya çıktı, klorform, kirlendi. Börraklığını kaybetti. Bu çalışkan mütebassısi fazla 0- yalamak istemedim. Onu işile baş- başa bırakarak ayrıldım, Jordan, hususi hayatında çok ne şeli bir kadm... Sebze ve hüyven meraklısı, Sabahın erken saatin- de onu köşkünün arkasmdaki bah çede yetiştirdiği çiçekler arasmda, iki köpeğile beraber görürsünüz. Bunlar Gümüş ve Boncuk... Ne Gü. müşü Boncuğa, ne de Boncuğu Gü. müşe terelh ediyor. Boş Yakitlerin de tetriibeler yapıyor, okuyor, o- kuyor.. Jord.anm bahçesinde tohumu A» merikadan getirtilerek yetistirii - miş mısırlar vardı. O gün ilk mah- sulü aldılar, Mısır, merasimle ko. parıldı, Merasimle kebap edildi, neşe içinde yenildi, Öğle vakti idi. Yemek yerine evvelâ Mister Yo- kumis karısı geldiler. Onları Mis- ter Şörley ile Jordan takip etti. Başmütehassıs Rasl'in yokluğu belli oluyordu. O olsaydı, şimdi ma sayı yerinden oynatır, herkesi gül. dürürdü .Bir an hep beraber önü hatırle- dık. hmet, propagandanır. eherm- miyetini gösteren bir hikâ- ye anlatıyordu. Bir aralık Mis Yo- kum, külm yaprak sigaraları. nt hatırladı, Hademeye yarım türk çesile şunları anlattı: “— Benim masa, Sari kutu. ya. nmda var... Hermiste Bulunan Petrolcüler » Türkiye İçin Ne Diyorlar? Elle, yaptak sigarasmı tar!fet- ti, Yani gunu söylemek istiyordu: «— Benim masamın üzerinde bir sarı kutu var, Onun yanındaki yap yak sigara paketini al, gel... Bravo, Süleymana... Bu açıkgöz hademe, yaprak sigara paketini buldü ve getirdi. Artık o da aşçı Ce mal gibi Ingilizceyi öğrenmiz.. Pek iyi anlamıyor amma, maksadı çâ- bucak kestiriyor. Mütchassıs Şerl!, daima işini dü- şüneh bir adam... Eğlence vakti eğ | leniyor ve boş vakitlerinde çok v- suyor, Yaprak sigara hikâyesi cereyan ederken Jordana bakıyorum, Ku- cağına sevimli köpeği Boncuğu 8. mış, ona İngilizce nasihatler veri- yordu, Yemekten sonra Mister Yo- kumla konuştum: “ Türkiyeye geleli, dedi, üç sene oldu. Geldiğim zaman karımı Amerikada bırakmıştım. Bu vata- ni ve Türkleri o kadar gok sevdim ki, karımın da burasmı görmesini istedim. Onu buraya getirttim... adam Yakum da kocasınm ktsaca anlattığı ihtisasa İş tirak etti, Dedi ki: “— Buraya iki sene €vvel geldim. Bulunduğum yerler, belki memle- ketinizin en güzel yerleri değildir. Fakat ben, gördüğüm, gezdiğim yerlerden çok memnun kaldım, Bir çok yerlerde yeni yeni arkadaşlık. lar kurdum. Bunlar, benim için u- Hutulmaz hatıralardır. Türkiyede Kocamla beraber kalıp çalışmayı en büyük bir zevk biliyorum. Şim- di çalıştığımız bu yerleri biraz ya» bancı bulanlar olabilir, Halbuki, bu raları çok daha zengin, güzel bir hale getirilebilir... Mister Şerli de Türkiyede gör- düğü samimiyeti, candan yakınır ğı göyle anlattı: «.. Türkiyeye, Mister Yokümlü bereber geldim, İş icAbi, Tutkiyenii çok mahdut yerlerini görebildim. Paket, Türkiyenin çok daha gü zel yerleri olduğunu işitiyorum. Tik fırsatla, Türkiyenin her tarâ - fmi gezeceğim. - Burada iş gördüğüm Üç seneden- beri Türk hükümetinin bize karşı esirgemediği yardım ve müzaheret ten dolayı büyük bir sevinç duyu- yorum, Bütün arzum, Türkiyede çalışmamızın müspet neticesine ka vuşmak, bu suretle memleketime kalben müsterih olarak dönmektir, Çok yakın bir zamanda hepimizi sevindirecek bir neticeye ulaşacağı mızi ümit ediyorum.., İ KUYRUKSUZ TAYYARE | Babası Aşağıda resmini gördüğünüz gat 20 inci Çin kolordusu kuman | danı General Yan Sendir, Gene- | Tal şimdi, kırk yaşında bulunmak tadır. 27 karısı ve 30u erkek ol. mak üzere 40 çocuğu vardır. Ha. ber verildiğine göre Generalin go cuklarının hepsi askeri talim ve erbiye görmüş, ve gönüllü ola- | rak 20 inci Çin ordusuna iştirak Hudutsüz imkânlar o memleketi, Amerikanın o Kaliforniya tarafların. dan alınan bir habere göre, oruda yaşıyan Jim Solavay adlr yukarıda resmi görülen #t, şimdiye kadar yer yüzünde görülmemiş bir hastalığa tü tulmuştur? Bu adamın boyu hergün bir mikdar daha kısalmaktadır. Bu gi dişle acaba bir böcek kadar ufalacak midır? Haber bursamı bildirmiyor. —...., “Yukardaki tayyareye "uçan müselles,, adı verilmektedir. Markası (Her- ten II) olan bu garip ve kuyruksuz âlet bir Alman tayyare mülâziml ta. rafmdan yapılmıstır. Bu makinenin 80 beygir kuvvetinde bir tek motörü vardır ve bu motörle saatte 300 kilo metreden fazla bir hiz yapabilmek. tedir. Bu tayyare ayni zamanda bir plânör bilmektedir. gibi motörünü İşletmeden de uça. Evkaf Hayli İş Vakıflar tarihi denebilir ki, Türkün tarihile başlar, Orta Asyadan her yana dağılan Türkler, gittikleri yer- lere medeniyet ve kahramanlık gö- türdükleri gibi iyilik ve yardır fikir. lerini de yaymıslarlır. İyiliğe âşık olan, öömiyete hizmet etmeyi seven İl Türkler, vakıf usulile de ruhlarfnda- İİ ki cömertliği ve yüksekliği göster mişlerdir. Yurdumuzun her köşesin- de, her biri başlı başıma bir tarih o- lan ve göğüs kahartacak değerler ta- lar câmiasının maddi eserleridir. Eski vakıflar NN görüş ve güzel buluşlarma birer dö Yap Kastile veya vâkttm çoluk, çocu- Zunun istikbalini emniyet altına al mak emelile vilcuda getirilenler bu - Yanluğu gibi birçoğu da yurdun ima- rı, düşman, tecavüzünden mthafazâ. #1 ve içtimai bünyenin korunması gi“ Dedelerimiz vakıflarile su yolları, ke- merleri, çeşme ve sebiller, yol, kaldı- rım, köprü, aşane, misafirane, dulevi, muvakkilane, rasatane, mektep, med- rese, kütüpane hastaneler yaptırmış- lardır. Işte vakıflar böyle yüksek ruh ve yüksek şuurdan doğmuş fazilet eser- leridir, Yeni çalışmalar Saltanat devrinde vaktıflarımız İ çok ihmal edilmiş ve yüzüstü borak. dığı için pırlanta gibi dede yadigir. lart harap olmiya yüz tutmuştu. Ye- ni inkılâbımız Kanunu Medeni ile va. kıfları “tesis, adr gltmla yeni ve kur- tarıcı hükümlere bağlamış ve vakfı Cümhuriyet müesseseleri arasina a)- mıştır, Yeni kanunlarla mabetlerin idaresi, secdelik işleri, cami ve mes- citlerin taahifi, mülhak vakıflarm kontrolli sanat ve eski eserlerin mü- hafazası gibi yeni esaslar koymuştur. Başta Koca Sinan ölmez eserlerin- den olan Süleymaniye, Mesihpaga, A- tik Alipaşa Bali Pdşa, Mihrimah, Be- şiktaşta Sinan Paşa, Edirnede Seli- miye, Bayezit, Uçgerefeli, Manisada Muradiye, İstanbulda Mahmutpaşa, Lâleli gibi kıymetli eserleri tamir et- tirmek suretile Cümhüriyet idaresi kurtarmıştır. İzmirde Ödemiş kazası» nm Birgi nahiyesindeki o Aydınoğlu nm Selçuk nehiyesindeki Aydmoğlu İsa Bey camlinin bir enkaz halinde kalan harabesi üzerinde bu eserlerin asmriarca yaşamasmı temin edecek esasli işler yapılmıştır. Ibadet yerlerinde Camilerde ayak basılan yere el ve yüz konması gibi mahzur ötedenbe Hi birçok şikâyeti davet etmekte idi, Ilik defa olarak 936 senesinde Kesim. *paşadaki Gedik Apti camiine ve da- 'ha sonra da geçen sene esarlı bir su- irette tamir ettirilmiş olan Beyoğlun- | da İstiklâl caddesindeki Ağa camiine yerden biraz yüksek secdelikler ko- nulması suretile secde edilen yere &- yak basılmaması esasi tecrübe edil miştir, Cümhuriyet girerken vakıflar u- mum müdürlüğünün idare ettiği em- şıyan âbidelerden pek çoğu da vakıf- Vakıfların çoğu atalarımızın derin Yildir, Bunların İçinde ibadet ve si 3 2 el bl Ek ie de salk eder Mehmet Bey camiinde ve Kuşadssi 1 Son zamanlarda tamir edilen âbidelerden: Sinanpaşa camii Yeni Yapılan İşler Arasında İdaresi Şu Son Senelerde Başardı Beyoğlundaki “Ağacamli tamir edildikten sonra TİK “ve arazinin (15) bin sağı desinde idi. Fakat bunların pek coğu | dağmıktı. Yeni rejim bunları topla « mış ve faydalı bir hale koymuştur. Vakıf emlâk . Evkaf müdürlüğünün vakıf emlâ- kin idaresinde bugün için takip ettiği prensip, mümkün olduğu kadar sa « yıyı azaltmak ve fakat buha mkü » bil değeri yükseltmektir. Bunun için dağınık bir halde bulunan ufak tefek emlâk peyderpey satılmakta, yerleri ne toplu ve büyük parçalar halinde yenileri almmakta, yahut bulunduk- ları yerlerin imar plânlarma göre ile“ tisi emin olan şerefli mevkilerdeki va | kıf arsalar üzerine yeni mağazalar apartmanlar evler, yazihane, MUA « yene gibi iyi irat getirecek gelir kay- nakları tesis olunmaktadır. Vakıflar idaresi doğrudan doğruya inşa ettiği binalardan başka bazı imar teşebbils- lerine de iştirak etmiştir. Bursadaki asri kaplıcalar şirketine (100)bin lira dan fazla bir sermaye İle iştirak et- miştir, Etimesatta Ankarada boş ve çıplak arazi üze rinden bir mamüre gibi fışkıran, E- | timesutta vakıflar idaresi birçok tesi- sat vücuda getirmiştir. Burala her İtürlü modern tertibatı haiz yatimek. tebi, hâl, hamam ve çamaşırhane ile beraber güzel bir de han yaptırmıstır. İzmirde yarım milyon lira sarfile yap tırmış olduğu büyük tütlin deposu muhitin büyük bir ihtiyacmı karşıla. muştır, İzmirde İsmet İnönü bulvarm- da 48 dükkünli yeni bir çarşı ve kar- şısında bir de gazino yapılmıştır. He. kişehirde vakfa ait tabif sreak sular. dan istifade edilmek suretile yapti- rılmakta olan hamam bütün konforu ve sıhhi şartları halz bulunmaktadır. Vakıf idareler Edremit, Ayvalık, Eer gama ve Aydındaki zeytinlik ve in- cirlikleri fehhi bir şekilde ıslah et- tiği gibi Alemdağındaki memba da temiz bir sürette istifade edilecek bir hale koymuştur. Antalyada büyük bir bahçe de kurmuştur. Burada en iyi cins muzlar vetistirilmektedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: