30 Ağustos 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

30 Ağustos 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e e LA A —— Er EMEN e İm 3-3-8 TAN Gündelik Gazete BAŞMUHARRIRI # Emin YALMAN TN: igin hedefi: Haberde, fi- ağ ee seyde temiz, dü » samimi olmak, karlin| esi ol va çalışmaktır. | im GUNUN Borsa Oyunları h Ma arda birçok şikâyetler b Bizzat matbaaya gelerek, sok ya #derek, mektup yazarak bir lerde matbaamıza borsa 0. | kendi e alar, borsa hakkında hem tag, şertlerini döküyorlar, hem de siye; pmemleket meselesinin has. Bu tetkikini istiyorlar. dığı dağlar sahsen canları yan mi şikâyet ediyorlar, yoksa Ye şikâyetleri “müsbet midi te g ViPer birer araştıracak vaziyet. eğilir. Kimi Türk borcu hakkın, Bmediği telgraflarının muntazam| inden ve vakti zamanında Pega çimento geleceği ve güm kolaylıkla | geçirileceği yo- tanı Tİvayetlerle çimento eshammm Kadett tevzii ve yükselmesi bek bir sırada düşürüldüğünü ie.) Yor. Kimidevletin itibarma olan esham üzerinde bile a bora tarafından yanlış şayin. ğa Oyunlaria ortalığın karıştır. Be, ulatıyor. ?s& bir kumar yeri değildir. Us. m karanlıkta rivayetler çı Mer < hâdiselerin tesirini tahmin İae, Sim satım yapan vatandaş. Zarara uğratabilecekleri bir yer idir, Borsa, memleketin €linde tutan bir.mali terazi- Meba ekok menfaatine uygun ol- raki karşı burada sıla bir yaygı e bulunması çeke tabi bir ih mgköründen Naci Erer imzasile SN bir mektupta bu hususta Kanlar, değer sözlere tesadüf ettik. Sarı aynen aşağıya yazıyoruz. “gli Parasının. kıymeti üzerinde Yar eaaPUZAMI sese res manmamz Yazılarmızı büyük bir alâka ile 7 # di malin gayretlere ve Merkez Barka. ayı iken otuz milyona yakın altın İğina rağmen, Türk parası, ci. Yay Potaları arasındaki hakiki Ür kiymetini bulmuyor. Neden ?, borne, sizin parmağınız kara Mara Şok büyük bir isabetle, âmil Tüy eriyor... Pali, Parasma kasdeden şahıslar) İyg* Fakat ba unsur'arn faaliye- e Su sahada mı? Bunlar sade. Ping Parasile mi oynuyor? Hayır! nm dışında olduğu gibi, kin tahvilât piyasasınm dısında (kya e bir kara borsa vardır. Mere. LLM €sham ve tahvilâtna, Türk ta, Alarım sermayesine, kasdolu. ag di Yilkselme yolunda ilertiver i etlerde, haikm tasarrufları beriş gibi sadece bankalara eğy Hetifa edilmez, hisse w W,, ç SAhvil de almarılı, hem kendi. tan, hem de milli istihsal daha ve. Meticelere eristirilir. by Mkalardaki * tasarruf mevduatı Ni arttiğı halde, halim, hisse May, çe tahvilâta karşı alâkasız kal LL.M bizi, başka, yani hakiki, sebep- ii ve sevketmiyecek mi? hü, Körçek ciheti şuradadır ki, Bİbi. tahvillere karşi ürkek, Soraltır. Çünkü muhtelif te. Yy tie sermayesinin bir kısmı. Raga Bileceğine kuvvetli bir ka- | Ming, erdir. Borsa, hayalinde bir u-| 1 arzeder. MY üçeiz Borsanın; bip arza e- h birsey olduğu şüphesizdir. b ima hareket olmalıdır. Van harekete normal bir sekil. ti li, yani bir kelime ile İN ler milessir olmak şartile.. İse tam aksinedir, Borsa ha. “Yap #İZİİ bir mai tesekkiil halin- UM & lar fiyatlara hâkimdir. Hü “ak bir vesileğir. Ve bunlar he hiye Şekilde hareket ederek, Talebi lerle tahvil birden satar. Aşan arz, fiyatlar tzerinde N Many düşük vücude getirmi. coulissier'lerin de ya» 4 l KADILAR SALTANAT © ümhuriyet (O Müddeiu. mumisi Bay Hikmet Onatın odasındayım. Hikmet Onat, Eylülde açılacak Türk Tarih kongresine ve sergisine yeni ve eski kaza şekillerimi- zi canlandıran tablolar ve re- simler hazırlatıyor. Masanın üstündeki eski bir fotoğraf na- zarı dikkatimi çekti, Fotoğraf. ta hâkimler heyeti ve müddei- umuminin arkasında daha hâ- kim bir yerde gururla kurul- muş bir adam görüyordum. Sordum: — Bu da kim? ski mtiddehmum! Saylav Ke nan selefini ziyarete gelmiş ti, ; — Bu resim eski ve acı bir hâtr- ramr uyandırdı. Dedi, Müsaade edi. niz de muharririn Sualine ben ce- vap vereyim. Hem cevabım gazeteci leri de alâkadar eder, Bay Kenan yeni bir act duyar gi. bi, cimlelerin Üstünde heyecanla durarak anlattı: “ — Yirmi yedi senelik: memuri- yet hayatımm on yedi senesini İs. tanbulda geçirdim. Hâkimlikte il vazifem - İstanbul bidayet müddelu- mumi muavinliğidir, Umum! harbe tekaddüm eden günlerde birinci ce- > gmahkenisalnda har gin SAlİ& ma. » ammi ben işgi yordum. O va. kitki matbust davaları hemen her gün mahkemeleri işgal ediyordu. O devrin - bazıları hâlâ hayatta olan - maruf gazeterileri, başmuharrirleri mesul roidürleri mahkeme koridor larında sık sik görünüyorlardı. Bundan başka bu gibi davalara ne- dense fazlı alâka duyan Darülfü- nun talebesi dinliyenlerin çöklüğü- nu teşkil ediyorlar ve mahkeme sa- lonlarını ağzına kadar dolduruyor- Tardı. işte böyle dinleyicisi bol günlerden birinde idi. Bir gazete gümrük res mini vermeden mal kaçıran bir ecne TAN TARİHTEN $ AYFALAR KAPİTÜLASYON GÜNLERİNDE NELER OLURDU? çan MAZAN: seröeeenen Ibrahim Hakkı Konyalı | İİ bi hakkındaki uzun bir makale negr ve bu ahlâksızca hareketi, mad. de göstermek suretile ve pek haklı olarak tenkit etmişti. Bundan muğ- ber olun ecnebi belki mensup oldu- ğu devletin kuvvetine güvenerek haksızlığı, bildiği halde mahkeme- ye müracaatte gecikmemiş ve gaze. te aleyhine bir dava açmış. Bu da- vanın muhakemesi de 0 günktü mah keme listesine konmuştu. Sıra gel- di. Mübaşir davanm müşteki ve maznunu çağırdı. İki taraf ta hâ- kimlerin huzuruna çıktılar. zaman kapitülâsyonlar hü- küm sürdüğü için ecnebilere alt davalar da her ecnebinin men- sup olduğu konsolosluk terelimanı mahkemede hazır bulunur ve hâ- kimler! heyetinin arkasmda, daha yüksek bir yerde otururdu, işte bu bahsettiğim davada da şikâyetçi o- lan yabancmın mensup olduğu dev. Jet konsoloshanesi baş tercümanı da malüm olan mevkii işgal etmiş. ti. Muhakeme başladı. Davacı ve a- vuaktı şikâyetlerini kendi görüşleri ne göre fzah ettiler; Suçlu olan ga- zelecinin de sorgusu yapıldı. Suç- lu vekili yazılan yazmın hakikate uygun olduğunu ve şikâyetçi mevki inde bulunan zatın gümrük resmi vermiyerek kaçırdığı mâl mavna- lara yükliyerek Haliç iskelelerinden birine çıkardığı, bunuda ispata muktedir olduklarını izah etti. Davanm bütün safhaları ecnebi- nin aleyhine çıkıyordu. Nihayet he yet kısa bir müzakereden sonra kararmı tefhim etmiye başladı. Ne- ticenin aleyhine çıkacağını anlıyan baş tercilman herhalde davacılarile anlaşmış olacak ki derhal ayağa kalktı ve bağırdı: lan şuylaları bütün borsa mahafiline yayılır. Ve ondan Sonra küçük ser- iweyeli Türk uasuru zarardan kaç- mak için derhal wallarını ucuza sat- miya mecbur olurlar. Şayanı dikkat. tir ki bu muameleler, ekseriya, bor- saya intikal etmez. Takas suretile el- |: den farklandırılır. Fiyatlar daha sil, ratle iner; ve asgari bir noktaya gel. diği zaman, bunlar ayni nisbette külli mnl almıya başlarlar. Halk, bilhassa hava oyunu oynamı yan hökilü alıcı ve satıcılar, daima bu plânlı hareketlerle soyulur, Türk vazı kanunu, bu gibileri, Ceza kanu. nunun $58 . $59 uncu maddelerile “piyasanın artıp eksilmesine sebebi. yet yerme.” cürmünden dolayı mes- ul tutmaktadır. Nazarı itibara alındığı takdirde, ba maddenin müessir olacoğma şüphe olmamakla beraber, meseleyi sadece basit hir spekülâsyonculuk cephesin- don tetkik etmek doğru olamaz. Or. tada, vatandaşlar heder olan serma yeleri, yabancı ellere geçen milli i- tihsal vasıtaları vardır. Ve nihayet bunların hepsinden ner olarak devlet istikrazlarından halkın itimadımı sars mıya kadar gidilmekte, yani devletin maji Kibarma kadar dil uzatmak cü- reti işlenmektedir. Türk borsasını, bu, mülli sermaye. ye kasdeden parazitlerden kurtarmı- ya koşan satırları sizden bekleriz.” Bu mektupta müsbet iddialar var- Çinin Parçalanması dır. Maliye Vekâletinin bunları tetki- | Japonya — Ben bu işi münhasıran ammenin selâmeti namına ke alâka göstereceğine ştiphe etmiyo. ruz, yapıyorum. — Ingiliz karikatürü — Ne böyle bir kararı kabul ede- rim, ne de böyle bir mahkemeyi ta- nirm, Sonra da büyük bir zafer kaza- nanların gururile ellerini, kollarını sallıya sallıya mahkeme gsalonun- dan dışarıya çıktı, gitti, u vaziyet karşısında tavanm başıma yıkıldığı hissettim. En ziyade salonu dolduran vurdun gençlerinden ve Darlilfünün talebe- sinden utanıyordum. Meslekte ve hayatta toy ve müptedi şlduğum i- sin âdeta ne yapacağımı şaşırmış- tım, Herifin üzerine atılarak her ne bahasma olursa olsun haddini bil dirmek istemiştim. Amma bununla ne temin edecektim. Belki de bu ha reket işi büsbütün müşkülleştirecek ti. Hâkimler heyeti basn nisbetle daha yaşlı zevattan müteşekkil ol- duğundan mıdır, yahut bu işlere da- ha alışkın bulunduklarından mıdır, hâdiseye karşı daha sakin görünüyor lardı, Kararın tefhimimi bırakmış- lar, Adliye Nezaretine takdim edil- mek üzere bir zabıt varakası tanzi- mine başlamışlardı. İşte bu resim be feci günlerin acı bir hAtırası- mr," Bay Kenan. anlattığı dünkü Ad. liyemizdi. Daha eski zamanlarda Kadı denilen kızıl enseli herifler mil letin sırtmda boza pişirirlerdi. Bay Kenanın hikâyesi kafamda bin bir Kadı hikfiyesine geçir resmi yap tırdı. Şark on üç asırdanberi bu Kadılarm elinden neler çekmemiş- ti, On asir evvel bir Arap şairi; — Ben kadıların ellerini bile e. kamam. Parmağımdaki yüzüğün ta mz 5 çaramamaz ama, |, Okuyucu a , mektubu? rar pe Pendik Belediyesi Diyor ki: Dün, Pendik belediye reisliğinden bir mektup aldık. Bu mektupla, Pen- dik okuyucularımızdan Kemal'in gö. rüşlerine cevap verilerek deniyor ki: “Pendiğin temiz veya pis oldu. ğunun takdiriniPendikte oturan sayın halkın reylerine terkediyorum. Bele. diyenin mevcut tanzifat vesaitinin bi. lMâfasıla çalıştığını, çöplerin beş ay. danberi Pendikten iki kilometre u- zakta ve kasaba ile alâkası olmıyan Temenyanın üstüne atıldığını, Pendi. gin çok temiz olduğunu, belediyenin köpek ve kedilerle esaslı surette mü- cadele ettiğini, Pendikte karasineğin sair yerlerden daha pek az olduğunu, içme suyunun üstü kapal: tenekelerle ölçüldüğünü, plâj ve bütün deniz ke. narının temiz bulunduğunu bildiririm, Herhangi bir şikâyeti olan yurtta şm derhal belediyeye şifahen yahut tahriren malümat vermelerini rica €. derim. Kasabanm müteaddit yerleri. ne şikâyet kutuları konulmuştur. Hal km istek ve arzularmı belediye şük. ran ve saygı ile karşılıyacaktır., şmı çalarlar diye korkarım. diyor- du. Halk kadıya muhtaç olmayı en büyük bir felâket sayardı. Halk, ka dılara müstakil bir kaza evi bile yap tırmazlardı. Bu kele boyunlu mah- Yüklar kendi evlerinde davaya ba- karlardı. Fakat kimse müracaat et» mediği için de sinek avlariardı. opkapıda oturan bir Kadi- nın işsizlikten canı sıkılmış» tı. Penceresinden sokağı seyre'li- yordu. Kahvehanenin önünde otur- muş, tatlı, tatlı konuşan iki köy“ Wi dayıya gözü ilişti, Hemen muhzr rını yolladı. Çalayaka ettirerek bun ları huzuruna (1) getirtti ve sörgu- larma başladı: 4 — Oğlum adm ne? — Mehmet. — Hangi köydensin 7, — Silivriliyim, — Ya senin adm ne? — Ahmet, — Hangi köydensin ? — Ben de o köyden. 4 — Mehmet, oğlum, senin Ahmet ten alıp vereceğim var mı? — Hayır. — Ahmet oğlum, senin Mehmef« ten alıp vereceğin var mı? — Hayır. — E öyle ise sizin biribirinizen alıp vereceğiniz olmadığına hükmet tim. Derhal harcmı vererek ilâm. ni almız, Deyince köylüler feryadı — Aman Kadı Efendi, bizim hiğ bir davamız yok. Kadı Efendi kale fethetmiş bir asker gururu ile: — Hüküm hükümdür. Hele siz bir kere ilâm harcı verin. Belki ile. ride böyle bir davanız olabilir. Baş. ka söz dinlemem, Diye hükmü bss- türmiş. b gi Beyazıt zamanmda Kadılar büsbütün gemi azı“ ya almışlardı. Halk bunların zul- münden inim inim inliyordu. Padi- şah bir buyruğu İle hemen bütün kadıları tahta bir eve toplattırmış ve Veziri âzamı Ali Paşaya, — Hemen bunlara bir ateş ve- rin, cayır cayır yansmlar, üstlerine biraz da bezir dökünüz! Emrini ver miş. Bu kadılar yüzünden ziftlenen devlet erkânı bunları kurtarmak is temişler. Fakat başlarınm korkun dan Padişaha birşey açamamışlar, Nihayet padişahım gözdelerinden siyahi bir nedimi bulmuşlar, Ka- dıları bu ateşten kurtarırsa kendi. sine yirmi bin akçe vadetmisler, Kurnaz siyahi hemen yol elbisesi- ni giymiş, Yıldırımm yanma çik- miş. — Nereye Mevlâna. — Istanbula gideceğim Hünkü- rım, — Orada ne yapacaksm? — Yakılacak kadıların yerine nas bolunmak Üzere orudan papaz geti. receğim. — Bizde kadı olacak adam yok mu ki İstanbuldan papaz getiriyor. sun. — Ulemadan gayriye kadılık ve- rilmez de onun için. Siyahinin bu sözleri Üzerine yıl- dırım müthiş kararmdan vazgeçmiş t.(0. (1) Lütfü Paşanm Tevarihi Ati fy mani sayfa 46 > ri Sey eke DE

Bu sayıdan diğer sayfalar: