20 Eylül 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

20 Eylül 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

«e NNMJNMMMNMMMJNMJMMMMMMMMMMNJJJJJJJJJMJJJJJJJJJJJJJMJJJJMMJMJJJJJJJJJJJJJJJJJJJJJJJJMJJJMJJJJJMJJE NN 20-9 .937 TAN Gündelik Gazete — BAŞMUHARRIRI t Emin YALMAN kyn b hedefi: Haberde, fi- Tün, her şeyde temiz, dü: Mimi olmak, kariin <. “si olmıya çalışmaktır. | Tamam MESELELERİ | | Aman yanın ki Teşkilâtı e dahilde istediği re- ma ve fatbikte serbesttir. Bu- çim bir şey diyemez. Almanya beğenir, Ingiltere Demokra- Mü Sever, Sovyet Rusya Sosyalizmi ve Bu onların bileceği iştir. ün bir devlet kendi rejimini baş- da kabul ettirmiye kalkar ve Me dahili işlerine mü- Ye kadar vardırırsa, o vakit bu rn ve faaliyet beynelmilel bir Mer aş eder, beklenmiyen vahim r doğurabilir, ie Sovyet Rusyanm bütün di- day etler nezdinde en büyük gü- bn dünyaya ihtilâli yaymak idi, Moskovada oturan tçün- e bütün dünya Kom- teşkilâtma talimat verir, onln- eder, ve onları dahilde ihti- ra teşvik ederdi. Bu siyaset, Ni müddet diğer memleketlerin e pr ile normal münasebet- RN etmesine mâni oldu. Nihayet bütün dünyaya yaymak taraf- han, Kolan Troçkistler uzaklaştırıldı - dayan Sosyalizmin yalnız milli hu Rani dahilinde tatbiki mümkün ve iin olduğunu kabul etti. Bu siyaset Olunca hariçte ihtilâl tahriki» iye verildi, Sovyet Rusya da Le Yeelmiler siyasi münasebetlere gi- 'Ye muvaffak oldu. . Şimdi ayal hastalığı Almanyada » son Nuremberg kongresi-| Üeymda Ayrymmda ğer berna yade etmiyeceğini Hân etti, Hele Yada Bolşevik bir hükümetin te. ai karşısında Avrupa müvazene- a bile çekinmiyeceğini yanım, bir başka devletin da- ve İşlerine karışmıya hakkı olmadığı derle konuşması, Nazizmi bii va La yaymak istemesinin bir ta kim Almanya dünyanm dört Biniş Nazizmi yaymak için Gy vücude getirmiştir. Bu adı “Hariçteki Almanlar ie ie teşekkülü, dür, Merkezi ir. Merkezde bu işle meşgul © kişilik bir teşkilât mevcuttur. Rca teşkilât memleketlere ve alara göre şubelere ayrılmış- Mü teşkilât bütün dünyaya yayıl- lanan 600 Nazi grupile faali - W dedir. Diğer memleketlerde Yön kadar Alman vardır. Bun- hü, Hriçteki Almanlar. teşekktili, ald âzasıdırlar. Ru teşkilâtın en Keti ehemmiyet verdikleri memle- Avusturya, Çekoslovakya, Po- m, Balkanlar ve Türkiyedir . ha riçteki Almanlar teşekkülü, Ere go Stutçard gehrinde bir kom- aglar. Bu yıl Nuremberg kongre- €vvel bu teşekkiilün beşini ergen toplandı. Bu toplantı evvel - al çok daha mühim oldu. ti kongreye dünyanın her ta- m 10 bin Alman gelmişti, Me şi Köngre hariçte de büyük alüka | tag sisler uyandırdı. Çünkü kongre | tay Vel ingilterede faaliyette bulu- ların bir kısımı bulut harici Ve Yı bulunuyorlardı. Orta Avrupa Şark devletleri Nazi propa- Düz ola, arşı cephe almıya mec - aşar Böyle bir zamanda bu kim toplantısı mânalı idi, kongre de söyle bir karar kz ek bora fikirlerle mücadele VE yeryiiziine Nazizmi yaymak ““ kiy eTivte devletler nezdinde birer İnay pür ütaşesi bulundurulacak ve yaren başlanacaktır. vana Kaya garibi Hitler Almanya» ra sefiri Von Ribentrop'a, Ya Ingiliz hükümetine de- gürüklüğünü anlatama - olmamdan dolayı çıkıştı. azalar, Ya biz, . '»3İSt ve Faşistlerin açıktan TAN Bugün mühim bir ilim ve kültür hâdisesi karşısın. da bulunuyoruz: İkinci Türk Tarih Kurultayı ilk açı- lış toplantısını yapıyor. Bu münasebetle Tarih Ku- rultayının ilmi çalışma ve araştırmalarını yakından alâkadar eden bir yazıyı sütunlarımıza geçiriyoruz. ka Gündüzün sesi “Fr. ratın ötesi,nden geli- yor. Oralarda gördüğü tarihi eserler, sayısız dede yadigâr. ları, ünlü romancıya tarihçilik hevesi veriyor: — Fakat diyor. Ne çare.. Yaş denilen kuru kafa yazısı atı alıp Üsküdarı geçti, Çeyrek asırlık romancımızın bu iç çekişini pek haklı bulu- rum. Aka Gündüz tarihin dil- lenmediği zamandanberi Türk olan bir yurt bölgesinde bu- lunuyor. Büyük bilgin En-Nedim'in M. H. 3TT yılında yazdığı El-Pihrist adir kitabında (Mısır tabı sayfa 478)de nize tapan Ordu- cu (o Türklerden bahsederken bun larm Firat cen- netten akıttıkları- nıda yazar. A- kagündüz Fıratı kevser sayan de- delerimizin yurt parçasmda dola- şıyor, Zaferan manastırındaki (Fir devs) te kahvesini içerken de mes- lek değiştirme tahassürünü duyu- yor. Sonra da başlangıcı tarihin karanlıklarma kadar giren bu Sür- yanii kadim manastırını gücü yet- tiği kadar da tanıtmıya çalışıyor, Eski Süryanilere birçok zaman- lar patrik merkezliği ve baş mabet- lik yapan bu manastır ayni zaman- da bir mekteptir. Bu mektepte yeti- şen sayısız bilgin ve tarihçilerden birisi olan Papaz Afram Barsöm 1917 yılmda bu manastırm “Nüz- get - i.. Juzhan Hitarını Veyr - ax - Zaferan”adit arpaça bir tarihini yazmış ve mabedin içindeki matba- ada bastırmıştır. Kütüphanemde bu lunan bu kıymetli eseri geçenlerde okuduktan sonra bu tarihi manastı rm bugün ne halde bulunduğunu öğ renmek istemiştim. ka Gündüz beni hayli vakit ve nakit harcamaktan kur tardı. Şimdi her tarihçi ve bilgin 1- çin bilinmesi çok lüzumlu olan bu mabet külliyesini tanıtacağım: Deyri Zaferan Mardinin bir saat kadar doğusunda tabiatin her tür- Mi güzelliğini üzerine giydirdiği tat W bir meylin üstünde kurulmuştur. Suyu, havası, manzarası, bostanla- rı, bağları çok iyidir. Zaferan ma- nastırmı tanırken Mardinin tarihine de kısaca bir göz atmak lâzımdır. Papaz Afram Mardinin kaleler an- lamına gelen Süryahi bir kelime ol duğunu söyler. Evliya Çelebi bir üstureye dayanarak Yunus peygam berin bu civardaki halki tehdit eden biyik bir yılanı dağda öldürdüğü için Mardinin (Kühmar - Yılanda- ğı) ndan bozma bir kelime olarak kaydeder. Yakutu Hamevi bunu Maridin gibi hareketler, Geçit vermi yen kale ve bürçlerinden dolayı şeh rin böyle adlandırıldığmı yazar : “Maridin” kelimesi Marrd'ın cem'i- dir: (Mücem - ül - Büldan, C. T.S. 368). Mardin ve havalisini Orducu Türk lerden sonra da Yeni devirlerde bir çok Türk devletlerinin ve siyasi te şekküllerin sınırları içinde görüyo- ruz. Mardinde H. 599 yılından H 886 yılına kadar muhtelif zaman - larda Artıkoğulları, rakipleri, han lılar, Akkoyunlular para kestirmiş. lerdir. Burada Hulüğü'nün 662 ve Ebu Sait Behadırhanm 721 tarihin- de kesilmiş paraları vardır. übbanlık bu topraklara Milâ- dın dördlncü asrmın bag - langıcında gelmiş, Nuseybin, Turi- açığa ve pervasızca takip ettikleri si- yaset budur, Dünyayı buglin en çok rahatsız 6- den prensip te budur. Çünkü fuzuli müdahalelere yol açmakta ve etrafı sinirlendirmektedir. TÜRK TARİHİNE LÜZUMLU EŞSİZ ESERLER YAZAN: İbrahim Hakkı Konyalı abdin ve Mardin ve civarında çabu- cak yayılmıştır. Eski tarihçiler bu bölgede şarapçı, Zuka, Aynihalf, Karkafta, Mananya, Katra, Azrail, Mar Yakup, Mar Behfism, Mar İste. fans, Mar Mihafi, Mar Şemani, Mar Cörcüs, Mar Ilya, Mar Karya- ku, Mar Yuhana, Beyaz Manastır, Mar Abey, Mar Savdota, Mar Şa- böy, Mer Dimat, Haşri, Tibyass, Mar Barsom, Mar Atanos, Şümey- tiler, Mar Daniyal, Mar Zeora, Yu- murta manastırı, Kade, Isfole, Ti- rotiz, adlı büyük 33 manastır sa - yıyorlar, Zeferan manastırımda 1293 ten 1915 yılına kadar 14 Süryani pat- riği ve (1460) tan (1908) e kadar da 104 başpapaz gelip geçmiştir. 21 ürklerin tanıdıkları din ser- bestisi içinde hıristiyanlık ve rühbanlık bu topraklarda şim - şek süratile yayılmıştır. Papaz Af- ramın (sayfa 25) ısrarla söylediği- pe göre Mardin surunun batısında» ki Mar 'Cörcüs manastırı Reisületib- ba Ebu Alinin teberrü ettiği para ile 12 inci asırda tamir edilmiştir. Papaz bu Ebü Ali ile büyük Türk hakimi Teni Sinayı mı kastediyor acaba,. Bizim feylesofumuz on birin- ci asrm evlâdıdır. Bu asır yanlışlığı nazarı itibare alınmazsa hür dü - günceli Türk feylesofu Ibni Sina ayni zamanda bir ilim müessesesi olan manastırm kütüpanesine para yardımı yapması hiç te uzak gö- rülmez. Süryani manastırları ve keşişleri Hülügü'nun bu toprakları istilâsın- dan sonra bilhassa çoğalma ve in- kişaf etme imkânını bulmuşlardır. İNGİLİZ KARİKATÜRÜ: Bir devletler rm neden vakit vakit uvuvup uyandıkları can sıkıcı bir yer ibaret olabilir? “ Harple sulhün | açma On üçüncü asrın ilk rubunda Ma latyada doğan ve Ahron adl: bir Yahudinin oğlu olan meşhur Âlim ve tarihçi İbnil-Iberi Grigoris Ebül. fereç Garpte Bizanslılar, ve frenk- lerin müslümanlara karşı Ehli Sa- lip savaşları Doğuda Moğolların istilâsı karşısında ailesile beraber Antakyaya geçmişti. Sene 1243. Grigris burada hıristiyanlığı kabul etmiş ve Antakya kilisesine de papas olmuştur, Grigoris bir müd. det Cubas'ta ve Barsom kilisele- rinde papazlık yaptıktan sonra 1253 te Halep metropolitliğize tayin ediliyor. Fakat rakipleri Ha- lep Emiri Melik Nasır'la uyuşarak onun Halebe gitmesine mâni olu- yorlar. Hülagü Bağdadı aldıktan ve Halife Mustasım'i öldürdükten sonra Halebi sarmıştı. Işte bu si- rada Grigoris Hülâgünun huzuru- az çıktı. » nsanları vicdanlarile, din - lerile başbaşa bırakmayı prensip sayan Hülâgü Grigorise verdi beratla hem Süryani ki- Hisesinin serbestisini hem de şahsi hürriyetini temin etmişti. Dedele- rimiz vicdan ve din işlerinde ölçü- süz bir serbesti tanıyorlardı. Işte Antakya kilisesi gibi Deyri Zafe - ranis Hülâgünün hürriyetperver- liğinden İstifade etmişlerdir. Ton-il-Iberi bundan sonra 22 se- ne süren metropolitliği zamanın - da kendisini ilme vermiş ve başta Tarihi Muhtasar - id - Düvel oldu- ğu halde 40 kadar eser yazmıştır. Bu papaz Maveratinnehre kadar gi- derek Türklerin içinde yaşamış Türkler arasında hıristiyanlığın va ziyetine dair kitaplarına kıymetli İeahamamlardan istifade Arapkirde İki Kanlı Vaka Oldu Bir Ağır Yaralı, Bir de Ölü Var Arapkir, (Ten muhabirinden) — Burâda kadın yüzünden iki kanlı va- ka olmuştur. Tafsilâtını bildiriyo. rum: Çoban mahallesinden Hulüsi, ayni mahallede oturan Mehmet Ali oğlu Hüseyinin karısına göz koymuş ve id- diaya göre, geceleri Hasanın evine e lektrik feneri sıkmıştır. Buna kızan Hüseyin, Hulüsinin yolunu bekliverek Üzerine iki el ateş etmiştir. Kurşunlar dan biri sol eline rastlamış ve tama - mile dağıtmıştır. Diğeri de kalçasma girmiştir. Yaralı, tedavi için Malatya hastanesine gönderilmiştir. Hüseyin, kendiliğinden teslim olmuştur, İki genç te ayni kızı sevmişler İkinci vaka da Sötük nahiyesinde geçmiştir. Kalım harman köyünden Memonun kızı Nazlı,ailesi tarafından Tbrahim oğlu Mehmede nişanlanmış» tar. Fakat, Kızıluşağı köyünden Ha- Ban oğlu Osman da ayni kızı sevdiği için aralarma rekabet girmiş ve biri- birlerine karşı kin beslemiye başla - imişlardır. Nazlı, Osmanı sev onunla evlenmek istediğini saklama» dığı için iş büsbütün büyümüştür. Ni- hayet Osman, Nadınn evi üç gece misafir kalmış, bu hâdise Mehmedi çileden çıkarmıztr. Bir gece Osmann köyüne gitmiş, onu uyurken bastırarak tabanca ile öldürmüştür Her iki cinayet tahkikatma mülddel umumi vekili Vehbi Tunç el koymuş- tur. Kızılcahamamda Soğuklür Kızılcahamam, (TAN) — Birkaç gün evveline kadar hararet gölgede |30 - 35 derece iken birdenbire gün- düzleri 15-20 ye, geceleri de 10 8 kar dar düşmüştür. Havaların soğuması üzerine, Kızıl rin arkası kesilmiş, kasabamız ten« halaşmıştır. EL ral Parasını Kaybettiğini Tellâlla İlân Etmiş! Silifke, (TAN) — Mut kazasma bağlı Hacıahmetli köyünden Alagöz oğlu Molla Mustafa, Mersinde koyun satarak buraya gelmiş ve çarşıda 1200 lira parasını kaybetmiştir. Mustafa, parasmı bulana 10 liri vereceğini tellâlla ilân ettirmiş, poli se de mliracaat etmiştir. malümet geçirmiştir. Grigoris'in e- serleri Türk tarihi bakımından fev kalâde ehemmiyeti haizdir. Zaferan manastırının temelleri Romalılar tarafından yapılan sağlam bir su- run duvarları üzerine atılmıştır. İ- ranlılar 607 yılmda Merdini istilâ ettikleri zaman bu kaleyi de yıkmış lardı. Mar Hananya 793 M yılında burasmı satım aldı ve Zaferan ma nastırını eski surlar üstüne kur - du. ilise tarihleri aZferan mans- tırınm 798 le 816 seneleri arasmda kurulduğunu söyledikle - rine güre bu manastırın 1121 se - nelik bir ömrü vardır. Ve Deyri Zaferan, Mar Hananya, Mar Ocin, Mar Süleyman ve on iki peyk pü- pazlar manastırı, adını taşır. Ti - mürlenk istilâsında yıkılan manas- tır, patrik ikinci Ibrahim zamanm- da 1398 yılnda tekrar tamir edil- miştir, İşte bu İkinci tamiri esna- #inda mabedin duvarları safranla boyatıldığı ve harcının içine de saf- ran katıldığı için (Zaferan Manas- tırı) adını almıştır. Bazıları manas tırm bahçelerinde iyi safran ye- tiştiği için bu adın verildiğini de söylüyorlar, Zaferan manastırı; Mar Hanan- ya, Meryem, ve kürsü kiliselerile İ papaz türbeleri ve Firdevsten mü- teşekkildir. Mar Hananya'nın du - varlarına Yunan harflerinin ilk ve sonu nakşedilmiştir. Duvarların. da birçok hayvan resimleri, kıy - metli mozayikler vardır. Iki dire- ğe de altınla nakışlar yapılmıstır. Bazı duvarlara Süryani dilile Mezâ- mirden bazı âyinler hakkedilmiştir. Bir kapınm üstünde de bânisi olan Hannanya'nm ismi kazılmıştır. Me yem kilisesinde, papazlar türbe- sinde ve Firdevste de kıymetli mo. zayikler vardır. Firdevsin havuzla- rı ve bahçeleri pek meşhürder, Kürsü kilisesinde patrik intihabt yapılırdı. aferan manastırınm en mil him ve Üzerinde durulması lâzımgelen kısmı kütüpanesidir. On bir asır evvel kurulan bu kütüpa- nede deri üzerine yazılmış birçok tarih, din ve lügat kitapları vardır. Afram Barsom bunların bir listesi. ni neşretmiştir. £ İbn-il-Iberi'nin Süryani ve Arap dilile el yazma. #1 kitapları da buradadır, Kütüpa- nedeki deri üzerine yapılmış resim» ler iki cilt paha biçilemiyecek ka» dar kıymetlidir. İbni Folos'un hiç- bir kütüpanede eşi bulunmıyan iki eseri de burada saklı imiş. Manas- tırın ilk bânisinin vakfettiği kitap- ların da kiymetlerinde hiç şüphe yoktur. Yalnız son zamanlarda bu- radaki kıymetli kitaplardan bazı larınm Avrupa müze ve kütüpane. lerine kaçırıldığını görenler olmuş- tur. Yüksek tarih kurumumuzun bu tarihi kütüpane üzerine dikkat nazarlarını çekmeyi bir borç sayı- yorum .

Bu sayıdan diğer sayfalar: