27 Eylül 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

27 Eylül 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

çaren SL 1. Sinema Aleminde amman İçimizde sinemaya gidip te, artist —— © derin bu en celâdeti anı görme-| mişimiz yoktur. Yukardaki resim- İ de görülen artist ise, hakikaten pek meşhur bir şahsiyetin oğludur. Bu) Cinsleri Bozuluyormuş | “hayvanm babası Leo, Metro Goldvin filmlerinin başmda kükriyen meşhur * aslandı. Fakat Leo, bundan iki haf ta önce vefat ettiğinden, göhret sahasında boşalan yerini oğ- luna bıraktı. ; Oğlu da Leo adını taşımaktadır. “Alınan haberlere göre, ilk film tec- rübeleri of “mıyacak kadar tist olduğunu sanat ve n babayı hiç te arat - ve uysal bir vi Nâra Civarında Bizanstan Kalma Bir Define Bulundu Çanakkale, (TAN) çaviran yolu üzerinde Kuyuluçeş - | bazı kii — Naranm Ka türabiye ya - ine 19 parça altın Amerika Vahşilerinin TAN Muallimler 77! Arasında Tıpkı Babası Gibi Meşhur Oldu YeniTayinler Universite Fen Fakül Ubeyit Haydarp: ye muallimliğine, Edebiyat Fakült, doçentlerinden Y, Ziya İst, Kız lise- ») Ömer Hayı de a allimliğine nakil Kars mektebi muallimlerinden Cümhuriyet orta mektebi ri- mliğine, İstanbul kız or- muallimlerinden i Fen bilg e, Bebekten Tü orta tarih mua ke orta mektebinden Avni Kadıköy ü- çüncü orta Fen Bilgisi muallimliğine, | Bebekten Nebahat Taksim orta mek- tebi tarih ve coğrafya muallim! Tekirdağıdan Agâh Beykoz orta Kırklare! orta okulu Edirne kız mü- tebinden Nurefşan Kumka- ml Usküdar 0- imliğine, Silif- ku gisi muall man Kumkapı tarih muallinliğine Kabataş tadan Ve- bi musiki mu skişehir lises lisesinden Arif sile Taksim allimliğine, allimliğine, Vefa lis limi Nimet, SUl ye mi Mi mliğine, orta riyazi» adan A- | ye muallimliğine, İstan Rauf inönü kız or- ta tarik muallimliğine, Kuleliden Atıf orta riyaziyeye, Istanbul kı er vahşi diyo ine, | pt orta mektebi musiki muallimliğine, e, Fen Fakültesi »Bu aksam SAKAR Y A Sineması “4 Unutulmaz yildiz Mady Christians MEŞUM KADIN Pronses Bibesco, bu filmin sen: yan ediyor, NAL KIKA) şayanı hayret öğretici bir film, Telefon: 41341 Hâveten: PARAMOUNT JUR TÜRKÇE SOZLU Çarşamba akşam: IHARIKALAR FİLMİNDE Sinemacılık dünyasının İki JOAN CRAVFORD CLARK GABLE Nefis ve mükemmel bir şaheserde tekrar bul GÖNÜL YOLU Yüz ve sesi ile sinema âleminde kur- banlar vermekten geri kalmıyac: yıldız FRANCIS FARMER Fransızca aşk ve ihtiras ni ilk defa gösteriyor. iyi ve mükemmel olduğunu be- Nyon konferansı ve (3 DA. 4 ZEVK ve KAHKAHA KRALLARI Yalnız Istanbul'un değil BÜTÜN TURKIY | YALNIZ TURKİYENİN DEGİL BUTUN DUNYANIN SEVGİLİSİ LOREL-HARDİI Lorel Hardi ve İkizleri Ee parlak yıldızı: ştular, MELEK 'te için tekrar emir alınmıştır. Bu gibi kisa hizmetlilerin diploma ve ehliyet k mektebi terkeden e sevkleri müracaatları, en Hilâl > hat dün akşam Ankaraya İnhisarlar Müdi Inhizarlar Umum Müdürü B. Mit. hareket e Gi Malatyada Tahsil | Hevesi Arttı Bu sene tausil arttığı görül- Mala hevesi mektedir. Liseye yeniden &a larm sayısı iki yüzü gezmiştir. dolunan TOPLANTILAR e DAVETLER İ BEYOGLU HALKEVINDEN : Evimizde 1 Temmuz 1987 tarihin- denberi devam eden İstenografi ders- leri bitmiştir.. D »a verilmek Üzere yapılacak imtihana girmek istiyenlerin 5-10-| 937 salı günü saat tam 18 de hazır bu | lunmaları ri olunur. BEYOĞLU HAL KEVİNDEN : Yabancı dillerle istenografi, dikiş, sapkacılık, çiçekçilik ve elektrik ders | leri için kayıt muamelesi 1-10-037 ye kadar temdit edilmi e. GEniİ sieçiVar ÇOCUK 4 Çocuk Esirgeme Kurumu genel | tarafmdan çıkarılmakta o-| uk) dergisi 1 ilktegrin 1937 en yurt yavrulara yeni çok dereğâtla dolu olarak yeni şekilde çık | yalı bilgiler verecek mün- İdi von -9-937 RE Güniün proyramı — #stanbul ÖĞLE NEŞRİYATI : 12,30 Plâkla Türk musikisi, ” Havada, 13,05 Muhtelif plâk arkadaşları tarafmdan ve halk şarkıları, 20,30 tarafmdan arapça söylev wyyen ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk sarkıları (Sa- at ayarı), Or jane ve borsa haberlei nün programı, 22.8 Ştatzer tarafmdan, 23. Son. . Günün Program Ozü SENFONİLER 16,15 Roma kısa dal, 22 Roma kısa dalga: ser Selvacçinin idaresinde, HAFİF KONSERLER 7,10 Berlin kısa dalga: (515 Devamı, 9,20 Paris Plâk. 9,45 Keza, 10,30 Ker: kıa dalgası: Bando musiki? 11,50 Paris kma dalgası: Plâk. 13: Plâk musikisi. 13 Berlin kısa dalgası: Hafif masiki 14, 13 Bükreş: Radyo orkestrası 1 145 Paris kısa dalgası: Kon- ser. 1$ Parin kısa dalgası: Konser. 16,30 Paris kısa dalgası; Andre Delman orkes rası, şarkı, 18,35 O Roma kısı dalgasız Karişik şarkılı program. 19 Bükreş: Sta» Descu orkestr : sikisi 20 Milâno. Fi siki. 20,45 Bükreş: Plâk konseri, 21,40 $ Prag kısı dalgası; Halit musikisi. 22 Ko- lonya: Orkestra, piyano - keman, 2240 Milâno, Florans: Konser (G; li daresinde 22.45 Bükreş: Konser “Lokantadan” 23,15 Roma ima dalgasız Varyete neşriyatı. 24,05 Peşte: Çigan mu OPERALAR, OPERETLER 20 Lâyprig: Vagnerin TANNHEu- SER operası. 22 Varşova: Opera piyes, 22 Berlin kısa dalgası; Ekaterine tinden sabneler. 23,05 Prag kısa Operet musfkisi Nedbal), «ız Senfonik kon ser, Senfonik kon > Hafif musiki dalgası: 10,445 Beriin ODA MUSİKİSİ 21.30 Bükreş: Oda musikisi triyosu Brahms, 22. lgası: Yaylı sazlar ve piyano triyosu. RESİTALLER 12 Börlün Wes detgair Dek ryan a anak SEMLABAKIBA, ea, AAAMMA Gibü Üalgüpii İtalyan şarkı grupu. 18 Varşova: Solist konseri Piyana - şarler 20,25 Peşte: Piya- 2130 Berlin kma dalgastt Viyolansel konteri. 22,10 Bükreğ: Bark resital, İDANS MUSIKISI 19,15 Peşte, 21 Varşova 23: Peşte pilik a 21,30: Breslan, Münih, Kolonya, Ham bary. 23.30: Lâypsig. 2345 Roma kısa tih ortada biyolojiye | mağa başlıyacaktır. ie js dıköy 3 ünell o 1 Memduh ÜS| Kurum; (Çocuk) un cazip ve gü- Fey ma e İML küdar birinci orta beden terbiyesi mu İzel olması hiçbir 2 Bir Çocuk Çiğnendi allimliğile, mildür muavinliğine Hay. | kasınmamaktadır. Çanpazarköy — Burada çalışan 40 eai tarih mual “terbiyesi mu. |darpaşıdan Fehmi Vefada al lmanca- | förlerden Abdullah, kamyonunu yı kamak üzere inerken köprü al ti ayni zamanda | ya, Bebekten Nihal Heybeli biçki ve e, yardımcı munl. İdikiş Yardımcılığına, Gülnar kay nda oynuyan sekiz yaşlarında Veh- ye ortanın | kamı Hayri Cibali ortada yardım, isminde bir kızı çiğnemiştir. Kızcağız derhal ölmüş, şoför yaka #kten Behire | türkçe muallimliğine nakil ve tay alunmuşlardır. lanarak adliyeye teslim edilmiştir. öpe, bir çift büyük, bir çift küçük İ dale, Besi altın yüzük, üzerinde (4) inci ve (5) ibercet taşı olan (12) santim bo- “yunda altın zincir, yedi tane bakır N an ibarettir. Bunlar gümrük muhafaza memurlarınca müsadere ii dilerek kültür idaresine teslim ediz. | Kastamonu Valisi Mezun “miş ve Çanakkale müzesine nakledil (TAN) — Vali Avni “miştir. Bulunan şeylerin Bizanalara | Doğan bir ay izin almışı Hayma: pılan bir tetkik neticesinde bunların |€ cinslerinde bozukluk başladığı tes tih orta tabiiyeye, memuru Necati Vefa Hliğine Gelenbev Ilimi Osman edilmiş. Ayni zamanda sayıları da ittikçe azalıyormuş. Ertwöru! Sadi Tek , BU GECE BEBEK) Bahçesinde (Donanma gecesi) Kastamonu, sit olduğu anlaşılmıştır. İ gitmiştir. — Canım şimdi Françesku Bertiniyi kendi hasine bırakın da sizi Şaban Ustaya, #üpeye götüreyim, Hem dans ta ederiz. yanmda upuzun ve iskeletler gibi kuru dı. Kasabadaki büylik eczane sahibinin karısıydı. Vaktile bilinmez ne gibi bir münasebetle Yirmi gün kadar Peştede bulunmuş olduğu için pek alafrangalık taslar ve yüz bulamamakla beraber » hep Nüzhetin etrafında dolaşır, ağzına girmeye çalı- o gırdı. disi kadar uzun ve kuru bir onun vücudü kadar kuru ve ızun kahka hası bir türlü bitemezken, asıl adnm Hacer mi yoksa Bedia mı olduğu kestirilemiyen ve güzelliği söylenen lokanta kızını Mükerrem kalbinde âdeta ıstırap ve hiddetle düştind dan, Üzülmez ocaklarında çıkan kömürleri 8 * kadar hiç durup dinlenmeden taşıyacak vagonların — gürültüsü, gittikçe yakmlaşarak geliyordu. Eve döndükleri zaman, daima çok erken yatan © nizmetçi Şerifeyi tabi meydanda bulmadılar. Seniha: © — Mademki Nüzhet Beyin süpesini kabul etmedi- Biz. Bari size ben bir çay di, © Halit doğru merdivene yürümüştü. - Hemen yata- cağım. Çay may istemem, diye homurdandı, Mükerrem dedi ki: — Zahmet etme abla. Bu va- kit çay uykumuzu kaçırır. Iki kadın, merdivenleri yanyana, kolkola çıkıyor. lardır. Sofada ayrılacakları zaman, Seniha dikkatle Mikerremin yüzüne baktı. Belki de, böyle dikkatle bakmak sayesinde, bu yüzde Nüzhetin dudaklarının İzini bulacağını, göreceğini sanmıştı wv Ertesi günü Halit öğle yemeğinde eve gel bahtan beri büroda kalmıyarak ocaklarda gezdiği yü zöyle ellerinin fazla kirinden belliydi. Yıkanmak üze re doğru orta kata çıktı ve bu sefer yıkanması epey koyu renk bir elbise, temiz gömlek filân diye tenbih etti. de Seniha ile hizmetçi Şe- rifeyi ayni bakış içine alarak bu sözleri söylemişti, Karısı sordu: — Nereye gide — Süslenmiyorum. Fakat valiye de ksin de süsleniyorsun? ülot panta- lonla gidemem ya! — Valiyi ziyaretin sebebi ne? Bir iş var da. Çağırtmış Konuşmanız pek mi uzun sürecek? Zannetmem: Nihayet yarım saatlik bir iş Sonra ne yapacaksın? Yazıhaneye döneceğim. Birikmiş birçok kâğı- epsini temizleyip çıkarmayı dtişünüyorur Sans bir teklifte bulunsam kabul eder misin? ne olduğunu anlamadan “kabul ede e imiş bu teklif? diye sordu. — Saat kaçta istersen ablamla yazhaneye gelip seni alalım da beraber Mösyö Bironun evine gide- lim, Dört haftadır gitmiyoruz. Çorbasını Halit mutad: o doldurup içmiye başlamış! — Tsterseniz gelin.. Fakat bir mâni zuhur etmez- #e,, Kati bir surette söz vermem, dedi, fu gibi tuz ve biberle Saat beşe doğru Mükerremle Seniha Halidin şir- ketine gitmek üzere çarşıya indiler. Mükerrem hem heyecanlı, hem de biraz indı. Nüzhetin kendisini çağırdığı işte gitmemiş, avuç içi kadar ufak ge- kerci dükkânında, bütün çarşmın gözü önünde onun la konuşarak herkesin türlü tefsirde bulunmasına razı olmamıştı, Oraya gitseydi buna hiç kimse tesa- düf demiyecek ve durup du diline düşmüş olacaktı, Hem Seni başma sokağa çıkabilirdi? Yoksa Nü: ralarmda biribirlerini serbest bırakmak için bir an- laşma bulunduğunu mu sanıyordu? Fransız Maden Şirketi umumi müdürü Mösyö Biro ile karısmın ka- bul günlerine gitmeyi, tamamile serbest kalırsa bir bahane bulup evden yalnız çıkarak şekerci Tahsinin dükkânına koşmaktan korktuğu için, kendi azim ve iradesine emniyet edemediğinden dolayı istemişti. Lâ& kin şimdi garip bir his, bu dükkünda Nüzhetin ken- disini bekleyişini uzaktan görmiye mukavemet edil- mez bir kuvvet halinde Mükerremi sevkediyordu. Nüz hetle başbaşa konuşmak imkânını kendi eliyle orta» dan kaldırdıktan sonra, onu velev ki bir dakika w- zaktan görmemeğe razı olamıyordu. Bu hattâ Nüz- heti s&de kendisinin uzaktan görmesile bitmemeli, Nüzhet te kendisini görmeliydi. Ona görünme, “gö- rTüyorsun ya, zannettiğin kadar beni teshir etmiş, mağlüp etmiş değilsin! İşte seni beyhude bekletip gelmiyorum.” demek olacaktı ve bu pek büyük ve ne diyerek tek t onların 2- tatlı bir zevkti. İşte, biribirine karışan bütün bu di gu ve düşünceler genç kadını heyecan içinde bırakr- yordu. Dükkânm tam karşı tarafındaki kaldırımdan geçerlerken yan gözle baktı. Nüzhet orada idi. Ona doğru bakmadan yürüdü. Zaten görmemezliğe gele- ik andan kararlaştırmış, ssde onun “istemişti, Fakat birdenbire bunu görülmeyi istemedi. “Allah vere de görmese!” diye düşündü. Ancak, Seniha görmüş ve selâm .vermişti. Belki küçük bir ara çağırmıştı da. Ve Nüzhet dükkân dan hemen çıkmıştı. Koşa koşa caddeyi geçip karşi larında, âdeta yollarını keserek durdu. — Bonjur Hanımefendiler, nereye böyle? Mükerrem birden kızardığını hissetti. İçine müt- hiş bir de korku girdi. Bu ayaküstü sohbetinde Nüz- hetin söyliyeceği birkaç söz Senihaya herşeyi anlata bilirdi. Şirkete başka bir yoldan gitmediğine yandı. Fakat o zaman da sapa yollardan niçin geşildiğine da ir Senihaya izahat vermek lüzumu vardı, Ve evde Kel mamış olduğuna, bu çaya gitmeyi çıkarışıma çok © sef etti. Yavaş bir sesle dedi ki: — Halidi şirketten alıp Fransiz mahallesine gi- deceğiz. — Kime gidiyorsunuz. Biroların çayma mı? — Evet. Dört haftadır gidemedik. Evvelsi gün Ma dama rastgeldik te kadm âdeta sitem etti. — O jandarma edalı kokana ile suratsız. nuhuset Mösyösü, cümleten sinirimize dokunur, Ne ise, bu ay rı mesele, Fakat hayli erken değil mi? Ve genç kadının gözlerine gözlerini dikerek ve ra» kamlar üzerinde durarak: — Saat daha beş bile değil, Dördü yinmi geçiyor, diye ilâve etti; (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: