18 Şubat 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

18 Şubat 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

m2 18-2-938 TA Gündelik Gazete seyda temiz. karlin — gazetesi olmıya çalışmaktır. ABONE BEDELİ Türkiye Esnebi 1400 Kr. 1 Sene 200 Kr, 160 » GAy 1500 » , 000 > 80:310» 40 » Milletlerarası posta ittihadına dahil ol. mıyan memleketler için 30, 16, 9, 3.8 - radır, Abone bedeli peşindir. Adres de- Biştirmek 25 kuruştur. Cevap için mek- turlara 10 kurustuk pul tlâvesi Mizımdır. e —— ——— GÜNÜN MESELELERİ | Harp Tehlikesi Şimdilik Yok (Yazan: M. Zekeriya) Almanyanın Avusturyayı ilhak e dercesine boyunduruğu altına alma- w Avrupadaki mevcut muvazeneyi bozan bir hâdise olduğu için derhal yine harp rivayetleri ortaya çıktı. Hastalıklı bir adamın vücudünde ufak bir ârıza başladığı zaman ölüm- den korkmasi gibi, içinden hasta 0-| lan Avrupa da mevcut vaziyeti bozan ufak bir değişiklik karşısında derhal harp korkularına düşmekten kendi- ni alamıyor. Halbuki şimdilik harp tehlikesi yoktur. Çünkü: 1 — Avusturyanın Almanyaya il- tihakına ve Almanyanın İtalya ve Yugoslavya hudutlarına inmesine en riyade muarız olan memleketler İ- talya ve Yugoslavyadır. Halbuki Mus #olini bu emrivâkie razı olmuştur. Bon Berlin ziyaretinde Mussolini Al Mmanyaya Orta Avrupada istediği gi- bi hareket için serbesti vermiştir. O, Akdenizde kuvvetlenmek ve Alman Hitifakını kaybetmemek için bu fe- dakârlığa katlanmaktan başka çare göremeimiştir. Yugoslavya ise Almanyaya iktısa- den o derece bağlıdır ki, istiklâli bu «ekonomik münasebetle kaimdir. Tek başına bu emrivâkle muhalefete kal- Hayalet eaneyik menfaatlerini de 2 — İngiltere ve Fransa doğrudan doğruya kendi menfaatlerine dokun- mıyan meselelerde emrivâkileri ka- bule alışmışlardır. Bu defa da basit bir protestodan ileri gidecekleri tah- min edilemez. 3 — Fakat harbe Almanların baş- laması © ihtimalinden © korkulabi- lir. Almanya Avusturyayı aldıktan sonra Orta Avrupada tekrar kuvvet- ilenecek, Çekoslovakyayı çember içi- ime alacak ve sonra birdenbire taar- Tuza geçecektir, denebilir. © Halbuki şimdilik böyle bir korku iYarit değildir. Çünkü Hitler gayele- 'rine harpsiz varmak siyasetini takip /etmektedir. Ve daha mühimmi Al manya harbe hazır değildir. Çünkü: A — Alman ordusu bugün harbe mu- i Baliftir ve ordu lie Nari Partisi arasın» | daki ihtilâf daha pek tazedir. B — Alman ordusu, beş senelik bir recede zabiti yoktur. arp malremesi İspanyı senelik piâmi | Bilde ypaılan suni ham mı kastnın yaptığı tank ya harbinde hiçbir işa yaramadığı | Snlaşılmıştır. Bu tecrübeden sonra Al- Manya ordusu motorize kuvvetlerini yani | Baştan ıslaha Başlamıştır. Ve bü ıslahat | Benüz tamamlanmamıştır. D — Almanyanın mali vaziyeti hiç te Büyük ve #kibeti meçhul bir harbe mü. | Sehammil değildir. ©, Binaenaleyh, Hitler memleketini /bir harbe sürüklemek tasavvur ve ni- /Yetinde değildir. | Yalnız Orta Avrupa mühim hâdi- selere gebedir. Avusturyada maziz- /Min galebesi işçi sınıfının reaksiyo- Mumu davet edebilir. Umumi af meti- çinde serbest bırakılan komünist 1 Baziler dahilde sokak harbine baş yabilirler, Avusturyanın dahili har- komşularına sirayet edebilir. az iler taraftan Ayusturyanın Ro- Av, Serli mihverine iltihakı Orta Tüpada yeni birtakıb siyasi faali- tan, “© Zemin açabilir, Küçük An ty yedin! tayine mecbur ola- « Maçı kik aristan mukadderatını ve Avusturya Almanyanın Kucağına Düşerken yrupa tarihine bir dönüm noktası yaşattığı göze çarpan Avustur- ya, şüphe yok ki bir Alman memleke- tidir. Bugünkü haliyle Avusturya Cüm- huriyeti içindeki yabancı unsurlar pek küçük bir kütle teşkil etmekte ve bütün memlekette Cermen ırkının bilhassa Bavyera — Avusturya kolu hâkim bu- lunmaktadır. Bugünkü Almanyanın en bellibaşlı pren- siplerinden biri, Almanya dışında kalan bü- tün Almanları toplamak ve Alman camlasını bi vahdet halinde yaşatmak olduğu için Avustur ya onun en bellibaşı hedeflerinden biridir. Son yıllar içinde göze çarpan buhranların bir kaçı bu işi başarmak yolunda atılan adım- lardan doğmuş ve bu yüzden bir kaç kere ortalığı tehlike bulutları kaplamıştır. Çün- kü Avusturyanın müstakil yaşımasile Ak manyaya katışması, geniş bir alâka ile karşı- lanacak, bir çok meseleler çıkaracak, bir çok esaslı ve milli menfaatlerin mücadele sahne- sine atılmasına sebep olacak, yeni bir tâkım siyasi stratejiler hazırlıyacak, hülâsa Avru- pa muvâzenesinin yeniden kurulmasına, ye ni mihverlerin teşekkül etmesine, yeni blok- ların toplanmasına esas teşkil edecek bir Hi- disedir. Bütün Avrupanın Avusturya istiklâli me- selesile alâkadar olmasının sebebi budur. Biri Avusturya Cümhuriyeti, Bü- yük Harbin doğurduğu küçük fakat tam Avrupanın göbeğinde yaşıyan bir mem- lekettir. Almanya, İtalya, İsviçre, Çekoslo- vakya, Macaristan ve Yugoslavya ile çevre- ŞE Yeter ve VE “Eda re dar olan suhanın genişliğini göstermeğe ye- tişir. Avusturya Büyük Harbin sonunda, harp- ten önceki arazi ve nüfusunun dörtte üçü- yat, hep buhranlar içinde geçmiş sayılabi- lir. Yeni şartlara intibak edemiyen Avus- turya, ancak Milletler Cemiyetinin sütema: TAN di yardımı fle ayakta durabiliryodu. Mem- leketin içinde türlü türlü emeller besliyen fır- kalar arasında kavgalar, ve keskin müca- deleler eksik olmuyor, Bilhassa Avusturya- nın müstakil yaşamasına taraftar olan un- surlarla Almanyaya katışmasını istiyen un- surlar birbirlerini mütemadiyen didikliyor- Vardı. B" memlekette 1932 de hükümet başi- Da geçen Dolfus, Avusturyanın İtal- yaya güvenerek istiklâlini korumak ve Al- manyaya katışmak hareketine karşı gelmek siyasetini tuttu, hattâ bu siyasetin en büyük lideri sayıldı. Ayrıca Avusturyada otoriter bir hükümet vücude getirmek yolunu tut- muş, ve bu sayede partiler arasındaki şid- detli mücadelelere son vermek istemişti. Fa- kat vaziyet buhranlı olmaktan kurtulamı- yordu. Avusturyanın içinde türlü türlü siya- si ve silâhlı teşekküller vardı. Bu teşkilât arasındaki mücadelelere son vermek gerek- leşiyor ve hükümet bu teşkilât içinde kendi siyasetine uymıyan bir hattı hareket tutan- larla mücadele ediyordu. | İmei hükümeti 1933 martında komü- nis partiyi, eyni ayın sonlarında 508- yalistlerin yarı askeri — teşkilâtını feshetti. Daha sonra sıra milliyetçi sosyalistlere gel miş ve ayni yılın temmuzunda . Avusturya- nın Almanyaya ilhakını, en kanlı mücadele- lere girişmek pahasına göze alan bu Avus- turya Nazilerinin teşkilâtı da kaldırılmıştı. Fakat bu tedbirler kati bir netice verecek mahiyette değildi. 1934 te komünistler ikti- dar mevkiini eline geçirmek için ayaklanmış- lar, bu ayaklanma hükümet tarafından bas- İarılmış ve kumünisilerle sosyalistler daha sıkı tazyiklere maruz bulundurulmuşlardı. Dolfusun maksadı, Avusturya milliyetçili- ğini sağlamlıyarak memleketinin istiklâlini korumak ve Avusturyayı Almanyaya katış maktan kurtarmaktı. Fakat Dolfus'un takip ettiği şiddet siyaseti, en nihayet kendi haya- tına malolmuş ve Avusturya, nasyonal sosya- listlerinin hükümeti devirmek icin yaptıkları hareket esnasında Dolfus te maktul düşmüy- rü. Bugünkü Avusturya ve etrafı... FP Avusturya hükümeti, bu darbe- ninde altından kalkmak imkânını bulmuş, Avusturya Nazilerinin zorla iş başı- na geçmek ve“maksatlarını gerçekleştirmek yolundaki hareketleri boşa gitmiş, iktidar mevkiine Dolfus'un siyasetinden ayrılmak istemiyen Doktor Sehusehnigg gelmişti. O zamandan bugüne kadar iktidar mevki- inden ayrılmıyan Doktor Sehuschnigg'in kar» şılaştığı güçlükler, eskisinden ehven değil di. Bir taraftan memleketin içinde karışık- lıklar ve mücadeleler devam ediyor, diğer taraftan daha mühim hâdiseler vuku bulu- yor, yani Almanyanın vaziyeti değişiyordu. Almanya, Her Hitlerin idaresine geçtikten sonra müdafaa kuvvetlerini yenilemiş, si- lâhlanmış, bir ordu vücude getirmiş, Ver- sayın bütün kayıtlarını kırmış beynel milel âlemdeki mevkiini ve nüfuzunu sağ- lamlamıştı. Bundan başka Avusturyanın en çok güvendiği İtalya ile de anlaşmıştı. Al manyanın Italya ile anlaşması üzerine, A- vusturyanın istiklili desteksiz ve hâmisiz kalıyordu. italya, Dolfus'un katli ile neticelenen İ hükümet darbesi teşebbüsü sırasında Avusturya hududuna askeri kuvvetler sev- kederek Avusturya istiklâlini korumanın siyasetindeki mühim ve esaslı mevklini ap- #şikâr göstermiş, fakat daha sonraları vazi- yet değişmişti. İtalyinm Akdeniz meselele- rile meşguliyet, İspanya harbi ile alâkası, İngiltere ile münasebetlerinin gerginleşmesi yüzünden, Almanyanın müzaheret ve ittifa kım kaybetmemek için orta Avrupada Al manyanın tuttuğu siyasete istiye istiye veya istemiye istemiye göz yumuyordu. Bu vaziyet karşısında Avusturyaya, Al manyanın her dediğini yapmak şıkkı kal. makta idi. ” ü Avusturyanın kendi istiklâlini ken- di kuvyetlerile korumasına imkân yoktu. Avusturyanın yedi milyona yakın olan, fa- kat mühimce bir kısmı da Almanyaya iltiha- ka taraftar olan nüfusunun büyük Alman- yaya karşı gelmesi imkânsızdı. Hariçten en çok umulan İtalyan müzahere- ti de bertaraf olduktan sonra Avusturyanın boyun eğmekten başka çaresi kalmıyordu. Şark tütünlerinin ihracatında müşterek bir cephe kurulması, son İstanbul konfe- ransında konuşuldu. Bu davanın başlıca mütehassıslarından biri de eski Yunan Ziraat Nazırı B. Anastas Bakalbaşıdır. Sabık Yunan Nazırı bu mühim bahse dair gazetemiz için bir makale yazmıştır ve şudur: Şark Tütünle Müşterek Cephe betleri sıklaştıracak, geniş esasla ürkiye ile Yunanistan ara- sında yapılan son tütün gö- rüşmeleri neticesinde iki dost Yazan: An. Bakalbaşı rı ihtiva ediyordu. ri için Bütün bu temasların ve müşte- GONUL İŞLER! & İDEAL KİMİDİR ? Yazan: Gönül Doktoru Kadınlar için ideal erkek kimdir? Her kadın size bu sualin abanı başka türlü verir. Fukat bütün bu muhtelif cevapların muhassılası 0- larak varacağımız bir tip vardır ki, onu bütün kadınlar beğenir. İşte bu ideal tip erkek kimdir? Bu sualin cevabını vermek ve ko- canızın veya sevgilinizin bu ideal ti- pe ne dereceye kadar yaklaştığınız anlamak için size küçük bir imtihan sunuyoruz. Aşağıdaki suslleri oku- yup her birine numara veriniz. Aza- mi numara beştir. 70 numara alabi- lirseniz iyidir, 80 numa! mükem- mel, $0 numara harikulâde yüz nu- mara imkânsızdır. 1 — Bu kadınların ciddi iş- leri anlamadıklarına kani mi- dir? Onlarla iş ve dünya me- seleleri milnakaşa eder mi? 2 — Danslı partilere gitti- ğiniz zaman yeni kravat, ye- ni şapka, yeni gömlek alır ma? Şık ve cazip görünmiye çalışır mı? 3 — Herkes önünde size müsavi muamele yapar mi? Yoksa sizi küçültmiye çali- şır mı? 4 — Sizinle iyi ve hoş geçi nir mi? Yoksa bir iki ayda bir siniri tutup kavga eder mi? 5 — Başka kadınlârın şık giyinmesini (o beğenip, sizin babayani kıyafetle gezmeni- ze göz yumar mı? 6 — Başka erkekle konuş- manızı, gülüp eğlenmenizi, dansetmenizi kıskanır m ve sizin kıskançlık eseri göster- menize tahammül eder mi? 7 — Yaş günü, evlenme gü- nü gibi senel devriyeleri ha- tırlar mi? 8 — Sizin ne vakitler güzel olduğunuzu söyler? 9 — Sizin para işinden an- ladığınıza kani midir, yoksa para işinin erkek işi olduğunu mu iddia eder? 10 — Evde herhangi bir ye- nilik yapılmasına muarız mi- dır? Yoksa modern yenilik- lerden hoşlanır mı? 11 — İşinde kızdığı zaman derdini evde anlatır mı, yok- sa yalnız size sinirini göster- mekle mi iktifa eder? hi tayin mecburiyetindedir. mn bunlar Orta Avrupada yeni ler doğurabilir, Bu sebeple şim harp tehlikesi yoktur. Fakat intizar edilebilir. memleket muayyen uyuşmalara varmışlardır. Tütün, iki memleket için de çok mühim bir milli mah- suldür. İki memleketin böyle bir - hayati meselede anlaşmaları, el- bette memnuniyetle telâkki edil - miye değer. Her iki memleket bu meselede iş beraberliği yapmak ihtiyacında- dirlar. Bu ihtiyaç her ikisi için a- şikârdır. Varılan anlaşmaların tat- bikat sahasına geçirilmesi elbette geri bırakılmıyacaktır. Şark tütünlerini yetiştiren mem leketler arasında tabii bir menfaat birliği vardır. Tütün üzerindeki ik- tısadi siyasetlerini birleştirirlerse mahalli buhranların önüne geçer- ler. Bundan başka harlc! piyasa - lardaki vaziyetleri de iyileşir. Şark tütünlerine ait işlerle az, çok meş gul olmuş bulunanların bu nokta- "Tütün hakkında iş beraber. liği fikri ilk Balkan görüş tirildi. Türkiye, Yunanistan ve Bul garistamın tütün meselesinde bir ea reca re Milletler cemiyeti de Şark tü- tünlerinin himayesi için hususi bir komite kurdu. Burada müşterek ha reket edildi ve birtakım kararlara varıldı. Eğer kararın hepsini tat- bike imkân olsaydı üç memleket tütün buhranlarından zarasızca çı- kabileceklerdi. 21 mart 1933 tarihinde Türkiye, rek çalışmaların faydaları vardı. Bu sayede müşterek davalar tetkik edildi. Ve bunların müşterek bir su rette halline ait çareler elbirliğile ve cesaretle tetkik olundu. ç memleket, Milletler Ce- miyeti huzurunda davaları- nı beraberce müdafaa ettikten son- ra İstanbulda ikinci bir tütün kon- feransı halinde toplandılar ve müş- terek bu temellerini attı lar, Fakat bu sırada tütün buhra- nı halledildi. Varılan projenin tat- bikine doğru gidilmedi. Aradan geçen seneler içinde Türk - Yunan dostluğu genişledi. Müşterek bir mahiyeti olan iktı- sadi meselelerde beraberce hare- ket edilmesi tabil görüldü. Tütün meselesi bu yolda müşterek mese- lelerin başında geliyordu. Bu me- selenin beraberce konuşulması bir zaruret sayıldı ve konuşmıya Bul- garistan da çağırıldı. Son defa İstanbulda yapılan gö- B. Bakalbaşı rüşmelerde birtakım prensipler ka rarlaştı. Bunlar hakkında Bulga - ristan henüz fikrini bildirmedi. Fa- kat kararların tatbikine Bulgarle- rın da iştirak edeceklerini kuvvet- le ümit etmek caizdir. Bu ümidimiz, Şark tütünlerinin dünya piyasasında maruz olduğu daimi tehlikelere dayanmaktadır. Ss on senelerde dünyanın her köşesinde (İtalya, Roman- ya, Yugoslavya, Rodezya vesaire) Şark tipi tütün yetiştirmek teşeb- büsleri aldı, yürüdü. Bu memleket- ler, mahalli ihtiyaçlarını temin et- tikten başka dünya tütün plyasa- Lal da rakip sıfatile atılmaktadır. Diğer memleketlerde de kendi da- (Devamı 7 meida) 12 — Sizin sıkıntınız oldu- ğu zaman yanınızda oturup derdinizi paylaşır mı? 13 — Kendisi evde dağırık, babayani ve lâübali olduğu halde, sizin biraz babayani giyinişinize kızar mı? 14 — Evde bozulan elektri- ği yapmaktan, saksıya su koy» maktan, hulâsa evde ufak yardımlarda bulunmaktan ka çar mı? 15 — Geceleri izinsiz dışar- da kalır mı? Yoksa eğlence- lerinize beraber mi gidersi- niz? 16 — Aile meselelerinde si- zinle beraber midir, yoksa da- üma anasını babasını misal 0- larak mı gösterir. 17 — Size verdiği sözü tut- madığı zaman özür diler mi? 18 — Siz sinirli ve yorgun olduğunuz zaman sizi idare ye mi çalışır, yoksa o da sinir- lenir mi? 19— Ak$amları kafasını ga zetesine kapayıp sizinle meş- gul olmaz mı? 20 — Ailenizin iyi tarafları ile övünür mü, yoksa onlar- dan bıkmıs mı öörünür. ©

Bu sayıdan diğer sayfalar: