16 Nisan 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

16 Nisan 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

F — az 4 Mahkemelerde © Sahte Nüfus Kâğıdı Yapan Adam Sorguya Çekilerek Tevkif Edildi Müddeiumumilik dün sahte nüfus kâğıdı yapan bir şebeke hakkında tahkikatla meşgul olmuş ve Şevket Sürcan isminde birisi hakkında tevkif kararı âlmıştır. Hâdise şudur: İsak oğlu Nesim isminde bir Muse- Vi beş sene evvel Vekiller Heyetinin kararile vatandaşlık haklarından ii yı Şevkete verdim. O bana bir nüfus kâğıdı çıkarttı. Sonra da askerlik şu- besile bir alâkam bulunmadığını gös tererek bir pasaport aldı., vizç ettire- rek bana verdi. Ben de bu nüfus kâ - gıdı ve pasaportla şimdi seyahat edi- yorum., , demiştir. Nesim hakkındaki kanuni muamele yapıldıktan sonra Keşif Yapıldı Evvelki gün Balatta iki yavrunun ölümile neticelenen dıvar çökme tah kikatile dün de müddelumumi mua - vinlerinden Necati meşgul olmuş ve ise yerinde mühendis Zeki, sulh imi Kâmil de bulunduğu halde bir köşif yapılmıştır. Hâdiseden sonra çö ken dıvarın altında bulunan 11 evde mühürlenerek 'polis& teslim edilmiş ve İçlerine kimse girmemesi emrolün muştur. Dün yapılan keşifte dıvar iki kısımdan ibaret olduğu iç kısmının Bizans devrinden kaldığı için köhne. leşerek yıkildığı anlaşılmıştır. Müd. deiumumilik polise! bir müzekkere göndererek adli tahkikatın bittiği ve TAN Bir Türk Sanatkârının Muvaffakıyeti ; Doktor Hasan Vesif Somyürek Mevlidi Şerif Geçenlerde vefat eden sevgili va- lidemiz merhume Zeynebin ruhuna ithaf edilmek üzere 17 Nisan 938 Pazar günü Kıkıltoprakta Zühtü Pa- şa camiişerifinde öğle namazını mü- teakip Mevlüdü Nebevi okunacağın- dan kıymetli dostlarımızla arzu bi Yuran zevatın huzurlarını temin için enzarı ıtılalarına arza gazetenizi tavsit ederiz. Şehtmie Somyürek Rıdvan Korur ZAYI — Istanbül Ihalât gurirü- ünün 51167 sayısile müseccel Y. K. O: marka 183658 numaralı bir san- İdaklık “ordinoyu zayi ettim. Yenisi- İni çıkartacağımdan eskisinin hükmü yoktur, Karakaş oğlu Mahtumları 16 - 4 - 936 GE Istanbul Radyosu Öğle neşriyatı? Sant 1230 Plâkla türk musikisi, Havadis, 18.05 Plâkla türk musilsisi, Muhtelif piik neşsiyatı, 14,00 Sen J Akşam neşriyatı. Sant 18,30 Şişli Halk Evl gösteri ki ralından bir temsil, 10,15 Konferans | versite namına Doçent Esat Kagit Tul (Tarsyon ve beyindeki akisleri), Borsa haberleri, 20,00 Necmeddin Rs arkadaşları tarafından türk mü: halk şarkıları, 2045 Hava raporu, 2048 mer Rıza tarafından arapca söylev Belma ve arkadaşları tarafından türk #ikisi ve halk şarkıları, (Saat ayarı), Orkestra: 1 — Ofenbah! La belle Elen İİ Eriml: Endiyan love kal, $'— Çayi kat edilmiş ve Türk sınırları dışarı. #ına çıkarılmıştır. Nesim her nasılsa tekrar yurda dönmek imkânını bul - muş ve bir de sahte nüfus kâğıdı ve Pasaport elde ettikten sonra tekrar | Parise gitmek üzere iken hudutta ya Vekiller Heyetinin kararı mucibince hudut harici edilmiş ve tahkikat ev. raki da polise verilmiştir. Polis Şev- ketin yazihanesinde eni bir araştırma neticesinde kırk, ,€ili nüfus kâğdile kalanmıştır. Nesim yakalanınca poli. | birçok pasaport bulmuş ve Aramla se her şeyi itiraf etmiş ve: beraber dür müddelumumiliğe veril. “— Ben Yunanistandan İstanbula | miştir. geldim. Orada kız kardeşim vardı. Sultanahmet birinci ceza hâki Kız kardeşim bana Avramı tanıttı. | Reşit dün bunların sorgularını yap - O'da Kuledibinde vapur acenteliği ya | mıştır. Her iki suçlu da hâdiseyi in- pan Şevket Sürcanı gösterdi. Benim | Kâr etmişlerdir. param yoktu. Amerikadaki oğlan kar Hâkim dosyayı tetkik ettikten son- deşimden 600 lira getirttim. Bu para |ra Şevket! tevkif etmiştir. MÜDDEİUMUMİLİK'TE: Üfürükcülük Yaparken Yakanlamış! Polis dün geç vakit müddetumumi liğe 79 yaşlarında Hacı Bekir isminde Sudanlı siyahi bir suçlu vermiştir. Kü çük Lângada oturan Hacı Bekir, üfü- rükçülükten ve büyü yapmaktan suç Yudur. Dün bakkal Turgudun hasta karısına muska verir ve üfürürken gürmümeşbut halinde yakalanmıştır. Suçlu, müddeiumumilikte kendisi» ni müdafaa ederken şöyle demiştir: — Ben Meşrutiyetin ilk senelerin- de Sudandan geldim. Türkçe öğren- dim. O vakit üfürükçülük, büyücülük serbestti. Nefes ettiğim iyi olurdu. Fa Kat şimdi katiyen nefes etmiyorum. Şimdi yatakta hasta ve yaşlı bir ka- rim var. Oliyi olsa yine Sudana döne ceğim. Bu aşçı Turgutta geçen gün yemek yedim. Para almadı. Karısı hasta imiş. “Bana üfürük yap,, dedi. Ben kabul etmedim ve: — Katiyen yapamam. Çünkü hü - kümet menetti, dedim. O bana elli kuruş verdi. Biraz sonra da memur- Jar yakaladılar, Hacı Bekir, geçen sene de ayni suç Ja yakalanmış ve muhakemesi yapıl- mıştı. Müddelumumilik Hacı Bekiri meşhut suçlar nöbetçisi Sultanahmet sulh birinci ceza hâkimliğine vermiş AĞIRCEZADA: Üç Suçlusu Bulunan Bir Ihtilâs Davası Dün ağır ceza mahkemesinde bir sahtekârlık, ihtilâs ve ihmal davasma başlanmıştır. Davacı telefon idaresi dir. Davanın fkisi mevkuf olmak üze- re Üç te Suçlusu vardır. Mevküfler telefon idaresi tahsil memurlarından Hasan Basri oğlu Adille, tahsil âmiri Hüseyin oğlu Cemaldir. Amirlerinden İsmail oğlu Lütfi de gayrimeykuf o- larak mahkemede bulunmuştur. Suçluların daha evvel ayni suçlar- la bu mahkemaya verilmiş ve muha- kemeleri başlamış başka dosyaları ol duğu için, mahkeme suçların bir ve ayni mahiyette olmasını nâzarı itiba re alarak davaların birleştirilmesine karar vermiş ve muhakemeyi başka bir güne bırakmıştır. Beraeti İstendi Dün ağır ceza mahkemesinde va-! zifesini şulistimal ettiği iddia olunan | Galâta polis komiserlerinden İbrahi- min muhakemesine devam edilmiş, bazı şahitler dinlenmiştir. Müddelu- mumi Ahmet Remzi iddiasını söyliye rek isnat edilen suç sabit olmadığı İ- çin beract kararı verilmesini istemiş- tir. Muhakeme karar için başka bir idari bir mahzur yoksa mühürlenmiş 11 evin tekrar açılmasını bildirmiştir. Bir Yavru Kaynar Su İle Haşlanıp Öldü Müddetumumil 5 dün bir ölüm tak kikatile meşgul olmustur. Feriköyün de Avukat caddesinde 142 numaralı €vde oturan Bay Mehmedin 10 yaşın i |daki kızı Nebahatle 3 yaşındaki oğlu İsmail evvelki gece evde komşuların dan Mahmurenin çocuklarile oynuyor larken, sobanın üstünde bulunan bir teneke sicak su çocukların üstüne dökülmüştür. İkisi de yaralandıkları için Şişli çocuk hastanesine kaldın. Bay Nizam Ünlü ve sergi nişanı Brükselde açılan milletleraran nü- rune sergisine Beyoğlu İstiklâl cad- desinde Nizam Ünlü müessesesi tara- fından gönderilen #por tip caketler çok takdir edilmiştir. Sergi komitesi | kesiliş ve dikişteki inceliği nazaridik kate alarak Nizam Ünlüyü, serginin | bu şubesindeki mükâfatların en bü-| yüğü ile taltif etmiştir. Komite bir diploma ve bir sergi nişanı vermiştir. —— teessiren dün ölmüştür. Müddeiumu- milik tabibiadil knver Karanı cesedi musyeneye memur etmiştir. Verile - cek rapora göre tahkikata devam edi- mışlardır. İsmail aldığı yaradan mü- CLAUDE BUGÜN EĞLENMEK - GÜLMEK - ZEVKLİ 2 SAAT GEÇİRMEK İSTEYENLER COLBERT tir. Hâkim kararını bugün verecektir. | güne bırakılmıştır. ve İLKBAHAR tecektir. TTE lâde film birden SERGÜZEŞT filmi ve JOHN BOLES 2 film birden Haftanın en güzel ve en fazla mssikili ilemi Fransızca sözlü MANMMMMMEERA, Yalmiz Semin için müzikal SAKARYA sineması seyircilerini son derece memnun etmektedir. Bilhassa baş rolde bulunan GRACE MOORE tatlı ve muhrık sesi ile gayet nefis şarkılar taganni etmektedir. Sahne arkadaşı: GARY GRANT dır. İlâveten: PARAMUNT JURNAL GÜZELLİĞİ çok güzel bir SILLY SENFONİ Gayritabii hâdiseler hep onun başına gelirdi. O ka- dar zeki, o kadar akıllı, ve kabiliyetli idi ki, sergü- zeştlerini öyle tabii, basit bir şekle sokardı ki hiç kimse samimi olduğuna inanmazdı. Hayatındaki saf- haları birer, birer hatırladım. Son zamanlarda, Ce- nevrede Cemiyeti Akvamda Habeşistan hakkında verdiği bir nutukta İtalyan delegesini ve Mussoliniyi tahkir ettiği için gazetecilikten çıkarılmıştı. 1943 te İspanyada Cümhuriyet bayrağı yerine asılan krallık bayrağını tesit münasebetiyle, Berlinde Göbelsin nebi matbuata verdiği bir ziyafette bir metrdot dövmüştü. Hülâsa hayatı öyle resmedilecek safhalar- a dolu idi ki, bunların bir kısmında kendini tama- men kaybeder, diğerlerinde de mücadele için bütün kuvvetini seferber ederdi. Ekseriya bana kızardı, bu- na rağmen kendisini en çok anlıyan ben olduğumu söyliyerek, sık sık beni görmiye gelirdi. Kamyondaki kavga bitmişti. Guadarrama'ya hare- ket etmezden evvel, kaldırım tamircilerinin kulübe- $inin tam karşısındaki yolun tam ortasında yatan nâ- şına son defa baktım. Ve arkadaşlarıma: — Onu tanıyor musunuz? dedim. — Kimi? — Fernandez Alvar'ı. Ölünün yüzü bize doğru dönmüştü, kolları açıktı, kendine has birtavrı vardı ve bize: — Şimdi bana inandınız mı? eee ne isti- yorsunuz” Der gibiydi. Arkadaşlarımdan biri: — Bu “Wilken,, kararnamesini imzalıyan mıdır? — Evet. Bir diğeri de birşeyler söyledi, fakat mötürün ve bombaların gürültüsünden ne dediğini işitmedim. Tekrar sordum: — Ne diyorsun? Daha yüksek sesle tekrar etti: — Çürük bir yumurta, dedi. © Bunu bir hürmetsizlik eseri olarak değil, fakat mu- —i:— Onun hakkında daha konuşabilirdik, fakat artık son evi geçmiş, düşmanın tamamiyle görebileceği bir yere gelmiştik, artık konuşmak mümkün değildi. Ke- ilmeler boğazımızda buz tutmuştu. Fasıl: V ” “Kırmızı ve Siyah Harp Önümüzde giden kamyon, üzerine düşen bir bomba ile devrildi. İçindekiler bir hendeğe yuvarlandılar. Bombardıman gürültüleri içinde, hendeğe diişenlerin kahkahalarını işitiyordum. Bu gülüşmeler bir kah- ramanlık veya soğuk kanlılık delili değildi. Bunun menfi bir tarafı vardı. Bununla beraber bü kahkaha» lar belki harp için beslenen hislerin sıhhatli bir spo- ru, belki de her vaziyeti ciddiye almak ve ona lâyık olduğu kıymeti vermemek kabiliyetsizliğini ispat edi- yordu. Bizim kamyon da durdu, düşman, gayesine hiz met için bu fırsattan istifade etti. Şarapnel başımı: zan üstünden geçti. Yolun üstünde patlıyarak toprağı deldi. Kavak ağaçlarının yaprakları dallarından ko- parak bir yağmur gibi üstümüze yağdı. Her bomba bizi bulmıya çalışıyor, fakat bedbaht bir (sabetsiz- likle etrafımıza düşüyordu. Etrafımızı saran top ses- Terini duyunca hepimiz yere atlamış, büyük bir ni- re kadar önümüzde parçalanan kamyondan çıkan ar- zamsızlık içinde dört bir tarafa dağılmıştık. Elli met- kadaşlar duruyor, kendilerini bir türlü topliymıyor- lardı. Bu kahkahaların içinde ölümün nefesi vardı, yerleşmişti, Şimdi ateş hem nden, hem de etrafımızdan ge Jiyordu. — Arkadaşlar, onlara yetişelim, Düşman bataryaları 15,5 luk bombalarını arkamız- dan bize tevcih ediyor, kasabanın giriş yolunda, yol- ların çarpıştığı yerde bizi bulüyor, biribirimizden a- yırmıya çalışıyordu. Diğer kamyönlar da yolun üstü- ne geldiler, fakat kaldırım tamircilerinin kulübesi ö- nühe gelince durdular, ilerliyemediler. Etraftan ge- len tüfek sesleri kulaklarımızdan rüzgâr gibi geçi- yordu. Kamyondakiler indiler, bu Kurşun dalgaları içinde yanımıza geldiler. Muhtelif renkte kemerler taşıyan mavi Mono'lar (işçi gömlekleri) saplârına kır- mızı kurdeleler bağlanmış tüfekler, mavzer- ler, genç, ihtiyar çehreler, U: G.T. ve C, N. T işçi- leri, Fakat tek bir adım bile atmiya imkân yoktu. Yö- rümek, düşmanın hâkim olduğu bir vaziyette kendi- ni düşmana teşhir etmek demekti, tıpkı dar bir 80 kakta sizi ateşe tutan.evin balkonu altından geçmek gibi bir şeydi. Buna rağmen biz ilerledik. Hiç kimse beyaz bir şerit gibi uzanan yolu bırakıp dağa tırman- miyor, herkes yeşil bir deniz gibi uzanan yeşil çam- lıklara; meşeliklere uzanıyordu. Bomba yağmuru yol dakileri kırıp geçiriyordu. . Beyaz . asfaltın üstünde genç vücutlar yatıyor, iskeletleri kalmış kamyonla- örn ei e insan ye ay Kam- #8 TÜRK SİNEMASINDA © Sinema yıldızlarının en güzeli Aşk filmlerinin en güzeli Bugün saat 1 de Matine MELEK Sinemasında ROBERT YOUNG ve MELVYN DOUGLAS tarafından Fransızca sözlü olarak yapılan PARİSTE BULUŞALIM nefis ve mükemmel filmi görmelidirler. Ayrıca: Paramount dünya haberleri. Bugün İ PEK Sinemasında 1) Spencer Tracy - Franchot Tone | ve Gladys George tarafından SİLAH KUVVETİ Heyecan - Müdhiş ve muazzam Fransızca sözlü şaheser, Suvare saat 8,30 (MEKSİKA GÜLÜ Baş rollerde: GLADYS SWARTHOUT — İNuts vals, 22,15 Ajans haberleri, Plâkla sololar, Opera ve operet 22,50 Son haberler ve ertesi günün pr mi, 28,00 Sön. Ankara Radyosu: Öğle neşriyatı: Sant 1330 Karışık plâk neşriyatı Pik: Türk müsikisi ve balk şarkıları 18 Dahili ve harici haberler, Akşam neşriyatı: Sant 10,30 Plik neşriyatı, 1825 Çi lara masal; (Küçük Ali), 19,15 Türke İkisi ve halk şarkıları, (Servet Ağnan arkadaşları), 20 Seat ayarı ve neşriyat, 20,15 Türk musikisi ve halk Kılar, (Hikmet Rıza ve arkadaşları), 24 Konferinis, (İsmet), Vakıftarda teni ve bunların kanun! tasfiyesi), 21,1 Sti salon orkestrasi, 1 Sidney Jenet Giesha 2 — Chopin Pour Vots Les 4 — Rachmaninow Eleme, 4 — Cweite ftallenisehe Suite, 2200 Ajans berleri, 2215 Yarınki program HAFİF KONSERLER: 7.10 Berlin kısa dnleas: Şen hatta 96“ mu konseri (8.15: Devamı). (030: Ben) do muzika). 1030: Klâsik dans musiki” st. 11 Neşeli plâk musilcisi, 17: EnstrÜ” mental kabare. 13 Hafif musiki kı (4.16: Devamı). 13.10 Bükreş Ender W #ilen serler (piikla). 14.25 Bükreş: pir #usikizi (plök). 1745 Berlin kısa dak gas İş sonu konseri. 18.05 Bükreş: A keri bando. 18.15 Berlin kısa dales$” Plâk konseri. 1880 Berlin kısa dalga” İş soru konsert, 19 Brstisleva: Mu Macaron neşriyat 21 Viyana: Bilene” M büyük konser, 21.10 Peşte: Plâk kon” seri, 21.80 Berlin kısn dalgası: Danslı müsikili program, 22.10 Bratislava orkesieusı. 2285 Peşte: Cizan orkesizöi) 41, 2245 Bükreş: Akşam konseri, OPERALAR, OPERETLER: 2835“ Peşte: Opera orkestrası, RESİTALL VE RA em Gks. 19-15, Berin kısa dalga tı har şurkıları, 20 Berlin kısa dalgası: şarkıları. 20.10 Viyana: Piyano konseffi (Beethoven) 2045 Berlin Xüza Ksilofon söle. DANS MUSİKİSİ: 21,48: Bükreş: 23,40: Prag. PP 18 Nisan Pazartesi Akşamı Saat 21 de fransız Tiyatrosunda En büyük piyano üstadı LFRED CORTOT Nu “KONSERİ” nu mütemadiyen bağırıyordu. Öğleye doğru yolda iki ölü asi nefere rastladık, bü da bize düşman hududuna geldiğimizi gösteriyordu. Burlları biz öldürmemiştik —gelinciye kadar tek bir kurşun bile atmamıştık-. fakat aşağıda, kasubada dört top bataryası vardı ki mütemadiyen ateş edi” yordu. Daha İleriye gitmek İstedik, fakat aramızda iki kişi düştü, bizler de kendimizi yere serdik. Düş- manı görmüyorduk. Dört bir tarafımızdan kurşun yağdığı için düşmanın nerede olduğunu bilmiyorduk. Bizim toplar da susmuştu. Yukarıya çıkmak, aşağı" i daki kamyonlu temasımızı kesmek demekti. Düşmü” nin her saniye kamiyonları parçalamsı muhtemeldi. | Ya kumanda nerede? Kumandanlar ne yapiyor”! lardı? Biz niye buralara lldersiz gelmiştik?. Erkâns Harbiye bize niye malümat vermemiş, müdafaay! kolüylaştıracak, az kan döktilmesine sebep olacak, teknik malümatı niye bizden esirgemişti? Belki, a“ ker muhlazam, mekanik asker olmayınca, âskeri tek” nik malümat verilemezdi. Bunlar belki de dülgere köylüye öğretilemezdi. Fakat ne olursa olsun, bU harpti. Profesyonel olanların bu harpte meslekleri namına olsun bir alâkaları olması gerekti. Belki bV son günlerdeki hâdiseler onları şaşırtmış, hâdiseleri” alacağı şekli beklemiye karar vermişlerdi. Fakat en rivakileri beklemek hücuma geçenlerin zaferini t€ min demekti, Düşman cephesinde tek bir nefer, zabitinin em$ olmadıkça hareket etmiyordu. Bu disipline karşı bi zim bütün mukavemetimiz heyecanımız, işçinin, teri carın, memurun, sanatkârın serbest teşebbüsü, elin” deki tüfekler, içi yarı yarıya boş mühimmat kamyof” larıydı, Cepheye giderken hiç kimse yanına bir (8 yemek ve bir matra su almayı düşünmemişti. Herkei yalnız bir tüfek, içinde büyük cömertlikler saklıy&” bir kalb getirmişti, ve yüreklerin içine saklanan P çömertlik bombaların içine saklanan ateşten ds!

Bu sayıdan diğer sayfalar: