19 Nisan 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

19 Nisan 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

mn Bugünkü Hindistan: Perde Kadını Hindistana Hizmet Edebilir mi? kşam (çaylarında OEnsa- rinin salonuna bir çok kadın toplanır. Bu toplan» uda hem açık, hem kapalı kadınlar vardır. Bunlar her sini- fa mensuptur, Prenses, sosyete ka- dını, içtimai işlerle uğraşanlar, sa İre vesaire,. Bunlar arasında hattâ “briç” partilerine en çok zamanını Sarfedenler olduğu gibi, köylerde Yaşıyanlar da vardır. Fakat hepsi- nin bir emeli, bir vazifesi vardır. Bu kadınları kısaca iki sınıfa ayi- rabiliriz. Feministler. Bunların €- hemmiyeti Hindistandan ziyade ha riçtedir. Ekserisi sosyete kadınıdır, Sdebiyata meraklıdır. Bu tipi baş- ka isim ve kıyafetlerle Londra ya- hut Nevyorkta da görebilirsiniz. Hindistanın en çok ehemmiyet verdiği kadın örneği - meşhur yahut tanınmamış - siyasi, içtimai, iktı- sadi teşekküllerde çalışanlardır. Hepsi iyi ingilizce söyler. Bir kıs mi hariçte Uluslararası kadın kon feranslarına da iştirak eder. Müs- lümanların en meşhuru Begum Shah Newraz'dır. Uzun boylu, zarif ve güzel bir kadındır. Londradaki son İngiliz - Hindistan yuvarlak masa Konfe- Tansındaki tek Hintli kadın delege İdi. Onun iki emeli vardır: Birt Tin distenın kadınları vasıtasile bütün memlekette bir birlik yaratmak, öteki Hindistanın istiklâli, Bunu Eörmeden ölürse güzel siyah göz- leri açık gidecektir. Bundan sonra da erim Wir gayretle kadın huku- ku için çalışır. Çok kuvvetli müs- hr. İslâmiyetin kadına bü- Yük hukuk verdiğine inanır. Türki Tenin inkılâp sahasında kadınlığa Verdiği büyük haklardan hayran- hkla bahseder. Az farklarla, Hindu, Parsi ve Müslüman, birçok bu nevi kadına Delhide tesadüf edebilirsi- Öteki sınıf kadın umumiyetle ahatma Gandinin ideali etrafin- toplanmış ve fiilen hizmet eden &yni zamanda ekseriyeti teşkil e- n genç kadınlardır. Bunlar evve- kıyafetlerile ayrılırlar. Biçim iti © Harile onlar da ayni (sari) ye sarı- > Mir. Fakat hiç biri ipekli giymez, takmaz. Ayaklarında yerli © Sandallar vardır. Yani Hindistanın #kseriyetinin giydiğini giyerler. Bunlar. (Feminism) diyince tebes- tüm eder. Onlar için Hindistanın kadini erkeği ayrı değildir. Yöksel Mlecek, hizmet edilecek bir millet Yardır. Cins meselesi mühim değil «çe Hepsi bir teşekkülde, bir kısmı kg (tâ milyoner kızları - köylerde “Ylüler arasında yaşar. Mektep pocandır, doktordur, yerli bez ya- Bt eşya yapmasını öğreten ve bu Maya pazar bulan teşekküllerden Birinde çalışırlar. akit buldukça kadınko- lejlerini de (gezdim. (La- İrwin) in tesis ettiği klej ba- ca Aperikayı çk hatırlattı. Ayrı- Dia meselesile uğraşan bir şu- yardı oraya bir - evli o kadın Kalori, vitamin o Jâ- ag a Sık işitiyorsunuz. Orta, ya tasi sek bir ailenin yemek lis- 5, *2€ en son ilmi nazariyele- be anlatırlar, Gıda meselesi- Pübesi Pm in nasıl başlıca bir dm, Tag unu daha sonra öğren Yesiay,. 57 Hardin Koleji kız tıbbi- Hadim, Pa, © gezmiye vakit bula Miye mayt talebe beni evde gör Blbenin er Bizim kadın tıbbiye Pa kadın, m Yahut herhangi Avru Sadaçe, İz 9P talebesinden farkları heç “etlerinde, İm, Biri İki klüpten bahsedece- arının, ye ve meslek kadın- Sük bir ay müslümanlar kü- hangi bi, Alliyette, Bu klübün her cn fari, Amerikan kadın klübün- Azasının tamamen meslek dy da Pinçap hükümetinin si; G4 ı Yazan: ; / ö iri Halide Edip: Üs üne e9 larından Begüm Şah Nawaz Kongre Partisinin hükümeti eline al dığı eyaletlerden birinin parlâmen- to reisi: Begüm Aziz Rosol Eyalet siyasi müsteşarlarından Hansa Mehta ve idesl bakımından zamanlarını memleket, bilhassa halk için sar - fetmelerinde. Biri “Perde klübü' Burada ayrıca konuşmam için ter- tibat slan merhum Mevlâna Meh- met Alinin karısı Begüm Mehmet Ali idi. Bu kadın muayyen bir müs Jüman kadıni örneğini temsil etti- asi müsteşar. arkasında çalışalım”, diyen yaşlı Sınıfın başındadır. Sokak kıyafeti, bizde Meşrutiye- tin akabindeki orta sınıf kadınını hatırlatır. Yüzünde peçesile umumi hayata iştirak eden sınıf, Begiim s0- kakta da Türk kadınının çarşafını giyer, peçesini kapar. Konferanslarda iki sınıf kadın gö rüyordum. Biri erkeklerle beraber salonda oturanlar, öteki kafes arka sındakiler, Begüm bunların birile oturmazdı. O çarşaflı olarak sahne- de erkekler arasında oturuyordu. Perde klübünü ziyaretim beni çok düşündürdü: Birçok muhteşem kıyafetli kadın vardı. “Açılmak nak mı?” meselesini bir tarafa biraktım. Fakat bu klübün halk için faydasını göremedim. Muayyen günlerde toplanıyor, say içiyor, pasta yiyor dağılıyor- lar. Misafir geldikçe konferans olu yor ve azalar şiir okuyorlar. Hal- buki burada fıkara halk için sınıf- Jar açmak, çocuk bakımı, ev işleri, elişleri, okumak yazmak öğretmek kabildir. En kısası, müslüman kadın da dinle peçenin hiç bir münasebeti * olmadığını anlayabilir. Ne bakım- dan olursa olsun, kadının ilk bü yük vazifesi cemaatine, milletine analık etmek, hizmet etmektir. Hal buki burada halka hizmet eden te- şekküllerdeki kadınların çoğu Hi- ristiyan, Parsi ve Hindu. Müslü. manların ekseriyeti garplaşınca sırf oranın süs, eğlence tarafını'alıyot, muhafazakâr ölürsa zamanla hiç münasebeti olmıyan, bulunduğu muhite hizmet ve faydası dokuna- mıyan sıkı bir perde arkası hayatı sürüyor. Keyif Verici | Zehirler (Başı 6 ncıda) hesiz ki, faydalı bir tedbirdir ve e- sasen bu gibi ilâçlar. memleketi- mizde çok sikı bir kontrole tâbi bu- Tunuyor. Uyuşturucu zehir kaçakçılığı hiç bir salgınla kıyas kabul etmez. Ti- fo öldürür, aşısı yapılır, korunulur, İyi olduktan sonra da kimseye 2a- Tar vermez. Fakat, uyüştürucu z0- hir beyni kemiriyor, seciyeyi yıkı- yor, insanı insanlıktan çıkarıyor ve bir cemiyetin mânevi şahsiyeti- ne kastediyor. Böyle'bir bozgun- culuğun karşısında ne yapılmak lâ zım geleceğini benim söylemekliği- me ihtiyaç yok. Görünen köy kıla- vuz İstemez.,, * Üstat Fahrettin Kerim sözlerini bitirmişti. Onun apaçık söylemek istemediğini, bu yazının başında ben söyledim. AKıl düşmanlarına karşı açılan mücadelede en ağır ce- yaları vermekten çekinmemek lâ- zım! ——— NİKSARDA: Elektrik Tesisatı Tamamlanıyor Niksar, (TAN) — Belediye reisi Hakkı Taşdelen, son Ankara seyaha- tinde 12 bin liralık bir istikraz te- min etmiştir. Bu para ile evvelâ in- ği için ondan bahsetmek zaruridir. | saatı bitmek üzere olan yetmiş bey- Hindistanda bir “açılmış” bir de İgir kuvvetindeki elektrik santralı ve “perde” sınıfı kadın olduğu gibi | tesisatı ikmal edilecektir. Kalanı ile bir de ikisi arasında bocalayan bir İde mahalle aralarındaki * yollardan sınıf vardır. Bu sınıf henüz kararı. |en harabilerinin tamirine başlanıla- nı vermiş değildir. Onlar için me- caktır. ii katını Je şudur: “Acaba perde kı Hindistana hizmet edebilir mi7 Per devi terketmek islâmiyeti inkâr et- mek ölür mu?” Begüm Mabet AN endir. kararını 'erde A LL Bir milletin kuvveti ve saadeti çocuk. lar ve terkedilmiş yavrulardır. Bunları kenadınız altına aliriz. ga TAN Şu Garip Dünya: Namuslu Kızlara Mükâfat Peştedeki kadınlar cemiyeti, her sene, en namuslu genz kıza, 20 bin franktan yukarı olmak üzere, ikra- miye vermektedir. 1937 senesi son- larında araya, araya en namuslu o- larak 19 yaşında Elena Zaçesku is- minde genç bir kız bulmuşlar ve bü- yük namus ikramiyesini ona vermiş) lerdir. Fakat, ikramiyeyi aldıktan biraz sonra, Elena, babasız bir çocuk doğurmAştur. * Talihli kadınmış İ Londrada, 63 yaşında Bayan Edit Meri, geçirdiği bir ameliyattan son- ra bir sahil şehrine seyahate çıkmış- tır. Bir gün, gezerken, esen şiddetli bir rüzgâr, kadını denize düşürmüş- tür. Bereket versin ki, kadının giy- diği elbise çok uzun etekli olduğun- dan, rüzgâr etekliğini şişirmiş, ve kadın, suyun üstünde bir balon gibi ) kalmış, boğulmaktan kurtulmuştur. * Cezayirde bir düğün Cezayirde Si Mohammed isminde bir genç, Üniversiteyi ve asker! ti bitirmiştir. Çok zeki olan bu genci, bütün a lar seviyormuş. Sİ Mohammed, tahsil sırasında, çok gü- zel bir kızı olan profesör Si Smayd'in | evine sık sık digermiş. Kız, liseyi bi-| tindikten sonra, Üniversiteye devam İederek felsefe tahsil ediyormuş. Si İ Mohammed, siyah gözlü ve kıvırcık kısa saçlı olan bu kıza âşık olmuştur. Nibayet düğünlerine, Araplardan baş İka Fransızlar da iştirak etmişlerdir. * Çocuk sevgisi İtalyada Lina Bonzini isminde bir kadın, doğuracağı zaman, kenditine ağır bir ameliyat yapılması lâzım gelmiştir. Bu ameliyatla, karnında kemale gelmiş çocuk kurtarılabile - cek, fakat ananın hayatı tehlikeye gi- recekmiş. Gebe kadın. 8 Zi olmuş ve neticede, çocuğu kurta- rilmiş, kadın ölmüştür. eliyata ra. * 500 sene hapse mahküm Amerikanın Teksas hükümetinin Huaston kasabasında Bayan Lili Kurpis isminde genç kadın, 9 çocu- ğunu birden öldürmüştür. Mahkeme, kadını 500 sene hapse mahküm et miştir, # 189 defa tevkif edilmiş Kaliforniyada Venis kasabasında Fred Marin namında biri, son iki se- ne içinde 189 defa tevkif edilmiştir. Suçu ekseriya hırsızlıkmış.. Son de- fa bir saat çalarken yakalanmıştır. Ayni zamanda, Fred çök içki içen bir adamdır. | VİYANA MEKTUPLARI: Plebisit in rey verenlerden bir grup sandık başında Şimal İstasyonu | Holünde Son Seçim Nutkunu Dinlerken... Viran. (Hususi muhabirimizden) — Öğleden sonra hava büs- bütün bozdu. Hararet sıfırdan aşa- ğı 5 derece ! Kar artık Jâpa Mpa ya dıyor. Sokaklarda gezenler pek az. Cumartesi olduğu için dükkânlar öğleden sonra kapalı. Yalnız cad- delerde kamyonlar, otobüsler için- de “S, 8.” ler ve “S.A.” lar vızır vızır dolaşıyor. Bir de “Hitlerjun- ge” yani Hitler gençleri! Bunlar sekizer kişilik saf halin- de şarkı söyliyerek gidip geliyor- lar. Bu gençlerin arasında 50 - 60 yaşlarında olanlar da var. Lâcivert elbiseli, beyaz yün çoraplı kızlar da saf halinde resmi geçit yapıyor- in binlerce genç kız ara- si bilecekler parmak la gösterilecek kadar az ! Anlaşılan Viyana güzellerinin bugün Yapa” cak başka işleri var. Bu hava içerisinde akşam oluyor. B. Hitler, saat 8 de eski Şimal is- tasyonunun bolüride son nutkunu söyliyecek. Ağır ağır oraya doğru gidiyorum. İstasyonda Pratere gi- den cadde baştan aşağı kartalı sü tunlarla donanmış, büyük projek- törler binanın methalini aydınlatı- yor. Bu methal baştan aşağı kırmı- .zı bir kumaşla örtülü ve üzerinde yaldızlı kartalla gamalı haçı taşı- yor. Kapıda iki sıra siyah ünifor- malı, miğferli Alman askerleri, Halk içeri girerken kollarını kaldı- riyor: Hell Hitler" “Ben de bir “Hell Hitler” diyip geçiyorum. Yüz elli metre uzunluk- İa, seksen metre genişlikte büyük bir salon. Bütün zemine tahta Sira- lar döşenmiş, cehennemi bir kala- balık. Salonun arka taraflarına doğru bir köşeye sıkışıyorum. Bü- tün duvarlarda çepeçevre yirmi, o- tuz metre boyunda bayraklar. Salo- nun tavanı bezle örtülerek üzerin- deki camekân gizlenmiş Arka ta- rafa yeni bir balkan yapılmış! Kar şıda yine bir balkon. Bu balkonun arkasında kırmızı bir örtü ve üze- rinde gamalı haç. Balkonun önünde Hitlerin nutku nu söyliyeceği kürsü, Tam sekizde Führer geliyor. Beş bin kişiyi ge çen halk yerinden kalkarak bir a- Bızdan bağırıyorlar: '— Sieg Heil' Sieg Heil, Bu nidanın âhengi Muharremae Acemlerin göğüslerini yumruklıya rak çıkardıkları sesi andırıyor. Bu döğünme beş dakika kadar sürdük ten sonra sükün bulüyor ve Führer nufkuna başlıyor. Yüzüne çevrilmiş kuvvetli pro jektörlerin aydınlığı altında sabah ki gibi ağır bir sesle ve dane tane İZMİRDE: söylüyor. Gayet âçık ve basit ko- | nuşuyor. Hâtıralarından, Almanya- İ man başma geçtiğinden beri yaptığı işlerilen bahsediyor. Halin içerisin de her beş metrede bir konmuş o- lan hoparlörler Hitlerin sesini bü- yülterek halkım kulağının dibine kadar yaklaştırıyor. İlkönce ağır ve heyecansız başlıyan sesi biraz son- ra şiddetleniyor, sivriliyor ve Füh- İzmir, (TAN) — p graf — Posta ve 'Tel ğ idaresi, İzmir fuarına ait ve seri haz linde bir milyon adet maktadır. Bunların üzerinde İzmir manzaraları bulunacaktır. - de geceleri eğlenceleri rerin sağ kulu şiddetle kalkıp in- miye, yüzü resimlerdeki biraz kor- kunç mânayı almıya başlıyor. Nu- tuk, halka yavaş yavaş tesi- rini gösteriyor. İlk (alkışlar. dan sonra, Führetin sözleri ikide bir, hattâ cümlelerinin yarısında kesiliyor. Halk ayağa kalkarak çır pınmaya başlıyor: “Wir dank'n unserem Führer'” Nutuk başlıyalı yarım saat oldu. Hitlerin sesi yavaş yavaş kısılıyor, boğazında gıcıklar peyda oluyor. Bütün bir hafta her gün saatlerce lâf söylemekten yorulan boğazı, nut kunun şiddetine bazan isyan edi: yor. O da bazan alkışlanması icap eden bir cümleyi fırlattıktah son- Ta naikın âlkışlarını bekliyerek İs- tirahat ediyor. Halk dinlemekten, kendi söylemekten yorgun! Dinli- yenler nutkun mânasından ziyade söyleniş tarzile ve kendi takdir ni- dalarile alâkadar. Onun için bu ni- daların uzamasından iki taraf ta memnun. K itler Almanyada yaptıkları nın hikâyesini bitirdikten sonra Avusturyaya temas ediyor: 4 “— Herr Schuchnigg'den daha z içindir ki bura- a Bir ay evvel Şuşniği alkışlıyan- lar, Hitlerin bu müstehzi cümlesi- ni yine yaşalar ve teşekkür nidala rile karşılıyorlar. Führer göğsünü geriyor. Parmağını havaya kaldır- yor: 5 “— Tarih onların isimlerini mu. hafaza edecek midir, bilmiyorum! Fakat benim İsmim. bu memleke- tin on büyük evlâdının adı olarak kaydedilecektir!) k Bu mahviyetkâr eümle yine çıl- gınca alkışlarla karşılanıyor. Nut kuna başladıktan bir buçuk saat sonra Führer, sözlerini bir “Sieg Heil” le bitiriy, Dakikalarca devam eden alkışlar sona erince halk dağılmaya başlı yor. Bütün salonun boşalması ya- rım saat sürüyor, Dışarıda hava hâlâ buz gibil İçeriye girmiyenler kapının önün- de iki saat durarak nutku oparlör de dinlemişler! Herkesin çeneleri | biribirine vuruyor. i Hür Avusturyanın kendi arrusile anavatana iltihak edeceği günün arifesi böylece bitmişti. Avusturya ya yeni gelmiş ensesi tıraşlı, sarı Alman askerleri, kollarına Viyana. H kızlafi takarak, pencereleri kas Tanlık ve bayraksız Yahüdi evleri: nin önünden bağrışarak geçiyorlar, Prater'e eğlenceye gidiyorlar. Gondol Safaları pul bastır. Puarda yapılmakta olan sunj göl gondol saf, enindik tertip ML Ş

Bu sayıdan diğer sayfalar: