22 Nisan 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10

22 Nisan 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Akpınar Köyünün Bütün Kurbanlarını Kadın Ve Çocuklar (Başı 1 incide) — Anam.. Anam.. Nerede? Ihtiyar, verecek covap yor. Yaşaran gözlerini, küçük yavru- dan gizlemiye çalışıyor. Ölüler Gömülüyor bulamı- kpınar, 2 le faciasının en 2- dir. Sekiz yüze yakın ev yı kılmış. Sönen bu ocakların çatıları, sessiz, toprak üstünde duruyor. Dar vadinin içinde bir tek ev kalmamış. Enkaz yığın! sında, yarı belle- rine kadar toprağa gömülmüş köy- lüler, ana, baba, kardeş, karı, evlât onların kalplerinde cıklı ra rün muallimi Bay Refet Türk- öz, facianın başlangıcını anlatırken içini çektiz — Sabahleyin, yıkıntı arasından ölülerini dılar.. onlar daha ta- mamile bitmedi. Şimdiye kadar 52 ö- lü gömdük. Fakat, daha ne olduğu bilinmiyenler var, Tabii, bunlar da enkazın altındadır. Fakat, nerede? Yakın köylerden yardımcılar geldi. ydı, ölülerimizi bile gö- İn çektik. Muallim bunları anlatırken, ya- mmızdan fhtiyarlar, delikanlılar ge- ın yanma gittik. Akpma- basit fakat çok hazin ve sessizce gömüldü. Ölüler mezarlığa bir kağni arabağile taşındılar. Mezar lığın yanıbaşında, beş altı kazanın nde sıcak su hazırlanmıştı. Hemen oracıkta yıkanıyor ve gömülüyordu. Kefenlerden çoğu da yakın köyler- den gelm 52 ölünün içinde de bir tek erkek yoktu. Hepsi kadın, ve çocuktu. Fe- Jâket, Akpınarlıların gelinlik kızları- nı. genç karılarını, masum yavrula- rini ellerinden almıştı. Hepsi Kadın ve Çocuk Köy mektebinin. baş öğretmeni İacinyı şöyle anlattı: Zelzele tam saat 13 ü çeyrek geçe oldu. Çünkü, biz 13 buçukta der . O gün, 23 Nisan bayramı hazırlıkları yapmak üzere, çocukla- Tı ders saatinden on beş dakika evv bahçesinde toplamıştım. e. program Sazırlıklarını anlatmıya hazırlandığım sırada, ani bir gürültü oldu. Gök gürültüsüne benzer, fakat, daha boğuk ve yerin | altından gelen bir gürültü... Ve son- hiçbirimizi ayakta bırakmıyan müthiş bir sullanma oldu. Hepimiz ra yere yuvarlanmıştık. Çocuklara, aya- ğa kalkmamalarını söyledim. Sarsın- tı, bir dakika kadar ve fasılalı ola- #ak iki defa, fakat, ayni şiddetle de- vam etti. Biribiri arkasından çatır- dılar, yıkılmalar, feryatlar, iniltiler duyuyordum. Bu bal, asla arilatamı- yacağım bir manzaradır. Hayat ve ölüm mücadele halinde idi. Sarsıntı biraz hafiflediği ve ayağa kalktığım zaman gördüğüm manzaraya İnana- madım. Beş dakika evvel yerli yerin- de olan köy, bir yığıntı haline gel- mişti. Toprak altından gürültüler gelm yer sallanmakta devam ediyordu. Tari sürülerinin başın da ve diğer işlerinde olan erkekler evlerine doğru koşuyorlardı. Fakat, aranan evler nerede? Ortada bir şey | yoktu ki... Herkes facianın büyüklü- Bünü anlamıştı. Yardıma koşmak lâ- zımdı. Ne yapmalı idim?. Gözüme, meydanda sağa sola koşan, şaşkın, bâşiboş bir at ilişti Hemen ona at- lâdım. Ve Sofular köyüne doğru koş turmıya başladım. Vilâyet merkezi- Zavallı bir yavru, ablasının sırtında korkudan hüngür hüngür ağ'ıyor Akpınar köyünde, bir köylü ae telefon edebilecek en yakın köy bu idi, Telefonda karşıma çıkan jan- darma kumandanma faclayı haber| verdim. Derhal üç doktor gel 26! ajrır yaralıyı otomobillerle Kırşehire naklettiler. Şimdi, ikinci kamy' bekliyoruz. O da geldikten sonra, a- ğır yaralımız kalmiyacak Facia zamanında bütün erkekler işlerinin başında olduğundan kurban lar hep kadın ve çocuktur. Bütün bu evler, bu 200 den fazla ev bir daki-| ka içinde yıkıldı Hiç kimse kımıl. damıya bile vakit bulamadı. Çıkar- dığımız ölüler arasında hazin manza- ! ralar çoktu. Bir annc, memede olan yavrusunu emzirirken, duvarın altın da kalmıştı. Onu, yavrusile beraber İ yanyana toprağın altından çıkardık. Ve yanyana toprağa gömdük. Köyün başmuallimi bir tesadüfe bilhassa medyun bulunuyor: nu — Eğer diyor, facin gece olmuş olsaydı, 1200 nüfuslu köyden © sağ kalan olmıyacaktı. Gündüz bereket versin, 63 çocuk mektepte idi. Bu yavrular kurtuldular. Ve yine (23 Nisan bayramı için bahçede toplan- miş bulunmamız ne büyük bir düf.. Mektebin içinde olsaydık, şim- di, hiçbirimiz sağ kalmıyacaktık..23 Nisan bayramını çocuklar şimdi da- ha çok seviyorlar. Hakikaten, mektebin çatısı oldu- ğu gibi çökmüştü. Köy muallimi ile beraber, köyü dolaşıyoruz. Bir köylü kadın ağlıyarak yanımıza geldi: — Ben o gün Gülsümü, bana yar- dım etsin, diye evde alıkoymuştum. Mektebe göndermemiştim. Eğer mek tebe gitmiş olsaydı, kurtulacaktı, E- | vi temizlerken duvar üstüne yıkıldı, hız evinin enkazı önünde öldü.. Diye bıçkırıyordu Zavalh anayı teselliye uğraştyo- rüz.. Fakat, o, evlât acısile inliyor. Acıklı Manzaralar Akpınarda bir Riza Efendi var. Çok sevilen bu vatandaşın 13 çocu- ğu varmış. Zelzele, Rıza Efendinin karısını ve dört çocuğunu birden al- « O, çalışkan, soğukkanlı, ateşli bir adammış. Fakat, Rıza Efendi ile karşılaştığımız vakit, onu büsbütün değişmiş bulduk: Çökmüş, erimiş bir halde idi. Gözlerinin feri kaçmıştı. Koca erkek, durmadan ağlıyordu. Bir annenin hikâyesi de çok acık- lıdır: Dört yaşındaki çocuğunun ölü- sünü, yıkılan kapının altından ç- karmıştı. Yavrunun vücudu taninmi- yacak bir hale gelmişti, Zavallı ana- yı, ölü çocuğunu bağrına basıp hıç- kırırken bulduk. Etrafındakiler onu teselliye çalışıyorlardı. Fakat, bu yav runun gömülme &irası gelmişti nu, bedbaht anaya anlatmak kabi! muyordu. Zavallı kadın ağlıyor, elin- den ölüyü almak İstiyenleri itiyor, a- » İdetâ isyan ediyordu. Çocuğunu kim- seye vermedi, Birden yerinden fı dı. Olü yavrusu 'kucağında * olduğu halde bir çılgın gibi koşmıya bağla dı. Koştu, koştu... Karşı tepelere tır- mamyordu, Köyün bir kilometre ka- dar uzağındaki mezarlığa gelmişti. Elile bir mezar kazdı. Çocuğunu göm dü. Avuçlarile toprak örttü. Sonra, üzerine kapandı. Feryat ederek ağ- lyordu. Onu orada öylece bıraktık. Muallim, muhtar ve daha birkaç köylü ile harabeler arasında dolaşı- yorduk: Bir yıkintı arasında, aslan TAN Zelzele Fasılalarla Devam Ediyor 22-4-938 Bir Yardım | Listesi | Açıyoruz İLK LİSTE | | KURUŞ Teşkil Ediyor | 8000 2000 Tan müeseesesi o tararından Tan tahrir heyeti tarafından | idare heyeti tarafından | istanbulda Işık İlsesi çocuk ları felâkete uğrıyanlara bir yardım olmak üzere şimdi- ik topladıkları bu parsı müsmesemize yatırmışlardırı | (Fener) | İstanbulun maruf tacirlerinden Jak dö Kalo gelzeleden müteessir olanla- ru verilen çadırlara asılmak Kızılay Cemiyetine ,emlei feneri hedi- 12178 Para yekönu Siz de Veriniz yapılı bir delikanlı gördük. Yeri ka- ziyor, bir şeyler arıyordu. Bizi e rünce, sabit ve durgun bir bakışla öğretmene döndü: | — Bulamadım, dedi, toprak oldu- gunu bilsem ve ümidimi kessem... Amma ölmedi. Sen gördün değil mi? İ © Muallim cevap vermedi. Oradan uzaklaşınca, bize şunu anlattı: — Bu yiğit yapılı genç, karısını göçen sene kaybetmişti. Bir tek ev- lâdı vardı. Onu, kendinden bile se- | kanıyordu. Zelzele olduğu saatte şe- hirde idi. Çocuğu bir duvar altında kalarak ölmüştü. Onu da bu sabah | gömdük. Faciayı, kendisine birden haber vermemişlerdi, Ona, diğer ba- balar gibi çocuğunu aramasını söy- lemişlerdi. Gecedenberi durmadan evlâdını arıyor... Muhtar, içini çekti: — Zavalh aklını kaçıracak, dedi Vadinin içine doğru yürüdük. An- lattılar deş çocu" - Iki kardeş ve bir kat i biribirine gunu oldukları bitişik üç evde 14 kişi oturuy Bunlardan üç evin sahibi. olan'üç efkek hariç, geri kalanların hepsi öl- müslerdi. Hepsi ayni odada idiler. Ve tesndüt onları bir araya topla" mişta. "Toprak altından gelen gürültüyü hâlâ duyuyoruz. Ve yürüyoruz. Ak- pınarın yeşil ve seyden habersiz bir'bahar manzarası arzediyor. Öte tarafta, kocasına ağ- liyan dullar, babalarının taze ölüsü üstünde hıçkıran yavrular içinizi par çalıyor. | li tepeleri her- i Karşı çimenli meydanda, canları- nı kurtarabilenler çuval, yorgan, ba taniye ile birer çadır yapmışlar, ça- dırlar , toprağın altından çı- karabildikleri minderleri .sermişler Minderlerin üstünde küçüklü, bü - yüklü insanlar yatıyor. Akpınar, bir kızıl pınar yas tutuyor. iDiğer Köylerde halinde Hacı Musa köyünden başlıyarak 12-15 dolaştım. Her köy birkaç kurban vermiş. Köyleri dolaşırken, ayaklarımın altında yumuşak bir şey ler hissediyorum: Bunlar, dün me- Wiyen kuzuların, koyunların ölüsü-| dür. Iğdeveli köyüne şafak sökerken girmiştim. Can kaybı — olmadığını söylediler. Köylüler, yıkılan evleri- nin önünde taze ayran yapıyorlar - dı larköyü görünmüştü. Yıkık jandar- İma karakol binası önünde serili ya - taklar vardı. Bina yıkılmış, jandar- ma, açıkta vazifesini görmekte dev. ediyordu. Sofularda da çok şükür, insunca zayiat yokmuş bir ihtiyar geldi: — Geçmiş olsun, baba, dedim.. Endişeli yüzünde acı vardı; — Bizde bir kaza yok amma, de- di, komşu köylerde ölenler çokmuş. Böyle şey hiç görmemiştik. Şu kar. şi tepeye bak. İşte,o tepelerden on insanın yerinden kımıldatamıyaca - | büyüklükte kaya parçaları, birbi- İri ardınca ovaya yuvarlanmıya baş- ladı. Ayakta duramıyorduk.. Şimdi, Yanımıza Jtörlük, Kıribrmaği aştıktan sonra Sofu -| Üniversiteden Bir İlim Heyeti Zelzele Sahasına Gidiyor Kırşehir zelzelesinden ölülerini Maarif Vekâleti, Orta Anadoludaki büyük zelzeleyi tetkik etmek üzere hâdise yerine profesörlerden mürek- kep ilmi bir heyet gönderilmesini dün Üniversiteye bildirmiştir. Rek- nal Fen fakültesi Jeoloji profesörleri olan Hümit afiz Pamir ile İsviçreli profesör Parojas'ı bu işe memur etmiştir. İl- mi heyet Hâmit Nafiz Pamirin baş- kanlığında iki profesör ve iki asis- tandan mürekkeptir. Asistanlar Fu- at Baykal ile Enver Altınlı'dır. Heyet bu sabahki Toros ekspresi» sruca zelzele mıntakasına hare- ket edecektir. Dün kendisini gören bir muharri- rimize, heyet başkanı profesör Hâmit. Nafiz'şon zelzele hakkında şu mühim izahatı, vermiştiri: z iy ki, ii değildir. Merkezini A» nadolunun göbeğinde bulan bu müt- atı, bütün dünya rasatha- fından kaydedilmiştir. Hat i gece Fransız doluda tahn yi Paris rasathane dettiğini bildirmiştir. Sarsılan mıntakalar üçüncü man arazisile birinci zaman arazisin- en müteşekkildir. Arazinin biri es ki, diğeri yeni iki tabakadan m rekkep oluşu aralarında fay denilen kırık tabakaların mevcudiyetine se- ben olmuştur. En yakın ihtimal ile iylüyorum. zelzele bu kırık tabaka ların oynama tir. Yoksa, sa zelzele mev; unan z0- ından hüsüle gelmiş» mızdaki jandarma Abdullah: çök ölü Akpınarda var, de n İsham Hocaya rak yarılmış k Su fişlarıyormuş Sofular köyünün bütün kadınları da uğra ve evsiz, barksız kalan ciyar köylülere | hiç durmadan ekmek (yapıyorlar Köyün meydanında bir göç manzara- sı var, İdirlar kurulmuşu Metin ve ça hükümetin açtı şkan Türk köylüsü yardım kucağının ği içinde avunuyor, Az ileri- evvelki gün çöken evinin temel- leri üzerine, bir köylü, yeni çalışıyor. i olan İshak Hocalı köyün - de, hemen bütün evler yıkılmış. ya- rılmış yerden, bir insan beli kalınlı- ğında akan sıcak su, bir yeni sarsın- tı ile ortadan kaybolmuş. Yollardaki yarıkların kilometre -| lerco Uzananlarına ve bir su arkı ge- nişliğinde olanlarına rast geliyoruz. Facia yerlerini dolaşırken, bozulan sile yuvalarının matemi dağlara çökmüş gibi, akşam oluyordu. Akpı- nar köyünde, gözümün önünden hiç gitmiyen 6 yaşındaki Ayşenin halini hatırlıyorum 6 nüfustuk.. Bir ben kaldım Arissız, babasız ne yapacağım. diye hışkırıyordu... radyosu da | Eşyalar ortaya yığılmış, ça- |” sağ kurtulan bir bekliyor Profesör Hâmit Nafiz Pamir çbir alâkası yoktur. Vİ hâdise ile ? * İkanik olsaydı zelzele bütün düny) sarsmaz, mevzii kalırdı. Sarsılan mıntakada açılmış ob çatlaklardan çıkan sıcak suları V kanik bir hâdiseye atfetmiye imki İyoktur. Malümdur ki, arzın her * metre derinliğine gidildikçe sula sıcaklığı bir derece artar. Çıkan İların hararetini ölçerek sarstı! kaç metre derinlikte vuku buldu! nu da bulmak mümkündür ki, P bununla uğraşacağız. Ilmi heyeti or: birçok larla hey İkuduğumuz köy isimlerini haritf dan inceden inceye tetkik ettim. B' lar bir hat üzerine sıralanmışla! Bu' hatlara tektonik hat derler Anadolunun bu mıntak le kırık hatların mevcud ler/e meydana gelen yal nlardır. Gazetelerde 9 meydana çıkaracaktır. Hâdiseyi * İrinde incelemek üzere Avrupa Vi İ Amerikadan bazı ilm! heyetlerin # İmesi de çok muhtemeldir. Zir ” zelzele Anadoluda son bir asır |fında görülen ( deprentilerin müthişidir Ne İstanbulun meşhur 305 #5 lesi, ne 1912 Mürefte, 928 İzmir: * Marmara, zelzeleleri bununla m yese edilemez. Zel da bu m âfet zelzele” derler. ntakasının b tasım yapacağız. Bizzat yapacağı. tetkik ve snketlerle zelzeley şiddette hissetmiş olan noktala” pit ederek ve bunları biribiri? lıyarak zelzele merkezini bulrsf İcağız. Neticede bir eser hazırlıY” ve icap ederse toprağın bugünki #iyetine göre, bundan sonra M, mel zelzelelerde inşaatın MÜ İmertebe a2 müteessir olması Kİ gibi tedbirlere ihtiyaç olduğun” pit edeceğiz.,, l rada, zelzele

Bu sayıdan diğer sayfalar: