29 Nisan 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

29 Nisan 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Burada yenip Estonyada yenildiklerimiz “ Umumi Tasnifte Tek f Dünkü nüshamızda da yazdığımız gibi Avrupa güreş birinciliklerine gi den milli takımımız içinde Çöban nis beten yüz güldürecek bir netice elde etmiştir. Güreşlerde finale kalan ye gâne güreşçimiz Çoban, Danimarka- hı (Lârsen) ile Alman (Ehret) i tuşla 4 yendikten sonra evvelki gece Eston- ” — yah (Kotkas) a ve ondan sonrada > ikincilik için güreştiği İsveçli (Ni - man) 4 tuşla yenilerek Avrupa üçün cüsü olmuştur. Çobanı bu iyi neti- ceden dolayı tebrik ederiz. Umumi tasnifte tek puvanla altıncı olduk 'Tallin, 18 (A.A.) — İkincilik ve ü- güncülük için yapılan güreşte İsveçli Niman Türk Çobanı 12 dakika 54 sa © niyede tuşla yenmiştir. r Avrupa güreş.şampiyonası müsa- bakaları bitmiştir. Ferdi son tasnif! ön s6 Kiloda! © — Birinci: Perunen - Finlândiya © © İkinci; Pettersen - İsveç Üçüncü: Sehmitz - Almanya 61 Kiloda: Birinci: İhlajamaki « Finlândiya İkinci; Suensson - İsveç Üçüncü: Solsvik - Norveç 66 Kiloda: Birinci: Koşkelo - Finlândiya İkinel: Netteschelm - Almanya il bula gelen güreşçilerin bir arada çikardıkları bu resimde (1) nurtarslı İsveçli Ni- man o zaman Çobana yenilmişken bu sefer Talinde Çobana galip geldi, (2) numa- ralı Finlândiyalı Pertunen de burada o zaman yenildiği (Hüseyin)i orada yendi Güreş Şampionası Neticelendi Puvanla Alfıncıyız Geçen sene Festival münasebetile İstan- düşmesi güreş gibi milli bir sporda hoş görülecek bir vaziyet değildir. 928 olimpiyadında takımımız o za- man 6 siklete ayrılmış olan Greko - | Romen güreşlerine 6 güreşçi ile işti- rak etmiş ve yaptığı 21 güreşin 10 tanesini kazanmıştı. Bu defa ise ye- di kişilik takımla — gittik. Hastalığı! sebebile güreşemiyen Mustafayı he- saba katmazsak © güreşçi kalıyor. Bunlar ceman 16 güreş yaptılar ve ancak 4 galebe temin ettiler, Bu ga- lebelerin ikisi Mehmedin, biri Sai- min, birisi de Küçük Hüseyinindir 936 da Berlinde bir dünya şampiyon- | luğu, bir üçüncülük, bir dördüncülük kaydetmiş bir takım için bu, parlak | bir netice sayılmaz değil mi? Bunun mesulü var mıdır? Birkaç | aydanberi güreş işlerini eline almış olan: yeni" federasyon “erkânını bun- dan dolayı tahtie etmek haksızlık olur. İşin sakattaraflirı tâkimiri'ih- tiyarlığı ve kendilerini rakipsiz his- seden güreşçilerin çalışmamaları, an trenörün kifayetsizliği, umumi gü - reş faaliyetinin noksanlığıdır. Esa- sen Mehmet ve Saim gibi 10 seneden fazladır takımda bulunan güreşçiler artık bu işlerden bıkmış gibidirler. Yaşar ve Mustafa da müsahakn he- yecaninı kaybetmişlerdir. Bizce bu| takımı yenilemek, her siklette birkaç | Üçüncü: Anderson - İsveç 72 Kiloda; Birinci: Schaefer - Almanya İkinci: Svedberg - İsveç Üçüncü: Maeki - Finlândiya 79 Kiloda: p Birinci: Johansson - İsveç inci; Ozolns - Letonya Üçüncü: Frooman - Estonya 87Kiloda: Birinci: Cadle - İsveç İkinci: Karklin - Estonya Üçüncü! Selenbinder - Almanya Ağırda: Birinci: Kotkus - Estonya İkinci: Nyman - İsveç © Üçüncü: Çoban - Türkiye. Milletler itibarile tasnifte de Is - © — veç ön beş, Finlândiya on, Almanya © — yedi, Estonya, altı, Letonya iki, Tür kiye ve Norveç birer puvan kazan- mışlardır. Diğer altı millet hicbir bu van alamamışlardır. TAN: Puvan hesaplarına nazaran Avrupa güreş şampiyonasında üçin- cüye kadar sayı verilmiştir. Bizim bir tek puvanı da Çobanın üçüncülü ğü temin etmiştir. Talindeki müsabakaların neticelerini aldıktan sonra Talin şehrinde yapılan Avrupa gü- Peş şumpiyonasında, Çobanın haya - tında kaydettiği en İvi derecesi olan ağır sililet ” üçüncülüğünden başka müspet bir netice almadık. Gerçi ta- kım buradan giderken alâkadarlar bü yük ümitler beslemiyorlardı amma bu sefer alınan neticenin, takımımı- e güreşçi yetiştirerek birkisım güreş çilerin kendi sikletlerinde hissettik- leri rakipsizliği ortadan kaldırmak, sık sık müsabakalar yapmak ve iki seneden fazla zamandır milli takımın başında bulunan Finlandiyalı sntre- nörün de takımı bu hale getirdikten sonra artık memleketine ebedi bir si- la yaproasına karar yermek federas- yonun bu Avrupa şampiyonasından alacağı en kiymetli dersler olacaktır. R Futbol : Güneş Takımı Klüpler Muhteliti İle Oynuyor Milli küme maçlarına bu hafta şeh- rimizde ve İzmirde devam edilecek- tir. Fikstür mucibince bu hafta Fe- nerbahçe ile Güneşin, Galatasarayla | Beşiktaşın karşılaşması icap ediyor- du. Fakat Fenerbahçenin müsabaka- lardan çıkarılması üzerine Güneşin karşısında İstanbul altı klüp muhte- liti yer alacaktır. Federasyonun altı klüp muhteliti- nin milli küme takımlarile yapacaği karşılaşmalarda puvan mevzuubahsolamıyacağı ve milli kü me takımları yenilse de yense de 3 puvanını alacağı yolundaki kararı ü- zerine bu karşılaşmanın hiçbir kıy» meti kalmamıştır. Diğer taraftan Beşiktaş klübünde- ki son ihtilâflar ve bazi oyuncuların istifası Galatasaray Beşiktaş maçının ehemmiyetini de yarı yarıya azalt - mıştır. Karşılaşmalar Şeref stadın da yapılacak ve Beşiktaş — Galata -| saray maçını Adnan Akın, Güneş —| Muhtelit takım maçını Ahmet Âdem | idare edecektir. İ İzmirde yapılacak milli küme maç | ları ise cumartesi günü Harbiye — Alsancak, pazar günü Harbiye — Üç- ok karşılaşmalarıdır. Sümer Sahasındaki Maçlar Sümer spor klübünün Samatyada- ki sahasında pazar günü sanat okulu birinci takımı He Sümer spor birin- ci takımı arasında hususi bir maç ya pılacaktır. Saat 16 da yapılacak bu karşılaşmadan evvel her iki klübün- | B takımları saat 13 te ayrıca bir maç yapacaklardır. Bu hafta Şehrimizdeki Güreşler meselesinin Tebliğler : Atletizm Bayramı Seçme Müsabakaları İstanbul atletizm bayramı heyetinden: İstanbul atletizm bayramı seçme müsabakaları bir mayıs pazar günü Bebekte kollej sahasında yapılacak- tır. Müsabakalar seçme” programı: Saat 9.30 tertip 100 M. Birinci seçme gülle, yüksek. 400 M. Birinci seçme, Uzun. Disk, 1500 M. Birinci seçme, 3 adım. Cirit, 200 M. Birinci seçme, Sırık 100 M. İkinel seçme 110 M. Birinci seçme, 12.00 200 M. İkinci seçme, 12.10 400 M. İkinci seçme, Her sene İstanbul atletizm bayram 9.50 10.00 10,25 10.30 10.50 11.15 1140 11.50 Zın nisbeten çok acemi olduğu 928 3 olimplyadındaki netiteden de aşağı larında hakemlik eden arkadaşların pazar günü sabahı kollej sahasında bulunmaları rica olunur. Bu hafta pehlivanlarımızla karşılaşa- cak olan Amerikan Şerman (ayakta) rakıbini ipler arasına sıkıştırmış vaziyette Bu hafta Taksim stadında güreşe- cek olan ecnebi pehlivanlar dün mat- baamıza geldiler. Güreşçilerin pehli- vanlık derecelerini görünüşlerile ölç- mek kabil olamadığına nazaran yal- nız hariçten yaptıkları tesiri ve söy- lediklerini nakletmekle iktifa edece- diz Gelen pehlivanlardan biri Ameri- kalıdır, ismi Şerman'dır. Kilosu dok- san, doksan iki kilo kadardır. Kulak- İları uzun müddet güreş yaptığını bel- li ediyor, kırılmş ve şişkin... Yaşı yir- mi dokuzdur. Uzun müddet Ameri- kada güreş yapmış, Cenubi Amerika- ya uğramış. Rekorunun en dikkate değer noktası, Wanderveld'i Cenubi Amerikada yenmiş olmasıdır. Malüm dur ki, Wandervelt Tekirdağlı Hüse- yinle geçen seneki güreşinde tam bir saat dayanmıştı. Görünüşte, zeki bakışlı ve çevik İhissini veriyor. Diğeri İsveçli Negrin biraz daha yaş y H, kulağı.daha dönmüş, kilasu da iki fik buluyoruz. TAN jlerile karşılaşmak üzere Tokada ha- çileğin OKUYUCU Mektupları Yolcuların Resimleri Neden İade Edilmiyor? Devlet demiryollarının birkaç #e- yahate şamil olmak üzere ihdas et- tiği bir takım tenzilâtlı biletleri var dır. Bu biletlerle yalnız bir tek kişi nin seyahat etmesini kentrol için üze rine sahibinin fotoğrafisi yapıştırıl- maktadır, Biletin müddeti ve hükmü bitip te son parça yolcunun elinden alınır ken, fotoğrafiler sahiplerine inde e- dilmektedir. Tan tahrir ailesine men sap bir arkadaşımızın pek yakınla rından bir Bayan, bundan on gün ka dar evvel böyle bir biletle ve Toros İtrenile Ankaradan avdette Haydar paşada bileti alınırken fotoğrafisinin kendisine iadesini istemiştir. Fakat işt bir şekilde Tes- mi vermiyeceğini söylemiş, bu yüz - | den çıkan münakaşaya diğer me -| murlar müdahale etmişler ve resmi şeftrenden alarak inde edeceklerini söylemişlerdir. Fakat, şefiren bulu- namadığından resim bu memurun e- de kalmıştır. Resim sahibi nâmına biraderi on gündür müteaddit defalar gar mü - dürlüğüne ve işletme ka racaat ederek hemşiresi, istemiş, bidayette resmin buldurula- rak iade edileceği vâdolunduğu hal- de en son olarak fotoğrafın kontrol maksadile hâsılat dairesine gönde -| rildiği cevabını vermişlerdir. Bu tenzilâtlı biletlerden başkası is tifade etmesin diye üzerine sahibinin rösmini yapıştırmak ve biletin bük mü bitineiye kadar o resimli parça- yi aramak demiryolları idaresinin hakkıdır. Fakat biletin hükmü bit - tikten ve son kisim yolcunun elin - “ani 3 0060050004004 101 BOUEA AE ONDA AOAANANA LAN, Aİ N Arftisti MARASARSAIN — Evet, şimdiki gibi hatırlıyo- rum.. Artist, gözleri meçhul bir nok- taya takılmış bir halde sözüne de- vam etti: — Ne güzel gece idi o.. Ben siz- den bir tek öpücük rica etmiştim. Siz ise öplücüğünüzü perakende ola- rak vermek istemediğinizi söyliye- rek reddetmiştiniz!. — Doğru bir prensip:, — Ben buna rağmen çok israr etmiştim. Çünkü çok sarhoştum. Sonra siz o kadar güzeldiniz ki... — Bunun için beni bu kadar ça- buk unuttunuz... — Hayır, hayır. Ben sizi unut- madım.. Hâdisat unutturdu. — Daha doğrusu ardarda kazan- dığınız muvaffakıyetler sizi sarhoş etti, henüz meşhur olmadığınız za- manlar sizi beğenen basit bir kızın hatıralarını kafanızdan süpürüp den alındıktan sonra artık fotoğra- fa lüzum kalmamaktadır. Esasen yol cular ve hele kadın yolcular için re- simlerini bilet memurlarının ve hüâ- sılat kontrolörlerinin eline birak - mak zarureti yoktur, Umuyoruz ki; bilhassa kadınların hassasiyetine te ey yolları idaresi tashih ederek yine es kisi gibi bilet sahiplerine fotoğrafi. lerinin adesini servis o memurlarına emreder. o » İş Aramış Askerliğimi bitirdim. Fransızcayı oldukca konuşurum. Tergihleriik veya şirket ve yanhanelerde de ne-iy olursa olsun can - dan çalışmıya hazırım. Lütfen çu adrese müracaat: İstabul, Mahmutpaşa Yeşildi - tek fırın yanında bakkal Abbas elile Rıza, Memlekette: Aydında Lig Maçları Aydın, (TAN) — Aydın spor mın takası lig maçlarına bu hafta devam edilmiştir. İlk maç Aydın ve Nazilli Menderes spor klüpleri arasında ya- pıldı, Ve Aydın takımı 2—0 galip geldi, Çine takımı sahaya gelmedi - ğinden Nazilli Sümer takımı hükmen galip sayılmıştır. Niksar Futbolcüleri Tokatta Niksar, (TAN) — Niksar idman yurdu gençlerinden müteşekkil yir - mi beş kişilik bir kafile Tokat genç- reket etmişlerdir. Bu münasebetle mıntaka lig maçlarının programı da tespit edilecektir. ——— —— —— üç kilo daha ağırdır. Kuvvetli bir a- dam zannını veriyor. Güreşçilerimiz için ne diyorlar? Bu hafta çarpışacakları pehlivanla- rımiz hakkında bazı sualler sorduk. Türk pehlivanlarını yakından gör- mediklerini fakat şöhretlerini işittik lerini söylediler. Türkiyede dalavere- | li güre$ olmadığını da biliyorlar. Cid- di güreşler yapmak Üzere buradan yapılan teklifi kabul ettiklerini mü- temadi tekrarlıyorlar. Üç gün sonra Mülâyim ve Kara A- li ile çarpışacak olan bu ecnebi peh- livanlar idmanlarına devam edeçek- atlı. Artist kısa bir tereddütten son- ra: — Maamafih bü işte biraz da si- zin kabahatiniz yok değil. Beni bir defa olsun, gelip niçin aramadınız? sar Bep buy sakerliindüa iz tum. Vâdinizi hatırlatdnak için sizi aradığım zehabına kapılmanızdan çekindim., rtist merakla genç kızın yü- züne baktı: — Nasıl bir vait, dedi? Ben bu- nu da hatırlamıyorum.. — Şu halde affımi rica ederim.. Her halde siz alkolün tesirile böy- le bir vaitte bulunmuş olacaksınız! Halbuki ben bunu ciddi telâkki et- miştim.. — Çok rica ederim söyleyiniz, ne gibi bir vaitte bulundum? — Siz o akşam bana aynen şun- ları söylemiştiniz: “Hayata ilk mu vaffakıyetli adımı sizinle atıyorum. Şayet bu muvaffakıyetler peşimi bırakmazsa, bunu sizin şansınıza ve receğimi Ye muhakkak surette sizi de sahneye çekeceğim! — Evet, şimdi bu vadini de ha- tırladım.. — Ne yazık ki tutmadınız! — Fakat siz bunu bana hatırlat- malıydınız!, — Rica ederim, bu nasıl olurdu? Benim yerimde siz olsaydınız ha- tırlatabilir miydiniz? Yoksa size: “Aziz Kosta! Beraber şampanya iç- tik.. Gevezelik yaptık. Siz bana sarhoşlukla bir şeyler vadetmiş- tiniz!,, gibi şeyler mi yazmalıy- dım? Yazmadığıma İsabet etmi - #im.. Ne gülünç bir mevkie düşe- ceğimi siz de anlıyorsunuz! Fakat mademki şimdi her şeyi hatırla- dınız!O takdirde şimdi sizden vadi- nizi yerine getirmeyi rica ediyo- rum. — Maalmemnuniye.. Emirlerini- Zi yerine getirmiye her vakit âma- deyim.. Lütfen yarın atölyeme ge- Tiniz!, Yalnız, henüz bir acemi ol- maniz itibarile size mühim bir rol vadedemem., — Ben mutavazi bir kızım. En* basit bir role razıyım. — Şu halde çok güzel.. Esasen bi- 26 de çiçek satıcısı bir genç kız lâ- zımdı.. Vâkıa bu büyük bir şey de- Kil. Fakat bu, bir adımdır. lerini söylediler. Onları idmanlarında seyrettikten sonra kanaatlerimizi yazmayı muva- cr — Şu halde çok bahtiyarım. E v sahibinin yanlarına gelme sile konuşmaları kesildi. Ev sahibi artisti büfeye götürdü. Genç e Yazan: Gruhenberg — Çeviren . n Vaadi B. Tok GA kızın artistle başbaşa konuşmaları- ni yarım saattenberi biraz da gip- ta ile takip eden ev sahibinin kızı, Dora, hemen Lilyanın yanına koş- tuz — Kuzum, dedi, bir saattenbe- ri Kösta ile ne konuşuyordunuz? —Sorma Doracığım.. Ben çök mesudum.. Yarın film şirketinde iş alıyorum. Dora, kaşların çattı: — Fakat nasıl olur, dedi? Ba - bam, Kostayı rahatsız etmemenizi sizlerden rica etmemiş mi idi? — Fakat Kostanın eski bir vaa- di vardı.. — Sen onu eskiden tanır mıy - din? — Hayır, ne münasebet! — Peki, şu halde? — Mesele gayet basit: O bu van- si bana değil de lâlettayin bir kıza yapmıştır. İşte ben onu bu vadini tutmuya mecbur ediyorum.. — Sen artistin bu vadini biliyor muydun? — Hayır, ben hiçbir şey bilmi- yordum.. Fakat Kosta, vaziyetin- deki erkeklerin tutulmamış, unutul muş bir yığın valtleri vardır. Onlas Bi, bu müphem hatıralarını uyan; lemek kâfi gelir. Onlar, o vakanın kahramanının şahsiyeti müstesna olmak üzere, derhal her şeyi hatır- larlar.. O zaman, o kahramanın ye- rine kaim olmak işten bile değik dir. — Sen, böyle hareket etmek sa- lâhiyetini kimden aldın? — Aldatılmış yüzlerce kızdan.. Birdenbire: — Kâfi, ber şey anlaşıldı!. Diyen Kostanın sesi duyuldu... Kosta, genç kızlar, farkına var - madan yanlarına sokulmuş ve on- ların bütün konuşmalarını dinle“ "mişti., S apsarı kesilen Lilya, Kosta" ya döndü. Artist genç kızl elinden tutarak bir köşeye götür * dü. Genç kıza doğru eğilerek ve dikkatle gözlerinin içine bakarak: — Demek ki, siz, üç yıl evvel kendisile şampanya içtiğim kız d& ğilsiniz? Hâlâ sarılığını muhafaza edep Lilya: ayır, ben değilim, dedi. Artist, genç kızın gözleri için€ bakmakta devam ediyordu. Liiy# sordu: — Bana çok mu darıldınız? — Hayır... Hiç darılmadım.. YA nız ortada başka bir mesele vaf- Yapacağım filmde artık size Satıcısı rolünü oynatmıya “imkâf yok... — Demek, yok. ha? Kosta, kati bir sesle: <a — Evet, yok" dedi. Ve ufak bir terddütten sonra # Jâve etti: — Hayatta, bu kadar iyi kore! oynamasını bilen bir kıza daha büyük roller yaraşır. Amerikalı Çocukların Hediyeleri | * İzmit, (TAN) — Amerika ei ların Kızılay genclik derneği hi merkezi vasıtasiyle Türk çocü li na göndermiş oldukları hedi çel bir kısmı şehrimiz gençlik de ie tarafından dün akşam Halkevi *“ nunda çocuklarımıza dağıt ei Çocuklarımız bu güzel hediye! oi) dolayı Amerikalı kardeşlerine © kür mektubu yazmışlardır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: