15 Haziran 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10

15 Haziran 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(Başı 1 incidel çok daha güzel olduğunu söylüyor. lar. Sevim, bütün Eskişehirlilerin ta- nıdığı bir kadındır. Evlidir. Kocası devlet demiryollarında müstahdem- dir. Fakat, halen Almanyada bulun- maktadır. Sekiz yaşında bir çocuğu, anası, babası vardır. Sevim ile koca sı arasında bir boşanma davası mev. cuttur. Bu davaya dün burada ba kılmıştır. Sarışın kadın İstanbuldan | buraya, mahkemesi için geldiğini söy erbenit Cinayetinin Sırrı Hâlâ Çözülmedi mirliğinden İstanbul müddelüumumi- liğine gelen telgrafta, günlerdenbe- rİ aranan sarışın kadının, yani Sevi- min Eskişehirde bulunduğu ve yaka- landığı bildirlimiştir. Bunun üzerine tahkikatı idare eden müddelumumi muavini Hakkı Şükrü, Sultanahmet - |sulh birinei ceza mahkemesine müra- » |eaat ederek, sarışın kadın Sevim kuk- » İkinda bir tevkif kararı almış ve saat 17 de bu kararı telgrafla Eskişehir cast etmiş ve İstanbuldan bir kadın yolcu getirdiğini söyliyerek hakiki maksadını gizlemiştir. Sonra otemo- bilde saklı bulunan silâhını alarak şehri dolaşmış ve bir kahvede oturan Muhiddini görünce yanına yaklaşa- ziyet, katille maktulün arasında es ki bir tanışıklık ve husumet olduğu- nu göstermektedir. Muhittirin, Ali Rızayı karşısında Tak tabancasını ateşlemiştir. Bu va-|| him istifadeler temin edilmiştir. | Ancak kanun, henüz birinci | getel emrin şümulü haricinde kâlan ve aşağı yukarı en mü- him iş yerlerini alâkadar eden müesseseler hakkında | tatbik olunamamıştır. Bunların bazıla- ri için yeni kanunların, bazıları için de nizamname ve genel e- mirlerin — çıkarılması. beklen- mektedir. Ezcümle, bütün müz nakalât işleri, büyük mağaza- Hatay Işi Yine Çıkmaza Giriyor (Başı 1 incide) heyeti ile müzakereye baş- laması üzerine büyük ümit- lere düşen efkârı umumiye, bugün birdenbire yine derin bir sukutu hayale uğramış- fır. Hatayın muhtelif yerlerinde yine tahrikât yapıldığı ve bu tah irikât sebebile birtakım hâdise- ler vuku bulmakta olduğu An- takyaya muhtelif yerlerden ge- Kantarcılar Cinayet'nin Faili Anlatıyor Kantarcılarda Sabunhane sokağ' da 15 numaralı Ahmet Nurullah” sabun fabrikasında bekçilik eden G ritli 60 yaşlarında Şevki isminde” ihtiyarı. sabun kazanına atarak öldü ren Mansur, dün, Sultanahmet biri” ci sulh ceza hâkimi Reşit tarafındi Sorgusu yapılarak tevkif edilmiş Mansur vakayı nasıl anlatıyor! Mansur dün sast 19.5 ta hâkim Bf şidin huzuruna çıkarılmıştı. HAkif Reşit ilk suali sordu: — Oğlum adın ne? Babanın, a9 ülddeiymumliğine bildirmişti ÖDE ler gibi iş yerleri için ve bu a- : <i lemekte ve haziranın 9 unda Eskişe- MA sim iliğine bildirmiştir ilk gördüğü zaman, korkması, tanış-)İl © 8'2i iş yerleri için ve bu & nın adları fe? Nerelisin? hire geldiğini iddia etmektedir. Se- vimin, burada berberlik yapan bir de erkek kardeşi vardır. Müddelumumü Ragıp, saatlerce Se” vimin sorgusunu yaptı. Genç kadın Arcak, şimdi ortada bir mesele var. Ali Rıza, İpsalada Muhiddini öl dürdükten sonra, Sevim, İpsalada gö- rünmüştür. Acaba, genç kadın. İpsa- ladan Eskişehire nasıl gitti? Bu, şu . dakikada anlaşılmış değildir. Hâdise herşeyi inkâr ediyor. Fakat, halin-İnin, şimdilik sır olan bu tarafını, Se- den doğru söylemediği anlaşılmakta-| vim İstanbula geldiği zaman anlata- dır, Katil Ali Rızadan bahsedildiği ve resmi gösterildiği zaman Sevim ken- disini derhal tanımış ve demiştir kiz Ali Rıza mı, Mehmet mi? caktır. Cinayetin sebebi Cinayetin sebebine geline, düne kadar elde edebildiğimiz malümets göre, katil Ali Rıza, Mehmet Lüti — Bu adamla münasebetim var- | otomobilini ele geçirmek ve dır. Dört, beş gün beraher yaşadık. | ba ile İpsalaya gitmek için öld ürmüş- Fakat, isminin Ali Rıza değil, Meh- | tür. Bu cinayeti işledikten sonra, Se- met olduğunu biliyorum. Beni Kar | vimi de yanına alarak İpsalaya git talda kız kardeşinin evine götürdü. | miştir. İpsaladaki Muhiddin! öldür- Orada kaldık. Bir gün otomobille | mesinin sebebi ise, kadın meselesi Boğariçinde, Maslakta gezdik. Ci-İdir. Yani, sarışın kadın unvanını ka- nayetlerden haberdar değilim. Meh | zanan Sevimden dolayı çıkan bir kıs met (Ali Kıza) benim yanımda hiç | kançlıktır. Sevimin, daha evvel Mu- bir cinayet işlememiştir. Mehmet | hidö Lütfiyi hiç tanımıyorum. in metresi olduğu anlaşılmış» tır. Muhittin öldükten sonra, cebinde, Sevim, pasaportsuz olarak Halebe | Sevimin bir fotoğrafı çıkmıştır. ve İpsalaya gittiğini de inkâr etmek- te, Muhiddini hiç tanımadığını söy- Muhittinin şahsiyeti Soyadı Güç olan Muhittin, heniz İemektedir. Muhiddinle beraber çe-!33 yaşlarında kadar ve bekârdır. 937 kilmiş resimleri olduğu kendisine | senesi temmuzunda İpsala meteoro- söylendiği vakit, böyle bir resim o-İloji memurluğuna tayin edilmiştir. lamiyacağını iddia etmiştir. İpsala e | Daha evvel Adanada ayni vazife ile yahatini külliyen inkâr etmektedir | çalışıyordu. Katil Ali Rıza, Muhld. Fakat, ifadesinde görülen bir çok te-İdinle Adanada tanışmış, bu sırada, zatlar, bir çok yeni ipuçlarının bulun |müştereken bir kadını sevmiye baş- masına hizmet etmiş, mühim nokta- |lamışlardır, Muhiddin bir sone kader Jar aydınlanmıştır. “” Sevimin. id. arı iş : him olan nokta şudur: Mehmet, (Ali Rıza), Sevimi ta İevvel İpsulaya yeni vazifesine gelmiş tir. Ali Bıza da, ötedenberi yapmak. mak, için cenup vilâyetlerine gitmiş ve hf disede! diktan sonra, kadına evlenmek tek | gelmiştir. Bu sırada Mf etmiş, sarışın kadın bu teklifi | eski Venedik ve Y. İstanbula Tepebaşında, 1 beş güh e reddetmiştir. Sevimin, Ali Rızadan | Bında $ numarada Eleninin pansiyo- hoşlanmadığı, onu bırakarak Mu. jnunda oturan Sevimle tanışmıştır. hiddine gitmek istediği, Ali Rıza. | Sevim, bundan dört ay evvel. Anafar Bin da buna kızarak, Muhiddini|ta vapurile İzmirden İstanbula gel ortadan kaldırmıya karar verdiği miş ve şimdi Anadoluda bulunan bir zannedilmektedir. zatla bir buçuk ay metres hayatı ya- Bugün gece yarısından sonraya ka- şamıştır. Sarışın kadın, zengin olma- dar, Eskişehir çarşı komiserliği po-|5 ına rağmen, biraz ihtiyarca olan bu lis mevkiinde, müddelurmumi Ragıbır. | Yeni âşığına hıyanet etmiş ve onu bi yaptığı sorgu ancak bu noktaları ay. |rakmıştır. İşte, böylece açıkta kalan dınlatmıştır. Sevim her şeyi inkâr | Sevim, o zamandanberi Eleninin Te- etmektedir. Çarşı karakolunun önü | pebaşındaki pansiyonunda yaşamak- kalabalık bir meraklı kütlesile dolu | tadır. idi. Sevim trene bindirilirken yon da hayli kalabalık. t23- İstanbulda yaptırdığımız tahkikat İpsalada da iki kişinin ölümle biten kanlı cinayetin üstündeki esrar per- desi nih; dün akşam tamamen Tahkikata el koyan müddelümumi musvinlerinden Hakkı Şikrü, evvelâ Asıl suçluları, ortakların ve suç se- beplerini tayin ettikten sonra, katil Al Riza ile birlikte metres hayatı yaşıyan sarışın kadın ismile şöhret bulan Sevimin de, ikinci cinayetten sonra İpsalada göründüğünü tesbit etmiş ve hâdisede en büyük rolü oy- nıyan bu kadının izinde yürünmüş- tür. Hacıosman bayırında Mehmet Lüt | fi ve İpsalada Muhiddinin öldürülme sile ve nihayet katil Ali Rızanın da ölü olarak bulunmasile neticeleren bu faciada gizli kalan nokta, bu sa- rışın kadın ve onun itiraflarıdır. Di- ğer taraflar, aşağı yukarı aydınlen- mıştır. Sevim rasıl bulundu? Ali Ruzanin, metresi Sevimle bera- ber Beyoğlunda Yeniçeri sokağında 6 numaralı pansiyonda oturdukları anlaşılınca, buraya gelen mektupla» rın tetkikine lüzum görülmüştür. Ni- | hâyet, Sevimden gelen son bir mek-| tupta, genç ve sarışın kadının evinin Eskişehir civarında olduğu anlaşıt- miş ve mesele, derhal Eskişehir po- lisine telgrafla sorulmuştur. Dün sabah, Eskişehir emniyet â- Sevim, Ali Rızayı Eleniye tanıtıyor Katil Ali Rıza ile tanışıncıya K3-| 1033 denberi adanın nüfusu yüksel. Hacıosman bayırında başlıyan ve | <9 Yalnız yaşamış, pansiyona Yerle$ | miş ve 6429 dan 13,657 ye varmıştır. tikten on gün sonra, bir akşam, yanın | Bunların 1550 si İtalyandır. da Ali Rıza olduğu halde eve gelmiş, Madam Eleniye: — İşte kocam.. Artık barıştık. Bundan sonra beraber oturacağız, demiştir. Pansiyoncu Eleni, Sevi- min bu sözlerine inanmış, üç gece, yeni barışah bu mesut çifte elden geldiği kadar ikram yapmıştır. Dördüncü günü, Madam Eleni, dü- | Kinmüş taşınmış, polise kaydettirmek üzere, Sevimin ve Ali Rızanın nüfus |c©, Lerosun son iki üç sene zarfında kâğıtlarını istemiye karar vermiştir, |tâm bir kale olduğu ve askeri ihti- Eleninin bu teklifi, AL Rızanın Kayı yaçların mahalli sanayii yuttuğudur. fini kaçırmıştır: — Yarın sabah nüfus kâğıtlarını veririm, diyerek madamı başından | ir. Bu istatistiklere göre 1938 — saymıştır. Ertesi sabah olunca, yeni einayet- ten iki gün evvelki çarşamba günü sabahı, Ali Rıza pansiyonu terketmiş tir. Perşembe günü sabahı da Sevim çıkmış, gitmiş, ikisi de, bir daha dön- memişlerdir. Katil Muhittini nasıl öldürdü? Katil Ali Rıza, geçen cuma günü akşamı şoför Mehmet Lütfiyi öldür- dükten ve otomobili ele geçirdikten sonra, Kırklareli yoluyla İpsalaya git miştir. Katilin İpsalaya gitmesindeki maksadın, orada bulunduğunu haber aldığı Muhiddini öldürmek olduğu muhakkaktır. İpsalaya gidince, doğ- a ruca jandarma komutanlığına müra-İterir, İtalya bu siparişleri, tam İtaklolur.,, Yeniçeri soka- | dıkları halde yanına gitmemesi, bilâ kis, uzaklaşarak, biraz dışarıda do- laşması ve hemen arkadaşlarından birine Koşarak: : ' — Sana bir sir tevdi edeceğim, de mesi çok mânalı görünmekte ve bü- tün bunlar, Muhittinle, Ali Rıza ara- sında geçmiş bazı ihti i rak telâkki edilmektedi Hâdisenin çözülmiyen en mühim sırrı Ali Rıza, Sevimi, Muhittinden kıskandığı için, bu ikinci cinaye- ti yapmış olabilir. Fâkat, İpsalaya gitmek ve bir otomobil temin et- mek için, Ali Kıza, Mehmet Lütfi. | yi neden öldürmüştür?. Acal Mehmet Lütfi, yalnız bir otomebil || uğruna mı kurban gitmiştir?. Bu| nokta da henüz lâyıkıyle aydınla- mış değildir. Bunu da, bugün İs. tanbula gelecek olan sarışın kadın Sevim aydınlatacaktır. Diğer taraftan, hâdisede rolü ©- lanlardan ve katil Ali Rızanın oto- mobilinde Uzunköprüde görülen bir adamın da hüviyeti tetkik edilmiştir. Hüseyin oğlu Ali isminde olan bu|| genç adamın ihzsri hakkında, tel) | grafla alâkadarlara emir verilmiştir. Müddetumumi muavini (oOHakkı Şükrü, dün geç vakit, İpsalada bulu- nan otomobilin de İstanbula gönde- rilmesini telgrafla İpsala müddelu- mumiliğine bildirmiştir. Bugün Ali- nin ve otomobilin İstanbula gelmesi, muhtemeldir... — Müddeiumuminin beyanatı İstanbul Cümhuriyet müddelumu misi Hikmet Onat; hâdise hakkında dün bir muharririmize demiştir ki: — Hâdisede ismi geçen sarışın ka- dın Sevim Eskişehirde tevkif edil ce, hâdise aydınlanecaktır. İtalyanın On İki Adadaki Tahkimatı (Başı 1 incide) En son İtalyan istatistikleri Leros hakkında dikkate değer malümat vermektedir. Bu malümata göre 1935 te Leros 33,300 İngiliz lirası kıymetine mermer, bal ve tütün ih- raç etmişti. Ertesi yıl bu ticaret nü- fusun iki misline yükselmiş olması- na rağmen 2500 İngiliz lirasına düş- müş, fakat on iki adanın diğerleri ticaretlerini o 128.000 ( sterlinden 144,500 sterline çıkarmıştır. Bu rakamlardan çıkarılacak neti- Bunun en kati delili, yine İtalyan yıllık istatistiklerinden anlaşılmakta 1936 da Leros'a yapılan ithalât| 133,000 sterlinden 500,000 sterline yükselmiştir. Lerostaki başkuman- danlık tarafından yapılan maden ve madeni mahsulât siparişlerinin bede li 83,000 sterlinden 266,600 sterline varmış bulunuyor. Fakat İtalya Har biye ve Bahriye ve Hava Nezaretle- ri tarafından gönderilin top ve mü- rada tramvay, vapur, otobüs iş- çileri için kanunun mesai saati | hakkındaki en mühim hükmü İ henüz tatbik olunmamaktadır. Iş ihtildflarının geçen bir se- ne içinde yüzde 95 kadarı iş da- iresi marifetile hallolunmuştur. Fakat mühim ihtilâfların halli için henüz mahkemeye müracaat | | etmek ve bunu borçlar kanunu hükümlerine göre halletmek za- | rureti vardır. İşçinin uzun müd- det sürecek bir davayı takibine imkân olmadığı nazarı dikkate alarak, iş başmüfettişlerinin Ankarada yaptıkları son top- lantıda münferit iş ihtilâflerı- İİ mim, asus iş mahkemeleri to- rafından çabucak hallolunması için bir teklif yapılmış ve Ik | tısat Vekâleti teklifi tetkik e- derek Adliye Vakiletile temısa Başlamıştır. Iş mahkemelerinin | kurulması çok faydalı neticeler verebilecek mahiyette olman bakımından — alâkadarlarca çok lüzumlu görülmektedir. Iş kanunu mucibince bugün- | den itibaren bilfiil tatbike ko- mulması icap eden “devlet içti- | mai sigortaları teşkilâtı, kant İ) nun gecikmesi yüzünden geri kalmıştır. Bu iş ancak gelecek seneden itibüren tatbik oluna- bilecektir. “Kral Faruk Hamidiye Süva- risini Kabul Etti (Başı İ inde) Mahruse kumandanı bu ziyareti iade etmiş ve merasimle karşılan -| miştir. Buraya getirilecektir. Gelln-| mış ve uğurlanmıştır. Hamidiye ku - mandanı dün gece belediyenin Iran heyeti şerefine verdiği fet ve suvarede hazır bulunmuş ve bugün de kral tarafından kabul olun muştur. İskenderiyede halk ve Türkler bahriyelilerimizi her taraftı candan tezahürlerle karşılamakla ve alkış - lamaktadır. Gazeteler Hamidiyenin ziyaretin - den hararetle bahsetmekte ve bah- riyelilerimizin resimlerini neşret - mektedir, yan deniz üssünün inşaatı hitam bul duğu sırada yapmastır. İtalyan gazetelerindeki son hava Deyli Telegrafın Roma muhabiri bildiriyor: “İspanya harbinin uzaması yüzün den İngiliz — İtalyan anlaşmağının tatbiki işinin gecikmesi ihtimali, İ- talyan mehafilinin- İngilteredeki si- yasi vaziyeti dikkatle takip etmele- rine salk olmaktadır. Hemen bütün İtalyan gazeteleri Mister Chamber- lâin'e muhalefet edenlere karşi en şiddetli dili kullanıyorlar.,, İstampa gazetesi de diyor ki: “Faşist düşmanlarının müsait bul 'dukları bir saha İspanyadır. Maksat ları, İspanya topraklarında İngiliz— Talyan anlaşmasını yıkızaktır. Bu manevralara karşı en mükemmel ça- re, bunlara mukavemet ederek te- şebbüslerini akamete uğratmaktan himmat bedeli buna dahil değildir. Bundan başka İtalyanın petrol pi- yasasından mütemadiyen ve geniş mikyasta mal aldığı anlaşılıyor. İ- talya, senenin ilk üç ayında 336,989 İton mazot ithal etmiştir. Halbuki ge çen sene ayni müddet zarfındaki it- halâtı 110,067 tondan ibaretti, Bu da ithalâtın yüzde iki yüz arttığını gös- ziyade, İngiliz — İtalyan anlaşması- nı tatl geçerek bunlara tutuna- cak yer bırakmamaktır. Anlaşma 16 Nisanda imzalanmış ve her bakım- dan riayet görmüştür. Niçin bunun tatbikini çabuklaştırmıyoruz? O za- man bütün hiyanet şebekesi yıkılır ve barış davası kati bir adım atmış len haberlerden anlaşılmaktadır. Bu hâdiseleri tahrik edenler, daha ziyade Hatay meselesini halle memur edilen Milletler Ce- miyeti mümessilleridir. Adeta| burada bir Türk ve hıristiyanlık İldavası yaratmıya ve hıristiyan unsurları Türkler aleyhine tahri. ke memur edilmişler gibi iki ta- rafın anlaşma yoluna girdiği bir sırada dahi hâdiseler çıkararak bu anlaşmanın önüne geçmiye çalışmaktağırlar. Artık Milletler Cemiyetinin bu işe müdahalesin- de hayır ummak mümkün olmı- yacağı anlaşılmıştır. Antakyada iki heyet arasında cereyan eden müzakerelerin de iyi gitmediğini öğrendim. Bu müzakerelerin ne- tcesi hakkında acele ümitlere kapılmamak lâzım geldiği anla- şılmaktadır. | Antakyada Cereyan Eden Kanlı Hâdiseler Antakya, 14 (A.A.) — Anadolu a- jansının hususi muhabiri bildiriyor: Hatay garajında şoför muavini Osman bu gece saat 10,30 da Rum ortodoks mahallehinde dar bir s0- kakta öldürlilmüştür. Bu hâdise-üizerine hükümet bir taraftan mahallede (araştırmalara başlamış, diğer taraftan da ittihadı vatani ve Usbe cemiyetlerinin bazt yı e m a a er iyi serbest bıraktırmak için bü - kümet dairesini çeviren Aleviler işi cebir şekline sokrmuşlar ve bahçe ka pısını kırarak evvelki gün Süveydiye de olduğu gibi hükümet dairesini ta- şa tutmuşlardır. Mutaarrızlar hükümet dairesine gitmeden önce turizm oteline uğrı - yarak büyük hamileri olan beynel - milel komisyonun rels ve azalarını| beraber götürmeyi unutmamışlardır. Alınan malümattan hulâsa olarak a- lanan netice şudur: İçeride mahsur olanlar Türk jan- darmaları teşkil ediyor. Muhasara edilenler arasında kadın ve çoluk ço cuk arkasına gizlenen silâhlı Üsbe - ciler bulunuyordu. Halk arasına giren komisyon reisi Raymersin hakkın Alevilerde ve diğer ekalliyetlerde olduğunu bildiren sözleri ve jandarma ku- mandanının da içerde mahsur ka. lan jandarmaya halk arasında ba- dırarak ateş etmeyiniz emrini ver. mesi mütecavizlerin cüretini mış ve bunlar müthiş küfürler, na- ralar ve doğrudan doğruya pence- relere sıkılan silâh sesleri arasında ilerlemiye, içerdekiler için hakiki bir ehlike teşkil etmiye başlamış- lardır. O zaman içerdekiler her şeye rağ! men silâh istimaline mecbur kal | mışlardır. Mütecavizler öne çocuk- larla kadınları sürdükleri için iki kadın ve bir çocuk yaralanmış ve kalabalık dağılmıştır. Hükümet bahçesi küçük, büyük binlerce taş larla doludur. Vaziyet yeniden gerginleşmiştir. “ Fransız heyetile müzakereler başladı Antakya, 14 (AA) — Anadolu A- jansının hususi muhabiri bildiriyor: Orgeneral Asım Gündüzün başken lığındaki Türk heyetile orgeneral Huntsingerin başkanlığındakiFransız askeri heyeti arasındak! müzakerele- Te bugün saat 10 da başlanmıştır. Türk heyeti saat on beşte halk par tisini ziyaret etmiş ve orgeneral A- sım Gündüz, Antakya, İskenderun, Suçlu cevap verdi: — Adım Mansurdur Elâzizin Ni zimiye kazasının Kejkevar köyünö! nim. 1334 doğumluyum. Babat " dı Mustafadır. Anamın adı Hacerdif” — Anlat bakalım, bu hâdise nas” oldu? ) Mansur, cinayet faciasını pervas” ca anlattı: — Ben Ahmet Nurullahın fabf” kasında ötedenberi çalışıyorum. C#) martesi günü fabrika tatil yaptıkt sonra, dışarıya çıktım. Sant beşe Yi” mi vardı. Fabrikaya geldim. Kap çaldım. Bekçi Şevki açtı, Bana biri” sabun verecekti. Evde çamaşır yık) yacaktık. Kendisinden sabun istedi” Bana: — Veremem şimdi, Bay Ahmet Ni rullah gelecek, dedi. Benim kel sinden yedi lira alacağım vardı. | — O halde, dedim bugün haftab”” şı, para aldın. Yedi lira alacağı mahsuben bana biraz para ver. Dedim. O bana hakaret etti. Sonra, oi” da tutuştuk. Çıkardım. kazana #* $ım. Bekçiyi kazana nasıl atmış? Hâkim sördü: — Diri, diri mi attın? — Bayır, ben belime bir tulum mıştım. Altında da ip vardı, ipi boğazına attım, sıktım. Ağrı köpükler bojandı. Sonra" y Ölmüş mü idi? — Zannedersem ölmüştü Fa hâlâ vücudünde sıcaklık verdi — Cesedi sürükliyerek mi, Yi rı çıkardın? — Hayır, evvelâ çuvala koydu” sonra sırtıma aldım. Götürdüm, Wi zanın içine attım, Kazan çok sıci Sonra çıkıp gittim. — Peki. 12 teneke zeytin yağ yokmuş. Onları hırsızlık çeşnisi mek için mi caldın? — Bay hâkim, ben o yağları a” evvel almıştım, o gün siseği -— Demek sen hırsızsın öyle — Hırsız değilim. Fakat, fabf” da bir ay çalışır, iki ay boş kalır”. Onun için parasız kalınca bu İşli pardım. Ben bu on iki tenekeyİ hafta içinde aşırdım. pi — Peki, senin evinin abdesi sinde, fabrikanın bir anahtarı muş, onu nereden aldın? — Ben, eskiden bekârken, kada yatardım. Fabrikanın üç tarı vardı. Birisi sahibinde, biri tipte, birisi de fabrika bekçisind? Kâtip ölünce, anahtar bende Ahmet Nurullah istemedi, ben medim. Sorgu bitmişti. Hâkim Reşit olarak Mansura dedi ki: 4 — Sende hiç vicdan, Allah £“ su yok mu? Adamı nasıl kaynar kazana attın? Jandar” bunu, mevkuftur. p ellerine kelepçe vurdular, te neye götürdül 5 lerinden gönderilen bir heyeti “gf Etitürk grupunu kabul eyleİyf Halkevlerine giden yol bat $a halılar ve çiçeklerle süslenİ tu, Yol üzerine ve yolun iki ta ki evlerin pencerelerine yığı'*” kaç bin kişi orgeneral çok ©” Antakya, 14 (A.A) — A» jsnsının husus! muhabiri pie Ampir sineması adını değişi” Kırıkhan, Reyhaniye Ordu ve Şeyh köy halkevlerinin hususi heyetlerile Rençlik mümessillerini ve Arap köy orgeneral Asım Gündüzün hatırası olarak Gündüz £ tır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: