9 Şubat 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

9 Şubat 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© OKUYUCU MEKTUPLARI o Ekalliyet Mektebi Muallimleri Vaktinde Maaş Almakistiyorlar Ben Kuzguncuk Rum okulu öğret-!da yaşayan fakir halk tedarik ede - meniyim. Birinciteşrinievvelden beri maaşımı alamıyorum. Maarife müra- caatımdan hiç bir netice çıkmıyor. Tatilde de maaşımızı alamamış - tık. Acıklı bir dilekçe ile Kültür di- rektörlüğüne baş vurduk. Kâğıtları - muz Vekâlete gitti, Hâlâ kati bir ne- tice yok, ” Vekiletten bir'takım emirler ge: Tir, bu emirlerde öğretmenlerin kili- se ve dükkân kapılarında aylıkları için dolaştırılmaması ve paralarının günü gününe verilmesi yazılıdır. Bu emirler bize müstehzi tavırlarla okul direktörleri tarafından okunur. ve patates çuvalları yığılı bir dükkâ- nın köşesine büzülür maaşlarımızın (ancak bir kısmını) bekleriz, Bu yazı tekin ıztırabı değildir. Bir yığının, yani azlık okullarında çalışan öğretmen arkadaşlarımın i2- tırabıdır. Bu müthiş hastalığa radikal bir tedavi tatbik etmeyenler, bir ay ma- aşlarını alamasalar, acaba ne hale Kuzguncuk Rum Karma okulu öğretmeni Yaşar TAN: Bu eski bir derttir. Husu - si bir mektep olduğu için Maarif ida- resinin kati bir müdahalesi de müm- kün olamıyor, Şikâyetinizde haklısı- niz, * Tütün ve İçkiyi Ucuzlatmak Lâzım Bizde bugünkü tütün ve içki fi. yatları pek yüksektir. Bu hususta en ziyade sıkıntı çeken halkın fakir ta- bakaşı ve köylüdür, Havaylci zaruriye gibi hemen her eve giren tütünü tedarik etmek bil hassa amele ve köylünün bütçesini sarsmaktadır. İzah edeyim: Meselâ: 5 - 1 Odönüm arazisi ve bir iki ineği olan bir köylüyü veya gündelikle çalışan bir ameleyi gö - zönüne alalım. Bunlar bir senelik kazançlarile hem ailelerinin idare ve iaşesini temin edecekler ve mükel - le oldukları vergileri (o verecekler, hem de günde bir paket hesabiyle se. nede 24 liralık tütün içecekler. Sene- de yirmi dört lira bir amele veya bir köylü için büyük bir yaradır. Bunlar tütün tedariki için diğer masrafları kısmiya mecburdurlar, Asker sigarasını halk içemez, köy lü sigarasını amele veya kasabalar - Ve! biz gene wlak akşamlarda konserve| mez. Bir iki kuruş noksan fiyatla sa- tılan köylü sigarasını almak için ci- var köylere kadar gidip gelenlere te- sadüf ediyoruz. Çünkü; şehir ve kasabalarda köy lü sigarasının satılması yasaktır, Bu farklara ne lüzum var? Köylü siga- rası, asker sigarası, halk sigarası di- ye ayırmaktansa hepsine halk siga- rası adını vermeli ve ince sigaranın paketini üç, kalın sigaranın paketini 4 kuruşa satmalıdır. İnhisarlar idaresi de bu yüzden hiç bir şey kaybetmez bilâsik satış artar,” İçkiye gelince; memleketimizde içki pahalıdır. İçkinin sıhhate ve ai- le arasındaki derlik ve düzene olan tesirleri pek aşikârdır. Fakat; alı - şanlar kolay kolay terkedemiyor - lar, İtiyatları en nihayet ihtiyaç o- Yayor. Hatta içki tederikinden âciz olanlardan bazı kimselerin © boyalı İspirto içtiklerini de gördük. Bütçesi müsait olmayanlar coluk çocüklarının rızkından, evlerinin ida. resinden kesip içki tedarik ediyor - lar. Bu yüzden aileler sıkıntı çeki - yor, çocuklar ihtiyaç içinde kıvranı » yor.. Arkadan geçimsizlik, didiş » mek, hastalık ve sefalet geliyor. İnhisar idaresi, güya kaçakçılığı önlemek için, bazı mıntakalara mah- sus nisbeten ucuz (yüzde on kadar) rakı satıyor. Bu fiyat farkı neden?. Her vatan- daş içkiyi her'yerde neden ayni fi - yatla tedarik edemesin! İnhisar idaresi her türlü içkiden yüzde yirmi tenzilât yaparsa, her çe- şit sigara ve tütündan münasip mik - tar (yüzde 15 - 20) indirirse bir şey kaybetmez. Bilâkis satış çoğalır, ka- çakçılık azalır.. Devlet Demir yolları gözönüne alınmalıdır. Nafia Vekâleti fiyatları indirmekle hem halkın minnet ve şük ranını kazandı hem de varidatın art- tığını gördü. On Tira maaşım var. Uç senelik Dr. M.Ü * Maaşım Az Evlenemiyorum me 22 lira geçiyor. Rakı içmem se » fahata düşkün değilsem de ben de her medeni İnsan gibi yaşamak iste- rim ve bu para ile idare edemiyorum. Söylemek istediğim ( nokta şu Ben şimdi evlenmek istesem hiç ya- pamıyacağım bir işe teşebbüs ediyo- rum demektir. Söylediğim şekilde bir kaç para biriktirmek değil her ay çok az bir borç bile bırakıyorum. Bir veya iki sene sonra maaşım yeni ba- reme göre on beş İira olacak. Arttı - Kından bir sene sonra da vaziyetimi azıcık düzeltebileceğim. Şu hesaba göre 25 yaşında olmuş olacağım. Ev- lenmiye hazırlanmak İçin en ax dişi- mi üç sene daha çok sıkı tutmak lâ- x1im geliyor. ki 28 yaşında olmuş ola- cağım. Yeni yapılacak baremde ilk maaş 15 liradan başlamasına imkân görülemez mi o zman iktısada riayet edenler ilk memuriyet hayatının aza- mi iki sene zarfında kendine ufak bir mile yuvası kuracak kadar bir para arttırabilir ve bu suretle 23 yaşında tam çağında evlenmiş olur ki hem kendine hem de milletine hayırlı bir evlât olur. Büyükada P, T.T. Memuru E, Sanlı İki senedir İstanbulun imarı için bir takım şeyler yapılıyor. Meselâ Eminönü meydanı açıl - makta. Açılmakta amma buraya ya- pılacak meydan nasıl olacak ne yap- malıdır? B. Prost herhalde düşün » müştür diyenler de vardır. Ne kadar düşünse bir İstanbullu kadar içten düşünemez ve nihayet Prost bir mi. mar mühendis ve saire, Halbuki bir adam kendi evi için herhalde yaban- cıdan daha samimi düşündüğünden onun samimi fikirlerinden mütehas- sıslar da istifade ederler, İşte ben fikrimi söyliyeyim: Ele Eminönü meydanını alalım: Burada iki milyon lira vererek bir takım mebaniyi yiktik amima âtka - sından eski kahve, ciyerci dükkân gibi bir vaziyet çıktı. Bugün Emniyet Sandığının elin. de, Vakıf paralar müdürlüğünde bir çok para var. Bunların ne İstanbul belediyesinin yerleri istimlâk olunan eshabı emlâkin ve daha isteyenlerin iştirakiyle beş milyon lira sermayeli .İbir Emlâk ve İmar şirketi teşkil edip istimlâk sahasında meydanın şerefile mütenasip mağazalar, hanlar daha bilmem bir şeyler yapılamaz mı aca- ba? K. Mustafa TAN BULMACA Dünkü bulmacamızın halledilmiş şekli 1234569189 10 BUGÜNKÜ BULMACA 1323 4567189 10 e e e SOLDAN SAĞA: 1 — Zirve © Bir spor öleti, 2 — Ahz © Bir vilâyetimiz. | 3 — Seni değil © Tödet eder. 4 — İnanmaktan emir © Ondalık. 5 — İplik. 6 — Zirve, 7 — Bir spor are e Ahz — Bir vilâyetimiz © Seni değil 9 — Tüdat eder © İnanmekten emir. 10 — Ondalık © İyilik. YUKARDAN AŞAĞI: 1 — Tapmek'© İnce'değii. 3 — Bir Rum İsmi © İsimdaş 3 Su © Yürür. 4 — Bir kadın ismi © Hatırlar, 8 — Okuyucu, 8 — İnce değil 7 — İsimdaş © Tapmak, 8 — Yürüyen © Bir Rum ismi, 9 — Hatırlar © Su 10 — Okuyucu © Bir kadın ismi. Deniz Levazım Satın Alma Komisyonu İlânları | 1 — Keşif bedeli 3320 lıra 86 kuru$ ölen 'döniz sevk memurluğu devri çark anbarının tevsli açık eksiltmeye konmuş olup 9/Şubat/ 939-tarihine rastlıyan “perşembe günü saat 14 de eksiltmesi yapı- lacaktır. 2 — İlk teminatı (249) lira (04) kuruş olup şartnamesi komisyon- dan parasız olarak alınabilir. 3 — İsteklilerin 2490 sayılı ka- nunda yazılı vesikalarla beraber belli gün ve saatte Kasımpasada bulunan komisyona müracaatları, (533) ZAYİ — Askerlik ( tezkeremi zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü kalmadı. Hasan Bozkurt — Şartıma razı oldunuz mu? — Olup olmuyacağımı birkaç gün sonra söyle- 9-2-939 Levazım Âmirliği Satınalma Komisyonu İlânları 1000 çift nalın alınacaktır. Açık eksiltmesi 10/2/8939 cuma günü sa at 14 de Tophanede İstanbul le - varım âmirliği satınalma komisyo- nunda yapılacaktır. Tahmin böde- M 125 Vira teminatı 18 lira 75 ku» ruştur. Şartname ve nümuünesi ko- misyonda görülebilir. İsteklilerin kanuni vesikarile beraber belli sa atte komisyona gelmeleri, (491) (586) * Dikim evlerinde birikmiş olan (74,000 ilâ 79500) kilo yünlü kır- pıntıya mukabil battaniye yap - tırılacaktır. Pazarlıkla eksiltmesi 10/2/939 cuma günü saat 14,30 da Tophanede İstanbul Levazım â - mirliği satınalma komisyonunda yapılacaktır. İmaliye ( üçretinin tahmin bedeli 1073 lira 25 kuruş- tur, Teminatı 161 liradır. Kırpın- war defterdarda ve Tophanede dikim evlerinde ve battaniye nü- munesi de Komisyonda görülebi- lir. İsteklilerin kanun! vesikala - rile beraber belli saatte komisyo- na gelmeleri. (483) (640) * Gümüşsuyu hastanesi ıçın bir adet elektrilize klor cihazı 14/2/ 939 salı günü saat 14 de Tophane- de İstanbul Levazım âmirliği satı- nalma komisyonunda açık eksilt- me ile alınacaktır. Tahmin bedeli 1100 lira, ilk teminatı 82 lira 50 kuruştur. Şartnamesi komisyonda görülür. — İsteklilerin O kanuni vesikalarile beraber belli - saatte komisyona gelmeleri. (494) (683) 12 ton yataklık saman alınacaktır. Pazarlıkla eksiltmesi 10/2/939 Cu- ma günü saat 15 te Tophanede leva- zam âmirliği satınalma Komisyonun- da yapılacaktır. İsteklilerin kati Te- minatlarile belli saatte komisyona gelmeleri, (498) (710) * - Askeri — prevanteryom için bir adet büfe alınacaktır. Pazarlıkla eksiltmesi 17/2/9839 cuma günü saat 15 de Tophanede İstanbul le- vazım âmirliği satınalma komis- yonunda yapılacaktır. Tahmin be ze em mam — deli 120 liradır. Teminatı 18 lira- dır. Şartname ve eşkâli Ko. da görülebilir. İsteklilerin belli saat- te komisyona gelmeleri. (508) P * Beheri üç parçadan imaret 1y takım hamam takımı alınıcaktır. Pazarlıkla eksiltmesi 17/2/939 cu- ma günü saat 14,45 de Topi de İstanbul levazım âmirl nalma komisyonunda yapıla. tır. Hepsinin tahmin bedeli 60 lira teminatı 9 liradır. Nümune si Ko. da görülebilir. İsteklilerin belli saatte komisyona gelmeleri, (609) — (783) * , 500 adet tükrük hokkasının ek- siltmesine talip çıkmadığından 17/ 2/939 cuma günü saat 1430da Tophanede İştanbul levazım âmir. liği satınalma komisyonunda tek - rar açık eksiltmesi yapılacaktır. Tahmin bedeli 275 Lira ilk temi- natı 20 lira 68 kuruştur. Şartna - me ve nümunesi komisyonda gö - rülebilir. İsteklilerin kanunı vesi- kartle beraber belli saatte komiş- yona gelmeleri, (510) (789 * Ordu sıhhiyesi için dört çeşit lâstik malzeme müteahhit nam ve hesabına 24/Şubat/939 cuma gü- nü saat 14 de Tophanede Levazım âmirliği satınalma komisyonunda açık eksiltme ile alınacaktır. Hep- sinin tahmin bedeli 737 lira ö0 kuruş ilk teminatı 55 lira 31 ku- ruştur. Şartnamesi Ko. da görü - rülebilir, İsteklilerin kanuni vesi- kalarile beraber belli sastte komis yona gelmeleri, (506) o (780) * Tophanede askeri fırında birik- miş olan 1379 kilo fırın kırıntı ve kazıntısı 17/2/939 cuma günü saat 13,30 da Tophanede İstanbul levazım âmirliği satınalma komis- yonunda pazarlıkla (satılacaktır, Hepsinin tühmin bedeli 20 lira 68 kuruştur, Teminatı 310 kuruştur. İsteklilerin belli saatte komisyo- na gelmeleri, (607). (781) (782) RADYOLIN le SABAH, ÖĞLE ve AKŞAM Her yemekten sonra muntazaman dişlerinizi fırçalaymız, tiler. Yamrı yumru, eğri, Yamık yumuk, çökük dökük, yıkık çıkık ey. AKA GÜNDÜZ - Mimik eymekslimmiineimçinin Bu on gün içinde ne Perihanlarla, ne perişanlarla, bilhassa Meli ile hiç karşılaşmamanız lizımdır. Se- bebi mi? Açık. Gözleriniz, heyecanlarınız, buhranla- rınız dinlenmiş olâcak ve siz de kendi kendinizin o- larak geleceksiniz. — Fena fikir değil. Ama benim bu iş elimden gelmez. Çünkü beni, benimle başbaşa bırakmazlar, Her şey, her günkü hayatıma müdahale etmek ve bir tekme vurarak beni üzmekle mükelleftir. Ben yaşa- mak için çalışmıya mecburum. Bunu onlar bilirler, fakat aldırmazlar. Ben kimsesizim, sen de görüp an- ladın. Ama hakikatte kimsesiz değilim. Ben bir (her- kesli kimsesizimi) Gülme, şaşma. Evet herkeşli kim- sesiz ve o herkes benim hayatımı kendi paylarına üz- miye memurdur. — Bizi (kimsesiz herkesli) vaziyetine çıkarabi- Yirsem memnun olur musunuz hocam? — Dünyalar kadar. — Yarın bir yalan seyahat uydurunuz. Evinizden bir çanta İle çıkınız, ve dn gün için bize geliniz. Si- ze, babamın odasına bitişik on günlük bir oda ha- zırlarız. Siz orada kendi kendinizi hepsedersiniz. Yanlış anlamayınız. Biz kırlara yakın otururuz. Her sabah ve akşam üstü ailece gezmiye gideriz. Sinema- ya beş dakika geç gideriz ve arka localara saklatım sizi, — Kalabalıktan hiç haz etmem. — Gazinolar kalabalık değil mi? TEFRİKA No. 34 — Oraları aile yuvaları değil ki, ben aile yuvası denilen hayattan uzağım. Onun hasretini yalnız işimde duyarım. Oyle sanıyorum ki ben bir aile ku- rabilmiş olsaydım —ben değil— evimin bütün içi, dışı mes'ut olurdu. Ailenin ve yuvasının ne oldu- ğunu ruhumda sezmiş olanlardanım, neye yarar ki demin dediğin gibi kasırgaya tutulmuş yaprak gibi- yim. Şimdiden sonrası da.. Onun için öyle yerler ba- na kalabalık gelir. Onlar sıkılmaz, fakat benim rTu- hum, fikir meydanında vücudü delik deşik olmuş kahraman İspanyol yaralısına döner, — Size ne dedim, sizi (kimsesiz herkesli) vaziye- tine getireceğim, O kadar tâciz edilmiyeceksiniz ki, — Bütün bu üzüntüler, zahmetler benim için mi, o kadın uğruna mı? — Ikiniz için hocam. — Bir aile içine girmek! On gün kalmak! Ne tu- haf şey! Amma bilir misin ki ben aileleri çok seve- rim. Kim olurlarsa olsunlar. Hele çocukları. Benim, yani (herkesli kimsesiz adam) ın tam on bir tane ma- nevi çocuğu vardır. Sekizi birer çeşit adam oldu. İki- si bir sene sonra hayata atılacak, Birisi de, tek bi- risi de benim gibi Haydamak oldu. Göz değmesin diye olacak! — Sahi hocam, haydamak ne demek. — Haydamak mı? Haydamak; işsiz güçsüz, ruhsuz kimsesiz, perişan dolaşan adama haydamak derler. Yani serserinin medenisi! tim, — Oyleyse ben hergün bir defa uğrayım. — Sakın ba! Yapma onu yapma! — Gelmemi istemiyor musunuz — Yanlış anlama kiz! Banim evim Galata Köprü- süne benzer, gelen geçen belli olmaz. Vakitsiz saatsiz gelmeni istemem, Seni yalnız iyilik, samimilik ve temizlikle karşılamak İsterim. — Tro dö zel! (fazla gayretkeşlik) — Affet küçük dostum. Senin kuvvetli bir küçük dost olduğunu görüyorum. Seni himaye eder görün- mek gülünçlüğüne düşmek istemem, Yanlış mânaya alınırsın da... — Meselâ Pezihan beni rakip sanır! — Sus! Onu bir an hissetsem Perihanın ağzını yırtarım, Hem o, hiç kimseyi rakip sayacak mevkie heniz çıkmamıştır. Çıkmıyacaktır da. , — A, buraları ne güzel! Buraya ne derler? — Edirnekapı. Yoruldun mu? — Evet. Şu tek atlı arabalardan birine binip Eyü- be gidelim. Vapurla Köprüye döneriz. — Uzun sürmez mi? Anneni pastacıda bekletmiş olmaz mıyız? — Ah, bunu annem duymasın! Sonra ne der? Ken- disini benden önce düşündüğünüzü öğrenince sizi benden çok sevecek. , — Sen biraz kıskanca benziyorsun? — Annemi, babamı çok kıskanırım, — Bir taksiile yine İstediğin yollardan geçe biliriz. — Oyle olsun. Kenar mahalleleri görmek bana büyük bir açı zovk verecek. Tabit acı zevk, ben Us- Küdarın kenarlarını bilirim, oralardan bir kaç defa geçtim ve bu acıyı yüreğimde hissettim. Bir de şu- bakımsız yerleri görelim. Edebiyatçı, romancı olmak istemiyorum. Sadece o yerlerin için için tüten mate mini içimde duymak istiyorum. Bir taksiye bindiler ve ağır yürümesini tenbih et- ler... Buram buram değil, iplik iplik tüten bacalar... Bacaların tepelerinde bir mevsim için unutulmuş çarpık çurpuk leylek yuvaları... Sokaklar boş değil: Sıska horozlar, hacıkadın kırması tavuklar, çamurlanmış tekir kediler, evden kaçmış finolar... Ve yırtık pırtık, ayakları yarı ya- lan çocuklar, sevimli çocuklar, solgun yüzleri gü- len çocuklar Köşelerde birikmiş karlardan top ya- Pip oynıyan domates burunlu, patlıcan elli güzel ço- cuklar, Bu toprağın çocukları. Evler boş değil: Basma perdeli, kırmızı kilimli, erkân minderli, çevrim sedirli odalâr. Odalarda tes- bih çeken anjinli mütekaitler.. Mutfaktan oğlunun gelişine kulak kabartan ânneler.. Pencerede, dük- kânından eli yazma çıkınlı dönen kocalarını bekli- yen taze gelinler.. Bir ucuz ut sesi ve bir akortsuz keman gıygıyı. Bir uzak gramofonda ne olur bir ge- ce çamlarda kalsak.. Ve Adalar.. Çamlar nerde, Adalar nerde, sen nerdesin? Üç ar- ın arnavut kaldırımı yapılsa, her taşım minhet ve hasretle öpecek dudaklarındaki kavrukluğa bir yu- dum serin, hayat şerbeti veremiyoruz. Bu bacalar ne kadar mütevazi tütüyorlar. Bu ev- ler ne kadar mütevazi çöküp yanlamışlar, Bu Insan- lar ne kadar mütevazi, mütevekkil ve feragatli ya- pyorlar. Nazlı bunları gördükçe tahayyül ettikçe ve düşün- dükçe başka bir hayal ve istırap âlemine göçmüş gibi oluyordu. Birdenbira Vurgunun kolunu sıkarçasına tutup mırıldandı: — Hocam! Biz ne gafil adamlarız! Biz buraları ve buralardaki insanları sevmeliyiz: Bu yerler he- vecanlarımıza kaynaklık etmeli. Sevmiyor muyuz? — Hayır! Sevsek böyle olmazdı. (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: