17 Mart 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

17 Mart 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Misafir Başvekil Bugün Ankarada Merasimle Karşılanacak Ekselâns Köseivanof, Sirkeci garında selâm kıtalarını teftiş ediyor (Başı 1 inelde) | Perapalastan çıkarak otomobille Top ve Bulgar talebesine iltifatlarda bu- nişlerdir Burada lunarak halkın sürekli alkışları ara- sında emirlerine tahsis edilen oto- mobillerle doğruca Perapalas oteline gitmiştir. Köselvanof öğle yemeğini hususi olarak Perapalasta yemiş, öğleden sonra şehirde otomobille küçük bir gezinti yapmıştır. Köseivanofun beyanatı Köseivanof Perapalasta kendileri yaret eden gazetecilere şu beya- bulunmuştur: “Komşu ve dest Türkiyede bu - lunmaktan ve pek az bir zaman son- ıriyetin zimamdarları ile gimden ve Bulgari -|sin tanda hepimizin milli şefiniz lâns İsmet İönüne ve Türk milletine karşı beslemekte olduğumuz derin! tekrim E ifadesini « iblâğ e- deceğimden dolayı bilhassa bahtiya- Tim, Türk toprağına girdiğimiz andan itibaren hakkımızda gösterilen dik - kat, bizi derin bir surette mütehas - sis etmiştir ve hükümet makamatı tarafından hakkımızda ibzal olunan nazikâne ihtimamlardan ve İstanbul. da bize yapılan Hararetli kabulden dolayı şimdiden derin ve — dostane minnet ve şükranımı beyan etmek isterim. İ General Halis Bıynı rektörü ve Balkan Ioslarile birlikte emirlerine tahsis e. dilen Suvat vapu geçmişlerdir. Gar, Türk — Bulyar bayraklarile donatılmış, havanın soğuk va vaktin İse olmasına rağmen kalabalık bir lesi istasyonda toplanmıştı. arasında iskeleye » burada bir po- rafından resmi selâm | l ? Haydarpaşaya | ni çıkarak gara girdi lis müfrezesi | a edildi na ekse. miş ından, ak olan y vanof taraf a kon. n getirilen büyük çelenk Başvekilin hususi trenile Ankaraya götürülmüştür. Öğrendiğimize göre Doktor Kösel- | vanof, Ankaradan dönüşünde önü- müzdeki salı günü saat beşten yediye kadar Türk ve ecnebi matbuat mü- messillerini kabul edecektir. Bulgar gazetecisi diyor ki? Bulgar © Başvekili ile beraber memleketimize gelen gazetecilerden Dnes ve Parol Bülgar gazetesi di- Bu skşam Ankaraya gidiyoruz ve rektörü Pratiç dün memleketimizi yarından itibaren son on beş sene i-|ziyaret intibalarını soren muharriri- çinde Atatürkün Türkiyeyi ihya et. | mize şunları söylemiştir: miş ve onu Avrupa medeniyeti için) “ —Türkiye — Bulgaristan bir pişdar karakolu haline getirmiş!sındaki dostluğu kuvvetlendirip e- olan muazzam teşebbüslerinin fış - | bedileştirmek (gayesiyle Türkiyeye kırmış olduğu bu efsanevi beldede| Huduttan Mibaren büyük e | geldik. bulunacağımızdan dolayı sevinç i - | hüsnü kabul gördük. Bir gazeteci si- çindey islerini ara- irki- rdi. O zaman kendileri ile görüşmek © şerefini Bulgar matbuatının Türkiyeye kar- # büyük saygı ve sempatisi vardır. Türk matbuatiyh nesebetlerini kuvvetlendirmek Bal kanlarda sulhü korumak yolunda teşriki mesai emelindeyiz.,, Pitiondaki merasim Başvekil eivanof memlekati- mize gelirken 'da trenden in- miş ve orada Yunan mina Umumi Vali dan selâmlanmı ziyafeti veri gelmişle hükümeti na- Kavdas tarafın- rda Edirne y andanı, Bulgar Elçisi, E nsolosu iye erkânmdan bir heyetle İs- tanbul matbuat mümessili Neşet A- tay tarafından karşılanmış ve bir polis müfrezesi tarafından selâm- lanmıştır. Bulgar gazetelerinin neşriyatı Sofya, 16 (A.A.) — Bulgar ajansı bildiriyor: Bütün matbuat, B. Köselvanofun Türkiye seyahatine ait haberlere bü- yük bir yer ayırmakta ve bu husus- ta müteaddit makaleler neşretmek- tedir Yarı resm! Dness gazetesi başma- kalesinde Bulgar milletinin Afatür- kün ve onun mesal arkadaşlarının zafer ve eserlerini nasıl bir sempati ile takip etmiş olduğunu tavsif eyle- dikten sonra diyor ki: ve şerefine bir çay/'© TAN Seçim Çok Hararetlendi (Baştarafı 1 incide) | tezahürat yapılacak ve bando tarafın dan akşama kadar müsiki neşriyatı Mİ hezzet ve ma kazanmıştım, | minönü kazasında Osman Şcrafet tin tarafından bir nutul kahyoneti Je r Kullanmakla Kurak miri temin da bir nutuk seçim hakkı — edebilirsiniz. cektir, ii, telif k camilerde mmuh- hitabeler irat edile-|i cek, ayrıca sandık başlarında da muh hatipler ve baharat Paketleri rafından nutukler İİ per yerde Bey m Üsküdara ka dar bütün sahil boyunca parti kam- voneti dört sast dolaşarak neşri kuruştur, Yurtta Seçim Faaliyeti Arkara 16 (A. A) — “Bugün 16 939 perşembe, inci müntehip seçimi dünkü hararetiyle ve milli ü içinde akşama ş vatandaşlar e C. H. P. nam - rin ittifakla vermiş - ma tı vata bir bayr: İkadar d İbüyük bi zet lerd Bursa ve 'Tı İseçim faaliy İ mış, İzmirde de bu akşam bitmij lerde muhtelif günler - İde tamamlanarak 21 mart akşamı İher tarafta ikinci müntehip seçimi sona ermiş olacaktır. | bütün LARINDA, MİŞ TÜLLERTw Ml SANLI bzon vilâyetlerinde eti dün akşam tamamlan yg İasetini, ancak MARKA BAHARATINI 117-3939 1 mM emeklerinizin 15 gramlık Salep | 1 | | gram — İç ve diş BASUR MEMELERİNİN İLTİHAPLARINDA, KANAMA- CERAHAT- FİS PATI'nın DEVAMLI TATBİKİ İLE Şifayı UK TEMİN ÇAB İ EDER ALAKA EAA AL Türkiye buğün Avrupada, dahildes | ki mesut hükümeti ve harici büyük muvaffakıyetlerile nümune olacak bir devlettir. Bu sağlam milli refah âmillerini bir araya toplayan sebep | mizi takip hususundaki ge harp kargaşalıklarından sonra iki| de onum dabi millet maddi ve manevi kuvvetleri» | diyoruz. Bu müşteri ni toplamak lüzumu karşısında kal- | hareket ede N mışlardır. Bunun için de barış lâzım-| layan ve samimi dost eden müşterek dır, Türkiyeyi, en büyük ihtiyaç dev-| yüksek menfsatim2 mevcuttur. resinde olduğu gibi, devsm etmek bulunan Rönesans devrösinda de on iyi şekilde anladık. Rönesans devre- Göynük Belediye Reisliğinden: 1 — Belediyemizin Göynük'te yaptıracağı elektrik tesisatından Dür- bin, Dinamo, cebri boru nazım tevzi tablosu ve bunlarm bil'umum te- ferrüatınm teslimi ve montajı 5100' lira” bödeli keşif üzerinden ekslit- meye konmuştur. 2 — Elesiltme kapalı zarf usulfle 27/Mart/939 Pazartesi günü sast 15 de Göynük Belediye salonunda yapılacaktır. 3 — İstekliler bu işi yapabileceklerine ald Nafra Vekdâletinden altnmız ihtisas vesikasımı ve ayrıca müteahhit vesikasile 939 senesi Ticaret Oda st kayrt makbuzu ve muvakkat teminat makbuz veya banka mektubu- nun teklif mektuplarına lef etmiş olacaklardır. 4 — Teklif mektublarının 2490 sayılı kanunun 30 cu maddesine uy- gun surette hazırlanmış ve eksiltmenin ihelesinden bir saat evveline ye — Bulgaristan arasındaki münâ: Dost devlet başvekili saat 18,45 |sebati tetkik ediyorum. Münasebet- te refakatinde Sofya elçimiz Şevki|lerin günden güne inkişaf ettiğine | Berker, refikaları, Bulgar ötaşemili, | şahit oluyorum. 936 senesinde Bü-| teri, Bulgar gazetecileri olduğu hal-|yük ve muhterem Cümbhurreisi İs-| de halkın sürekli alkışları arasında |met İnönü Başvekil olarak Sofyaya fatiyle uzun senelerdenberi Ti Haydarpaşada tezahürat kadar Belediye Reisliğine verilmesi meşruttur. 3 — Postada vuku bulacak gecikmeler kabul edilmez. 6 — Muvakkat teminat 382,5 liradır. 7 — Proje dosyasmı görmek isteyenler Galatada Halil Paşa sokak Ça- nakcılı han 4 cü kat No. 28 de mukim Yüksek Mühendis A. Samucle veya Göynük Belediyesine müracaat etmele | Diş Doktoru Diyor ki Kısa bir müddet “RADYOLIN,, kul- landıktan sonra dişleriniz parladıktan başka mikropların kâmi- len mahvolduğunu inek gibi zararlı salya ve ifrazatın kesildiğini, diş etlerindeki itihaplarım durduğunu ve nihayet nda lâtif bir rayiha duyacaksınız. GAYET TEMİZ GAYET SIHHİ GAYET UCUZ Her gün sabah, öğle ve akşam ye- meklerinden sonra günde 3 defa dişlerinizi RADYOLİN İle Fırçalayınız başladığı? AKA GÜNDÜZ e a Kupkuru, kıpırtısız, cansız bir hayat başladı. Dün- kü canlı, hareketli, heyecanlı Vurgun bir otomat - a- dam olmuştu. Nizamlı çalışıyor, tertipli davranıyor, çekingenliği artmıştır. Randımanı iyidir ve kazancı eski yılların kazancını bulmuştur. Dünyada seri ç karan standart mahsullü fabrikalar gibi hayatta da seri çıkmış standart tip Insanlar vardır. Bunlar nor- mal marka insanlardır. Guguklu çalar saat, havaga- xi kontörü, dönen banka kapısı neyse bunlar da öy- ledir. Böyleler için hayat bir ottmat - adam oluştan ibarettir. Çok sevinmezler, çünkü sevinmeyi becere- mezler. Hiç kızmazlar, çünkü sinirleri dalma gevşek- tr ,gerginlik hareket vereceği için zevk yerine baş ağrısı duyarlar. İşlerine iş, sinemaya sinema, evleri- ne yataklı olduğu için giderler. Onların sayılı Tan- rıları vardır: Aile doktoru, mahalle imamı veya pa- pazı, polis memuru, maliye tahsil şubesi tahakkuk âmiri, belediye tahsildarı, ve, dünya evine girmişler. se karıları, girmemişlerse anaları... Bunların mesut olmaları icap eder. Fakat mesut değildirler, çünkü saadetin ne olduğunu - mukayese vasıtalarından mahrum oldukları için - bilmezler Pek pek canları sıkılsa çok yemekten mideleri bozulduğu ve bu yüz- den çok yemek yiyemiyecekleri için sikilrlar. Vurgun da böyle bir standart tip olmak üzereydi. Halbuki buna hiç kabiliyeti yoktur. Sanatkârdır. Ve her sanatkâr gibi dümdüz yaşıyamaz, elinden gel mez. TEFRİKA No. 66 Bu durgunluğun ve otomatlığın sebebini anlıyor, birkaç kısa yıl içinde geçen uzun fırtınalardan sonra ikinci bir kasirgaya kadar durulmuştur. Bugün için eser veriyor, epeyce de kazanıyor, fakat bir kalem sanatkârı bunun muvakkat olduğunu bilir. Kalemi kıvrak yürüten el değil, heyecandır. Şimdiki randı- manı, fırtınasının ölü dalgalarından geliyor. Biriz sonra bir şey kalmıyacak. O zaman ne yapacak? Sıh- hati de gittikçe bozulmaktadır. Daha doğrusu omuz- larına çöken yıllar ve başına serpilen aklar kendisi ni çökertmektedir. Ihtiyarlıyorum demeğe cesaret edemiyenler (Ne oldu bilmem, şu günlerde biraz sıh- hatim bozuldu, kendimi üşüttüm galiba) derler, Vurgunun otomat - adam olmağa değil, dinamik adam olarak yaşamağa ihtiyacı vardı. Çünkü bütün hayatı böyle geçmiştir. Aşi meslekte ve politikada yle yaşamıştı. Yeni bir hareketliliğe geçmek için ne yapmalı? Eski gürültülü Babiâlinin tadı kaçalı çok oldu. Sevda işleri, pazarlığı yasak eden son kanuna rağ- men pazarlığa bindi. Polltikaya gelince, politika yo- rulmuştur, artık uslu akıllı, efendi efendi yaşamak tarafdarıdır. Sahne de boştur, eski büyük aktörler dönüp gelseler bile sessiz filmlerdeki şekiller gibi gölge halinde biraz görünüp çekileceklerdir, çünkü halka klâsik palavralardan usanç gelmiştir ve çün. kü nesil değişmiştir, yepyeni bir nesil, dünü bilme- yen, evvelki günü hiç bilmeyen ve mühimsemiyen üremiştir. “Nasıl bu taze maarifle es- kiler alayım?" misra sanki bugün için söylenmiş- tir, Ne olursa olsun, Vurgun bu lâpa yaşayışın eri de- ğildir. Gevşemiş olan zenbereklerini kuracak bir şey arıyor. Bunu yine eski mesleğinde bulacaktır. Fakat bulmak için heyecan lâzım. Heyecan içinse? Kadın. ah bir kadın olsa.. bir kadın ki ona tatsız aşk destanları okumasın, yılışkan göz süzüşleri gös- termesin. Ilim, edebiyat ve permenancı berber uka- Iâlıkları etmesin. Oyle bir kadın ki arkadaş olsun, dost olsun, sevgili olsun, ana olsun, hemşire olsun. O çalışırken alnını bir nisan bulutu gibi okşasın, E rafını bir renkli sisle kaplasın. Bir esans görünmez- Wiğile içine dolsun. İşini bitirip kalemi atınca ve yorgunluğunu sav. mak için kollarını açıp gerinmeğe başlayınca arka- dan gelsin, kollarını açık koltuklarından geçirip göğ- sünün üstünde kavuştursun, ve berber elinde çalı- laşmamış saçlarını, alnını esnesinde gezdirsin Göz: göze geldikleri anda içiçe olduklarını görsün. Duyan birisi için boş bir yatak odası kadar zindan ne var? Boş bir ev sonsuz ve susuz bir çölse, boş bir çalışma odüsı bir kör kuyudur; boş yatak odasının zindan oluşundan beter, Bu, sade erkek için böyle değildir, kadın için, du- yan kadın için de böyledir. Erkek olmayınca kadın yarım; .kadın olmayınca erkek sıfırdır. Vurgun haftalarca böyle düşündü ve Yahya Ke- malin Mihrümah Sultanına âşık yedi gençten bir ak saçlısı olarak haftalarca dolaştı. Dibine indiği çıki- riksız kuyunun tılsımını aradı. Bu tılsımı bulur bul- maz yeni bir âlemin kapısını açacak ve bir yaz rüz- gârı halinde 6 yeni âlemin ufuklarında esecek. Mektep çağında olmıyan bir çocuğun yaptığı ip- san resmine dönen Meilyi hâlâ unutmamakla berg- ber böyle düşünüyordu. Avukatsız Meli dediğini yapmıştı. Birçok hayali, uydurma cürümler icat edip hepsini üzerine almış ve hepsini itiraf etmişti. Fakat müdeiumumi yeni neslin bir olgun delikanlısıydı, okumuştu, psikolojiyi, cemiyeti ve içtimalyatı biliyordu. OY” insanca bir müdafaada bulundu ki öteki suçlular” avukatları bile hayret ve takdirle şaşakaldılar, MÜĞ detumumi Meliyi kurtardı, ve Meli müddeiumumi? hiddetle, kinle baktı: Senden başka beni kurtaracal kalmadı mı? der gibi. Ve dayanamadı, yüksek sesle hâkime sordu: — Şimdi ben nereye gideyim? Hâkim manevi bir ıztırapla önündeki kâğıtla! baktı: Meli bir cevap alamayınca kendisini kurtar? genç müddelumumiye dönüp sordu: Beni zindandan kurtaracak kadar iyi ve bi gili olduğunuzu gördüm. Fakat söyley bana, PV radan krtulan beni sokaklardan da kurtarabilir siniz? : Müddeimumi dosyalarını koltuklayıp yandaki 0d! sına gidri, En geri sıralardan birinde bunları görüp dinleyf Vurgunun gövdesi bir su cenderes'nin altında ezil” yordu. Zorla kalktı, kalabalığın arasında güçlük yolu açıp ilerlemeğe çalıştı. Yarı karanlık geniş #9 ridorun merdivene yakın bir yerinde yetşiti.Sokvld”” Kalbi çatlamak üzereydi Sol omuzunun arkasındi kulağına doğru fısıldarcasına seslendi: — Meli! elif Melinin munmeleli evraka benziyen yüzle kar?" Jaştı. Meli loşluktan mı, yoksa nereye gideceğini dü şünmekten mi, birdenbire tamyamadı: — Bana mı seslendiniz? — Benim Meli, sana Sylemeyiniz. Biliyorum. Benimle beraber hiz. Benim hiçbir hayat takatim kalma" Yalnız bir kuvvetim kaldı: Sizinle beraber git” mek. Bu irade kuvvetimi olsun incitmeyiniz. — Neye inat ediyorsun Meli? Tik tak, tak takl (Devami var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: