26 Nisan 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

26 Nisan 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— az 26.4-939 26 Nisan 1939 | TAN ABONE BEDELİ Türkiye Esnebi | 1400 Kr. 2800 Kr. mo » 0 0 » m” 1 * Blilletlerarası posta It olmıyan memleket için abone | bedeli müddet sırasiyle 30, 16, 9, 3.5 liradır. Abone bedeli pesindir. değiştirmek 25 kuruştur. mektuplara 10 kuruşluk KAİ ATİLA TAİ İNİN Lİ Cümhurreisimiz Çocuklar Arasında İsmet İnönünün en büyük hu - susivetlerinden biri de miis- tesna bir aile reisi ve çok kıymetli bir baba oluşudur. Dün gazetede intişar eden resim- lerde onu bütün memleket çocukla - rının şefkatli babası halinde görüyo- ruz, Bu resmi gördükten sonrada bizde de çocuk meselesinin artık bir devlet meselesi olması | zamanının yaklaştığına kanaat getirdik. Amerikada çocuk meselesi, o vak- tin cümhurreisi olan Roosevelt ta - rafından ele “alındıktan sonra bir devlet meselesi olmuş, ve hal yolu- na girmiştir. Bizde bu devreyi en iyi İsmet İ- nönü açabilir. Çünkü o ötedenberi memleketin nüfusu meselesine azami ehemmiyeti veren en büyük devlet adamımızdır. Çocuğu tanıyan,. onun içtimai hayattaki rolünü ve ehem - miyetini herkesten iyi bilen Milli Şefimiz, vakti gelince | şüphesiz ki çocuk meselesini bizzat ellerine ala. caklar ve bunu bir devlet meselesi halinde ortaya atacaklardır. Bizde çocuk davasınm bütün mil- lelçe ve bütün memleketçe benim - senmesi, üzerinde İşlenmesi ancak Milli Şefin rehberliği altında çocuk davasının ele alınması vermen. | Onun için biz bu defaki ii S“ günlerin karışık va- ziyeti içinde kendisini emniyette görmiyerek müda- faa hazırlıklarına kuvvet ve - ren küçük hükümetlerden bi- ri de Holandadır. Halbuki bu sene başında İngiltere, İsviç- re gibi Holandanın da Alman- lar tarafından bir taarruza uğraması doğrudan doğruya İngiltereye karşı meydan o - kumak şeklinde telâkki edi - leceğini ilân etmişti. Fakat Orta Avrupada vukua ge- leh son değişiklikler üzerine bu garanti Holandayı tatmin edeme- diği gibi Almanyanın kendi hak « kında hiğbir fena tasavvurü olma- dığına dair verdiği teminat ta bu eta e e EK YAL den korkuyor, neden çekiniyor? , bayramına cümhurreisimizin gös Çiler Bir hemmilükee terdiği alâkayı bu bakımdan bir be- şaret telâkki ederiz. * İzmit Müddeiumumisinin Müstehcen Telâkkisi Merlin DR per veye İzmitte Serbest Ressamlar Gru « punun açtığı resim sergisinde teşhir edilen bazı tabloları müddeiumumi- | lik müstehcen bularak resim sahip- lerini mahkemeye vermesi, günün meselelerinden biri oldu. Genç ressamların tablolarını şe - hir şehir dolaşarak teşhir etmeleri kendileri için bir fedakirhk, fakat memleket için büyük bir hizmetti, Çünkü bu sergiler halkın sanat zey. kinin inkişafına ve sanat terbiyesi - min tekemmülüne (ohizmet edebi. lir. Fakat İzmit müddelumumiliği, sergide teşhir edilen hazı çıplak ka- dın resimlerini müstehcen addederek bu tabloları istirdat ediyor tablo sa- hiplerini de mahkemeye © vermeğe karar veriyor. Dünyanın hiç bir yerinde sanat eserine müistehcen nazariyle bakıl - mamıştır. Eski Yunanistanda büyük sanatkârların yaptığı heykellerin ço- ğu çıplaktı. Bu heykeller o devir me- deniyetinin birer sembolü halinde zamanımıza kadar şöhretlerini ve gü zelliklerini muhafaza ettiler ve mü zelerin en zengin eserleri o arasına girdiler. İzmit müddeiumunmiliğinin müs - Felemenk de dediğimiz bu memlekete verilen Holande ismi çukur memleket manasına gelir. Memleketin bütün mazisini, bütün tarihini, tali ve mukedde: bu kelime içinde okumak mümkün « dür. Düz ve çukur bir memleket. Şimali Almanya ovasının Şimal Denizine doğru uzanan bir ucu o- lan Holanda Ren, Lamöz ve Wsko gibi Garbi Avrupanın üç mühim nehrinin bir çok kollara ayrılmak suretile teşkil ettikleri geniş bir deltadır.Holanda da Avrupa kıtasın dan çıktığımızı hissederiz. Fakat daha denize de varmış sayılamayız. Memleket denizden Polder dedik. leri dolma topraklarla, kum tepe- leri ve bunlar arasında kıyı boyun- ca fasılasız uzanan set ve duvar- larla ayrılmış bulunuyor. Kara ta- rafında ise onu komşularından a- yıran hiçbir âriza, hiçbir tabil hu- dut yoktur. Cenubu şerkide Belçi- ka arazisi içerisine doğru sokulan dar bir parça, Limburg bölgesi bir tarafa bırakıldığı halde her taraf- ta nihayetsiz ovaların uzandığı gö” rülür. Almanya tarafından Fele- menge.giren bir yolcu, hudut işa- retlerine, istasyon binalarının de- ğişen rengine ve memurların ki yafetlerine dikkat etmemiş ise baş- ka bir ülkeye geçildiğini *arkin- da bile olamaz. tehcen hakkındaki telâkkisi biraz ge-| Jadiatın gösterdiği kolaylık ridir ve bu telâikkinin inkilâbın or - taya attığı ileri hamlelerle barıştı - rılması mümkün değildir. e Güzel müstehcen olamaz, ve bir sanat ese- ri müstehcen telâkki edilemez. Dün- yanın hiç bir yerinde sanatkâr bu kabil resimlerinden dolayı mahke - meye verilmez. Bizde ressamın yaptığı bir sanat eserinden dolayı mahkemeye veril - mesi, dahilde de hariçte de hakkı - nlış bir hüküm verilmesine sebep olabilir, Onun için İzmit müddetumumi - sinin bu yanlışı bir an evvel düzelt - mesini İnkılâp namına zaruri telâkki ediyoruz. Tabiatin hazırladığı bu kolaylık, Fransaya doğru akmak istiyecek kuvvetli bir Alman ordusunun ö- nüne açılmış en rahat ve en kısa bir yoldur. Hususile Cihan Harbin- de aldıkları derslerden istifade © deceklerine şüphe olmıyan Alman- ların, ordularını Felemenk yolu İ- le Belçikayı arkadan çevirdikten sonra, Fransa hudutlarıma doğru rahatça ilerlemeyi düşünmelerin- den korkulur. Bundan başka Ho- landayı ele geçirecek olan bir Al manya Şimal Denizi kıyılarında kolayca tesis edeceği deniz ve ha- va üsleri sayesinde Ingiltereyi şid- TAN a Istilâ Tehlikesine Sudan Kuvvet Alan HOLANDA Faik Sab lü : Şu değirmenin dibindeki çıkrığı çevir. saatte suya detli bir tehdit altma almış ola- caktır. Işte Holandayı ordusunu hemen bir misli arttırarak hudutlarını takviyeye sevkeden vaziyet budur Ateş çemberi içinde Hera Cihan Harbinde de ayni müşkül vaziyet ile kar- şılaşmıştı. Memleket: her taraltan biribirile döğüşen komşularla çev- rilmişti. Daha fenası, bu komşulu- nn ticaretlerinde ve hariç ile te- maslarında mühim roller o nehir yolları hep geliyor, Felemenk arazisinde denize dökülüyordu. Harp patlamadan evvel Avrupa- nın ayrıldığı iki büyük grup, Ho- landayı kendi taraflarına çekmek için çok çalışmışlardı. Fakat var- lığımı ancak sıkı bir bitaraflık si- yasetini takip suretile temin ede bileceğini anlıyan Holands ne Iti- lâf, ne İttifak devletlerinin *eklif- lerine yanaşmıştı. Cihan Harbi baş- layınca Holandanın ilk işi sefer - berlik ilân etmek ve az zamanda 450 bin kişilik kuvvetli ve iyi ha- zırlanmış bir orduyu hudutlarına yığmak olmuştu. Bu vaziyet Al- man erkânı harbiyesinin plânlarmı altüst etmişti. Von Moltkenin harp- ten sonra neşrolunan hatıratından öğreniyoruz ki, önce Alman ordu Yazan ri Duran en adam heklarlarca areziyi bir boğuyor. sunun Belçika ile birlike Limburg üzerinde Hulanda topraklarını da Şİğnemesi kararlaştırılmış iken garp komşusunun çok şiddetli ted- birleri önünde Almanya bu plânı değiştirmiye ve bir kaç günlük bir teahhura sebebiyet vermesine rağmen Alman orduları Krefeld'- den daha cenuba doğru indirildik- ten sonra hududu geçmişlerdi Denizden istifade âkat Holandanın valanı mü- F dafan için yardımını temin ettiği başka bir müttefiki daha vardı: Deniz... Sulh anında Fe- lemengin en birinci düşmanı olan deniz harp zamanlarında onun İ- #ine çok yartyan sadık bir mütte- fiki oluyordu. Bu çukur memleke- tin bütün garp kısmı, bütün me- sahanın yüzde 38 kadarı, denizin med zamanları vardığı seviyeden bir kaç metre daha alçaktadır. Bu araziyi denizir bücümüne karşı muhafaza eden kuvvet insanlar ©- linden çıkmış olan ve kıyı boyun €a uzanan duvarlardır. Holandanın bütün tarihi burada yerleşen in « sanlarla tablat arasındaki daimi mücadelelerle hulâsa edilebilir. Tik günlerdenberi denize karşı har; Bu verimsiz ve tehlikeli muhiti Hölanda köylüleri günden güne Karşı değiştirdiler, denizi adım adım ge- Ti sürdüler ve karış karış kazan- dıkları toprakları işe yarar bir ha- le getirmek için bıkıp usanmadan çalıştılar. Bu cihetle Holandalılara sorarsanız size: “Allah dünyayı ya- rattı ama, Holandayı yaratan Ho- landalılardır.” der. Su müdafaası : Heri kendi eli ile yaptı- Kanı icabında yine kendi e- dile yıkmasını da bilir. Başı sıki- $. —— eko BAY Kültür Seviyesi Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel üstakil Ressamlar Cemiyeti - nin İzmitte teşhir ettiği lolar arasında çıplak kadın resimleri varmış. Havanın içinde oksijen ol - ması ne kadar tabii ise, bu tabloların arasında bu gibi resimlerin bulunma ları da o kadar tabiidir, İzmit müd- deiumumisi bu resimlerin deşhirini menetmiş. Kendi iddiasını tevsik için de bu resimlerin müstehcen olup ol- madığını tetkik zımnında işi bir be- yete havale etmiş. Bu sergi İstanbul- da teşhir edildi, Anadolunun bir kaç şehirlerinde teşhir edildi. Müsteh - cen bir resimle, tabii bir resim ara - sındaki farkı ölçebilecek kabiliyette olan bu memleketlerde, o kafalarda bir “Acaba!” istifhamı bile hasıl ol madı, Izmitin diğer şehirlerden kültür seviyesi itibariyle daha geri olduğu- nu iddia edemeyiz. Müddelumumi - nin kafasında bu “acaba” neden ba- sıl oldu? Kafesin arkasına saklamağa alış- tığımız çarşaf içinde asırlarca mah rem diye örttüğümüz kadını, çıplak görmeğe tahammül edemiyen bir zih niyein emareleri hâlâ mevcuttur demek, Bu zihniyeti taşıyan yalnız İzmit müddeiumumisi olduğunu söy lemek de bir haksızlık olur, bu zih - niyeti taşıyanlar, tek tük dahi olsa hâlâ mevcutturlar. | Bunlara karşı açılacak O kültür harbi bitmiş değildir, buna muttari- den devam etmek lâzım. Kadınlar çarşaf giyecek, kadınlar artık çalış « mayıp evlerine dönecek, (kadınlar plâjlara gitmiyecek rivayetleri İs » tanbul şehrinde dahi kendine münas kaşa imkânı buldu. Bir yevmi gaze- lınca kıyı boyunca uzanan setler» den şurasını burasını deler, yah sularını içeri salıvererek bütün o- vayı sular altında birakır. Bu fe- yezan memleketi istilâya gelecek bir ordu için müthiş bir âlet halini alabilir ve bu esnada bu su hattı nın arkasında mevki slacak olan e canlı yerleri olan garp Kisımnı da- ba iyi müdafaa etmek imkânları- nı hazırlamıya vakit bulur. Müdafaa tedbirleri imdiye kadar Holanda bu tedbire bir iki defa müra- ek mecburiyetinde kal - 4 te Holandalıların İs- panyollara karşı yaptıkları istiklâl muharebeleri esnasında idi. Deniz- den çok uzakta olan Leyden şehri- ni Ispanyollar aylardanberi müha- sara altına almışlardı. o O zaman Felemengin başlıca müdafaa kuv- vetleri sahilden ayrılamıyan filo- larında bulunuyordu. Kaledeki as- kerler için teslim olmaktan başka çare kalmamıştı. Bunun üzerine Holandalılar en son tedbire baş- vurdular, setleri yıktılar, suların hücumu karşısında Ispanyol ordu- su tutunamadı. Felemenk donan- masi da pupa yelken tarlalar ara- sına atılarak ilerlemiş ve Leyden şehrini muhasaradan kurtarmıştı. Bir de 1672 de Fransa kralı Louis XIV. un orduları ayni veçhile mağ- lap edilmişlerdi. Çok tehlikeli gün- lerde hükümet başına get n O ranj Prensi Vilhelm II, Fransız ordusunun Issel hattında tutamı- yacağın: görünce setleri yıktırmış, ovayı baştan başa bir deniz haline getirtmiş ve bu suretie düşmanım ilerlemesine mâni olmuştu. Napol- yonun Avrupayı İstilâsı sıraların» da da Felemenkliler başları sıkı- şırsa bu tedbire müracaati düşünü- yorlardı. O zaman.Holanda ordu- sunun kumandanı olan General Krelenzoff:“Vatan gemisini düşma- na teslim etmedense delip batır - mak evlâdır” diyordu 75 milyon sterlin Ev sensin ve güzel memlske- tin, bu verimli yeşil toprak- ların, bu şirin köy ve kasabaların | Için bü. | Su baskınma bırakılmak yük bir zararı göze slmak icap ©- diyordu. Harp bittikten sonra yeni- den setleri tamir etmek, suları tu- lumbalarla emerek denize boşalt- mak, köyleri ve merâları eski hu line getirmek kolay bir iş değ dir. Bunun için sarfı lâzım gele- İte kadınların eve dönmesi tezi üze- rinde anket açıp, muhalif | fikirlere karşı müdafaaya geçmek cesaretini rdi, Demek ki kadının hayatta leri adımlara karşı set çek - İmek isteyen zihniyet hâlâ ölmemiş- tir. Serbest Ressamlar Sergisindeki cıplak kadın resimlerinin — teşhirini meneden zihniyet ile, kadını eve dön dürmeğe çalışan zihniyet fark yoktur, arasında Biz kültür seviyemizi, o medeni memleketlerin seviyesine eriştirmek İmecburiyetindeyiz, Geriye dönmeyi icabeden her zihniyet bir | irticadır. İrtica sahasında ipliğin ucunu eli - mizden kaçırırsak, nerede karar kı « lacağımızı bilemeyiz. Bunun içindir ki Atatürkün bize verdiği. parolayı Geri dönüş yok, i- unutmamalıy leri, dalma ileri” İrtica, emin olsun ki karşısında lları da gençlerle ayni safta kendine düşman bulacaktır. Kütüphanesinin Yıldönümü Sofya, 25 (Hususi; — Vidinde Türk Şefkat kütüphanesinin 43 üncü yıldönümü kutlanacaktır. Bu müna- sebetle kütüphanenin hayatı ve ve- rimi hakkında yeni Türk harflerile türkçe ve bulgarca bir broşür çıkarı- lacaktır. Bu Türk okuma yurdu Vi- dinde epey münevver Türk yetiştir. İmiştir. pls eğimli Neşriyat Kongresi 2 Mayısta Açılıyor Ankara, 25 (Tan muhabirinden) — Neşriyat kongresi iki mayısta Halks- vinde Maarif Vekilinin reisliği altın- da açılacaktır. Neşriyat sergisinin de hazırlıkları tamamlanmıştır. Sergi de bir mayısta açılacaktır. ———— cek paranın 75 milyon İngiliz lira- sını bulacağını tahmin ederler. Bu “gibi felâketlere Holündi Gir. Son zamanlarda setlere karsı alınan şiddetli tedbirlerden evvel bazı kuvvetli fırtınalarda bu du- varlarda yarıklar açılır, etrafı sü- lar kaplar, senelerce süren eme- ğin mahsulü bir kaç saat içinde mahvolup gider ve her şeye yeni den başlamak lüzumu hâsıl olur- du. Fakat tabiat ile yapılan bu daimi mücadeleler, Holandalıyı a- zimli, çalışkan, hattâ birazda i- natçı bir millet halinde yuğurmuş olduğu için pek faydasız sayılamaz. lar,

Bu sayıdan diğer sayfalar: