29 Nisan 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

29 Nisan 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

——— 29.4.9319 BUGÜN Hitlerin Nutku Yazan: Ömer Rıza DOĞRUL Aranan devlet şefi Her Hit- ler, Rayiştağın dünkü toplan - tısında beklenen nutkunu söyledi ve ortalığı kaplayan emniyetsizliğin bü- tün mesuliyetini demokrasilere, ve demokrasilerin dizginsiz matbuatna Yükledi. Onun anlatışına bakılırsa demokrasiler, Almanyayı boğmak i- SİN, onu çember içine almağa uğraş makta oldukları halde © demokrasi matbuatı Almanyayı suçlu göster - Mek için herkesin içine korku salan Meşriyat yapıyor ve harpci siyasilerin ihtiraslarına âlet oluyor, Her Hitler tarafmdan dün söyle Den nutka hâkim olan esas fikir budur, Ve iki saat 25 adkika devam *den sözler bu esas fikrin izahların- dan ibarettir, Nutka hâkim olan esas fikir bu Olduğu gibi hedef de bu esasta Mündemiçtir. Oda Alman milletine ihata edilmekte olduğunu anlatmak Ye bütün Alman milletinin kuvvet - lerini bu çemberi yıkmak için topla- maktır, Nutkun esasını ve hedefini bu ş6- kilde anladıktan sonra nutkun diğer arını kavramak son derece ko- Yaylaşır, Her Hitler İngilterenin Alman - Yayı ihata ettiğini ve bir harp hazır- ileri sürerek İngiltere ile Almanyanın artık bir daha harp et- Mmeyecekleri esasına dayanan deniz anlaşmasını feshetmiştir. Bunun manası Almanyanın İngil- #ereye denizde meydan okuması ve unla deniz silâhları yarışına gir - mesidir. Almanyanın İngiltereye de- mizde meydan okuması, İngilterenin mecburi askerlik usulünü kabul et- mesine de bir mukabele teşkil eder. Ter Hitler daha sonra ikinci bir muahedeyi ilga etti, Bu da Almanya ile Lehistan arasındaki ademi (eca - Yüz muahedesidir. Almanya devlet şefine göre Lehistan, İngilterenin te- mitatını kabul etmekle ve buna mu- #hanzumesine girmiştir. Bu çemberi yıkmak için Iki taraf arasındaki ade- mi tecavüz muahedesini ilga etmek Her Hitler bundan başka Danzig ve koridor meselesinin halli lâzım gel - diğini söyliyerek Almanyanın Lehis- tanla uğraşacağını göstermiştir. Ara- daki ademi tecavüz misakmın ilgası bunun en kafi işaretidir. O halde önümüzdeki günlerde bu meselenin ortaya çıkmasını bekleye- biliriz, Demek Almanya bir taraftan İngilte Ye İle deniz silâhları yarışına rek diğer taraftan Lehistanla Danzig meselesini halletmeğe teşebbüs ede- ilunda da bütün generaller, daha iler- .. y 00 .0 ugunu D Tahran 28(A. A) — Düğünün'mez herkes ayakta kardeş (millet, son günü, bütün Tahran büyük aske-|kardeş Türkün sembolünü durma - Ti geçit resmini görmek için Celâli-ldan dinmeden alkışlamağa başladı. ye alanına dökülmüştü. Sancağımız. eğildi, kardeş ordunun Haldarla süslenmiş geniş tribün- | başbuğunu hürmetle selâmliyor ve lerde bütün heyetler, yüksek devlet |sonra yekpare bir granit parçası ha- memurları yer almıştı. Alahazretin|lindeki kıtanm başmıda ilerliyor. Ar. hususi paviyonunun sol tarafında ku-| kadan Fransızlar, sonra dü Sovyet Tulan saltanat çadırında İran impa -|aüfrezesi geçti. ratoriçesi, Mısır ami e DEE imi Fevsiye, Şehinşah Kızları Ve dam) gigi kardeş İranın şanlı ordusu Giyenler; öteye. Bu: çadırı 90- ERE dünderi Haksan vabkln ettiği bu kolordu, dünyanın her ta- rafindaki bütün ordularla boy ölçü- şebilecek, vatanını her türlü tecavüz- lerden tamamile masun tutabilecek kudretli bir ordunun yüksek bir nü- munesidir. Daha arkadan mükemmel motör- de ise Mısırın askerlerinden başla - yararak İngilizler, bizim ( askerler, Fransızlar Sovyet müfrezesi ve İran askerleri hazırdı. Şehinşahın paviyonunun sağın - da heyet azasına ve vezirlere âit tri- bün ve diğer tribünler ve nihayet Gülüstan Sarayındaki Son Ziyafet Pek Parlak Oldu Şehinşah, Heyetimize Hususi Surette İltifatta Bulundular lâ kıtalar, tanklar, hafif muharebe arabaları, tayyare topları da geçti. Daha evvel geçidin bilayetinde ön- de Türk tayyarelerini, bunun arka- sından da İranın mükemmel hava (i- lolarını seyrettik. Danisgâh dağmın arkasından çıkan tayyareler munta- zam formasyon halinde alan ufuk- larında alçaktan uçarak Elbruz öle- lerinde kayboluyordu. Bu sırada bir hafif filo da çok maharetli akrobasi hünerleri yaptı. Dört saat süren bu geçit esnasında kırk bin Iran askeri- ni gördük. Gülüstan Sarayındaki muhteşem ziyafet Gece Gülüstan sarayında İran haş- mama hem yanda hem karşıda çepeçevre halk bulunuyordu, Alahazret, kiymetli bir muhab - bet Jesti olarak yanlarma heyetimiz İreisi Ail Rana Tarhanla orgeneral Kâzım Orbayı çağırmak (lütfunda bulunmuştur. Geçit resmi Evvelâ süvariler cidden maharet- İkışlanmıştır. Dö la koşan atlar üzerinde mütemadiyen yere atlayıp yeniden atına binmek, ağzında kılıcı fırıldak gibi döndürmek, dört atı birden şahlandırmak, üç at üstünde piramit halinde ilerlemek, dörtnala giden atlar üzerinde tüfeklerini ve küçük mitralyözlerini maharetle kul Ilanarak yerlerde serpili küçük balon ları patlatabilmek, mızraklarının u - İcuyla yerden küçük İran ve Misir bayraklarını kaldırabilmek © ancak| mükemmel erlerin yapacağı işlerdi. Daha sonra karşıdan bir süvari alayı ilerledi. Eski sancağını (o Şehinşaha takdim eden bu alaya Prenses Fev- ziyenin İsmi ve onun bayrağı veril. di. Bu merasimi müteakip asıl geçit başladı. P gerecektir. haiz olacaktır. pacak ve burada İngiliz ları bulunduracaktır. rek, ya bu iki devleti kendisile yeni. den anlaşmağa sevkedecek ve bu su- tetle müşterek cephe tesisi yolunda ablan adımları akamete uğratacak, yahut bu devletleri daha sıkıfıkı an- laşmağa ve cephelerini kuvvetlendir. meğe sevkedecektir. Nutukta dikkate değer bir nokta Sovyet Rusyadan bahsolunmaması - dır. Bunun sebebi, Rusyaya karşı beslenen husumetin İngiltereye inti- kal etmiş olması sayılırsa da daha mühim bir sebep, Sovyet Rusyanın demokrasilere iltihakına engel ol * mak, hattâ Almanya ile Sovyet Rus- Ya arasında anlaşmak imkânları bu- luoduğuna işaret etmektir. Her Hitlerin nulka © sebep olan Mister Roosevelte verdiği cevap ise, Almanyanın kendisine müracaat e - derek mütekahil mülâhazalara isti - Bat eden tekliflerde bulunacak olan- İsra teminat vermeğe hazır olduğu- dur. Fakat Her Hitler, herhangi bir konferansa iştirak etmek niyetinde değildir. Çünkü konferanslardan bir Metice alınacağına inanınıyor, Orta - hktaki harp korkusuna gelince, an - sak tahrikât eseridir. Ve tahrikâtin kalkması ile o da kalkar. Hulâsa, Mer Hitler demokrasileri meşgul edecek yeni meseleler ve ye- Bi vaziyetler ihdas etmiştir. Demokrasiler tecavüze karşı ta- kip ettikleri siyaseti, daha İleriye mi Zötürecekler, yoksa gevşetecekler Mi? Önümüzdeki günler bize bunu tavzih edecektir. Kırmızı mavi elbiseleri o içinde bildirmiştir. bronz yüzleri parlayan Mısır hassa mensup süvari ve o piyade müfrezelerinin geçişi cidden güzel - di. Bunu İngilizlerin muntazam yü - rüyüşü takip etti ve hepsi şiddetle al- kışlanıyordu. Kıtamızın geçişi Bunlardan sonra boz bir kitle halinde takım kolunda Mehmetçik - lerimiz ilerlemeğe başladı. Önde şan- İı suncağımız Türk ordusunun kar - deş İrana selâmını ve muhabbet his- lerini getiren bölük görünür görün- mesile iktifa etmiştir. Alman hükümet reisi Hitler. günlerdenberi beklenen büyük mut- kunu dün söyledi. Hitler Amerika Cümhurrel- sinin sulh mesajına cevap olarak söylediği iki saat yirmi beş dakika süren nutkunda sulhe ve Avrupa emniyetine karşı olan teminatını tekrarladı. Alman devlet reisi, bundan evvel de muhtelif vesilelerle Al manyanın siyasetini ve sulh arzu- larım dünyaya İlân etmiştir. Hit- lerin bundan evvelki nutukların- daki sulh ve emniyete dair cümle- lerle dünkü mutkundakileri karşı- Jaştırmak üzere tarih sırasile aşa- ğıya alıyoruz: Mayısında Hitler şun- 19 33 ları söylemişti: Wi “Almanya kendisi için muahede- lerin çizdiği yoldan başka yol ta- kip etmiyecektir. Alman milleti hiçbir memleketin topraklarına te- cavüz fikrinde değildir. 1934 âanunusanisinde, “Sar meselesi halledil- dikten sonra Lokarno muhhedesini yalnız lâfzan değil, ruhan de ka- büle hazırdır.” Mayısında: PİS maka dece tn za ettiği bütün manhedelere riayet edecektir. Bilhassa Lokarno mua- hedesinin tahmil ettiği bütün mec- buriyetleri aynen ifa edecektir. Almanya ne Avusturyanın işleri. ne karışmak, ne Avusturyayı ilhak OUT AN II İÇYÜZÜ © Sovyet Rusyanın Londra Sefiri Mayski Londraya varır varmaz, İngiltere ile Rusya arasındaki anlaşma kati şeklini alacaktır. Sovyetler Romanyaya Besarabyayı istemedikleri ve almıyacakları hakkında onya il Sow) Polon müsellâh yardım istediği kobyal orililari Polonya ve Romanya topraklarından geçmek hakkını * Romanya Hariciye Nazırı Gafenko ile İngiltere arasında şöyle bir anlaşma husule gelmiştir: İngiltere Romanya- ye yan İngiliz rnlik biç krali eğmöaktır. Boneli Wa kabil İngiltere Köstencede deniz üsleri ve rıhtımlar ya- * Son günlerde Almanyada harbin dehşeti hakkında pro- paganda başlamıştır. Gazeteler müstakbel harpte düş- man şehirlerinde taş taş üzerinde kalmıyacağını yaz- makta, fakat ayni âkıbetin kendi şehirleri için de varit olduğunu zikretmemektedirler. kati teminat denizaltı gemileri ve torpido- * Almanya Yugoslavyaya mihvere girmeyi teklif etmişse de Berlinde Hitlerle görüşen Yugoslav Hariciye Nazırı Markoviç memleketinin Balkan Antantına dahil olduğu. nar, bu itibarla bağlı olduğu taahhütleri bozamıyacağını Bunun üzerine, bir harp vukuunda topraklarından asker geçirilmesine Yugoslavyantn müsaade etmesini istemiş- tir. Fakat Markoviç bu teklifi de reddetmiştir. O vakit Hitler Yugoslavyanın bitaraflığını muhafaza et- HİTLERİN ADEMİ TECAVÜZ VE SULH TEMİNATLARI etmek, ne de Avusturyayı Anşlusa Ithal etmek niyetinde değildir.” 1 936 Martında, Ren sahası- ” ni İşgalden sonra: “Üç senelik mücsdeleden sonra, bügün Almanyanıv müsavi hakla- ra sahip olması için yaptığımız kavgaya nihayet bulmuş nazarile bakabiliriz. Avrupada araziye ait emellerimiz yoktur.” 1937 Senesinde Renin işgal , dolayısile yapılan meş- Tiyata mukabele olarak: “Sürpriz devri arık geçmiştir” cümlesini tekrarlamıştı. 1 9 3 8 Nisanında, Avusturya- » yi ilhak etmesi müna- sebebile: “Programımın esasını kan, ateş, ve şahsiyet teşkil eder.” HABERLERİ Tahrandaki Muhteşem Son Gecesi ELEK Rahvan, Tırıs, Eşkin ! Yazan: B. FELEK imdi herkesin birbirine sordu - ğu yegâne şey: — Ne var ne yok ortalıkta? İşler nasıl gidiyor? Sualidir, Şekli değişse bile manası ve me- ramı değişmeyen bu sual ile hepimiz dünyanın bugünkü hercümerci nere- ye varacak ve idaresi kaybolmuş sulh gemisi hangi kayaya çarpacak. Veya hangi limana sığınacak? Bunu öğ « i a met ve sanatının bu kıymetli sem- bolünde Mısır melikesinin davetlisi- yiz. Bahçe yollarında bu sefer Mısır askerleri dizili, Venedik fenerleril parıldıyan bahçede Mısır, Türk ve İngiliz mizıkaları münavebe ile ça- iyor. Çifte merdivenlerde Mısır has- sa süvarileri, kahve rengi yüzleri, kırmızı mavi parlak elbiseleri, mız- rakları ve geniş kabzalı kılıçlarile birer bronz heykele benziyorlar. Mu- zik, yaldızlı kubbelerde hafif nağme- lerini aksettiriyor. Sağ taraftaki sa- londa kraliçe Nazlının riyaset ettiği ziyafet sona ermek üzeredir. Kır- mızı şalvarlar giymiş yağız yüzlü hademelerin hizmet ettiği sofrada herkes şampanya kadehleri elda, a- yaktalar, Müzik düğüne iştirak eden bütün milletlerin milli marşlarının esas nağmelerinden mürekkep bir senfoni çalıyor. Taht salonunda davetliler hazır. İ- çerisi bir siyah ve beyaz senfonisi, &- rada Üniformaların sırmaları sanki bu iki esas frenkli senfoninin muh- telif cümlelerini biribirinden ayirı - renmek istiyoruz. Buna da her babayiğit kolay ko- lay cevap veremiyor. Dün akşâm birlikte yemek yeği- gimiz bir kaç arkadaş şundan bun — dan konuşurken lâkirdı biniciliğe intikal etti. Bizim süvari lerin Avrupadaki o muvaffakıyetleri atcılığa ve tezkâr edildi. Aralarında ikisi sayılı atcılık mü. tehassısı bir de harpte topçu kıtasın- da bulunmuş yine hâyvandan anla- yan arkadaş vardı. Ben bu üç kişinin bir araya gel; mesinden istifade ederek üzün za — mandır zihnimi kurcalayan bir şeyi. sormak istedim: ; — Yahu! Şunu bana anlafsanıza, Atın bir tırıs gidişi var. Bir de dört- nala, Halbuki halk arasmda rahvan, 'eşkin, yorga gibi bir takım tâbirler var. Bunlar nedir Allahaşkma? Üçü birden: i — Ha! Dinle benden! diye bağış. | tılar. Bir müddet bunların arasında ilk söyliyeceği tayin için bir hayli müş- kült çektikten sonra birisi başladı: — Hayvanın üç türlü normal gi- dişi vardır. Adeta, tırıs, dörtnala, ğ Hattâ dörtnal bile tabii gidiş değil dir, Hayvan zorlanmazsa yahut ürk- mezse dörtnala gitmez. a Ben sordum: — Alâ! Lâkin bunların arasında yor, Bütün kadınlar Mısır sarayı pro- tokolü mücibince beyazlar giyinmiş- amman pl zel çiftin yüzleinde heyecan ve saa- det okunuyor. Biraz geriden impara- toriçe ve Melike Nazlının ortasında Şehinşah geliyor. Prenses Fevziye- nin beyaz haşmetli gelin elbisesini üzerinde dör: kaskat halinde pırıldı yan bir gerdanlık var. Düğün hakkın- da yazılmış bir kasideyi dinliyorlar. Sonra büfe açıldı. Bu esnada Ma- Jeste Şehinşah, heyetimiz reisi Ali Rana Tarhan, Canıtez, Orgeneral Kâ- zim Orbay, başyaver Celâl ile idarei akdah etmiş, hepsine ayrı ayri çok kiymetli ve kardeş Türkiye hakkın- da senakâr sözler söyliyerek baha bi- çilmez iltifatta bulunmuşlardır. Mermer Sarayda Gece yarısı genç evliler saray bah- çesinde dizili üç kardeş ordu mümes- silleri askerlerin, sıra ile Mısır, Türk vo Iran askerlerinin arasından geçe- rek otomobile binmiş ve arkada di- Eer otomobiller olduğu balde Mer- İİ mer saraya gidilmiştir. Mermer saray kapısında dünkü Mı sr ve bugünkü İran prensesi halin- de, İran milli marşı ile karşılanmış ve Mermer saraym kapıları dört gün dört gece süren haşmetli; bin bir gece düğününden sonra bu mesut ve se- vimli çiftin üzerine kapanmıştır. 1 9 3 8 Eylülünde, Çekoslovak» . Yadaki Südetler arazisi- nl işgalden sonra: “Bu Avrupada yapacağımız a- razi davasının sonuncusudur.” Tkinci Teşrininde: 14 38 “Asuman müstem- leke meselesinden gayri davası kal- mamıştır.” Hitler, Çekoslovakyanın fama- alkışlar rasında ilerliyor. Bu çok gü- |" rahvan, yorga, eşkin yok. i Hal anormal gidişler - Birisi atıldı: — Rahvan doğmuş hayvanlar yok mudur? — Vardır amma tam rahvan de- ğildir, Hem pek nadirdir. — Canım bırakın. münakaşayı, Bana şu rahvanı anlatın! Benim bil - iğim rahvan, hayvan ön ve arka a- yaklarını sağlı sollu birlikte atarsa olur değil mi? Birisiz — Tamam! İşte biliyorsun ya? o Öteki: : — Hayır! Yanlışım! Rahvanda ön sağ ayakla arka sol ayak beraber atılacak. Yâni ayaklar çaprazma be. raber gidecek. i — Ne münasebet? Şimdi kırk yıl lık rahvanı mi değiştireceğiz. — Ne değiştireceğiz yahu! Artık rahvanı da bilmiyor muyuz? Ya efendim, bu rahvan, minakaşası aralarında öyle bir ateş- lendi ki herkes bizim masaya bak - mağa başladı. Ben bu suali sorduğu: ma pişman oldum. Lâkin gelgelelim bizim hayvan meraklıları bir türlü işi halledemediler. Dayanamadim: — Yahu! Birinin bu yüzden bir müşkülü olsa gelip size soracak. Hal buki siz aranızda daha hayvanım gi” diş tarzını tarif etmekte birleşemi - yorsunuz, Vay halimize. Dedim. Bi - raz sükünet buldular. Mevzuu değiş- trdik. Şuradan buradan görüşürken birisi bana: — Anlat bakalım? Ne oluyor dün yanın gidişatı? Ne tarafa gidiyoruz? Diye sordu. Ben de pek tabit olarak; — Vallahi ahval o kadar karışık ki; bir likidasyon devresi gelmeden bir hüküm vermenin © imkân: yok. Her gün yeni bir siyasi faaliyetin te. zahürlerini görüyoruz. Ertesi gün ay» ni tezahüratın karşı taraf lehine inki- şafı müşahede ediliyor. Yapılan tesir ler malümumuz olmadığı için istin © taçlar yapamıyoruz. Dedim. Birisi vi iğ mını Alman hâkimiyetine aldığı zamân noktai nazarını ve İstikbal için düşündüklerini bir nutukla bildirmedi. Dün de Amerika Cümhurreisinin mesajına karşılık metninin esasları bana çattı: : — Kardeş! Sen de ne biçim gar zetecisin? Şüphesizdir şu işin içinde- sin hâlâ dünyanın nasıl gittiğini bir türlü anlayamazsın, 3 Artık dayanamadım. i — Bre insafsız, dedim, Daha on. dakika evvel kırk senedir sırtından inmediğin atın nasıl yürüdüğü suali- (Lütfen sayfayı geviriniz). Dik di

Bu sayıdan diğer sayfalar: