2 Mayıs 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

2 Mayıs 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— :.5.99 TAN ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi RE — MO Ke, | 1 Sene (o 2800 Kr m” 8 Ay “ww ” «0. » say o * 80 * 1Ay e ” Milletlerarası posta tttihadına dahil olmıyan memleketler için abone bedeli müddet sırasiyle 30, 16, 9 8,9 liradır. Abone bedeli peşindir. | Adres değiştirmek 28 kuruştur. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk pul ilâvesi lâzımdır. İ az | Ankara Müzakereleri Yazan: Bürhan BELGE ünya vaziyeti, Rooseveltin me- sajı ile Hitlerin nutku ara- sında meraklı ve sinirli bir durakla ma geçirdikten sonra, bugün, tıpkı Mesajdan önceki hâlini Omuhalaza stmektedir. Masallardaki gibi, ax uz gidildikten sonra bir çuvaldız boyu Yol sökülmüştür. Çünkü her iki ve #ikanın edebiyat taraflarını bir yana bırakırsak, Amerikadan gelen kollek Ü£ sulh anlaşması teklifine, Berlin, Şimdiye kadarki metodundan şaşmı- Yacağı cevabını vermiştir, Bu vazi - yet, böyle devam ededursun, Ankara İle Moskova arasında, şu günlerde, iki memleketi birbirine yaklaştırmış sebeplere ve bu sebeplerden doğmuş dostluğa uygun bir temas yapılmak- tadır, Avrupanın dört büyük devleti a- rasındaki ihtilâfların süratle büyü - mesini ve derinleşmesini kaydetmiş olan son haftalar zarfında, diploma- tik piyasalarda en çek aranan aksy- onlar, Türk ve Sovyet munaveneti e*- hami idi, Herkesin istediği bunları e- line geçirip kapatmaktı, Ne çare ki, bu iki devlet, kendilerine ait olan bu eshamı, daha evvel toplayarak kendi borsalarında muhafaza altına almak- la, beynelmilel boom'u nevama dizgin altına almışlardı. — Mir bu, hemen mymi şid n man, kıymet! ..) vweeileniz ile Bunun kapısı üzerinde yahut etrafrm- dn vaki olabilecek tehacümleri önle- yek zarureti, iki dost devleti esaslı bir müzakerede bulunmağa sevket - miştir. Sovyet Hariciye Komiser Mu- Potemkin yoldaş, Ankaraya, bu sebeple gelmiş olsa gerektir. Milletler Cemiyetine | girdiğimiz. gündenberi, dostlarımızla, bir çok mühim meselelerde müvazi bir poli- tika takip etmiş olduğumuz malüm - dur. Meselâ, mütecavizin tarifinde, meselâ kolektif barış formulünde, meselâ sanksyon politikasında, * Ancak İspanya meselesi yani Ay» rupa politikası üzerinde | ideolojik görüşlerin hâkim olmasiyle beraber. dir ki, politikalarımız arasında bazı farklar görülmüş fakat bu” farklar, hiç bir zaman, zıddiyet ölçüsüne çık, mamıştır. Nasıl ki, bu bakımdan, 'Türk - Sovyet dostluğu, bir eski cep- he arkadaşlığından farksızdır. ve cep be arkadaşlığı tabiri de, O tamamen yerindedir. Hiç kimse unutmamış - tır ki, her iki memleket ve her iki millet, hemen ayni tarihlerde, em - peryalizme karşı en şiddetli müda - faalarını başarmıştır. Emperyaliz - min yeniden bir şahlanma devresine girmiş bulunduğu şu sıralarda dost- luğumuzun bu hususiyetini hatır - lamakta, elbette ki fayda vardır, Demek oluyor ki, bu seferki An- kara görüşmelerinin zorlanmış, yâ- hut suni hiç bir tarafı yoktur. Bu müzukerelerin neticesi her - kesi, haklı bir meraka düşürebilir. Ancak, samimi barış dostlarını, asla endişeye düşürmemelidir. Çünkü ne Türkiye, ne de (aksi iddiaların tama- mına rağmen) Sovyet Rusya, şimdi- ye kadar milletler sulhüne arkadan bir tek hançer darbesi havale etme- mişlerdir. Bir diğer sulh ve sulhçü- lük delili de, ker iki memleketin ket- dilerine göre yeni birer insanlık ve yeni birer dünya parçası İnşa etmek arzusunu, bu arzuyu derhal tehlike ye soknenk ve biç değilse geciktire- cek olan bir maceraya asla feda et - miyecekleridir; meğer ki, umumi sulhe yapılan tecavüz, kendi sulh - lerini de ayni derecede tehlikeye koy- ME noktalarında beklenen büyük devletlere ait gemilerin o yerleri şöyleydi: millles zırhlısı ve üç büyük muh - riple Severn ismindeki denizaltı gemisi bekliyor. tagne ve Lorralne zırhlıları, üç kruvazör ve on orta muhrip var, İtalyanın Tunusi eski erkânından Russell Grenfell, Sicilya ile Tunus arasında mesafe- yi, son derece ehemmiyetli say- maktadır. Bu zat, geçen hafta bu Bu son hafta, Akdenizin muhte- CEBELİTARIKTA: İngilizlerin 29,350 tonluk Ra- Fransızların; 22,189 tonluk Bre- 'TANCADA: Almanların Leipzig kruvazö - ri, İngilizlerin Grafton muhribi ve Fransızların Volta, (oForbin, Mogada muhripleri var. ALCEZİRASDA: Almanların Köln kruvazörü, 10,000 tonluk amiral Graf Spee cep kruvazörü, bir muhrip, altı de nizaltı ve bir ana gemisi mevcut- tar, MALAGADA: Almanların 10,906 tonluk De- utehland cep kruvazörü. Altı muh rip, dokuz denizaltı gemisi vardır. İngiliz kuvvetinin Akdeniz fi- losuna alt olan diğer parçalariyle bir aydanberi ana filodan Akdeniz filosuna katılan zırhlıları şarki Ak- deniz Timanlarım, Filistin ve Misir sularını dolaşmaktadır. Fransız fi- losunun kısmı kültisi Touloda ve Bizerta limanlarında bekliyor. İtalyanlar donanmalarını ken- di kara suları civarında beklet - mektedirler. İtalyan © donanması Venedik, Napoliye ve Taranto li - manlarına taksim edilmiştir, Iman donanmasının İs- panya sahillerinde manevra yapmak üzere ha- reket etmesi, ortaya yepyeni meseleler çıkarmış ve tekli. ke mıntakasını Orta Avru. padan Akdenize nakletmiş- tir. Sinyor Mussolini, Akde- nizde üstünlük kazanmak için mücadele etmektedir. Ve modern Sezar, bu hede- fine doğru üç büyük adım atgıştır. Bunların biri 2000 senedir. her istilâya muka- vemet eden Habeşistanın is- tilâsıdır. İkincisi İtalyan yar dımiyle muzaffer olan İs- panya dahili harbidir. U- güncüsü Mussolininin geçen sene Münihte icap ettiği tak dirde Alman silâhlarına gü- venebileceğine dair aldığı sözdür. Bu yardım ve müzahereti temin eden Duçe'nin bugün en çok tamah ettiği yer; Tu- nastur, li maksadı: talyanın Tunusu ele geçir- mekten maksudı, onun zen- gin buğday mahsulünden, mebzul zeytinyağlarından, senede bir bu- çuk milyon ton tutan fosfat made- ninden istifade etmektir. Fakat daha mühim bir maksat 'Tunusun stratejik vaziyetinden is- tifadedir. Çünkü Bizerta limanı, Sicilyanın âdeta burnu dibindedir. Ve burada bir donan'na bulundur- mak mümkündür. Italyanın Pan- tellaria adası, ise buradan 35 mil mesafededir. Bizerta Italyanın & line geçtiği takdirde, Italya Akde- nizin bu kısımında ve en dar ye- rinde bir engel kurmuş olur, İngiliz deniz erkânı harbiyesi, İngiliz filosunun babayiğit vaziyeti izah ederek bütün Fran- sız üslerinin Garbi Akdenizde Tu- londa bulunduğunu, İngilterenin bilhassa iki üssü, yani Cebelita- rıkla Maltayı tahkim ettiğini an- lattıktan sonra diyor ki: İngiliz mütehassısı Cebelitarikı nasıl görüyor? “İngiltere ile İspanyanın mü- hasım olarak iştirak edecekleri bir harpte Cebelitarık, İngiliz donanması için kullanılmıyacak bir hale gelir. Çünkü uzun men- zilli toplar, limanı tehdit ettik ten başka İspanyadan © gelecık tayyareler de bu mevkii bom « bardımian edebilir, Fakat bu va- ziyet, İngilterenin kaleyi kaybe- deceğini ifade ötmez. Çünkü, burası kolay kolay © zaptedile mez. Cebelitarık, müdafaaya son derece elverişlidir.,, Cebelitarığın müdâfaaya çok el- verişli olduğunu diğer taraflar da teyit ediyor ve Cebelitarığın her tecavüzü bertaraf edecek vaziyet- te olduğunu temin ediyorlar. Tay- yare dafii toplar ile diğer toplar, gayet mükemmel ve göze çarpacık bir şekilde yerleştirilmiştir. Bu toplar, Centa tarafına yerleştirilen Alman toplarını bir kaç dakika i- çinde susturacak kuvvettedir, Sön- ra Ispanya toprağı ile İngiliz top- rağının arası, gayet mükemmel bir surette tahkim edilmiştir. İngiliz tayyarelerinin Cebelitariğa kolay kolay inmeleri ve İsaliyete geçrme- leri için bütün tertibat alınmıştır. Bu yüzden Cebelitarık kendini ke laylıkla müdafaa edebilecektir, Maltanın askeri vaziyeti altaya gelince onun da va- ziyeti Cebelitarıktan pek farklı değildir. Gerçi Malta bir a- dadır, fakat Sicilyadan ancak 40 mil mesafededir. Burası, hava 8- kınlarına maruz olduğu için bel ki de bir deniz üssü olarak mute- ber olmuyabilir. Nitekim, 1935 ve N Kaplı Tehlike ulutlariyi kei Mi AKDENİZDE TOPLANAN FİLOLAR Olan İAKDENİ WE İhzilislerin elinde bulanan Akdenizin öçmllhim önahtarı daireler içinde 1939 buhranlarında, İngiliz donan- ması buradan ayrılmak ihtiyacmı hissetmiştir. Fakat donanmanın buradan ayrılması da bu adanın yabancı ellere düşmesi manasında değildir. Çünkü Ialyanın buraya asker ihracına kalkışması, kendi- 8ine çok pahalıya mal olur. Italyan üsleri bizzat İtalya, Si- cilya ve Sardinyadadır. Bundan başka İtalyanın Tobrok ve Rodosun şimal garbındaki Leros adasında üsleri vardır. Bir Akdeniz harbinde ami İngilizlerin kaygusu umandan Russel Grenlfell'e K göre, Akdenizde bir harp koptuğu takdirde İngilterenin bü- tün kaygusu bu denizin ticaret ge- mileri için açık kalmasıdır. Ispan- ya ile tlalyanm İngiltereye muha- sim bir vaziyet almaları takdirin- de yollar bilhassa iki noktadan İ- zaç edilebilir. Biri Cebelitaıktan, Fakat buradan yapılacak izaç, zan- nedildiği derecede milhim değildir. Daha mühim bir izaç Ispanyanın cenüp sahilinden ve boğazın şark tarafından gelebilir. Daha mühim bir tehlike Sicilya ile Afrika arasındakı sahadan ge- lebilir. Buradan geçen gemiler, I- talyan tayyarelerinin taarruzuna uğ rar ve Alman tayyarelerinin Ital- yanlara yardım etmesi bu izacı teğ- dit eder. . © Sonra bu hava taarruzuna tah- telbahirlerle torpitolar da yardun edeceği için vaziyet büsbütün va- him bir mahiyet alabilir. Bu mu- kavemet karşısında gemilerin ye- çİp geçemiyecekleri meselesi üze rinde ihtilâf vardır. Fakat bu ye- cidi temizlemek bütün Ingiliz do- nanmasmı işgal eder ve onun taar. ruz kabiliyetini bir hayli azaltır. İngiliz donanmasının taarruz faa- liyetini lâyıkile Ha edebilmesi için onun ticaret gemilerine yol aç- maktan âzade kalması lâzımdır. zırhlılarından “Hud,, in son süratle gidişi. Akdenizin İngiltere için ticari vaziyeti kat bu ticaret İşi, herkesin | sandığı derecede büyük bir mesele teşkil etmiyor. İngiltereye Süveyş yoluyla giden levazım, mecmuun ancak yüzde 12 si dere- cesindedir. Bunları da Kap yoluyla nakletmek mümkündür. İngilterenin (o Akdeniz içindeki memleketlerle ticareti de ancak yüzde on nisbetindedir. Cebelita- rik boğazından geçerek İngiltere- ye giden her şeyi başka bir yer- den todarike imkân vardır. Diğer taraftan Fransanın şimali Afrika ile olan muvasalasının uğ- rayacağı tehdit te zannedildiği de- recede mühim değildir Çünkü B- lear adaları, Fransa tarafından da kolayca bombardıman edilecek bir mesafededir, Buna mukabil İngiltere ve Fran- sanın (aarruz İmkânlarını tetkik etmek icap eder. Ingiltere ile Fransanm Akdeniz- de 22 Italyan saffıharp gemisine mukabil 6 saffıharp gemileri ver- dır. İtalyanların bir tek tayyare zırhlıları bulunmadığı halde kar- $i tarafın İki tayyare zırhlısı bu- unmaktadır. İtalyanların 7 hafi? kruvazörüne mukabil 18ve İtalyanların 59 muhribine muka- bi) 59 Ingiliz ve 30 Fransız muh ripleri vardır. u vaziyette İtalya, taarru- za açıktır. Sonra Italyan it. halâtının yüzde 65 deniz yo luyla naklolunuyor. Bunun yüzde 70 i Süveyş kanalı ve Cebelitarık yoluyla geliyor. Harp takdirinde (Arkası 9 uncuda) 5 Amerika Notları : Amerikada Halk Kütüphanesi Yazan: Belkis Halim merikanın en munlazam ve hiç durmadan çalışan mücs- seselerinden biri de halk kütüpha - İneleridir. Sabah, akşam, gece gün“ düz ne zaman gitseniz kütüphane açıktır. Yalnız kapısı değil, her ta- rafı, bütün odaları, bütün rafları, mecmuaları ve gazeteleri her şeyi herkese, bütün halka açıktır. Gidip istediğiniz kitabı, muharririn adının harf sırasiyle kataloktan arar, kita - bın hangi odada hangi rafta olduğu « nu bulur, gider alırsınız. Muharririn adını mi unuttunuz, kitabın İsmini hatırlamanız kâfi, Her kütüphane (kataloğunda her kitap için en aşağı iki kart vardır. Ve kataliğ harf sira- siyle yerleştirilmiştir. Kartların biri imuharririn öteki de kitabın adına gö- re yapılmıştır. Hiç birini hatırlamı « İyorsunuz, gidip kütüphaneciye mev- zuunu, aşağı yukarı ne zamanlarda çıktığını söyleyin. O size muhakkak istediğiniz kitabı bulacaktır, Kütüp- haneciler alaydan yetişme olmadığı, mesleklerini lise yahut kolejden $on- ra iki üç senelik bir tahsille kazan- dıkları için işlerinin eri. Siz onlara hangi mevzu üzerine okumak İste - diğinizi söyleyin. Onlar size bir ne- feste sekiz on kitap sayarlar ve hep- sinip ayrı ayrı meseleyi hangi bha- kımdan tetkik ettiğini de söylerler. Hattâ aradığınız kitap o kütüphane. de yoksa onlar ne yapıp, yapip size © kitabı başka kütüphanelerden bu- lap getirtirler. Siz yalnız ökumak İs-. teyin. Onlar size her kolaylığı gös - İterirler. Hükümet, Avrupaya bilhas- İsa Amerikaya talebe yollarken bir. kaç tane de kütüphanecilik okumak üzere yollasa büyük bir boşluğun da- ha dolmuş olacağına hiç şüphe yok. tur, Şehirlerde umumiyetle bir ana kütüphane ile bir çok da şubeleri bu. Imnur. Fakat küçük kasabaların hat- tâ köylerin bile birer kütüphanesi vardır, j - Daha büyükçe köylerden birinde ki kütüphane, merkez olarak kulla” mliyor. Bu merkez kütüphane on beş İzünde, yahut da ayda bir kendine |bağlı olan kütüphanelere, yeni kitap- lar, yahut da birindeki kitapları öte- kine yolluyor. Böylelikle ayni kitabı muayyen müddetle muhtelif köyle - re yollayarak az kitapla çok iş gör - müş oluyor. Halk kütüphanelerinin hattâ şehir haricindeki büyük hasta. nelerde, hapishanelerde bile böyle birer şubesi var. . Eğer kütüphaneler, yalnız kitap- ların bulunduğu yer, kütüphaneci — İler de yalnız “Hafızı kütüp” olsalar-| dı cemiyetteki rolü hiçten ibaret o - lacaktı, Fakat Amerikan kütüpha - neleri kitapların saklandığı © yerler değil, kütüphanecileri de bafra kü - tüp değil. Amerikan © kütüphanesi yaşayan, çabalayan halka giden ve halkı kendine getiren canlı bir mü- Essese,, Haftada yahut on beş günde bir muhtelif mevzular üzerine konfe « ranslar tertip eder, mektep çocukla rinin yaşlarına ve sınıflarına göre ki. tap listeleri hazırlar ve onları mek- teplere yollar. Tatil için ayrıca lis - teler bastırır, haftada bir defa ço cukları toplar, onlara okuduklarını söylemelerine, anlatmalarına | fırsat vererek teşvik eder. Kütüphaneci v lerden biri haftanın muayyen zaman- larında yine çocukları toplar, onl hikâye okur, resim gösterir, temsil. | ler hazırlatır.. Ve her kütüphane, ço- | cuklara mabsus bir oda ayırır, Ço -. cuklar orada istedikleri kitabı kim - seye sormadan, kendi aralarını besti ve salâhiyetle okurlar, Hattâ kütüphaneciye söyliyerek bir | hai yahut on beş gün için evlerine bile götürürler, Yine her kütüphanede muallim ler için de bir oda vardır. Kütüpha - neciler muallimler için de İste ha: lar, yeni çıkan kitapları haber verir. Eski mecmualardan, gazetelerden re- simler keserek, kartonlara yapıştı - Tarak muallimlerin sınıflarında kul: lanmaları için levhalar hazırlar, Halk için Hsteler hazırlar, Onları radyo ile ilân eder. “Yaşınızı tahsili- (Arkası 9 üncuda)

Bu sayıdan diğer sayfalar: