13 Mayıs 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

13 Mayıs 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A en ez 4-5-1 13 Mayıs 1939 TAN ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi | 1400 Kn tene öd KAİ m” 8 Ay 10 ” | 4 » 3Ay s0 .» . » VAY 2 *| arası pasta itlihadına dahil memleketler için çabone et sarasiyle 30, 16, B, bedeli peşimdir. | 25 - kuruştur. GÜNÜN MESELELER Mecliste Başvekili Dinlerken D emokrasinin en hüyük faydala- rından biri de her şeyin hat - kın gözü önünde cereyan etmesi, ve halkın muvafakat ve rizasiyle yapıl- masıdir. Evvelce siyaset gizli bir işti, Dev. let gizli ittifaklar yapar, milleti bü- yük taahhütler altu sokardı da, memleketin bundan haberi bile ol - mazdı. Halbuki şimdi bilhassa demokra- silerde devletin her hareketi, mille- tin gözü önünde cereyan ediyor, her kararı onun muvafakati alınarak ve- yor. Berlinle Roma Milânoda askeri bir ittifak aktediyorlar, Bunu mille- te ne sormağa, ne de karar vermeden evvel onun muvalakatini almağa Jü-| zum görmüyorlar, Totaliter devletlerde her şey giz- Ti oluyar, ve emrivakilere dayanıyor. Halbuki İngiliz ve Fransız hükğmet- leri her adimları hakkında millete hesap vermeğe mecbur oluyorlar. * Dün Büyük Millet © Meclisinde Başvekilin, İngiliz - Türk Akdeniz karşılıklı anlaşması hakkında ver - diği malümatı dinlerken bunu dü - şündüm ve göğsüm sevinele kabar -| mk a İİ ferrustına kadar düşünen, bu men- fnati korumak için her türlü tedbir- lere baş vuran hükümet, siyasi bir taahhüde girmeden evvel Partide müzakerelerin bütün safhaları hak - kında halkin mümesillerine. izahat veriyor, ve sonra bir taahhüde gire- ceği zaman bunu bütün millete ha - ber vererek Millet Vekillerinin riza ve muvafakatinj istiyor, Bu hareket, Türkiyenin siyasi ha- yatında mühim bir terakkinin ifade- Bu beyanatlan sonra Türk mille- ti, dünya buhram muvacehesindeki vaziyeti öğrenmiştir. Akdenize inen tehlike karşısında *mniyet ve istiklâlinin korunması i- çin alınan tedbirlere vakıf olmuş - tur. Ve millet vekilleri can ve gönül. | den alkışlarla hükümetin bu hare -| ketini tasvip ve takdir etmişlerdir. * Tan, ötedenberi” dünyayı harp tehlikesine sokan, Balkanlarda hu - #ur ve emniyeti bozan, taahhüt, mu- ahede ve mukavele tanımayan dev İetler karşısında Türkiyenin daima demokrasilerle beraber gitmesi lü - #umu üzerinde durmuş, her vesil 16 bu davayı mlidafaa etiniştir. Nihayet hâdiseler bize hak ver - dirmiş, Türkiyeyi tehdit eden tehli- kenin hangi tarafta bulunduğu artık sabit olmuştur, Biz kendi emniyeti « Mizi, istiklâlimizi, bütünlüğümüzü korumak için hükümetin akdettiği bu #nlaşmayı en tabii bir hâdise telâk- €diyor, ve bütün kalbimizle alkış. layoruz, .-. Çanakkalede Bir Kamyon Kazası Çanakkale (TAN) — Buradan bir Sok yolcu ile Erenköyüne gitmekte we 93 numaralı kamyon ile Halilli Yünden gelen 4 numaralı et kam- Yonu, Erenköy elvarında çarpışmış- say Sekiz yolcu muhtelif yerlerin- Yaralanmışlardır. Şoförlerden Nail kaçmıştır. . Müreftede Zelzele Mürefte, 12 (A.A) — Bugün saat 20 raddelerinde gürültülü bir zel xle oldu. Zarar yaktur. Muharrir, bugünkü makalesini Docimologie'nin (İmtihan sistemle, TAN ini tetkik eden pedagoji şubesi ) halletmek istediği meselelere tahsis etmiştir. Terbiyecilerin, üzerinde ehemmiyetle durdukları bu mevzu etrafında yapılan anketleri ve alınan neticeleri aşağıda okuyacaksınız. © o © İMTİHANLARIN Hakiki Kıymeti esimoloji, ilmi pedago “ jinin yeni teşekkül eden bir şübesidir ki mevzuü, im- tihan sistemlerinin tetkikidir. İmtihanların ve müsabakala - rın içtimai teşkilâtımızda oynadık- ları mühim rolü biliyoruz. Genç - lerin kıymetleri ve mukadderat - ları bu imtihanlara ve müsabaka- lara göre taayyün etmektedir. Bi- naenaleyh, fertlerin hakiki kıy- metlerinin ve kabiliyetlerinin ob- jekti? ve isabetli bir surette tahak kukunu mümkün kılacak imtihan sistemlerinin meydana gelmesine yardım edecek olan dosimelojinin tetkikleri, bütün mektep adamla- rını yakından ulükadar etmekte - dir, Meselenin ehemmiyetini teba - ruz ettrimek için peşinen söyliye- lim ki, imtihanlarda talebeye tak- dir edilen not, sade namzedin zati kıymetine değil, fakat syni 28- manda ve büyük bir omikyasta, mümeyyizin şahsiyetine tâbidir. Binsenaleyh bu enfüsi âmil, her İmtihan notunun manasını ve kiy- metini değiştirmekte, imtihana kar şı itimadımızı azaltmaktadır. Menşei enfüsi olan bu hatanın mahiyeti ve derecesi nedir? Han- gi tesirler altında değişmektedir? Bunu ortadan kaldırmanın çare » lori dir İşte dosimolojinin tetkik ve halletmek istediği meseleler bun- lardır, Dpesmslii sekiz on senelik bir hayata malik olmakla beraber, diKKüvemdeğem gok. osasl tetkikler yapmıştı. Bunlardan en ehemmiyetlisi, hiç şüphesiz, imi han ve müsabakaların metod ve teknikleri, pedagojik ve içtimai €- hemmiyetleri üzerine enternasyo- Bal bir anket terlip etmiş olan Kar neci müessesesinin (Dotation Car- negie) Fransız kömüsyonu tarafın» dan bâkalörea imtihanları üzerine yapılan çok esaslı bir tetkiktir. , Bu tetkik iki kismi ihtiva et» mektedir: 1 — 1930 senesi Bakalorca İm- tihan dosyalarından © (Fransız - ca kompozisyon - felsefe - ldtince versiyon - ingilizce - fizik - mele matik) derslerine ait olmak üzere her birinde 100 imtihan kâğıdı a- linmiş bunlara, 6 resmi mümey yiz (Examinateurs) tarafmdan sy - ri ayrı numara takdir ettirilmiş - tir. İl — İkinci tecrübe, yalnız bir derse sit olarak yapılmıştır. 3 ta- ne fransızca kompozisyon kâğıdına 76 mümeyyize (examinateurs) not takdir ettirilmiştir. Bu tetkiklerden çıkan mühim neticeler şunlardır: 1 — Her mümeyyizin verdiği 100 notun vasatisi alınarak onun müsamaha veya şiddet derecesi tes bit edilmiştir. Meselâ lâtince için bir mümeyyizde 100 notun vasati si 5.15 diğerinde 9.37 dir. (Ta not 20 Üzerinden) aralarında yü de 80 derebesinde çok büyük bir fark görülmektedir. 2 — Notların (dağılışı - disper- sion) na göre de mümeyyizler a - rasında büyük farklar görülmek» tedir. Bazı mümeyyizler sıfırdan yir- miye kadar bütün notları kullan - mışlardır. Diğerleri, yalnız birkaç not etrafında dolaşmışlardır. Me - selâ bir mümeyyizin bütün notla- st sıfırın etrafında, diğerinin İse on numaranın etrafında toplanmış tir. 3 — Fakat asıl enteresan ola ayni imtihan kâğıdına o muh —Yazan———— Muhokkek kabul edi. İenler Tesadüfe kalanlar Muhokhak resad ler. ver pay let ; Bu grafik, mümeyyizler urasındaki takdir farkların ve muhtelif mümeyyizlerin ayni imtihan mümeyyizlerin takdir (ettikleri notlardır. Burada (enfüsilik emsa- linin - Coeffiscient subjeetif) ku - surdan çok fazla olduğu hayretle görülmektedir. Namus ve salâhiyetlerinden şüp he edilmeyen altı mümeyyizin ay- mİ imtihan kâğıdına takdir ettikle- rİ notların arasında, - 20 üzerin - den - şu büyük farklar vardır Fransızca kompozisyon 13 Felsefe ve lâtince 12, İngilizce, fizik, matematik 8,9 ŞHivrette görüyoruz ki. şahsi takdirin, enfüsilik emsali - nin asgari iF Föl oynadığı zanne- dilen fizik ve matematik dersle - rinde de, mümeyyizler o arasında bu kadar büyük farklar hasıl ol - maktadır, » Muhtelif mümeyyizler arasın - daki bu takdir farkları, şu netice- leri tevlit etmektedir: o Felsefede 100 namzetten ancak 10 tenesi bü tün mümeyyizler tarafından müş- tereken kabul ve 9 tanesi mütte- İikati reddedilmiştir. Binsenaleyh bu 19 namzet istisna edilecek olur- sa, bütün diğerleri yüzde 81.1, mü- meyyize göre kabul veya reddedi- Jecektir. Diğer branşlar için bu yüzde nisbeti daha az olmakla beraber yine mühimdir: Fransızca kompo- zisyon için yüzde 70, lâtince, fizik ve ingilizce için yüzde 50; mata - matik için yüzde 38. (Lütfen gi? fiğe bakınız). Muhtelif mümeyyizlerin 8 imtihan kâğıdına bu kadar ay) notlar takdir. etmelerinin sebebi nedir? Mümeyyizin şahsiyetinin, mi - zacmın, itiyadlarının burada en mü him rolü oynadığı muhakkaktır. Yukarıda mevzuu bahsettiği - kâğıdına takdir ettikleri notardaki tehalüfü gözleriyor. miz tecrübede, mümeyyizin biri, Descartes ile Pascalı XVILI inci &- sırda gösteren namzede 20 üzerin- den 2 numara vermiştir. Halbuki diğer bir mümeyyiz bu hatayı sa- dece bir dalgınlık eseri olarak k: bul etmiş ve ayni #alebeyö 11 nu - mara takdir etmiştir. En iptidâi mantık ve adalet e- A k aslariyle telif edilemeyen bu v ziyete nihayet vermek ii malıdır? ine yap ik akla gelen hal çaresi, her imtihan kâğıdını bir çok mümeyyizlere tetkik ettirmektir. Tetkik edenlerin adedi nisbetinde 6 imtihan kâğıdının kakiki kıyme- tini arilamak mümkün olacağı dü - şünülebilir. Hesap edilmiştir ki hakiki bir not elde etmek için, bir imtihan kâğıdının; felsefede 127; fransızca kompozisyonda 18; mstemat 13 mümeyyiz tarafından tetkik &- dilmesi lâzımdır. Bedihidir ki bu, kabil tatbik, meli bir prose de değildir, Bunun- la berabör, daima aklımizda bulun ması lâzımdır ki, felsefe imtiha - nında bir namzedin kâğıdma ha- kiki kıymetine uygun bir not tak- dir edebilmek. 127 takdirin vasati- sini almakla mümkün olabi d Halbuki, imtihan kâğıdı yâlmz bir mümeyyiz tarafından tetkik edilen zavallı namzedin istihkakına göre numara alabilmesi için 127 de hir ihtimal mevcuttur, , Fakat, teşekkür olunur ki, bü - tün talebe için bu; varlt değildir. Diğer tetkikler göstermiştir ki not takdirdeki bu tereddüt; bilhassa mutavastıt kıymette olan İmihan kâğılarıma aittir, Bunun içindir ki, imtihan kâğıdı hekiki kıymetine göre 20 üzerinden 12 numaraya Nevyork Cihan Sergisindeki fıskıyelerden bir kaçının gece işıklı işley isleri. lâyık olan bir namzet yüzde dok - san beş ihtimal İle kabul edilecek- tir Buna mukabil numa 20 üzerinde3 den fazla va hakikaten müstahak olmıyan hamzetler, yüz | de 99 ihtimalle reddedileceklerdi Mutavaşsıt vaziyette kalan, ba- zı mümeyyizlerin takdirlerine gö * re geçecek, diğerlerine göre kala- cak olan namzetler, imtihan kâğıt- ları, 20 üzerinden 8 den fazla ve 12 den eksik numaraya hakiketer müstahak olanlardır. Büriları feda etmek terketmek doğru olur m Şüphesiz olmaz, çünkü bunlar, ekseriyeti teşkil etmektedir. Fil - hakika, felsefe imtihan kâğıtlarına takdir edilen notları teferruatı ile tetkik edecek olursak görünür ki 100 namzetten ancak 10 tanesi, bu gün mümeyyizlere göre vasati no- tu kazanmışlardır. 9 tanesinin bü- tün mümeyyizlerce vasaffnin aşa - ğısında not takdir edilmiştir. Geri kalan yâni yüzde 81 i, ğıdı tetkik eden mümeyyize göre kabul veya reddedileceklerdir. esadüfe B” mantıksızlığın, adeletsizli- ğin önüne geçmek için iki care daha vardır. Bunlardan biri, ananevt imti- han tarzlarının birine, namzetle - rin bilgilerini ve kabiliyetlerini ob- jektif ve isabetli olarak | takdiri mümkün kılan tesisleri kullan - maktır. Bu, ayrı bir makalenin mevzuunu teşkil edecektir. Diğer çare de şudur: Ananevi imtihan sistemi muhafaza edilmek istendiği takdirde, imtihan kâğıt - larını tetkik eden bütün mümey yizlerin riayete mecbur olacakları bazı esaslar ve kaideler tesbit et - mektir, Carnegie komisyonu, bü imti - han kâğıtlarını tetkik eden mü - kendi eden pren- siplerin neler olduğunu sormuş - tur. Alınan cevaplardan, bu pten- siplerin birbirlerine çok başka ol- duğu görülmüştür, Pilhakika bun- lardan bazıları imtihan kâğıtla - rında tebarüz eden zekâya. diğer- leri bilgiye, başkaları üslüba ve imlâya ehemmiyet vermişlerdir. Bunlardan biri, verilen notun, im- tihan kâğıdı okunurken mümey - yizle namzet arasında teersüs © - den sempati veya antipatiye tâbi olduğunu söylemiştir. Acaba, mümeyyizlere (Decimo- logie) dersleri vermek suretiyle on ların şahsiyetlerinden, mizaç ve itiyatalrından mütevellit olan bu takdir hâtalarının önüne geçmek kabil olacak mıdır? İhtimal buna az çok muvaffak olunacaktır Bununla beraber an- ket bize gösteriyor ki, ayni pren - siplerden mülhem olduklarını söy- leyen mümeyyizlerin aynt imtihan kâğıtlarını takdir ettikleri notlar arasında de büyük farklar vardır. Fakat, her şeye rağmen terbi - yeciler bu esas meseleyi totkik ve halletmek © mecburiyetindedirler. Hattâ bunda çok geç kalmışlardır. Claparâde'in dediği gibi, bir namzedin kıymetini takdir etmek İçin, uzunluğu onu kullanan ele göre değişen bir lâstik metre kul lanmakta devam edemeyiz Bir gencin mukadderatının. ek- seriya bütün hayatının, kendine göre bir takdir tarzı olan yahut ih- imal sadece iyi yemek yememiş veya eanı sıkılmış olan bir mü- meyyizin keyfine tâbi olmaması lâzımdır. Bu, en basit bir adalet mesele- sidir. 5 ee İİ Sulh Duası Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel G“* hafta Cezayirde ruhanlli rin bir kongresi oldu. Papa, bir Türk gezelecisinin (e tâbiriy “Mukaddes Peder” bu kongreye gön: derdiği mesajda bütün din ımları- nı sulh için duaya davet et z Bugün de Danzig meselesini hal- letmek için Almanya ile Polonyanım arasını bulmak vazifesini Papa üz. rine alıyor, alâkadar devletleri bir. sulh anlaşmasına davet ediyor. Cezayirdeki papaslar sulh İçin dun ede dursunlar, Papa bu defa işi duadan renliteye döküyor. Papanm bu sulh teşebbüsünde samimi oldu gunu kabul edebiliriz, aksi bi adamına yaraşmaz. Amma, sulh laşmasına gidecek liderlerin dini de ahlâkı da ellerinde sihirbaz değneği gibi kullandıklarını — bildiğimiz içi bu teşebbüsün sonundan bir şeyle çıkacağını pek ummuyoruz. l Nasıl ümit edelim ki, Çekoslovak! meselesi ortaya çıktığı zaman bütüm sulhseverler ispazmozlar | geçirdiler, Chamberlain soluk soluğa Münihe vardı, görüştüler, konuştular, dönüş. te Nuhun gemisinden uçan güvercini gibi insanlığa sulh getirdiğini müğ deledi. Bir batın için sulh emniyet altına alındı dediler, Çekoslovak hi dullarının şimdiden sonra selâmet olduğunu söylediler: j Sulh içinde geçen aylar zarfında h; bin kazanları kaynadı, yeni istilâi projeleri yapıldı, garanti edilen hu dutlardan sulh melâikesini dağa ka- çırdılar, o zaman sulh olduğuna ina nanlar mahmur mahmur gözleri oğuşturdular, Chamberlain; — Bunu hiç ummuyordum, Dedi, Fakat bu sulh anlaşması demuke tasiler hesabına vakit kaybetmek ten, daha bir çok toprakların isi İaltma girmesinden haşka bir netice vermedi. O zaman Almanya ile İn gilterenin arasını bulmak yazifı Mussolini tizerine almıştı, . Şirndi Almanya ile Polonyanm a- rasını bulmak vazifesini Papa üzeri ne akıyor. Eğer tarafları kandırırsa, yine bir tayyare ile uçuş, yine Val kanda tatlı dille konuşmalar olacak, vaatler, teminatlar verilecek, belki de Papanın başına bir sulh çelen takılacak... Aradan geçen zaman 2; fmda harp kazanları yine kaynaya» cak, harp plânları, projeleri yapıla cak, hudutların birinde sulh baki İsinin namusuna tecavüz edildiği man yine demokrasiler; — Bunu hiç ummuyorduk. | Sesiyle uyanacaklar., Bu arada müşterek emniyet tedbirleri gevşe yecek, arada daha bir iki kurban ve- rilecek, ondan sonra (o milletler ve devletler; “bu artık çok oluyor” diye hiddet edecekler, Fakat şimdilik kü- çük milletlere, Cezayir papaslariyle beraber sulh duasına çıkmaktan bas» kalmıyor. Çünkü her biri kendi küçük davalarını halletmek için bi birlerile uğraşırlarken, harp ilâhesii hepsini birden, büyük imparatoru Hun haritasına ilâve için açık kalan kapılardan kolay kolay giriverecek, İşimiz Allaha ve duaya kaldıysa, şu Cezayir papasları o Balkanlıların birbirleriyle anlaşıp, bu selin önüne duvar kurmaları için de dua etsin ler. Çekoslovakyadan sonra sulhü ikinci seddi Balkanlar, ve Dantiytir. Karabük Fabrikaları Açılıyor Zafranbolu, (TAN) — Karabük “Demir — Çelik fabrikaları umum müdürlüğüne tayin edilen Sümer Bank umum müdür muavini Halit Givelekoğlu, yeni vazifesine başlan” mak üzere buraya gelmiştir. Umum müdürlüğün mevcudü devralma işi 14 Mayıs günü akşamına kadar bite- cek, ayni gün Karabük Sümer B bürosu lâğvolunacak ve 15 Ma; Demir — Çelik fabrikaları umum müdürlüğü resmen fanliyete geçe- cektir. Karabiik fabrikalarının küşat > mi Cümhuriyet Bayramında yapıla- sağı, fabrikanın daha evvel işlemiye tamamen hazır vaziyete geleceği y- mulmaktadır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: