22 Haziran 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

22 Haziran 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Türk Safosunun Hayatı TEFRİKA No. 80 19 Şehzade Boğuldu Genç Padişah 27 Kızkardeşi İçin Bir Karar Vermek Hususunda da Tereddüt Ediyordu Z Baban rahmetli son yılları ni hep zevke, hep safaya i, Hareme girişi belli değildi, çıkı- şi belli değildi. Aras'ra, içeride de işret sofraları kurdururdu, saz çaldırıp Fakıslar yaptırırdı. Onun için çok dedikodu oldu, hasekiler için bir Gol şeyler söylendi, şah- zadelere, sultanlara bile kir şü- rüldü, hâşâ hâşâ, onların haban. dan olmadığı ileri sürülmek is. tendi, Bunlar hep iftiradır, büh. tandır ama, söylenmiştir, halkın da kulağına ulaşmıştır, Onun İ- çin ilk işin saltanat namusuna sü- rülen kiri temizlemek olmalıdır, gözünü kapa, vazifeni yap! Sultan Mehmet bıyıklarını çe- ke çeke düşündü ve dalgın dal- gın mirildandı? — On dokuz kardeşime kıy. maklığımı mı İstiyorsun? — Baban beş kardeşine, kimse. nin öğüt vermesini beklemeden, kıymıştı. Senin kardeşim dedikle. rin ise, şüpheli kişiler! — Ya kızlar?, Onlarıda mı de. koduların önüne geçmek için öldüreceğiz?. ! << Fatihin kanunnamesindeki sa- rahate, Üçüncü Muradın tahta çıktığı gün beş kardeşini öldür. mesine, Kanuni Sultan Süleyma- nın taht uğrunda iki oğlunu ve bir çok torunlarını fedaetmesine, Yavuzun kardeş ve yeğen olarak bir düzüne şehzade idam ettirme. sine rağmen, Sultan Mehmet on dokuz erkek ve yirmi yedi kız kardeşini bir çırpıda yok etmeğe cesaret edemiyordu. Safo, babasından da beceriksiz görünen bü şevketlü biçarenin tereddüdünden ( sinirlenerek bir çok şeyler söylüyor, onu kandır. mağa çalışıyordu. Bir aralık hid. deta kapıldı: — Babanın çocukları olup ol- madığı o bilinmiyen kardeşlerini değil, tahtın ve tacın için öz ev- Iâdını bile öldürmekten çekinme- melisin. Büyük deden Beyazıt bu celâdeti gösteremediği için oğlu. nun sillesini yedi, tahtından atıl. di; Çakır Zehra, değil yardım tekliflerine, S ultan Mehmet yine tereddüt çindeydi, mırıldanıyordu — Bir değil, iki değil, üç değil On dokuz erkek, yirmi yedi kız. Bunları bir çırpıda nasıl kestire. yim?. şte bu sirada kızlar ağası müstacel bir kâğıt getirdi. ğini söyliyerek huzura çıktı ve hünkâra kapalı bir zarf sundu. Bu, Galata Mollası Kemalettin efendinin yolladığı bir fotva idi. Sultan Mehmet, istenmeden gelen bu hülkümnameyi - biraz tel okudu ve anasına uzattı: — Mollalar da, dedi, senin gibi düşünüyorlar. İçlerinden biri üşen. meden fetva yazıp yollamış. O hal. de dediğin olacak, kardeşlerim giderilecek. Yalnız sen kızlar için bir çare düşün. Ve el pençe divan durup emir bekliyen kızlar ağasına yüzünü çevird — Biraderlerimin, dedi, hepsi. ni şimdi gidip boğacaksın. Kara yüzlü ve kara yürekli a- ğa, sanki on dokuz kâbe yapmak, on dokuz gönül sevindirmek emri. »i almış gibi sevinçle odadan çık. ta, korkunç vazifesini ifaya koştu. Zaten o, iki haftadanberi her ted. biri almış, cellâtlarını hazırlamış, ölüm mahkümlarının sessizce hak. Janması için icap eden vasıtaları tamamlamış . bulunuyordu. Tari. hin henüz bir eşini daha kaydet. medigi 'muthiş"Halla Bu sapan yarım saat içinde cereyan etti, on dokuz şehzade » acıklı çırpınışlar, inleyişler ve yalvarışlar arasında - kementlerle boğduruldu. (1) Ss ultan Murat, tahta çıkar çık. maz beş masum kardeşini bağırta bağırta öldürtmüştü. Yir. mi yıl sonra onun da, on dokuz oğ. Ja işte suçsuz, günahsız boğduru. Yuyordu. Bunlar, bu şehzadeler fa, Osman, Bayazit, hangir, & Abdullah, & Abdürrah. man, Hasan, Ahmet, Yakup, A. lemşah, Yusuf, Hüseyin, Korkut, AN, İshak, Ömer, Aldettin, Davut adını taşıyan biçarelerdi. En bü. ile. Musta. Selim, Ci. yükleri olan Mustafa on sekiz ya. gındaydı, cülüsu ilân için stilan top seslerini duyar duymaz haya. tından ümidini kesmiş: Nasiyemde kâtibi kudret ne yazmış bilmedim, Ah kim bu gülşeni âlemde asla gülmedin i yazarak! “Âhar yadigâ. hakkını helâl etsin, sakla. e hocası Nev'i efendiye göndermişti. Şöhretli ve kudretli bir şair olan Nev'i, vezirlerin, o. caklının ve herkesin tabii görerek lânetlemekten bile çekindiği bu bir arada işlenmiş on dokuz cina. yetten duyduğu elemi, istikrahı uzun bir terkibi bend ile ebedileş. tirdi, edebiyat tarihine armağan. ladı. Bu pek hazin olan şiirin ilk bendini naklediyoruz: Başlayaldan devre bu fânusı çer. hi pür iber Bağlayaldan peykeri tekvini res- sami suver ile idelden tekuzayı zuhur Ümmehati çâr « unsur'da meva. idi beşer Olalı mensubı tâsı gerdişi tat'ı 70- min Lü'beti nerdi kaza, şatrancı esba- bi kader Böyle hasmın yutmadı hir kez da. hi nerradi hâk Böyle şehmat etmedi ferzini çerhi hileger Böyle ne bir vüksa-gösterdi-mire- ati hayal Böyle ne hir şekli hâil gördü has. sasi hasar nekkaş'lar böyle temasi. li acib Vermedi vessaf'lar aynü nazirin. den haber Kildı nakşi ka'beteynin âlemi key. nü fesad Bir acib bazice kim tahtında muzmar hayrü şer Şefkati evlâdine bu zâli hed.mih. rin görüb Merd olanlar riştel peyvendi zen. den el çeker Üstüne gerçi dönersin bir, iki gün Akıbet Asiyab - âsa edersin daneni zir Hükmi Yazma, AN Dünkü bulmacamızın halledilmiş şekli 23 48 61809 | BULMACA | <.iavemur SOLDAN SAĞA VE YUKARDAN AŞAĞI: 1 — Bir zamir © Bir telefon tâbir © İskambilde birli. 3 — İyi © İzrankâr © Bir Zamir. 3 — Bir isim g Bir sorgu edatı © Av- Janur. 4 — Bir nota g Yükseltmek © İfs $ — Bir zamir © Bir göz rengi Üye 6 — Fakat © Vukün getirmek g Dir sesli harf, 7 — İsyan eden e Bir renk. 8 — Bir nos g Cefa © Büyük. 9 — Bu değil çu değil © Dürt yanı des niz g bir böcek 10 — Dağ değil yayla değil © Bir sa- ye Bir xemir. isim © Bir imtö İN ; 4 ASKERLİK İŞLERİ * amma aaa) Şubeye Davet Kadıköy Şubesine kayıtlı iken 904 se- nesindenberi akıbetini meçhul bırakan kamacı ustası (321 — 1) Konyalı 301 do- ğumin Hasan oğlu İsmailin acele şubeye müracaali ilân olum EYE zeber «Aimalimdemmayiakilemnie eline dehri dün Şâh'lar, şehzadeler sultanı kah- rından zebun (Devamı var) (1) Hayrullah Efendi tarihinde (Ki- Osmaniyede iştibah olun- duğuhdan tathiri fessda mış ve Anadolu - Kazsşkeri Kemal Efendi bu fili mekruhun İcrasına fetva vermiş- tir,, deniliyor. Kıymetli müverrih, üçün- cü Muradın öldüğü ve Üçüncü Mehme- din tahta çıktığı yl Kemal Efendinin Kazasker olmadığını nasılsa usutmUş” Şakalki Numaniye ve Mevzuatül- ulüm gibi yüksek değerli eserler sahibi bir zatın, adıyla sanıyla Taşköptü Zado- nin oğlu Bulunan Kemal Bendi S ra Mehmedin cülüsunden sekiz yıl Anadolu Kezaskeri olmuşlar. 22-6-939 GAYRİMENKUL SATIŞ İLÂNI İstanbul Emniyet Sandığı Direktörlüğünden : Andon Gilinosun 18950 hesap No. sile Sandığımızdan Aldığı (1000) liraya karşı birinel derecede ipotek edip vadesinde borcunu vermediğin- den hakkında yapılan takip üzerine 3202 No.lu kanunun 46 cı madde- sinin matufu 40 ci maddesine göre satılması icap eden Bayoğlunda eski Kamerhatun yeni Çukur meh. eski iki Kuyulu yeni Demirbaş sokak es- ki ve yeni 1 kapı 357 ada 25 parsel numaralı kâgir bir evin tamamı bir buçuk ay müddetle açık arttırmaya konmuştur Satış tapu sicil kaydına göre yapılmaktadır. Arttırmaya girmek İsti- yen (275) lira pey akçası verecektir. Milli bankalarımızdan birinin te- minst mektubu da kabul olunur. Birikmiş bütün vergilerle belediye re- simleri ve vakıf icaresi ve tâviz bedeli ve tellâliye rüsumu bo: tir. Arttırma şartnamesi 24/6/939 tarihinden itibaren tetkik etr yenlere #andık hukuk işleri servisinde açık bulundurulacaktr. Tapu sicil kaydı ve alir lüzumlu izahat ta şartnamede ve takip dosyasında vardır. Arttirmaya girmiş olanlar, bunları tetkik ederek satılığa çıkarılan gay- rimenkul hakkında her şeyi öğrenmiş ad ve itibar olunur. Birinci arttır- ma 7/8/0839 tarihine müsadif Pazartesi günü Cağaloğlunda kâin sandı- ğımızda saat 10 dan 12 ye kadar yapılacaktır. Muvakkat ihale yapılabil. mesi için teklif edilecek bedelin tercihan alınması icap eden gayrimen- kul mükellefiyetile sandık alacağını tamamen geçmiş olması şarttır. Ak- si takdirde son arttıranın taahhüdü baki kalmak şartiyle 22/8/39 tari- hine müsadif Salı günü ayni mahal de ve ayni saatte son arttırması yapı lacaktır. Bu arttırmada gayrimenkul en çok arttiranın üstünde bırakı- laçaktır. Hakları tapu sicillerile sabit olmıyan alâkadarlar ve irtifak hakk: sahiplerinin bu haklarını ve hususile faiz ve masarife dair iddis- larını ilân tarihinden itibaren yirmi gün içinde evrakı müsbitelerile be- raber dairemize bildirmeleri lâzımdır. Bu süretle haklarını bildirmemiş olanlarla hakları tapu sicillerile sabit olmıyanlar satış bedelinin paylaş- masından hariç kalırlar. Daha fazlamalümat almak istiyenlerin 837/90 dosya numarasiyle sandığımız hukuk işleri servisine müracaat etmeleri düzumu ilân olunur. —— * Emniyet Sandığı; Sandıktan alınan gayrimenkulü ipotek göstermek istiyenlere muhamminletimizin koymuş olduğu kıymetin nısfını teca- vüz etmemek üzere ihale bedelinin yarisina kadar borç vermek suretile kolaylık göstermektedir. (4484) Samsun Belediye Riyasetindet 1 — Eksiltmeye konulacak iş: Samsunda Çarşamba şosesi güzergâhım- İ da Merd ırmağı ile koşu yeri arasında yapılacak mezbaha inşaatı mu- hammen keşif bedeli 60467 lira 98 kurüş olup kapalı zarf usuliyle eksilt- meye konulmuştur. 3 — İş vahidi fiat üzerinden verilecektir. 3 — Bu işe ait şartname Ve evrakı saire aşağıda yazılıdır. AA — Yapı eksiltme şartnamesi, C — Bayındırlık işleri genel şartnamesi. 'D — Nafta yapı işleri umumi ve fenni şartnamesi, E — Fenni şartname. F — Keşif ve silsilei fiat cetveli, G — Proje ve sair evrak C — Ve D fıkrasındaki evraktan başka diğer evraklar taliplerine 307 kumaş. malenkilinde belsdiyiz üyeli #anniyosama.n C ve D fıkrasındaki evrak belediye heyeti fenniyesince tetkik edile bi 4 — Muvakkat teminat miktarı 4273 lira 40 kuruştur. 5 — Eksiltme 20/7/939 tarihine müsadif Perşembe günü saat 15 de Samsun belediyesinde müteşekkil belediye encümeni tarafından yapı- Jacaktır, 6 — Eksiltmeye iştirak edebilmek için Samsun Nafıa Müdürlüğünde müteşekkil komisyonu mahsusundan bu işi yapabileceğine dair vesika ibraz etmesi ve İnşaatın devamı müddetince diplomalı bir mühendis veya mimar veyahut fen memuru istihdamı ve Ticaret Odasından ka- yıtlı olduğuna dair senel haliye vesika fbraz ve yapı eksiltme şartname- sinin 4 üncü maddesindeki vasıfları haiz olması şarttır. 7 — Teklif mektupları yukarda yazılı gün ve saatten bir sant evvvel belediye encümen riyasetine makbuz mukabilinde verilecektir. 8 — Kapalı zarfların hizalarında teklif mektuplarının yazılışında ve bu zarfların tevdiinde ve posta ile gönderilmesinde taliplerin 2490 8, k | kanunun 32, 33, 34 üncü maddelerine ve bu husustaki şartname hüküm- İ lerine harfiyen riayet eylemeleri lüzumu ilân olunur... “4430, en ağır Dükkândan ere bile itiraza alışkın değildi: birlikte çıktılar, Ve o gün, o kısa yolculük esnasın. da başlıyan münasebet, kısacık bir zaman içinde, Çakır Zehra için, kırılamıyacak, koparılamıyacak kadar kuvvetli bir bağ halini aldı, Fitil Kadri, Çakir Zehranın hatırını soran ilk insandı. Hattâ Çakır Zehra, Fitilin, kendisine el sürmekten zevk duyan ilk insan olduğuna da ina- nıyordu. Böyle olduğu içindir ki, Fitil Kadri, ar. #usunu izher ettiği ilk anda, Çakır Zehrayı kolla- rinda buldu. Kadriyi memnun etmek, Kadriyi tat- min etmek ve Kadriye zevk vermek, Çakır Zehra. ya lezzetli bir gurur duyurmuştu: Çünkü bir er. keğin kendisinden hoşlandığına, üstelik te neda. met duymadığına, hattâ bilâkis zevk aldığına öm- ründe ilk defa o anda inanmıştı. Bu harareti tatmak, Çakırın, o ana kadar uyku- da kalmış olan hayvani duygularını da kamçılı. miş, harekete getirm Tadina yeni vardığı bu esrarlı lezzete karşı duymağa başladığı şiddetli ih. tiyaç, Çakır Zehrayı, Fitile, âdeta bir dişi köpek sadakatiyle bağlamıştı: Onu takip ediyor, onun sö. zünden dışarı çıkmıyor, onu seviyor, onu sayıyor. du. Fakat Çakir Zehranın bü uysallığı,*bu merbuti. yeti, bu sadakati, ve bu sonsuz sevgisi, Fitil Kad- TİYİ iyice şımartmış, fena bir insan olmağa Sev- ketmişti: Biçare kadını, hemen her gün, hiç acıma. dan dövüyor, ve elinden paralarını alıyordu. Çakır Zehra, bütün bunlara, bir gün onu kaçır. mak korkusiyle sabrediyordu: Bütün bunlara rağ. men, geceleri ayni yatağa giriyorlardı ya? Bu, Ça- kır Zehranın, her şeye tahammül etmesine, her ş0. Yi atfetmesine bol bol kâfi geliyordu. Osma, hayvani duygularının tatinin edilişinden çok daha fazin zevk veren bir nokta daha vatdı; Her sabah, aynaya bakınca, kendisini, diğer kadın- kardan farksız görmek saadeti? Kendisinin de. tıpkı diğer kadınlar gibi. her ye- ce biz erkek koynunda yattığını düşündükçe, içinin öksüz isyanını susturan masum bir gurur duyuyor, ve talisizliğini yenmeğe başladığına inanıyordu. Bir çok defalar, ana olmak arzusunu duydu. Fa. kat maalesef, bu arzusuna bir türlü kavuşsmadı. Maamafih, bu mahrumiyet, ona büyük bir tosa vermiyordu. Fitilin vücudünün harareti, onu haya. ta ısındırmıştı, Ve kâfi derecede ısındığı hayattan, çok fazla şeyler beklemiyor, istemiyor, bu hakkı kendisinde bulamıyordu. Bazan, işinin başma, ya bir gözü şişmiş, yahnt ta, yüzü, müthiş bir silleyle çürümüş bir halde gi- diyordu. Bu yaralar, bu çürükler, bütün sırlarını ifşa ediyordu. Nitekim, “komşularına evlendiğini gün, ona verilen ilk cevap şu olmuştu: “— Doğrusu, o serseriden ayrıldığına çok isabet ettin: Çünkü o hain bakışlı herif, günün birinde muhakkak senin başını yiyecekti! Bu beklemediği cevap, onun masum neşesini kı. rar gibi olmuştu. Çünkü Çakır Zehra, kendilerine ömrünün en büyük saadetine kavuştuğunu müjde- lediği insanların böyle bir cevap verebileceklerini hiç ummamıştı. Önüne bakarak: etrafa, Yaşayışırın müjdelediği kapıda küçücük bir meyhane kiraladığını müjde. lemiştiz - Fakat.. Diye kekeledi. Sonra kendisini top- yarak ilâve etti: “—. Ben Kadri ile evlendim! Bu cevap, kendisini dinliyenleri büsbütün şa. şırtmıştı: Biçarenin yüzüne karşı, ilk hükümlerini tekrarlamaktan çekinmediler ve: — Doğrusu, dediler, kendine yazık etmişsin. Zirâ o herif seni, sürüm sürüm süründürecektir!,, Tekrârlanan bu insafsızca hüküm, Zehrayı isya- na sürükliyen acı bir sukutü hayal oldu: O, nikâh. lı bir kadın halinde insanlara karıştığı gün, büs- bütün başka bir muamele göreceğini ummuştu. Umduğunun tam tersiyle karşılaşmanın verdiği hiddetle, kendisini tenkit edenleri tersledi: “— Ben size, memnun olursunuz diye söylemiş- tim. Bu cevabı vereceğinizi bilseydim, ağzımı açar. mıydım? Ben yaptığım İşi bilirim: Siz kendi başla. nınızın çaresini düşünün: Çünkü her koyunu ken. di bacağından asarlar!,,,, Bu cevabı verdikten sonra, onlardan ayrılan Ça- kır Zehranin gözlerinde, — her şeye rağmen — mesut bir parıltı verdi: Zira, o günden sonra, 0 es. ki komşularını bir daha görecek değildi. Içinde hâ- lâ, kocasımın kendisine bir gece evvel yaptığı sür- prizin "lezzeti vardı: Fitil ona; kendisinden aldığı bütün paraları biriktirdiğini, ve o paralarla, Ton. Duaa ğü a kz iz Şimdi onları, Topkapıda küçücük bir meyhane, ve srkasında küçücük bir de bahçeciği olan bu meyhanenin üst katında küçücük bir ev, ve... Bü. tün bu küçücük (şeylerin içine sığmıyacak kadar büyük bir saadet bekliyordu!. Çakır Zehranın, yeryüzünde: “— Benım!” diyebileceği bir dikili ağacı bile yoktu. Bunun içindir ki, kendisinden hiçbir şey a. lamıyacak olan hayattan korkmuyordu: Her geçen Bün, ona hiçbir şey keybettircmez, bilâkis, olsa ol. sâ, bir şeyler kazandırabilirdi: Zehranın gelecek günlere dalan gözlerinin daima ümit ve neşeyle par. layışı bundandı! Hele şimdi, içine yeni girdiği hi ta bakınca, âdeta gözlerine inanamıyordu: Oyle me. suttu ki, ona artık yeryüzünde, kavuşulamıyacak hiçbir saadet yok gibi görünüyordu. Birisi, karşısı. na çıksa ve kendisine, milyonlar kazanacağını söy- lese, ona inanmakta zorluk çekmiyecekti: Zira yü. züne alabildiğine gülecek gibi görünen masum tali. bimlen o kadar emindi... Yine birisi karşısına çıksa, ve ona: “ — Neyin eksik?” sualini sorsa, Çakıplan cevap alamıyarağı muhâkkaktı. Zira; “— Yok!” kelimesini unutmuş görünün Zehra, bir insanın muhtaç olduğu her şeye sahip bulunduğuna kanidi... — Küçücük bahçelerinin ortasında küçücük bir kiraz ağacı vardı. Zehra, bir köşeciğine dereotu, bir köşe- ciğine maydanoz, bir köşeciğine sebze ektiği bahçe. ciğile, ve sayısı her hafta biraz daha kabaran saksı. larında yetişen çiçeklerile uğraşmaktan yorulunca, kirazın gölgesine yığılıyor, ve âdeta yorgunluğunun lezzetini tadardı. (Devam var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: