17 Ağustos 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

17 Ağustos 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

iie A A a ag TEFRİKA No. 8 Babıâliye Karşı Harp Mustafa Kemal Paşanın Babıâliye Karşı Giriştiği Milli Mücadelenin İlk Mühim Vesikaları Hiçbir kuvvet bu azmi milliye mâni olamıyacaktır. Bu kararı âcizanem umum Anadoluda re'süikârda bulu nan mes'ul ve kıymettar umum ar. kadaşlarımın içtihad ve kanaati müşterekesine istinad etmekte ol. duğunu da ilâveten arz ile ihtirama & mahsusai kalbiyemi teyit eyle- rim efendim hasretleri. 22: Haziran 1395 Üçüncü Ordu Müfettişi Yaveri Fahrii Hazreti Şehriyari Mirliva Mustafa Kemal Mustafa Kemal Paşanın “Mel fuf ariza, dediği talimatnnme de şudur: Adet 194 Amasyadan —22.6- 335 1 Devletin tamamiyeli, mil- letin istiklâli tehlikededir. Hükü. meti merkeziyemiz itilâf devletleri nin tesir ve murakabesi altında mahsur bulunduğundan deruhte ettiği mesuliyetin icabatını ifa e- dememektedir. Bu hal, milletimi- zi madum tanıttırıyor. Milletin is. fiklâlini yine milletin azmi ve ka- yarı kurtaracaktır. Milletin halü va zını derpiş etmek ve sadayı huku- kunu cihana işittirmek için ber türlü tesir ve mürakabeden azade bir heyeti milliyenin vücudü el zemdir. Bunun için o hilmuhabere her taraftan vaki olan teklif ve ar- zuyu milli üzerine Anadolunun bilrücuh en emin mahalli olan Sı- yasta milli bir kongrenii serlan Mwikadı tekarrür erişir; Bunun için tekmil vilâyatı Os. maniyenin her livasından ve fırka ihtilâfatı nazarı dikkate alınmak- sızın muktedir ve milletin itima dına mazhar üç kadar zatın sürati mümkine ile yetişmek fzere he. men yola çıkarılması icap etmek- tedir. Her ihtimale karşı bunun bir sırrı milli halinde tutularak dağdağaya mahal verilmemesi ve rülen mahallerde seya- hatin mütenekkirsa icrası lâzım- dır. pa on temmuzda Erzurumda ini- kadı mükarrer kongre için vilâ. yatı mezkürenin omüdafani huku- ku milliye ve reddi ilhak cemiyet- Mürvet, Muzaffer hakkındaki duygusunda Yan- lerinden müntehab âzalar zaten yola çıkarılmışlardı. O vakte ka- emizin mirahhas- ları da Sıvasa vasıl olabilecekle- rinden Erzurum kongresinin âzası da tensip edeceği zamanda içti. mai umumiye dahil,olmak üzere Sıvasa hareket edecektir. 3 — İşbu mevadda göre murah. hasların müdafaai hukuku milli- ye cemiyetleri ve belediye riya- setleri ve suveri saire İle intihap olunarak hareket — ettirilmeleri hakkındaki delâleti aliyei vatan. perverilerini ve isimlerile xamanı hareketlerinin telgrafla işarını rica ederim. Üçüncü Ordu Müfettişi Fahri Yaveri Hazreti Şehriyari Mirliva Mustafa Kemal Mustafa Kömal paşanın bu ya- zılarını ne süretle telâkki ettiği- “mi, müdafasi hukuku milliye ve reddi ilhak cemiyetlerinin Sıvas şubesi hakkındaki kanaatimi ve bu münasebetle Sıvasın dahili si. yaset bakımından vaziyetini ya7- madan önce müşarünileyhe karşı Babiâlinin açtığı harbin ilk vesi- kasını kaydetmek isterim. Şifre telgraf olarak bütün Anadolu vi- lâyetlerine ve o arada Sivasa gön- derilen bu emirnamenin sureti şu- dur: İstanbul 23. 6-335 No, 84 ü ve vE olmakla beraber siyaseti zamane 0 derece agâh olmadığı için - fartı hemiy'yetü gayretine rağmen - me- muriyeti cedidesinde asla muvaf- dı. İngiliz fevkalâde mü- nin İalep ve ısrarile âz- ledildi ve azlinden sonra yaptık- lari ve yazdıkları ile de bu kusur- larını daha ziyade meydana vur- du. Reddi ilhak cemiyetleri gibi Karesi ve Aydın bavalisinde İslâm halkı nâhak yere kırdırmaktan ve fakat bu vesile ile ahaliyi haraca kesmekten başka hir iş görmiyen emirsiz, saygısız ve gayri kanuni teşkil edilen bazı heyetler için ö- tedenberi çektiği telgraflarla da hatayi siyasisini idareten arttırdı. Müşartinileyhin İstanbula celbi harbiye nezaretine ait bir vazife- dir, Lâkin dahiliye mezaretinin #i. #6 emri katisi artık o zatın mazul olduğunu bilmek, kendisile hiçbir muamelei resmiyeye girişmemek, umuru hükümete taallök eden hiçhir talebini isaf etmemektir. Bu talimat dairesinde hareket et- mekle ne gibi mesuliyetlerin mün- deli olacağını takdir buyuracağı- nızdan bu mühim ve vahim dakikalarda - memur, ahali - her Osmanlıya terettüp eden en büyük vazife sulh konferansınca mukad. deratımıza dair karar verilirken ve beş senedir yaptığımız cinnetlerin hesapları görülürken artık aklımı- zı başımıza devşirdiğimizi göster- mek, akilâne ve müdebbirane ha- reketlere imtisal etmek, fırka, mezhep, ırk ihtilâflarını gözet- meksizin her ferdin hayatını, ma- ını, ırzını siyanetle nazarı mede. niyette bu memleketi bir daha le- kelememek değil midir?” Dahiliye Nazırı Ali Kemal Sıvasın vaziyetine ve Mustafa Kemal paşanın yazılarına sözü nakletmezden önce dahiliye nazı- | rınm şu telgrafındaki bir nokta ü- zerinde durmak isterim: Ali Ke- mal Bey, her ferdin hayatını, ma- lina, arzını sinayet etmek medeni yet âlemine karşı borcumuzdur, derek istiyor, Halbuki bu iş; Av- eti seven büyük ir milletin hü- kümet adamları olduğumuz İçin bizl candan alâkalandırır. Nite- kim ben de . medeniyet âlemini düşünmeden - ancak bir Türk me- maru sıfatile o mevzuu hararetle ele aldım. Uzun ve yanık telgraf. Jar çekerek Ali Kemal Beyden yardım istedim. Ona. böyle bir Yardım yapılmazsa bir milyona yakın nüfusu olan şu mühim vilâ- yette âsâyişin teminine, masum halkın canını, malını ve ırzını ko- rumıya imkân olmadığını anlat. tım. Fakst o, menfi bir cevap ol- sun, vermedi, Bütün işarlarıma ka- yıtsız kaldı, (Devamı Var) E TAN BULMACA Dünkü bulmacamızın halledilmiş şekli 123 #501 819 10 gana SOLDAN SAĞA: 1 — Bir hayvan - Bir köpek » Bir sa- yı - Bir harf, 2 — Bir harf - Bir sayı - Kali - Bir nala, 3 — Kasepin bulunur - Gökte bulu- » pür » Bir zamir 4 — Çıkıntı - Zaman « Bir işaret za- | miri - Bir hart. 5 — Bir harf - Dir renk - Bir nota - Bir neti. 6 — Genişlik - İle - Siz. 7 — Bir renk » mâkteni emir - rf » Bir nota - Asker - Den, ın yansı - Yüz - Eski bir bârp sildi, 10 — Bir not - Genişlik - Suçunu ba- Fışlamak - Bir zamir, YUKARDAN AŞAĞI: 1 — Hayâ - Tepe - 'Tok deği) - Bir harf 2 — Bir hart « Rrkek »« Bir utvumuz - Siz, 3 — Atın yediği - ede, 4 — Ayının evi - Bir renk - Biz nota - Bir harf, , $ — Bir hart - Lâliza - Bir mola - Bir nota, 8 — # haftadır - Dehi — İçi 7 — Üzmekien emir - Sonuna bir Bort Anmaktan emir - Bir ate em ma e harf gelirse bis sayı olur » Bir hart, B — Bir harf - Bir isarel zağüri » Bir sorgu edatı - Bir Istanbul Asliye İkinci Mahkemesinden: Mahkemece satılmasına gürar ve. rilen 70 adet tramvay şirketi hisse- senedatının 24 - 8 - 939 Perşembe saat 10 da İstanbul Nukud ve Kam. bulunmaları ilân olunur. Ticaret biyo müdürlüğünde satışı icra edile- ceğinden isteklilerin mezkür mahal. de muayyen olan gün ve saatte hazır 17-8 - 929 GRiPi Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizma Nevralii, kırıklık ve bütün ağrılarınızi derhal kese MAN) İcabında günde 3 kaşe alınabilir. gn Adapazarı Belediye Reisliğinden : 60231 set — Şe 80— 600 o Mm305 e 100-242 ” So 125 93 » Se 150 35 * 5 1765-49 “e 200- 10 ” S5 225 27 0x uu" v3 18 » 300-2 1636 Kolye kuturları ve mikdarı yukarıda ve evsaf sairesi şartnamesinde yazılı olduğu üzere Adapazarı Belediyesi su tesisatı için 1636 takım Buşakla, Tij vesair teferruatile birlikte komple olarak kolye, priz ve syrıca iki adet maa teferruat Boru gelme âleti kapalı zarf usulile mü- makasaya konulmuştur. İhale tarihi 18 eylâl 939 Pazartesi günü saat on 'beştedir. Muhammen bedeli 9986 lira ve teminatı muvakkate akçesi 748 lira- dir. Fazla tafsilât almak isteyenler Belediyeden şartnamesini talep ede- bilirler. Talip olanların arttırma ve eksiltme kanuna hükümleri dalresinde muayyen vaktinden bir saat evvel teklif mektuplarını Adapazarı Bele- diye Encümenine göndermeleri ilân olunur. “6069, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Talebesinin Yemek Münakasası: Ankara Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Direktörlüğünden: A Z Fakültenin yatılı talebesinin sabah öğle ve akşam yemeklerinin kapalı zarf usulile münakasası 10 gün daha temdit edilmiştir. B — Muhammen bedel beher talebe için 75 kuruş olup bunun bir 8e- nelik umumi yekünu 34218 lira 75 kuruştur. C — © 7,5 mvakkat teminat bedeli 2566 lira #1 kuruştur, Ç — İhale 1 - VEN - 939 cuma günü saat 14 de Ankarada rnektepler muhasebeeiliğinde yapılacaktır, Teklif mektuplarının ihaleden bir saat evveline kadar mezkür” mühasebeellikte müteşekkil kömlsyona teslim DE A A PN DE Merin şartısmeyi görmek ve izahst almak üzere fakülte hesap memurluğuna müracaat etmeleri. “3185,, “6255., Devlet Denizyolları İşletme Umum Müdürlüğü İlânları İLÂVE İZMİR SÜR'AT POSTASI İzmir Fuarı münasebetile (Cümhuriyet) vapuru ilâve sür'at po olarak 18 Ağustos Cuma günü saat 10 da Galata rıhtımından doğru İzmire kalkacaktır. İzmire 19 Ağustos Cumartesi saat 11 de varacak bu gemi İzmirden 21 Ağustos Pazartesi saat 16 da hareketle 22 Ağus- tos Salı saat 17 de İstanbula dönecektir. Not: Fuar için alınacak kamera ve güverte gidiş - dönüş biletlerin- de Yüzde elli tenzilât yapılır. “6338, liş döğüldi. Zira Muzaffer kanunun suç saydığı na meşru bir zevki tattıktan, ve bunun hesabım ver. mek tehlikesini de atlattıktan sonra, Mürvel bir da. ha aramak niyetinde değildi: Onun telâkkisine gö- re, bu, bile bile mantara basmak olurdu. Ve o, Mür. vetin de, Melâhatin de, ne Kemaleddin ne de Mu. zafferi bulamıyacaklarından emindi. Çünkü Onlara verdikleri adresler doğru değildi. Muzaffer, vaziye- ti Kemaleddine de anatmayı, ve mecburen verimiş olen randevuya gitmekten onu dâ vazgeçirmeyi ka- rarlaştırmıştı. Zaten Melâhatin de, Mürvetin de, yağlı birer parça olmadıklarını, ikisi de anlamışlar. dı. Melâhat, Mürvetle kendisinin zengin bier paşa torunu olduklarım bu açık göz gençlere yutturabil. miş değildi, Onlardan biraz sonra, vapardan çıktıkları züman, Köprünün ışıkları, Mürvete, birer göz yaşı damla- $ı kadar hüzünlü görünüyordu. Koskoca apafiman- “alır, sokakların havasını kesen birer hapishane duva- rına benziyordu. Otomobillerin birer torpil gibi ğa sola geçişleri, insan kalabalığı, araba, çan, korna, klakson gürültüsü, Mürvetin başını döndürmüştü. İlk defa olarak, bodrumu göğsünü hırlatan bir ne- dametle, bir hasretle andı, Ve bodrumun kâranlı. ğına, sessizliğine gömülmek ihtiyacını duydu. Melâhat, Mürvetin durgunluğunun, dalgınlığının farkındaydı. Fakat, gezmâmiş görünmeyi tercih edi- yordu. : opera girdikleri zaman, Mürvet: « — Melâhat abla, dedi, ben hemen ya Başıma fena bir ağrı girdi çünkü! Mürvet böyle söyliyerek, odasına doğru Yürüdü. © Melâhat arkasından seslendi; © Kız birden bire ne oldun? Bir aspirin ister misin? Miibyet, arkasına dönmeden cevap verdi: — Şimdi istemem.. Biraz uzanıp dinleneyim ei eğer geçmezse alırım.. Melâhat Mürvetin arkasından birkaç adım attır ğım. TEFRİKA “ -- Midende bir bozukluk yok ya? Mürvet odasına girerken: “.- Hayır. dedi; bir şey yok başımm ağrısı da yorgunluktan olacak... Biraz dinlenince geçer! Melâhat, üstüne düşmek istemedi: “-- Peki, dedi, evvelâ biraz uzanıp dinlen de, eğer geçmezse çaresine bakarız. Mürvet cevap vermedi odasına girip, kapısını Ya. vaşça kapadı. Melâhat de dönüp odasına doğru yü- rüdü, Ve Gülümsiyerek, kendi kendine: “. - Siftahı yaptı galibal,, dedi. Mürvet yatağına esvaplarını, hettâ , pabuçlarını çıkarmadan uzandı. Bu bir uzamış değil sıcakfan bunalmış bir insanın denize atilışı gibi bir hareket. ti. Hiç bir şey düşünemiyordu. Hiç kimseyi görme- mek, ve Hiç kimseye görünmemek istiyordu. Fakat içine girdiği bu yalnızlık, bu sessizlik, biraz uza. yınca, onu korkutmaya başladı. Yataktan sıçradı, Aynanın önünden geçerken, ker- di yüzünü görmekten kaçındı. verdiği kararı tutamı, yacağın, bu sırrı tek başına muhafaza edemiyeceği- ni anlamıştı. Melâhati ona ortak ettiği takdirde, göğsünü ezen sıkıntı yükünün yarı yarıya hafifliye. ceğini umuyordu. Hem Melâhatin tesellisine de muhtaçtı, Melâhat, soyunmuş kombinezonla yatağına uzan- miş, bit moda mecmuasının resimlerine bakıyordu. Mürvet içeriye girince mecmuayı bir kenara fırla. tarak doğruldu ve: “-. Şimdi, dedi, ben de sana gelecektim. Nasıl oldu başın Mürvet hiç cevap vermeden, Melâhatin karyola- sına sokuldu Karyolanın ayak ucuna oturdu. “.« Başımda bir şey yok.. dedi. Sonra, artık kendini tutamadı, ağlamaya başlıyarak: “ — Melâhat abla., dedi, benim başıma bir felâket geldi bugün! > Bu itiraf Melâhati hiç ae O, bu zaten umuyordu, Bilâkis, Mürvet, onun tahminini teyid edince, gizli ve rahat bir soluk aldı. Zira Mür. vet, Meldhatin kurduğu hülyaya doğru İlk adımı atmış bulunuyordu, Halbuki, Melâhat, beklediği bu neticeye, bu kadar kolay, bu kadar çabuk kavuşaca- ğını ummarıştı. Anlamamış görünerek: © “— Ne felâketi kız?.dedi.. . Mürvet, Melâhatin 'ağzından çıkan sonuncu ke. Yimeyi, hakikati anlatabilmesini kolaylaştırın bir Hasat bildi ve, hıçkırıp önüne bakarak: - "— Ben artık kız değilim!,, dedi, Fakat, Melâhatin bu itirafa Yaya mukabele Mürveti hayretle yerinden sıçrattı: Zira Melâhat: “— Ay felâket dediğin o muydu?,, demiş, ve fev- itirafı kalâde tuhaf bir hikâye dinlemiş gibi, katıla katıla gülmeye başlamıştı. Mürvet, ne söyliyeceğini şaşırdı. Hattâ Melâhatin bu derece ehemmiyetsiz saydığı bir hâdiseyi gözün. de çok fazla büyüttüğü için, adeta utandı; Artık ağlamıyor, Melâhata bakıyor, onun uzayan kahkaha- gını kesip konuşmasını bekliyordu. Fakat Melâhat, Mürvetin o şaşkın haline bakınca makaraları büs. rey koyuveriyordü: *— Demek, büyük felâket ha?.. Hay Allah iyili- Gini versin!.. Ben de bir şey oldu zennellim de, yüreğim hopladı!,, Diyor, ve durmadan gülüyordu. Mürvet, bu vaziyet karşısında ne yapacağını şa. Şirmişti: Gülemiyor, ağlıyamıyor, ne yapacağım, ne söyliyeceğini kestiremiyordu. — Nihayet Melâhat kendisini topladı, ve: “.— Ayol, dedi, o senin kaybettiğin şeyin fiyatı yirmi beş lira bugün!.. Doktorlar, haraç mezat, yirmi beş liraya kızlık yapıyorlar. Bugün, bozulup da yapılmayan ne kaldı ki? Ameliyathanenin bir kapısından peşinde üç çocuğile giren kadın, öteki kapısından kızoğlan kız çıkıyor, Eğer pek meraklısı isen, seni de bir tamirden geçiriverelim!. Melâhat, bütün bunları söylerken gülüyor, hâlâ kendisini toplayamıyari Mürvetle eğleniyordu. Se- si sakin ve lâkayıt idi. Insan kırılan bir fincundan; bir bardaktan bir tabaktan bile, bu kadar sükünetle bah#edemezdi Fakat, o, bu sükünu ve lâkâydizi sâ. yesitide, Mürvetin üzerinde beklediği tesiri uyan- dirrastı, zira onun süküneti, ve İlkaydisi, yavaş yavaş, ferahlatıcı bir ilâç gibi, Mürvete de sirayet ediyordu. #0 Ki Melâhat: : “— Hem, dedi, bu üzüntünün mânası ne? Şimdi hangi erkek, alacağı kızı muayene ettiriyor? Allah bizi, manastır rahibeleri gibi bakire ölelim diye ya. ratmadı ya? Ha bugün, ha yarın, ha Adada, ha Modada uğrıyacağın âkıbet bu değil miydi? (Devamı var) kd a 1 yi

Bu sayıdan diğer sayfalar: