22 Ağustos 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

22 Ağustos 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

22-8 -939 TAN EENİSON HABE Tehlike Büyüyor Yazan: Ömer Rıza DOĞRUL ummalı siyasi etler, gü. H nün en bâriz vasfıdır. Yaz ta- Üllerini Oyarım birakan O İngiliz ve Fransız devlet adamları top. lanıp son o İnkişaflar (o karşısında alınacak tedbirleri düşünüyor ve ka- tarlaştıriyorlar. Mihverciler, cephele. rini kuvvetlendirmek, Macaristanı kandırarak Lehistanı çember içine almak için uğraşıyorlar. Bütün gös- terişler, iki tarafın büyük bir mace- Taya girişmek üzere son hazırlıkla. rı yaptıklarını hissettiriyor, Yani vaziyet, geçen sene, Çekoslovakya | buhranı günlerindeki vaziyetin tıp- | kanıdır. O zaman da Almanlar, harbi göze aldıklarını göstererek dünyayı telâşa düşürmüşler, harp gibi büyül tehlikeli ve tahripkâr bir maceray girişmek ( istemiyen devletler, Al manların dileklerini yerine getiren Münih anlaşmasını yapmışlardı. Mü- nih anlaşması, Avrupanın bütün dertlerine, ferah ferah derman bul manın başlangıcı olacaktı. Fakat mihverciler Münihi, askeri satvetlerinin bir zaferi saydılar v€ bu zaferi tecavüz siyasetine mesnet yaparak Çekoslovakyayı yuttular, Amavutluğu istilâ ettiler ve kendi lerini alâkadar eden her meseleyi silâh tehdidiyle halletmek istedikle- rini gösterdiler. Avrupayı tehdit. Tehlike budur. Ve Avrupaya düşen vazife ya sulh yolu ile, ya harp yolu ile bu silâh körletmektir. Çünkü bu silâh körleş- medikçe, Avrupayı tehdide devam edecek ve Avrupa milletleri daimi gerginlik, daimi endişe içinde yaşı- yacak, her gün yeni bir tehlike ile karşılaşacaktır. Çekoslovakya hâdiseleri esnasında Almanyanın, askeri satvetine güve“ nerek, herkesi harpten yıldırmak is- bütüm Avrupayı tepeden Zi için, bugünkü vaziyet geçen sene- ki vaziyetten son derece farklıdır ve bu yüzden Almanyanım her tehdi. di kuvvetle karşılanabilmektedir. Fakat kuvvete karşı, kuvvetin kul- lanılacağını bilenlerin, azgınlıktan çekinmeleri gerekleştiği halde, Al manyanın kuvvet gösterişleri. ne kıymet vermesinin sebebi, Alman halkının bu hakikate vâkıf olmama- sı, sulh cephesinin aciz ve meskenet içinde bocaladığını sanması, bi Alman propagandasının, Alman mil letine hakikati tanıtmamak için uğ- raşması ve bir dereceye kadar mu. vaffak olmasıdır. Bu yüzden Almanyada hilâ hü küm süren kanaat, Almanyanın Mü. nih'te ve Münih'i takip eden sıralar- da olduğu gibi, büyük bir harbe gir- meden Alman dileklerinin tahakkuk edeceğidir. Ri Tehlikeyi büyüten en büyük â Sofyadaki Siyasi Hırsızlık Bavul ve Çantayı Taksiden Aşırmışlar Sofya, 21 (Hususi) — Siyasi evrak bulunan çantasının çalınması üzeri- ne kendini öldüren Rumen kür yesi o Yüzbaşı Paolitsu'nun cenazesi hastahaneden kaldırılarak Romen ki lisesinde dini merasimi yapılmıştır. Cenaze merasimine önlerinde 8s. keri bando olduğu halde bir Bulgar taburu ile büyük Erkânı Harbiye isi Petkof ile diğer sivil ve askeri Bulgar ricali ve Romen elçiliği erkâ. mı iştirak etiniştir. Romen bayrağına | sarılan tabut Romanyaya götürüle- rek ailesi makberesine defnedilecek- tir, Verilen haberlere göre çalman ev- rak çantası ile büyük bavul etrafın- da bir taraftan Bulgar zabıtası diği taraftan buraya gelen Romen detek. tifleri faaliyete koyulmuşlardır. Bu iki taraflı araştırma neticesinde bu. güne kadar hiç bir ip ucu elde edile. | memiştir. Vâkıâ' bir kaç kişi suçlu 0- lsrak tevkil? edilmiş ise de bilâhare bunların hepsi serbest birakılmıştır. Artık hırsızlığın usta bir yabancı ta. rafından yapıldığına kanaat getirmiş tir. Buradaki Romen elçisi, polis .mü- dürlüğüne müracaat ederek Kurye nin sağlığında meçhul bazı kimseler İtarafından dalma takip edildiğini be. Dnes gazetesi, bu hâdise münase. betile yazdığı bir makalede Romen elçiliğinin gayri resmi bir otomobil angaje etmesini ve Kuryenin İstasyo. na kadar bir şahsın nezareti altında gitmemesini tedbirsizliğe atfetmek. İtedir. Diğer taraftan Bükreş gazete. leri çalınan çantada mühim evrak bulunmadığını, Kuryenin izzetinef- sini kurtarmak için kendisini öldür. düğünü yazmaktadırlar. Bu gazetelerin yazdıklarına Kurye, Belgrat Rumen sefirine gö! receği bu evrakı ve şahsi eşyalarını ihtiva eden çanta ve bavulları bir taksiye yerleştirmiş, istasyona git. miş, fakat otel hesabını tamamile ö- Tokyo, 21 (A.A) — İngiliz - Ja. pon görüşmeleri hakkında, hükümet matbutat bürosu, aşağıdaki tebliği neşretmektedir: Tokyo müzakereleri, İngilterenin talebi üzerine açılmıştır. Japonya; bu | müzükereleri, 'Tienşin işinin esasın-| dak! meseleler hakkında İngiliz bü- kümetinin anlayış zihniyetini nazarı dikkate alarak kabul etmiştir. İngi terenin müzakere etmek teklifi, Lon- dranın Çinde, Japonyanın askeri, 8- konomik ve siyasi ihtiyaçlarını na» zarı dikkatte tuttuğunu göstermekte idi. Buna göre; ekonomik meselele- | rin de müzsketeye konmasına mâni | hiçbir hal mevcut değildir. Bu hal. de, İngilterenin hattı hareketinde bi. | ribirini tutmıyan tezatlar vardır. Japonyanın dokuz devlet muahede- sine karşı daha çok evvelden almış olduğu hattı hareket malümdur. E- ğer İngiliz hükümeti, letlerin müdahalesini mucip olm; piyetinde İse, Japonya hükümeti, bu. na karşı, ancak, böyle bir teşebbüsü kutiyen kabul edemiyeceğini kayıtla iktifa eder. Tatil değil tâlik imiş Tokyo, 21 (A.A) — Hükümet na muna söz SÖ; hi bugün gazetecilerle yaptığı görüşme» de, İngiliz — Japon görüşmelerinin tatil değil, fakat talik edilmiş oldu- gu üzerinde bilhassa ısrar etmiştir. Gös ler iki taraflı olmalıdır Tokyo, 21 (A.A.) — Tokyo tebliğ- leinin, en mühim nektası, Japon hü. sının tatil edildiğini söylemekten bü- yük bir dikkatle tevakki eylemi görüşmelere yeniden haşlamak için açık kapı bırakmasıdır. Japon hükümeti, aşağıdaki esaslı şartı koymaktadır: Görüşmelerin iki taraflı lâzımdır. 'Tokyo, bu işin doğurduğu ckono - mik meseleleri dokuz devlet muahe- kalmasi desini o imzalamış olan diğer dev- letlerin de iştirak edeceği bir mi "İ kereye mevzu teşkil ettirmek isteme- İ mektedir. Maamafih Japonyanm tut- tuğu hattı hareket, İngiltereyi ayrı olarak diğer alâkadar devletlerle xö- rüşmekten ve nihayet müzekerele- rin son safhasına bu devletlerin mü. demediği ve trene de henüz vakit ol. İduğu cihetle otele dönerek hesabı itemizlerken Kuryeye şahsen tama, İmile benziyen birisi taksiye girerek förü tevkif edilmiştir. mil de bu zihniyettir. Çünkü, bugün bütün Avrupa, bu siyasete karşı silâhlanmış ve her ye- ni tecavüze karşı mukavemete karar vermiştir. Almanyanın, Münih tecrübesinin tekerrüründen henüz ümidi kesme- mesi, tehlikeyi büyüten âmiller a. rasındadır. N s Sulh cephesine düşen kati vazife, hu nokta üzerinde bir şüphe hırakmamaktır. Gerçi sulh cephesi, kati kararmı bildirmiş ve son derece sarih bir cephe almıştır. Fakat bunun da Ah manyayı iknaa kâfi gelmediği görü- lüyor. Onun için, sulh cephesinin vaziyetini bir kere daha tasrihe lü. zum görmesi muhtemeldir, Çünkü tehlikenin daha fazla büyümesine karşı gelecek en mühim âmil, sulh cephesinin vaziyetinde en cüzi te reddüde yer bırakmamaktır. Yoksa, Almanya, sulh cephesinde en ehem- miyetsiz ilk ve en! hiç vam edecektir. Tehlikenin büyümesine karşı pılacak şey, sulh cephesinin kuvvetini tekâsüf ettirmek ve bu kuvvetin hiç bir tecavüz hareketini affetmiveceğini en kati surette bir kere daha göstermektir. ya H Gg Vücarislan hükümeti, Alman olduğu hakkında kati teminat rine Almen erkânıharbiyesi M temasa gelerek, bir harp vuku ta göre, Almanya Macaristana, sürehilir. Alman erkânıharbiy olabilir, Alman Erkânı Harbiyesine messil olarak çıkmasından meneyle- * İ tanuma; buğün imparat Tokyo Müzakereleri Tatil Değil, Talik Edildiği Bildiriliyor zaretine yakın mahfillerde söylendi- ğlne göre, müzakereler Japonysnın srzwsile inkıtaa uğramış olduğundan Japon hükümeti arzu ettiği takdirde müzakerelere 24 temmuz formü nün çerçevesi içinde devam edilebi- lecektir. Japonyâ müzakereler esna- sında Çin parası ve Tiençindeki Çin- lilerin mevduatı meselelerinin de tet- kik edilmesini arzu ettiği takdirde bu hususta alâkadar devletlerin fik. rini alması ve onları da müzakerele- re iştirak etmiye davet etmesi Jâzım- dır. Vahameti gizlemek beyhudedir Paris, 21 (A.A) — Jour, Echo de İPariş gazetesinin Londra muhabiri yazıyor: “Tokyo müzakerelerinin skamete uğraması ne gibi bir netice verecek? Japonya Hongkong'u abloka etmek tehdidini yerine getirecek mi? Bu İ tskdirde İngiltere ne yapacak? Bü. tün bu sualler kabinenin salı günü | yapacağı içtimada dikkatle tetkik © dilecektir., Uzak Şarktaki vakayiin vahame- tini gizlemek beyhudedir, Bu vakâ- ların Avrupa buhranma inzimam ei mesi şüphesiz bir tesadüf eseri gelen diplomatik raporlarda Alman: İtalyan - Japon siyasetinde tam bir teşriki mesaj ve insicam görüldüğü kaydedilmekte idi, Başvekil İmparatora Tokyo, 21 Başvekil, H kabul edilmiş ve imparatora dah'li ve harici vaziyet hakkında izahat vermiştir. Japonya - Amerika münasebatı Tokyo, 21 (A-A.) — Aşahi gazetesi büyük başlıkla neşrettiği bir yazıda verdiğini ihtar eylemektedir. Bu gazeteye göre Harbiye Nezare- tinin Amerika dairesi bu bapta bir plân da hazırlamiştır. Moskova Askeri Görüşmeleri mektedir. Londranın mütelâası Londra, 21 (A.A.) — İngiliz - Ja- ! diler tebliğ hakkında Hariciye ne RAN yaya mihverle beraber vermiştir. Bunun üze- ar erkâmharbiyesiyle unda müşterek hareket için yapılacak işleri görüşmüşlerdir. Verilen malâma- Romanya ordularının Polonyann yardımına yetişmesine mâni olmak vazi. fesini üzerine almasını istemiştir. Çünkü Romanya ü. zerine, yüzde yüz muvaffak olacağına emin olmadıkça yapılacak bir taarruz petrol kuyularını tehlikeye dü- esinin kanaatine göre, Alman ordusu ayni zamanda Slovakya ve Polonyadan Romanyaya ayni zamanda hücum etmek ve Sovyet tavyarelerinin Romanya petrollerini meydan vermemek meeburiyetİndedir. Polonyanın cenup kısmının işgalinden sonra mümkin imha etmesine Bu da ancak 3 Polonya hükümeti Yukarı Silezyadaki Alman az- lıkları arasında muazzam bir casus şebekesi ya- kalamıştır. Bu şebeke iki Alman teşkilâtı halinde çalışmakta idi. Başında Polonyadaki Almanların Führer'i sayılan Wiesner bulunmakta idi. Bu şe- bekeye mensup 64 kişi ve reisleri tevkif edilmiş- tir. Bunların elinde Polonyanın askeri sırlarını bildirmek üzere kul- landıkları bir şifre bulunmuştur. Moskova, 21 (A.A) — Üç günlük bir fasıladan sonra İngiliz - Frunsız - Sovyet askeri müzakereleri bu ss- bu çantaları alıp gitmiştir. Taksi $0-İpon münasebetlerine dair dün neşre- | bah Spiridovevka sarayında yeniden İ başlandıştır. İSTE de, | ğildir. Bsasen geçen hafta Londraya # tarafından Japonyanm Amerikaya karşı şid- detli bir siyaset takip etmiye karar ER Talebemiz Almanyadan Dönüyor Talebelerimize Kaba ve Soğuk Muameleler Yapılıyor Sanayi tahsili için Almanyaya gönderilen ve orada müessese ve İab- rikalarda çalışmakta olan talebele- dilerini artık kabul etmemiye başla- ması Üzerine daha ziyade Almanya- da kalmanın bir fayda vermiyeceğini görerek dün memleketimize dönmüş- lerdir. Mekteplerde okuyan diğer te- lebemizin de Almanyada çok soğuk İve kaba muamelelere maruz kal makta oldukları ve tahsillerine ve stajlarına devama imkân kalmadığı, mütemadiyen zorlukla okarşılaştık- İarı isin yurda dönmeğe hazırlandık- ları anlaşılmıştır. Talebenin eyvelee Almanyadan sa- tın aldıkları radyoları dahi buraya getirmelerine izin verilmemiştir. Dün gelen gençlerin söyledikleri ne göre Almanyada buhran bir İ hava esmekte ve bir harp arifesinde bulunulduğu herkes tarafından açık- ça söylenmektedir. Bütün Almanya ve hattâ Macaristan halkı büyük bir telâş ve heyecan içinde gün say- maktadırlar, | * Semplon ekspresi ile konvansiyo- nel trenleri dün sabah şehrimize kişer saat tenhhurla gelmişlerdir. Bu #oşhhurun, Merkezi Avrupadaki as- keri sevkiyatla alâkadar olduğu sn- Jaşılımıştır. irk Düşmanlığının Dramlarından Fransız gazeteleri yazıyor: “Harpten evvel İngilterede yerleş- miş olan Belnemann ismindeki Mu- sevi fabrikatörü harbin nihayetinde Almanyaya geçmiş ve ticaretle işli gale başlamıştı. Almanyada ırkçılık meselesi çı. kanca çoluk çocuğunu İngiltereye gön dermiş olan ihtiyar Musevi işlerini tesviye etmiş ve Almanyayı ebediyen terketmek üzere müsaade almak için cabalamıya başlamıştır. Aylarca devam eden teşebbüsler. den sonra nihayet geçende Almanya- yı terketmek müsaadesi verilmiş, İhtiyar Musevi çoluk çocuğuna ka. | vuşacağı tayyareye bindiği vakit, Al manyayı terk edebilmek sevincinin verdiği derin heyecana kalbi taham. mül edemiyerek tayyarede son nefe- sini vermiştir. li Almanya Bratislavada kumandanlık karargâhı tesis et- miştir, Slovakyanın larında Alman askerleri kaynaşmaktadır. Polonyaya doğru uzanan kısım- Slovakya. daki askeri hazırlıklar Polonyayı şiddetle meşgul et. mektedir, * Hitlerin Tanenberg veya 2 Eylülde Nuremberg'te söyliyeceği nutka büyük ehemmiyet verilmekte. dir. Hitlerin bu tarihte efkârı umumiyeyi tatmin için ya Danzigin caristanın mihvere ilhakını, bunu yapamazsa Ma- iltihakını haber vermek iste- diği tahmin edilmektedir. Eğer o vakte kadar Danzigi ilhaka muvaffak olamadığı takdirde, ki buna cesaret etmesine az ihtimal veriliyor. Nut- kunda, “Demokrasilerin bütün tahriklerine rağ- men Almanyanın harbe sürüklenmediğini ve sü- rüklenmiyeceğini, fakat davalarından da vazgeç- miyeceğini ması muhtemeldir, öyliyerek zâhiri kurtarmıya çalış- * İngiltere ve Fransada hâdiseler büyük bir sükün ile takip edilmektedir. Demokrasiler, son sözlerini söyle diklerine kenidirler. Bütün tedbirlerini ona göre al. makfadırlar, Onun için son günlerin heyecanlı haber. leri Paris ve Londrada hiç bir tesir yapmamaktadır. l rimiz, fabrika ve müesseselerin ken-| p; “FELEK Sempati . Antipati Yazan: B. FELEK ir hayli yıldır dilimize yerleş. miş olan bu iki kelimeyi size nasıl tercüme edeyim bilmem kil Birincisine kan sıcaklığı, ötekine de soğukluk diyebiliriz ama, doğru. sunu isterseniz, birincisi meramımı, zı ifade edebilse bile soğukluk, anti- patiyi kâfi derecede anlatamaz. Zi- ra “Ne antipatik adam!,, de: İmahlük, çok defa soğukta, menfur ve iğrenç olabilir. Neyse bu ufak terelime sohbetinden sonra, sa- dede dönüyorum. İnsanları, hattâ hayvanları sempa- tik, antipatik olarak ikiye Bu iki kelime hiç hir zaman güzellik, çirkinlik de ifade etmezler, Ne soğuk güzeller ve ne çirkin se- vimliler vardır; değil mi? Bu taksim, mahiyetini ifade ede- mediğimiz bir duygunun ifadesinden ibarettir. Bir adamın burnu küçük, ağrı büyük, gözleri süzük olursa, 'Jantipatik olur diye de bir kaide ko- namaz, Lâkin; — Şu adam ne sıcak kanlı şeyl Reyinde, yüz kişide doksanı ittifak edebilirler, Hayatta sempatik olmanın büyük faydaları vardır. o Müsavi vasıf ve hasletlere malik iki namzetten sem. patik olanı daima tercih olunur. Bir davada semp: avukat, sem. patik mazmun, hâkimin suizannını azaltır. Bir aliş verişte, bir müzakerede sempatik adam, antipatik olandan daha fazla muvaffak olur. Sempatik hocadan talebe daha ziyade istifade eder, Bunun böyle olduğunu kabul €- dince, bir işimizi görmek için, halk- la temas etmek için, birine dert an- latmak veya birinin derdini dinle. mek için, delege, memur, murahhas, vekil hulâsa muvaffak olmasında, kolay muvaffak olmasında menfaa. timiz olan birini seçerken, onun da- ha ziyade sempatik olmasına dikkat etmeliyiz. Ne uzağa gidiyoruz canım! Yirmi kuruşluk basıma alırken, kedi zev- kimize göre, güzel olmasına çalış- mıyor muyuz? Gerçi, bir takım meslekler vardır” ki, insanı ister istemez antipatik €- der. Dünyanın en sevimli adamını cellât yaparsanız, onda sempati kal, maz, Bir hapishane gardiyanı ne ka- dar sempatik olursa olsun, zindanei- dır, Evinizin eşyasını satmıya gelmiş bir icra memurunun sempatik ©l- ması kabil değildir. Hattâ buna dair birde fıkra okumuştum. Vaktiyi bir mahallede, bir iera memuru öl. müş. Cenazesi İhalleliden para topluyorlarınış, O mahallede oturan meşhur Fran- six erharriri (Aleksandr Duma) ya da gitmiş, İcra memurunu gömebil- mek için beş frank vermesini İste mişler; — Alın size on frank! Bir, yerine iki tane gömünüz! Demiş. kaldirmak için ma. Buna diyeceğimiz yok uma, sana. ti sempati toplamak olan bir takım memuriyetler ve İşler var ki, bun. lara odam seçerken, mutlaka seçile- ni çağırıp, bir kere görmek ve kar- şısindakine verdiği sempati mikta rını tetkik etmek çok lüzumludur: — Hep sempatikleri kullanırsak. antipatikler işsiz mi kalacak? Onu demek istemiyorum. Dikkat edin! Halkla temas edecek, bir işi müzakereyle meşgul olacak, bir ye. İrin kararını lehine çevirecek ve bir yeri temsil edecek olanları böylele. rinden seçmeliyiz. Diyorum. En küçük bir memuriyet için namzet ararken, o hoyuna bosuna, yaşına dişine, sıhhatine ve huyuna bakıyoruz ya! Henüz maddi ölçüsü bulunamadı diye sempati meselesini ihmal etmiyelim! Çünkü bütün dün- Ya bu gibi yerlere gönderdiği adam- larda ilk evvel bu hasleti arıyor, Zaten şair: *Siyreli sürette mümkündür temaşa eylemek.” Dememiş midir?

Bu sayıdan diğer sayfalar: