24 Ağustos 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

24 Ağustos 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

w 24 Ağustos 939 TAN ASOÖNE Türkiye BEDELİ Ecnebi M00 Kr 1 Sene 2800 Kr. zo *» ww” 180 hiilletler olmıyan müddet #irasiyle 30, a bedeli peşindir. Adres deği kuruştur. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk Hüsnü Emir Erkilet'e Son Cevap ürkişe Post gazetesinde çıkan yazısından o dolayı okendi - sinden izahat istediğimiz Hüsnü E- mir Erkilet, Son Postada suallerimi. ze cevap vermiye çalışmış, Türkişe Posta niçin yazı yazdığını şöyle izah ediyor: : “Bu gazetenin sahibi ve neşriyat | müdürü bir Türk mütekald üssuba- yıdır ve eski arkadaşımdır. Onun ga. zetesine muhterem ve hattâ mebus Türk muharrirleri de yazerler, zaffer Toydemirin, benim de bu g zeteye ara sıra yazı vermekliğim hak kındaki ricasını memnuniyetle kab: edişimin ve bir tek yazı yazışımın sebebi budur.,, Bu masum ve saf iddiaya inanıyo- ruz, Fakat bu vesile ile Hüsnü Emir Erkileti Türkişe Post hakkında ten. vir etmek ihtiyacımı duyuyoruz. Mu- zaffer Toydemir Türkişe Post'un sa. hibi değildir. Türkişe Post Alman se- farethanesi tarafından, Alman Pro. paganda Nezaretinin parasiyle çı- kar, Muzaffer Toydemir, bu gazete. nin yalnız hükümete karşı kanunun aradığı bir paravan, bir maaşlı me- murudur, Gazetenin siyasetine © ka. hükeedeç - € memleketlerde nasil çalıştığını ve bu gazeteleri niçin çıkardığım ise, artık izaha lüzum görmtüyoruz. İşte siz böyle bir gazeteye yanı yazdığınız için biz o suali sormuıya lüzum gördük, . Hüsnü Emir Erkilet gönderdiği mektuptan bir iki cümleyi hazfedi-| şimize kızmış görünüyor. Bu cümle. dava ile alâkadar değildi. Biz şayı şahsi dava haline getir. mek istemediğimiz için o cümleleri tayye lüzum görmüştük. Fakat ma. demki bu cümlelerin ilâvesiyle mek- tubunuzu Son Postada yeniden neş. rediyorsunuz. Öyleyse size onun da cevabını verelim. TAN'a yazı yazdığınız. zaman ha- tırlarsınız ki bir çok yazılarınızı sırf Alman kuvvet, satvet ve haşmetin. den bahsettiği için iade etmiş, bir kısmını tâdil ve tashihe mecbur ol. muş, ve nihayet sizinle alâkamızı kesmiye mecbur kalmıştık. Namuslu bir asker sıfatiyle hakikati inkâr et. miyeceğinizi bildiğimiz için, Tandan ne şekilde ve niçin ayrılmıya mec. bur olduğunuzu da gizlemiye lüzum | görmezsiniz, sanırız, Hüsnü Emir Erkilet, yazısmın ay. nen neşrinde ısrar ediyor. Biz AL man propagandasına âlet olamıyaca. ğumız için bu dileğini yerine getire- miyeceğimizi söylemiştik. O yine hu noktada ısrar ediyor. Hakkından bu kadar emin İse ve bu yazının propa- gunda mahiyeti haiz olmadığına İna- niyorsa, buyursun, yazısının metnini kendi çalıştığı Son Posta gazetesin. de eşretsin. Elinde neşir vasıtası varken meden bizden bu hizm beklemekte ısrar ediyor? . Hüsnü Emir Erkilet, lüzum yok ken, gazetemizin mesleğine tariz et. mek, “malâm olan mesleğiniz, tâ biriyle bize çatmak istiyor. Gazetemizin mesleğini bütün ok yucularımız, bütün Türkiye bilir. Biz bunu saklamadık, alenen her fırsatta tekrar ettik, Biz demokratız, böyle olduğumuz için de Antinszist, Antifaşistiz. Ve ğu içindir ki beraber çalışmamız mümkün olma. mıştır, . ZA 8 Yİ aaa Ra B eklenen son hava taar- ruzu, dün yapıldı. Bu taarruzda tayyarelerimiz muh telif gaz bombaları kullandı- lar, Ve halk bu gazlara karşı korunmak icin sığınaklara sı- gındılar.. Şüphe yok ki, bu, maksada kâfi değildir. Sığı- naklardan beklenen kifayet henüz tam olmadığı için.. Gaz- dan korunmak için halkın ev« velâ kullanılan gazın ne ol- duğunu öğrenmesi ve ona gö- re hareket etmesi lâzımdır. Gaz, Büyük Harpten sonra meydana fenni surette çıkan ve milletleri telâşa düşüren bir silâh olmuştur. Bu görün- mez silâh korkunç olduğu ka- dar tahripkârdır da. Hiç beklenilmiyen O zamanlarda, hiç beklenilmiyen yerlerde kendini gösterir, ve tesirini icra eder, Zehirli gaz, yakın harplerde en korkunç bir silâh ve en mühim yeri işgal edecek bir kuvvet ola. larında değil, cephe gerilerinde, şehirlerde kendini gösteredek, et. Tafı paniğe düşürecek, ikmal işle- rine mâni olacak, cephe içlerine girerek askeri âtıl bir vaziyete so- kacaktır, Gaz, kimyada olduğu gibi, hac- mi ve şekli sabit olmıyan bir ci- sim demek değildir. Gaz, askeri bakımdan göze görünmiyen ve in. sanın muhtelif yerlerine tesir e- ,derek, harp sahasından uzaklaştı. ran bir silâh diye tarif edilebilir, Bütün milletleri telâşa düşüren ve ordularında mühim bir yer tutan ve korunmak için, bir çok yüklü masraflara ihtiyaç gösteren gaz, çok eski bir tarihe maliktir. ehirli gaz: Milâtan ew Z yapılan Pelapanez mi rebelerinde kullanılmıştır ve yine Milâttan evvel Groguar ateşi adı ile anılmış, ve İstanbul muhasa, rasında Araplara, sonraları Türk- lere karşı, e 1597 senesinde İspanya muharebelerinde kullanıl- mıştır, Fakat bu devirlerde kulla- milan gazlara “gaz,, ismi vermek doğru değilse de, ayni maksat i- çin kul iŞ olduğu cihetle ga> olarak mütalea edilebilir, Gaz, ilk defa fenni olarak, Kı. rım harbinde İngilizler tarafından kullanılmıştır. Buradaki muvaffa- kıyeti üzerine, guz üzerinde dâha fazla incelemeler yapılmış ve neticeler alınmıştır. - Ve hattâ 1905 Rus . Japon harbinde, Ja- ponlar Ruslara karşı gaz kullan- mişlardır. Gaz, fenni ve sistematik bir şe- kilde Büyük Harpte kullanılmış. tır. han Harbinde kullanılan gaz silâhı, cephelerde büyük za- rarları mucip olmuş, Zayiatın 10 arttığı hemen gör: imüştür, ram a EEE EN bir çok vatandaşlar, hattâ Hüsnü E- mir Erkilet gibi gazete sütunlarında | yazı yazan muharrirler, vardır ki AL. man propagandasının içimizde nasıl salıştığından o gafildirler, fsi yerek yine böyle oldu-İveya istemiyerek onların tuzağına Hüsnü Emir Erkiletle |düşebiliyorlar, Bu hususta halkın ve münevverlerin tenyirine ihtiyaç var demektir. Bu kabil hâdiseler bu ten-| vir vazifesinin ifasına vesile vermek. Yalnız hu münakaşa şu hakikati tedir. Tan sadece bur işi, sadece bu meydana çıkardı. Memlekette hâlâ | vazifesini yapmakla iktifa etmiştir, z (4 h ehirli Gazin T han Harbinde ilk gaz, 22 ni- m 915 de Almanlar tarafından danında sükünet bülan harp saha« sı, atılan gazlarla - harekete geti- rilmiş ve düşman siperlerden çı. karılmış ve Fransızların 1500 ki- şilik bir fırkayı kaybetmelerine sebep olmuş, ayrıca 5000 kişi öl- müştür, Bu korkunç rakamlar, ge- zn ehemmiyetini ve harp safla. rında yapacağı tahribatı açık ola. rak gösterdi. Bundan sonra, göz- lar üzerinde, daha fazla etütler ve daha fazla çalışmalar ve mas- raflar yapıldı ve 1930 senesi son. larında Mançuri'de Çinliler tara- fından sarılan bir Rus kuvveti, fecinin attığı iperit an istilade ederek cesur bir tay gazını dular, Görülüyor ki gez, yakın harp- lere büyük roller oynıyacak bir silâh olacaktır. Şu halde gezlar: dan Korunma kurtul. işine çok «has yet ve büyük püralar sarfelmemiz lâzımdır. (a askeri bakımdan kul lamılış şekline göre, iki mfâ ayırmak lâzımdır: I — Tearruzi gazlar, 2 — Müdafaa gazları, Taaruzi gazlar; Tesiri çabuk o. lan ve çabuk kaybolan gazlardır ve bunlarin arasında en mülirs- mi maske dener gazlardır. Müdafaa gazları: 'Tesiri ağır ve kaybolması geç olan gazlardır. Garlardan korunmak için ya lan gaz hücumlarında kullamlan gazın hevini ek lüzimdir. Ga- 31 ayırmak için, en iyi tasnif fiz. yolojik tasniftir. Çünkü bir gaz hücumunda - kimyevi mahiyetini an'amıya, rengini, kokusunu tarif etmeğe vakit müsait değildir. Bu- pu tatbik etmeğe uğraşırken, ge. zn tesiri başlamış ve korunma İ- $i 76940 nisbetinde azalmış olur. Bu mahzurlardan dolayı gazları tasnif hususunda en iyi usul, gaz- ların vücut üzerinde yapacağı te. sire göre ayırmaktır. Gazlar yolojik bakımdan beş kısma ayrı. hr: I — Göz yaşı getirenler, 7 — Aksırtanlar, 3 — Boğucular, 4 — Yakıcılar, 5 — Öldürücüler, “ EE 1 — Göz yaşı getirici gızlar; Evvelâ göze eyni zamanda genze karlar. Gözlerde evvelâ bir kaşın- tı, kendiliğinden gelen gö; lar husule hareketten ve » Bu gazi oldukları bile tesir ederler. Bu gazdan en iyi korunma çaresi maske takmak tır ve maskeli bir insan üzerinde hiç bir tesiri yoktur, Bu gazla has- talananlara ilk tedavi maske tak. tirmak ve temiz havada İstirahat ettirmek, usitborikli su ile gözle- ve lâvaj, gârgara yaptırmaktır. 2 ksırtan gazlar; Burun, ge. niz ve gırtlağa tesir eder, si öksürme ve aksırtma ile tesirini gösterir. Bu gazın yegâne hass: sı hemen tesir etmesidir. Atıldık. tan üç dekika sonra tesire başlar, Bundan sonra maske takmak dasızdır. Çünkü maske, aksırtın. dan dolayı kullanılamaz. Bu gar ls hastalsnanlara ilk yapılacak iş, istirahat, temiz havada “asltborik! le gargara yapmaktır. Aspiri getirerek, görmekten alıkoya havada insanı az zaman, de İyi bir tedavi vasıtasıdır, 3 — Boğucula, anlaşılacağı luyla ciğerlere girerek ciğerlerin H keseciklerini tahriş ederek teneffüse mâni olur ve boğulma başlar. Bu güzt tesiri itibarile iki. ye ayırmak lâzımdır. & — Tahriş edenler, b — Tah- TİŞ etmiyenler. 0 — Tahriş edenler (klor! ikin. cisinden daha az tehlikelidir. Çün- Kü çabuk anlaşılır ve korunma da © kadar çabuk başlar. Ve bu su. retle boğulma tehlikeş olur. b — Tahriş ein li bir gazdır. Çünkü belli olmaz ve snesk boğulma ali imi başlaymca anlaşılır ki art korunma da fayda vermez. Bu gâzla hastalananlarda, ne fes darlığı, kalb çarpıntısı, dudak morarması, yüzde yeşil bir renk arızaları gözükür ve ilk yardim ve tedavi gazlı mmtakadan uzaklaş. trmak, temiz havada arka üstü yatırarak istirahat ettirmektir. Bu sınıf gazın en meşhur ve en tehli- kelileri Levizit, o İperit, Dick, cazlarıdır. i İsminden de veçhile teneffüs yo- ahribatı Ve Korunma Çareleri 4 — Yakıcı gazlar: Cilt üzerin. de, ve teneffüs edildiği zaman ci Zerlerde yara açan bir gazdır. Bu gaz mayi halindedir. Bu sınıf gaz lar gaz halinde iken ufak maske süzgeçlerinden geçer. Ve mayi halinde iken korunma imkânsız bir hale gelir. Cilde temas eder etmoz tesir eder ve yara açar, El. biseden geçer, ancak kauçuktan hususi elbiselerle o korunulabilir, Bu gazla hastalananlarda tedavi güçlür. Sabit gazlardandır. A. tıldığı yerde uzun müddet kalır, Bu gazın korkunçluğu tesirinin a. — Öldürücü gazlar: Teneffüs issedilmiyen ve evcuği. edildiği zaman €n kesif halde iken bile yetini belli etmiyen ve tesiri ani olan, yıldırım çarpmış gibi öldü. Gazların en kor- teklikelisiğir. Bu ren bir gazdır. kuncu ve en gazla hastalananların tedavisinde “ üç esas vardır. a — Saf havaya çıkarmak, b — Sun'i teneffüs, e — Oksijen te. neffüs ettirmek Korunma çareleri: o Hava taar- ruzlarında halkı | gazdan koru. mak için ilk iş halkın hepsine hir ahalisinin muhakkak surette maskesi olmasını temin etmek lâ. zımdır. Ve keza şehir dahilinde gaz ekipleri kurmak ve bu Bkip- lerin personalini gaz kursundan geçirmek ve bunları gazı tefrik hususunda mütehassıs yapmak lâ. zımdır. Bu ekiplerin gaza karşı ve gazın nevini tayin hususunda ta- kımları tamam ve hepsinin kay. şuk elbiselerle donatılmış olması, süratle hareketlerini temin için motosiklet, bisiklet kullanmaları lâzımdır, Bu ekipler, muhtemel hava ta- srruzlarmda dalma da bulunacağı maktır tn vazife başm. için atılan gazm nev'ini tayin eder etmez, hopar- lör vasıtasiyle halka gazin nev'ini bild herkesi sığınağa sevketmesi lâzımdır. Ve keza gaz mesi ve ekiplerinin sedyecileri, hastabakı cıları ve gaza karşı muhafaza odil- miş ufak revirleri olması lâzım. &ır. Bu revirlerin gazla bastala- nanların İlk tedavisini temin ede. | cek, gaza karşı mahfuz ve hava tesfiye edici olması da icap eder. Sığmaklara gelince, bunlerm mübakkak surette tahtelârz olma- sı ve içindeki halkı günlerce bes. Vyebilecek erzakı bulunması, ha. riçle muhabereyi temin için tele. fon tertibatı olması ve hava mar- fezlerinin tasfiye edici âletlerie Kapatılmış olması lâzımdır. Ve keza her siğimakta tedaviyi yapabilecek küçük revirler bulu. nacaktır. Sığinakların tahtelârz olması şu bakımdan lâzımdır: Ya- kın harplerde tayyare hücumları şehir üzerinde göründüğü zaman halk arasında bir panik başlıya. caktır, ve tayyareler evvelâ tah- TİP ve yangın bombaları atarak halkı korkutacak ve herkesi yor. lerinden dışarı çıkartacak ve on- dan sonra gazlıyacaktır. Eğer sı. ğınak tahtelârz olursa, tahrip bombaları tesirsiz kalacak ve halk daha sükünetle kendisini gaza kar- $! koruyacaktır. Şu halde yapıla. cak sığmakların tahtelârz olması ve fazla büyük olması lâzımdır. Ve şimdiden büyük şehirlerimiz. de sığınaklar vücude getirmek Jâ, Zımdır. âletlerle donatılmış Sırası geldikçe : Bay, Bayan, Bayın İVe Bir Yanlışımız Yazan : Aka Gündüz UÜ Eleni lâkabların kalk- masına dair olan kanunda yeri bulünmamakla beraber (Bay- Bayan) dilimize girdi. Hem iyiden iyiye. Bazı konservatuvarlar ha. lâ (Bey, Hanım) diyorlarsa da bu, eski bir alışkanlıktandır, hoş görmeli. Fakat yeni nesil ile halk Bay - Bayan) ı acalpsemeden bo mimsemiştir. Bu tabirler beynelmilel medeni- yet ve muaşeret bakımından İ; oldu. Herkes Müsyüsünü, Miste- rini, madamımı, mirzasını başa ge- girmiş; eski “Biz,, le bazıları sona bırakmışlar. Zamanında düzelt. mesine memnun olmalıyız. Hem bu tabirlerde ağa, efendi, Bey gibi üstünlük ingillik, büyük- lük küçüklük ifade eden hir mef- hum yoktur. Sadece nezaket ve terbiye ifade eder. Ayşe! Buraya geliniz. Fatma! Lütlen çok boyan- mayınız. Ali! Minnettarlığımı ar- zederim. Veli! Nereye teşrif?.. Nezaketi terbiyeyi bırakalım, pek komik bir şey oluyor değil mi? Bor yalnız bir eksiğimiz vi Erkeğe Bay, kadına Bayan diyoruz. Ya kıza ne diye- ceğiz? Vaktile onun da tabiri bu- lunmuştu: Bayın. Fakat nedense kaldı. Ortaya atılsaydı muhakkak o da dilimize geçecekti, Şimdi or- taya feklif etsek nasıl olur? Ben kendi payıma, yazılarımda, ko- nuşmalarımda (Bayın) a yer vere- ceğim. Meselâ Ahmedin gece gündüz hırlaştığı gürleştiği sevgili | eşine Bayan Ahmed Emeti, veya sadece Bayan Ahmed dediğimiz zaman Ahmedin eşi olduğunu anlıyoruz. Ya Bay Ahmedin süpürge saçlı, Greta bakışlı, Ditrih duruşlu hir kızcağız varsa ve udı söz misali Peripeyl ne diyeceğiz? Ba. yan Peripeyker desek eşimi kızı mı?. Belli olmuyor, Fakat Bayın Peripeyker deyince Ahmedin ki- zı olduğu anlaşılır. Yalnız Bayan, kadınlıkla kızlığın anlaşılmasını da güme götürüyor. Halbuki but anlaşılma elzemdir. o *- Ş Tatalım ki bir yerde konuşu. yoruz ve Bayan Mahcubünnisa. dan bahsediyoruz. Bayan Maheti- hünnisa henüz kızoğlan kızdır de | miş olsak epeyce kabalık ederiz. Bugünedek dünya evine girip baş göz göz olmadı desek bu da nek eski bir mahalle ağzı olur. Henüz Cafcaf - Palas otelinde nişanlanıp Fişfiş - Palas salonlarında evlen» memiş diyecek olsak epeyce züp- peleşiriz, Şimdiye kadar evlenme- miş bir kızdır, desek uzun sürer, belâgat kaidesine uymaz. İlle v kin, Bayın Maheubünnisa diyecek olursak ne idigü hemen anlaşılı Sonra genç kızın da kendine mahsus bir dabir bulunmasını İs temek hakkıdır, Raya Bay, Baya- na Bayan denilsin de neden Bayı- na Bayın denmesin? Bem tabirinin esbabı muei- beli prezantasyonu böyle. «e bittikten sonra saplandı; hir yanlışa gelelim, Bu yanlışa sap- lananlar yalnız biz Eazetecileriz. . gazetelere bakınız, hiç Bay, Bayan © yazmıyoruz. bavadis kısımlarında. Buna hak- kımız yoktur. Filân Vekil Bay fi- lân geldi. Filân banka Bay fil, iflâs ettirdi, diveceğimiz yerde sa- dece Ahmed Mehmet Deyip geçi. yoruz. Neşriyat ve muaşeret kaj- delerine aykırıdır bu, Böyle yazmağa mecbur olduğu muza dair kanununda hiç bir mad. de yoktur. Kanun valnız Devlet müesseseleri ile halk arasındaki yazılı yazısız münasehetlerde hiç bir tabir ve ünvan kullanılmana- sını emreder, Ve nelerin kalktığı. ni sarahatle gösterir, Hususi hayatımızda Bav Ravan | tabirinin kullanılmamasını emret. mez. Mattâ kendi aramızda Bay da deriz Bey de, Bayan da deriz Hanım da. Bey haba. Bey amea, Hanım hala, teyze hanım demek. ten bizi meneden bir sey yoktur. (Devami 9 uncüda)

Bu sayıdan diğer sayfalar: