1 Eylül 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

1 Eylül 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

> 1.9-939 1 Eylül 1939 ABONE BEDELİ Türkiye Benebi M0 Kr 1 Sene 2000 Kr re * s Ay 2. İİİ “0 3Ay mw " ' * 1Ay se * Milletlerarası posta titihadına dahi olmıyan memleketler icin abone bedeli müddet sırasiyie 30, 16, 3. 3.5 liradır. Abene bedeli die, Adres değiştirmek 28 kuruş Cevap için mektuplara 10 kuruşluk pul ilâvesi lâzımdır. Almanyanın Verdiği Sözler Ve Yaptıkları He» sanki başkaları kopara- caklarmış gibi, Hitler sıkıştıkça sulhe tapındığından, sulhün teessüsü uğrunda her (o fedakârlığa () hazır bulunduğundan bahsediyor. Fakat eğer, bugün, beşeriyet, Hitlerin sulh- perverane sözlerine kulaklarını tıkı. yer, ve dudaklarını büküyorsa, bü - nün mesuliyeti, bizzat kendisine ait- dir. Zaten, denilebilir ki, bugün işin silâha dayanışı, masabaşı anlaşma - larina itimat kalmayışmdandır. De. mokratlar, sulh uğrunda gösterdik leri bütün fedakârlıkların ve hüsnü. niyetin sulistimal olunuşu, ve istis. mar edilişi neticesinde, muhatapla- rına karşı vaktiyle besledikleri iti -| mattan tamamen mahrum kalmışlar. ! dır. Eğer Hitlerin verdiği sözlerle yaptığı işler arasındaki o büyük ve hayret verici tezadları gözden geçi- rirsek, demokratları bu emniyetsiz - liklerinde haksız bulamayız. Hitler, 1935 yılının 4 mayısmda $u sözleri söylemişti: “ Sözünün eri olan Alman hü. kâmeti, Locarno paktına o riayetkâr davranacaktır!” rin bu sözleri söylediğinden âni yedi mart 1936 da, Al - manya, Locarno paktını tek cephe - yen ilga etti, | Er, ez ammnsinin dördüncü ZÜĞü şu sözleri" söyl - “— Rayhs hükümeti Versay müahedenamesinin diğer bütün mad. delerine, hattâ araziye müteallik ki- sımlarına dahi riayetkâr kalacaktır!” Hitlerin bu sözleri söyleyişinden Sonra, yâni 7 mart 1936 da, Alman askeri kıtaları, Vetsay ve Locarno muahedelerini de çiğnediler, ve “Ren” mıntakasinı İşgal ettiler! * Hitler, 30 ikincikânun 1934 te şu «ümleyi söylemişti: “— Rayhş hükümetinin Ayus - turyayı ele geçireceği hakkındaki ri- vayetler gülünçtür!” Hitlerin bu cümleyi söyleyişin tazyıkı ile Şuşnig vermiş, ve betbaht © Avusturya da Alman askerleri tarafından istilâ o. Tunmuştur. Hitler 7 mart 1936 da beşeriyöte yu vaadi de ihsan etti: “— Almanya, Çekoslovakya İla bir ademi tecavüz paktı akdetmeğe amadedir!” Hitlerin bu sözleri söyleyişinden sonra, yâni 1938 yılmın oeylülünde, Rayhşin bir üöltimatomu, istilâ teh. didiyle, Südet arazisinin Almanyaya terkini istedi. Hitler 17 mart 1936 d. «— Bizim Avrupada araziye ait bir talebimiz yoktur!” dedi. Hitlerin hu sözü ( söyleyişinden sonra, yâni 1938 yılının ilkteşrinin. de, Münih paktı mucibince, Südet a- cazisi de Alman çizmeleri © altında! kaldı. l Hitler, 26 eylül 1988 de şu sözleri söyledi: “- Südetlere ait arazi talebimiz, Avrupaya ait en son İsteğimizdir. Chamberlaini temin ettim. Ve simdi de teyit ederim ki, Südet meselesi de sona erince, Almanya, Avrupada bir Arazi meselesi daha çıkarmıyacak . tari” Mitlerin bu sözleri söyleyişinden sonra, yâni 1939 martında, OAlman kitaları, Bohemyayı, ve o Moravyayi da istilâ ettiler. Prag bombardımun olundu. Çekoslovakya da Almanya - ya katıldı. Ve Lityanyaya © verilen bir ültimatomdan sonra, Memel de ilhak (Devamı 7 incide) Almanya geçenHarpten Ne Halde Çıkmıştı? (Bir Alman zabiti, 1918 de Al. manyanın mütarekeyi nasıl imza- ladığım ve Almanların harpten ne vaziyette çıktıklarını anlatıyor. Bu ibretle okunmağa değer yazıyı ay. nen naklediyoruz.) Ge kalan günlerimiz korkunçtu, 1918 ilkteş- rinin ortasında fırkamız Ar- rastan nisbeten sakin olan Al sasa naklolunmüştu. Burada dinlenecek ve boşlukları dol- duracaktık. Alsas cephesinin adi “Uenmes” si. Raşka yer - ler mütemadiyen bombârar man yüzünden çöle döndüğü için Alsas yeşil tarlaları ve ormanları ile hakikaten bir cennetti. Arada bir akınlar yapılıyor ve esirler alınarak cephelerin kimlerde bulun - duğu tesbit ediliyor ve bun - dan başka bir şey yapılmı- yordu. Bununla beraber bu vaziyet 5 te de huzur ve istirahatten eser yoktu. Çünkü daima harekete müheyya davranmak icabediyor - du. Ot üzerinde uyumak kimse ye İstirahat vermiyordu. Sobra al, dığımız gıda da doyurucu ve bes - leylei olmaktan çıkmıştı. Saflarda açılan rahneleri dolduramadığımız gibi, mldelerimizde açılan rahnele. ri de doyuramıyorduk. yımızın yüzde kırkını kay. betmiş, ve bu kayıbın ya - rısını bile telâfi edememiştik. Cep. heye gönderdiğimiz adamlar ara - sında üç dört kere © yarslananlar vardı, Bunların kimi çok genç, ki. mi kırkı aşmiş ihtiyarlardı. Ekse » risi doktorların askeri Aizmetten ihraç ettikleri makulelerdendiler. Fakat Almanyanın cepheye gün - derecek başka adamı kalmamışt Bunlar kuyvvetimizi arttıracak. | larına bizi de zâafa uğratmakta i. diler, Çünkü bu adamlar, bize tu. haf tuhaf fikirler getiriyor ve bu fikirler manevi kuvvetleri sarsi - yordu. Yeni gelenler, zabitler hak- kında garip sualler soruyor, mü - temadiyen #ızlanarak © hepimizi bedbin ediyorlardı. Diğer taraftan da düşmanın topçu ateşi mütema. diyen şiddetleniyordu. Yeni ge. Teriler hasmın tankları ile karşi - laşmışlar, yığın yığın tayyareler sağnağı altında kalmışlar, gayet 1. yi talim ve terbiye görmüş, mü - kemmel beslenmiş, mükemmel tee. hiz edilmiş Amerika askerleri ile dövlüşmemişlerdi. Fakat mütema. diyen sızlanıyordu Feci bir âkıbete doğru gittiği- Yazan: Walter A. Reiss Geride bıraktığımız günler çok korkunçtu. Mevcudi kani yala kırkını kaybetmiş, yarısını bile telâfi edememiştik. miz epaşikârdı. Hepimiz bakikali anlıyor, İskat bir şey söylemiyor, ve her şeyo rağmen son zaferi ka. zanacağımızı, anlatıyorduk. Nihayet bütün © ümitler boşa gitti. Mucize beklediğimiz anda evvelâ Türkiye ile Bulgaristanın mütareke yaptıklarını, Avusturya. nın yıkıldığını ve Almanya ku. mandasmın mütareke (talebinde bulunduğunu anladık. Harp bittikten sonra en mühim münakaşa mevzuumuz, harbe de- vam etmemenin, mütareke isteme. nin doğru olup olmadığı idi. Nice kitaplar yazılmış, gazeteler bu mevzu üzerinde yıllarca uğraşmış, hattâ Nasyonal Sosyalizm dahi bu meseleyi en belli başlı meseleler a. rasında İleri sürmüştür, Fakat ba. na kalırsa, harbe devam etmek çil.” gınlık olürdu. Çünkü ordunun hu ölmüştü. Gerçi bu ruhu can - landırmak mümkündü, fakat has kumandanlık en sonunda hakikati söylemiş ve her şey olup bitmişti. Miöörekenin ilânı gününü. nutmıyacağım. 10 sohteşrin günü bir emirber koşa koşa gel - miş, derhal miralayı görmemi söy. lemişti. Cepheden bir mil mesafe » deki küçük Alsas kilisesinde top » Iknacak ve konuşacaktık. Bu haberin yayılması ortalığı altüst etti. Çünkü bütün cephede. ki zabitler ayni anda vazifelerinin basından cekileceklerdi ve 1914 tenberi buna benzer bir kâdise vu- ku bulmamıştı. Sonra toplanacı muz yer, düşmanın top menzili d hilindeydi. Bu yüzden her şeyi an- lamıştık. Muayyen vakitten bir kaç da- kika önce buluştuk. Kimse bir şey söylemiyordu. Herkes (o sinirliydi. 15 kişiydik ve sekizimiz harbin ba. şındanberi cephede idik. İçimizde üç dört kere yaralananlar vardı Ha yatımızın en güzel yıllarını anava. fana vermiştik. Ve nihayet bu Aki. betle karşılaşmıştık. Vaziyet ta - hammülün fevkinde idi. Miralay, tıraş olmadıktan bas. ka düğmelerinden biri de kopuztu ve benizi külden de uçuktu, sini»li bile disiplinin en mükemmel örne. Bi idi. Onun karşımıza bu şekilde çıktığına inanmak © istemiyorduk Miralay, âsabi bir hareketle bir a. dım ilerleyerek söz söylemeğe bj- taştı. Fakat söyleyemedi. Yalrız bulanık gözlerle yüzümüze “ baktı ve ortalığı kaplayan süküt ezici bir mahiyet aldı. Dakikalar saat uzun. Tuğu ile geçiyordu. , kendini bir kere dahz . Ve vaziyeti anlata. Tak mağlüp olduğumuzu ve müta. reke imzaladığımızı söyledi. Sonra mütarekeye git istatistikleri oku - du. Şu kadar top, mitralyöz, şu ks- dar vagon, lokomotif, şu kadar 7'rh. hı ve tahtelbahir, galiplere verile. 5d O cekti, Ertesi sabahtan ilibaren si. perlerdeki harp maddeleri naklo - Junacaktı. Çünkü 11 sonteşrinin on birinci saatinden itibaren mütare. ke tatbik edilecek, Alman ordusu gerileyecek ve sonunda Ren! ge » « çecektik. Mağlübiyetin bu acı anında bit. tün ümitlerimizin yıkıldığı bu & rada dahi karşı tarafın bize neler yüklemek İstediğini arılsmıştık. A- sıl bizi hayrete düşüren ha Sonra'okunan bir emirdi, Çünkü her kıta kumandanla birlikte me. suliyete'İştirali! öğledek bir heyet seçmekle mükellefti ve bu seçim işi ertesi gün yapılacaktı. Buna benzer bir şeyin Rusyada yapıldı « ğını biliyorduk. Ve biz de ayni şe. yi yapacaktık. Emir, aşkeri mahi- yette olduğu, biz de henüz bir du olduğumuz için emre itastten başka çare yoktu. Son emir de okunduktan sonra miralay, bir tek söz ilâve etmeden hepimizi savdı. O derece şaşırmış. tik ki karşı karşıya geçip bir tek kelime konuşamadık. Vazife başı, na giltikten sonra arkadaşlarımı çağırarak emirleri tebliğ. ettim. Neferler de çok geçmeden vaziyeti anlayarak fısıldaşmağa başladılar. (0) akşam iki zabitimiz intihar etti Biri bir kaç hafta önce bize iltihak eden bir genç su. baydı. İkisi de mağlübiyötin sad - mesine tahammül edememişlerdi. Nöbet bekleyeceğimiz son ge » ceydi. Ortalığı derin bir süküt kap. lamıştı. Bir tek mermi bile patla. mıyordu. Bir tek. pröjektör dolâş miyordu ll sonteşrin sabahi, sisli idi Askerler siperlerde oturmuş, sizüs ra içiyor. Veya kâğıt oynuyorlar. dı. Hepimiz de, kendimizi yeni va. ziyete alıştırmağa bakıyorduk. Saat on birde İki taraftaki si. perleri işgal eder askerler verle - rinden sıçradılar ve bir dakika ön. ceye kadar birbirine düşmüş olan. lar, birbirini tanımak ister gibi ha. reket ettiler. Karşımızdakiler iri- yarı, sakallı Fas askerleri idiler, İki hasım, birbirine hayretle ba - kıyor ve birbirini anlayamayarak söyleniyorlardı. Almanlardan bir kaçı, telörgülerine doğru yürüdü » ler ve Faslılar'da bizi ziyaret et - tiler. Çok geçmeden birlikte yiyip içtik. Anlaşmak için haşka bir va. stta bulamadığımız için el sıkarak ayrıldık. () Hledon sonra © askerlerimiz konsey azasını seçtiler ve o akşam askerlerin mümessili ka- rargâhfa göründü, her şeyden ev. vel iki zabitin kovulmasını istedi ve bunlar aleyhinde suiistimal id. eo AYI Perdenin Arkası Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel ihan Harbinin sonunda bütün dünyada “gizli diplomasiye” karşı bir nefret uyanmıştı, Milletle- rin hayatiyle alâkadar o meselelerin milletlerden gizli, diplomasinin hiyle ve hud'a dolaplarında o dönmesine karşı uyanan bu nefreti, (Milletler Cemiyeti ile tasfiyeye çalıştılar. Bey- neymilel hâdiseler burada görüşüle. cek, siyasi müşküller burada halle - dilecekti Müsterek emniyet, o müzakere, müşavere yolu ile zayıf o milletleri himaye, büyük kuvvetlerin tecavli » züne set gibi İnsani düsturlarla orta. ya çıkan bu müessesenin bügün in. sanlık tarlasma kurulmuş bir kor - kuluk gihi ortada çascavlak kalma - sının sebebi yine bu gizli siyasetler olmuştur. Perdenin arkasında dönen dalavereler bugün için meçhuldür, belki yarın tarihi arşivler arasında da bulamıyacağız. Şimdi diplomasi konuşuyor. Giz. li konuşuyor. Biz ancak Karagöz per- desi gibi sahnenin üstünde oynayan- ların faaliyetini görüyoruz, fakat ar- kadan kuklaların ipini çeken, sahne. leri mütemadiyen © değiştiren gizli faaliyeti bilmiyoruz. Yalniz tarihi tecrübelerden şunü öğrendik ki, gizli siyaset (o dörtnala yürüdüğü devirlerde en büyük kuv- vet kendi maddi ve manevi kuvveti. miz, kendimize olan (o güvenimizdir. Diplomasi susar susmaz, en son sözü, en gür sözü, en haklı sözü milli istiklâllerini müdafaa için cephelere yığılan ordular söyliyecektir. Silâh dürüst konuştuğu için, hiyle ve hud- aye sapan kalemden ve sözden ziya. de onun kurtarıcı talâkatine güvene. ceğiz. ii. . Milli istiklâllerini müd. için, siyaset alanında olduğu (gibi, harp meydanlarında da en dürüst, en hak. lu müdafaayı yapan ordu, yalnız a$ keri üniforma giyenler değildir, Pu davada bütün millet gönüllü bir ne. İfer, bütün ülke harp meydanıdır. Bu Jmeydana milli birliği kuvvetli ola. rak çıkanlar, artık gizli siyasetlerden ürkmezler.... Perdenin arkasında ne. ler dönüyer?.. Gizli (o siyasetler bizi hangi hedeflere götürüyor... Bu müp- bem gecelerin arkasından sulh ımü, harp mi gelecek, bunu henüz bilemi. yoruz. Fakat perdenin arkasında be- şeriyeti sülhe veya harbe sürükle « yecek gizli kuvvet rolasını © nereye çizerse çizsin, karşısında en sağlam kuvvet olarak milli istiklâl mücade. lesini bulacaktır. Diplomasinin mu- vakkat tedbirlerle bulacağı ve insan- lığı tatmin etmeyen her | çare, bu milli kurtuluş o kavgasının önünde finhizama mahkümdur. İnsanlık esa. ret devrini aşmak istiyor, İnsanlar ve milletler “esirler” yaftasını boyunla. rında taşımamağa azmetmişlerdir. Milli hâkimiyetimize, bütün insanla» rın milli hâkimiyetlerine gem vuran diplomasiler en dâhiyane tedbirleriy- Ve dahi bu selin ne duramıyacak. Tardır. Diplomasiler sözü silâha tes - lim ettikleri gün, di i siyaset, hak. lı dava” haklı müd. hangisidir, bunu hudut boylarında öğrenecek - İlerdir. ! dialarında bulundu. Bu iki zabite yirmi dört saatlik mühlet verildi. Onlar da bir daha görünmemek üzere kayboldular. Bu çeşit hâdi. seler orduda ilk defa görünüyor - du Ertesi gün siperleri tahliyeye hazırlandık, akşamleyin sol tari ta ve İlk'hatta bir infilâk vukubu du ve infilâklar tevali etti. Harp yeniden başlamamıştı, fakat asker. ler baştboş kalmıştı Artık elbombi larına lüzum kalmadığına inanan neferler, bunları atarak eğleniyor. lardı. Çok geçmeden oFransızlarda ayni şekilde & harekete başlağılar ve ortalığı sonu gelmeyen bir gü - rültü kapladı. Eğlence bütün hududa sirayet etti, Vosges dağlarından İsviçre hududuna kadar uzandı. Herkes siperlerde ne kalmışsa onu imba ederek vakit geçiriyordu. Bu infilâkları temaşa ediyor - ken kendi kendime, bu alayı yıl - larca devam eden çılgınlığın son faslı sanıvordum.

Bu sayıdan diğer sayfalar: