26 Şubat 1940 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2

26 Şubat 1940 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yazan: Merhumun Oğlu Dr. Kâmil Yazgıç Onun Lâkaplarından Biri de “Kırk Anbar,dı —1— k atti bunu bir hakaretsa. İ yarak, babam hesabına fe. Ba halde kızdım. Ve bir gün,bu hiddetimi babama da İfşa ederek kendisine bu ismi takan kim ise, ona müstahak olduğu cevabı ver. mesini rica ettim. Fakat babam, benim bu çocukça hiddetimi tebes- sümle karşıladı ve: «.— Niçin kızıyorsun? dedi. İn. sanlara en çok hizmet eden hay. van, beygir değil midir? Bilirsin ki, bu hayvanın dört ayağı vardır. Eğer matbuat beygirinin dört aya. ğına, birer ad bulmak lâzım gelir. #e, ben şu isimleri sayacağım: “.— Ahmet Cevdet. Ahmet Ra. sim. Ahmet İhsan. Ve Ahmet Mit, bat!,, Bunların dördünün mecmu kuv. veti, on iki beygire muadildir: Çün- kü bunlar, insanlara hiç değilse, on iki beygir kadar hizmet etmekte. dirler, Babam bu cevabile, hem bu teş- bihteki hatanın karşılığını zarif bir şekilde vermiş, hem de, arkadaş. Jarının kıymetleri hakkındaki tak- dirkâr duygularını izbar etmiş o Tuyordu. lime takılmış Ikaplardan birisi dı rk Ambar, dı. Babam, her mevzuda etraflı bil, gi edinmesi, ve bu sayede, her tel den muvaffakıyetle çalması yüzün. den kendisine takılan bu lâkabı çok sevmiş, hattâ “Kırk ambar,, ismi. le, memleketin ilk kütüphanesini de kurmuştu. “Kırk smbar,, msemualarının, memleket irfanına yaptıkları bü. yük hizmetleri anlatmak bana düş- mez. Bu kütüphanenin neşriyatı sayesinde, o devirde "Tercümanı Hakikat,, matbaası için, Ahmet Ra. sim: Orası bir matbaa değil, bir darültünundur!,, diyortu. Ahmet Rasim, böyle söylemekte haksız değildi. Meselâ ven, meto. dik bir tahsil takip ettim. Rüştü. yeyi, idadiyi, ve tıbbiyeyi bitir. dim. Tahsilim esnasında her hafta, babam ı, derslerimi kontrol ederdi. Bu sırada, bana, bilâistisna bütün derslerimden süaller sorar, sualle- rime vukufla cevap verir, bilme, diklerimi öğretir, kusurlarımı dü. zeltirdi, Rüştiye ve idadi dersle- Fine vukufunu - ömründe hiç mek. tep görmediği halde - tabii bula. hım. Fekat, benim tıbbiyede oku duğum sıralarda, babam tarafın. dan, teşrihten, fizyolojiden her hafta sıkı bir sorguya çekilişime ne diyelim? Hakikaten, babam, mesleğile hiç bir münasebeti olmadığı halde, tıp ilmile bile meşguldü: Zenginliği herkesçe bilinen muarzam kütüp- hanesinde, bir çok tıbbi kitaplar, hâtta, bir de, Insan iskeleti vardı. Her mevzua, ve ilmin her şubesine karşı, vaktinin ve aydınlık zekâsı. rın yettiği nisbette alâka gösterdi. ği, çalışmaktan da usanmadığı için. dir ki, Ahmet Mithat, kendi ken- disini ayaklı ve canlı bir kütüp- bane haline getirebilmişti. Meselâ hayatının son zamanla. gında, Darülfünunda “Tarihi Ed. yan,, muallimi idi. Kurunu uli- dan başlıyarak, son devre kadar geçmiş yüzlerce filozofun iv simlerini, felsefelerini ve yeryü. zünde mevcut binlerce dinin pren. sibini, tarihini, mahiyetini hafıza- sına sığdırabilmişti: Çünkü, ders verirken, kitaba katiyen bakmaz. dı. Milümatını başkalarına aşıla. maktaki hususi mahareti sayesin. dedir ki, Darülfünun dersleri en fazla alâka uyandıran müderrisi © olmuştu: Sınıfının mevcudu - me. gelâ . yüz kişi ise, onun dersini dinleyenlerin sayısı, bu rakamdan mutlaka, ve en aşağı bir mish faz. la olurdu: Çünkü Ahmet Mithatı dinlemek için, başka sınıflardaki talebeler, hattâ hariçten bir çok bilgi meraklıları onun dershanesi. Be koşarlardı. Ben, paydos borusu ealdığı halde, onu dinliyenlerin dağılmadıklarını çok defa gözle rimle görmüşümdür. Çünkü tale. beleri ona, program haricinde, fel sefi, tarihi, içtimai, bir çok sual. ler sorarlardı. Ve o, bunlara birer birer cevap, vermekten bıkmaz, W- sanmaz, bilâkis büyük bir zevk duyardı. Bunun içindir ki, onu din- lemek uğrunda talebeler teneffü: lerini, o da talebelerine bildikleri: öğretmek için istirahatini feda e- derdi, Bundan dolayıdır ki, (Tercü. manı Hakikat), bir matbaa değil, bir Darülfünundur! cümlesini söy- fyen Ahmet Rasim, haksız değil di, diyorum. G azeteğilik eden insanm niha- yet, günün birinde siyase. te de burnunu sokmamasına im. e - kân var mı? Ve siyasete burnunu sokan bir insanın eninde, sonunda bir varta atlatmaması mümkün mü? Nitekim, babam da siyasete ka- rıştı. Bir kaç vartayı hafif atlattı. Fakat nihayet, günün birinde, ba- şına inmesi mukadder olan büyük darbelerden birisini yedi: Meşhur Gedikpaşa tiyatrosunda şair Namık Kemal merhumun “ tan-- Silistre” si oynandı, bi bir heyecan uyandırdı. Memleket Âdeta biribirine girdi. Saray telâ- şa düştü. Zaptiye Nezareti hare kete geçti. Ve o hengâme arasın. da, babam da, temsilin ertesi günü çıkan (Tercümanı Hakikat) te, “Va. tan . Silistre) piyesini methede- rek, göklere çıkardı. O devirde methiyelerin,.. hazan gazetecilerin yüzlerini güldürdüğü- nü yazmıştım. Fakat methiye, ba. zan da, . Vatan-Silistre'de olduğ gibi - yazanlar: fel di. Nitekim bu methiyey gün, onu matbaasından aldılar ve yaka paça Zaptiye Nezaretine gö- türdüler, Ora uzun bir sorgudan ge- çirfliyor ve içlerinde Ebuz. riya Tevfiğin de bulunduğu arka- daşlarile birlikte Rodos zindanma sürülüyor. Eseri yazan şair Namık Kemalin de, ayni zamanda, Sakız adasına gönderildiğini bilmiyen yoktur. 2 Mevkuf olarak, Rodosa gönde. rilen ve zindana atılan Ahmet Mit- hat, sefalete, rütubete alışmakta güçlük çekmiyor. Ve hatıraların. da, zindanda yegüine alışamadığı yin, pislik ve bitler olduğunu ya- Fakat, bütün bunların verdikle. ri huzursuzluğa rağmen, o, zin- danda da boş durmuyor, yeniden u yanan “öğretmek” iştahile mah- kümlara ders vermiye başlıyor. Bu sayede, #indandaki kürek mahkümları, az zamanda okuma, yâzma öğreniyor. Bu suretle de, Rodos zindanı, bir mektebe, bir slahaneye dönüyor. Bereket ki, babamın bu gayret ve hizmeti, ka- dirşinas Rodos halkının gözünden kaçmıyor: Çünkü, zindanda bulu- nan mahkümlar, okuma yazma öğ. renince, Rodostaki akrabalarına gönderecekleri mektupları, kendi ellerile yazmiya başlıyorlar. Zin- dana cahil giren yakınlarının oku ma, yazma öğrendiklerini görenler ve onların, buna kimin sayesinde, nasıl muvaffak olduklarını anlıyan- lar Ahmet Mithat Efendiye karşı derin ve gıyabi bir sevgi, bir saygi beslemiye başlıyorlar. Hattâ günün birinde, gıyaben sayıp sevdikleri bu adama karşı minnetlerini bilfiil ödemek Mtiya. cını yenemiyorlar: Aralarından bir heyet seçerek, şefaat için, muta- #arrıfa gönderiyorlar. Bu heyet, mutasarrıfa vaziyeti anlatıyor, mu. tasarrıf, makul, ve iyi yürekli bir insan olacak ki, bu müracaat kar- gisında lâkayt kalamıyor, heyetin talebini kırmıyor, neticede de, Ahmet Mithat Efendi için, bir “Mü. saadei mahsusa,, kararı veriyor. Devamı Var) İbu arada bilhassa şarap ve bira me. İkisi harice satıldığı D A İni TAN HIR Dün Falih Halkevinde açılan resim sergisinden bir görünüş 26.2. 940 ———— Eminönü Halkevinde dün yapılan toplanlıda bulunanlar İnhisarlar Vekili Raif Karadeniz, İstanbulda yaptığı tetkikler etrafın. da Ankarada beyanatta bulunmuş ve selelerini mevzuubahis etmiştir. Ve- kil, beyanatında ezcümle şunları söy- lemiştir: | Şarap imalâtı İnhisar altında. dır. Fakat hususi âmiller de ımhisar. lardan mezuniyet alarak şarap yapa- bilirler ve bu imalât kontrol edilir, Bu âmillerden çoğu bize müracaatla Bu, kontrolfin, cekici am, sia eTi ettiler. Diğer taraftan Umumi Harpten evvel bu memlekette kırk milyon litreden fazla istihsal »arak , bunun ehemmiyetli bir alde Umumi Harpten sonra bu vaziyet kaybol- muş, harice yapılmakta olan ihracat çok düşmüştür. Senelerdenberi uğ- raşıldığı halde gerek inhisarların, ge- rekse kendilerine mezuniyet verilen hususi âmillerin İstihsalât yekümu| henüz on milyon litreyi bulamamış- | tır, Halbuki, memlekette şarap imali ne elverişli bol miktarda özüm vardır. Bu üzümleri kıymetlendir. mek, şarap istihsalâtını çoğaltmak ve memleketten ihracını temin eyle. mek üzerinde durulması lâzım gelen mühim işlerimizden biridir. İşte bü- tün bunları nazarı itibare alarak bu maksatları temin edecek şekilde ye- ni çareler düşünüyoruz. İnhisarlar idaresinde bu işten anlı. yanlardan mürekkep bir komisyon topladım. Bu komisyon şarap istihsa- line yeni bir veçhe verecek çareleri arıyacak ve yeni bir “şarap kanunu, projesi meydana getirecektir, Bira meselesi Yıllardanberi bira istihlâki senede 2.5 milyon, bazı seneler 3 milyon lit. reye çıkmış, fakat hiçbir zaman 3 milyon hitreyi geçmemiştir. Ankara bira fabrikası bize devredi sonra biranın satış fiyatları üzerinde | yaptığımız tetkik, fiyat üzerinde bir tenzilât yapmağı mümkün kılıyordu. Diğer taraftan yüksek dereceli içki- lerden halkı kurtarmak için ele al dığımız ve dalma takip edeceğimiz esaslı bir prensibi tahakkuk ettirmek için de bu fiyatlarda tenzilât yapmak icap etmekte idi. Bira fiyatlarını tenzil ettik. Mem. leketin her tarafında 32 kuruşa satı- lan yarım İltrelik bir bira şişesi 15 en sonra 16 kuruşa indirildi. Bu tenzilâtı yaparken bira #stihlâki- | nin artacağını hesap etmemiş deği.| liz. Tetkikler yaptık. O gün elimizde gerek malt olarak, gerek dinlendir. me tanklarımızda üç milyon litreye yakın bira vardı. Devlet şekerin, tu- zun muhtelif tarihlerde fiyatını in- dirmişti. Onları tetkik ettik. Onlar. da yapılan tenzilâttan sonra istihlâ. | kin ne nisbetlerde artmış bulundu-| ğunu kontrol ettik, Vardığımız neti- ce şu oldu: Bu eşyaların fiyat tenzi. Binden sonraki istihlâk miktarları â senede şar: zami 96 35.40 1 geçmemişti. Yeni malt istihsaline başlayınca, yeni sene mah | sulünü piyasaya çıkarıncıya kadar' İlun elimizde üç milyon litre bira bulun. duğuna göre, bira istihlâki fiyat ten- zilinden sonra yüzde yüz artmış olsa | dahi ihtiyacı karşılıyabileceğini be saplamıştık. Ve bu hesaplardan son. radır ki, fiyat tenziline karar verdik. Fakat hâdiseler umduğumuz gibi çık. madı, İstihlâk yüzde yüzden daha çok ariti. Elimizde bulunan stok e-| ridi; ve bugün sıfır oldu. Yeni sene mahsulünün eski senelere nazsran da ha erken piyasaya çıkarılabilmesi i ÇİN üye me yere ye ag sından sevkiyata başlamış oruz. Bütün tedbirler alınıyor Elimizde tek bir fabrika vardır. Bu fabrikanın halihazır kapasitesi 4 milyon litreyi bulmaktadır. Fakat bu nu 6 milyon litreye çıkarmak kabil. dir. Ancak bunu yapabilmek için fabrikada yeni tesisat vücude getir mek, yeni tanklar satın almak lüzim- dır. Bu tevsiata basladık ve inşaata ait kısmını İhale ettik. Diğer noksan. larmı da tedarik eylemiş bulunuyo- ruz. İnşaat ikmal edilince kapasite altı milyon litreyi bulacaktır. An- cak şunu ifade edeyim ki, dünyanın son vaziyeti, bize aldığımız bu tedbir Bira Meselesi Halledildi Yeni Bir Fabrika İçin Tetkikata Başlandı Yeni Mevsimin Bira Sevkıyatına Başlandı. Şarap İstihsalâtı da 40 Milyon Litreye Çıkarılacak lerin semeresini zamanında istihsale belki mâni olabilir. Fakat, yapmıya karar verdiğimiz bu işin behemehal yapılması için muhtelif derpiş ederek ona göre hazırlıklı bu- lunuyoruz. Bira meselesi de bundan ibarettir, 6 milyon litre de yetişmezse? ihtimalleri Bira istihlâki, en çok yazın vâki olmaktadır. 6 milyon, geçen senelerin 3 milyon üeimi ni olarak satışın artınış olması, aca- ba, psikolojik âmillerin tesiri altında geçi Vitresine, nazaran iki misli 1, riya küziiLi ŞÖLEN bir artış mıdır, yoksa devamlı, iki ve-mütezayit bir artış m r) Bu hususta henüz kati bir şhis koyacak vaziyette değiliz. Böy le olmakla beraber eğer istihlâk mik: tarı, 6 milyon litreyi de geçecek olur- sa, memleketin başka bir yerinde ye. ni bir fabrika daha kuracağız. Bunun için de esasen etütlere başlamış bü- Yunuyoruz. Bazı gazeteler Bulgaristandan bi- ra getirilmesini tavsiye ettiler. Biz, hariçten bu memlekete bira ithal et. menin 7 mleketir menfaatine uygün Balkanlarda Kış Gittikçe Şiddetleniyor Avrupa ve Balkanlarda kışın bütün şiddetile devam ettiği bildirmek. tedir. Bu yüzden trenler mütemadi- yen rötar yapmaktadırlar. Dün de Semplon ekspresi dört, Konvansiyo- nel treni de bir buçuk saat geç gel mişlerdir. Yolcuların anlattıklarına göre bütün Balkan memleketlerinde müthiş soğuklar hüküm sürmekte, bilhassa Yugoslavyada tahammül e- dilmez bir hal almaktadır. * Yağan karlar yolları kapadığından madiyen askeri kuvvetlerden de zarureti hasıl olmaktadır. isi MATTE | Nafıa Vekili Ankaraya Gitti | Nafıa Vekili Ali Fuat Cebesoy, dün akşam Ankaraya gitmiştir. İki Kadın Arasında Geçimsizlik Yüzünden Çıkan Bir Kavga Tahtakalede Uzunçarşı caddesinde oturan Fahriye ile ayn! evde sakin Zehra arasında geçimsizlik yüzünden kavga çıkmıştır. Zehrayı, adamakıllı dövdükten baş. ka sopa ile de başından ya tir. Vakayi müteakip yakalanan suç- lu ile dâvacı ve şehitler dün elirmü meşhut nöbetçisi olan Sultanahmet asliye üçüncü ceza mahkemesine ve- rilmişlerdir. Yapılan duruşma 80. nunda Fahri düğünden hapsine ve 26 lira ağır pa- ra cezasi ödemesine karar verilmiş. tir. Neticede Fehriye, lamış. nin suçu sabit görül. 5 — Bulgaristandan bir ate ansvata» na serbest olarak hicret etmek istiyor, nereye müracaat etmelidir? Buraya geldikleri takdirde nasl bir muamele” ye tâbi tutulur! C — Bulgaristenden serbest olarak Türkiyeye gelmek İsteyenler evvelâ bir istiân ile mahallin en böyük mülkiye âmirine mürscsst etmelidirler, Müman- denin #stihsalinden sonra pasaportları vize edilir. Serbest gelenler hükümetin gösterecği yerlerde oturmayı kabul e- derlerse muhacirlere verilen bütün hak- ladan istifade ederler. Fakat kendi is- tedikleri yerlerde otururlarsa bu hak- lardan feragat etmiş addolunurlar, . oldum. Terhis edilmek olmak için palla şart mıdır, bunun İçin terhis edilme 'den evvel mi müracaat etmelidir ve me- reya müracaat etmelidir? YU .C — Oynamıştır. Fakat umumi mec- Halerde deği, humusi arkadaş âlemle- rinde ve amatör olarak, Li mektebinde onbaşı reyim. Pole mektebinde okumak 8 — Jandarma C — Polis olmak için terhis edildik- den sonra mahallin en böyük mülkiye âmirine istidn ile mürsesat etmek 18- rımdır. Polis kaydedildikten sonra po Ws mektebine gidilir. vem esasında poljs maaşı alınır. Poli Bu mektebe de- 8 — Muharrir Burhan Felak vaktlle olabilmek için açılacak müsabaka im- Orta Oyunu oynamış mıdır? tanımı kararmak Yâzımıdır. Bir Otomobil Kazasında 3 Yaralı Var Halk Sandığı Müdürü Sermedin Yarası Ağır Evvelki gece saat 2,30 da Taksim. de Cümhuriyet caddesinde 3 kişinin yaralanması ile neticelenen bir oto. mobil kazası olmuştur. Şoför İrfanın idaresindeki matba. acı Osmana sit hususi otomobil Tak. simden Altınbakkala doğru gider. ken önünde giden bir otobüsü geç. mek İstemiş, fakat buna muvaffak olamıyarak şiddetle otobüse çarp. mıştır. Otomobilin içinde bulunan Halk Sandığı müdürü Sermet ile Türkkuşu mensuplarından Abdullah ve otomobil şoförü muhtelif yerlerin. den yaralanmışlardır. o Bunlardan Sermedin yarası ağır ve tehlikelidir, Kendisi Alınan hastanesinde tedavi altına alınmıştır. Abdullah ile şofö. İ rü yacaları eek hefif olduğundan #örün sarhoş olmasının hAdisEye 38. bebiyet verdiğine ihtimal vermekte | ve tahkikatı am etmektedir. ola-| Bir Adam Karısını Bıçakla Vurdu Kasımpaşada Âşıklar caddesinde 39 numaralı evde oturan tesviyeci ustası Sermet ile karısı 14 senedir beraber yaşadıkları Neriman ara. sında geçimsizlik yüzünden kavga çıkmıştır. Neticede Sermet Nerimanı bıçakla muhtelif yerlerinden yarala. mıştır. Yarali Beyoğlu hastanesine kaldirilmiş, suçlu biçaği ile beraber yakalanmiştır. Eskişehirden Un Getirtilecek İstanbulun ekmek meselesini hal iİiçin fırıncılardan başka değirmenci. lerle de esaslı mücadeleye girişmek icap etmektedir. Bu maksatla, İstan. bul değirmencilerine karşı Eskişehir değirmenlerinden İstifade etmek ü. zere yakında faaliyete geçilecektir. Hükümet Toprak Mahsülleri Ofisi va sıtesile İstanbul değirmencilerine W- cuz boğday verdiği halde halk ekme. 8i yine pahalı tedarik etmekte, çün. kü değirmenciler unu pahalıya mal ottirmektedirler. Buna fırıncıların zammı da karışmen ekmek büsbütün pahalilaşmaktadir. Eskişehir değir. menlerine de ucuz buğday verilecek ve buna mukabil İstanbula ucuz buğday sevketmeleri temin oluna. caktır. Bu suretle ekmek derdinin kismen halledileceği umulmaktadır. İki Yangın Başlangıcı Maçkada Silâhhane caddesinde Vehbinin apartımanı fle Tahtakalede Tomruk sokağında Mehmede ait kö. mürcü dükkânında yangın baslan. gıçları olmuştur. İkisi de ateş büyü. meden söndürülmüştür, 26 Şubat 1940 PAZARTESİ 3nday Gün?) (Kaslı Arabi: 1358 Rumi: 1058 Muharrem: 17 Şubet: 13 Güneş: *d41 — Öğle rn İkindi: 15.31 —“Akşam: 1755 Yatsı : 19.25 — İmslk: sz

Bu sayıdan diğer sayfalar: