28 Aralık 1934 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

28 Aralık 1934 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

x8 ILKKÂNUN 1934 CUMA ibliyofy; ATTİLA'NIN DÜĞÜNÜ Genc şair Bay S. Behzad'ın eseri o- lan bu üç perdelik manzum temsil, her şeyden önce, kullanılan dilin temizli- ği, vezne ve kafiyeye hakimiyetle dik- kati çekiyor. Şairin ulusal duyguları içten bir coşkunlukla duyduğu, ulusal onuru şakıyan musralarında belli. Ör- nek olarak Attila'ya söylettiği şu mıs- ralara bakınız: Ben türküm, bütün cihan benim yurdam olmalı, Türküm, bütün tarihim ıdıılıı-le::. Hangi kuvvet yoluma gizli pusu k:::' ; çılgın ki bana karşı gelip dura- Hangi çılgın viğ Damarlarımızda yılmaz, türk kanı taşı- yorum, Ve ben yalnız bu şanlı kan için yaşıyo- rum. YF7, 64-5 ve 7 vezinleri kul- Piyeste lanılmak suretile monoton! ne geçilmeğe çalışılmış. Bay Behzad'ın epik nazma istidadı görülüyor, b da çalışmalıdır, yalnız kendisini fazla tesir altında kalmaktan kurtarmalı ve yazıları üzerinde biraz daha fazla özen le işlemelidir. Eserin tanesi 40 kuruf- Remzi kitabhanesi tarafından ba- bu y tur. sılmıştır. GECE VE IŞIKLAR Bu da aynır şairin küçük şiirlerinin ya gelmesinden ortaya çıkan bu falık eser 35 kuruş fiatla satıl - maktadır. Bay $ Behzad bu küçük şiirlerinde yukarda bahsettiğimiz manzum piyesi kadar muvaffak olamamıştır. Bu da, belki şairin lirik tarra daha az istidatlı oluşundan İleri geliyor. Bununla be- raber, bu ikitabta da güzel parçalar yok değildir. Şu küçük şiir içli ve güzel- dir: Yolumda ışıklar bir soluk çiçek Ömrümde geceler böyle geçecek; Hep böyle geçecek hormurdanarak Gözümde halkalar, pırıltılar var; Uzakta dizilen bütün mor dağlar, Bir duman oluyor sessiz yanarak.., Ne bir sayun sesi, ne bir şırıltı, Na bir nefes alma, ne bir hırıltı: Yollar can veriyor seni anarak. ENUBTA TÜRKMEN OYMAKLARI 4 Ali Riza; yeni adile Bay lgın, cenubta Türkmen oy. ve üdetlerini tetkik e. nin şimdiye kadar üç cildini nesretmişti. Bu çok değerli, ve geniş, metodlu bir çalışmanın yemiyi olan eserin şimdi dördüncü cildi de çık. mıştır. Bay Yalgın bu son cildde, bir çok köyleri gözden geçirmekte, göçebe. ler arasında söylenen masallar ve tür. kü'r ” >etkik etmekte, inanmalar, üdet. ler, e“ganeler, oyunlar ve saire Üzerin- de gördüklerini anlatmaktadır. Halk bilgisi için çok büyük bir ehemmiyeti Ulas'ın Romanı ——— Memleket Postası | A . eai En güzel tütün yetiştiren yerimiz: Erbaa Ben, Erbaa'yi yeni tanınmış değilim?, Yeğit yapılr, sıcak kanlı (Herek Çocuk. ları) ile eski dostlarız., Bu, Dosluğun arasına, çağ çağ, karı. Şan acılar, köynükler, beni hergün, biraz daha, Erbaya bağlamıştır. Gönüller rtak. laştıkça, Herek li ildaşlarla sevgilerimiz kat kat, yücelendi, bununla övünürüm. € .. Bu, dönüşte (Taş Ovanm verimli, yeşil gucaklarını ATA TÜRKE hısla- mış, yakınlaşmış göre göre, kıvançlan. dim, Tokat. Elinin, bu, ünlü, tatlı köşesi. nin, günden güne, artan bayındırlığı, Herek çocuklarının göğüzlerini kabar- tacak kadar ve doludur. Elek- rı, sineması, coşkun sayılı kentlerimiz gin yer tutar, Bu, onuruna, ökonomi verimini de eklersek, vezik erba; Taş Ovada öncülü mliği 1 Gönlümün birer birer, da lerle yu, okul gençliği İle erbaa arasında sa etmek. klanmış ol an dilekleri olan eserini yılmaz bir direnle ileriye götüren Bay Yalgını türk folkloruna bu güzel ecer için kutla- mayr bir borç biliriz. Dördüncü cildin fiatı 78 kuruştur. Adana Türksözü matbaasında basılmış tır.. MİMAR Bu çok kıymetli sanat ve mimarlık mecmmasının son çıkan sayısı her za - manki gibi mesleke aid zengin yar ve çok değerli resimlerle doludur. Cüm- huriyetin on birinci yılını kutlama do- layısile yapılmış olan taklar modern ev plân ve resimleri, Tahranda Türkiye elçilik binası projesi, Edirnede Selim camiine dair bir etüd, Belkis harabeleri, tenis, futbol sahaları, başka memleket- lerde mimari, betonarme inşaata kalıp başlıklr yazılar vardır. Bu çok güzel mecmuayı bütün yapı — severlere salık veririz. ZİRAAT GAZETESİ Ziraat okulları mezunları cemiyeti tarafından çıkarılan (Ziraat gazetesi) nin beşinci yılının ilk teşrin tarihli 10 Uncu sayısı çıkmıştır. Aksaray saylavı Bay M. Yaşar'ın (Ankara birası), Kas- tamonu saylavı Bay Tahsin'in (Anka- Tada açılan sanatlar sergisi dolayrsile), doktor Bay Şevket Raşid'in (cihan p3 zarında tutunabilen ziraat), doktor B Ali Kemalin (Bizde ağaç korumanın manası), Bay Mehmed Alinin (Bilecik- te bir kış armudu), Day Feham'ın (Af- yon Karahisar vilayc'inde rastlanan İlaç otları), muatlim Bay M. Zihni'nin (ilaç otları), Bay Faj'in dutçuluk, Bay Ser- vet Fehim'in (İtalyada sütçülük), adlı Yazılarile kısa bilgiler ve meslekf du - Şumlar vardır. Tanesi 15 kuruştur. Bu değerli mecmuayı ekim İşlerile alaka - dar olan bütün okurlarımıza salık veri- riz. 'Tefrika: Benim Günahım (MEA CULPA) Yazan: ANNIE VIVANTI Saad Nasir, mermer merdiven- lerin üstünde dimdik, onları bek- liyordu. Fakat onlardan önce, kamışlık- lar arasında bir gizli patikadan, soluk soluğa ve yalın ayak, mavi entarili bir çocuk geldi: — Sana posta Saad Nasir E- fendi. Allah seni kötüden koru- sun! — Teşekkür ederim, Safti. Al - lah günlerini şen etsin. »— Mektublardan birinin üstün- ge Büyük Bretagne damgası var- . Mektubta şunlar yazılı idi: “Saad Nasir, Bir kızım var. Kızım buğday Başakları gibi sarışmndır. Allaha ısmarladık.,, İtalyanca aslından türkçeye çeviren: çeviren: NÜSHET HAŞİM SİNANOĞLU III BÖLÜM Xxxır Adımı “Darling,, koydular, “Darling!,, ingilizce “sevgili,, demek olan bu ad, Fakland'daki eski evde, büyük ana ile büyük ba- banın dudaklarında gülümseme - lerle çiçekler gibi açılarak sabah- tan akşama çınladı. — “Darling,, ! Astrid, kollarının arasmda gök- gözlü yavtucakla Norman'a ulaş- tığı zaman, bu, Norman'ın sevgi haykırması oldu. “Darling!. Darling! Arkasında anneliğin şefkatli endişesi olduğu halde, sarışın baş- tığazın parıldıyarak her geçtiği yerde bu ses işitiliyordu;. Nor- içinde, erbaanm ökonomi üstünlüğü ge. Hirdi; tütün ülkesinin bu, üstünlük içinde gönençlendiğini görmek, bunu, yudum yudum tatmak, ne denlü kıvançlı.... Sarı, ince damarlı, içimi hafif, ko- kusu büyülü Taş Ova tütünlerinin acun alıcıları arasında büyük Ünü var- dır, Hiç bir barman yoktur ki, Erbaa tütünleri karışmadan renk, değer bul- muş olsun... Bu, yıl, İstanbulda, tütüncülük sıyasa. lnda yer kaplamış bir almanla konuşu. yordum. Bay, Şimid bana, Türk tütünü. nün olfazlığını, bilmezmişim gibi anlatı. rken, erbaa tütünlerinin seçginliği, değe. Tiönünde uzun uzun duralamıştı. Anağımda beliren izlere göre, yılda iki buçuk milyon kilo tütünün kaynak yeri Erbaa için anlamlı, düzenli bir yarın gösteren bu, sözler içinde, tütün. lerin aran işi ve bilği ile ekimi önceleni. yordu. Acun gözlerini yeşil, sarı yapraklar arasında açan ve yine bu, yapraklar ara. sında kapayan herek köylüsü, bu, kılık. taki sözlerin çeşid çeşid benzerini dinle., miştir. O, tütün bilgici olarak geçinenle. ribile duraklatan, şaşırtan bir tütün ve tütüncülük ustaşıdır. (Tütün kurumu) ile bir kat daha ilerleyen erbaa tütünleri ve ekicileri de. gerli, üstün belgelerdir. Bu, dizilere bitim vermerden önce ATATÜRK çocuklarından dem vurmak gerekti... Erbaa, kıranlarım venk, aydınlık içinde alev alev, parlatan herek çocukla. Tını övmek çok tatlıdır. Erbaanın yankı. smı çektiğim şu, anda bunu, isterdim. Neyleyimki, kendi kendini övmek gibi olur dedilerde... CEVDET BAYKAL i'ıuıuımuıuıvuıı TLH TAMATa armranaı Glmemz Ş , Sok değerli bir kitab — $ Avrupada otomobil İ Yazan: A. Şükrü ESMER Satış yeriz Ahmed Halid Kütübhanesi Kondisi sıyasal tarih hocası olan Ahmed Şükrü Esmer, bu kitabta o. kuyucusuna, anlatmık istediği şey- leri, yormadan, belli etmeden oku. tan tam ve olgun bir gazetecidir. (Ulus) E ile 9000 kilometre Kitabı okurkan insan bu memle. ketleri geziyormuş — gibi hi duyu. yor. (Akşam) .. Kitabı. okuduğunuz dakikalarda kendiniz seyahat etmişsiniz zehabr na kapılacaksınız. Aynı zamanda is tifade edeceksiniz. (Haber) man'ın bir sevinç ve ışık yuvası hazırlamış olduğu o göz alıcı Nil kıyısı boyunca, El Vasta sokakla- rında güneşlemek için dolaşırken bu tatlı ad aksetti, Onu, başların- da destileri ile geçen esmer Mısır kadınları, iğri beyaz yelkenleri ile suları yaran yorgun kayıkcılar, kumlar üstünde yarı çıplak koşu- şan kara çocuklar öğrendiler. “Darling!. Darling!..,, Sanki bir gümüş çıngırak ötü- yordu. Darling kendi de o adı sevi- yordu. kendinden, — Darling bunu istiyor.. Dar- Hing şunu istiyor, - diye ellerini çiçeklere, kelebeklere, beyaz yel - kenlere, bulutlara, aya uzatarak, gaim.ı üçüncü şahısla konuşuyor- a. Darling'in istediği hiç bir şey yoktu ki, annesi, ona hediye et - mek için, yerden, gökten topla - mak, koparmak, çalmak istememiş olsun. Böylece. annelik, haz verici kasırga, bütün başka passiyonları, bütün başka arzuları silmek için, Astrid'in ruhuna siddetle doldu. Üçüncü senfonik konser Aydam Ahmed Adnanın has talığı yü: zünden Üçüncü sen! bir böafta Aydayan, aydam yardımcısı viyo'onist Bay Halildi. Fakat, bugün, eksiksiz ten. polarla yürütülmüş olan Becthoven'in hik konsere yalnız ek bir programla çıkıldı. beşinci senfonisi ile (Tanhauser) uver- | türünün nasıl çalındığından söz açacak değilim. Beşincinin çalınışını pa: ndan takip etmiş olmak sıfatiyle ve er- berimdeki hatıralarının tesiri altında kalarak diyeceyim ki: bir eseri interpr- etasyon bakımından inceden inceye ele. meden yalnız deşifre meharetiyle çalı. vermek hiç bir yaman sanatın hakikatı ile denk düşemiyecektir. Örkestranın bu seferki konsere ister istemer pek üstün- Saksafonist Nibad Esengin körün repetisyonlarla çıktığı açıkça gör- ülüyordu, ti bu açık görüşlü sözlerim gelecek çalışların gene alabileceği yük. seklige olan güvenimdendir. Devrim ko- nserlerimizi eski konserlerimizden ay.'t edecek üstünlüğün (Çalmış olmak için çalmak) değil, (İnterprete etmiş olmak için çalmak) olabileceğine Nihad Esengin. Bay Sadri Özozan'ın uysal piyanosu ile pek iyi anlaşmış oldu- ğu için, çalğısının Amerikalı bilirlerince yazılmış parçalarda değeri tutarında al kışlandı. Çaldığı musikilerden çok, ses- lerinin sıcaklığı, cana yakınlığı, en çe- tin çizgileri su içer gibi bir kolaylık içinde söküp atışı, glissandolarının ye- rli yerindeki akışları ile seviliyor yur- dumurda Nihadın daha üstün bir sak. sofonca daha dinleyebilecekmiyiz acaba diye düşündük, Max Hezbetg, L. May- eur, kaliforayalı ünlü kadın saksofancu Kathryne E. Thomson ve Jascha Güre- vich gibi yalnız saksolon bestekârlığın. da tanınmış artistlerin salon parçalarını çaldı.. İşte bu bakımdan Nihaddan bir dileğimiz var: gerçi yeni bir çalğı ol- mak yüzünden saksofonun Beethoven, wagner gibi eski büyüklerle ilişiği yo ksada, A. Thomas, Bizat, Verdi, Strauss gibi kafaların ve hele bütün büyük ye- nilerin uluslararası bunca değerli solo- inaniyoruz. SAYIFA B Soyadları Koç — Koçzade Bay Vehbi cski soyadları olan Koç adını soyadı. ola- rak almışlardır. 'Tamgacı — Sağlık ve Soyzal yardım evrak müdürü Kemal, — Bursa, Baytar Fikri. Erker — Posta ve Tlegraf genel çe- virgenliğinde Şükrü. Dikmen — Ankara esliha tüfek me- muru Hulüsi. Kesim — Bay Süleyman oğlu eczacı Rıza ve bütün yakınları, Sargın — Başbakanlık daire ve le - vazım müdürü Bay Emin, karısı Bayan Mesrure, kızı Beria, kardeşleri - tekalid istihkâm miralayr Bay Muhtar, askeri temyiz arasından gencral İzzet, Sıvas — Erzurum hattr inşaat başmüdür muavi. ni mühendis Haydar, eşleri ve çocukla. rı; amcası oğlu Mehmed, Ankara istss. yon müdürü Bay Asaf eşleri ve çocuk - ları. İplikci — Bayındırlık bal ketler genel çevirgen maavini F mir'de sigorta acentesi Sadi, İstanbul gümrüğünde Süreyya, valideleri Fatma, Yıldırım — Devlet Şürası deavi da. lresi kaleminde Siret. Demirok — Devlet Şürası deavi ka. leminde Hayri. Athkan — Devlet Şürası dcavi dai. resi kaleminde Sami Sanlı — Alanya ziraat bankası me- muru Sabri, Bulat — Alanya Ziraat bankası me. murü müuavini Adil, Arslantürk — Gümrük bakanlığı mu amelât memurlarından İsmail. Özark — Konya'da topcu müteksid kaymakam Bay Hasan Niyari, kardeşi Müliye bakanlığı milli emlâkte Bay Necati, Avcı — Ziraat bankasr umum nt haberat âmir muavini Hüsnü. Ülgen — Ziraat Bankası umum mu. haberat memurlarından Adalet. Savcu — Ankara levazım âmirliği vweznedarı Bay Memiş ve kardeşi Mus. tafa, Tartan — D. D. Y, hareket - dairesi muh>bere memuru Niyari. nlığı şir. in, İz- Ayman — İçeri işler bakanlığı sefer. berlik memurlarından Kâzım. Yurdabak — Tçeri işler bakanlığı «e- ferberlik memurlarından Rifat. ki,gelecek konserlerinde, salan musil lerinden başka bu edebi değeri şüphe yök ki pek daha yüksek olan şeylere de geniş bir yer versir * *özlerimi, V.D' İndy' nin saksofon ile orkestraya mah. sus olan ve değerinin sözü tarih kitape larıma bile geçen ( Cboral vari ) sini dinletsin ( 1903; Op. 55 ) ... Bay Nihad programlarını çizerken büyük halkı düş ünmekle çok iyi ediyorsa da, unutma. malıdır ki dinleyicileri arasında bir çok da bilgili meraklılar vardır kendi. sini ta gönülden alkışlayanlar ve kon- serlerinin sıklaşmasını sözle de İsteye- nler arasında Başbakan İsmet İnönü gibi büyüklerimiz de vardır. Mah mud R. Akıncılar Duydu ki, ilâhi lâtfun ona ba- ğışladığı sarışın kızcağız, onu te- mizlemisti, kurtarmıştı. Darling, — onun için beraattı kurtuluştu. Darling, Tanrının affi idi. XXXT *“Sallan, sallan büyülü beşik, Küçüğüm benim cabuk uyuya cak: Gökten, her uyumayan çocuk İçin akşam gönderilen Rüyalar gemisi, Baştanbaşa çiçeklenmiş bir ada- ya doğru, Onunla yola çıkacak. Titreyen beyaz yelkenlerini aç- miş, Dalgalardan sallanarak gidiyor, Küçük sevgiliyi uzaklara göt TÜYOLA Fakat gete geçince, Altınlı fecirle beraber, Büyülü gemi, Bir melek taralından göretle - nerek Onu tekrar getirecek...,, Astrid, iki yüksek firenk cma- rı arasına asılmış olan — kırmızı ipekten hamağı yavaş yavaş sal - lıyordu. Bütün ctraf çiçekleniyor: du. Zakkum demetleri, verandayı, güllü bulut kümeleri halinde sar- mıştı. — Uyu, benim küçük Darling”"- im, uyu! Fakat Darling uyumuyordu. Açık büyük gözlerini, tropikal a- cayib bir ağacın sarkan dallarıma dikmişti: Gövdenin ufki bir ko- lundan çıkarak, dalgalı ve müte - harrik bir kocaman saçak gibi kulf sarkan yapraksız, esmer, in - ce uzun dallar. Daha uzunları, ve- re değince tutunuyor, yeni kök- ler salrvyorlardı; ama daha kısala- rı, sarkık ve iBri, hafif rürgârda sallanryorlardı. Küçüğün gözleri, bu dallardan birine, ısrarlı bir merakla dikil - mişti. Bahçeye bakan arab oğlan, İs- mail, Astrid'e yaklaştı: — Milady, oradan cekil! Astrid parmağını dudaklarına götürerek ihtar etti: — Sus, Smail! Ü (Sonu var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: